16 Haziran 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

16 Haziran 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CTJMHURfYET 16 Haziran 1935 Türklerle Süngü Süngüye No. 217 . A. DAVER Çanakkalede Dikkatler Kültür işleri Kiiltür hayatımızda değişiklîk ler sürüp gidiyor. Hangi Bahan gelirse gelsin dayanacağı, beraber çaltşacağt kültür bürolart (tedritat şubeleri) okulalar hemen hemen değişmiyecektir. Bunun için, okutanlardan Bakana kadar her kültür adamımn birlikte yürümesi, birlikte düsünmeti gerektir. Eğer her kültür adamı, hele bellibaslı kimseler kültür hayatımn bütün inceliklerine kadar girme miş, kendi işinden ve kendi düşüncelerinden ayrılarak diğer ve bütün kültür hayatını kucaklamamışsa birbirini değiştiren emirlerle kar filaşmaktan kurtulamayız. Fakültelerimiz, az çok yoluna girmiştir. Ancak ilk, orta ve lise hayatlart düzelemedi. Gerek ilk, gerek di ğer okulaların programlart iyict etüde değer. Bu programlarda, ders çoktur da, pedagoji ve yabancı dîl azdır. Bu, profesorlerin, dersle çok yüklü olmasından, çocuğu yalnız okutmağa vakit bulabilmennden doğuyor. Demek ki once programlart sadeleştirmek ve bilgilerin ana çizgilerini okutmak ister. Pro feaSre çacuğa tantmak için vakit bırakıldığı gibi, çocuğa da, oku * duğunu durmadan ezberlemek ve yorulmak değil, okuduğunu anla mağa ve dinlenmeğe vakit bırak malıdır. Okulalarda dersler gibi »ınıflar da »ayıca aşkmdır. Bu kadar çok çocukla profesSr uğraşa maz ve çocuhlanm tanıyamaz. Bakınız bu, imtihan denen çok nor mal bir »onu, korkulu, sontuz yor • gunluğa çevirmektedir. öğrenmek, hayata bilgili bir kafa ile girmek istiyen çocuklanmı • zın sağlığı ve sinirleri üzerinde, gilinmez izler bırakan bu yüklü çalışmayı değiştirmeliyiz. îzmirde Cumhuriyet ız hnstıtusu ,, Gelecek sene ilk mezunlarını verecek olan bu müessese güzel bir sergi açtı Burdurda kömür damarı bulundu Kömürlerin imtiyazını Sümer Bank aldı Burdur (Hususî) Burada halk eskidenberi pazar günleri tatil yapardı. Bu defa pazarın dinlenme günü olarak kabul edılmesı herkesı sevındırmiş, ilk pazarı adeta bayram gibi geçirmiştir. Çalışma günlerinde ise akşam paydosundan sonra oturup dinlejıecek hiçbir yer yoktu. Bu defa hükumet dairelerinin çerçevelediği meydan bir park haline getirilmiştir. Akşamüzerlerı şehır bandosu gelip güzel havalar çalmakta, bu suretle halkın büyük bir ihtiyacı giderilmektedir. Yeni yaDiUn posta ve telgraf binasının önünde de büyük bir havuz kazılmaktadır. İmtiyazı belediye tarafından alınan Kuzköy parke taşı ocakları yakında islemeğe başhyacak ve çıkan taslarla sokaklar kaldırım taşlarıle döşenecektir. Bu yıl içinde çevremizde linyit ve madenkömürü damarları bulunmuştur. Sümer Bank bunlann arama imtiyazını almış ve daha şimdiden Keçiburludaki kükürt fabrikasına arabalarla hergün linyit yollamağa başlamıstır. Burdurun sanayi hususunda bu talihine mukabil ziraatle meşgul olanlar yağmursuzluk yüzünden zararlara girmektedir. Arpa, buğday, tereyağ, peynir gibi yiyeceklerin fiatleri fırlamıştır. Gülyağı ve Afyon ise adeta kurumuş, hiç hasılal alınamamıştır. Bir tek Türk mermisi Fransız bataryasındaki sekiz beygiri birden yere sermişti! Fransn topçu zabitinin hotıralanndan Türklerin itkıa ile hazırladıklan ve hayli büyük kuvvetle yaptıklan bu taarruz, isteksiz ve çok gevşek yapılmışü. Türk piyadelerinin, muhakkak bir ölü me karşı gitmekte pek az zevk duyduk lan görülüyordu. Makineli tüfekler, muharebe meydanlannın kraliçesi olmuşlu ve bu kralicenin hiç şakası yokfu. Suriyeli efraddan kıt'alar mürekkeb ^ Bu tarihlerde, Çanakkaleye Suriye li efradm bulunduğu kıt'alar gelmişti. Arablar, Alman kumandanlann da, Larşerin de, Ingiliz kumandan ve muhar rirlerinin de açıkça yazdıklan gibi, TürkIere nisbetle, hic te iyi asker değildirler. Bir taraftan, Türkler kadar cengâver olmayışlan, diğer yandan Türkiye için ölmek istememeleri yüzünden çok fena harb ediyorlardı. Onun içindir, ki Arablarla dolu kıt'aların hücumlan çok gevşek oluyor ve akim kalıyordu. Ceneral Liman fon Sanders bakınız bu hususta ne diyor: «Eyeulün ikinci yarısında ve birinciteşrinın ilk yansında 2 nci orduya aid kıt'alar cenub cephesinden tedricen alınarak diğer bazı kıt'alarla beraber yeni maksadlar için kullanılmak üzere Trakyaya götürüldü. Cepheden alınan fırkaların yerine Saros körfezindeki 1 inci ordudan kıt'alar verildi. Bunlann ekserisi Arabistanlı efraddan müteşekkildi. Bunlarm ne talim ve terbiyeleri, ne de cesaretleri yarımadada devam etmekte olan şiddetli muharebelerin şeraitine uymuyordu. Hatta hiç olmazsa müdafaada bir dereceye kadar tutunabilmeleri için, meselâ itfaiye alayının muntazam ve cesur Yurdumuz daha pratik çocuk dört taburu gibi, bir takım iyi kıt'aların 27 ikinciteşrin, cumartesi Saat lar ittiyor. Bizde meslek okulaları bunlar arasına sokulmasma pek çabuk 15,30 da, Çanakkale kasabası civarında azdır. Biz bir gün Snce hayata gimecburiyet elverdi. Arab kıt'alan, taar bulunan 210 luk bir obüs topu tarafmren, hayatınt kazanan çocuklan • dan atılan bir mermi, ikinci topumuzun ruz için kat'iyyen kullanılamazlardı.» mızı bekliyoruz. Bize liseler, yor kuyruğuna vurdu. Türk yaman askerdir gun ve pratik olmıyan çocuklar ye(Muharrir aldanıyor. Çanakkale ka Sonra gene ayni sahifede Liman Türk tiştiriyor. sabası civarındaki obüs toplarının mer kıtaatmı şöyle metediyor: Düşününelim ki bir yılda oku «Türk kıt'alarının keşif hizmetlerinde mileri, Kerevizdereye kadar gelemezdi. nan kitablarm yapraklart üstüste mümaresesi harbin devamınca fevkalâde Her halde, bu, întepe civanndaki batargetirilse ve çocuğun »ırtına yükle yükselmişti. Büyük keşif hareketleri için yalardan atılan bir mermi olacak A. D.) tilae, çocuk kamburlaftr. Ya o kaTopun namlusu yerinden fırlıyarak dört şimdi birçok gönüllüler çıkıyordu. Anadofanın içi ne olar? lu askerinin talim ve terbiyede mahdud bir metro ileriye yuvarlandı. Topun ağzı Dışarıdaki, içerideki izler bu • dereceye kadar ilerliyebileceği hakkında mevziin önündeki mail satıhta, toprağa gömüldü. Ne kadar tahmin edersiniz? dur: • Çocuklar yorgun, babalar ki kanaat tamamen yanlıştır. Yalnız Türk Tam bir buçuk metro. Numara nefer düşünceli ve profeaörlerimizin de askerinin taarruzî maksadlar için talim lerinden hiçbiri yaralanmadı. Top dolu çocuğu tamyamıyacak kadar va • ve terbiyeyi kavraması ve bunun askerde olmakla beraber fevkalâde bir tesadüfle kitleri dolgundur. V. O. ikinci bir tabiat halini alması uzun sürer. atış yapmıyordu. Ertesi sabah bütün ha „ / İyi ve cevval küçük kumandanlar elinde, Anadolu askeri mevzi muharebelerinde, sarat tamir edılmiş, top tekrar mutad atışÖlüm kısa taarruzlarda ve keşif hizmetlerinde, lanna başlamıştı. Bu hâdise bir topu taîkinci . ağır topçu müfettişliğinden kendisinden istenilebilecek her vazifeyi mamen tahrib edebilmenin ne kadar güç mütekaid miralay Hüseyin Tayfur Sonyapabilir. Sonradan Softatepe ordugâ olduğunu gösterir. Hele bu top, bizım kur, Tanrının rahmetine kavuşmuştur. hında bulduğumuz bazı Ingiliz emirle kiler gibi, kullanması biraz güç ve ağır, rinde Türk keşif hizmetlerinin ehemmi fakat sağlam eski toplar olursa... Kış ve Moğuk yetle takdir edildiğini gördük.» (Türk askerinin ve ordusunun yalnız kısa taarruzlarda değil, uzun taarruz larda da neler yapabileceğini Afyonda başlayıp iki hafta içinde îzmirde biten büyük taarruzda bütün dünya görmüştü. A. D.) t Bugün (21 ikinciteşrin) Anadolu bataryalarına az ateş ettik. Buna mukabil, Rumeli tarafındaki düşman bataryalarını şiddetli bir ateş altına aldık. Çünkü bunlar, bugün pek büyük bir faaliyet gösteriyorlardı. Topçu muharebesi, geceleyin bitti. Fakat tüfek ateşi çatırdamakta devam etti. Aarasıra serseri kurşunlardan bize gelenler de vardı. Bunlar iki beygirimizi öldürdüler. 22 ikinciteşrin, pazartesi «Sakin " Cumhurfr«t H m böUmiı 5 günler» dediğimiz günlerin mutad atışlanndan başka birşey yok. 23 ikinciteşrin, salı Ingiliz mmtakasında şiddetli tüfek ateşi. Saat 1 1 de 240 lık bir obüs Anadoludan gelerek altında öğle yemeğini yemeğe hazırlandığımız çardağm iki metro ötesine düştü. tnfilâk, bu çardağa yeni taktığımız kapı ile pencereyi uçurdu. Içeride bulunan bir topçu neferi «yaralanmadı ama öyle bir şiddetle yere yuvarlanmıştı ki hemen yüzünde şiddetli bir nevralji başladı ve neferi iki gün yatmağa mecbur etti. Tehlikeyi böyle ucuzca atlattıktan sonra, fazla heyecana kapılmadan oturup iki kuru maymun ile küflenmiş ekmekten ibaret olan öğle yemeğimizi yedik. 24 ilâ 26 ikinciteşrin Türk topçusu gündengüne artan bir faaliyet gösteriyor. Türkler, gerek Rumeli, gerek Anadolu tarafına yeni bataryalar koydular. 240 lık obüs mermileri bataryalanmızın etrafmda kümeleniyor. Bunlar, birkaç metro sağımıza, solumuza, önümüze, arkamıza düşüyor. Bizim bataryaya komşu mevzilerde bulunan 75 lik bir sahra bataryasında bir sürü hayvan öldü. Bir tek mermi sekiz beygiri birden yere serdi. 26 ikinciteşrin günü saat 17 de şiddetli bir lodos fırtması çıktı. Gökyüzüne doğru yükselen toz hortumlan, bütün ça dırlan söktü, tahtaperdeleri devirdi, sı ğmaklann üstündeki kuru dallan sürükledi. Gelibolu yarımadası, ne berbad yer miş Allahım! Denizde, muhriblerle, balıkçı gemileri, delice dansedip duruyor lar. Bir tam itabet İzmir Cumhuriyet Kız Enttitatüne devam eden talebeden iki grup Izmir (Hususi) tzmir Cumhuriyet Kız Enstitüsü, kısa yılların içinde ciddî bir emekle ve yerinde bir ilgi ile kurulan bir müessesedir ki, bugün, Izmirin bağrında büyük bir sempati kazanmış bulunmaktadır. Enstitü, ders yılı somı olmak dolayısile, zengin bir sergi açtı, Vali, gazeteciler, mektebler direktör ve muallimleri, birçok tanınmış simalar da hazır bulundular. Sergî, enstitüdeki bilgili çalışma ve tedrisin kuvvetine işaret etmekle beraber, Türk kızının, Türk kadınınm yüksekliğini, ince kabiliyet ve olgunluğunu da ortaya koyuyor. Burada tedrisat, gündüz ve akşam mektebi olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Nazari tahsil dereeesi, ortamektebdir. Fakat arada san'at ve meslek tedrisatı da olduğu için bu tahsil müddeti, beş yıl sürmektedır. zamanda bini bulabilir. Nitekim bu vaziyet hissedılmiş ve enstitülerin sosyete ve Yunanistana büyük bir aile hayatımızdaki tesirlerini kavrıyan haceri semavî düştü Bakanlık, yangın yerinde büyük bir enstitü binası yapmağı kararlaştırmıştır. ArAtina 15 (Hususî) Megaradan sası satın alınmıştır. gelen telgraflar dün gece gökten şimdiye Bu yıl inşaata başlanacaktır. Bun kadar görülmemiş büyüklükte bir taş dan ba^ka, önümüzdeki ders senesi zar düştüğünü, düşerken çıkardığı gürültü fında, Beyler sokağında bir şube açılma nün halk arasında panik uyandırdığı bilsı da kararlaştırılmıştır.. Enstitüde, de dirmektedir. ğerli muallimler vardır. Fransadan da bir mütehassıs getirilmiştir. Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybe li), Salih Necatı (Bahçekapı), Sırrı (Çemberlitaş), Asador Vahram (Ge dıkpaşa). Ahmed Necati (Cibali), îb rahım Halil (Saraçhanebaşı), Şeref Knstitüde talebenin özel teşkilâtı da (Cerrahpaşa), Erofilos (Samatya), Naçok düzgündür. Talebe, kooperatif. kütüphane, gezinti, temsil, musiki, söylev, îstefan (Bakırköy), Arif (Fener), Yespor, temizlik ve okulayı güzelleştirme kol ni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kalanna aynlmıştır. Bilhassa gezinti kolu, sımpaşa), Receb (Beşiktaş), Hilâl evlerde gezinti yapmakta ve soysal işler (Fındıkh), Şişli (Şişli), Galatasaray başarmaktadır. (Galatasaray), Vinıkopulo (Yüksek Orta tahsil ve san'at arasında kızla rımızın, kadınlarımızın müsbet bir aile telâkkisi ve ev kültürü sahibi olabilmeleri de önemle göze alınmıştır. Şapkacıhk, çiçekçilik, terzilik, nakış, resim, pasta, komposto, çamaMrcılık, lekecilik tedrisatı çok iyi neticeler vermiştir. Nöbetçi eczaneler 28 ikinciteşrin, pazar Aman Yarabbi, bu, ne soğuk! Birdenbire Siber yaya taşındık sanki? Bu sabah uyanır uyanmaz, herkes birbirine bu sorguyu soruyor. Şakası yok, donuyoruz. Hepımızın arkasmda henüz yazlık elbiseler var. Termometre ise sıfırdan aşağı 8... Dışarıda her şey bem beyaz. Bir gün evvel yağan yağmurların suları, birkaç santimetre kalınlığında buz tutmuş. Birdenbire değişen manzara ne güzel! Bu memlekette, uzun müddet dargınlık etmek âdeti olmıyan güneş, öğleden sonra, şarka mahsus bütün parlaklığile görününce bu güzellik bir kat daha arttı. Yeşilköy, Yeşilköy Palas ole. linde Elektrik fırınınrn tatbikatı gösterîlecek ve bu meyanda, gelenler arasında kur'a çekilerek, bir 17 HAZİRAN PAZARTESİ SAAT 16 DA Gündüz kısmının devamlıları 130 genc telebedir. Akşam mektebine gelenlerin çoğunu, ev kadınlan ve kızlan teşkil ediyorlar ki, onların da sayısı 200 dür. Yirmi kişilik bir muallim kadrosu vardır. Bu müessese, 932 yılında, şimdiki direkkaldırım), Saadet (Osman Hulusi), tör Hasibin çalışması, girişişleri ve hükuMuvakkıthane (Sdğüdlüçeşme, Kadı metin alâkasile kurulmuştur. Gelecek yıl, Bursada şeker buhranı başladı ilk mezunlarını vermiş olacaktır. Bursa (Hususî) 15 haziranda şe köy), îmrahor (Üsküdar). Sergi, bütün ziyaretçiler üzerinde, müs kerın ucuzlıyacağını öğrenen tüccarlar bet tesirler yapmıştır. Enstitüye karşı artık şeker getırtmemeğe başladıklarıngösterilen alâka, çok büyüktür ve gittikçe dan piyasada hemen hiç şeker kalmamışartmaktadır. Bina Göztepededir ve ancak tır. Bu yüzden Bursada şeker sıkıntısı muhitin ihtiyacına cevab verilebilmekte baş göstermiştir. Şeker almak mecburidir. Tehacüm ise fazladır. Merkezî bir yetinde kalanlar el altından nihayet 45 teşkilât yapılsa, talebe sayısı, kısa bir i kuruşa kadar şeker bulabilmektedirler. Bugün SARAY Sinemasında Zengin bir program: lstanbul muhitinde güzel ve iyi film görmek isteyeDİer mutlaka I Bu ders Bayanlara mahsuslur. ELEKTRİK ALETi HEDiYE EDiLECEKTiR KIMYAGER Hilâl Sinemasına «S; Her yer 20, t<H*b*ye 15, Paradi 15, Talebeye 10 kuruştur Bugün, bu gece birinci defa olarak iki büyük film gösterilecektir. 1 Milci Tüccar 2 Nuhun gemisi ™ Dr. Cevad Tahsin IDRAR. KAN. KAZURAT ve sairenin tahlillerini yapar. Divanyolu ortasında. Tel. 23334 A ŞK FIRTINALARI Hissî ve içtitnaî büvük film Türkçe «öxlü ve şarkılı Birinci film: 2 nci film Frantııca sözlü ve şarkılı DEVRİALEM DOUGLAS FAİRBANKS devamlı matine tarafından büyük hankalar filmi 3Büyük Katerina Elisabeth Bergner Douglas Fairbanksjr Tenzilâtlı fiatler 20 25 35 Kr. Haydi şimdi gidip biçare Mastinl görelim, dedi. Lord Flanboroh, daha evvel size şunu söyliyeyim: Eğer zavallı kız masumsa kendisini hapsettığiniz için a * leyhinize dava açacaktır. Lord hiddetle sordu Buda nasıl hüküm!.. Bir hlrsizi hapsetmek hakkı bende yok mu? Hayır! Benim sizi ayaklannızdan asmağa nasıl hakkım yoksa sızin de bu kadını odasına hapsetmeğe hakkmız yoktur. Bu bahsi şimdilik geçelim. Benl mahpusunuzun yanına götürünüz! Hizmetçi kız mütemadiyen ağlıyordu. Vaziyetinin nekadar müşkül olduğunu kavramıştı. Hıçkırıklar içinde yansı an laşılmıyan bir takım sözlerle protestoda bulunuyordu. Mike, Moyaya sordu Her tarafı aradınız değil mi? Şüphesiz, her tarafı..• Gerdanlığın ipliği kopacak olsa înciler dağılırlar mı idi? Hayır. Çünkü her inciden sonra bir düğüm vardır. Babam bunu bana yılbaşı hediyesi olarak vermişti. Bahsederim ki gerdanlık odanız • dadır. Bana dolabııuzı gösterir misiniı Renkli Silly Symphoni (Arkası vat) Bugün saat İL den itibaren Tercüme eden: î)mer Fehmi Başkut 7azan: Edgar Vdllas Kestane rengi saçlan parıl parıl par lyordu. Elleri bembeyaz ve minimini idi. Ledi Moya kâtibesinin selâmına wuabele ettikten sonra sordu: Baba, siz benden bu sabah Mis Tenbiyi istemiştiniz, yaptınlacak işiniz tübhaneden çıktı. mel! Lordlar kamarasmda düyunu bahçok mu? Onu arkasından kapıya kadar gözle riyeye dair irad ettiğiniz nutku okudum. Hayır, kızım. Yalnız iki mektub rile takib eden Lord, kapı kapanınca: Çok güzeldi. Onu siz bizzat mi yazdınız yazdıracaktım, fakat sonra vaz geçtim. Doğrusu zarif ve nazik bir kız! kuzum? Bugün yazdırmıyacağım. dedi. Moya yavaşça güldü. Lord nutkun Kâtibe tatlı tlir sesle: Ledi Moya da ilâve etti: telifi şerefini kendi hesabına müdafaaya Lord Flanboroh, bu gerdanlık me Çok ta iyi çahşıyor. Fransızcası hazırlanırken kızı atıldı: selesine çok üzüldüm, dedi. Insanm ken pek mükemmel. Onu ele geçirdiğimize Mike siz de hiç değişmemişsiniz. di evinde bir hırsızı beslediğini anlaması çok menunum. Hep bildiğimiz alaycı ve muzip adam ne can sıkıcı birşey! Mis Tenbi geldiği zaman biz ne smız. Fakat Allahaşkına söyleyiniz, zaLord neşeli neşeli gülerek mukabele konuşuyorduk ? Ha evet, Mikeden bah bıtada ne yapıyorsunuz? etti: sediyorduk. Bana öyle geliyor ki.. ! Lord Flanboroh biraz istihza ile ilâve Gerdanlığı tekrar bulacağımıza Lord sözünü tamamlıyamadı. Kapı etti: eminim, Mis Tenbi. Üzülmeyiniz. Siz açıldı. Içeri giren bir hizmetçi: Filhakika bu pek harikulâde bir nasılsınız? Burada sıkılmıyorsunuz ya! Müfettiş Preterston! diye haber şey. Bir anarşistin polis müfettişi olması.. Hiç sıkılmıyorum. Pek rahatım. verdi. Benim müfettiş olmam uzun bir hiTeşekkür ederim. Arkasından müfettiş kapıda gözüktü. kâyedir.. Evvelâ Skotland Yarda mer Zannederim işiniz pek ağır değil. Lord ile kızı tahminlerinde aldanma but hususî bir daireye girmiştim. Telgraf Hemen yapacak iş yok gibi... Ba mışlardı. Polis müfettişi, tanıdıklan Mimuhaberatını tahrif yoluyla vurgunlar zı zamanlar bedava para aldığımi düşü ke Preterstonun ta kendisi idi. Onu görvuran Kallam çetesini yakaladıktan sonnerek mahcub oluyorum. medikleri beş sene zarfmda biraz daha ra Skotland Yarda nakledildim. Asil Yok yok o kadar da değil... Mu güzelleşmis, biraz daha kendinden emin bir adam için polis müfettişi olmak zül balâğa ediyirosunuz, siz bize büyük hiz bir tavır almıştı. dür, değil mi? metler yaptmız. İşiniz daha da artacak. Moya beni gördüğü için memnun Bir müddet durarak kıskıs güldü. SonGeçen pazar günü sizi kilisede gördü olmadı, galiba! Güldü, seri bir yürü ra birden ciddileşti: ğüme çok memnun oldum. Papaz oranın yüşle genc kıza yaklaştı: Bakın az kalsın buraya niçin gelen ileri gelen müdavimlennden olduğunu Birbirimizi kaybedeli hayli zaman diğimi unutuyordum. Ne var, ne oldu zu bana söyledi. var. Siz daha güzelleşmişsiniz! Ne kızaGüzel kâtibe başmı iğerek bir müddet nyorsunuz? Lord Flanboroh size gelin anlatınız! Lord Flanboroh kendisini zabıtadan bekledi. Sonra müsaade istiyerek kü • ce hep büdiğim gibi sıhhatiniz mükem yardım istemeğe mecbur eden hâdiseyi bütün teferruatile nakletti. Sözlerini bitirince Mıke yüzünü buruşturdu Bizi böyle ehemmiyetsiz birşey için mi çağırdınız? Ben de Moyayı kaçırdılar zannetmiştim. Şimdi Ledi Moya gerdanlığınızı kaybettiğiniz gecedenberi ne olup bittiyse hepsini anlatınız. Genc kız istenilen cevabları verdi. Mike: Eve gelince odanıza çıktmız, değil mi, dedi. Sonra orada ne yaptmız? Ev velâ mantonuzu çıkradımz değil mi? Evet... Bu sırada neşeli miydiniz, yoksa sinirli mi? Bunun tahkikatınız için ehemmiyeti var mı? Usul dairesinde, hareket eden ve sabırlı olan bir polis müfettişi için herşeyin ehemmiyeti vardır. O halde söyliyeyim. Hiç neşem yoktu. Çok ta yorgundum. Mantonuzu yalnızbaşınıza mı çıkardmız, yoksa hizmetçinin yardımile mi? Yalnızbaşıma.. Hatta onu yerine gene bizzat ben astım. . Mike yeni bazı sualler sordu, Sonraı Ledi Moya?, (Arkan X

Bu sayıdan diğer sayfalar: