8 Ekim 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 6

8 Ekim 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

beğenir. el TR e a e ii m Güzellik mi - Hendese- Mimari Rasih Nuri İLERİ Eski hikâye: Nerkis.suda kendi yüzünü görüp ona âşık olmu nsan en çok kendi kendinin ben- zerini beğenir. İnsan kendisine tam zıd olanı da Oda bir nevi benzer de- mektir. ğ a .. Muayyen bir işi, bir şeyi en az sây ve en az malzeme ile* yapmak dünyanın temel prensibi... Billârların şekli bu prensipten doğar. Hendesi ve riyazi bir mesele bu... * ** (En az malzeme ile muayyen bir maksada en uygun şekil) deyince, bu prensip bize canlı uzviyetlerin biçimindeki sırrı verir. Yüzmeğe en uygun olan balık şeklidir. ile bulunan en uygun denizaltı biçimi köpek balığınınki... Kw Riyazi sebeblerle şekil alan insan kendisini, yani kik ve uyarlık ) prensiplerinin en güzel nümunesini beğenince, hendesi bir iadeyi beğen- miş olur. i #i# Kendimizi beğeniriz. Bize benzer olanı beğeniriz. Saf bir hendesi şekli beğeniriz. Eflâtun derki: «Bir eşyanın cüz- leri küllüne müşabih olmalı ki güzel olsun, * “Şekil ilmi hendesedir. Şekil sanatı ise mimari... Biz ister kendimizi, ister tam ak- sini beğenelim; hendeseye, nisbete, yani sayıya bağlanmış oluruz. * ** Herodot «hayatımda gördüğüm en güzel âbide muazzam bir mikâp- tır» diyor. Ya ehramlara diyeceğiniz varmı? * *# O-.— Her mikâp güzel midir ? Ben — Mikâp bize benzer mi? Benim şeklim de, mikâbınki de SAYI'- nın mahsulü... Benzerlik burada kalır. ME saf bir ai büyük bir tecrittir, ç.” La a Benzerlik yoksa tenakus olmalı... Bize nisbetle çok büyük bir mikâb hendesi, saf bir şekil olduğundan gü- zeldir. Bana gelince, tavla zarını çok - severim. * * Güzellik, alışkanlık meselesidir; biz insan oğullarını görüyoruz, bun- dan sonra göreceğiz de. İnsandan başka güzel tanımam. İnsandan veya ona benzeyenler- den ; MN Mimari — Hendese. O — Bina nasıl olmalı? Ben — Kullanılacağı uygun olmalı. O — O kadar mı? Ben — Dünyanın temel prensi- bine uygun olmalı, yani riyaziyeye, nisbete SAYI ya dayanmalı. — Başka nasıl olmalı ? Ben — Malzemeye sadık olmalı. Kubbeyi yapan, kubbe güzel di- yemi yapmıştır ? Hayır! Tuğla ve taşla düz tavan olmaz da ondan kub- be yapmışlar Beton kubbe olmaz mı ? Bir . ihtiyaca cevap veriyorsa âmenna, güzel olsun diye, hayır! Süleymaniye camii bir şah :serdir. Kubbeli apartımanlar ise ancak gülünç... maksada * kk Cüz külle benzer ölmâlı dömüşük. Bina kül müdür üzüne görü evet, pencereye, odaya, hattâ içinde oturan insana öre. Bina cüzdür. meş bir cüzü, manzaranın bir cü Selimiye ti dikin olabilirdi. Üsküdar sırtlarına uygundur, yani güzel, hattâ çok güzel... * #* Eski Yunan mimarisi hârika! «Hendese bilmeyen bu kapıdan girmesin!» levhasını asan kahramanın milleti başka birşey yapamazdı. , (Partenon) mabedi bir riyaziye kitabı, bir hendese davası gibi birşey: Hendese bilen (Partenon)u: bilme- yebilir, fakat belki onü yaratır. (Partenon) u inceleyen, hendeseyi öğrenir. * * Romalılar Yunan binalarını bü- yüttüler; çok defa ahenk yok oldu, eser öldü. (Partenon) u on defa büyütmek, bizden on defa büyük insanlar için bir şaheser yaratmak demektir. 5L Bir eser benim için güzelse gü- zeldir. ; Kedi veya file mahsus bir şah- eserden bana ne * ** (Gotik) kiliselerin hayranıyım ! Yunan şaheseri bir hendese da- vasıydı. Sanatkâr insan vücudünün nisbet- lerini tahlil, terkip etmiş, terkibi bir hârika yaratmış... (Gotik) kiliseler göklere doğru fışkırıyor. Temel prensibi, muayyen malze- meyle en yüksek bina şeklinde tefsir ediliyor. Yunan klasisizması bize hendese- yi öğretiyor. (Gotik), hendeseye hayat katmak- la ne yapılabileceğini gösteriyor Hendesi silsilelerin, dinamizmanın misali oluyor. * : ** XIX uncu asrın (burjua) mimarisi eskilerin mirasına konmak istedi. Ru- hu, hendeseyi unutup güzel şekilleri yanyana koymakla birşey yaratılabi- leceğini zannetti. Bu devrin bizdeki mümessili Bey- oğlu caddesidir. (Dorik) sütunları da var, (Barok) cepheleri de... * *- XIX uncu asır kendi zevksizliği- ni görmeyip makine, fabrika, makine- leşmiş. medeniyet, sanatı öldürüyor, diye çığlığı bastı. dü Sırf teknika lideri uğraşan mühendisler farkına varmadan yeni mimariyi kurdular, Hendese biliyorlardı. Cici bici ile uğraşmayıp ii alm en çok fay- dalanmak istiyorlar Muazzam yi (sitilo) ları ii kadar heybetli ve güzel. a köprülerin çelik senfonyası (Gotik) katedrallerindeki ile kardeş. * ** n az betonla en büyük dayanık- lılık veren hangarlar eski bir mabedi andırıyor. Oralardan çıkıp havalanan (ay- rodinamik) tayyarelerin zarafetine, gü- zelliğine ne EN Davâ şu Goküüdü kümeleniyor : Her zaman ve mekânda, hendese, nisbet ve şekil ölçüsünü, o zaman ve mekânın ruhuna uydurabilmek... Hu- susile şiirde bu böyle... Şiirin kendisi ve bütün tezahur çerçevelerinde... Kahramanlar, üstün şekli kavra- yanlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: