31 Temmuz 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

31 Temmuz 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'Camhuriyet 1 1 emmuz 1 »34 Casuslar Arasında 95 Nakilİ: A. DAVER { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Pahalı sigara içenler azalıyor Satışlar cins itibarile mütemadiyen düşüyor Son senelerde memleket dahüinde sigara satışları nevi itibarile mütemadiyen sukut etmektedir. Bundan birkaç sene evvel, en fazla sarfedilen sigara Serkldoryan ve Yenice îken son senelerde sehirlerd« en fazla içilen sigara dördüncü ve besmci ne vidir. Inhisar tdaresince yapılan seneb'k bir istatistiğe göre, son bir sene içinde sahlan sigaraların yüzde 28,25 şi kalm köylii, yüzde 19,01 i ince köylü, yüz • de 10,75 şi de dördüncü ve beşinci nevidir. Bu K M içinde nevi itibarile satış miktarlan tetkik edilince, 104,954 ki • lo En Alâ, 205,146 kilo Bafra, 215,038 kuo tathsert, 527,090 ldlo birinci, 13,802 kilo ikinci, 274.679 kilo 5çünc8, 1,212,978 kilo dördüncü ve beşinci, 3,187,330 kflo kalm köylü, 2,144,371 küo ince köylü, 1,188,184 kilo halk ve 153,526 kilo Hanım sigara ve tütünü sahldığı anlaşılmıştır. Memlekette sahlan tütîmlerin yüzde 95,35 i bu adi nevi cari mamulâta, aneak yuzde 4,65 i ise hususî mamuJâta, yani En Alâdan yüksek olan nevilere ait bulunmaktadır. tAdalan Güzeüeftirme Cemiye ti> nin keskin cedzelerinden 6ın" Bizde bir cemiyet kurma ve hatta, cemiyetlerde de bir hayaller avcı Lğı ve kuru Iâf vaizliği peyda oldu. Meselâ «Ağaç Dikme Cemiyeti» kurulur. Mubarek müesseıe ağaç dikeceğine, mecmua'arla, beyanamelerle, %ixirtJerle ağac dikmenin faziletm • den milleti haberdar etmeğe çahşnr. Bunlann bir gün nazariyah da bir tarafa bırakarak isi tamamen ulvî! Hissiyat ve hassasiyete dökerek meselâ «semayi çiçeklendirme cemiye ti», «Mehtapta denizi dhüeme birliği», «Güneşi süsleme cemiyeb'» gi • bi yüksek fikirler ve flâhi tasavvur • lar mahsulü teşekküller haüne inkılâbı da beklenebflir! Ba cümleden bir «Adalan güzelleşHrme cemiyeb'» vardır ve bu se • ne faaliyete de geçmisth. Mefkure • si admda okunan bir birlik. Güzel. Fakat Adalaraa oturanlar bütün mev»•m cemiyetin >apbğı işleri iramak1 meşgul oldular. Bulamtsfılar: der& ken bir de geçen hafta baktık ki her taraf konfeti gibi A?rpilmiş «voci zename!» lerle bezenmiş. Nerede parmaklığa, kapıya, çiviye benzer bir şey bulunmuşsa bu levhalarIan birer tane asılmış. Hele kaymakamiığır önünü D grubunun sergisine döndür • müşler, parmaklıklarda saffı harp nizamında sayısız vecize! «Adanızı odanız gibi temiz tutu nuz!> Peki başüstüne efetvdim, müna • sip. Ama bu tavsiyeyi haklı gösterebilmek için bütün Adalardaki oda • lann temiz olduğunu cemiyet nere • den biliyor? «Çamsız ada, Hayırsız ada olur.» Olabilir. Lâkin bu ateşin vecize • sfle cemiyet farkında olmadan ken • disi için de bir hüküm vermiştir: Dediklerini yapmıyan bir cemiyet ya hiç birşey olamaz, yahut bir vecizeler kür sBsü! Hem efendim Ada çamvzlaşsm diyen yok ki! Cemiyet âleme a kıl öğreteceğine mevcutlann mu hafazasma, hastalıktan korunmasi na çalışsm. Her halde bir gezintiden. bir cuma tenezzühunden dönenler, enekîrî gibi yakalarma birer çam takıp gidecek değiller a!.. «Coşkun neş'e hakkınızdır, fakat azgin gürültü değil!» Affetsinler ama Büyükada tari hinde en azgm gürültü yü bizzat ce • miyet geçenlerdeki yanşta eseklere yaptırdı! Ondan sonra da bilhassa geceleri kervanlar kurup Adayı na] sesine buğmak moda oldu! Nryse bunlan geçelim. Muhterem guzelleştirme cemiyeti güneşte kalmış saksı gibi kupkuru adayı susuz, toz içinde bırakır da zaten güzel olan bu yeri ille güzelleştireceğim diye isi sadece esek yanşı ve çiçek savaşına dökerse bu fantezilerin mahsullrrîni artık; Fransız kızlarının tebdili kıyafet ederken gösterdikleri sür'at ve meharet şaşılacak şeydi! Zavahiri kurtarmak için, müte reddit bir Iisanla tecrübe edeceğini ve zabitler için bile böyle iatisnaî hareketlerde bulunmanın tehlikeli olduğunu, bilhassa kadmlarla, hele bu kadınlar düşman devlet tebaa • sından olursa gezmenin nazan dikkati ve vahim şüpheleri celbettiğini söyledim. Fakat siz Fransız oltnakla beraber Alman ordusuna karşı düş manlık göstermediğiniz için sizinle gezmekten korkacak birşey yok, değil mi madamlar? Size söz geldiğini istemeyiz. Bizim yüzümüzden âmirlerinizin muahaze«in« uğrarsanız çok müteesshr oluruz. Bize karşı o kadar nazik davranıyorsunuz ki bizim için başınıza bir iş açılması teşekkür ve minnet hislerimize aykırı birşey olur. Böyle birşeye meydan verme • mek için ben basit bir çare düşünüyorum. Yolda tehlikeli sual ve ce vaplara meydan vermemek için biz tebdili kıyafet edelim, Alman as kerî üniforması giyelim. Sizin etnirber neferlerinrz oluruz. tyi degil mi ? Sözde bir an düşündükten sonra cevap verdim: Bu fikir mükemmell Bundan sonra, şaka ve alay ederek otomobil cevelânınm teferrüahnı müzakere ettik. Bir mâni çıkmazsa yann değil öbür gün Kurtreye gideriz. Kızlar sevinçten delî oluyorlardı. Büyiik bir neş'e içinde aynldık. Bu iki gün içinde bizim tarassut memurlarımız yeni ve mühim bir şey keşfetmişlerdi. Bir Alman küçük zabiti, sık »ık Fransız kızlannın evine gidip geliyordu. Bilhassa Kurtre seyahati tahakkuk ettikten sonra, küçük zabitin ziyaretleri daha sıklaşmıştı. Küçük zabit hakkında yapılan sıkı tahkikata nazaran evrakı yolunda gibi görünüyordu. Yolunda gibi diyorum, çtinkü ünifor • msinı giydiği kit'ada kimsenin böyle bir çavuşu tanımadığı çok geç • meden anlasıldı. Onu, yalnız mer but bulunduğu kumandanlıkta ta nıyorlarda. Bu, Alman üniformah bir casus demekti. Hemen lâzım gelen tedbirleri aldık. Casus ser • best kalacak, fakat bize zarar vermemesine dikkat edilecekti. Çünkü simdilik aceleye lüzum yok. Bu umıtulmaz otomobil seyranıntn başliyacağı günün sabahında yız. Fransız kızlari erkenden, alaca karanlıkta geldiler. Hemen Alman piyade neferi kryafetine gir • diler. Ceplerîne birer de vesika verdim. Bu vesikalarda bizim emirbe rimiz olarak serbesçe dolaşabile • cekleri yazıl idi. Kizlann tebdili kıyafet ederken gösterdikleri sürat ve meharete bakınca, hilekâr dil • berlerin, bu isi ilk defa yapmadıklarına hükmetmemek kabil değil di. Kim bilir, kaç defa, bizden daha az açıkgöz Alman zabitlerile ayni oyunu oynamışlardı. Şoforümüz, eli ayağı sağlam ve güzide polislerimizden biri idi. Ben de otomobil kullanmayı biliyor dum. Otomobil zabiti olduğum için bilmem de lâzımdı. Sözde rahat eğlenmek için şoförü almıstım. Yola çıktık. Yolda, önceden hanrlattığım bir iki kontrola uğra • dık ve zabit hüviyet cüzdanlarımızı gösterdik. Kadmlar, zerre kadar füpne ettniyor, gülüyor, eğleniyor, şakalaşıyorlardı. Mülâzim W. ile benîın iltifatlanmıza karşı göster • dikleri tatlı ve sevimli mukabele, bizi zararsiz balo zendostlan telâkki ettiklerînî anlatıyordu. Nihayet, bu cmniyetle onlar taarruza geçti • Ier ve kulağımıza, o akşam için büyiik saadet vaitleri mınldandılar. Akfamı sabırsızhkla bekliyerek onlar a ask ve arzu dolu nazarlar fırlatıyorduk. Yeni kontrollarla karşılaştık; hem bu sefer gayet ciddî bir kon trol!... Askerî inzıbat memurlan, emirberlerimizi de beraber götür meğe hakkımız olmadığinı söylü • yorler ve onlan otomobilden iodir • mek istiyorlar. Ben azimkâr bir Iisanla protesto ediyorum. Askerî inzıbat memurlan Kurtre merkez kumandanlığına nrüracaat mecbu • riyetinde olduğumu söylüyorlar. Pekâlft gideriz, diyorum. Yalnız şoför, bütün bunların mürettep bir komedya olduğunu biliyor. Fakat beyhude bir komedya, çünkü arkadaşlanmizın hiçbir şeyden şüphe ettik leri yok. Fakat bir denbire tvon diyor ki: Artık Alman zabitlerinin de istedikleri yere istediklert gibi gidip gelecek vesikalan yok galiba... Bu söz bana hitap edilmediği için lftkaydane cevap veriyorum: Zabitlerin de böyle bir kon • trola tâbî tutulması gayet tabiidir. Çünkü zabit kıyafetinde dolasan bir çok casus var. tki kadm bu sözlerim üzerine lâkırdı değiftirip bizi iltifata boğu • yorlar. Bu hain Almanların bu kadar nazik, bu kadar ikramcı olduklannı, doğrusu aklımıza bîle getirmemistik. Bu aksam da, bu kadar nazik ve mültefit olacak mısınız? Bir taraftan bu tatlı sözleri kulağımıza fısıldarken diğer taraftan güzel ve ateşli vücutlerile bize yaslanıyorlardı. Taze kiraz gibi du • dakları dudaklarıtnızi arıyordu. Genç ve kuvvetli kanım, damarlarımı bir alev gibi dolaşarak ba fima, şakaklarıma, kalbime hücum ediyor, yüreğun çatlıyacak gibi çarpıyordu. Gozlerim kamasmıs gibi kapanıyordu... Vaziyet tehlikeliy di. Bütün azkn ve irademi topla dıktan sonra, erkeklik hislerimin galeyan ve isyanına hâkim olabil dim. Geçki bir zâf nöbeti, bende ftciz bir hiddet tevlit ediyor. Vahşiyane dudaklarımı uırıyorum. Talihsiz lik arkadaşım mülâzim W. ye bir göz atıyorura. Onun da benim gibi nevmidane nefsile mücadele etti ğini ve bu derunî kavgadan onun da benim gibi muzaffer çıktığını görüyorum. Fakat, kadınlann ümit ve cesaretini larmanın zamam değil. tvonun ateşli nüvazişlerine karşı kendimi hafifçe müdafaa ederek ona en tatlı sesimle: Bu gece diyorum. sevgilim, bu gece! 'ar Vecizelerle güzelleşen Ada!.. Mahkum olan eroinciler Cıgara kâğıdı kaçakçısı Hacı baba da hapsedildi Şehrimizde çıkan fransızca bir ticaret mecmuasının sermuharrirlerinden MLşel Reda Efendile bu mecmuanin mütercimi Ulvi Bey eroin Maznunlarm suçları sabit görüldükaçakçılıği yaptıkları suçile 9 uncu ihtısas mahkemesine verilmişlerdi. ğünden Mişel Reda Efendi bir sene hapse ve 200 lira ağır para cezastna, Ulvi Bey de altı ay hapse mahkum olmuşlardır. Bundan baska dokuzuncu ihtisas mahkemesi sigara kâğıdı kaçakçı • lığı yaprrvaktan suçlu olan bir makasçınm muhakemesinî de bitir miftir. Beyazıtta makasçı Hacıba • ba namile maruf Ismail Efendi, bu suçla birkaç defa yakalanmış olan bir ihtiyardır. Mahkeme kendisîni bir sene 42 gün hapse, 162 lira da para cezasına mahkum etmistir. Hacıbabaya aynca on üç buçuk ay sürgün cezası da verilmiştir. Şark misakı ve Balkan hükumetleri ADLİYEÜE Odesadan gelen eşya meselesi Gümrükteki 8 inci ihtısas mah kemesi müddeiumumiliği Ode sadan getirilen eşya meselesi hak • kmda gümrükçe tanzim olunan evrakı tetkike başlamistır. Bir tenelik varîdat tnhisarlar tdaresinin hazırlanan bi • lânçolarma nazaran haziran 933 ten» mayıs 934 tarihme kadar bir sene z*r • fmda tütün satiflarmdan 34,729,372 lira, musldrat safaşlarmdan 8,633,429 lira, tuz satışlarmda da 7,952,818 lira varidat temin Bir kıza taarruz eden kapıcı yakalandı Evvelki gün Taksimde bir apar tımanm kapıcısı Ahmet, Sabahat isminde on yaşmda bir kıza teca • vüz etmekten suçlu olarak tevkif edümistir. Müddeiumumilik tahki • kata başlamıştır. ark misakı, daha doğrusu şarkî Avrupa devletleri mütekabil yardım misakı tasav vuru, Fransadaki millî kabine buhranile Avusturyada millî sosyalistlerin çıkardıklan isyanın sebep ol • duğu endişe ve heyecan içinde adeta unutuldu. Zaten bu misaka ait faaliyeti ve müzakereleri gevşeten başka amiller de vardı. Şark misakı tasavvurunu ilk ileri süren devlet şarkî Asyadakî arazi si ve menafii Japonya fmparator luğu tarafından tehdit edilen Sov yet Rusyadır. Fransa dahi Avrupa* da sulh muahedelerile tesbit edi • len hudutların mahfuz kalmasına büyiik ehemmiyet verdiğinden ayni gayeyi güden Sovyet teklifini be • nimsemiş ve bunun vücude gelmesi için tngiltereden yardım istemişti. tngiltere bu tasavvuru esas itibarile beğenmemiş olmakla beraber Fransanın emniyet ihtiyacının bu suretle tatmin edileceği ümidile Al manya ve Lehistana vesayada bu • lunmuştu. Lâkin bu vesaya ne Berlinde ne de Varşovada memnuni yetle karşılanmamıştı. Almanya he şeyden evvel kendisinin müsavat ve silâhlanmak hakkının tanınma sım istedi. Lehistan ise yüz elli senelik çetin savaştan sonra tekrar istiklâlini temin ettiği arazisinin, kendisine belli başlı bir faydası olmıyan bir misak dolayısüe kızıl ordu, Alman ordusu ve diğer komşu devletlerin ordulan için geçit yeri olacağını düşünerek şark misakmı çok mahzurlu ve zararlı buldu. Bu misaka iştirak ettirilmesi tasavvur olunan küçük devletlere gelince bu devletlerin hudutlan dahilkıde büsbütün yeni bir siyasî faaliyet müşahede ediyoruz. Malumdur ki Sovyet hükumeti Baltık hükumetlerinin her türlü atarruzdan mahfuz kalmalarının tekeffül edilmesini evvelâ Lehis tana teklif etmişti. Lehistan bunu Baltık hükmetleri tarafından hi maye telâkki edileceği mütaleasına binaen reddetmişti. Sovyetler da ha sonra ayni teklifi Lehistanl» Almanyaya yapmışlardı. Almanyanın da itiraz etmesi üzerine şark misakmı teklif etmişlerdi. Şimdi bu şütnullü teklifin hem Baltık hükumetlerini hem de bun larla alâkası bulunan büyiik dev • letleri birbirlerile rekabet ederce sine siyasî faaliyetlere sevkettiğini müşahede ediyoruz. Lehistan Hariciye Nazın miralay Beck Baltık hükumetlerinden Es tonya ile Lettonya devletlerinin merkezlerini ziyaret ederek bu iki devleti kendisine iyice bağlamağa çalışıyor. Zaten Estonya 1924 senesinde Lehistanla bir teşriki mesai mukavelesi aktetmişti. Estonya ile Lettonya arasında bir gücnrük itti hadı mukavelesi vardır. Geçen şubatta dahi aralarında siyasî ve askerî birlik muahedesi aktedilmiştir. Leh Hariciye Nazın daha şarktaki iki Baltık hükumetile mü zakerelerde bulunurken sabık Başvekili miralay Preystor dahi Lituvanya ile anlaşmak mümkün olup olmadığını anlamak için bu hüku metin merkezi Kovnoya gitmiştir. Almanya Müdafaai Milliye Na zırı Jeneral Blomberg de evvelâ Estonyamn merkez ini ve daha sonra Fenlândiyayı ziyaret etmistir. Ahalisi Turanî olan bu iki Baltık devleti Harbi Umumide Alman ordusundan gördükleri muavenet dolayısile Almanyaya karşı hissî bağlarla bağlıdırlar. Velhasıl şark misakı Lehistanîa Almanyayı Baltık havalisinde yeni siyasî faaliyetlere sevketmiştir. MUHARREM FEYZİ SEHÎR İSLEKÎ Kadıkrjy tramvayı ilerliyor Yeni inşa edilmekte olan Kadıkoy tramvay hattının bir kolu Suadiyeye kadar geimiştir. Diğer bir kol da Kala • mışa doğru ilerlemektedir. Bu kol Ka • Iamıstan banyolar önünde bir kavis yaparak Fenerbahçeye kadar gidecektir. Sörler de mi doMorluk yap'yorlar? Bir taraftan su artıyor, bir taraffan mahalfelersusuz kalıyor Bel>diye Sular tdaresi Topkapı cnddcs.'nden kibaren Kocamusiafapa^a ei • varma kadar yeti'den 1900 rretTohık roro döşetmiş ve bu mıntakafarm su ıbtiyacnu temin etmistir. Bundan baska tstanbul ciheti yüksek mt ballelerinin tcvziatmı tsiah için Su • lar tdaresi Edirnekapıdan Beyazıta kadar jöşenecek an a borunun Fatihthi Beyaztta kadar olan 840 melroluk kısmını dösemiş, Nurosmantvede idare jubesinde evvelce 17 metro olan su tazyikı 28 metroya çıkmısbr. Bu su • retle Istanbul rmntakasuun en yüks«k semtine tazyikli su temin edümistir. Cağaloğlunda Acımusluk soka • ğında Fransız rahibeleri dispanse rinde çalısan sör Katerinin, Ayşe Hanım isminde bir kadına tatbik ettiği yanlış tedavi yüzünden ölü müne sebep olduğu müddciumumiliğe ihbar edümistir. Tahkikat yapılmaktadır. Katii Arifin muhakemesi Boğaziçinde sevgilisi Mehlika Hanunı öldüren Arif Efendinin muhakemesine dün Ağırceza mahke mesinde devam edilmiş ve muha • keme müdafaaya kalmıstır. Kaz'neye ait apartımanı başkasına veriyorlarmıs! Kumkapı ve Samatyada su yok! Kumkapı ve Samatya taraflarmda • ki umumî çesmelerde su kalmamıst.T. Bu çesmelerde Haîkah ve Kj"kçeşme suyu akmakta idi. Halk sustız kaldığuıdan Belediye bu semtkre umumî t*r kos muslukları yaptırmağa karar vermıştir. Kızgm dudaklar tekrar dudak larımı yakıyor. Ne müşkül vazife yarabbi! Allaha şükür nihayet Kurtreye geldik. Otomobilimiz «Komman dantur» yani kumandanlık dairesi önünde durdu. tçeri girdim, çok geçmeden dısarı çıktım. Komedyamn bir sahnesi daha oynanmıstı. Sonra sevgililerunizi, akrabalannın evine götürdük. lhtiyar bir adamla iki kıxı bizi hayretle karşıladılar. Kadmlar, Ivon ile Madlenin maskaralık • ları karsısuıda başlarım «allıyorlar. (Mabadi var) Fındıklıda Ermeni firarilerinden Takfuryana ait bir apartımanı hazmeye intikal etmesi lâzım gelirken sahte tapu senedile Nişan Andonyan isminde bi rine dfvrehtıekten suçlu bir şebekenm muhakemesine dün Ağırceza mahke • mesince bakılmışhr. Maznunlar arasında tapu kâtiple rinden Refik, Kemal EfendHer evvrlce Emvali Metruke Müdürlüğünde bulu nan Hakkı Bey de vardır. Hazine Vekili Arif Beyin talebi ü ztr'Vî bazı evrakın celbi için muha keme baska güne bıralalmıştır. SIHHAT İŞLERÎ MÜTEFERRÎK fıfo azaldı Şehrimizin bazı semtlerinde ve bilhassa Şişli taraflarmda mütead dit tifo vak'aları çıkmıştı. Dün Sıhhat müdürü Ali Rıza Bey son vaziyet hakkında şunları söylemiştir: « Ortada bir tifo meselesi yoktur. Şehrimizde de son günlerde yağan yağmurlardan tifo vukuatı biraz fazlaca görülmüştiiı'. Fakat sür • atle ittihaz olunan tedabir sayesinde sirayetin önüne geçilerek nor • mal vaziyet teessüs etmistir. Yani tifo kalmadı, demiyorum, fakat normal vadiye doamüştür. Bizde tifo vak'aları içme sula • nndan değildV. İçme sularımız kusursuzdur. Fakat lâğım teskilâtı • mızın noksanlığı buna sebep ol maktadır. Yıkanmadan yenen bazı sebze ve meyvaların da bunda âmil olduklan şüphesizdlr.» Haricî tayinler Türk inkıiâp rejiminin müdafaası (Başmakaleden mabat) tşte esas noktalar. Bu noktalara sımsıkı sanlmış bir milletin ne kuvvetli bir cemiyet olduğunu ve olacağını düşünunüz. Bu temeltaslarmm bir tanesini defil, en ufak parçasını yerinden oyna • brsanız oyle bir cemiyetin binasında hu•ıde gelecek çarhrtımn dehşetinden ürkmelisuıiz. Edebiyat yapmıyoruz, haki kat budur, dilimizin dönebildiği kadar « ı u anlatmağa çalıştyoruz. Yokanki sahrlar okunduktan sonra olunanlar dahfl idare edenlerle idare butfin millet efradını: Acaba teşkilâtı esasiyeye muhalif bareket ediyor muyum? Oiye nefsi bir murakabeye davet e • Ikînci Dil Kurultayı hazırlıkları Türk Dili Tetkik Cemiyeb' uraumî kâtipliğinden: Ikinci Türk Dili Kuru! tayı hazırlıkları burosu uroumî kâtip Ibrahim Necmi Beyin reisliği altmda, Çanakkale meb'usu Ahmet Cevat, Ordu meb'usu Ali Canip ve doktor Saim Ali Beylerden mürekkep olarak 29 temmuz günü öğleden evvel ve öğleden sonra iki toplantı yapmıştır. Bu iki toplantıda da Kurultay îçin gelen tezlerîn tetkiklerile ufıaşılmış, bunlar hakkmda karar verilmistîr. Merkez bürosu, 1 ağustos çarşamba günü saat 10 da yeniden toplanacaktır. debiliriz. Hakikatf halde herkes hergün bu murakabeyi nefsinde tatbik etmeli . dâ*. YUNVS NADl Londra sefareti müsteşan Basrî Reşit Bey Filibe konsolosluğuna, Filibe konsolosu Kemal Bey Bari konsolosluğuna, Bari konsolosu Moskova sefareti üçüncü kâtipliğine, Haydar Bey Londra elçiliği üçüncü kâtipliğine, Cemil Vafi Bey tstokholm ECNEBl MEHAFtLüE üçüncü kâtipliğine, îstokholm ü çüncü kâtibi Rıfkı Bey Bağdat el Dün Roma vapurile şehrimize çiliği üçüncü kâtipliğine tayin edilmuhtelif mületlere mensup 550 mişlerdir. seyyah gelmiftir. Seyyahlar öğle • Londra konsolosluğuna Talât Raden evvel otomobillerle sehri, Topuf Bey, Moskova kâtipliğine Şem • kapı sarayını ve diğer müzeleri zisettin Arif Bey, Îstokholm kâtipli yaret etmişlerdir. İçlerinde ttalyan, ğine Londra üçüncü kâtibi Hasan Alman ve Çekoslovakyalı maruf aNurettin Bey, yeni ihdas olunan üelerin ve zenginlerin bulunduğu Kalas konsolosluğuna Asaf, Anvecs bu seyyah kafilesi şehrimizden bu konsolosluğuna Münir Ibrahim Bey. aksam aynlacaktır. ler tayin edil mişlerdir. Var kıyas et! 550 seyyah geidi VÎLÂYETTE Iskânda tasfiye istanbul iskân idaresinde bir kısım memurlar arasında tasfiye ya pılmaktadır. Şark şimendiferleri amele cemiyeti Şark şimendiferleri amele cemiyeti îdare heyetinin intihabı işin den dolayı şirketle amele arasında ihtilâf çıkmıştı. Yeni idare heyeti amelenin itîrazına uğradığından yeniden intihap yapılması kararl&s • miftv. Leh Adlıye Nazırı gitti Lâğımlar kapatılıyor Şehirdeki tifo vak'alarının sira yetine bilhassa Dolapdere deresi • nin Kurtuluş mıntakasının lâğımla • rını nakletmesi sebebiyet vermiştir. Bu lâğımların kapatılmasına baş • lanmıştır. Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustur Birkaç gündenberi şehrimizde bulunmakta olan Lehistan Adliye Nazm M. Mihadovski dün Roman • ya vapurile Köstenceye hareket etmisth*. Abone J T ü r k i ye şeraiti i ^ Senelik Altıaylık Üç ayhk Bir ayhk 1400 Kr. 750 400 150 Harfç • • Yeni lialyan viskonsülü ttalyanın yeni tstanbul ikinci konsolosu M. Renato Della Chiesa Conte D'Isasca dün şehrimize gel • miştir. Ekmek fiati Ağustosun birinci gününden iti • baren ekmek dokuz kuıruş on para ye francala on dört kurustur 1700 Kr. 1450 800. J yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: