29 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Evlul 1935 CUMHUFÎYET Avrupa sulhunu ateşliyebilecek bir barut deposu MEMEL Bîz bize Reklâm Belkisle Süieymanın ülkesinde: 4 Lîane Haid'ı tanır mısınız? Güzel bir sinema yıldızıd.ır. Ben daha çocuk denecek bir yaşta ıken o gene böyle güzel bir ünkü akşam gazetelerinde gözüsinema yıldızı idi. me iliştı: Kumkapıda oturan ve Bu kadın yaşlanmak bilmiyor. Tıpkı ötedenberi iki gözü görmiyen bir fotoğraf kâğıdının üzerindeki çehre bir adamcağızı, Ferhad adında bir erkekgibi, birbiri üzerine yığılan senelerin arale, Ana adında dilsiz bir Rus kadını: sından başını çıkarıyor, beyaz dişlerini Biz göz hekimiyiz... Körlerın gözgöstererek gülümsüyor. Habeşistanda tedavül eden bir tek pa mıştır. Bundan başka, Habeş teciminin lerini derhal açıyoruz. İstersen gel, seni Vaktile ona ah çeken adamlann bugün ra Avusturya Imparatoriçesi MariTeıe önemli bir kısmı da İngiliz tebaasından de ıyi edelım.. delıkanlı oğulları var. Liane Haıd'a on zin adma 1780 yılında basılmış ve Avus Hındli ve Somalilerin elinde bulunmakDiyerek dolandırmışlar. lar da bitiyorlar, ah çekiyorlar. turyada bugün tedavülden büsbütün çe tadır . O da, bunun üzerine, polise gidip daBelgrdda oturan bir Sırb genci yaş, kılmiş olan talerdır. Bunun üzerinde Imingilterenin üçüncü menfaati İngiliz vacı olmuş. lanmak bilmiyen bu güzel yıldıza fena paratorıçenm, başı tach bir resmi vardır. Somalısındekı hayvan sahıblerinin, H*Bana kalırsa, bu adamın şikâyete de, tutulmuş ve kara sevdadan aldığı cesaMenelık, bir ara, kendi namma para beşistanın Ogaden bölgesindeki otlaklık davaya da hicbir hakkı olmasa gerektir. retle bir mektub yazmış, kendisile evlen bastırmış, fakat Habeşler bu parayı tanı haklarıdır. Zira, benim kanaatime göre, pazarlıkta mek istediğini, yoksa yaşıyamıyacağını maktan istinkâf etmişlerdi. Hâlâ bu MeBütün bunlardan başka, Habeş ülke asla aldanmış değildir. bıldirmiş. Haftalarca süren uzun bir bek nelik paralarından tektük vardu ve val sinin üçte ıkisı İngiliz hakımıyetinde buİnsanm gözü birkaç türlü açılır. Bu lemeden sonra çıka çıka imzalı bir fotoğ nız yabancıların arasında ve bittabı rayi lunan Kenya, Somaliland ve Sudanla nun bir hakikisi, bir de mecazisi vardır. raf gelmiş. Artık hiç bir ümidi kalmıyan cinden eksık olarak tedavül eder. hemhudud olduğundan, Habeşistanda Bize şu kadar para ver de gözün delıkanlı da kendını tuttuğu gıbi Tunaya Habeşistanın tecımsel durumu hakkın çjkacak herhangi biı düzensiziikten bu açılsın! fırlatmış, atreuş. da tutulan istatistikler noksandır. Elde e yerlerin de müteesiir olmak ihtimaiı varDiye kendisinden para koparan adamMemelde her hafta ktırulan büyük pazardan bir görünüş Bu haber her tarafa yayılmıştı. Gaze dilen rakamlar da, ancak başlıca tecim dır. lar, yarın yakayı ele verdıklerı zaman: Yeryüzünde siyasal ve süel ihtilâflar, mıktardadır. Limanına birçok gemı uğ teciler Uane Haid ile mülâkatlar filân yollarından geçip dışanlara gıden, Cibu Biz sözümüzü tuttuk... Dolandarı uyuşamamazlıklar bitip tükenmiyor ki... raması ticarî durumunun mükemmel ol yapülardı. «Ne büyük artist diyorlardı. tiye, Sudana ve Ingıliz Somalısıne sevkeFransanın Habeşistandaki menafii, cı değılız! Bütün hep etten, .kemikten ve sinirden duğuna büyük bir delildir. Her hafta ku Kendi uğrunda ölen gencin matemini tu dilen emtıaya münhasırdır. îngıltereye nisbetle daha azdır. Bunların İddıasında bulunacak olsaJar, aksini yaratıldığı halde nasıl vücud teşekkölleri, rulan pazarına civardan gelen köylüler tuyor.» Öteki yıldızlar, kimbüir ne kadar Bu rakamlara göre Habeşıstan, 1929 baslıcasi, Fransız kontrolü aİLında islıyeıı kim ıddıa edebilir? yüzleri başka başka ise fikirleri, gaye'.eri, her türlü yiyecek, içecek getirirler ve ih kıskanmışlardır. 30 yıhnda 981,228 sterlin liralık ithalâ Cıbuti Adi&abeba demiryoludur. Hat>eş Ben, yemek yerken bile gözlük kul hırsları da çeşid çeşid.. Herkes kendisınin racatçılar burada satın aldıklan hayva BIT aralık ortalık yatısır gibi olduydu. ta karşıhk 951,514 sterlin iirahk ıhracat ülkesinde, çenis ölçüde ış gören yegâae lanmak ıstırarında bulunduğum için yadediği olsun, herkes kendisınin arzu ettiği nat ve hububatı yabancı memleketlere Avrupah şirket budur. Bu şırket 1916 ıle rım kör sayılırım. Eğer beni böyle bir faDerken bir haber daha: Lıane Haid'ı ta bulunmuştur. verilsin mütaleasında.. Onun için feıd gönderirler. Eritre yoluyla yapılan ihracat ve itha 1921 yılları arasmda pek ağır zararlara ka bastıracak olsalar, gözlerim faltaşı giBeleradda eörmüşler. Siyah elbiseler lerden müteşekkil milletler ve bunlan ıdaAlmanlar, Memelin Alman oldıığuuu icindeymiş. Elinde taze çiçeklerden ya lât için de yukarıki rakamlara ancai uğramıs ve bunun üzerine, Fransa hüku bi açılır! re eden devletler de birbirlerile nizaa dü oradaki bir takım anıtlar, sokak isimleri, pılma bir çelenk vantııs. Delikanlının yüzde on nisbetınde birşey zajnrueünek metile 1922 de yeni bir uzlaşma akdolunKumkapılı yurddaşımm da ayni suretşüyorlar. Önümüzde bir Habeş Italvan yetişen san'atkârlar, yazılan eserlerle is kaybolduğu yere giderek bu çiçekleri su icab eder. İtalyan Somalisı yoluyla yapı muştur. Fakat bundan da önemli bir fay te gözü acılmış olması gerektir. Ve şayed ihtilâfı var ki yeryüzünün ekseri mıllet p a ( a ç a h ş ı y o r l a r H a l b u k i L ; t v a n y a l l ! a r ya serpmis. lan tecim ise, hemen hemen hiç mesabe da görülmecliğınden, Fransa. elindcki bundan sonra da, brr dilsizin tuzağına dülerinin iştirak ettiği Uluslar Sosyetesi u34,000 hisse senedinden 2500 ünii, 7 şecek kadar saflık gösterirse kabahat ohalkın konuştuğu dilin Litvan dilinden Gene bir yığm alkış: Ne yüksek ar sindedir. Zira güney bölgesinde, wbiatin zun zaman çalıştığı halde bir türlü bu ışi sarp oluşu kervanların ve saır nakil vası kânunu?ani 1935 tarihli Roma anlaşması nundur. ayrı bulunmadığmı ileri sürüyorlar. Al tist ! Ne olgun kadın! halledemiyor. Onun yanında ikinci bir mucibince İtalya hükumetıne devretmiştalarınuı seyirlerini hayli gücleştiıir. Bir felâket bin nasihatten yekdir, dermanlar da buna mukabil Memel havilisi Ahşveriş işlerinde bir kaide vardır: kavga Memel meselesinden çıkmak üzetir. Habeşistanın ithal ettiği maddeleıia er. halkı tarafından konuşulan diiın Litvan «Bir reklâm, reklâm olduğunu belli et re... Genel Harbin sonundaki su'h esna İnsan ne mertebe kör olursa olsun, bir dilı olduğunu iddıa etmenin gülünc oldu mezse on defa daha müessir olur» derler. en başuıda pamukipliğile pamuklu mcnsında pamukipliğine bağlanarak kat'i suBiraz evvel de söylediğim gibi, Habeş defa mantara bastı mıydı, ıster ıstemez sucat gelir. Bu tecim kâmilen Japonlarıa ğunu söyüyerek bu lisanın yüksek Prus Gene kalmamn yolunu bulan güzel yıldız rette halledilmeden bırakılan, sonra birithalât tecırnınin baş müteahhıdi Japon bir daha sefere gözünü dört açar. elindedir. ya aJmancasının başka bir şivede kouuşul bunu da iyi öğrenmiş. denbire Lirvanyalılar tarafından işgal eBaşlıca ihracat emtialarma gelmce de,, yadır. Bu itibarla, onun Habeşistanın ıç Bu itibarla, Ferhadla Ana vazifelerini JV. dilerek idaresi dört büyük devletın kon masından başka birşey olmadıgmı ıspala bunların arasmda kahve, ham deri ve durumile iigili olması taoıidır. Japon Dış tamamile görmüş sayılırlar. trolü altına konan Memel şehrı ve hava çahşıyorlar. Bakanlı^ının, beyanata salâhıyettar er balmumu en önemli bir yer tutar. Kumkapılı vurddaş daha ne ister? Litvanyahların iddialanrun pek kuv *** lisi üzerinde Almanlar hâlâ hak ıddıa etkânı bu ilgıyi geçen temmuzda bir iki Erciimend Ehrem TALU vetli olmadığı fazla rey alabılmek için mekten geri durmuyorlar. Işte bu memlekette, dört rnuhielif dev münasebetle ızah etmişlerdi. Akhisar (ÖzeP """ İşin garibi Memel ve havalisi vaktile oralara son zamanlarda 15 bın muhacır letin bL'çok menfaatleri karşılaşu. Bu Ayni zamanda, Japon muhafazakâr getirıp yerleştirmelerile anlaşılır gıbi olu Akhisarın Dağ dört devlet: Başta İtalya olmak üzeıe. partı önderlerınden M. Toyamanın bas. Almanlarda olduğu vakit te daima ihtiİngiltere, Franka ve Japonyadır. lâfı mucib olan bir çıbanbaşıydı. Çünkü yor.. Zaten Almanlar Memel ve havali dere köyünden Hü kanlıgı altında kuruimuş olan «Habeş burada ilkbaharda sular taştığı ve yaz sinin çehresinin 1932 denberi değişmeğe seyin luzı Fatma. İngilterenin, Habe^isUntiaki en önenıli dostluk cemiyetı» Adisabeba hükumetinc Bandırma 28 (Ozel) Son fırtmasonu çekildiği için hudud beili olmaz, başladığı kanaatindedirier. Alman i«ta köy civanndaki on ilgisi, Tane gölü dolayiiiledir. teigraf çekıp, Habeş erkinliğinin rr.üdaiar Mendmreğm arfcnsmdaki kumluça ristiklerinc göre 1932 de ora havalisi Kal döniimiük tarlasın1 küçük küçük arazi kıt'alarının hangi taİngütere ile Habe^i&tan arasın<la 1902 faası uğrunda her çareye basvprulmas.ru henüz yirmi yaşl?Tinda kadar tahmin eyılında hasıl olan ve civar ahalrei tarafın tavsiye etmiştı. rafa aid olduğu hakkında muilaka gürül kının yüzde sekseni Alman göslerılmtk Türk Hava Kurudılen, beyaz tende siyah ve uzun saçlı muna teberru etmiş tedir. dan makul ve mutedıl bir tarzda su sarfıtü cıkardı. Japonyanın, Habeşistandaki mena bir msan cesedi c.karm'stır. Ce^edin üzeBu iki taraflı iddialarm ortastnm t u uı. Bu hamiyetli na cevaz veren uzlafma mucjbioce, Ta«a fıini daha ziyade genişletmek ıstemesrade Memel çok eski bir şehirdir. 1252 se; neMnae ICMS uiunmuştur. n.rran iuıak, îuııması mumKün olmadığma gOre bu<?ün Türk kadınımn sularuu, Mısırla SudaniD nef ıne olarak ancak ekonoınık sebebler aramalıdır. İh rinde <=iyah bcyaz renV.H b r mavo bu lunmakta ve vaziyetir>den denİ7de en az ormanlık ve mahsuldar arazile doluaur. Memelde yapılacak seçîmde Almanlara memiekete hava • tanzim ve Uale edecek bir sed yapdacak racat pıyasası bulmakta gucluk çeken jabir hafta kadar kaldıeı an!a?ılmaktadır. Memel havalisinin yüz ölçesi 2400 kilo hak verilmemesi, ve tazyik yapılması ne darç geleoek taarruzHuaeyin kta. tı. pon endüstrısı, burada oldukça önemiı ^m ı • ı ^ M lara karşı gösterdiği Fatma metro murabbaıdır. Nüfusu 140 bin kişi ticesi Hitlerin işi silâhla halle kalkışması Bu maksadla ve gerek Habeş ve ge bir ürün edınmjştir. Iğneden ıplığe kadar, Baba ile o<*lu y'arahyan dir. Başlıca mahsulâtı hububattır. Kıyı ihtimali de görünüyor ki, işte o zaman bu candan aiâka rek Sudan hükrânetieTmin istekleri üzeri herşeyi dışandan tedarik etmek mecburilarda balıkçıhk çok ilerlemiş olduğu gibi dünya sulhuna Afrikada Habeşistanla Akhisar muhitinde büyük takdir uyan ne bir AmerikaD inşaat firmay gölde. yetinde bulunan ve dığer ülkeler gıbi alıştramvay ormanlarından da son derece iy: istifade beraber Avrupada da Memelden bir dırmıştır. Bilhassa Fatmamn fakir bir ka 1930 yılında incelemeler yaptı. Tahmin verişe kayıd, kuyud koymıyan bu bakir Dün bir tramvay bir çocvkla babasım dın olması ve yegâne geçim vasıtasi olan edilen masraf çok önenıli olduğundan, er''ebilmektedir. Kereste ihracaü fazla kundak sokulmus olacaktır ülkede, Japon emtıası, ucuzluğu ve çeşi varalamıştır. Saat 14 te Bebekten kal tarlasmı memleket müdafaasına vermesı Mısır hükumeti buna iştirak etmeğe davet di sayesınde rakibsız hâkim durumun kan vatman İ^maılın idareöındeki Emi birçok vatandaşlar üzerinde müsbet tesir olundu ve 1933 te Tana gölüne ikinci bir nönü Bebek tramvayu Ortaköyden gedadtr. ler yapmıştır. tetkik heyeti gönderıldi. Japonya 1930 da Habeşistanla bir cerken fırıncı Mehmede çarparak yara Yurddaşların pek çoğu, Fatmanın bu 10 mayıs 1935 tarihinde, Habeş hüku dostluk andlasması imzalaraış, fakat lamış ve adamcağızı yere yuvarlamıştır. hamiyetini ken«Mcrin« bir ömek olarak meti bu meseleyi esash surette kotarmak Tokyoya bir Habeş eiçısi gönderilıacıye Bu sırada babasm'n önünde giden oğlu almakta, Hava Kurumuna yardıma koş üzere, İngiliz, Mısır ve Sudaa hükuraetkadar (1932) bunu tasdik etmemisü. 12 yaşlarında Muzaffere de çaraprak maktadır. lerini Adisabebada bir konferansa çağır Bundan sonra arada bir takım hâdrsdcr onu da yaralamıştır. Polis dikkatsiz vatdı. Lâkin Ingiltere. o sırada Habeşistan zuhur etti: Bir afyon tanmı ımhyazı «ne manı yakalamıştır. la Italya arasındaki nazik durıuna tesir selesi cıktı; Habeş prenslcrindeo biıvle İstatistik G. Direktörünün edebilecek herhangi bir harekette bulun yüksek aileden bir Japon kızının nişanlaa aksi niyette bulunduğunu ihsas bile et diyevi maktan çekindiği cihetle, meseleyi daha malan ve müteakıben bu ntsanm bozul miştir. Konya 28 <A.A.) Konyada çıkan müsaid bir zamana atmayı muvafık görması bir mesele oldu; ve nıhayet Tana Japon basmj bugün hemen tamamile Ekekon gazetesi aytarınm bir sorusuna düsünü bıldırdı. göiü ile Eritre arasındaki bölgede japon Habeşistanın lehiadedir. Yukarıda adı cevab veren İstatistik Genel Direktörü Bu arada, Mısır hükumeti, mayıs lara bağışlanıp ta İngıltere il« Italyanın geçen Habes dostluk ceroıyetı müfnt bu diveyvde bulunmuştur: « Konya şimdiye kadar gördüğü 1922 de onaylanan beş yıllık bayındırlık müşterek ısrarlan üzerine gerıye aJman nasyonalıst (Kara Eıder) cemıyetüe bümüz iller arasmda en ivi hazırlıklar va plânının, yaJmz sulama islerıne karşıîık bir pamuk ekimı imtiyazı epeyce gürültü yük Japon rnüstahsiller partisının müzapan ve bitiren bir İlbaylıktır. Savım iş olarak bütçeye 21,000,000 Mısu lirası kopardı. heretlerini haizdir. lerinde umudumdan üstün olarak çok koymuştu ki, bu paranm içinde, Tana Bütün bunlara rağmea, Habeş piyasaBu müstahsiüer partisi, geçen temmu Tılsttle Memel arasındaki büynk ttöprünSn bir kısmt güzel çalışmış olarak buldusum Konya gölüne inşa edilecek sed masrafı da dahıi sına hâicira bulunan japonya oraya b^şzun 24 ünde, Italyanın Habeşistana karşı kalarmın sokuimak istemderini fena ş;6z hattı hareketini takbih eder bir karar al488 kıratlık bir elmas bulumlu dan seviçle avrılıyorum» yabancı uz bulunuyordu. Tarım Bakanının gezisi Genel direktör yanmdaki İngilterenin Habeşıstandakı menafunin i« gönnektedir. Hatta bunu açıktan acığa mış ve Doğu Afrikaya sevkedilen askerin Rio de Janeiro 28 (A.A.) Minas manla birlikte bugün Adanaya gitmistir Ordu 28 (A.A.) Tarım Bakam îlimizde iki gün önemli incelemeler yap Ceraesden bildirildiğine göre, Uberaba İlbaylığımızın merkez ve illeri çevre ikincisi, Sudan hududuna yakm Gambela da meydana vurmaktan çekinmeyip, İt4İ geriye çekilmesi hakkında Musoliniye bir tıktan sonra yanındakileHe birlikte bu sa çevresinde 488 kuathk bir eimas bulua sinde sayım işlerini yapacak isyarlar tecim merkezidir. Burası, 1902 tarihli yanın Habeşistandaki harekâtına eneel telgraf çekmistir. (Arkası yarın) bah kara yolıle Fatsa ve Ünyeye gitmiş muştur. Bu elmas, dünyadaki eimaslann ayrılmış, zarflar hanrlamış olarak sa ingiliz Habeş andla^masının imzalandı olmıyacağı hakkında temınat verdrğıne ğındanberi gitgide artan bir önera kazan dair olan haberleri tekzib etmekle bunun yım gününü beklemekteviz. Ercamend Ehrem TALU en irisidir. tir. Büyüklügü, tarihi, nüfusu ve ekonomik durumu Habeşistanda çarpışan arsmlusal menfaatler Daha ne ister? Ingiltere, Italya, Fransa ve Japonyanın Habeşistanla olan alâkaları ve Habeş davasında oynadıkları roller Hamiyetli bir Türk kadını Bandırma sahillerinde bir cesed bulundu HİÇ Edebî Roman: 1 Kurşun rengi göke doğru yükselen apartımanların pencereleri ona kendını gözetliyen bir sürü gözler, san, kırmızı, mavi, yeşil gözler gibi geliyor. Tramvay arabalanndan inenlerin hepsi de galiba ona bir kere bakıyorlar. Duruşunda bir gayritabiilik mi rar?.. Halbuki o iyi giyinmiş bir kaduı ve kimseye, hiç kimseye bakmadan orada, tramvayların bu son durak yerinde duruyor... Belki bir çeyrektenberi. İçinin telâşından buluşacaklan saatten tam yirmi dakika evvel buraya gelmiş. Ve şimdi gözleri kâh orada direkte asılı duran saatte, ,kâh uzıyan yolun krvrımmda; onu bekliyor. Onun da, kimbîlir belki de kendisi gibi bulusacaklan saatten biraz daha evvel geleceğini ümid ediyor.. Bu sanki olmıyacak birşey mi?. O eskiden böyle yapmaz mıydı? Seza; daima ve daima söz verdik Acaba gelmiyecek mi?... Bunu içinden tıpkı bir makine gibi tekrarlıyor... Son durak yenndekı araba sanki harekete geldiği için hiddetlendi de raylarda Yazan: Suad Derviş dişini gıcırdatıyor ve sonra isteksiz, isteksiz şehrin ışıklı caddesine doğru süzülüleri yere çoktan gelmiş bulunmaz mıy yor. dı?.. Caddenin aşağrcmda gene brr otomo# * * bil peyda oldu. İnce uzun bir otomobil bpkı güzel bir Seza karanlık sokakta yoluna devam tazı gibi zarif ve çabuk köşeyi dönüyor. ediyor. Seza kabahat işlerken yakalanmaktın Kalbi öyle Ituvvetli, öyle şiddetli atıkorkan bir çocuk gibi tramvay bekleme yor ki... yerinden ayrılıyor ve ileriye doğru, elekNeden gelmiyecek? Neden gelmesm?. trik lâmbalarmm seyrekleştiği ve sokak Onun kendisini istememesine, kendisini taki insanlann azaJdığı karanhk yoia sevmemesine imkân var mı?.. doğru gidiyor. Sevmemiş olsa.... Fakat o daha on, on beş sene adım Karşıdan gelen büyük bir köpege yol atmadan alaca karanlık caddenin içinde vermek için yana çekiliyor: fenerleri; düsen bir çift yıldızı hatırlatan Kuduz mu acaba bu köpek?.. diye araba ona yaklaşıyor. Onu geçiyor ve düşünüyor. Boynu hiç kıvrılmadan gıdıkaranlıklar arasmda kaybolırvor. yor... Kuduz köpekten öyle korkarun kiJCalbınde acı bir özüntü ile olduğu Ve bu korkusuna rağmen karanlık soyerde duruyor. kakta daha ilerilere gidiyor. Acaba gelmiyecek mi?.. Bu otomobil de gecti. Bir taksi nniş.. Yirmi dakika evvel onu evınden dışan ^.vet o gelmiyecek gahbai.. atan da bu duygu olmadı mı?.. Bu en Gelmiyecek, saat tam alü olmalıi I dişe!... 1 «Canım bir dakika gecikemez mi?» diye brtroez ve tükenmez bir heyecan ve bİT kendine kuvvet vermeğe uğraşıyor. aülışla seviyor.. GeJmezse kabahat kendisiıu'n İşte karsıda bir otomobil var. Fenerlemi?. Onu o kadar sıkıyor, o kadar yoruyor, kıskanclıklan, gözyaşlan, kavgala ri karanhk yolu adeta tarayarak gelivor. Seza çantasından çıkardîğı bir men rile o kadar usandırıyor ki... dille gözlerini siliyor. Mütemadiyen ağlamaktan şişmiş göz *** ler, kızarmış bir burun görmek bir eıkeOtomobilin feneHeri birdenbire söndü. ğin tahammül ettiği ve sevdiği şey midir?. Hele son buluştuklan gün... O gün Bir kapı açıldı. Biri atladı. Ayak sesleri var... Bin kişinin yürü kendisine: yüşü arasında tanıyacağı, hiç tereddüd Gelme artık Atif gelme, birbirhnizi «örmryelim, bu hale tahammülüm yoL etmeden: «Onundur» dıyeceği ayak sesbu hali bitirelim. deroedi mi? Bunu kn len. Dizleri hafif, hafif titriyor, kalbi ne disi istemedi mi?. O gün Atıf ona nekakuvvetli, ne çabuk atıyor. Fakat başını dar çok yalvardı. arkasına çevirmiyor, yÜTÜmekte devam Ne kadar çok, ne kadar u?un: edivor. Seni görmezsem ben yaşamam SeBirdenbire onu görmeğe cesareti yok.. za. Onu bugün nasıl bulacağını bilmiyor. Dedi. Ve ayakları dibine topraklara Muhabbetli mi?.. Soğuk mu?.. L i oturarak kocaman dev başuu onun incekayd mı?.. Gene canı sıkılıyor mu?.. cik dizlerine dayadı. Ve bu dizleti öpe Hayır bugün onun caıunı sakmak ısteöpe yalvardı. Ne çok yalvardı. miyor. Ona güzel yüz göstermeğe gayret Bunu hatırlayıs onun bütün viâcudünü edecek. sıcak bir alev gıbi sanyor. Seza canım... Ve o baş, hâlâ dizmde imiş gibi vücuOnun sjcak ve tatlı sesi.» dti yanıyor. Oh ne yanıvor. Atrfl Atıfı nekadar çok seviyor. Ne umu! Ona dönüyor ve minimini elleri hsmfn maz bir sevgiyle seviyor, ne sonsuz, ne onun kocaman avuclarında kayboluyor. Ne büyük erkek... Ve Seza onun karsısında nasıl küçük, minimini birşey... Bir çocuk gibi. Atıf onun soğurmış ellerini durmadan öpeTek: Beklettrm yavrtrm s«ni.. Beni affet, diyor. Yok, diyor beklemedim... Ben de şimdi gelmiştim. Seni daha ileride bulacağımı ümid ediyordum. Tamamiîe aksini istemesine rağmen gene sesi titriyor. O bu küçük çeneyi tutuyor, Sezanın yüzünü kendine doğru kaldınyor ve ilerideki sokak lâmbasınm buraya kadar süzüle süzüle kuvvetini kaybetmiş, eksik ışığında gözkapakları hafif, hafif titriyen dudakları gerilmiş bir yüze bakıyor. Ne o?.. Gözlerin yaşlı!.. Ağladın mı gene?.. §imdi sesinde nezaketini kaybetmek istemiyen, berginliğini saklamağa çalışan bir alıenk var. Buna bir hıçkınk cevab veriyor: Ne oldun gene Seza?., Gene ae var?.. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: