3 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Ağustoı 1933 Cnmhuriyet' S ON TELGRAFLAP M. Heryo Salı günü şehrimize gelmesi bekleniyor Sabık Fransız Başvekili M. Heryo salı gUnü şehrimize gelecektir. M. Heryonun ayni günün akşamı Ankaraya hareket etmesi ve orada hükumetimiz erkânına mülâki ol • masi muhtemeldir. Elyevm Yalovada bulunan Ha riciye Vekili Tevfik Rüştü Bey de bir iki güne kadar Ankaraya gidecek ve bu ziyaret esnasında Ankarada bulunacaktır. M. Heryonun Ankaradan avdetinde Yalovaya gitmesi, Reisicum hur Hz. tarafından kabul edilmesd çok muhtemeldir. Bu takdirde Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey de M. Heryo ile birlikte Ankaradan şehrimize gelecektir. M. Heryonun istikbal merasimi için bir program hazırlanmaktadır. Efganistanda yeni bir isyan Bahrimuhitte büyük deniz manevraları 150 Japon harp gemisi Amerikalılara cevap olmak iizere manevra yapıyor Londra 2 (A.A.) tngiliz mat • buatı, 150 parça gemile Bahrimuhit garbinde Japonlar tarafından yapılan bahrî manevraları büyük bir alâka ile takip ediyorlar. Sadece işçi fırkası naşiri efkân olan «Daily Herald» değil, fakat bütün mübafazakâr matbuat, bu. manevralan, Amerikalılann Haiti civannda yaptıklan manevralara karşı bir cevap ola • rak telâkki etmektedirler. Hint Ef gan hududunda kanlı bir harp başladı Birinci aahifeden mabat Topçu ve piyade kuvvetleri ilerle • meğe çalısırlarken hava kuvvetleri birçok köyleri ve kasabalan bombalarla tahrip etmişlerdir. tngilizler, Efganlı lan Amanullah Hanın lehine isyana teşvik için hududu aşarak Efganistana gi. ren reislerin kendilerine teslimi husu sunda kabileleri sıkıştırmaktadırlar. Bu hareketi idare eden büyük reise tngilizler Deli MoIIa diyorlar. Hindis • tanda müslümanlar arasmda herne zaman bir hareket zuhur etmiş ise bu hareketi idare edene tngilizler Deli Molla lâkabını takmağı itiyat edinmişljgr dir. Bu defaki Deli Mollamn asıl ismi Lenanaidir. Şimalî Hindistanda sakin Efganlılara mensuptur. Fakat asıl Efganistanda da büyük nüfuzu vardır. Bilhassa Efganistanm cenubundaki Host eyaletinde bu zata karşı sıkı bir merbutiyet gösterilmektedir. Şimalî Hindistandaki veziri, Maksut, Madda Kel ve Efganistandaki Zadriau kabileleri bu zatın süzünden çıkmamaktadırlar. Le. nanai Efganistandaki hareketlerin cümlesinde büyük rol oynamışhr. Şimdi ise Efganistanm sabık Kralı Amanullah Hanın lehine kıyam bayrağını açmıştn, Bu reis hali hazırda Ef ganistantn Host eyaletinde bulunmakta ve kıyam hareketmi oradan idare etmektedir. Rei» Lenanainm Şimalî Hindistan hududunda iki mutemedi vardır. Bun. lardan birinin kim olduğu henüz tesbit edilmemiş ise de digeri anlaşılmıştır. Bu mutemet henüz on tiç yaşmda bir çocuktur. tngüizlere karsı nzun ıhüddet harbeden bir sergerdenin oğln oldngundan kabilelerin kendisine karşı derin bir hürmet ve merbutiyeti vardır. Bu çocuğun bayrağı alhnda toplanan ynkan Mahmaud kabileleri, geçen marttaki Host isyanmda tngüizlere yardım eden Halim Zoi kabilesine hücuma hazırlandıklanndan Ingilizler telâşa düşmüşlerdir. Çiinkii kendilerine sa dık olan bu kabile imha edildigi takdir. de İngilizlerin Şimalî Hindistandaki Ef* gan kabileleri arasında istinatgâhı kalmıyacaktır. İngilizler bir taraftan şimdiki Efganistan hükumetine yardım etmek ve diğer taraftan kendilerine taraftar ve sadık kalan bir kabileyi himaye etmek için gayet masraflı ve tehiikeli büyük askerî harekâta girişmişlerdir. tngilizler geçen martta Veziri ve Maksut kabilelerini tehdit ederek bunların dahilî Efganistandaki kıyam er. babına gönderdikleri imdat kuvvetlerini geri aldırmışlardı. Bu defaki askerî harekâtta böyle bir netice elde etmele* ri şüphelidir. Çünkü Deli Mola dedik • Ieri reis Efganistanm Host eyaletindek! yeni kıyam hareketini bizzat idare et • mekte olduğundan Hindistandaki Ef . gan kabilelerinin bu defa bu hfirekete iştirakten imtina eylemeleri şüphelidir. Herhalde Efganistan dahilinde ve Hindistan hududunda çok mühim hâ diseler cereyan ediyor. Efgan hükumeti, dahilî kıyamlan bastırmak için ecnebilerden yardım i$temekle büyük bir hata işlemektedir. Çünkü, böyle yardımlarda bu'^nanlar sonra o memlekete yerleşir ve bir daha da çıkmazlar. Tarih, böyle misallerle dondur. Bana kalırsa Yerli Mallar Sergisinde erli Mallar Sergisinde iki defa yutkunmasaydım gözlerimde ro mantik bir nem peyda olacak. tı. O kadar iftihar ettim. Dün Abidin Daverin de yazdığı gibi «bu, yalnıı Türk mallannra değil, Türk azminm de sergisidir.» Beş senede ne fark! thtiyacımıziıı yüzde yetmişini kendi toprağımızda temin ettiren bu hızh sanayî gidişi, beş^ senede fabrika ve tezgâhlanmm 300 den 2900 miktanna çıkaran bu ham le, meselâ Bursada olduğu gibi, hey' hat, birkaç yüz tegâhın âtü kalmasma rağmen. yeni Türkiyenin, ispatmı riyazî bir delilde bulan en büyük muvaffakiyetlermden biridir. Teknik ve estetik ilerleyiş te bera ber gidiyor: Sümer Bank dairesi, yalmz teknik za ferimizi teshir eden bir eşya sergîsi değil, kumaşlar, ışıklar ve renkler arasmdaki mestedici ahengini yarahcı kafa lardan almış bir san'at eseridir. Nazilt, donuk ve gizli bir ışık dağılısı ve ince bir dekorasyon içinde Türk malı, in • sanı bir şiir kitabmın verebileceği güzel rüyalar âlemine götürüyor. Ressam Ratip Tahirin büyük ve canh bir panosunu taşıyan şeker ve rei « sam Mithahn dekorunu yaphğı müs kirat daireleri de görülecek şeyler. Zmgahn küçük evi o kadar hoşuma gitti ki „ «sergi bittikten sonra bnradan kaldır . masalar da bana kiraya verseler!» diye düşündüm. Beni değil, en lüks apartı • manlarda oturanlan bile imrendirecek ufak bir beşerî yuva. Bahçeye dizilen keresteler, kamrnı aç olmadığı hald« bana birer kurabiye ve talaşlar da telkadayıfı hissi verdiler. San'atkâr bhr el kaba oduna bir gevrek tazeliği vere biliyor. Fakat biraz teessüfle Hiraf edelim U, sergide, Mahmutpaşa yokuşunu ve çarşı içîni büyük dairelere zevksiz bir su « rette istif etmiş bölükler de yok değil. Bunlarm arasmda, meselâ cidden san' • atkâr Hayrettinm küçük fabrika kösesi, o her biri renkli taşlardan yarahlmış birer şnr olan zarif eşyası ve tertibüe in sanı kendisine nasıl çekiyor! Eski Beyazıt sergilerini hatnrladım. tşte Kurnnu Vustayı tarihte kapadığı halde medeniyet âlemin^ yirminci asra kadar devam ettiren Osmanh im paratorluğile yeni Türkiyenin farkı bu mukayesede beliriyor: Beyazıt camiinhı avlusuna tılalan ve tarçm, zencefil, ha* cıyağı kokan o Acem ve Arap pazar . larile yeni Türk sanayimm bu zafer sergisi arasmda yirmi yıllık değîl, en aşağı beş asırlık bir zaman aynlıgı var. Elle tşliyen aletten makineye, miskten, anberden, ağdadan, düzgünden, yerli pudraya ve lâvantaya, misvaktan di» fırçasma, kınadan maniküre, Arap şa • 'ndan Türk eşarpma, mestten ve kaloş kırnduradan îskarpine, mmtandan ve hilâlî gömlekten spor gomleğine, Trab. lus kuşağmdan kemere, divitten, kamışkalemden ve bezir mürekkebin den yazıkalemine, yer minderinden ve pöstekisinden yerli mefruşat fabrika « lanmızm yaptıklan koltuklara ve as lmda gene bir Türk konfor aniayışının Avrupaca taklidi olan divanlara, nemli kafes arkalanndan güneşli ve rasyonei evlere, apartımanlara bu çıkış, bu atla. yış, Yerli Mallar Sergisinin msana verdiği en canlı mukayese fikirlerinden biridir. Bithrneden evvel, sergide Remzi, Kanaat kütüphaneleri ve Doğu mecmu asınm köşelerinden başka Türk gazeteIerinm paviyonlannı da metetmek is • terim: En harikulâde paviyonu Vakit gazetesi yaphrmış. Küçük bir sinema makinesi halka Vaktin nasıl yazıldığını, dizildifini, basıldığını gösteriyor. En • fes: Mehmet Asım evvelce Fikret  » dille nasıl ağız münakaşasi ederdi, bugün de Hakkı Tarık nasıl en küçük hesap karşısmda büyük mülâhazalara dalar, tlhami Safa nasıl çalışır, ReMk Ahmet nasıl yerden selâm vererek telefon eder, Sadri Etem ve Selâmi Izzet Peya. mi Safaya nasıl veriştirhler, hepsini bu filimdet görüyorsunuz. Milliyetin paviyonu da güzel. Etem tzzetin tefrikalan PEYAMİ SAFA Lutfen sahifeyi çeviriniz «Ne anası be?> diye bağırdı ve «kah benin yedi cet sinsilesini...» diye başhyarak uzun ve kuyruklu bir küfür savurdu. Nafiz Bey elile bir işaret yaparak: Hişt! dedi, karşıtnda ağzıni bozma! E... peki... sonra? Sonrası ben deli divaneye döndüm. Nezaheti de çıldırasıya sevi • yordum. Tabiî hiç kimseye birşey scylemedim ve havadisin doğru o • lup olmadığmı anlamağa çalıştım. Hâlâ da kanya tutkunsun di yorlar. Orasını karıştırma. Baba oğul arasında böyle çirkin şeyler konu. şulmaz. Elâlemin dedikodusuna bakma. Dinle beni. Sana o zaman bu yü> reğin çektiklerini anlatsam ağlar sın. Ne çekmişsin be?.. Benim gibi sokaklarda yatmadm ya... tnsanın derdi olması için kaldırımda yatması şart değildir. (Mabadi var) Frantada hava manevralan ParU 2 (A.A.) Bahriye Neıa. reti tarafından neşredilen bir tebliğde bildirildiğine göre ağustosun birinden beşine kadar Tulonda hava tnüda(aası manevraları yapılacaktır. Bu manev ralara yüze yakın tayyare iştirak edecektir. Manevra mevzuu bir gece bombardmanı taklididir. Tuna lokarnosu suya düştü """"»MiımıiHtıımııııtınıııınninıııııııııııııııııııııiinıııııııı « İngiliz Japon iktısadî rekabeti İngilterede de ciddî endişeler baş gösterdi Ali Muzaffer Bey Yüksek tedrisat umum müdürü olacak Mülga Darülfünun Edebiyat Fakültesi reisi Ali Muzaffer B. Oniversite kad rosuna alınma • mıştı. Ali Mu zaffer Beyin Ma arif Vekâletin de bir vazifeyo tayin edileceği söylenmişti. Aldığımız malumata göre AH Muzaffer Beyin AH tfuiaffer ^ Yüksek Ttdrisat umum müdürlüğ ne tayini takarrür etmiştir. Fransız projesine akim kalmış nazarile bakılıyor Almanyada dört komüfunan Dahitiye Nazırı istifaetti nist idam edildi Atina 2 (Hususî) Başvekil M. Çaldarisitv, muhaliflere vermiş ol duğu temma*ra filî neticeleri bir takrnı rdari tebeddülât şeklinde tecelli etmiştir. Dahiliye Nazın M. Rallis, çekilmiş, yalmz Hava Ne • zaretini muhafaza etmiştir. M. Pefcro Rallis yeni Dahiliye Nazın olmustur. Poli» müdürü ve Emniyeti umu miye müdürü de tebdil «dilecektir^ Berlin 2 (A.A.) Diplomatische Londra 2 (A.A.) Her gün, Ja Correspondenz gazetesinin yazdığına ponyanm, tngilterenin elinden yeni bir göre Musolini • Gömbös konuşmalan piyasa almak üzere çalıştığma dair LonTuna havzasmdaki çok kanşık vaziyedraya bir haber gelmektedir Bu cüm. ti aydmlatmışhr. Paristeki bazı mahfilleden olarak Hariciye Nezaretinin ralerin vücude getirilmesini istedikleri porunda bir tngüîz müstemlekesı oian «Tuna lokamosu» projesine bütün büKıbnsta, tngiliz ithalâtımn 23,318 în • tfin akim kalmış nazarile bakmak ge . giliz lirası azaldığı, bunun başlıca seberektir. binin Japoa pamuklu ve ipeklüerinin rekabeti olduğu kaydedilmektedir. Roma 2 (A.A.) Messagero gazete. Diğer taraftan «Melbourne Fnan • si küçük itilâf ile Avusturya ve Macacial Times» m bir muhabirinin yap . ristan arasmda bir anlaşma vucude gettğı nzun tetldkattan anlaşıldığma go • b'rmek jçin M. Tardiö tarafından evre Avusturalya er veya geç Japon mal. velce teklif edilen ve Fransız gazetelannın hücumuna maruz kalacaktır. lerince bugün yeniden ortaya çıkanl&n Bu vaziyet tngiltere tmparatorluğunu Tuna plânı hakkmda yazdıği bir nut. endişeye düşürmüştür. tngiltere yük • kalede diyor ki: * Avusturya ile Macaristan, ik • sek tarife usulüne müracaat ederek Japonyaya cevap ta veremez. Zira Jat»at »ahasında Çekoslovakya, Romanponya, Avusturalya yünlermi satın a ya ve Yugoslavya ile elbirliğile çahşianlann ikindsidir. Ve daha geçen • mak düşüncesinde bulunmakla bera • lerde Avusturalyadan mühim miktarber ancak kendi zararlanna tahakkuk edebilecek bir siyasî mesai iştiraki hak. da buğday satın abnıştn*. kındaki projeleri kabul edemezler. Rusyadaki sporcularımız ve dün verilen ziyafet Cumhuriyet yüzme müsabakası Rala parası vermemek ifiin bir adam öldürüldü Belrin 2 (A.A.) Gecen tem muzda ikî Hiterci milisin öiümünden suçlu olarak idama mahkum edilen 4 komünist dün sabah idam edilmişlerdir. T. D. T. Cemiyetinin toplantısı tstanbul 2 (A.A.) T. D. T. Cemiyeti umumî merkez heye*i bugün saat 14 te umumî kâtip Ruşen Eşref Beyln reisliği aHında saat 14 te Dolmabahçede toplandı. Cemiyet azasmdan Ali Seydi Beyin irtihali hab«ri duyularak heyetçe teessürü mucip olmuş, ailesine taziye mek tubu yazılmasına karar verilmrişıtir. Onuncu Cumhuriyet yılıni kutlulama yüksek komisyonundan gelen mektup okunarak Ankarada Besim Aatalay Beyin bu komis • yona yardımcı aza olarak tayini, buraca da bu işin neşriyat kolu ba«ı tbrahim Necmi Bey tarafından takibi ve yüksek komisyon röisliğine o yolda cevap yazılması kararlaştı • nlıroıştır. Bundan sonra osmanlıcadan türkçeye karcılıklar klavuzu için açılmış olan ankete gelen cevaplar ve klavuz komisyonundan gelen listelerin tetkikine de. vam edilmiştir. Umumî merkez heyeti yann saat 14 te toplanacaktır. Ankara 2 (A.A.) T. D. T. Cemiyetine temmuz ayı içinde yeniden gelen derleme fislerinin sayiM 8524 tür. Bu suretle bugüne kadar gelen fişler 115,864 übulmustur. Istanbul, 17 küsur bin fişle birinciliği ve Ankara 12 bmden fazla fişle ikinciigi muhafaza etmektedir. Yeni bir tayyare rekoru Orly 2 (A.A.) Amerikan ka duı tayyarecilerinden birinin kazan inış olduğu cihan irtifa rekorunu kır • mağa çalışmak için bu sabah saat do • kuzda havalanan kadın Uyyareci Helen Bonkur saat 11/40 ta Orlyde ye. re mmiştir. Yükselişi kayde mahras alet 6000 metra irtifa gösteriyordu. Ancak Ameri kan kadın tayyarecmin kazanmış olduğu 5500 metrelik irtifa rekorunun ha Idkaten kınhp kınlmadığını anlamak için irtifa hesabınra tetkild neticesini beklemek lâzımdır. Fransızlar bir hava seferi tsrtip ediyorlar Paris 2 (A.A.) Hava Nazın M. Pierre Cot teşrmievvel ayı içinde askeri tayyarecilerden seçme bir grvıp tarafından Afrikada 25,000 kilomet . relik bir uçuş yaptıracağmı söylemiş tir. FOoya, Fa« hava kumandani, mi • ralay Vufllemin kumanda edecek mu • avini kaymakam Bouscot olacaktnr. Seyahat, 800 kilometre bir faaliyrt deireri olan ve saatte 150 kilometre seyir sürati olan askeri tayyarelerie 5 a pılacaktır. Karahisar Maden Suyu Moskova 2 (A.A.) Hususî muBirinci sahifeden mabat habirimiz bildiriyor: sa mesafeli sürat yanşlan olrnast, terBugün Spor Akademisi kampında tip ettiğimiz mukavemet yanşlarma hu. sporculaırmız şerefine büyük bir susî bir ehemmiyet vermiştir. spor bayraım yapılmıştır. Akşam üHanımlar ve erkekler arasmdaki muzeri heyet reisi Cevdet Kerim Bey sabakalar için kayit muamelesi ağusKremlin sarayında Sovyet Şuralar tosun birinden itibaren başlamışhr. Ba tttihadı merkezi icra komitesi azası muamele 20 ağustos akşamına kadar ve fırka kâtibi Medvedef Yoldaş devam edecektir. Kayit için her gün ile bir saat görüşmüştür. Heyet, öğleden sonra matbaamıza müracaat dostane ve büyük bir teşyi merasimi etmek lâzımdır. arasında tvanovaya hareket etmişBu senekî müsabakalann ferrkala tir. de giizel olması için her türlü tertibat Moskova 2 (A.A.) Hususî mu şimdiden alınmışhr. Müsabakalarda dehabirimiz bildiriyor: rece alacak sporculara kiymetli he . Türk sporcuları şerefine Harîciye diyeler, madalyalar ve şehadetnameler konağı bahçesinde verilen ziyafefcin verilecektir. sonunda M. Karahan, Türk heyeKmalıuda • Süadiye mukavemet mutine birer raket hediye etmişiir. sabakası için dün de Karagümrük kulübünden Zeki Bey, Beykozdan ApoGece de Dinamo stadyomunun diyako ve Fenerbahçeden Dimitri E . yerrvek salonunda Sovyet tttihadı fendiler kaydedilmişlerdir. spor teşkilâfa reisi ve merkezi icra komitesi azası Ansipof tarafından 350 kişilik bir ziyafet verilmişth*. Ziyafet esnasında karşılıklı dostane ve samimî nutuklar teati ednlmiştîr. Ruslar bir maç daha istediler Paris 2 (A.A.) Bahriye Nazırı Moskova 2 (Hususî) Kemal M. Leygues, jeneral Balbo filosunun Halim Bey Hakem «ncümeninde Avrupaya dönüşünde iyi surette kar . fahrî azalığa intihap edilmiştir. şılanması için Marsilya civanndaki Rus ımıhtelitinm tekrar karşılaş Berre gölünü hava işleri nazın M. Cotun ma. teklifini kafilemiz reddetnvişemrine tahsis etmiştir. tir. Filhakika Balbo filosunu teşkil eden 24 deniz tayyaresinin hep birden deroir atabilmesi için Berre gölü gibi geniş bir su sahasma ihtiyaç vardır. Bahriye Nazın bu hareketile Fransız Ankara 2 (A.A.) C. H. Fırkası umumî idare heyeti bugünkü toplabahriyeshun İtalyan meslektaşlan hak. nışında Tekirdaği Vilâyeti kaza rekındaki dostluğunu ve Balbo filosunun islerinin yeni secilmeleri tasdıik ebaşardığı çok güzel ve parlak uçuş kardildi. şısında duyduğu hayranhğı izhar et • Erzurumda kuwetlen<rîrilmekte mek istemiştir. olan Fırka teşkilâtının yeni vaziBalbo filosu hareket edemedi yetleri tetkik edildi. Adana Fırka Charenville 2 (A.A.) Balbo vaziyeti de konuşuldu. filosunun mürettebati, tayyarelerine gitmek üzere sandallarma binmiş Mide, Karaciğer ve Barsakları ve yola çıkmış olduklan bir sırada hasta olanlar Balbo, Irlanda sahillerinden bir tel»iz almiştır. Bunda o havalide kesif aç karnma ve yemek arasında bir sis huküm sürmekte olduğu bildirilnyordu. Balbo, mahallî saatle saat 4 te hareket etmek tasavİçmelidirler. vurumfa idi. (5659) Öîen kemanamn zevcesî fle anası ağhvi. ağlıya poüs karakoîundan çıkarlarken Birinci sahifeden mabat lerdir. Bir aralık üç akadaştan Adil büyük bir kama çıkararak Melek Hanımla kemancı Samiyi muhtelif yerlerinden yaralamıştar. Adil bundan sonra elindeki kamayı atarak kaç. mak istemis ise de yetişen zabıta memurları tarafından yakalanmıştır. Yarahlar hastaneye kaldınlmışlardır. Bunlardan Sami dört yerinden yaralandığı için biraz sonra ölmüşür. Adil ile arkadşlan hakktndaki tahkikata devam olunmaktadır. Fransızlar Balbo filosunu harşıiıyacakiar C. H. F. Umumî idare heyeti toplandı Amerikada haydutlarla mücadele Hyde Park «Nevyork» 2 (A.A.) Moley • Ruzvelt mülâkatına büyük bir ehemmiyet veriliyor. Reisicumhur, müttehit devletlerin hususî polislerile n. kı bir surette temas edecek olan, Skotland Yarda benzer bir hususî polis teşkilâb yapmak niyetindedir. Nevyork 2 (A.A.) Dün gece, Nevyorkun göbeğinde bir birahanenin camekânına bir bomba atılmıştır. Hâdise, haydutlann bir intikamından ibarettir. Birahane sahibi, istenilen «Baç» ı vermemişti. de o vakitler gençtim. Yirmi iki yaşımda var, yoktum. Bir taraftan hususî bir mektepte hocalık ediyor, bir taraftan da Darülfünunda oku yordum. Kazandığım para ancak cep harçlığı olduğu icin evde söz geçiremiyordum. Daha sen doğmadan evvel hırgür başladı. Ananı herkes. ten kıskanıyordum. O ayn hikâyedir. Ne cehennem azaplan çektiğimi bilmezsin. Karınm da başı havada. Varsa yoksa, hep süs, gezme. Birçok şüpheli hareketleri de gözüme çarpıyordu. Ben kudurmağa basladım. Bir gün haber alırım ki bak, sen işte bunlan bilmezsin bu kadın benimle evlenmeden evvel, kızken, Kadıköyünde, Tıp fakültesine, yani doktor mektebine giden bir gençle sevişmiş. Hatta... Pek ileriye gitmişler .. Anlıyorsun değil mi? Ben Ne. zahetle evlendiğim ilk gece bazı şüpheli emareler de görmüştüm. Ne ise .. Kapat buralannı... Senin a • nandır nihayet... Salih, Nafiz Beyin sözünü keserek: Tefrika: 7 SERVER BEDI Sabahsız Geceler Tertipü ve vazifesine bağlı bir a. dam olduğu için Nafiz Bey mektebe ait îşmi ertesi gün öğleden evvele bırakmayı hatınndan geçirmemişti; fa kat, bütün o edebiyat vazifelerini birer kere okuduktan sonra ikinci bir gözden geçirişte tashih etmek, her çocuğun yazısı hakkındaki tenkitlerini ayn ayn fişlere yazdıktan sonra birer tel raptiye ile vazife kâğıdının üstüne iliştirmek için en aşağı üç saat «eçmek l&zım geldiğini düşü . nüoce: Dur, dedi, ben işimi yann öğleden evvel yaparım. Hazır bahis açılmışken şimdd konuşalım. Pembe Hanıma döndü ve emniyet verici bir sesle: Haydî, sen gît yat! dedi. Oğlile yalnjz kaldıktan sonra o • nun yüzüne dikkatle bakarak: Beni iyi dinliyeceksin, dedi, eğer dalga geçeceksen hiç ağzımı açmıyayım. Lâkırdı anlamağa takatin var mı? Salih, rahat günlerinden arta kal. mış bir istihza ile: Söyle bakalım, dedi, kendimi zorlarım. Kızıltoprakta büyük babanın köşkünü hatırlarsın değil mi? Bil hassa uşaklar dairesini hiç unutmamış olacaksın. Çünkü iki yaşından yedi yaşma kadar bütün ömrün ahçılarla uşaklar arasmda geçti. Sa londa ve kadırJar arasmda oturmak. tan hoşlanmazdın. Varsa yoksa, bah çe, ahır ve uşak dairesi... Topal Ahmedi gözünün önüne getiriyor mu«un? Seni küçifcken hep kucağında taşırdı. Kadın hizmetçilerden kaçardın. Yemeğini bile sana hep Ahmet yedirirdi. Hoş, dört beş yaşma gir . dikten sonra da ekseriya, köşkten kaçar, mutfağa koşar, ahçılar ve uşaklarla karnını doyururdun. Hatınndan çıkarma ki seni böyle vahşi ve serseri yapan şeylerden biri de, küçükken, bir kadın şefkatinden ve itinasmdan mahrum kalman, bir uşak terbiyesi almandır. Büyük ba ban, rahmetli paşa cahil bir adam . dı, kibirliydi; lâf dinlemezdi. «Çocuğun terbiyesi bozuluyor, şunu u şak dairesine sokturmayınız!» de diğim vakit kaşlannı çatar: «Ne o lacak, derdi, köşkün içinde patırdı yapsm da kafamızı mı şişirsin?» va. kıâ sen de o yaşta Allahın belâsıy dın. Bir odada beş dakika yalmz kalsan mutlaka ya bir vazoyu kırar, yahut bir örtüyü parçalardın. Fakat bu da fena bir terbiyenin netice siydi. Bir içgüveysi olduğum için sözüm geçmezdi. Esasen baska sebeplerden dolayı da senin dizginlerini paşanın eline bırakmışhm. Bu sebep. Ieri biraz sonra anlatacağım. Paşa • nın kızı, benîm karım, senin an an olacak kadın senin terbiyenle hiç meşgul olmamıştır. Sen doğmadan evvel havalanrmştı. Nafiz Bey kalbine ait zâfını hapsetmek için derin bir nefes aldıktan sonra: Körolası, dedi, harikulâde güzel bh karıydı. Hâlâ da öyle imiş ya .. Otuz yedisine geldiği halde on yaş eksik gösteriyormuş diyor lar. Ben onu çok srenç aldım. On aL tısında vardı. Fakat, o zaman da aksi, yaşmı büyük gösterirdi. tşte, onunla izdivacımızdan beş altı ay sonra güzeiliği öyle bir arttı ki bütün Kadıköy ve Kızıltoprağın göz îeri üstünde kalmağa başladı. Ben o zamandan başıma fjelecek felâketleri hissediyordum. Paşa ağır başh bir adamdı, fakat bir tane evlâdı olduğu için kizını çok seviyor ve şımar. tıyordu. Küçük hanım lâf anlar ve ve lâf dinler takımdan değildi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: