7 Kasım 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

7 Kasım 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

U salgın memleket için bir taraf. tan felâket, bir taraftan da in. tibah sebebi olmuştur. Padişah Ab. dülhamidin meşhur vehmi sayesinde hastalık mağlüp edilmiştir. Hikâye edelim: astalık yine Mısırdan atlıyarak İn yayılmıştı. Oradan memleke- tin başka taraflarına ve İstanbula bu- laşmıştı. İstanbul doktorları arasında kolerayı tanıyanlar çoktu. Ancak, sa- rayda bulunan doktorlar kolera bah- sinde ikiye ayrılmıştı. Bunlardan bir kısmı hastalığın kolera olmadığını pa: dişaha söylüyordu. Saray mensubu Tarik kiymet hükmü demektir. Gi ÇMIŞ GÜNÜ ELERKEN Abdülhamit Tezimiz Etrafında Dr. Osman Şevki Uludağ (Vakit - Yeni Gazete) nin 1 Kasım 1947 tarihli sayısında 1892 kolera Salgı Fl bahsederken Sultan Abülhamit hakkında (intakı hak) kabis linden şöyle zazıyor Muhtar: Efendinin tesiri henüz unu- ww için saraya girebiliyordu. adam, geçenlerde kaybettiğimiz Dot Celâl Muhtardır. Abdülhamit Tezimiz Etrafında - P ol iti k a İ n c e l iği O tariblerde Almanya İmparatoru donanmaya te run Hudeyde civarındaki hâli adayı kömür deposu yapmak üzere Alı ve tahsi üsa tahsisine müsaade buyuracaklarını zatı şahânenin zevalnapezir dostlu ümid apse bulunduğunu» söyledi. Hünkâr rak : Çağırta — Ye asker göndersin, lâzım gelen tesisatı asker zarfında bildirsin | an ehemmiyet veriyo rdu Müstakbel bir için uzak denizlerde dariki müşkül olduğunu ve İpağnie” nyaya terk bunun üzerire hemen o gün beni emen valisi Feyzi Paşaya şimdi bir iieğek çekiniz; o adaya kâfi miktarda riye v yapılsın ve neticeyi en kısa zaman İradeyi yağa ettim, İki gün sonra Feyzi Paşadan, istenilen cevabı aldık. Hu dedi. Baron Marşal'e de de civarında öyle hâli tek ada mevcut olup o söylettik. isteyecek kadar ileri gidemedi. nda vkii askeri olduğunu Har Baron ei bir el askerinin tahliyesi ile nee tahsi Hat, bir ada bulunmadığını ve yalnız bir riciye Nazırı AR ra : Tahsin di doktorlar arasında (mikrob) a inanmı- yanlar bile vardı. Bunlar padişaha yakın bulunmalarından istifade. ede- rek fikirlerini tek surette yayı- yorlardı ve bu yüzden mücadele ted. birleri alınamıyordu. AM Pei Abdülhamit sara- eşm usluklarından aldığı olirin RM sineleği doldurarak ayrıayrı kimyagerlere (bakteriologlara değil) gönderiyordu, Aldığı raporları karşılaştırınca muhtelif aykırılıklar gö- rüyordu. Bütün bunlar onun vehmini artırdıkça artırıyordu, Bir taraftan hekimlerin birbirini tutmiyan sözleri, bir taraftan ölümlerin artışı Sultan Hamidi pek sinirlendirmişti. Padişaha en yakın bulunan hekimler sadece onun vehmini gidermek için sözler söylüyorlardı. u esnada ortaya genç bir hekim çıktı, Bıyıkları büyümemis olan bu hekim Avrupadan henüz gelmişti. Kendisi cild ve firengi mütehassısı idi ama, çok cevval ve girgin olduğu nisbette pervasizdı, Babasi eskiden Askeri Tıbbiye: Mektebinde başkâtip Merhum Ali Rıza beyefendinin (19 züuncu Asırda İstanbul ) tefri- kası, bu harikülâde yazılar dela- yısiyle bir sayı tehir edildi. Celâl Muhtar, o vakit hastalığin kolera olduğunu celâdetle söyliyen olduğunu söylerken sarayda ona du- dak bükenler vardı, Padişah birbirine aykırı : olan he- kim fikirleri arasında şaşırmış olmak- la beraber, Celâl Muhtarın iddiasına kıymet verdi ve işi ecnebi mütehas- sıslara bırakmayı kararlaştırdı. (Pas- tör) ile muhabereye geçti. altın gönderen Türkiye, (Pastör)tara- fından seviliyordu, Padişah da ona ayrıca birinci rütbeden murassa Os- ni i pa: adamlarından en değerlisi olan m mes)i İstanbula gönderdi sayesinde hastalığın kolera olduğunu öğrenince tasviyelerini tatbik etti Az z ra mağlup edildi. Padişah Abdülhamidin çok günah- vi vardır, Fakat sıhhat meselelerinde Mei mem mlekete çok büyük hizmet üşmanlâarı arasında ebeni ie beraber Oo, tıbbiyeye hizmet etmekten geri dur- mamıştır, Abdülhamit, eline geçirdiği Ro > (Şantimes) i iltifatlarına boğmuştur. Ona hediyeler, ihsanlar vermiştir. Hattâ ona Bâlâ rütbesi bile tevcih etmiştir. Zamane şairleri bu vakayı şöyle hicvederler : Tertemiz şapkayla gelmişken bu 'şehre (Şantimes) Rütbesi bâlâ ile giydirdiler bir yağlı fes! ; Padişah Abdülhamit, ortalıkta kolera hafifleyince artık işlerin yolu- na girdiğini gören (Şantimes) e daha çok vaadlerde bulunurak Türkiyede kalmasını ondan rica etmiş olmakla beraber, o, Pariste yapacağı şeyler ol- etmiştir. Bunun üzerine padişah yine bizzat (Pastör)e müracaat ederek (Şan- times)i Türkiyeye vermesini rica etmiş, (Pastör) den de onu tememesini, sağ kolundan mahrum edilmemesini rica ederek, Türkiye için onun kader faydalı olabilecek bir hekim seçip göndereceği vaadini alınca artık ısrardan vazgeçmiştir. Meşhur (Nikol) ün Türkiyeye * gelip yerleşmesi ve uzun müddete çalışma. bu hâdisenin - eseridir ki, Türkiye, bakteriyoloji ilmini cna borçludur | Geçmiş günün mizahı: 35 yıl evvelki bu karikatür, o zaman İstanbula dâvet edilmiş bir şehir müftehassısının kaldırımalar üze- ln halini gösteriyor. Mütehassıs yine mütehassıs ve sokak, hakikalle yine o kekikli

Bu sayıdan diğer sayfalar: