7 Kasım 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

7 Kasım 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİRİNCİ DÜNYA HARBİNDEN BUGÜNE Yakın tarihten hatıralar ve tahliller — Eski Birinci ve Altıncı ordu kumandanı Emekli General Ali İhsan SÂBİS Tebrizden Maltaya EYE Eğer, Rusya mağlüp olmadan, bu mefkürenin tatbikatına başlanır ve bu yolda fiili teşebbüsler yapılırsa hulya- lar peşinde koşarak bitap, bitkin hale düşmek ve kendimizi perişan etmek, bu uğurda sarfedeceğimiz maddi ve mânevi emekleri, sarfedeceğimiz kan- ları, canları ve paraları heba eyle- mek gibi acı ve hüsranl neticelerden başka bir şey elde edi'emez. Enver Paşa Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı sıfatiyle, evvelâ, kendi barb kudret ve kabiliyetimizi iyi hesap edip tartmalı ve sonra, bu harb kudret ve kabiliyetimizle, Kaf- kasyadaki Rus ordusunu mağlüp ve perişan etmek mümkün olup olamı- yacağını tetkik ve teemmül etmeliydi. Enver Paşa, Alman ordularına ve bunların zaferi mutlaka kazanacakla- rına çok güvenmiş olduğundan Le. histanda yapılacak taarruzlarla Rus ordularının çabuk mağlüp ve imha edileceklerini muhakkak addediyor- du; esasen, biz de, Almanların galip geleceğini zan ve hiç olmazsa ümit ve temenni ediyorduk ; fakat Enver Paşa kadar çabuk değil. . Bütün bu tahminlerde isabet bulunmadığı ve Almanların kolay kolay galip gele. miyecekleri, Rus orduların çabuk ezemiyecekleri, daha 1914 Ağustos ayında anlaşılmış ve harbin ikinci ayında, yâni Eylülde Almanlarla Avusturyalılar, Türk ordularının yar- dımını temin için Türkiyenin bemen harbe girmesini talebe başlamışlardı. Biz, 1914 Ekim ayı sonunda Ka- radeniz vakasiyle, ge girdiğimiz zaman, Alman ve Avusturya ordu. lar, Şark cephesindeki Rus taarruz- ları karşısında geri çekilmeğe mec- bur olmuşlardı. Garp cephesinde de Eylül ayındaki (Marn) muharebesinde, Almanlar muvaffakıyetsizliğe uğra- mışlardı. Şu halde Lehistanda ve Galiçyadaki Rus orduları mağlüp edilemediğinden, Türk (ordusunun Kafkasyadaki Rus ordusunu mağlüp edebilmesi pek şüpbeliydi; çünkü bizim ikmal hizmetlerimiz ve muva- sala yollarımız, Şark hudutlarımızda büyük kuvvetler toplamağa ve oi ları beslemeğe kâfi değildi. Bu se- beple Türk ordularının hepsini o tarafa sevkedemiyorduk, Şark cep- hesindeki Üçüncü ordumuzu dolgun mevcutlu üç kolordudan fazla mik. tara çıkardığımız halde, bu ordunun aç kalacağı muhakkaktı. Bu kusurlar ve mahzurlar harbin başlamasından evvel geçen üç aylık seferberlik devresinde fiilen sabit olmuştu. Rus- lar, Kafkasyadaki kuvvetlerini başka taraflardan takviye edebilirlerdi. Bizim karşimızda bulunan Rus ordusu mağlup edilmeyince, onun n ve gerilerinde yapacağımız her teşebbüsün. yalnız başlarına gönde. receğimiz her ufak kuvvetin muvaffak olamıyacağı âşikârdı Fakat Makedonyada çete müsade- melerinde, Bingazide şehirlerin kena- rında âtıl duran İtalyan kuvvetlerine karşı yapılan küçük harpte, izaç ve tâciz muharebelerinde muvaffakiyet kazanmış olan Enver Bey, Başku- mandan vekili Enver Paşa olunca. aynı usulü tatbik etmekten çekin- medi. Ahvalin ve şartların Makedon- ya müsademelerinde ve Bingazi çete harbindekilerden çok farklı olduğunu dikkate almadı. Daha harp başlarbaşlamaz Teşki lâtı Mahsusa ismi verilen gönüllülerle Artvin ve Acara taraflarında Rus arazisine akınlar yaptırmağa ehem- miyet vermişti. Eğer bu akınlar, İtsiklâl Harbinde Birinci ordu kumandanı Ali İhsan Paşa Sel ye A a Üçüncü ordumuzun o muvaffakiyetli taarruz muharebelerile birlikte yapı- labilseydi, Rusların yânları ve gerileri tehdit altına girmiş ve ikmal hizmet- leri bozulmuş olacağından neticeyi lehimize kezanmağa yardım edilmiş olurdu, Üçüncü ordumuz, Ruslara karşı muvaffakiyetli taarruz hareket: leri yapacak kuvvet ve kudrette bu- lunmadığından Teşkilâtı Mahsusa müf- rezelerinin hârcketleri boşa gitmiş ve neticesiz kalmıştı. Keza, daha seferberlik devrinde, Musul civarındaki budud taburları gönüllülerle takviye olunarak, harp başlar başlamaz bunlar İran arazisine girip akın yapmak teşebbüslerinde bulundular. Rusların mukabil tedbir- leri karşısında bunların hiçbirisi, mu- vaffakiyetli . neticelere varamamıştı, İran hududu gerisinde : birkaç kasa- banın işgali, hârp vaziyetini değişti- rememişti. Bağdat civarından, Hânikin üze- rinden, İran içine doğruda ayni te- şebbüsler yapıldı, İstanbuldan bahri- yeli binbaşı Rauf bey (Eski başvekil) kumandasında bir mikdar piyade (iki taburlu Şevket beyin alayı) ile suvari ve topcudan mürekkep bir müfreze sevk olunarak Hânikin üzerinden İran 'içine sevkolundu. Fakât buda hudut muharebeleriyle uğraşarak akim kalmıştı, Bu muvaffakiyetsizliklerden ümid- sizliğe düşmeyen Enver paşa, sabit fikrinden vazgeçmiyerek, daha büyü- cek teşebbüslere girişti. Birinci ve Beşinci Kuvvei Seferiyeler adı altında iki fırkayı, amcası Yarbay Halil ve Yarbay Kâzım Karabekir krmandala- rında, ayrı ayrı istikametlerde İran içine girmek üzere, 1914 senesi son- larına doğru, İstanbuldan yola çıkar- dı. Birinci kuvvei seferiye, Musul üzerinden Tebrize ve belki şimali Azerbaycana doğru ilerliyecekti. Be- şinci Kuvvei Seferiye, Bağdat ve Hanikin üzerinden Kermenşah'a doğru yürüyecekti, Bu teşebbüsler dahi boşa gitti. Birinci Kuvvei Seferiye, 1915 senesi Mayıs ayı başında (Dil man) da mağlüp olarak ve Van'a kaybederek keçi yollarından Bitlis'e kadar çekil- meğe mecbur kalmıştı. İran'a girmek istenirken Van şehri ve vilâyeti düş- mana kaptırılmıştı. (Arkası var) ŞE

Bu sayıdan diğer sayfalar: