17 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

17 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rnmlrariyet KOçOk Hlkftye Simdi senın sıran Altnancddsn Güzel Boğaziçini Mazlum değil zalim şenlendirmek için.. I I Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sabık Intellicens Servis Şefi Sir Bazil Tomson Kamaramızın kapısının önünde otu* | ğunu söyledi. Fakat direktör Frank royorduk, etrafnnızı bir sürü dost, ve , gayet nadir ticarethaneye gelirmiş. îşakraba çehreleri sannışb. Hiç biri sus , lerini golf sahasında yaparmış. Artık nnyordu. Hepsi bir şeyler söylüyor, bir bu isi düşünme çocuğum ve cesare feyler soruyordu: tini kınna. Haydi cici ol bakayun. Sonra yukan çıkalım da son paramızla gü Bize sık, sık yazınız hal.. zel bir güneş, banşı seyredelim. Bu seyahat böyle birdenbire neHiddetle: reden de aklmıza geldi?.. A h bahtiyar insanlar.. Eğer sizinle beraber gelebilseydim. Biz bu sual hücumunun karşısında eesaretle duruyorduk ve onlan tatmin edecek cevablar buluyorduk... Fakat biraz yorgunduk ve bilhassa benim bu gürültüden basım dönüyor, kulaklanm uğulduyordu. Kocam: Birdenbire karar verdik, diyor du. En son dakikada bu bizim ikind balayı seyahatimizdir. Hepsi vapuru biraz görmek isti yordu. Filip onlan güverteye çıkard*. Yalnız Mari teyze benimle kaldı ve benimle kalır kalmaz föyle konuşmağa bafladı: Sevgili Margot ben başka insaın larm hususî işlerine pek kanşmam amma... Seni çok seven teyzen sıfatile şu* BU töylemekten kendimi alamıyorum. Bütün familya da benim fikrimdedir. Sizin hayahnızm en büyük çılgınlığı aı yapmaktasmız. Hangi akıllı insan iyi bir bankadan son parasını alarak böyle îşsiz bir zamanda seyahate çı • kar>... Teyze dedim, Filip iş aramak lan ve bulamamaktaa harab bir hale gelmişti. lkimiz de hasta idik... Artık tahammülümüz kalmadı. Bu seyahat bizim son eğlencemizdir. Avdetimizde gene taze kuvvetle ise başhyacağız, gene iktnad eder, para biriktiririz. Teyzemin adeta bumu sivrileşb ve gözleri cam gibi parladı: Beni dinle kıznn, parasız kalırsanız ve bir feye uSbyacınız olursa ne bana, ne de dayınız Alnvme tclgraf çekiniz... Bizim paramız yok... V e si ze de para yollıyamayız. Bu ara çan çalındı. Teşyit gelcnler vapurdan çıkacaklardı. Içim ferahla«b ve: Unubnam sozfinuzu teyze, de • dnn. Veda sahnesi bitmişrj Nihayet ge • niş ve rahat nefe» alabiliyorduk. Makineler işliyordu. V e gemi bizi uzak memleketlere götürüyordu. Niçin>... Zengin dostlanmız buna bir eğlence seyahati diyorlardı. Yakm akrabala rnnız ise son paramızı da bu seyahate verdiğimiz için bizi çılgmlıkla itham ediyorlardı. Bu seyahati Filip o ka • dar çabuk ortaya çıkarmışb Id, ben de üstünde uzun uzadıya düşüneme miştim. Acaba Filipin hakikî maksadı ney di>.. Bu benim için bir muamma idi... Bu seyahat dünyanın en tabii seyahab' imif gibi rahat bir çehre ve rahat bir gönül ile kamaradaki yatağinın üslu ne uzanmışn. Ben zihnimi karartan bulutlan sflmeğe uğraşıyordum. V e bunun için ona soracağnn suallere kocam: Margot diye eevab veriyordu. Sana yüz bin kere söyledim. Oyun bozanlık etme. Evet biliyorum. Ben yaptığın hareketlerin sebebini izah etmeğe mec bur olduğun bir insan değilim. Ben kim oluyorum Id... Fakat gene söyle niyorum, ne yapayım, riasıl gönlüm rahat etsin. Şimdi son paramızı yiyerek yasamaktayız, bunu biliyorum. Margot ben senden bunu sakladnn mı?. Hayır, dedim, fakat nihayet nıallerime bir cevab venniyecek nri • Evet, seni seviyorum. Bu Frank aptal herifin biri imiş, dedim. Onun b'carethanesinde bir iş bulmak ne iyi olacaku. Demek bü • tün ümid bir sabun köpüğü imiş ha! M Oyun bozanlığı bırak şekerim, dedi. Bu Frank hiç te aptal herifin biri değilmiş. Kttibesi onun hakkın • da çok iyi fikirler besliyor... Esasen bu kâb'be de pek iyi bir kız... Dü • fün bir kere kızın saçlan kırmızj, is mi de Fuks [ * ] ne tuhaf değfl mi> Kırmızı saçlı insanlan beğenmeyişira onu ajâkadar etmedi. Beraber yuka nya çıktık. Yukanda güvertede seyyahlann listesini okuduk. Bir sürü isimlerin arasında Y . D . Frank ismi de vardı, bunu görünce: Filip, bak dedim. tki insanm tamamile ayni ismi olmasma imkân var mıdır? Frank!.. Etrafımızdaki insanlara ehemmiyet vermiyerek beni kucakladı: Canıra kancığnn, dedi. Sana bir sürpriz yapmak istiyordum. Froylayn Fuks bu şeyi tertib etti. Londradaki fubelerinde bir direktöre ihbyac'an vannif ve Frank bunun için Londraya gidryorrauf. Kibbe vapurda ah * bab olmak en iyi şey diye düşündü... Haydi gel bara gidelim, şu bizi Frankia bir vapura koyan kibbenin lerefine bir şey içelim. Ü ç gün geçmeden Filib ile Frank iyi dost oldular. Frank hiç te benim zannetb'ğim gibi aptal herifin biri değildi. O çok sevimli bir genc adamdı. Hele meclisi çok tatlı idi... Yalnız kumarda Filiptea iki yüz dolar kazanmif ol « ması benim sinirime dokunuyordu. N e kocam, ne de ben her ikimiz de ku • marbaz değildik. Fakat nedense kumar oynamağı mütemadiyen teklif eden Filipb? Bu muarama iki gün sonra halle « dildL Bir gün Filip. Frank ile oyun salonunda kumar oynarlarken bizim kamaraya bir telsiz telgraf gedrdiler. Tabiî açtan. tçinde şu şartlar vardı: Her şey yolunda gidiyor. Oyuna devam ediniz, zararlara tahammül ediniz, icab ederse borc alınrz. Daha ne yapmak lizım diye düşünmekteyim. Bütün kalbile Fuks Bütün kalbile diye dusunuyordum. Bütün kalbüe bizim için çalışan bu harikulâde genc kızdan bana o kadar da uzunboylu bahsetmemrçb* kocam. Tam bunu düjünürken kamaranm kapuına vuruldu. « Çocuğum içeride misin> Asabi parmaklanro telgrafı bunıj * rurdu, bir kenara atb. Evet, dedim. ı Kapının önünde Frank ta vardı.' Filip gülüyordu. Margot, dedi, çirodi M. Frank beni Londradaki şubesinin direktörlüğü için angaje etb', ne dersin?^ Büyük bir sevincle: Fevkalâde bir şey, dedim. H a • kikaten M. Frank direktörünüzü iyi inbhab etbniz? O iyi bir iş. yapmrç olmaktan emin insanlann iç rahaa'le gülüyordu: Sizin gibi Margot O gittikten sonra Filip: Margot, ne zannediyorsun, dedi Senede 85,000 dolarla Londrada ge çinebilir miyiz? Buna cevab olarak kocamm kollan arasma abldun. Şimdi deminki kıs • kançhğımdan dolayı utanıyordum. Filip her halde bana bu telgraflardan baksetmeği unubnuş olacakb. Vjcdamm beni rahat bırakmıyordu. Deminki şüpheyi bir büyük kalplilik ve co merdlikle ödemek isbyordum. • Sevgilim, dedim. Mabnazel Fuksa bu iyi haberi telgrafla bildirmek iyi bir şey olur. Oh, diye cevab venfi, Ben ona telgrafı yolladnn. Kalbim sızladı. Kendimi zaptedemedim. Ağlamağa başladım. Ben şimdiye kadar zevcenin en iyi hayat arkadaşı olduğunu ve böyle hayat! mese • lelerde ilk haberdar edilenin de o bulunduğunu düsünmüstüm. Bu sukutu hayalle ağhyordum. Filipten aynlalı iki sene oldu. Ar 47 j Bir kalaycı, Hayri ismm Şirketi Hayriye yeni bir General Saray, askerî vazifelerini ihmal ediyor program yapıyor de bir genci yaraladı Nuruosmaniye • ve kendisine emanet edilen askerî menfaat^irketihayriye Boğaziçinin şenlen • de dün bir yaramesi için bir program hazırlamıştır. Şirlama vak'ası ol lerin zararına politikacılık yapıyordu! ket tarifelerinde yapbğı tenzilâttan sonmuş, Mazlum is ra Boğazın bilhassa asnn icab ettir minde bir kalaycı, Hayri ismin diği sahalarda mkişafuu temin işile bizde bir genci yazat meşgul olmağa karar vermiş ve bu ralamşıtır. Hadi mevzu üzerinde tetkikat yapmışbr. Bu senin sebebi şu | programda bilhassa Boğazda her ne • dur: j vi spor hareketlerinin himayesi için baBundan bir müd det evvel bir gezı esaslar konulmuştur. ce Hayri, bir arŞirketihayriye Boğazda Beylerbe kadaşile Çarşıka yi, Anadoluhisan, Beykoz gibi az çok pıdaki Aile bahYaralt Hayri spor hareketleri yapılan yeni yerlerde çesinin önünden geçerken orada asıh duran resimlerden birine elile dokunsporun terakkisi ve şehrin muhtelif yermuş, o sırada orada bulunan kalaya lerindeki gençlikle buralardaki genç • Mazlum da, bundan sinirlenmiş ve liğin sıb temaslar yapması için bu kavgaya başlamıstır. Etraftan yeti ralarda spor sahalan vücude gelme şenler kavgayı aralamışlardır. sine yardım edecektir. Bu arada ŞirO vakittenberi Hayriye kin besli yen Mazlum, dün Hayriyi görmüş ve ket bilet ücretlerinde hazirandan iu* * birdenbire arkadan hücum ederek bir baren yapacağı tenzilâttan başka spor* Lâz bıçağile iki yerinden yaralamış cu gençliğe de aynca tenzilât yapa • ve kaçmağa başlamıstır. Hayri, yaracakhr. smm ağır olmasına rağmen bu adamı kovalamış, kendisine Cağaloğlunda yetişerek elinden bıçağı almağa mu vaffak olmuştur. Bu sırada polisler de yetişerek Mazlumu yakalamışlardır, Yaralı Hayri hastaneye kaldınlmış • tır. Amiral, firarileri takib ebnek için mütemadiyen hafif gemiler isbyen V'enizelosa kat'î bir cevab olmak üzere, Yunan gemilerine hemen Fransız bayrağı çektirdi. Bu vazife, Fransız Amiralınm hiç hoşuna gitaıiyordu. Yunan zabitleri arasında, birçok dostlan vardı. A'dığı talimat onu, müteaddid defalar tti lâf devletlerine iltihak için müracaat etmiş ve düşmanla asla münasebette bulunmamış olan küçük bir bitaraf devlete karşı cebir ve şiddet istimaline, kendi vicdanı hilâfma, mecbur ediyordu. Fakat Amiral Dartiye de Fournetnin duydugu vicdan üzüntüleri, Fransa tarafından Amirala verilen son talimattan haberdar oldugu zaman îngiltere hükumetinin duyduklan ya nında hiçb", îngiltere, derakab, Fran sanm nazan dikkatini celbetti: Fran sız Amiralınm kumandası albnda îngiliz gem>'eri de vardır. Binaenalevh Amiral, îngilterenin muvafakati almmıyan isler yapamaz. Lord Grey Fransız nükumetinden, bu mesele hakkında bir anlaşma yapılmadan, herhanjri bir faaliyette buhmmaktan ictinab edilmesini rica etti. BrNndm cevSı uzlaşıa dernldi. Fransa Haridye Nazın, fngiliz hükumetîne Fransız kıtaahnm vaziyet i r ab ettirdiği zaman, bilâkayid ve şart lngiliz kumandanlannm emirIerine itaat etmiş oidnkiannı habrlatıyor ve Yunanistandaki faaliyetini vahim ihb'lâtlara sebebiyet vermeden tatil etmek imkânı ofmad'gını sövlüyordu. Eğer 10 birinciteşrinde, Yüninlılar. gemilerin teslimi mesele«''nde Franrrlara mukavemet e»«'erdi înınltere Fransa ittifaki büyük bir tehlikeye maruz bulunacakb. Bu kaba muamele, Atirıada çok heyecanlı ve şiddetli nümayişlere sebe .biyet verdi. Fransızlar tarafından zaptedilen gemiîerin mürettebab matem ilân ettiler. Kral, onlara muazzam bir kalabalık karştsında resmigeçid yapbr» dı. Halk. Kralı alkı^ladı. Ahali ağla. şıyordo. Fransız sefiri, halk toolantısın'n gürültülü olacağmı bildîrdiîinden, Fransız Amirah, makinelitüfeklerle mücehhez iki bahriye bölüğünü karava çıkariD şehrin merk^üıe gönderdi. Ahali yollan kesmiş, Fransız askerlerine bağ'nyordu: Niçin geldinîz? Burası Berlin deçil! Nihayet, Yunan süvari ve piyade kıt'alan getirip Fransız bahriyelileri ni nümayişçilere karşı muhafaza ebnek mecburiyeti hasıl oldu. Fransızlann etrafı bahçelerle çevrilmiş olan Zapyon isimli sergi binasma, adeta, iltica et tiler. Bu mesele hakkında Rus sefiri nin kendi hükumetine yazdığı §u mü • talea hayli istifadelidir: «fîenım fıhrimce, bu ihrac harehe ti, bir hayal hatasıdvr. Vmid ederim fâ halkm sükuneu, Amralt ihrac kfa larmı gcri almağa sevkcdecektir. tn • giliz meslektaşım, Fransız tefinmn inadcı urart üzerine ihraca muvafakat etmek mecburieiinde kalmaktan mü • ievellid leessürünü, mahrem surette, bana Hiraf elti.i> Fakat Rus Başvekfli Sturmerin mutaleası, askerî kumandanlann siyasî işlere müdahalesinden doğacak kargaşalığı daha açık göstermektedir. Sturmer diyor ki: «Eğer işler bu şekHde deüam eder' fejn'fa' me • olacahlır. se, diğer mütlefiklerimizle sai elmek bizim için imkâmız En fazla kabahatli olan Gtneral Sa~ raydtr. Askcri vazifelerini ihmal ede • rek politikacılık yapıyor ve bunu kcn~ disine emanet edilen askerî menfaatle~ rin lamamen zararına olarak yapıyor.» Bursada ilkbahar neş'e içinde geçiyor Hep inandıklart bir yalan < Bir çocuk tramvavdan atladı, ağırca yaralandı Dün sabah Sirkecide feci bir rram* vay kazası olmuş, bir çocuk ezilmiş • rir. Sirkeciden Yedikuleye giden vatman Tevfiğin idaresindeki 58 sayılı tramvaya takılı romorkun ön basamağına asılan maliye tahsil memuru Lutf'»ı oğlu onbir yaşında Bülend, tramvay Sirkecide Şark kıraathanesi önü ne geldiği sırada biletçinin kendisine doğru gelmekte olduğunu görmüş ve tramvaydan atlamışbr. Fakat rram • vay o sırada hızlandığından Bülend muvazenesini kaybederek romorkun altma yuvarlanmışbr. Zavallı çocu gun sol ayağı tramvayın albnda kal mış, vücudünün birkaç yerinden ya • ralanmışbır. Çocuk hemen imdad o • tomobilile Gülhane hastanesine kaldınlmis.br. Çocuğun hayab tehlikede • Günün birinde Rokföyün easuslann* dan biri ülhanlann Yenişehri işgal ettiklerini haber verdi. (Aslının oğlan ol duğu söylenen bu isim Avnıpa ordu • lannm bazılannda hafif süvari kıt'a • lanna ve bu kıt'alann efradma verilir. Cumhuriyet) Alman süvari müfrezesinin mevcudu her gün biraz da ha büyüyordu. Nihayet 4 0 0 0 kılıca kadar çıkb. Bu tehdid, yalnız her duyduğuna inanan Saray üzerinde değil, Ingilizler üzerinde de tesirini gös terdi. Briand Calais (Kale) konfe ransında Yunanistanm askerî işgal albna alınması lehindeki fikirlerini hep bu Yenişehrin Alman süvarileri tara fından zapb deliline istinad ettirdi. ltilâf devletlerinin bu konferansmdı Ingiltereyi temsil eden Loyid Corcun maiyeti erkânından kimse, bu ülhanlardan bahsedildiğini işitmemiiti ve îxf., giliz aslrerî mütehjtsaslan bun» «»I* inanmıyorlardı. Herkes bu haber hakkında daha esaslt malumat alınmasm * da ittifak etti. 2 4 saat geçmeden Loyid Corç, Brianda, Fransız sefirinin iddi» lan hilâfına. Tsalyadaki Yenişehir yunanca ismi Larisa) da tek bir ülhan görülmediğini ispat etti. lngiliz gizli isbhbarat dairesinde bu kadar yanlif bir rapor ve bu kadar körce bir hata yapılmış olsaydı, bunun neb'cesinde Ingiliz sefiri de, o haberi veren istihbarat zabib de azledilirlerdL Fransada ise Briandın Fransız sefirine tatlı bir sitemile iş örtbas edildi. Briand «bundao sonra raporlanmzda daha dikkatli ve ibnalı davranacağuuzı ümid ederim» diyordu. 8 esrarkeş yakalandı Pangalbda, Eyüblü Mustafa is minde bir esrar kaçakçısı evinde ve dükkânmda esrarkeşlere esrar içir mekte olduğu haber almmış, kaçak • çılık bürosu memurlan tarafından anî bir baskın verilmiş ve sekiz esrarkeş kabaklarla esrar içerkeı» yakalanmışlardır. Bunlar 8 inci ihtisas mahkemesine veri'erek ilk sorgulan yapılmışür. Gizli ev işletenler Ana, Despina ve Poliksin tsimlerinde üç kadın tarafından Beyoğlunda gizli randevu evi işletildiği haber alınarak bu kadınlann evlerinde araş brmalar yapılmış, suçlan tesbit edile rek Müddeiumumiliğe verilmişlerdir. Bursa (Hususi) Bu sene Bur • sada Hıdırellez uzayıp gidiyor. Hemen hiçbir gün geçmiyor ki, Ziraat mektebi, Geçid gibi güzel korusu ve dersi olan yerler halkla dolup taşmasm.. Tevekkeli değil Evliya Çelebi bile Seyahatnamesinde Bursadan bahsederken: « N e mutlu bu şehre ki. senenin 365 gününde ayn ayn gidip eğlenilecek mesiresi var» demiş. Hakikaten Bursa halkı yaza girerken bu aylarda çok geziyor ve çok eğleniyor. Türlü kır eğlenceleri arasında 911 gördüğünüz hayvancığın oyununu seyrederek zevk alanlar da vardır. Ziraat mektebi korusuna getirilip oynatılan bu zavallı hayvan, objektiften bile anlıyan zeki bir mahluktur. Onu görür görmez durdu ve gördüğünüz vaziyeti aldı. Uzunköprüde göçmenler için yapılan konuk evi Uzunköprü (Hususî) Bulgaristandan hemen her gün kasabamıza göçmen geliyor. Burada, göçmenler için bir konuk evi yapılmıştar. Gelen göçmenler önce temizleniyor. elbiseleri etüv ediliyor, sonra hükumet ve göçmenlere yardun kurumu tarafından yemek verüiyor. Bu yıl Uzunköprü kazasına da göçmen yerleştirilecekbr. Garb sınırmm bu bereketli toprakl bugünkü nüfusun 23 mislini daha besJiyebilir. Ergene ve Meriç boylannda daha yüzlerce köyler kurulabilir. Ülkemizin kalabahklaşması, ekonomi durumumuzun da yükselraesi deraek olacaktır. bk ağlamağı dahi unuttum. Kadın da birçok seyleri unutabiliyonnuş meğcr... Bu kızıl saçlı kadın Filipi aldı. Senede 25,000 dolarla Londrada yas> yorlar. Her halde, çok mes'uddurlar zannediyordum. Halbuki bir hafta evvel bir telgraf aldım ondan. «Şimdi vapurdan indim, Wldorfta oturuyorum. Seni bir daha görmek isterim. Akşam yemeğine gel. Sakın oyun bozanlık etme. Bütün kalbile Filip Bütün kalbile!.. Gözlerim iki gün denberi parmağımda bulunan san nikâh halkasına takıldı. İki senelik ısa • rab bir ebediyet demektir. Fakat bu ıstırab benim kalbimi katılaşbrdı. Maalesef telgrafın üç gün geç geldi. Sen bize gel... Şimdi senin sıran. Sen oyun bozanlık etme. M. Vlach Vrutickynin büyük konseri Bir müddettir şehrimizde bulun makta olan maruf Çek orkestra şef • lerinden M. Vlach Vrutcky, Konser • vatuar orkestrasile büyük bir konser hanrlamaktadır. Programda çok güzel eserler vardır. Konser 23 mayıs perşembe günü Beyoğlunda Saray sinemasında verilecektir. (Arkan var) Torbah köylerinde açılan spor $ahaları Bir ecnebi profesör aleyhine dava S^bık müstanbk Hikmet tarafından Müddeiumumiliğe müracaat edilerek profesör Lipman aleyhine bir dav* açılmıştır. İddia olunduğuna göre Hikmerâ kansı hasta olduğu için Haseki has • tanesine yabnlarak kendisine ameli * yat yapılmış ve biraz sonra da profe • sörün emrile yatbğı odadan başka bir odaya geçirilmişbr. Bu nakil keyfi • yeti hastanm sıhhatini ihlil eylediği ileri sürülerek profesörden on bin lira tazminat istenmektedir. Bunu şimdi işibnek istemiyorum dedim. Sana başka bir şey soruyorum. Neden Y. D . Frank firmasınm sahibi ile konuşmak ve ondan bir iş istemekten vaz geçb'n? Yüzunde hiç bir çizgi değişmedi. Bütün dikkatime rağmen ne düşündüguml anlıyamadım. Gayet sakin bir sesle cevab venfi: Çocuğum ne yapayım bu adamı gormek için hiç bir fırsat olmadı. Onun yazıhane kapnnun dıs, tarafmı en ya km bir dost çehresi kadar iyi tanıyo • rura. Tahtalanndaki budaklar ve çatfakalara kadar. O kapınm önünde o kadar zaman boşubosuna durdura Id, mü«ssesenin en ufak hususiyetine kadar ©ğrendim. Hatta kınnızı saçlı kâtibesi•m hususi hayabna kadar... O bana müiflerinin inkifaf «tmekte oldu • Torbah (Hususî) Kazamıza bağlı köylerin çogtmda spor sa . halan açılmı», sağhk ve spor mevzuu üzerinde konferanslar veril« mistir. Gönderdiğim resimler köylerde yapılan spor sahalanma açılma senliklerini göstermektedir. . Bir gazete direktörü •> öldürüldü Lima 16 (AA.) El Komerico ga«etesinin direktörü ve karısı, sokak ortasında 19 yaşında Karles Spiers adında biri tarafından yedi el ruvelver kurşunüe öldürülmüşlerdir. Katil, kaçmak istemiş, fakat polis tarafından yakalanmıştır. Amerikan donanmasının manevralan Vaşington 16 (A.A.) Bahriye Bakanı M. Svanson gazetecileri ka • bul ederek, Amerika filosunun Pasifik denizindeki manevralannın Ja • ponyaya müteveccîh olcîuğu hakkındaki bazı tefsirleri reddetmiş ve demiştir ki: « Amerika sahillerine flri bia milden fazla yaklaşmamak şartile Japon filosunun da Pasifik denizinin şimalinde manevralar yapmasına ben şahsen hiçbir itiruda bulunmaxu*st • * « • • « • • • « • • ••• * * • •• • •• • • ** * * « « • • MADAM MARGOT FRANK [ * ] Fuks aimanca tilki demekUr. Viyanada keşfedilen silâh deposu 1935 te ideal medeniyet* bir Sntekt Kanaryalara mahnu gaz mtuhmm Viyana 16 (A.A.) Polis, içinde 5000 fişek, 36 tüfek ve 3 mitralyöz bulunan bir depo keşfetmigtir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: