21 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

21 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Mart 1935 TARlHt YAZI ' Cumhuriyet' ÖRNEKLERİNDEN: Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sablk lntellices Servis Şefi Sir Bazil Tomson Sadırazam efendi! Tarihî yazı merakı gittikçe artiyor. Çünkü o çeşid yazılarm okuyucusu çoğaliyor. Bir mahn alidsi fazlalaşinca o mahn taklidleri, çürükleri, külüstürleri de piyasaya çikanlmaz mi?.. Ta rihî yazilarda da ayni şey görülmeğe başiadı. Tarih namina bütün ömriin • de dört kitab bile okumamis olanla • rın tarihî tefrika, tarihî hikâye, tarihî flkra yazdıklanna hemen hergün sahid oluyoruz. Bu giüünc imrenîslerden doğan e ser'er içinde tarihe geçecek kadar tu haf olanlari var. Şu musahabeye mevzu ittihaz etüğimiz «Sadırazam efendi» işte onlardan biridir. Tarihin beceriksiz ellerde nasil komikleştiğini saygi değer okuyuculanmiza göstermiş olmak için bu bilgisizlik saheserini tahlil edi • yoruz: Yazmin adı: «Sadrazama kafa tu • tan Çerkez cariyesi» dir. Bayram günlerinde çikan Hilâliahmer gazetesinin 17 mart 935 tarihJi sayisinda basill dır. Tarih sevgisi ta^iyanlardan oldu ğumuz için «Tarihten bir yaprak» baslığı altina konulan iiç büyük tütunluk yöyle bir hikâye görünce okumamak elimizden gelmedi, yaziyı gözden ge • çirmeğe koyulduk. Muhterem yazicl tarihî hikâyesine söyle basliyor: «Tarıhte Kosem Sultan ve Turhan Sultan kadar olrnamakla beraber gene kendılerınden ehemmiyeth surette bahsettiren birçok kadmlar vardlr?...> Nîçin Metenin üvey anasi, yahod Cen gizin annesi değil de Kösem ve Tur • han Sultan bu ehemmiyetli kadmlara örnek tutulmus demedim. Çünkü mu • harririn Osmanlı tarihindeki kadmlardan bahsedeceği anlaşiliyordtt. O vakit te Nurbanulann, Banularm, Rok • zelânlarin Kösemierden evvel hatira gelmeti icab eder ama örnek gösteri len kadmlar da föhreUiz değil. Hem böyle düsündüm, hem de şu ehemmiyetli kadinlar içinde Sadiraza • ma kafa tutanin kim olduğunu merak edip okumakta devam ettim. ü ç beş satir sonra «Hace Ziba» adını görmiyeyim mi? Işte o zaman güldüm. Çünkü Hace Zibanm bir vak'anUvis tari • hinde ismi geçerse de tarihte ne tikre değer rolü, ne de ehemmiyti vardir. Kösemle Turhan gibi Imparatorluğv avuçlanmn içind tutmuf, isyanlar ter tib etmif ve hatta taht üzerinde değişiklikler yapmif kadmlarm yanında Ziba Hanimm yeri soldaki srfırdan da kıymetsizdir. Kösemle Turhan, daha yaşarlarken Avrupada anilan »ahsiyetlerdendi. Greyga Neklau, Çerni gibi elçiler, tercüman Panayoti gibi adamIar, uzun raporlarla bu kadmlan freak diyarma tanitmislardır. Ziba Hannn • dan ise öliime mahkum edilmis bir kadm olmak dolayuile • yalmz Cev • det Paşa bahseder. Bununla beraber onun ölümü Os • mınh tarihinde bir ahlâksizbk faciasi • dir. Bundan ötürii ben de vaktile «Saçsaça, ba«başa» diye bir musahabe yazdim, o faciayi gazete sütunlarma ge • çirdim. Ayni mevzuun baska bir ka Iemle hikâye haline konulduğunu gö • rünce dikkatim tabiatile uyandı, yaziyı çoğalan bir merakla okumağa giristim. Ziba Hanımi, bir musahabeme mevzu yapmiş olmaklığima rağmen onun herhangi bir Sadirazama kafa tuttugunu bilmiyordum ve bilhassa bu noktayı öğrenmek istiyordum. Nihayet cehlimi giderecek cümleyi buldum, kahkahayı da kopardim. Nasil gülmezdim ki muharrir benim gibi lerin cehlini giderirken yeryüzünde Osmanh tarihi namina görilebüecek en büyük gafleti gösteriyor, su ibareyi yaziyor: «Zıba kadln bir cuma gunü öğle vakti Bcylerbeyi Havuz mesiresınde dolaşlrken Sadırazam Ha!et Efendımn karlsl Lebib kadlna rasgeldi!» Hem Sadırazam, hem efendi!.. İste tarihte esi pek seyrek görüllbilecek o lan bilgisizlik nümunesi budur. öy!e saniyorum ki ilkmektebde okuyan ço cuklar bile Sadrazamlarm mutlaka «paşa» oldukîanni bilirler. Fakat hî kâyenin muharriri bu kadar basit bir şeyi de bilmiyor, (Sadrazam Halet E • efndi) tabirini pervasiz ku'Ianiyor. Ben.'m kanaatime göre Osmanlı ta • rîhinden mevzular seçip rcman veya küçük hikâye yazacak bir muharrir, Sadirazamlarm «efendi» unvanı tası madıklanm ve çünkü Sadırazam ola bümek için evvelâ vezir olmak lâzım geleceğini, vezirîerin ise beyîerbeyi. ferik, miifir rütbesinde olanlar gibi paşa diye anüageldiklerini bilmekle iktifa etmiyecek, vezirliğin, paşahğm ve sadirazamhğın nereden geldiğini, ne demek olduğunu da bilecektır. Bir muharrir Orhanın kardeşi Alâeddin ve oğ!u Süîeyman Paşalardan sonra Çandarlı Kara Halilin vezaret mevkiine getirıldiğini, ondan sonra • hepsi tabiatile pa<a olmak üzere Osmanlı tmparatorluğunda otuz düzüne sadırazam görüldüğünü bilmezse naıü tarihten bahsedebilir ?.. Gene bir mu • harrir Osmanh devletinde ilkin bir vez'r varken sonraları ikiye, üçe, dörde, aîtiya ve son zamanlarda elliye, alt • misa çikt'ğmı, fakat sadirazamlaıin daima tek bulunduğunu, onlarla öbür vezirler arasinda Tanzünat devrine kadar büyük salâhiyet ve kudret farkları mevcud olduğunu ve meselâ haztne kapilarini mühür'emek, icab ettik • çe öğleden sonra • Babiali adı verilen • kendi konaklarinda hususî divan kur • mak, evinden saraya ve saraydan e • iS¥E Kurnaz veznedar! Vak'a uydurarak hastane kasasını soymuş 3 Bidayette Venîzelos Yunanîstanîn İtilâf devletlerine hizmete amade olduğunu bildirmiş ise de * buna hiçbir cevab alamamıştı! Kabinedeki arkadaşlarından ekserisi, onun bu teklifine itiraz et • tiler. Harîciye Nazın M. Streit, me•elenin tehirini ve ayni giin içinde fevkalide bir kabine içtîmaı yapı • Iarak, erada kat'î bir karar veril • mesini istedi. Fakat Venizelos duramıyor, birkaç saat bile bekliye miyordu. Almanyanın hezimeti pek yakın olduğunu ve meselenin birkaç saat bile tehir edilemiyeceğini »öyliyerek ısrar ettiği için M. Streit istifasını verdi. Bu esnada, 1914 ağustos ortalarinda, Venizelo* Krala ve kabine deki arkadaşlarına haber bile vermeden Yunanistandaki İtilâf devletleri elçilerine ayn ayrı müracaat ederek YunanUtan Sırbistana yardım ettiği ve Bulgaristana hücum eylediği takdirde Müttefiklerin müzaheret ve muavenetine güvenip giivenemiyeceğlni sordu. İtilâf se • firlerî, onun bu teklîfini hükumetlerine bildirdüerse de hiçbir eevab alaniadılar. Venizelosun bu teklifine cevab verilmemesinin pek be • dihi olan »ebebleri ileride anlayı • lacaktv. yormus gibi bir tavir takmmaktan geri kalmadılar. Halbuki Yunan topları cepanesizdi. Çünkü mermU ler, toplara uymuyordu. Bu esnada mühicnmat hususun • da isjer o kadar fena gidiyordu ki Paristeki Yunan sefiri Romanoı, 19 ikinciteşrin 1915 te, Fransız hükumetinin muvakkaten bulunduğu Bordo sehrinden çektiği bir tel • grafta, Belçika ve Sırb ordularına vadedilen harb malzemesinin verilmemesinden dolayı Belçika ve Sırb sefirlerinin Fransa hükumeti nezdinde acı sikâyetlerde bulunduklarını bildiriyordu. Romanos, eğer İtilâf devletlerine iltihak etmek isteniliyorsa lâzım gelen tedbirlerin vaktile ahnmasını ve cepane teda • riki hususunda bu Jevletlerle ön * ceden esaslı bir anlaşma yapılmasını kendi hükumetine tavsiye ediyordu. Bu esnada Londra ve Paris hü kumetleri, Bulgaristamn Merkezi devletlere iltihak etmek üzere ol • duğuna ve bunun Yunanistanca malum bulunduğuna hâlâ inanmak istemiyorlardı. Venizelos, Yunan büyük erkâ nıharbiyesile anlaştıktan sonra, Bulgaristanla Romanya ttilâf devletlerine iltihak etmedikçe, Yunanistanm da harekete gelmiyeceği • ni kararlastırdı ve bunu İtilâf devletleri nezdindeki Yunan »efirle rine tnahrem surette bîldirdi. 1914 ikinciteşrini ortasında Ve nîzelos, Kralın müsaadesîni aldık tan sonra, Romanyaya müracaat ederek eğer Romanya, Bulgarlardan korktuğu için İtilâf devletlerine iltihak etmiyorsa Yunanîstanîn Bulgarları uslu durdurmağı taahhüd ettiğini, bunun için de Roraanyadan Bulgar hududuna 100,000 kiai tahsid etmesinden baska birşey iste • mediğini bildirdi. Rumen hükumeti, bu teklife cevaben, harbe gir mek fikrinde olmadığım ve Sırbis tana, Bulgaristana bazı arazi bırakmasmı tavsiye etmeği tercih eyle • diğini söyledi. Aîmanya Fransa maçı Venizelos kayıtsız şartsız harbe girmek istiyor Venizelos, bir mUddet sonra tn • «iliz sefiri Sir Franciı Elliot ile : Fransa »efiri M. Devillee müracaat •tti v« Yunan ordu<unun bilâkayıd v« şart, hiç blrşey istemcden Itilif devletlerine yardıma hazır oldu • ğunu büdlrdi. Bu defa Paria ve Londradan çabuk cevab geldi. Mütte fikler, Yunan hükumetine teşek • kür ediyor, fakat teklifini kabul etmiyorlardı; çünkü harbin Bal kanlara »irayetini istemiyorlardı. Yunanistan, prensip itibarile bi • taraf olmakla beraber, hakikaii halde, talihini İtilâf devletlerinin talihine bağlamıştı. Sırbistanm Selânikte bir üssülhareke, levazım ve iase merkezi te*is eylemesine mii • saade etmifti. MUH Yunan bankatı, Strbiıtana karicde kredi açmıstı. 1914 ikinciteşrininde Avusturya Macar ordusu, Sırbistana karşı ta arruza başladığı zaman Kral Ko» • tantin hemen hemen biitiin Yunan cepanesinin Sırblara ödünc veril • mesine müsaade etmifti. Bu esnada Sırblar, topları cepanesiz kaldığı için dütman karşısmda ricat et • tnek mecburiyetîne düsmüslerdi. Bu, yalnız Sırbistana doğil; cepanesiz kalmış olan İtilâf devletlerine de bir yardıtndı. Fransız sefiri M. De•îlle o zaman sunlan yaııyordu: «Strblann felâketinden yedi gün sonra, 20,000 Yunan mermisi gel mistL Sırblar bu cepaneyi getiren Yunan kamyonlannın ü.iünde diz cöküyor, sanki bunlar Meryemana resimleri imis gibi karşılaruıda is tavroz çıkanyorlardı. Sırbistan tekrar cesaretini topladı ve Avustur • yalılar geldiklerinden daha süratle geri döndüler.» \ Yunanistana Anadoludan yer vadediyorlar 23 ikincikânun 1915 te, Sir Ed vatrd Grey, Venizelosa verdiği bir notada, eğer YunanUtan, yeni bir Avusturya taarruzile tehdid edil • mekte olan Sırbistana yardım et mek isterse, İtilâf devletlerinin de bilmukabele Yunanistana Anado • luda arazi vermeğe hazır oldukla rını bildirmişti. lngilterenin bu vadi mübhemdî; çünkü Yunanistana, henüz İtilâf devletlerinin eline geçmemiş olan araziyi vadediyordu. Evvelâ, bu araziyi zaptetraek lâzımdı. Bu sarta bağlı vaid, Venizelosa, Bulga ristanın da teşriki mesaisini temin edecek bir vasıta gibi geldi ve ona Bulgaristan da dahil olmak üzere yeni bir Balkan birliği teskili fik rini verdi. Venizelos söyle düsü • nüyordu: Bu suretle Yunanistan, Sırbla • Eğer, İtilâf devletleri, Yunanis rın Avusturyalılara karşı kazandıktana Anadoludan 62,000 mil mu • lan bu zaferde mühîm bh âmil olrabbaı arazi verirlerse o halde Bulznuslardı. Burada bir noktaya daha garistanı neden satın almamalı? balmumu yapıstırmak lâzımdır ki Yeni Yunanistanın en zengin mın ttilâf devletlerinin, bu cepanenin takası olan Makedonyadaki Drama, yerine Yunanistana verdikleri merKavala vilâyetini, mecburî bir a miler, Yunan toplannın çapından hali mUbadelesinden sonra Bulgadaha büyük çıktu Paristeki Yunan ristana vermek suretile bu devleti ' sefiri, bunu protesto ettiği zaman, satın almak kabildir. Franıızlar or.a: Venizelos bu tezi müdafaa eden Zararı yok canım, mermileri iki mahrem muhtırayı Keal Kos tornadan geçirip yontaısınız, ue tantine verdi. Fakat Bulgaristana mislerdi. arazi terketmek Yunan efkân umuBu hâdise, birkaç ay sonra, va • miyesinin hiç tutmıyaeağı bir tek • him neticelere sebehiyet verdi. İtiliftt. Kral Kostantin, kendi memlelâf devletleri, Yunaniıtandan har ketinin zararına Bulgaristanı sa be girmesini istedikleri zaman, yetm almak fikrini beğenmedi ve Veni müttefiklerinin zayıf kuvvetleri nizelosun bu muhtıralarına cevab Fransamn bu hatası yüzünden sı • vermedi. fıra lnmis olduğunu unutmuşlardı. Bu esnada, Yunanistanın harbe Alman • Bulgar ordularıntn 1915 girmesi için ilk sart olarak Romansonbahanndaki seri îleri yürüyüsU, yanın da müştecek harekâtta bu bu hatanın tamirine vakit bırakmalunmasını vadetmesini temin yolunmıstı. Maamafih buna rağmen, da Venizelos tarafından sarfedilen 1916 «enesinde, Fransıs makamatı, gayretler boşa çıkmıs ve Venize General Sarrail (Saray) crdusunun losun bu politikası akim kalmıstı. gerilerine Yunan ordusu tarafın • lArkan »arJ dan taarruz edilmesinden korku • Toplara uymıyan cepane Iş Bankası şubeleri Dün bazı gazeteler 1$ BankaiWn yeni şubeler aeacağtaa dair yazilar yazmiflardir. Bu bususta yapUğimiz te maslara nazaran ts Bankası bilhassa memleket dahilinde yeniden şube aç • mağı simdilik düşünmemektedir bile. BankanUı bu sene onuncu yilı münasebetile açilan pıbelerile beraber mem • leket dahilindeki servisi bugünkii ih tiyaca kâfi gelmekte olduğu kanaati •ardır. tf Bankasmın haricdtki sube lerinden ivi netkeler aluunisUr. Bogazlar komisyonu raporu Boğazlar komisyonu bayramın döı düncü günü bir toplantı yapa rak Uluslar Kurumuna gönderile cek yılhk rapor üzerin<îeki müza kerelerini bitiı.mi*tir. Sekiz forma tutan raporun tab'ı birkaç güne kadar sona erecek ve rapor nisan başmda Uluslae Kurumuna göoderi leeektir. Boğazlar komîsyonundaki Bul gar delegeliğine yeni Bulgar sefiri tayin edilmiştir. Evvelki gece Ermeni katolik ce« Pazar günü Pariste 50 bin seyirci önünde maatine aid Sürpagob hastanesin • de garib bir hırsızhk vak'ası ol • oynanan maçı AlmanJar 31 kazandılar mustur. Misli ender görülen hâdise föyle cereyan etmiştir: Hastane veznedarı Ziya işini bitirdikten sonra saat 18 de sokağa çıkmıs, saat 21 de hastaneye dönerek alt katta bulunan yatak oda »ma gidip yatmıstır. Bir müddet sonra birdenbire uyanan veznedar karsısında ytizleri maskeli, elleri tabancalı dört meçhul adam gör • müştür.. Maskeli haydudlardan biri tabancasını veznedarın beyninc dayıyarak kasanın anahtarlarını istemis, son derece korkan vezne dar da içinde 6,000 lira kadar para bulunan kasanın anahtarlarını maskelilere teslim etmek mecburiyetinde kalmıstır. Maskeli haydudlar bundan sonra veznedarı iple karyolasına bağlamıslar, ağzına bir mendil tıkamıslar TC üzerine gaz yağı dökerek: Ses çıkarırsan veririz ateii, cayır cayır yakarız seni!> demis • Fransız kalecisi bir hücum etntnndG topu kornere artyor ler! Alman ve Fransız millî takımlan gt ka Oe himaye ve tesvik etmeieri icab Zavallı veznedar korkusundan çen pazar günü Pariste karfilafmış • eder. bayılmıs ve sabaha kadar baygm lardır. Bu mühitn müsabakayı görmek Bayramın dördimcü gunü, Uşak kukalmıstır. Bu müddet zarfında h:rlübleri arasinda yapilacak Tayyare üzere bet bin Alman Parise gelmiftir. sızlar kasayı açarak paraları alıp turnuvasi nuisabakasina Gencler Birsavusmuslardır. Müsabaka elli bin seyircinin önünde liği • Ergenekon arasinda baslandı. Bir Sabahleyin hastane hademele oynanmıştır. gün evvelki yorgunluklarina rağmeo rinden Artin odalan süpürmek U Fransızlar bu maçı kazanacaklann • Gencler Birliği bu müsabakayt da 3 2 zere yazıhaneye girmis, her sabah dan çok ümidvar göriinüyorlardı. Fakazandı. o saatte isinin basında bulunan vezkat netice hiç te öyle olmamif, Al nedar! göremeyince kapısını çal A. R. manlar 31 galib gelmiftir. mış, fakat hiçbir cevab alamamış Mıçı, Belçika federasyoauna mentır. Bunun üzerine hademe odaya Galatasaray spor kulubünden" sub hakemlerden M. Boert idarc et • girmif va bağlı veznedarı görünce Malum esbab dolayıslle teahhnra nf. polisi haberdar etmiştir. mistir. nyan senellk kongremlz 22 mart 18M Alman ve Fransız millt marslan çaPolis tarafından yapılan tahki • cuma günü saat 10 da kulüb lokalinde kat neticesinde hâdisenin uydur • luıdıktan sonra kurayı Alm*nlar ka • toplanaciktır. Asanın behemehal gel ma ve asılsız olduğu ve veznedar zanmıs ve oyuna batlanmıstır. Fran • meleri mercudur. Ziya tarafından tertib edildiği ansızlar bidayette gayet «ıkı hücumlar lasılmıstır, Veznedar cürmünü itiyapa rak bir müddet Almanlan sıkıs • raf ettiğinden Adliyeye teslim edii> tirmislardir, fakat Alman müdafileri, Futbol Fedarasyonnndao: mistir . Franstzlara gol fvsah vermemistir. BiBeynelmUel maçlara hazırlanmak ü . Veznedar Ziya, kasadaki paradan raz sonra Almanlar hucuma geçmisler zere antretörün nezaretl aJtında çalı? 68 lirasinı yediğini ve isi örtmek için ve derhal hakimiyeti almiflardır. Almağa davet edllen futbolcuların 22 mart bu oyunu tertib ettiğini söylemistir. manlar, Fransızlann da itiraf ettiklecuma günü saat 14,30 da Fenerbohçe ri üzerine gayet suurlu ve metod da • stadyomuna gelmelerl hSinde oynadıklarından gerek müda faada, gerek hücumda Fransızlara tefevvuk etmislerdir. 37 nci dakikada Alman merkez muAtletik sporların kendine has öyhacimi Konen, muhakkak bir gol yaple güzellikleri, kitaba uymuyan o y mak üzere ilerlerken, Fransız kaleci le kuvvetli tarafları vardir ki bu si kaleden firlamis ve Konenin ayak meziyetleri itibarile hiçbir sporl* larmdan topu almak istenvstir. Bunun ölçülmeğe, ufak bir mukayese yapüzerine Alman merkez muhacimi to mağa bile lüzum bırakmaz. pu sağ açik Lehnere vermis o da bos Atletizmde bir müsabıkm kıyraekaleye gol yapmistir. tlk devre bu »eti kazandığı muvaffakiyetle ölçü • kilde bitmiştir. Konservatuartn 14 üncü konseri bulür. Atlet kendi kendinin hakemi Ikinci devreye Fransızlartn vuru • gün saat 17,30 da Fransiz Tiyatrosun • dir. Ya herkesten evvel ipe gelmif da verilecekrir. Bethofenin ve Gold • sile başlanmıstır. Fakat Alm'nlar dertir; yahud rakiblerinden bir sau • markm eserlerinden seçOmis iki kisimhal hakimiyeti elde etmişler ve Frantim fazla atlanus, yanm santim fazdan mürekkeb oda müziği olan bu konsızlan sıkıstırmağa başlamıslardır. Bu la atmıstır. ser do Ali Sezai, tzzet Nezih, La|inski, Muhiddin Sadık, Cetnil Cevdet, Rarada Alman sağ açığı Lehner topu Bir kosuda hakemin yardımı mev* Eidler, E. Kühn, J. Koblinger buzuubahs olamadığı gibi her hangi sürerek Fransız kalesine bir hayli yaklunmaktadır. Piyanist Ferdi Von bir seçmede bir heyetin de rolu lastıktan sonra sol açik Kobierskiye pas Ştatzer piyano ile her iki koroya yoktur. Kronometro ve çelik öiçü vermif, o da sıkı bir fütle Almanlann da refakat edecektir. bildiğinden sasmıyan, kimseye boScinci golünü atmifur. Programda en büyük bestekârin en güzel eserleri vardir. Bu gol Fransızları gayrete getirmlş • yun eğmiyen, hulâsa ferraan dtn lemiyen, kat'iyeti riyaziyeden ayrıltir. Fransız muhacimleri arka arkaya mıyan esaslı iki ölçüdür.M birkaç hücum yapmışlardır. Bu hü • Yugoslavya ile yapilacak ulusal cumlardan birinde Fransız muhscim • maç için Futbol Federasyonu otuz Evvelki gün Yesilköye gelen lerinden Duhart bir kafa vumşile Fran kadar futbolcu davet etti. Tabiî kuFfansız tayyaresi dün Ankaraya lüblerimizin en göze batan oyun • sızlann yegâne golünü yapmistir. gitmiştir. Les Muzeaux fabrikası culan davet edildi sanırım. raamulâtmdan olan tayyarenin maBundan sonra oyun fevkalâde kı Bu davetin ne dereceye kadar kinisti Blanchet, pilotu da Desjo zışmıs ve sert bir şekil almıştır. Bu • isabetli olduğu kelay kolay i»b«t berttir. Tayyare dakikada 300 m«rnun neticesi olrrak Franstzlardan Beck edilemez. İse sade kanaat girince mi atan 2,2 milimetrelik seri bir top ve Cezamber, Almanlardan da Buş ya hakikaten isabetli is görülmüş ol*ve 5 mitralyözle mücehhezdir. maz. 400 kilo bomba taşıyabiür. Bom ralanarak sahadan çikmişlardir. 1928 senesi Amsterdam olirapi bardıman tayyaresi olan bu tayyaMüsabakanın sonlanna doğru Al • yadlan hazırhkları için o zamanki re saatte 500 kilometro sürati han»anlar üçüncü gollerini de atmağa Futbol Federasyonu 40 kisilik bir izdir. kadeoyu çağırdı. muvaffak olarak müsabakayı 31 gaGalatasaray takımmda hatırı savine gidip gelirken yanmda çavuşbasi libiyetle bitirmişlerdir. yılır futbol oynıyan bizim emeklar ve çavuslar bulunmak, her çarçamba Muslihiddin nedense bu kadro ha günü KubbealU erkânı tarafından evinricinde bırakılmıştı. de resmen ziyaret olunmak gibi imti Federasyon Reisi Muvaffak i'e yaziar tasidığmı bilmeden Osmanlı ^alâf arası eğer kirk bir oyupçu ç» rihine dair nasil yazi yazabilir?.. Ufak «Hususî» Geçen sene Uşağınlsaydı ben de kedroda olurdum. ka gelen ve Gençler Birliğile yaptığı bir «Sadirazama kafa tutan Çerkez caBizim Muslih ne sebeble açıkta k*lmüsabakada berabere kalan Salihli riyesi» adlı hikâyrnin muharriri işte bu dı, demiştim.. Unutulraus olan Mu"Gürbüzler Kulübü bu bayramda gene pervasizlığı göstermiştir, sadirazam'ann lihiddin kadroya ilâve ediierek genc!er!e bir müsabaka yapmak üzere efendi olabilecek'eri kanaatmde bu Prag yolunu tuttu. Nihayet Anuter» geldi. Bayramm üçünde yapılan bu lunduğunu ilân etmiştir. Onun sadıra dama seçilen 18 kişi arasına kalılmüsabakada 42 yeniîdiler. Salihlililer zam dediği Ha'et Efendi, ne sadıra • dı ve hatta Mısırhlara karşı ulusal zamdı, ne de vesir. Aneak Nfcancı ı • geçen seneye nazaran daha kuvvetli takımda sol açik bile oynadı. idiler. Bilhassa kalecileri çok iyi idi, di. Fakat lkirci Mahmucun akıl kâh muhakkak birçok gol kurtardı. Iik devyası olduğundan birkaç sene tmpara Şimdi içimde haklı bir endlse v*r. rede 2 1 mağlub vaziyette olan G*nctorluğun idaresinde yaman roller oy 1924 baharında Paris olimpiyad onamiftı. Sonra ipliği paıara çiktı, Kon ler Birliği ikinci devrede çok hâkun yunlarına seçilen oyuncular Kadıbir oyunla ( 3 ) gol daha yaparak ga yaya sürüldü ve orada kafası kesüdi. köy sahasmda antrenör Billi Hanlib çiktı. ter önünde maç yaparlarken mesDemek oluyor ki muharrir, yalnız hur Refik Osman parlak bir suretsadirazamlarin «efendi» olamıyacaklaAyni gün Gender Birliğinin B ta rlnı bilmemekle kalmiyor, Nişancı Ha kimı da komsu (Gedizspor) la b'r maç te atlatılmıstt ki o hâdiseyi isi ya let Efendiyi de kendiliğinden sadırazam kından takib edenîer pekâlâ h^tıryaptı. Gencler Birliği ( A ) takimin yapıyor. Bu, pek galiz bir hata ol lar'ar. dan oyuncularla da takviye edilmisti. makla beraber sadirazamları «efend!» Bu kabil vak'alar saymakla b!t • Neticede 2 2 berabere kabndı. Ge diye anmanm yanmda gene küçük bir mez.. Futbolde Alinin, VeHnin kadizspor pek yeni bir kurum olmatina yanlis gibi kalir!... naatile kıymet biçüdiği içipdir ki rağmen yokluk içinde çalısmaktadır. Tarihî yazilar, bu gidisle ortaoyunn atletik sporUrı hepsini» fevkinde En küçük bir alana bile sahib olmiyan tekerleme'erine benziyecek. Acımanıak tutafjm!. Kadro harici kenarda kabu gayretli gencleri kaza ve vilayet aelden gelmiyorL. lanların Allah yardımcısı olsun!.. J damlarinin çok ehemmiyetli bir alâ • 0. Besim KOŞALAY^M M. Turhan TAN Galatasaray kulübünün kongresi Futbolcuları davet 14 ncü konser Kadro harici kalanlarm yardımcısı olsun! Ankaraya giden Fransız tayyaresi Uşakta bayramda yapılan maç.ar

Bu sayıdan diğer sayfalar: