3 Ekim 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

3 Ekim 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Teşrinievvel 1934 Camhuriyet Dil savaşımız ve ecnebiler Fird V ö 1 : Nasıl yazdıT Eminenin ölümü Kocası kazaen vurduğunu itiraf etti Birkaç gün evvel Küçükmustafapaşada Emine Hanım nammda bir kadının kazaen tabanca kurşunÜe vurulduğunu ve hastanede öldüğünü yazımştık. Vak'a esrarlı görüldüğü için Müddeiumumilikçe tetkikat yapılmakta ve vak'anın kaza nu, yoksa c<nayet mi olduğu tahlr'k edilmekte idi. Dün bir muharriHmiz hâdise hakkmda Müddeiumumî Şevki Bevden şu izahatı almışhr: « Vak'ayı esrarlı bulduğumuz için tetkikatımtzı tamik ettik. Abdülhamit Efendi tekrar isticvaD edildi. Maznun bu sefer kısmen itirafta bulunarak yastığın altındaki tabancayı kurcalarken kazaen Emineyi öldürdüğünü söyledi. Hak'kî vazîyeti butfünlerde Morgdan alınacak raporla anhyacağız. Cinayet te olsa, kaza da olsa mademki bir adrm olmüstrür. Ortada bir suçlu var dmektir.» Balkan güreş şampiyonası yarın gece başlıyor Blrinci sınıf bir Çek futbol ekibi de cuma günü Fenerbahçe ile karşılaşacak Bîr Alman gazetesinin neşrettiği makale (Birinet sahifeden mabait) bayrammı kutluluyor. Her gazete, yalnız öztürkçe keh'melerle yazılmış bir makale yazacak. Arapça ve farsça ta birler makbul değil. Herhangi bir milletin, millî şuunı, ötedenberi, özdil<ne karsı duyduğu sevgiye bağhdır. Kromvelin zamanın da tngiliz dili nasıl tasfiye edildi, büyük Petronun nüfuzu nasıl Rus dili üzerinde tesir yaptise, yeni Türkiyeyi ya ratar Gazi Mustafa Kemalin de, uzun •nüddet istiklâli için savaşan memleke tinin dîline hususî mesai sarfetmesi pek tabiî idi. Millî duygu, millî dilsiz mümkün değildir. Eski Osmanlı imparatorlueu nasıl ki muhtelif miüetlerden mütesekkil idise, Osmanlı düi de Türk demek ayıp sayılırdı gene muhtelif dillerin bir haütasiydi. Harpten evvele ait güzel bir hatırlatırlar. fıkra Bugün Firdevsiyi alkışlıyan medenî dünya, ona Şehnameyi yazdıraıt Türk hükümda ile anmaktadır rını şüphesiz takdir Garp âlemi bütün tarihinde ilk ol • mak üzere şarkın büyük bir şairini alkışhyor, onun namtna merasim haftalan tertip ediyor, eserler kaleme alıyor ve bütün gazetelerini ona meddah yapıyor. Bu bahtiyar şair, Firdevsidir. Doğumunun bininci yddönümü münasebetile medenî dünyanuı birçok yerlerinde ismi hayraniyetle anılan Firdev«, Horasanlıdır ve bu Türkelinin Re zan atlı bir köyündendir. Onun doğduğu köy Tus kasabasına pek yakın olduğu için edebiyat tarihinde aldığı at Tuslu manasına olarak Tusidir. Firdevsi, islâm diinyasının Türkler eline geçmek üzere bulunduğu bir de • vhde doğdu. Cihan içinde yeni yeni roller oynamayı iyiden iyi tasarlamış olan Türkler, sönmüş medeniyetlerin faydalı taraflannı ayağa kaldırmağı da b;r vazife tanıyorlardı. Bu sebeple tran dilile, tran edebiyatüe çok yakından alâkadar olmuşlardı. O dil ve o edebiyat onuncu asırda çok sönüktü, can çekişiyordu. Çölden gelen istilâ, daha ilk hamlede eski tranın bütün edebî hazinelerini suya vermişti. Yedinci asnn sonuna doğru tran topraklanna giren müstev'i ordulann kumandanı Sa'd, eline geçen binlerce kitabı Hicaza nakletmek için izin iste yince Halife ömer, şu cevabı yollamıştı: «Onların hepsini suya atınız. Çünkü o kitaplar insanlan fazi'ete sevkediyorsa AHahm bize gönderdiği kitap daha yüksektir. Eğer onların içindeki sözler yalansa Allah bizi okumaktan muha • faza buyursun!» Sa'd işte bu emir üzerine tr?nda bulduğu kitaplan suya atbrdı ve tran edebiyatı, tarihi kökünden mahvounağa namzetlendi. Ayni şeyin daha sonra Kuteybe ordu'an tarafından Türkeh'nde de yapıldıguıı biliyoruz. Temsfl politHcasma ilk istilâ devir • lerinde pek kuvvetli surette yapışan Medine ve Şam halifeleri tranda da farisî dili yerine arapçayı koymakta tereddüt etmemişlerdi. Bu kahir tedbir, tran edebiyatmı ebedî surette felce uğratacak bir darbe idi. tk>', iki buçuk asır böyle geçti, koca tran diyarında ne bir şair rüredi, ne bir şiir duyuldu. Ancak Sâman oğullanmn tarih sahnesîne çkımaları üzerine tran da da edebî bir kımddanış yüz gösterdi. DediğimJz gibi Türkler, öldürülmüs veya ölürne mihkum edilmiş medeni • yetlerin faydalı gördükleri taraflannı dîriltmek îstiyorlardı. Sâmanhlar da bu politikayı güttüklerinden birkaç yüz senedenberi özdüini serbestçe konusamıvan tranda Farisî di!Qe şiir terennüm eden san'atkârlar yetisti. Bunların başmda meshur Rudegî ile Ebu Ali Mehmet Belâmi vardır ki her ikisi Sâman oğuDanndan Ahmedîn himayesinde yetişmişlerdir. tran dili ve edebiyatına o aflenin verdiği hamle, kendilerinin düşmesile hızını kaybetmedi. Çünkü daha kudretli bir doğuşla sahneye çıkan Gaznelüer de avni yolda yürüdüler, o düi ve o edebiyatı candan himaye ettiler, yfik ^ selttiler. Hele Gazneli Mahmut Han, tran dilile edebiyatmı kendi özdili gibi benımsemısti. Temsilci ve amansız olan Arap siyasetine karşı böyle bir politika gütmek onlarca zarurî görünüyordu. Jrandan Arap dilini kaldırmakta kolayIık bulmak ve halkın hoşnutlugunu kazanmak kaygusu, Farisî d;line kıymet vermelerini icap ettiriyordu. Arapçanın yeine türkçeyi koymakta, dinî tesirle ri düsünerek, teenni ve ihtiraz ettikle rinde süohe edilemiyen bu Türk hükümdarlar tran edebiyabnm hararetli ha mJsi kesilmi<lerdi. Gazr.eli Mahmudun sarayı acemce konusar» ve yazan şairlerle dolu idi. Hükümdar bu san'at erlerini bol ihsanlar verip beslemekle iktifa etmiyordu, onlara bir de mükemmel tran tarihi yrr. dumak istiyordu. Eserin kolayca haf>zalara geçmesi, zevkle okunması için de şiir olarak kaleme alınmasını emeî ed:n mişti. Bu arzusunu ükin Dakiki atlı bir şaire açü, yüksek mükâfatlar vadede rek bir Şehname yazmasmı teklif etti. Saray kütüphanesinde böyle bir mev zuu besliyecek bayli eserler de vardı. Dakiki hükümdarın, emrine itaat etti, Şehnameyi yazmağa başladı, fakat bin beyit kadar kaleme aldıktan sonra öldü. Mahmut Han, başUdığı işi yanm bırakan takundan degildi, bu sebeple öbür şairleri sıkışbrmaga koyuldu. Lâkm kimse, Dakiknun eserini tamamla maga teşebbüs edemiyordu. Çünkü iş, ağırdı. tşte bu sırada bir gün Gazneye, perişan kdıkh bir yolcu geldi. Bu adam avare avare sokaklan dolaşnken has bahçelerden birînm önüne vardı. Uzaktan bir şiir yuvası gibi görünen bu bahçe onu imrendirmişti ve oraya gwil mesi memuu olduğunu da bilmedigi içn sellemehüsselâm içeri dabvermiştL Şehrin yabancuı olduğu şu hareke • tinden de anlaşılan köylü kıyafetli a • dam, bahçede gelisi güzel dolaştrken gözüne bir havuz ilişti. Bu havuzun başmda uç kerliferli moUa otumyordv. Yolcu gene teklifsiz flerledi, onlarra y» mna vardı, selâm verip oturdu. Bunlar, Gazneli Sultan Mahmudun şairleri Ansari, Ascedi ve Ferruhi idiler, oraya müşaare için gelmişlerdi. Aralanna kılıksız bir derbederîn sokulduğn • nu görünce titizlendüer ve anlattılart Burası hükümdarm has bahçesi • dir, biz de onun sairieriyiz, şiirden anlamıvan buraya gelemez. Yabancı, sakin ve vakur, cevap verdi: Bizim de şoyle böyle siire nisbetuniz var. Sözden anlanz ve soz söyleriz. Bunun üzerine kendisi imrihana çe kildi. tlkin Ansari bir mısra söyledi, kafiyesi «Gülşen» di. Arkasmdan Ascedi bir mısra okudud, kafiyesi Ruşendi. Ferruhi de uçüncü rmsraı ortaya koydu ve «Cevşen» kafiyesmi kullandı. Farisî düinde bu üç kelhneye benver bir ödrdSncu kelime yoktn. O halde (Lâtfen sahifeyî çeviriniz) Bu tabah şehrimize gelecek olan Yugoslavya Milli güreş takımı Uçüncü Balkan güreş çampiyonası yarın akşam saat dokuzda başlıyacaktır. Müsabakalar Franeız tiyatrosunda yapılacaktır. Yu • nan güreş takımı evvelki gün şeh • rimize gelmişti. Bugün de Yugos • lavya ve Bulgar takımları gele cektir. Rumenler, bu seneki şampiyonaya girmemek için de yeni bir ba • hane icat etmişler ve hiç yoktan bir ihtilâf çıkarmışlardır. Ikinci Balkan güreşi kongresinde müsa • bakalara iştirak edecek takımların yedi güreşçi ve bir idareciden mürekkep olması esası kabul edihnişti. Rumenler bu defa da iki idarecile gelmek istemişlerdir. Güreş Federasyonutnuz, Jcongre mu • karreratına mubalif olan bu teklifi kabul etmemiş, Rumenler de bunu bahane ittihaz ederek gelmekten var geçmişlerdir. Bu itibarta bu seneki müsabakalarda Türkiye, Yu • goslavya, Yunanistan ve Bulgaris t? lakımları karşılaşacaklardır. Bu dort milletin güreş takımlan tam kadrolarile şampiyonaya dahil olacağından, müsabakalar bu nokta • dan çok kıymetli olacakbr. çe, Galatasaray, Vefa, Beykoz, Süleymaniye, Eyüp, Anadolu, Hilâl, topkapı. İkinci grupta: Kasımpaşa, Altı • nordu, Beylerbeyi, Karagümrük, Haliç, Feneryılmaz, Sümerspor, Doğanpor, Ortaköy, Bakırköy, Ana • doluhisar. Bu iki grup önümüzdeki cuma • dan itibaren miuabakalara başh yacaklardır. Fenerbahçe sahasında: Fener • bahçe Haliç, Anadolu • Altınordu, tstanbulspor • Ortaköy, Beykoz Beylerbeyi. Taksim sahasında: GalatasarayDoğanspor, Vefa Feneryılmaz, Eyüp • Karagümrük. Şeref sahasında: Süleymaniye Anadoluhisar, Beşiktaş • Sümer spor, Hilâl Bakırköy, Topkapı Kasımpaşa. , . „ ,,.,„,, Şilt maçları her ayın ilk haftası yapılacak, mağlup olan çekilecektir. Lik maçlarına da 12 teşrinievvel cuma günü başlanacaktır. Bu müsabakalar da Fenerbahçe, Taksim ve Şeref stadlarında yapı • lacaktır. Lik maçlarmın ilk müsabakalan şunlardır: tstanbulspor • Galatasaray, Fenerbahçe • Beşik • taş, Süleymaniye Vefa. Bu itibarla bu sene futbol mevsimi çok cazip ve hararetli müsa • bakalarla açılmaktadır. Günün birinde, mem'eketin dilini gayet iyi bi'en, âlim bir türkolog, va purdan Galata nhtımına cıkar. Orada bir hamal cağınr ve ona halis türkçe ( !) şöyle parlak bir hitabe irat eder: «Ey bir pehlivanı biamanm kaviyyülbünye evlâdı! Mamüîkümü ihtiva eyliyen işbu sandukalan derdest edip anlan duşu tahammülüne tahmil ve efrenç mahallesrâe müntehi olan isbu tarika doğ nı güzer eyle. Bunlan Mamulyan Ef. nam zabn hanei mükerremine tevdi et. Zira fakirin tenîbimanm ve seri piirtabfan anda istirahat eyliyecektir.» Zavallı hamal hayretle dndediği bu bitabe üzerine, bütiin bu arapça kelimeleri bir dua zannedip iki ellerini birden açar ve canü yürekten bir: «Amin!» der. Ayni memleketin evlâdım birleştir • nvkle mükellef olan dil, bilâkis, muhtelif sınıflan biribirlerinden ayırt eden bir duvar ohnuştu. Az çok saflıgım muhafaza eden, avarmn basit, kaba dili ;di. Okumuş adamlann konuştuklan orta türkçe, İstanbul jüppelerinin bazı frenkçe kelhneler de kattıklan, arapça ve fasça ile kanşık melez bir dildi. Eugün ancak bazı ilim adamlarmm ağzında kalan (farisi) türkçe) ise üçte iki yabancı kelimeleri ihtiva ediyordu. Alh yıl olayor ki, Gazi Mustafa Kemal, enönce yazıdan başlıyarak muazzam eserine koyuldu. Ahalinin yüzde doksanı cahildi. Çocuklar, yalntz yazıyı öğrenebilmek içta dört ilâ alb seneye muhtaçtılar. Saf bir dil vücude getir mek içîn bu vaziyete nihayet vermek lâzımdu Aylarca çalışan heyetlerin bir iş göremediklerini nriişahade eden Gazi, bir tek gecenin içinde, yüzden ziyade arap harfini Avrupaî bir alfabeye kalbediverdi. Hemen ertesi günü de, bizzat kara tahtanm baştna geçerek memurlara ve muallimlere yeni harfleri öğretmeğe koyuldu. Eylul 1932 de ikinci bir adrm daha ahldı. Birinci dil kurultayı, Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin riyasetleri altında toplandı ve kendisine aşağıki vazifeler tevdi olundu: 1 Halktan doğma kelimelerin derlenmesi; bütiin türkçe Bir sigara yiizünden bir adam yaraladı Dün Kumkapıda, Bodos reisin kayıgında tayfa Rizeli Ahmetle Halil ara • smda bir sigara yüzünden kavga çıkmıs, tokat, tekme ve yumruktan sonra Ahmet sustalı bıçağım çıkararak Halili kolundan yaralamıştır. * . ^. . . Iş Bankası heyeti d;rn Iskenderiyeye gitti Iş Bankası umum müdür vekili Muammer, Gaziantep meb'usu Kıluıç Ali, Iş bankasmdan tsmafl, Kadri ve Vehbi Beylerden mürekkep bir beyet dün Ege vapurile tskenderiyeye gitmiştir. Muammer Bey, Iskenderiyede tş Bankası şubesinin faaliyetile meşgul olacak ve Mısır tş şirketinin mesaisini inkişaf ettirecek tedbirler etrafında tetkikatta bulunacaktır. tş Bankası heyeti, tsken • deriyeden on beş gün sonra avdet edecektir. Yeni talebe Birligi Reisi Millî Türk Talebe Birligi idare heyeti dün saat birde toplanmıs, muhtelif meseleler hakkmda görüşmüştür. Toplantıda eski birlik reisi Zeki Beyin yerine Osman Nuri Bey reisliğe, Cihat Hikmet Beyden boşalan umum kâtipliğe dahiliye bürosu şefi Rüknettm ve dahiliye bürosu şefliğine neşriyattan Sabri Beyler secilmiştir. Yeni idare heyeti kapatılan Birlik gazetesi mevzuu üzerinde bazı tekliflerde bulunmuş ve münaşakalar yapılmıştır. Birlik gazetesine dair olan münakaşalann neticesi perşembe günkü idare heyeti içtimama bırakılmıştır. Talebe Birliğinin davet ve tekzibi Millî Turk Talebe Birllğl umumi kâ tiplığinen: 1 6 birlnciteşrin cumertesl günü istanbul kurtuluş bayramma Bırlığımiz de iştirak edeceğinden bütun arkadaşlann o gun sabahı Universite bahçesinde top lanmalan ehemmiyetle teblığ olunur. 2 Birliğimlzln yurt açacağı, kapa . tılan Birlik gazetesinin baska gazetelerle birleşerek neşriyatma devam edeceği ve yıllık kongremizln bu ayın 15 inde ola cağma daır neşredılen haberler asılsız olduğundan tekzip olunur. Kuvvetli bir Çek takımı şehrimize geliycr Çekoslovakyanm birinci unıf profesyonel takımlarından Bohemj an» takımı, Fenerbahçe kulübü tarafmdan vâki olan davet üzerine yarın şehrimize gelecek ve Cuma günü Fenerbahçe stadyomunda Fenerbahçe takımile ilk müsabakayt yapacaktır. Merkezî Avrupanın en ileride takımlan meyanında bulunan Bo • hemyens takıtnt, Çek futbolünü tamamen kavramış bir takım ol • duğundan cuma günü çok güzel bir maç seyredeceğimize şüphe yoktur. Bu takımla yapılacak müsabakalar, bu seneki lik ve şilt maç* lanmn arifesine tesadüf ettiğinden Fenerbahçe için sıkı bir antrenman yerine kaim olacaktır. Cuma günkü müsabakaya tam saat sörtte başlanacaktır. Cuma günü şilt maçları başh yacaktır ve Fenerbahçenin Haliçle silt nıaçı da vardır. Fakat Fener • bafıçemn bu maça ikinci takımını çık< rmasr ve birinci takımını da Çeklere karşı oynatması mümkün olabiîecektir. Verilen malumata göre Bohemyens takımı son maçlarında Spartayı mağlup etmiş ve Slâvya ile de berabere kalmıstır. Türkiye futbol şampiyonası Türkiye futbol şampiyonası grup naçlanna da 12 teşrinievvel cuma gününden itibaren başlanacaktır. Grup müsabakalan Antalya, Konya, Uşak, tstanbul, Samsunda ya • pılacak, final müsabakalan Bursada icra edilecektir. Futbol heyetinin tebligi tstanbul Putbol heyetinden: 5/10/934 cuma günü yapılacak sllt maçlan aşağıya yazılmıştır: 1 Fenerbahçe stadında, saha koml. serl Nüzhet Bey. Istanbulspor . Ortakoy saat 10 hakem Cafer Bey Fenerbahçe Haliç saat 11,45 hakem Hallt Galip Bey. 2 Beşiktaş Şeref stadında, saha komiserl Basrl Bey. Beykoz Beylerbeyi saat 10,15 hakem Basrl Bey Beşiktaş . Sümerspor saat 12 hakem Şazl Bey Topkapı . Kasımpaşa saat 13 45 hakem Ruştu Bey. Süleymaniye Anadoluhisar saat 15,30 hakem Ahmet Bey. 3 Taksim stadında, saha komlserl Kemal Bey Eyup . Karagumruk saat 11,30 hakem Suphi Bey Vefa Fener Yılmaz saat 13,15 hakem Izzet Muhıtt n Bsy Galatasaray . Doğanspcr saat 15,30 hakem Saım Turgut Bey. 4 Usküdar Anadolu sahasında, ko mıser Nuri Bey. Hilâl Bakırköy Lstıklâl saat 12 ha. kem Nuri Bey. Anadolu Altın ordu saat 13,45 hakem AJi Rıdvan Bey. istanbul Diyarbekır hava postası 2 Dilin organik teşekkülünün yeniden temini; 3 Resmî bir lugat kitabı vücude getirilmesi; 4 Hususî tabirler aranıp bulunması. karşılıklannm Lik ve şilt maçfarı Bu hafta şilt maçlarına başlanacaktır. Bu seneki küme taksimatı şu şekilde yapılmıştır: Birinci küme Beşiktaş, Fenerbahçe, Ga lata&aray, İstanbulspor, Vefa, Beykoz, Süleymaniye. tkinci küfne Eyüp, Anadolu, Hilâl, Topkapı, Kasımpaşa, Altıncrdu, Beylerbeyi. Uçüncü küme Karagümriik, Ha liç, Feneryılmaz, Sümerspor, Do ğanspor, Ortaköy, Bakırköy, AnadoluKisar. Futbol heyeti bu seneki şilt maçlarında bir değişiklik yapmıştır. Fut'jol maçlarına iştirak eden yir mi ikî kulübü onbirer kulüpten mürekkep olmak üzere iki grupa ayırrrıştır. Birinci grupta kuvvetliler toplanm^ştır: Beşiktaş, Fenerbah Ve bu defa, mavi Boğaziçi kıyılarındaki Dolmabahce sarayınm merasim salonunda, gene Rsisicumhurun riyaseti altında ikinci kurultay açıldı. Gönderilen raporlara nazaran, muhtelif kol lann kendilerine mevdu raeseleleri halle muvaffak olduklan anlaşılıyor. Asıl bize dikkate şavan göriilen cihet, Fransa akademisi, Fransız dil lugatinin ik • maline uzun senelerdenberi çalışhğı ve onu hâîâ bitiremediği halde, bu kısa raman içinde Türk dili hagatinin ihzan mesaisinin hayü ilerilemiş olmasıdır. Arada, sunu da öğreniyoruz ki, iki yıl evvel, haîkın yüzde yirmisi ancak yeni harfleri öğrendikleri halde, bugiin ba harflerle istinas edenlerin sayısı iki misline çıkmıshr. Mukavemet için mesafe 50 kilometrodur. 4 Bu musabakalara yalnız lısanslye kulüp azalan girebileceginden müsabakaya glrecek olanların lisanslannı almak üzere her gün öğleden sonra ve 9/10/934 Türk hava yoHannm ilk uzun posta seferi 30 aksamına kadar İki fotoğrafla birlikte eylul günü yapılmış, yolcu ye eşya alarak Yeşilmıntaka merkezıne müracaatleri lâzımdır. köyden kalkan tayyare Eskişehir, Ankara ve KayNot: Bu yarışlar Balkan turuna çıka • seriye uğradıktan sonra Diyarbekire gitmişti. cafe olan takımın esasına. da hazırük Resimlerimiz bu tayyare ile Diyarbekire gi • mahiyeünde olacaktır. Bisiklet şampiyonasi İstanbul mmtakası bisiklet heyetinden: 1 934 senesl istanbul bisikler sürat ve mukavemet birlnclliklerl 12/10/934 cuma günü saat 9 da yapılacaktır. 2 Müsabakalar Şışlı Mscidiye köyün. de Likor fabrıkasının önünde başlıyacak ve aynl yerde bitecektir. 3 Sürat için mesafe 1000 metrodur. dip gelen hususî fotoğrafçunız tarafından ahn mıştır. Birisi Kızılırmağın havadan görünüşü, diğeri topraklarımızın bir başka manzarasıni tesbit etmekte, üçüncüsü de tayyareyi Diyarbekır hava istasyonunda göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: