23 Aralık 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

23 Aralık 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nisbet şekil, madde, ruh Mustafa MÜFTÜOĞLU Hendese, Eski hikâve: Nerkis suda kendi yüzünü görüp ona âşık olmuş... İnsan en cok kendi kendinin ben- zerini beğenir. İnsan kendisine tam zıd olanı da beğenir. O da bir nevi ben- zer demektir. *X Muayyen bir işi, bir şeyi en az sây ve enaz malzeme ile yapmak dünyanın temel prensibi... Billürların şekli bu prensipten doğar. * «En az malzeme ile muayyen bir maksada en uygun şekil» deyince, bu prensip bize canlı uzviyetlerin biçimindeki sırrı verir, Yüzmeğe en uygun olan balık şeklidir. Riyaziye ile bulunan en uygun denizaltı bicimi, köpek balığının- ki... Bütün bunlarda ilâhi hikmet- ten bir lisan vok mudur? * Kendimizi beğeniriz. Bize benzer olanı beğeniriz. Sâf bir hendesi sekli beğeniriz. Eflâtun der ki: «Bir eşyanın cüz- leri küllüne müşabih olmalı ki gü- zel olsun.» * Herodot «Hayatımda gördüğüm en güzel âbide, muazzam bir mi- kâptır.» diyor. * O — Her mikâp güzel midir? Ben — Mikâp bize benzer mi? Benim seklim de, mikâbınki de SAYI'nın mahsulü... Benzerlik bu- rada kalır. Mikâb sâf bir şekil, bü- yük bir tecrittir. Benzerlik voksa tenakus olmalı... Bize nisbetle cok büyük bir mi- kâb, hendesi, sâf bir şekil olduğun- dan güzeldir. Güzellik, alışkanlık meselesidir; biz insan oğullarını görüyoruz, bundan sonra göreceğiz de. İnsandan başka güzel tanımam. İnsandan veya benzerlerinden... Mimari — Hendese. O — Bina nasıl olmalı? Ben — Kullanılacağı uygun olmalı. O — O kadar mı? Ben —- Dünyanın temel prensi- bine uysun olmalı, yani riyaziye- ye, nisbete, SAYI'va dayanmalı. O — Başka nasıl olmalı? Ben — Malzemeve sadık olmalı, Kubbeyi yapan, kubbe güzel di- ye mi yapmıştır? Hayır! Tuğla ve taşla düz tavan olmaz da ondan kubbe yapmışlar. Beton kubbe olmaz mı? Bir ihtiyaca cevap veriyorsa âmenna; #üzel olsun diye, hayır! Süleymaniye camii bir. şaheser- dir. Kubbeli apartımanlar ise ancak maksada YAN gülünç... Demek ki, hilkatte gü- zel ve faydalı bir arada... * «Cüz külle benzer olmalı» demiş- tik. Bina kül müdür? Cüzüne göre evet; pencereye, odaya, hattâ icinde oturan insana göre... . Bina cüzdür. Şehrin bir cüzü, manzararının bir cüzü. Selimiye kışlası çirkin olabilirdi. Üsküdar sırtlarına uygundur, ya- ni süzel, hattâ çok güzel... * Eski Yunan mimarisi hârika! «Hendese bilmeyen bu kapıdan girmesin!» levhasını asan kahrama- nın milleti başka birşey yapamaz- dı. (Partenon) mâbedi bir riyaziye (1S . kitabı, bir hendese dâvası gibi bir- şey... X* XIX uncu Asrın (burjua) mimari- si eskilerin mirasına konmak İs- tedi. Ruhu, hendesevi unutup gü- zel şekilleri (oyanyana koymakla birşey doğurabileceğini zannetti. Tereddi devrinin bizdeki omü- messili Beyoğlu caddesidir. (Dorik) sütunları da var, (Ba- rok) öevheleri de... w XIX uncu asır kendi zevksizliği- ni görmeyip makine, fabrika, ma- kineleşmiş medeniyet, sanatı öldü- rüyor, dive cığlığı bastı. Sırf teknik meselelerile uğra- şan mühendisler farkına varmadan yeni mimarivi kurdular Hendese bilivorlardı. Cici - bici ile uğraşmayın malzemeden en çok faydalanmak istiyorlardı. Muazzam Amerikan (sitilo) ları ehramlar kadar heybetli ve güzel. Asma köprülerin celik senfon- yası (Gotik) katedrallerdeki ile kardeş. , * En az betonla en büyük daya- nıklılık veren hangarlar, eski bir kervansarayı andırıyor. Oralardan cıkıv havalanan (ay- rodinamik) tavvarelerin Zzarafe- tine, güzelliğine ne buyrulur? Dâva su noktada kümeleniyor: Her zaman ve mekânda, hendese, nisbet ve sekil ölcüsünü, o zaman ve mekânın ruhuna uydurabil- mek... Hususiyle şiirde bu böyle... Şiirin kendisi ve bütün tezahür çercevelerinde... Kahramanlar, üstün şekli kav- rayanlardır.'Ruha bağlı MN, ve şekle bağlı ruh... . Ruhlarını kaybedenler, bütün ta- rih boyunca, sekil arayıcılığında te- selli buldular, Ya sekli bulabildiler mi? Kabil mi? * Şeklin fikri bulduğu hiç görül- memiştir. Fakat en mühim nefy edası şudur ki, fikrin de şekli bula- madığı hic görülmemiştir, İnsanlık bovunca bütün kavga, iki nokta arasındaki doğru çizginin başlangıcı üzerinde... (R) den mi (M) ye, (M) den mi (R) ye... (R) den (M) ye efendim, ruhtan mad- deye... 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: