31 Ekim 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4

31 Ekim 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 İMAMI GAZALİ DEN Son Söz Ülfet 'üslümanlık ahlâkının ve Ölçüsü bu arada ülfet miza- nının ana ölçüsü, her işde orta yeri ve itidali bulmak- tır. Meselâ tevazuda zillete kaya kadar düşülmeyecek, va- kardada gurura kadar çı- kılmayacaktır. Daima eşya ve bhâdiselerin sağlı güldürmekten başka kasd ve gayesi olmayan hikâye- mak,” kelime oyunculuğu ve inatçılık yapmamak baş- hca şartlardandır. Bir meclise giren insan, müslümanların başlıca şiar icabı selâm verir, herkesin ler anlatmamak, maskara- lık ve şaklabanlığa kaçma- beklemeksizin, bilhassa kim- senin kendisi için ayağa sollu ifrat ve tefrit kutup- kalkmasını istemeksizin (bu larına kapılmadan araların. da geçit yolunu bulmak demek “olan; itidal sım, hemen her mesele ve teza- bürde daima ayni hikmeti belirtir, Bahsimiz olan ül- fet ve sohbet işindede mübalâğalı tevdzu ile had. dinden aşırı vakar arası bir yol tutmak lâzımdır. Sohbet esnasinda güzel söz söylemek, güzel sözleri dinlemeği bilmek, laf kes- memek, fevkalâde-taaccüp- ler izhar etmemek. muha- tabına lâfı tekrarlatmamak, Ey Kitap ehli! Yerine getiremediğin işle ne diye iftihar. edersin ? Kendin vazgeçmediğin hali niçin baş- kalarına yasak edersin? Ve kendin yapamadığın işi niçin başkalarına emredersin? Yiyemiyeceğin ve bırakıp gideceğin malı neye toplarsın ? Yoksa ölümden emin- misin? Yahut Cehennemden kurtulduğuna dair elinde bir senet-mi var? Yoksa Cennetle tepşir mi edildin? Veyahut Allah tarafından âman mı verildi ? Ve yoksa Allahın nimetleri, ihsanları mı seni azdırdı? Allahın verdiği uzun ömürle daima seni yüksek mevkilerde bulundurmasına mı âldandın? Seni sıhhat ve afiyet aldatmasın; bugünler pek kısa ve malümdur; sayılı ne: feslerden ibarettir. Allahla kul arasındaki bütün sırlar açıktır. Sana gizli olan ve gafletinle perdelenen şeyi Allah görür. Öyle ise Allahtan korkun ki kurtuluşa eresiniz, ey akıl sahipleri! Bir Hadisi Kutsi'den istek okkalı bir günah olur) münasip bir tarafa çekilir ve oturur. Oturacağı yeri de, o muhitin merkezi şek- linde seçmez. Oturduktan sonrada yanına düşen zat- tan başlayarak herkese alâ. ka gösterir. İslâm, kâinatta her kuv. vetin olduğu gibi ahlâk ve retin de ana ölçülerini billürlaştırmış olan biricik dindir, A — SON — Ha.A. Ka. Din dairesini içinden bozanlar : Alevi ve Rafızilere cevap Garipoğlu Yazan : a Kriz İslâmiyetin * başında ve vecd ifade eden günlerinde mevcut olmayıp sonraları yalan ve iftira, esassız hikâ- yeler ve uydurma tarihler üzerine bina edilen bazı Tahabilere ait düşmanlıklar, hep Rafızilikten ve Alevi. likten sirayet etmiştir. Bu hezyanların ber türlüsünden sakınmak her müslüman için borçtur. Sahabiler arasın- daki ibtilâfları, münazaaları, muharebeleri, gerçek esas lara ve makü! tevillere istinat ettirmek lâzımdır. Onların (eğer varsa; araştırmak, tayin ve tespit etmek, hem akıl, hem din, hem örf, hem de rivayet yoliyle bizim haddimiz ve işimiz dahilide değildir. Sade bu his ölçüsü bile, Muaviye ve emsali gibi muazzez Sahe- bilere dil uzatmanın korkunçluğunu gösterir. Âlemlerin Efendisi o « Sahabilerim yıldızlar gibidir, hangisine atl r istikamet bağlayabilirsiniz» bnyurmuşlardır. akıl ve kuvvet bu Hadisin çerçivesinden Hazreti çeri yi ihraç etmek imkânına malik olabilir ? Küfür ve dalâlet kutbu olan Şeytan hakkında bile lügatı terk edenler bile hoş görülür ve bütün Allah mahlüka- tına lüğatı terk bir vazife bilinirken bir Peygamber Sahabisine tamamiyle indi ve nefsani kıyaslarlarla lügat edenleri temize çıkaracak hiçbir mazeret bulunamaz. Bu bakımdan Yezid ve Haccac bile lügata lâyık değildirler. Yine Âlemlerin Efendisi buyuruyor : «Bir nebiye küfredeni katlediniz ; ve benim Sa- habire söğene dayak atınız!» erin hepsi «Feth» suresinin sonundaki âyetle sabit dai ilâhi iltifata ermiş kimselerdir, Gençlere Din dersleri : MELEK se Allah'ın inanma mevzuunda emir ettiklerinden biride Meleklere iman- dır. Melekler Allah'ın ikram görmüş kullarındandır Kendilerine emredilen hususları, yorulmak, durmak, dinlen- mek bilmeksizin yaparlar, Allah bun- lara yalnız akıl ihsan buyurmuştur; Meleklerin nefsleri yoktur. Melekler, insan ve diger canlı mahlüklar gibi yemek ve içmek ihtiyacında değildir. ler. Kendilerinde analık, babalık, erkeklik ve dişilik gibi hususiyetler de bulunmaz Göze görünmezler; o kadar lâtiftiiler, Letafetleri önünde, havanın, suyun ve canın İetafeti, kesafet gibi kalır. Melekler, nefsleri olmadığı için masumdur ; günah işle- mezler, Sayılarını ancak Allah bilir, Melek demek aynı zamanda kuvvet demektir; bir dağı bir: dağa çarpıp tuzla buz edecek kuvvet Meleklerin en büyüğü olan Cibril, Lüt Peygam- berin kavmini, şehirleriyle birlikte 294 altüst etmek emrini aldığı zaman emen yerine getirmiş, bütün bir şehiri yerin dibine geçirmiştir Bir kısım Meleklerde vardır ki, bu âlemlerin hiçbirinden haberleri yoktur. Bunlar Allaha karşı istifrak içinde boğulmuş vaziyettedirler. Bunlardan bir kısım daimi olarak secde de, bir kısım daimi olarak rüküda, bir kısım da daimi olarak kıyamdadır. Allah'ın müslümanlara en büyük lütfu olan beşvakit namaz, işte bu Melek- lerin ilâhi huzurda ki ibadetlerinin bir örneğidir. Mekki ÜÇIŞIK

Bu sayıdan diğer sayfalar: