11 Ekim 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

11 Ekim 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İki kız evlât tan Oo mürekkep bir aile tasavvur edelim ki, baba- sının aldığı ma- aşla iyi bir şekil- de geçinmek im- kânma malik ol- duğu halde kız- ,lar da yüzer lira maaşla birer işe girmişlerdir. Hiç bir ihtiyaç ve mecburi- yet olmıyarak, iki kızin i işe girmesi, umu - mi iş kadrosunda iki erkeğin açıkta kal- masi“demektir. Halbuki iki kızın elinde (lüks) se israf edilen para, mutavassıt iki ailenin mütevazi geçim vasıtası olabilirdi. Bu euretle iki ailenin teşekkülüne mâni o- lunmuştur ki, bu da, cemiyet hesabina çok mühim bir. zarardır. İki kızın galışmasiyle şüphesiz aileye fazla para girmiştir. Aile de bu suretle müreffeh bir bayat temin etmiş olabilir. Fakat bu refah cemiyete fayda getirmiş değildir. İki silenin teşekkülüne mâni ol- duğu için bilâkis zararı olmuştur. Cemi - yeti kuvvetlendiren, (lüks) içinde yaşa- yan ailelerden ziyade, makul geçinme va- sıtalarına malik orta halli aile teşekkül. leridir. Ailelere refah imkânını verecek, ikti - sadi şartların inkişafıdır. Yoksa, iş saha- larında ailelerin adedce fazla yer işgal et- meleri değildir. Bir çok haklarla dünya- ya gelen ferdlerin iş kadrosunda müsta- hak oldukları bir taksimle alabilm cemiyetin yüksek menfaatleriyle a. ri âdilâne Kadın hariçte çalışsın mı? Fakat, bu sualin haysiyetli bir tarafı yoktur. Çünkü kadın, zaten aile gibi büyük bir işin ba - şındadır. Dünya kuruldu kurulalı işsiz ka- Onun ezeli ve ebedi tek ve aziz bir işi vardır ki o da, anneli- dın görülmemişdir. ği ve ailedir. Dünyada hayat ve cemiyet mevcut ol- dukça kadinm daima işi vardır. Bir iş ki bütün hayat ve insanlık onun eseridir. Cemiyet için bundan daha mühim bir iş mi tasavvur edilebilir? Hakiki mânasiyle gerçek insan yetiş- tirmek... Bu ne muazzam iştir! Bu kaaar mühim ve mübeccel işleri olduğu halde, kadınların bunu ihmal ederek hariçte, er- kek gibi iş peşinde koşmaları, hattâ bir tikir olmaktan bile elbette çok uzak ka- lir. Bu bir fikir değil, bir tereddi temayü- lüdür. Cemiyeti yükselten, hariçte çalışan ka- dınlar değil, aile vazifesinde muvaffak o- lan bilgili annelerdir, Kadınların iş sahibi olması erkeğin çalışmasiyle mümkündür. Erkek iş bulamazsa aile kuramaz. Asıl fe- lâket o zaman başlar. ve kadınlar yine iş- siz kalır. Asıl olan, erkeğin çalışmasıdır. Boşta gezmek erkek için, işsizlerin çoğalması muhit için bir zaaf ve içtimai bir yaradır. Bu yara insanlığı felâkete götürecek bü - yük sebeblerden biridir. Buna mukabil, kadınların analık ve aile gibi kendilerini her zaman en tabii şekilde meşgul edecek mühim vazifeleri vardır. Bekâı kadınlar, kocamış kızlar, cemi - yet karşısında vazifelerini yapmamaktan ileri gelen bir utanma hissiyle kendilerin- dın çalışmamalı ! de bir küçüklük duyarlar. Bu da, aile teş- kil etmenin, kadınların en hakiki işleri ol- duğunu gösteren bir insiyak hareketidir. Fakat maalesef, çalışan kadınlardan pek çoğu malik oldukları hürriyet ve istiklâli kaybetmemek maksadile meşru evlenme- ye tarafdar olmayarak serbest yaşamağı tercih ediyorlar. Bu halin, cemiyetin nü- İfus hareketiyle olan alâkasından başka ahlık telâkkileri üzerindeki tesiri de ayrı .e muazzam bir m ir, Kadınları (dekiâse) olmaktan kurta: rip asıl ve mühim vazıfelerine iade etmek lâzımdır. Bu cihetle iş sahalarında kadın- arı esas olan ailevi vazifelerinde takviye edecek bazi tahdidata ihtiyaç katidir. Ba- zı işleri hakikaten çalışmak mecburiyetin- .e olan etmek suretiyle, böylelerini korumak mümkündür. Bunun haricinde muhtaç olmayan kadınların iş kadrosunda yer almalarına şimdiki halde aç lüzum yok.wr. Bu ancak, çalışacak er- keğin adedi kâfi gelmediği zaman düşünü- lebilir. Kadınlarla erkekler arasında kanunen, hukuken hiç bir fark olmaması medeni seviyenin en güzel miyarıdır. Böyle oldu- gu halde, her iki cinsin içtimai faaliyette hilkat eliyle çizilmiş farklı ihtisas sahaları vardır. teminattır. Kadınların kendi sahaların haricine çıkmaları veyahut erkeklerin on- arın yerine geçmeleri cemiyetin hayat ve mevcudiyeti için bir tehlikedir. Bu sahala- rin ayrı olması hayatın teşekkülünde en tabii bir muvazene olmuştur. Yalova — Çıma dıktan sonra başlamaktadır. Biz, yiyorlar. Bu kız iz did. bu a ini sonra ğer kamp hayatıdır ki, ğuna en keskin misaldir. Bu manzara kamp hayatımm kızlar arasmda izci Adesenin ee her bolt bir ii 1ş ve hedef (Büyük Doğu) EM şöyle diyor. (Iste İzci cık küm; ırlarma çekildi. akları zaman tekmil haberi veriy orltar ve > terbiyesi kızlarımız!,. Bunlar ikten sonra sofra başımda yen üzerindeki telâkkimizin o korkuneclu- sadece Kkupısma ait bir tezahürdür. Ve bütün nezaket kamp hayatı başla” teşkilâtını anlamayanlardanız!)

Bu sayıdan diğer sayfalar: