7 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

7 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 7 Ağustos 1938 Küçük Hikâye Işinin Adamı Mahmud Yesari Sen, bu memuriyette durursan en nihayet ne olabilirsin?.. Hadi înayetin cevab vermesine vakıt bırakmıyordu: Kısım âmıri... Şef... Nihayet bir umumî müfettiş, değil mi? Bunun için de hayli zaman Iâzım... Halbuki maşallah kizın yetişmiş... Kendir için beklesen, onun hesabına uzun bekliyemezsin... Sana, iyi, çok para getirir, bir iş bulmaIı!.. Bir radyon bile yok... Haydi borc harc bir radyo al... Fakat iyi, lüks bir radyo alamıyacaksın... Sonra radyo ıle is bitiyor mu? Evinin mobleleri de ona göre olmalı... Niçin, senede iki seyahate çıkmıyasın? Neden, kannı kızını alıp Avrupada dolaşmıyasın? Neden, kan nın, kızının, her mevsim değişen şık tuvaletleri olmasm?.. Onlerindeki rakı şişesi bitmiş, Hadi İnayet, misafirine sezdirmeden ikinci şişeyi bakkaldan getirtmişti. İrfan Behlul, keyifli keyifli içiyordu: Dün, sana tesadüfüm Allahtan olmuş... Gene talihin varmış kâfir! Ben, yeni bir sirket kurmak üzere idim. Tabiî, birçok memurlara ihtiyacım var. Fakat bana, en ziyade. itimad edilir, namuslu, elınden iş gelir, bir adam Iâzım... Beni, en çok düşündüren budur. Dün, seni görür görmez, içim ferahladı. Senden münasibini, senden mükemmelini mi bulacağım... Kabul edip etmiyeceğini düşün medim bile... Benim, sana itimadım olduğu gibi, senin de bana itimadm var. Hadi inayet: Elbette! Derken, göz ucile de kansına: Nasıl, ben. sÖylemedim mi? H, !csız mı imişim? der gibi bakıyordu. îrfan, Behlul, yiyor, içiyor, konjju yordu: Şık bir apartıman tutarsınız... Eşyalarınızı yenilersiniz... Bunlann hepsi, gün meselesi... O gece, îrfan Behlul, geç vakitlere kadar oturdu ve giderken: Hafta içinde, ben, daireye uğrar, seni görürüm. Şirket işi, önümüzdeki ayın içinde neticelenecek sanıyorum! dedi. Fatma, Ayşe, Hadi İnayet, hep memnundular; üçünün de sevinclerinden etekleri zil çalıyordu. Hafta içinde, îrfan Behlul, Hadi înayeti dairesinde aramıştı; Hadi înayet, arkadaşını, yemeğe alıkoydu ve yeni aylık aldığı için, o gece daha fazla ikram etmek fırsatını buldu. Berlin kongresi Sani Yaverle üç arkadaşı iştirak ediyor Her dört yılda bir büyük şehirlerder. birinde toplanan beynelmilel kulak ve burun hastalıklan kongresi ağustosun on altmcı günü Berlinde açılacaktur. Malum olduğu üzere böyle ilmî ve bü yük toplantıları kendi şehirlerinden birinde yaptırmak ötedenberi medenî milletlerın pek dıkkat ettikleri işler dendır. Bu kulak ve burun"hastalıkları kongresVın Kopenhagda açıldığı yıl Japon delegesı profesör İnokübo dört yıl sonraki toplantımn Tokyoda yapıl masmı teklif etmiş ve yolun uzunluğunu ileri sürerek itiraz eden İngıliz delegesine de <siz Tokyoya gelmeği ka bul ediniz. Biz sizi ve hepinizi evlerı nizin eşiğinden alırız, eğlendire eğ lendire Tokyoya götürür ve kongre bittikten sonra gene o biçimde geri geti ririz> demiştı. Dört yıl sonraki olimpi yadlann Tokyoda yapüacağı rivayet olunduğuna göre beynelmilel kulak ve burun hastalıkları kongresıni memle ketlerine götüren Japonların bütiin dunya sporcularını misafir etmek ımkânını elde ettikleri anlaşılıyor. Berlinde açılacak kongreye kıymetli profesörlerimizden doktor Sani Yaverle üç arakdaşı iştirak edecektir. Doktor Sani Yaver zaten boğaz ve burun hastalıklan beynelmilel cemiyetinin Türk delegesidir. O cemiyetin muhtelif şe hirlerde yaptığı bütün kongrelerde hazır bulunmuştur. Bu sefer Berline enteresan bir mevzula gitmiştir. Bu mevzu, nefes alırken yutularak sağ akciğere giden ve beş yıl orada kalan bir penezm gene nefes borusu yolile çıkarıl ması vakıâsıdır ki Sani Yaverin mu vaffakiyetli operasyonlarından biridir. Bu vakıânın kongrede umumî dikkat uyandıracağı tahmin olunmaktadır. Izmir panayırında tekâmül Hadi İnayet, akşam eve geldiği za man, karısile kızma müjdeledi: Yarın gece misafirimiz var... Eski mekteb arkadaşlarımdan İrfan Behlul... Senelerdenberi, birbirimizi görmemiştik. Bugün, öğle tatilinde, arkadaşlarla bir kahvede oturuyorduk... Sokaktan geçerken, beni görmüş, tanımış, hemen koştu, yanıma geldi... Uzun boylu konuştuk... Ben, İrfan Behlulü, mektebde, silık, pısınk bir talebe olarak tanıyordum. Meğer, o, neymiş, ne olmuş? Karısının, kızının meraklı bakışları karşısmda, sesine, tavırlarına ayrı ehemmi yet vererek anlatıyordu: Müthiş bir iş adamı olmuş!.. LâfIa değil, giyinişinden, konuşuşundan, her halinden belli... Birçok işe girmiş, çık mış... Kumusyonculuk, müteahhidlik, borsacılık, neler, ne işler yapmamış! Sizin anhyacağınız tuüuğu işlerde muvaffak olmuş, para yapmış... Beni, sordu. Evlendiğimi duymuş, çok memnun ol muş... Kızına dönmüştü: Seni, sordu. O, benim kızım! dedi. Artık, hediyelere hazırlan! însanın zengin amcası olmak kolay mı?.. irfan Behlul, senin amcan sayılır. Kansına döndü, ciddî bir sesle: Fatma, dedi. Ben, Irfanı, yann gece, yemeğe davet ettim. O, birçok tnühim işlerle uğraşıyor, birçok tanıdığı da var. Benim memurıyetımı, aldığım ayliğı sordu; ve halinden, bana acıdığını anladım. Eğer isterse, bize iyiliği dokunabilir. Şimdi, seni göreyim karıcığım, aman yüzümü kara çıkarma... Şöyle tatlısile tuzlusile güzel bir sofra hazırlıyahm. Lâ kırdı arası, bana çıtlattı; akşamları, bir kaç kadeh te parlatıyormuş... İyi meze lerle, rakı da çıkarırız. Vallahi kendi mizden fazla kızımızı düşünüyorum. Belki, Ayşeye de iyi bir kısmet çıkar... Keyifli keyifli gülüyordu: Kaz gelecek yerden tavuk esir genmez. Ay sonu olmasına rağmen, evde ölünv lük dirimlik sakladıkları üç beş liraya kıydılar; bakkalın defterindeki hesabın kabarmasına pek aldırış etmediler. Fatma ile Ayşe kolları sıvayıp mutfağa girdiler ve eski mekteb arkadaşı, zengin, iş adamı irfan Behlulün şerefine, tatlısile tuzlusile, mükemmel bir sofra hazırla dılar. Ertesi gün, Hadi İnayet, arkadaşile birlikte eve gelmişti. Karısile kızını ta nıttı. Salonda, yarım saat kadar oturduktan sonra, yemek odasına geçtiler. Hadi İnayet, arkadaşının kolunu tek lifsizce çekiyor, neş'eli kahkahalar atarak şaka ediyordu: Kâfir! Sen, açık açık söylemedin amma, ben lâf arası anlayıverdim işte... Nasıl, küçük bir çakıntıya var mısın? irfan Behlul, uzun boylu, geniş ya pıh, kesik bıyıklı, az gülen, durgun ko nuşan bir adamdı. Hadi înayetin teklifine sadece gülümsedi. Yemekten evvel, içmeğe başladılar. Ikinci üçüncü kadehten sonra, İrfan Behlulün nes'esi gelmiş durgunluğu gitmiş, konuşmağa, gülmeğe başlamıştı: Hadi, mektebdeki çocukla, ha yattaki insan arasmda çok farklar var. Sen, yaramaz, afacan bir çocuktun; ben de gayet pısırıktım, değil mi? Halbuki hayatta, sen, pısınk oldun; ben, mace raya heves ettim. Hadi İnayet, ona, takdirle bakıyordu: Fakat, sen faydalı maceralar pe şinde kosmuşsun. İrfan Behlul gururla göğsünü kabar tıyordu: Orası öyle... Muvaffak olmadım, dersem, nankörlük etmiş olurum... Hem, bunlan bırakalım. Sizden bahsedelim. Bu sene ortaya güzel bir eser konuluyor Dost devletler ziyaretçi seyahatini kolaylaştırmak için nakil vasıtalarında % 50 tenzilât yapacaklar RADVO Bu akşamki program J ISTANBITL: 18 hafıf musiki 19 Haberler 19,15 muhtelif plâklar . 20 halk muslklsl 20,30 studyo orkestraları 21 30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansııun gazetelere mahsus havadis servisi verile cektir. VIYANA: 17,20 gramofon, konusma 18,35 kon ser, jimnastik haberleri 19,20 konuşma, haberler, hava raporu . 20,15 Berlindeıı naklen Olimpiyad haberleri 20,05 ulusal yayın 21,05 komedı 23,05 haberler 23,15 Olimpiyad haberleri 23,25 Avusturyall bestekârlarm eserlermden mürekkeb konser . 24 50 konuşma 1,05 eğlenceli musiki. BERLİN: 18.40 pıyano konseri 19,05 bisiklet mü. sabakası 19,10 ağızdan ufleme aletler orkestrası 20.05 konser 20.55 haberler 21.05 Olimpiyad haberleri 21,25 eğlenceli musiki . 22 05 gramofonla opera havalan i 23,05 haberler .23,20 Olimpiyad haberleri 23.50 dans musıkisi ve eğlenceli havalar • « 2,05 gece konseri. BUDAPEŞTE: 18,05 konser 19 05 isçilerin zamanı 19,35 piyano konseri . 20,05 çiçekler 20,35 gramofon . 21,05 Olimpiyad haberleri 21.35 keman konseri 22.05 konferanslar 23.05 haberler . 23.30 çingene musikisi . 24.20 pramofon. BUKREŞ: * 19,10 kon«?r 20 konferans 20,15 konserin devamı 20,45 gramofonla opera yayıni: Sevil berberi. istirahat esnasmda haberler ve spor 23,50 almanca, fransızca ve rumence haberler. LONDRA: 18,20 çocukların zamanı, havadis 19,35 National istasyonu 21,05 eğlenceli musiki ve dans havaları 22,05 şan konseri 22,45 karısık konser 23 05 spor, havadis 23,35 dans musikisi, havadis 24,45 edebiyat. PARİS [P. T. T.l: 18,05 orkestra konseri 18,35 konuşma 19.05 orkestra konseri 19.35 havadis 19.45 erkestra konseri, musiki konuşması 21,35 piyes: Kuklalar . 23,35 havadis. ROMA: 18,20 konser, yabancı dillerde konuşma . 20.05 Napoliden naklen liman haberleri, turizm haberlerl. gramofon 20.10 Holanda dilinde turizm haberlerl . 20,25 eflen celi musiki 20.50 fransızca haberler 20,55 Yunanistan için yayın Panayırda faaliyet: Yukarıda yeniden dikilen aşağıda vilâyetler paviyonu ağaclar, Raportörlerin imtihanı Bir akşam gazetesi Ticaret Odasına ahnacak yeni raportörler için evvelki gün biten müddetin temdid edilmiş olduğunu yazıyordu. Oda idare heyeti bu yolda bir karar vermediği için müddet temdid edilmiş değildir. Raportörlerin imtihanı bugünlerde yapılacaktır. BEKİR KAM1N1N VEFATI Şurayı Devlet ve Ziraat Bankası meclisi idare azalıklarında devlete uzun yıllar hizmet etmiş olan. Caddebostanı Kereste ve Marangoz fabrikası sahibi Bekir Kâmi hayli zamandanberi deyam eden hastahğından kurtulamıyarak vefat etmiştir. Cenazesi bugün kaldınlarak namazı Göztepe cemii şerifinde eda edildikten sonra Sahrayicediddeki Şirket kurulmak üzere idi; ve o gece ailesi makberesine defnedilecektir. Alde, Hadi înayetin yeni taşınacağı apar lah rahmet eyliye. tımanın semti, ahnacak eşyalar, hatta ölüm Fatma ile Ayşenin yeni tuvaletleri düşünüldü. îrfan Behlul, o gece de geç va Beylikçi merhum Raif kerimesi kitlere kadar oturdu, yedi, içti, güldü, et Mahmud Celâleddin merhumun haremi Refika kısa bir hastalığı müteakıb verafını da neş'elendirdi... fat etmiştir. Son derece saliha olan Fakat aradan haftalar geçti, îrfan merhumenin cenazesi SahrayicediddeBehlul, bir daha görünmedi. Fatma ile ki aile kabristanına defnedilmiştir. CeAyşe, Hadi İnayetten fazla merak edi nabı Hak ailesine sabırlar ihsan buyuryorlardı. sun. Hadi înayet, onları teselliye çalışı Teşekkür yordu: Sevgili annem Saime Omurun ölü İş adamı bu! Bugün burada, yarın orada... Belli olmaz... Birkaç gün sonra mü münasebetile duyduğum derin acılara cenazesinde bulunmak, telgraf ve çıkar, görünür... mektubla taziye etmek hususunda dost Şirketten ne haber? Iarımın gösterdiği büyük alâkaya te Hadi înayet, İrfan Behlulün kurduğu, şekkürlerimi gazetenizle beyan ederinı. Amerikan Kız lisesi muallimlerinden kurmak üzere olduğu şırketın ne olduğuBülend Nejad Omur nu, ismini, cismini bilmiyordu; fakat bunu da pek belli etmek istemiyordu: decekti. Fakat yan masada oturanlardan Sizin aklınız ermez. Bu gibi işler, biri; arkadaşına: tamamıle evvelce bitmeden açığa vurul Karşı kaldınmda gideni görüyor maz! musun? dedi. Ona, adıle sanıle İrfan * * * Behlul! derler. Kıyak hin oğludur. îş ya Hadi İnayet, bir gün öğle tatilinde, pıyorum! Şirket kuruyorum! îş buluyo arkadaşlarile birlikte kahvede oturuyor rum! dıye enaileri bulur, günlerce evledu. Karşı kaldırımdan îrfan Behlulün rinde yer içer. çöplenir! geçtiğini gördü, hemen koşup yanına gi MAHMUD YESARl kimse görünse hemen nazarı dikkai celbeder. Achille Bastien bir müddet düşündü. Bu sokakta pansiyon var mı? Eğer yrnılmıyorsam iki veya üç tane var. O halde mesele basit, bir oda kiralayıver. Böyle olur. Kimi göz altında bu lundurmah? Achille Bastien, «duvarın kulağı vardır» diye düşünerek artist Tonyye doğru iğildi. Tony başını sallamakla iktıfa etti. Sonunda Fransız zabıta memuru doğrula rak: Anlaşıldı ya? diye sordu. Anlaşıldı. Raporlarımı size nereye bildireceğim? Achille Bastien bu hususta bir karar veremedi. Berlinde her zaman indiği yere artık ayak basamazdı. Nerede otursa ikametgâhı polise bildirilecekti. Gerçi Almanlar onu hiç birşeyle itham edemezler ve binaenaleyh tevkif eyliyemezlerdi; fakat başmüfettis serbeşj kalamaz ve istediİ'ı çibi hareket edemezdi. Çare gene artist Tonynin aklına geldi. Belki birşey yapabiliriz... diye başladı. Bir zabıta memuruna, bir de Friedaya bakıyordu. Achille Bastien işi anhyarak: Senin evinde mi oturmamı teklif edeceksin? dedi. Vallahi olur... Tabiî hiç bir suretle madamı rahatsız etmezsem. Tony, böyle bir fikrin asla varid olmadığını ifade ederek: O ha! Imkânsız! diye itiraz etti, Frieda mısafirimizden hiçbir zaman rahatsız olmaz. Achille Bastien: O halde mesele tamam, dedi. Arkadaşının bir cümlesile işten haberdar olan sarışın kadına da talı tatlı gülümsedi. Artist Tony ayağa kalktı. Eğer isterseniz hemen gidelim! Bizim ev buradan daha az tehlikeye ma ruzdur. Fra>.~ız zabıta memuru tasdik etti: Hay hay. Artist Tony bir taksi aramağa gitti, başmüfettis te tekrar düşüncelerine daldı. Oynadığım bir zar oyunu, diye söylendi. Şans ihtimali onda bir! Bununla beraber gene bir ihtimal var benim için. Bu da birşey doğrusu' Izmir (Hususî) Panayırda faaliyet bütün hararetile devam ediyor. îstan bul sanayicilerinin Izmir panayırma iştirak etmemeleri hayret ve teessürle karşılanmıştır. Alâkadarlar diyorlar ki: c Bu müesseseler, memleketin en kuvvetli sermayeye sahib ve en büyük müesseseleridir. Birçok vilâyet ve ka zalardaki el sanayii erbabının pana yıra iştirakine rağmen bu müessesele rin panayıra iştirakte gösterdikleri alâkasızlıktan hiçbir şey anlıyamıyoruz.» Panayır, altı senedenberi İzmirin varlığında epeyce rol oynıyan bir te şekkül olmuştur. îlk sergi, San'atlar mektebinde açılmıştı. Şimdiki panayır ise şu faydaları temin etmektedir: 1 Yangın yerinde büyük bir parça kurtanlmış, imar görmüştür. 2 Buradan akan Tabakhane çayı kapatılmış ve sivrisineklerin umumî sıhhat üzerindeki tesirleri izale edıl miştir. 3 Panayır, şehrin iktısadî hayatında rol oynıyacaktır. 4 Şehri tanıtacaktır. Eserlerimi7görülecektir. 5 İştirak edecek müesseseler ara sında tanışma ve münasebet doğacaktır. Geçen yıl îzmir fevvarmı 31.200 kişi ziyaret etmişti. Oteller, lokantalar, arabalar. otolar ve panayıra iştirak e denler büyük miktarda iş yapmışlardı. Bu sene, haricden gelecek olanların ve bilhassa Yunanistan, Stıriye ve Mı sırdan gelecek ziyaretçilerin çok fazla olacağı anlaşılmaktadır. Gerek hükumet, gerekse dost memleketler. panayırı ziyaret hususlarmda yolculara her türlü kolaylık ve tenzilâtı göstermek kararını vermiş, ona göre tedbirler almışlardır. Dost devletlerin deniz ve kara yollarındaki tarife ten zilâtı fc50 ye kadar düşmektedir. Belediye, dar bir zamana sıkıştırmış olmasına ve tahsisatın azlığına rağmen. yeni eserini mutlak surette muvaffak kılmak azmindedir ve bunun için de. gelecek olan müessese ve ziyaretçileri Artist Tonynin kendilerini çağırdığını duyarak iğildi ve Friedaya yol verdi. Gene kadın çekildikten sonra kendisi de çıktı. Başmüfettis yeni ev sahibine on mark uzatarak: İşte bu sana, dedi, yolda otomobili bir çiçekçi önünde durdurur ve madama biraz çiçek alırsın. İki gün vak'asız geçti. Fakat üçüncü sünde, Bastienin çok sevdiği tabirle, işler fıkırdamağa başladı. Oğleden sonra saat dörttü. Yemeğe gelmemiş olan sarışın Frieda rüzgâr gibi koştu çıktı. Elinde bir tezkere vardı. Bu tezkere gayet kısa idi, fakat Fransız zabıta memurunu son derece sevin dirdi. «Sainte Hedwige kilisesi dilencisi henüz geldi ve daha tekrar dışarı çıkmadı. Hazır olun.» Achille Bastien: Dama tahtası üstünde ilk taşı ileri sürdük demektir, diye fısıldadı. Bakalım oyunun seyri nasıl olacak? Friedaya gülümsiyerek teşekkür etti Her ihtimale karşı hazır bulunmak üzere, kendısine odalık eden sandık odasına kapandı. memnun etmek çarelerine başvurmaktadır. Meselâ, otel ve lokantalarla nakil vasıtalarında esaslı tedbirler alınacaktır. Ziyaretçilerin her türlü istirahat esbabı temin edilecektir. Panayırda eğlenceye de çok ehemmiyet verilecektir. Su. renk, ses, ışık ve hareket bolluğu, bir esas olarak nazar: itibara alınmıştır. Panayır, Türkiyede ilk defa plânlan atılmış ve kültürel, ekonomik, soysal ve terbiyevî manası çok büyük olacak Kültürparkın bir köşesine düşmekte dir ve parka, ayrı bir hususiyet ver mektedir. Burada her şey yenidir ve yeni ola caktır. Çimen ve çiçeklerinden bütün tesisatına kadar yeni.. Şimdiden yeşil bir çimen tabakası, birkaç ay evveline kadar taş yığınlarile dolu olan sahayı örtmeğe başlamıştır. Yollar, su ve elektrik tesisatı, pavi yonlar hiç durmadan hazırlanmakta ve lışmaktadır. Parter, ağaclama ve umumî paviyon inşaatı bitmiştir. Kazino, çok büyük ve modern bir eser olacak tır. Önündeki havuz, renkli ve bol su lar fışkıran fiskiyelerle süslenecektir. Yolların bir kısmı betondur. Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler gunlar dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda (Esad), Bakırköyde (HılâD, Beyazıdda (Belkis), Emmonunde (Salih Necati), Fenerde (EmılyadP. Karagümrukte (Suad), Kuçukpazarda (Hasan Huluslı. Samatyada (Teofılos), Şehremininde (A. Hamdi), Şehzadebasmda <Hamdi). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Yeniyol), (Mustafa Nall), Haskoyde (Nisim Aseo), Kasımpaşada (Müeyyed), Merkez nahiyede (Galatasa ray), (Matkoviç). Şislide (AsırrO, Taksimde (Kürkçiyan>. (Zafiropulos'), fErtyfnıl). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Buyukadada (Şınasi), Heybelide (Ta . naş). Kadıkdy Pazaryolunda (Rifatl, Mo. dada (Sıhhat), Üsküdar Çarşıboyunda (İttihad). (Çajjırılar. konferanslar, kongreİTr") Cumhuriyet Gencler Mahfılinden: Mahfil yonetım kurulu 8 8 936 cumar « tesi gunu saat 19,30 da Mahfılin Beyoğ lundakl merkezinde yapılacak fevkalâde kongreye butün Mahfil üyelerinin gelme lerini ehemmiyetle rica eder. Gencler mahfilinin daveti . TAKSiM BAHÇESİNDE\ SEZONUN EN BüYüK pROGRAMI \ BU AKŞAM AvTupanm en meşhur komedi muzikal artistlerinden eski Grok'ın partoneri TAMARA BECK Revüsü' nun yeni programı FRiMELS karde şlerin akrobatik numaralan ve günün harikası olan meşhur W I P L O S Meşhur hava cambazları MAKS ve KUAK Karamba'nın yıldızlarınm sempatik oyunları ETAILAMARI VONN AG1 POL AMAR Fiatlarda zammiyat yoktur m^^^ Berline döneliberi tıraş olmamıştı. Ne Akşam yemeğini ne zaman yiyeceğini kısa ne uzun olan sakah kendisine bir za bilemediği cihetle, durak devresinden isvallı hali veriyordu. Bu hal, kendisinin tifade ederek biraz karnmı doyurmak her zamanki halile büyük bir ezad teşkıl istedi. İlk dilim peynir ekmeğini daha biediyordu. Ne de olsa bu, ilk göreni alda j tirmeden kapı çalmdı. tacak kadar onu değiştirmişti. Frieda tezkereyi getirir getirmez tekrar sokağa çıkmış olduğu için Bastien kaAchille Bastien bir taraftan hazırla nıyor ve bir taraftan da Doriayı düşünü pıyı kendi açmak mecburiyetinde kaldı. yordu. Gene kadını, hem acıyarak ve Üstü başı yırtık içinde bir sokak çocuğu hem de ona karşı hakikî bir minnettarlık ile karşılaştı. Çocuk: duyarak hatırlıyordu. Bu sizin için, dedi. Fakat çok aceZira bugün Fransız zabıta memurunu le. Tezkereyi yollıyan mösyö bana elli mücadele edebilecek bir hale sokan, gene kadının vermiş olduğu malumattı. Doria fenig vermenizi söyledi. Achille Bastien yaramazm istediği paolmasaydı, Bastien, dilencinin oynadığı rayı derhal verdi ve kapı kapanır kapanrolü, haberleri bildirmekle mükellef gözlüklü adamm adresini bilebilir miydi? Ne maz kâğıdı okudu. «Öbürü şimdi sokağa çıktı; ben onu tayazık ki talih, daha fazla malumat almasına mâni olmuştu. Doria bıtkin bir hal kib ederek Friedayı orada bırakıyorum.»; de olduğu için başmüfettis ona acıyarak Achille Bastien, atkısını burnuna sarakendisini fazla yormak istememişti. Hal rak merdivenleri indi. Sarışın yardımcısını bulmağa gidiyordu. Başmüfettis daha buki şimdi ise iş işten geçmişti. Düşündü, haberlerin nasıl nakil ve isal yolun yarısına gelmeden Friedayı gördü, gene kadın kendisine doğru ilerliyordu. edildiğini bilse elinde ne büyük bir kuvvet Herifin nereye gittiğini öğrenir ö | bulunmuş olurdu. Fakat bu meselenin renmez Tony bize küçük kahveye telefon hallinin gösterdiği imkânsızlık önünde, edecek. Ben de size haber vermeğe geliherşeye rağmen bu malumattan geçebıle yordum. lArkası var] ceğine karar verdi, Beşi kırk iki geçe «Cumhurıyet» ın zabıta romam: 128 Yazan: Charles de Richter Düşüncelerinden ayrılarak masaya dehşetli Lir yumruk indirdi. Garson: Bana bir sütlü kahve daha, diyc seslendi, arkadaşlarıma da bira! Garson emri derhal yerine getirdi ve masayı bir kere daha sildikten sonra ön salona geçti. Düşündüklerini arkadaşına açmak için bu anı bekliyen Achille Bastien: Bugünden itibaren Holmann St rassenin 17 numarasını sıkı bir tarassud altında bulunduracak ve burasını bir an için olsun gözden kaçırmıyacağız, dedi. Tony sordu: Holmann Sttrasse mi dediniz? Neye? Bir fikir bu da benim için. Hoş değil amma! Achille Bastien hayret etti: Neden? Bu sokak çok tenha. Süpheli tek bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: