4 Nisan 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

4 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 4 Nisan 1936 Küçük Hikâye Müşkül bir vaziyet Sekizinci resital Âli Sezai ve Ömer Ref ik resitali veriliyor Muntazam bir seri halinde devam eden Konservatuar konserlerinin 8 nisan çarşamba günü akşamı Saray sinemasında verilecek sekizinci konseri Ömer Refik ve Ali Sezai resitalidir. Geçen sene Cemal Reşidin idare ettiği orkestra refakatinde ve ayn ayrı tarihlerde verdikleri konserlerde büyük muvaffakiyetlerini, bütün musikiyi seven, ve dinliyenlere göstermiş olan bu iki genc san'atkârımızı şu itibarla ayni zamanda dinlemek zevk ve fırsatını bulmuş olacağız demektir. Omer Refik: Koleji bitirdikten sonra Amerikada mühendislik tahsil ederken bir taraftan da Konservatuara devam etmiş ve orada verdiği konserlerde dahi büyük takdir ve alâka celbetmiş olan bir Türk san'atkârıdır. Âli Sezai: Berlinde Stern Konservatuarında musiki tahsilini yapmış ve şimdiye kadar dinlediğimiz müteaddid konserlerindeki yüksek muvaffakiyetile kendisini, tanıttırmıştır. Omer Refik Chopinin (sibemol min) sonatını (sibemol min) Scherzosunu Lisztin bir etüdile ikinci Rhapsodie Hongroiseını. Âli Sezai de Piyanoda Cema] Reşidin refakatile Laparranın (La min) sonatını . Bachın yalnız keman için chaconneunu Schubert, Cemal Reşid ve Kreislerden muhtelif parçalar çalacaktır. RADVO y^ Bu aksamki program j BÜKREŞ: 12,35 . 15,10 plâk ve haberler 18 askerî bando 19 sözler 19,15 operet plâklan 20 haberler 20,15 koro 20,40 Konf 21,05 cazband 22,45 orkestra, sözler . 24 caz. VARŞOVA: 19 şarkılar (Bariton piyano) 19,25 kuartet . 19,40 muhtelif 21 hafif mu&iki. 21,45 haberler, sözler 22,30 şen sahneler. 23 Mucsorgski musikisi 24,05 hafif musiki. MOSKOVA: 18,30 şarkılar . 19,45 plâk konseri 20 festival neşriyatı 22 almanca emisyon . 23.05 fransızca. PRAG: 20,15 Ksilofon Tubafon solo 30.25 Konf . 20,40 şarkı, halş kuarteti, radyo şrameli . 21,40 piyes . 22,20 Dohnanyiııin eserlerinden piyano konseri 23,15 plâk 23 30 bar numaraları. BERIİN: 20 musikili skeç 20,45 haberler . 21,10 valslar . 23 haberler 23,30 «Şonu iyi» adlı nesriyat. BUDAPEŞTE: 18,30 orkestra 20,10 plâk 20,40 piyes 21.45 cocuk korosu ve senfonik konser . 23 30 Cingene musikisi. Ali, çok sıkılgan bir köy muallimiydi. lisiniz. Tabiî ihtiyarları yalnız başınıza 0 kadar iyilik etmesini severdi ki götüremezsiniz. köyde ona güvenmiyen bir tek adam yokKâmile: tu Fakat bir ihtiyan arabaya alınca öBu muallim için güzel Semiha, bütün bürünü ormanda nasıl yalnız bırakabiliriz. kâinat demekti. Semiha da adeta yalnız dedi. Onun yanına birisini bırakmamız lâAli için yaşardı. Onunla daha evlenme zım. O halde Alinin yaya gitmesinden yişi, annesi Kâmilenin biraz daha bekle başka çare yok. meği ihtiyatlı bulmasındandı. Fakat bu Delikanh: kadının tereddüdü giinden güne azalıyor Yalnız gidip onları alsam, diye sorve Alinin muradına ermesi yaklaşıyordu. du. Hakikatte Ali, Kâmilenin himaye ettiği Yerlerini bilmiyorsunuz ki! iki ihtiyar kadına çok yardım ediyor ve Ali fena halde sararmıştı. Kadınlar bu müstakbel kaymvaldesinin pek hoşu gencin rahatsız olduğunu ve evvelâ onunla na gidiyordu. îhtiyar kadınlar iki kar uğraşmak lâzım geldiğini gördüler. Lâ desti; birisi adeta aklını bozmuştu. kin hava da kararmağa başlıyordu. İhti Nihayet Ali bir giin şöyle bir karar yarları gidip almakta gecikilemezdi. Şu verdi: projede karar kıldılar: Kadınlar Aliyi «Artık kaybedilecek zaman kalma çiftliğe götürecekler, yalnız Kâmile aradı, gidip Kâmileyi görmeli: Ihtiyarlar i baya atlayıp ihtiyarları alacak ve deli çin verdiğim paranın iki mislini eline sı kanlının battaniyesine sararak çiftliğe gekıştmrım ve o şekilde bir hareket ederim tirecekti. ki artık projelerimi bozmağa kalkışamaz.» Bunun üzerine arabaya yaklaşarak batGüzel bir pazar sabahı arabaya atlı taniyeyi almak için, elini uzattı... yarak nişanhsının oturduğu çiftliğin yo *** lunu tuttu. Bunu bana anlatan arkadaşım, hikâ Bir köprünün üzerinden geçerken rüzyenin burasına geldiği zaman trenin bir gâr şapkasını dereye attı. kazaya uğradığını ve bu kargaşalıkta gaZavallı genc etrafına bakındı. Yol ıs zeteyi kaybettiğini söyledi. sızdı. Köprüden atlıyarak derenin kenaHikâyenin alt tarafını kolayca bitire nna indi. Bir köşede soyunarak elbiselebileceğimi ummuştum. Fakat Alinin ka rini arabaya fırlattı ve kendisi de suya arakterini gözö'nünde tutunca, bu işin zantıldı. Sudan çıkınca ne görsün, araba nettiğim kadar kolay olmıyacağını an meydanda yok!.. Köprünün üstüne koştu, ladım. Ali hem çok iyi kalbli, hem de at yol üstünde rahat rahat otluyordu. Fafazla sıkılgandı. Şunlan da unutmamak kat tam arabaya yaklaştığı zaman at koşlâzımdı: Semiha güzel bir genc kızdı. Amağa başladı; Ali de arkasmdan. Nihali ile evlenmek istiyor, fakat onu iyice tayet Semihalann çiftliğine yaklaştığı vakit nımıyordu. arabaya atlamağa muvaffak oldu. GömAnnesi ise hergün fikir değiştiren, korleğile caketini giydi, kravatını taktı, fa kak bir kadındı, kızının temayüllerine pek kat tam pantolonunu geçireceği sırada yan köşeden birinin çıktığmı gördü; bu, te mutabık değildi. Onu kendi fikirlerine galiba bir kadındı. Ali hemen oturdu, ba imale etmek için ya büyük fedakârlık caklarını battaniyeye sardı ve meçhul bir göstermek, ya da çok diplomatça hareket istikamette hayvanı bütün hızile sürdü. etmek gerekti. Bundan başka, ormanda sabırsızlık i Çiftliğe daha fazla yaklaştığı vakit arabayı yavaşlattı. Pantolonunu geçirmek i çind bekliyen iki ihtiyarın akıbeti Alinin elindeydi. Semiha elini battaniyeye uzatçin iğildi, fakat... mıştı ve delikanh için kaybedilecek bir saKarşıdan Necibe, Feriha, Kâmile ile Semiha geliyorlardı. Kadınlar sinirli si niye kalmamıştı. Ne yapmalı? nirli ellerini salhyarak Aliye doğru koşuyorlardı. Ne hos tesadüf bu; Necibe: Allah yolladı sizi Ali, dedi. Kâmile: Pek doğru, diye, ilâve etti. Sizi ' gördüğümden o kadar memnunum ki, A jşte uykusuzluktan kıvranan sinirlilerin bitmez fükenmez dilekleri Istenılen salâh gelmez, her g.in artan sinirlilikten gitt.kçe kuvvet âzahr' ertesı gun insan yorgun argın, hiç bir şey yapamamak halsizliğile kalkar! Bromural «Knoiı» bu telâketten kurtulmak için kullamlacak ilâçtır. Asla zarar. yoktur sinirlerı yatıştınr ve sâkin ve sâlim bir uyku davel eder. ' 10 ı t 20 k o m p r i m e y ı hı\ı luplcrde cczanelcrdc reçcte ıte satılır. Knoll A.O., kimyevi maddeler fabrikalan, Ludvvigshafen s/Rhin. SAADET GECESi ROSiTA h A l b n sesli J O S E M O J i C A'nın s o n filmi MORENO ile beraber çevirdiği en son eseridir. dans ve şarkıların filmi. afta S Ü M E R Sinemasında gençliğin, Ilâveten: Aşıkların, PARAMOUNT JURNAL: Venizelos'un ölumü ve cenaze merasimi ve «aire 936: BRODVAY MELODI 936 F E R A H S i N E M A D A bugün başlıyor. Gönende okuma ihtiyacı giinden güne artıyor Bîr harika: Bütün dünya varyete ve orkestrası bir arada. Şaheser filim Ayrıca: Fedailer Alayi, Conrad Veidt ^e yeni dünya haberlerı. T Ü R K Sinemasında I L A H L A R E G L E N İ Y O R HENRY GARAT ARMAND BERNARD JEAN BO1TEL, FLORELLE, MARGUERITTE MORENO Muazzam dekorlar, fevkalâde müzik. neşe, zevk ve rransız incelikleri. D Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar. dır: istanbul cihetindekiler: Aksarayda (Sarım), Alemdarda (Esad), Bakırköyünde (Merkıez), Beyazıdda (Ce mil), Eminönünde (Hüsnü Haydar), Fenerde (Vitali), Karagümrükte (M. Fuad), Küçukpazarda (Yorgi). Samatya, Kocamus. tafapasada (Rıdvan), Şehremininde ıNâzım), Şehzadebasında (Hamdi). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Kapıiçi), Haskoyde (Yeni Türkiye), Kasımpaşada (Turan), Sarıyer. de (Osman), Şişlide (Maçka), Taksimde (İtimad), (Kinyoli), (Tarlabaşı). Uskıidar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyukadada (Şinasi), Heybelide (Tanaş), Kadıköy, eski İskele caddesinde (Büyuk), Kadıköy, Yeldeğirmeminde (Üçler), Usküdar, Ahmediyede (Ahmediye). Nöbetci eczaneler Meşhur Franaız edibi MOL'ERE'in eserinden iktibasen vücuda getirilmiş büyük Fransız opereti Oynıyanlar: TURKiYENiN EN BüYüK FiKiR VE SAN'AT MECMUASI Ayın en büyük hareketidir. 14 üncü sayısı 30 dan fazla yazı ile çıktı Y U C EL Bugün saat 1 de tenzilâtiı talebe matinesi li! Kâmile, delikanlının korkudan dilini kaybettiğini farketmeden devam etti: Biraz evvel bir duman gördük ve koşarak ihtiyar kadınları yangından kurtardık. Fakat zavallılar o kadar halsiz diler ki, onları ormanda bırakmağa mecbur olduk. Necibe atılarak: Üç saattir kafa patlattıktan sonra bir Şimdi işe gelelim, dedi. Arabanız hal çaresi bulmaktan vazgeçtim. pek küçük, Kâmile ile beni alamaz. Ya Fakat elini uzatan Semiha hâlâ ora iki sefer yapmalısınız, yahud da yerinizi da!.. Belki de battaniyenin ucundan tutbize terkederek siz hayvanm gemlerinden muş ve... lutup yürüye yürüye bize refakat etme Ötesini okuyuculara bırakıyorum. Muhakkak ki okuyucular mes'ud bir netice isterler ve delikanlının kahramanca ihtiyarları kurtarmasını beklerler. Hikâ yeyi bu yola sokabilmek için ben de çok düşündüm. Fakat düşündükçe iş büsbütün çetrefilleşti. Ali o kadar utangaçtı kı ' ona koca bir imparatorluk bahşetseler battaniyesinden aynlamazdı. Fakat bunu yangından kurtulanlardan esirgese, heıı: Semiha ve bilhassa annesi, hem de diğer Gönen (Hususi) Bura halkı Istanbütün kadınlar fena halde kızacaklardı. Sonra, artık darbımesel haline gelen sı bul gazetelerini okumak için posta günkılganlığile; battaniyeyi niçin veremiye lerini sabırsızlıkla beklerler. Gönenli lerde kitab ve gazete okuma merakı ceğini anlatamazdı ki. Başka birşey uygünden güne artmaktadır. duracak kadar ise becerikli değildi. Yukarıki resim Gönenin gazete ba yii İbrahime aiddir. Kendisini Gönenin bütün okuma merakhları tanırlar ve gazetelerini kapışmak üzere dört gözle yolunu beklerler. 14 artist 8000 figüran ve 120 kişilik orkestra iştirakile sene nın en muhteşem eseri. Bin zarafet İRUBY KEELER DIK POWELL JUHN BLONDEL 1 BAYANLAR 2PATRON FERNAND GRAVEY ve MAX DEARLY tarafmdan güzel bir komedi A Z A K Sinemasında bu hafta 2 film birden OLSAYDIM B Ayın en kuvvetii yazı an ^ Univerzite profesörlerinin makalelerı • Fikir, Edebiyat, Tenkid, Şiir, Nesir • Dünva edebiyatından seçilmiş hikâyeler m Tagore, Oscar Wilde, Alexander Fope, Blascoibaner ^ Alphons Daudet den tercütneler. Her evde, her mektebde, her kütüphanede, her münevverde bulunması lâzımdır. 52 sahife ve 16 sahifelik ilâve 15 kuru ş. Istanbui, posta katusu 576 Fransızca dersleri Eğer kendinize kolayca bir iş bulmak isterseniz, eğer bulduğunuz işte süratIe yükselmek isterseniz bir ecnebi lisanı öğreniniz. Bir Fransız bayanı çabuk ve cmin bir surette fransızca öğretir. Gazetede F. D. adresine müracaat. pw> Bugün i P E K sinemasında 2 büyük ve son derecede güzel film birden: 1 G i Z L i 2 U N U T M A Y U V A B E N i Heyecan ve merakia dolu bir mevzu, herkesin beğeneceği Fransızca söziü bir film. Baş rollerde : ROBERT MONTGOMERY MAUREN O'SULLİVAN istanbul ve An kar a sinemalarında senenin en çok beğenilen şaheseri. Baş rollerde: BENJAMiNO GiGLi MAGDA SCHNEiDER SOSYOLOJİ ("okone ve Maus MEVLÎD Mütekaid Mareşal Kâzım Alpan to runu ve İsmail Hakkı kızı merhume Muallânın ruhu için 5 nisan pazar günü, saat ikide Nişantaşında Teşvikiye ca misinde, Hafız Bürhan ve Hafız Yaşar tarafmdan Mevlid okunacaktır. Merhumeyi sevenlerin ve tanıyanların bulunmaları rica olunur. Haydar Rifat Dürkhaym nazariye erî Seanslar: Gizli Yuva 2,40 6 ve 9 10 Unutma Beni 1 4 ve 7,30 40 kuruş KORSANLAR DEFiNESi Büyük heyecan ve dehşet filmi 8u fîlm: Beyoğlu sınemalarından evvel ilk defa sinemamızda çösterilecektir İki harikaiar filmi birden gösterilecektir. Amerikan sergüzeşt Hlimleri kahramanı " RICHARD TALMADJ,,ın en son oynadığı ş C H i 1 â İ Sinemasında 1 Senenin en büyük filmi Fransız tiyatrosu MÜNİR NUREDDİN 14 Nisan FRANSIZ Tiyatrosunda sinemasında MiCHEL STROGOFF JÜLES (Bugün) saat birden itibaren matinelerde 2 filim Halk OpereH Bugün matine saat 16 da Bu akşatn saat 20,45 te V E R N E ' i n ölmez romanı üâveten: FLORYA Alün sesli yıldız "MAURICE CHEVAL1ER,, nin yaşattığı ve " 200 rövü yıldız „ ınm büyük muvafrakiyetle oynadıklan Harika, zevk ve eğlenceler filmi Bugün tenzilâth talebe matinesi her yer 15 kuru tur. Matineler: 2,30 ve 5 te suvare 8 buçukta F O L İ B E R J E R |TÂN CHARLES ROYER FLORELL Bugün bu filimin son günüdür.' AŞKveKAN MİKİ MAVS FOX JURINAL SON I YALS MIVIILLA İVAN PETROVİCH HORN malumat dağarcığını boşaltması lâzım. Fakat evvelâ rakibinin kodese girmesini beklıyelim.» Hakikat şudur ki Cedric Lacy babacanla tekrar buluşmaktan istikrah duyduğunu itiraf edemiyordu. Herif durusu, şahsiyeti, ve sesi ile, daha ilk görüşüsle rindenberi, Cedric Lacyde giderilmesi imkânsız feoa bir intıba bırakmıştı. Zabıta şefi onun vücudunda olduğu kadar ahlâkında da, temız olmıyan birçok şeyler buluyordu. Ve alçaklığının verdiği korku ile onu insandan da aşağı görüyordu. Vaziyetin icabı olarak onu kendi evinın saçağı altında muhafaza etmeğe razı olmuştu; fakat onu orada tahayyül etmemeği tercih ediyor ve bilhassa en küçük temastan bile çekiniyordu. Oğleden sonra bütün zamanını kuli'Ve gecirdi ve ancak saat yediye doğru, gece elbisesini giymek üzere evine gitti. Akşam yemeğini, şahsında müstakbel bir kayin peder gördüğü zatın evinde yedi. Bu vaziyet o günün, yaşadığı günlerin en nefisi olmasına yardım ediyordu. Zozo Dalmas türkçe olarak rol al mıştır. Senenin son büyük opereti Yazan: Nezihe Muhiddin. Müzik: Sezai ve Seyfeddin Asaf. Gişe gündüz açıktır. Telefon: 41819 Fıatlar: 35, 50. 60, 75, 100, 125, loca 300, 400, 500 Her şey temenni ettiği gibi geçti Sir Walter Stanley henüz kulübden dönmemişti ve oda hizmetçisi Jankins onu salona götürdükten bir kaç dakika sonra Thaisa Strafford yanına gelmişti. İnsan Thaisayı görünce, Cedric Lacynin üzerinde onun ne kadar tesir yaptığını anlıyordu. Kız uzun boylu, ince, ve çok mütenasib endamlıydı. Ingılız ressamlarının ebedileştirdikleri açık kumral saçların en güzelleri başında kümeleniyordu. Modaya aldırış etmediği için olacak ki eski tablolarda olduğu gibi iki uzun bukle sol ya • nağının üzerjne ve omzuna doğru sarkıyordu. Henüz on sekiz yaşında olmasına rağmen halinde bir ciddiyet seziliyordu ve güzel yüzünü adeta ışıklandıran lâtif gülüşü bile bu ciddiyeti giderejniyordu. Bu akşam süssüz ve islemesiz beyaz bir rob giymişti. Lâkin sadeliği ona başka bir cazibe veriyordu. Gözlerde asrî bir genc kızı tecessüm ettirmiyen müstesna bir güzelliği vardı ve doğrusunu söylemek lâzım gelirse bu.Thaisa Thalma Rudenia tam zıddı idi. (Arhau var). Besi kırk iki sreçe tCumhuriyet» in zabıta romam 11 Yazan: Charles de Richter Pencereye doğru gitti, kendini göster memeğe çalışarak perdenin bir kenarını açtı ve civan tetkike başladı. Etrafı pek iyi görmek kabil olamamasına rağmen ihtiyann evinin sokaktaki diğer evlerden aynlmış vaziyette olduğu anlaşılıyordu. Sağ tarafta küçük bir bahçeye sebze ekilmişti ve orada bir tek çiçek aramak boşuna zahmetti. Burası derinliğine uzanıyor ve arka avludan, ortasında bir kapı açıl' mış olan bir duvarla ayrüıyordu. Karşı tarafta komşuların bahçeleri uzayıp gidiyordu. Demek, evin diğerlerile hiçbir teması yoktu. Genc zabit «işte işleri kolaylaştıracak ve adamlarımı yerleştirmeğe yanyacak bir vaziyet, diye düşündü. Eğer dış kapıyl çok sağlam surette tahkim edip bir bariSaat üçü çeyrek geçe Scotland Yarda kat haline getirirsem bahçe veya avludan başka hiçbir taraftan hücum edilemez. dönmüş bulunuyordu. Sir Basil Hamp Maksadım gece ziyaretçisini sadece yakalamaktan ibaret değil; onu bilhassa cinayetini ika etmek üzere iken, suç üstünde ele geçirmektir. Binaenaleyh onu ne buraya gelmekten sarfınazar ettiren bir şüpheye düşünrieliyim, ne de gelmesine mâni en küçük bir engel ihdas etmeliyim. Ben ihtiyarın odasında iken, adamlarımın kendilerini göstermiyerek bina haricinde beklemeleri lâzım.» Cedric Lacy kenarından tuttuğu perdeyi bıraktı. Bazı notlar aldı ve ileride hiçbir hataya meydan vermemek için etrafın birçok krokilerini çizdi. Akşanı olunca bir hata ışlememk için evden dışarıya olan bütün menfezleri öğrenmek maksadile arka kapıdan dışarıya çıktı. Talih ona dar sokakta sokakta değil, daha doğrusu aralıkta iken yar olmağa başlamıştı; aralık bomboştu. Ve biraz sonra hiç kimsenin nazan dikkatini cel betmeden aşağı yukarı akışan büyük caddede kalabalık arasında kayboldu. tonun yanına giderek hâdiseleri ona izah etti. Büyük şef onu dinledikten sonra, emrine tevdi edilmek üzere nekadar adama ihtiyacı olduğunu sordu. Genc zabit: Mümkün olduğu kadar az; diye cevab verdi. Bütün vakayi isbat ediyor ki tekmil bu işleri yapan tek bir adamdır ve biz yalnız onunla uğraşacağız. Unutmıyalım ki asıl sürpriz unsuru bizim tarafımızdadır. Binaenaleyh siz bir mahzur görmüyorsanız zaten hâdisenin cereyanını bilen çavuş Paddy Millsle mutad yardımcıları Willy Koster ve Pumphinsten başka kimse almıyacağım. Bunlar kâfi... Sir Basil Hampton bu şekle muvafakat etti ve Cedric Lacy şefinin bürosundan ayrıldıktan sonra her dakika onu daha fazla saran bir neş'e içinde Paddy Millsi aramağa koyuldu; icab eden talimatı verecekti. Bu talimat basitti: Paddy Mills ve adamları akşam olunca Greenvvichde bulunacaklar ve evvelce kararlaştınlacak bir lokantada yemek vaktini bekliyeceklerdi. Saat dokuza doğru evi tarassud için o cıvara gidecekler ve şayed içeri birisi gir mek isterse hiç bir suretle engel olmıyacaklardı. İşlerin gidişi ile cinayet için haber verilen vakit gözönünde tutulursa, saat beşi kırk iki geçeden evvel içeri kimsenin girmesine pek az ihtimal vardı, fakat Cedric Lacy hiçbir tehlikeye mahai vermek istemiyordu. Genc zabit gece yarısına doğru eve giderek ihtiyarın odasında nöbet beklemeğe başlıyacaktı. Artık saat beşi kırk iki geçe ile o buhranlı dakikanın meydana çıkaracağı ahvali beklemekten başka yapacak bir şey kalmıyacaktı. Vazifeleri iyi taksim ettikten sonra, Cedric Lacy Skotlanyarddan ayrıldı ve gitgide hayattan daha memnun ve bek lenmedik misafirinden neler kapabileceğini görmek üzere evine dönmeğe hazırlandı. İsticvabma daha sıkı surette devam etmek üzere, ertesi güne bırakarak eve dönmekten de vazgeçti. «İhtiyar meseleyi dörtbaşı mamur biliyor, diye düşündü, neye mal olursa olsun

Bu sayıdan diğer sayfalar: