25 Şubat 1944 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16

25 Şubat 1944 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FİŞ Müttefik kuvvetler, Müt- TAHLİL Müttefik tayyareler, tefik tanklar, filân, falan... Birinci sunturlu yanlış bu- dur; ve lisan dehası bakı- mından ayıpların ayıbıdır. Böyle bir terkip, ancak tavsifi terkip olarak kul- lanılabilirdi ; izafet terkibi olarak değil... Halbuki bu- rada (müttefik) sıfatı, sıfat değil, isimdir. Müttefikler kelimesinden, birl letler zümresinin hâsi ismini anlıyoruz. O halde ve mut- lak olarak Müttefik tayya- releri, Müttefik kuvvetleri, Müttefik tankları, filân, falan... Bu kadar basit bir hatayı anlamamak, zevken olsun idrâk etmemek için insanın ee (Bobstil) ol- ması laz İşin rr tarafı şudur ki, bu (Bobstil) lerin başın- da, Anadolu ajansı, Rad- yo gazetesi, bazı haşmet- Müessis ve sahibi Nejat MUHSİNOĞLU e Telefon : 21722 Bir senelik abone : Altı aylı M9 Üç aylık » SIHHAT TEMİZLİK Steril bezlerini tecrübe ediniz. Her satılır. Necip Fazıl KISAKÜREK e U. Neşriyat Müdürü : Cağaloğlu, Acımusluk sokağı No. 15 © İbrahim Horoz matbaası e 10 Lira 6 ANTİSEPTİK PRATİK ©: esaslarla hazırlanmış sıhhat 860000 KANLI GÖMLEK Bu isim ile (Asarı ilmiye) kütüphanesi Ömer Rıza Doğrul'un mühim bir ese- rini neşretmiştir. İslâm ta- rihinin en feci vakalarını tasvir eden bu eserin mevzuu şudur: Hazreti Osmanı nasıl şehit ettiler ? İlk Yahudi dönmelerinin kurdukları gizli ve yıkıcı » cemiyet, bu cemiyetin İs- » ; Mim” möolisinde çıkardığı Hazreti Os- manın Şam sokaklarında dolaştırılan kanlı gömleği, Hazreti Ali ile Hazreti Ayşe ve Muaviye arasında vuku- bulan kanlı muharebeler... Eserin yazılış tarzında mühim bir hususiyet var- Vakalar hareketlen- dirilmiş,. vakaların şahıs- ları ve kahramanları ko- nuşturulmuş, ve bu suretle tarihi vakaların kolayca anlaşılması temin edilmiş- tir. Halkın tarihi seyrede- eczanede lü muharrirler gibi (maka- mat) vardır. Ve zahir, bu edayı bir yenilik diye kul- lanmaktadırlar. Meselâ Şi- mal Afrika, Batı Fransa, Doğu Asya gibi... Bunlar da aynı sunturlu yanlış famil- yasından... Şimal Afrikası, yahut Şimali Afrika... Cenup Fransası veya Ce- nubi Fransa... (Hitler) Al- budur ! (Parkotel), (Taksim bahçe), (Minervahan) gibi lisan kepazelikleri de, ayak M. Sabri “AKIN, Deri Aykaç Elbise Dikimevi Her çeşit deriden, uçak, tank, av elbiseleri, palto caköt ve bayan man- toları, hazır ve ısmarlama, itina ile dikilir. Taahhüt işleri yapılır. Karaköy Necati Bey caddesi, Bebek İramvay Ag numara 49— 5! Sicilli Ticaret 27928 rek, merak ederek okuma- sı ve anlaması için muhar- rir bu güzel üslubu ihtiyar etmiş; ve hiç şüphe yok, gözettiği gayeyi gerçek- leştirmiştir. Eserin hedefine gelince, muharrir diyor ki: Bu ese- rin en belli başlı hedefi, İs- lâm tarihinde teşekkül eden gizli ve yıkıcı cemiyetin iç ve dış yüzünü göstermek, onun neler yaptığını, ne fesatlar çevirdiğini, ne ci- nayetler irtikâp ettiğini meydana çıkarmaktır. Muh- takımından yukarıya doğru çıkan cehil ve züppelik ağzının başka bir misali... D. Şarkılı kahve Şiirler — Çıktı Sabahattin Kudret AKSAL telif eserlerde pek dağınık bulunan bu mevzu bu eser-”) de toplu bir haldedir. T İhtiyaç içindeydik, kabul ettik. İstan- bulda her gece her evde oyun oyna- nıyor. Ve — bir hıçkırık sözlerini dü- gümlüyo: Öbürleri, birkaç lira para cezasile kurtulacaklarından emin, alışkın insan- ların rahatlığı ile yürüyorlar ve kafile karakoldan içeri giriyor. Ertesi gün, mühürlenmiş apartıman dairesi ve çoluğile çocuğile apartıma- nın bodrumundaki çamaşırlığa tek ya- takla sığınmış, verem bir koca ve ağ- layan kadın... Bunları düşünerek, Beyoğlu kaldı- rımlarından tonele doğru yürtür- ken, etrafıma bakınıyorum: Gecenin bu saatinde heryer simsiyah... Yalnız muazzam apartımanların ilk katların- daki resmi kulüpler, yani vesikalı ve teşkilâtlı kumarhaneler, ışık cümbüşü içinde... Mis sokağından Galatasara- yına kadar, 100-150 metre içinde, bunlardan tam 4 tane haşmetlisini sa- xy yıyorum. Zaten bir (röportaj) muhar- ririnin girmesine imkân olmayan bu kulüplerin iç kadrosunu pek meraka değer bulmuyorum. Zira benim kadar herkesin de onları tanıdığını biliyorum. Hanımefendilerile birlikte tüccar, mü- teahhit, vurguncu, hernevi patron ve ayrıca ve binbir ünvana bürülü nu- fuzlular kalabalığı, serbest serbest, birbirlerine, haydan gelenin nasıi huya gittiği dersini vermektedir orada... Nejat MUHSİNOĞLU 16

Bu sayıdan diğer sayfalar: