30 Ocak 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

30 Ocak 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KEİ ÜNÜN en mühim mevzuu... Bilhas yarı münevverlerin en büyük ıstırabı... İşsizlik ! Memleketimizin iktisadi muvaze- nesi, bir hayli yıl oluyor, âdeta, top- ekün bozguna uğramıştır. Sayısı fazla olmıyan bir kısım, alabildiğine kazanıyor, ekseriyeti teşkil edenler- den çoğu ise işsizliğin ve sıkıntının zirvesine varmış bulunuyor. En bü- yük sıkıntıyı da yukarıda işaret etti. ğimiz gibi yarı münevver genç- ler çekiyor. Tahsilden, okuma çağının ilk yıllarında ayrılmış olanlar. iyi kötü bir zanata, . altın bileziğe sahip olmuşlar- dır. Vasat bir kazanca da ma. liktirler. Fakat belini devlet yük bir sıkıntı içindedirler. * Liseden mezun olmuş ve askerliğini o bitirmiş yüzlerce genç tanıyoruz. Hepsi bir me- muriyet peşindedir. Hattâ ay- larla, senelerle bile desek yalan söylemiş olmayız. memuriyet peşindedirler. Memuriyet, ille memuriyet, Serbest hayatta şu veya bu olarak çalışmayı onur- larına yediremiyen bu efendiler, dipsiz kile boş anbar misali, kahve köşelerinde memuriyet beklemeyi ber şeye tercih edi- yorlar; etmektedirler. Bu işin Onlar da bir esaslı fikre sahip değildirler ! Gerek Peker hükümeti, ge. rek Saka hükümeti zamanında, devlet dairelerinin kadroları . önce tahdidata. sonra da ten sikata tâbi tutulmuşlardır, Bu. gün için, değil yeni bir tayin yapmak, vazife almış olanlar bile açı- ğa çıkarılmaktadır. Tabii dayıya (!) rada tebarüz ettirmek istediğimiz, ar- kası (!) olan birkaç kişilik ekalliyet değil, hiç bir elinden tutana mâlik olmıyan ekseriyetin vâziyetidir. na, bilhassa «Küçük ilânlar» a dikkat edilirse, iş arayanların çokluğu na- zarı dikkati celbeder. Dâvamıza en Günlük gazetelerin ilân sütunları. Z kA RE iyi misal; müessesemizin bir muhase be memuruna ihtiyacı olduğu kısa bir zaman evvel, bir akşam gazetesi. ne, bir gün için, bir ilân vermiştik. İlân verdiğimiz gazete, ogün saat İl de çıktı, Tam yarım saat sonra, ilk müracaatçı karşımıza gelmiş bulunu- yordu, İşte o zaman, 20 nci asrın sü rat asrı olduğunu ve mamleketimizin de işsizliğin zoruyla bu asrın icabatına uyduğuna kani olduk, Yalnız o gün müracaat edenler 100 rakkamını aştı. Ve bu ğe hızla devam etti, Ne- tice ; üracaat edenlerin sayısı Köni insanın âdeta tüyleri ürperiyor, Tam 278 erkek, 43 kadın talib... Korkunç değil mi? Bu müra- caatçıların büyük 'bir kısmı, genç ve olanlar, azlığı teşkil edenler ise çe- şitli vazifelerden emekliye ime mütekaitlerdi. CS “Daktilo, eski yazı, birkaç lisan bilenlerinden . tutun, o diplomasından başka sermayesi olmıyanlara kadar çeşit çeşit ve muhtelif kıymette iş- sizler... Nerede bir münhal iş olursa olsun, yüzlerce müracaatçı oradadır. Bugünün okuyan genci, tahsilini bitirir bitirmez veya tahsilden ayrılın- ca, Şu sual karşısındadır: Nerede iş bulabilirim? Ona verilecek ceva- bımız; binde bir ihtimalle tesadüfün lütfu olmazsa ve bir koruyucu ekâbire malik değilse, açıkta kalacağıdır. Artık yüksek tahsil diploması da geçer akça olmaktan çıkmıştır. Bir genç dert yandı, dedi ki: «Tam on bir ay o lip edilmediğim bildirilmedi»... Yalnız o mu ya?” Kaç daireye ve kaç müesseseye müracaat edip aylar, ca hiç bir cevap alamamış olanların sayısı o kadar sek Ki Son Ba ai gazetelerin zabıta havadisleri sütünlarının toplu bir muhasebesi yapılırsa, yeni bir hırsız tipinin çoğaldığı belli olur, Bunlar; «kibar hırsız», « Amerikanvari ngster », «otomobilli hırsız», «şık gangs- ter», «centilmen haydut» ve. saire gibi sıfatlar alan, çoğu iyi aileden gelen ve tahsil gör- müş olan tiplerdir. Okumuş olmak ve iş bulamamak bir- leşince, bu hazin tecelli doğ- uyor, Kötü öraekler çoğalıyor. İşsizlik öyle bir ağaçtır ki, verdiği omeyveler cemiyetin yüzünü kızartır. Manevi kıiy- metlerden mahrum insan, bir de işsiz kalınca, türlü fena- lıklara doğru e ei sürati ubşu, kumarı, ye haydutluğu, ahlâksızlığı doğu- ran (faktör)ler den birinin bu olduğunu, ne zaman bütün ehemmiyetiyle kavrıyacağız ye buna karşı çareler düşünece- ğiz ? Mekteplerden seri halinde talebe mezun etmek, bütçede sözüm ona tasarruf yapacağız diye kadroları bir sonbahar rüzgârı edasiyle tensikata tâbi tut- mak kolay; fakat bunların çalışma imkânlariyle alâkadar olmamak kadar hazin! Memleketimizde yaşıyan her sınıf insanın çalışabileceği iş sahalazının emini için ne düşünülüyor? : Büyük bir Avrupalı ressa- i ismini verdiği tab- izlikten meydana gelen kötülük- ler dal dal gösteriliyor. 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: