6 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

6 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Birinciteşrin 1936 CUMHURİYET FİKİRLER stanbul, sayısız güzelliklerinden; aspamuk ithalât dairesi umumî reisi Papst kerlıkçe, ticaretçe büyük bir kıymet beraberinde pamuk mütehassıslarından Yazan: Kâzım Nami Duru taşıdığından dolayı kuruldu kurutüccar Okendel ve Almanyadaki tüccar lalı her milleti imrendiren bir şehir olGüzel san'atlann ruh üzerindeki tcsiri de sosyalist telâkkiler kötü görülür. lanmızdan bazıları bulunduğu halde şehAhlâkiçin de azçok böyledir; fakat muştur. Sarkm, garbin birçok devletleri herkesçe bılinen birşeydir. İnsanlar esterimize gelmiştir. Alman pamuk dairesi Yazan : Profesör Salih Murad zaman zaman Istanbulu ele geçirmek istik heyecanlarını bildirmek için bu san kötülük ve iyilik mefhumlannın felsefe reisinin şehrimize gelişi ıktısadî mehafılde atlan yarattılar. Bunlar, hemen hertür sini bir yana bırakarak, sinemanın ahlâk, alâka ile karşılanmıştır. Kültür sisteminde ağırlık merkezi ve mevcud olduğu gibi Yüksek Mühendis temişler, bu uğurda bol bol kan döklü ruhi haleti anlatacak bir dereceye var siyasa, ye öğretme bakımlanndan tesirini en büyük zorluk membaı orta derecede mektebinde de talebeyi hazırlamak üze müslerdir. Bizans, henüz minimini bir Alman ithalât dairesi reisi, bu seyahadüsüneceğiz. mekteblerdir. Gerçi bu mekteblere de re muayyen bir hedefle kısa olsa bile köy haündeyken Milâddan 477 yıl önmıştır. Fakat tabiati tıpkıtıpkısına taklid ti hakkinda dün kendisile görüşen bir Sinemanın, hele sesli sinemanın göz, vam edenler ilkmekteb talebesine nis bir miktar lise derslerini tekrar ediyoruz. ce Puzanyas, altmış yedi yıl sonra da eden san'atlar, güzel san'atlardan sayımuharririmize demiştir ki: Alsibyad tarafından muhasara edildi. beten azsa da orta devre vaziyetinin elamamıştır. Fotoğraf, yakın günlerc ka kulak ve harekî hassalar üzerinde tesiri Bence bu iki tarzdan ikincisi birinci « Son üç sene zarfında Türkiye ile lâstisitesinden dolayı zorluk arzediyor. Gene Milâddan evvel 347 de Makedondar san'at sayılmıyordu; bugün de böyle olduğunda şüphe yoktur. Size çok garib sine nazaran daha mantıkî olup tatbiki iktısadî sahada yaptığım temaslar ve Bu mekteblerden çıkanlara cemiyette dayalı Filipin generallerinden Leon, ayni düşünenler vardır. Bununla beraber fo bir hâdise söyliyeyim: Geçenlerde Ka daha kolay ve bilhassa ekonomiktir. Bu hamleyi yaptı, dünyanın bu en güzel memleketiniz hakkinda besledığim iyi his ha büyük ve daha ağır roller düsüyor. toğraf, güzel san'atlar sırasına girmiştir, nadada bir mekteb öğretmeni, mektebde tarzı kabul edersek elde mevcud hoca mevkiini ele geçirmek istedi. (197) de demekte yanlışlık yoktur. Isığın refleks çocuklara sinema göstermeğe kalkışır. ler beni bu ziyareti yapmağa sevketti. Orta tahsil devresinde iki alternatif ak ve vesaitle lise adedini artırmak bile Roma Imparatoru SeptimeSevere hülcrinden vararlanarak fotoğrafla güzel O yerin papazlan bunu hemen protesto Buradan birkaç güne kadar îzmire, ora la gelebilir. mümkündür. Bence bugün umumî kültücuma kalktı. 313 te Sezar Maximius oederler. Filim, documentaire, yani meselâ dan Ankaraya ve daha sonra Çukurova san'at eserleri yaratılmaktadır. 1 Ya şimdiki gibi, bir cüzütam rü ilk ve orta devreli 10 senede vernun izinde yürüdü. Bütün bu teşebbüsGüzel san'atların, insan ruhları üze Groen'anddaki Eskimoların yaşayışı gi mıntakasına gideceğiz. Çok isterim ki teskil eden ortamekteb ile liseden mü mek pek mümkündür. Elverir ki müte ler verimsiz kalmıştı. Fakat 315 te Büvazin bir program tertib edilsin. rindeki büyük tesiri terbiyecilerin gözün bi tamamile öğretici olduğu halde pa bundan sonra Türkiye Almanyaya daha rekkeb iki safhalı. yük Kostantin şehri aldı, şarkî Roma pazlar, protestolanndan vazgeçmezler. fazla pamuk ihrac etmek imkânlarına 2 Veya ortamekteb, küçük lise ve den kaçmamıstır. Her devrin terbiyeci Birinci tarzı, yani tek lise usulünü ka devletine payitaht yaptı. büyük liseden mürekkeb üç safhalı orta bul ettiğimizi biran için kabul edelim. leri, güzel san'atlardan yararlanmagi u Çünkü ne sekilde olursa olsun sinemanın malik olsun.» Bizans şimdi köylükten çıkmış, önemtahsil. nutmamışlardır. Resim ve musikinin, ilk aleyhindedirler; çünkü sinemanın şeytan Misal olarak fizik dersini ele alacağım. işi olduğuna değilse bile, çocuklara hali bir şehir olmuştu. Tabiî güzelliklerimekteb programlarına kadar girmiş ol Bunlardan birincisi kabul edilir ve li Bu lisenin 9 ve 10 uncu sınıfında hafif yatı göstermesi itibarile zararlı olduğu nin, tabiî kıymetlerinin yanına siyasî, dugunu görüyoruz. selere, yüksek mekteblere talebe yetiş bir fizik kursu, 11 ve 12 nci sınıflarda zannındadırlar. sınaî değerler de dizilmiş bulunuyordu. tiren birer mahreç gibi bakılırsa yüksek ise nisbeten ağır bir fizik kursu verece Terbiyede istifade edilen, süphesiz, Bu sebeble hücumlar devam etti. 616 da Yeni reiimler. kendilerini halka tanıtmektebden evvelki tahsil müddetini 12 ye ğiz demektir. Bu liseden çıkanlar arasınyalnız güzel san'atlar değildir. Edebi iran Sahinşahı Keyhüsrev, 626 da Türk mak, sevdirmek ve halkı bu rejime ısmçıkarmak ve 4 senelik lise tahsilini iki da Hukuk Fakültesine, Ticaret mekte yattan, resimden, musikiden, rakıstan Avarlar tarafından muhasara edildi. 654, dırmak icin, temsillerden, konferanslar devreye ayırmak zarureti vardır. Çünkü bine, Mülkiye mektebine veya bankaya baska, fotograf gibi basit bir is sanılan 667, 672, 715, 739, 780, 798 yıllanndan, yayından, nutuk'ardan istifade et ilmin bu kadar genislediği ve sivrildiği, girecek bir talebe için bu ikinci fizik kursan'atın dahi. hiç olmazsa tedriste göze da Arablar güzel şehrin etrafında çem*ikl*ri kadar sinemadan da yararlanmakfennin bu derecede dalbudak sardığı, iç suna ne lüzum var. Bunu diğer derslere hitab eden çok kuvvetü bir ifade vasıtaber kurdu. Bu arada (764) Bulgar tadırlar. timaî meselelerin bu kadar karmakarışık de teşmil edebiliriz. O halde 12 senelik sı oldueunu bilivoruz. Tarih, cografya Ankarada 28 birinciteşrinde küşad Kralı Paganosun da bir hücumu görülBiz, sinema ticaretini bir takım yerli olduğu bir devirde vukarıda söylenen liseyi kabul etmekle de gene 11 ve 12 kitablan bile pek süen'estiv fotoğraflar resmi yapılacak olan Ev ve El sanayıi dü. Gene Bulgar Krallarından Simeon gayeye göre üç senelik lise tahsili kat'iy nci smıflarında bir ayırma zarureti karla süslenmektedir. Halka hitab eden ga firmalara bırakmıs olabiliriz; bunun ü sergisi için şehrimizde toplanan nümune914 te şehri düşürmek teşebbüsünü tazeyen kifayet etmez. Bu sekil kabul edil sısında kalıyoruz. Bunu yappıakla gene zeteler artık resimisz çıkamıyacak bir ha 7erinde valnız bir devlet kontrolü bulun ler peyderpey Ankaraya gönderilmekteikinci tarza gelmiş olmuyor muyuz? ledi. Ayni iş, 1048, 1081, 1204 yılladurarak filimleri ah'âk ve siyasa bakı dir. Cumartesi günü de Topkapı müze ' diği takdirde lisenin ikinci devresi yan rında tekrar olundu. Bu üç muhasaradan le gelmi?tir. ıhtisas (edebiyat, fen, ticaret ve ziraat Mekteb meseleleri konuşulurken şunu mından «ansüre tâbi tutmakla iktifa edi sinden alınan nümuneler Ankaraya husonuncusu Haçlılar tarafından yapılmışSinematoğraf, (canlı fotoğraf) deniltır) mahiyetinde olması icab eder. Bu unutmamalıyız ki mekteb insana hayatta voruz. Rejîm işini düsünmüyor gibiyiz. susî bir vagonla gönderilecektir. Serginın tarza göre umumî kültür programı meb lâzım olan bütün bılgiyi veren bir mües tı, şehir Lâtinlerin eline düşmüştü, 1261 diği zamanlannda bile, halk ruhu üze (dedelerimizin ve ninelerimizin eserleri) de Misel Paleolog, müstevlileri püskürtdeinden itibaren 10 senede itmam edili sese değil, belki okuma zevkini verinde büyük tesir yapan kudretli bir tel Millî bir sinema endüstrisi kurmağa kudkısmında teşhir edilecek olan bu nümuren bir müessese olmalıdır. Bir takım tü. Lâkin Bizansın cazibesi gene yaşıkin vasıtası oldushmu gösterdi. Sessiz si retimiz olmasa da, reiimin istediği en lü neler çok kıymetli olduğu için sigorta et yor demektir. yordu, gene imrenisler uyandırıyordu. İkinci tarza gelince bu da liseleri 10 şeyler bildiklerini iddia edenlere soruyo nema, ilerledikçe, iyilik veya kötülük zumlu telkinler için bazı filimler vücude tirilmektedir. Nümunelere 400,000 liraAyni zamanda sahneye garb Türkleri senelik (kücük) ve 12 senelik (büyük) rum. Bildikleri şeylerin yüzde kaçını telkin ettiği ileri sürülerek lehinde ve a <?etirmeğe mecbur değil miyiz? lık kıymet konulmuştur. Misli dünyanın mekteblerde öğrenmişlerdir? Talebeye cıkmıslardı, güzel şehri onlar benimseSanki bu is milyonlar istermis gibi hep hiçbir yerinde bulunmıyan bu çok kıy liseler diye iki tipe ayırmak demektir. mek istiyorlardı. Bu sebeble yeni bir müleyhinde birçok söz söylendi. Seslisi çıkGerçi iki tarz arasında veniden fark yok dimağını sevdiği ve sevmediği şevlerle sibütçe darlığını ileriye sürüyoruz. Halbu metli eşya müteaddid muhafız ve me cadele devri açıldı, îstanbul 1402 de tıktan sonra, sinema daha büyük bir yer <"'bi görünüyorsa da hakikatte böyle de şirip okuma zevki yerine okumadan nefki yorganımıza göre ayağımızı uzatmak murların nezareti altında naklolunacak • ve bir kudret kazandı. Tiyatronun yerini ret hissini vereceksek sınıf adedini iste Yıldınm Beyazıd, 1414 te Musa Çeîeğildir. tır. bi, 1422 de İkinci Murad tarafından tutacağı bile iddia olundu; fakat aley şartile dahi reı'im bakımından halk ve Büyük liseler, yalnız yüksek mekteb diğimiz kadar artıralım. muhasara altma alındı. Türkler, eski muMemleketin muhtelif yerlerinden gön lere talebe vetistiren müe'seseler olmaları hinde olanlar, fikirlerini değiştirmek de genclik terbiyesi isini muvaffakivetle baYüksek mekteblerde ihzarî sınıflar hacimler gibi davranmıyorlardı, büyük derilen nümuneler de yarım milyon lira itibarile adedi 10 senelik liseler kadar ğil, sözlerini daha çok kuvvetlendirmege şarmak imkânı vardır. Yeter ki biraz bilbulundurmakla veya yüksek mektebler ^ehri mutlaka ele secirmek istiyorlardı. kıymetindedir. olmıyabilir. İngiliz liseleri bu tipten olup programlarını ve sınıflarını 10 senelik ligi ve pek çok ba$ar: iradesi bulunsun. çalışmaktan geri durmadılar. Bu ülkü. 1453 te Fatih Sultan MehmeŞehrimizde ayın onundan sonra, sergi Kirinci kademe nihayetinde talebeye selere göre âyar etmekle dâha randıman din vapheı muhasara sonunda tahakkuk Kim ne derse desin, sinema, her va * Bir Türk îbeması kurrnak;' fref/ elde School Certificate, ikinci kademe (yani için eşya kabul edilmiyecektir. Iı ve iktısadî bir is yapılmıs olacağı gibi etti, îstanbul, Türk olmak bahtivarlığına kitkinden ziyade tesirli terbiye vasıtası yerli stüdyolar varJcen, devletçe kolay büviik" lise) nihavetinr'e Hi<*her CertifiÂnkara Sergi Evinin bu İcadar çok çe™ cocuk ta hayatmdan en aşağı bir sene erdi. (1930) yıl içinde yirmi sekiz kanli dır. Sinemanın kötülük telkin ettiği doğru likla tahakkuk ettirilebilecek birşeydir. cate dioloması verir. Büvük lisede okutukazanmıs olur. Hele meslek mektebleri hücumu savabilmiş olan güzel şehir, şimBizi uğraştıran çok mühim işler varsa, şidli nümuneleri güçlükle istiab edebilecebile olsa, bu, kötülük istidadınm varlığına lan dersler bir üniversite veya yüksek ği zannolunmaktadır. düiünülürse bu gün gibi âsıkârdır. Hâ di kendine lâyık bir sahib bulmuştu, Türk bağlıdır. Hem kötülük ve iyilik, bazı hu bunlar arasında sinemaya en önemli yeri nr'l<f''bin birinci sınıfındaki derslere musılı bu tarzı kabul etmekle bir taraftan gücünün yenilmezliğine dayanarak büadiMir. suslarda tamamile, sosyal çevrenin telâk vermek lâzım oldueunu düşünmeliyiz. KÜLTÜR tŞLERl İki tarz arasındaki başlıca fark birin umumî bilgiden fedakârlık edilmis olmaz yüyor, genişliyor, daha güzel bir biçim kilerine göredir. Nasyonalist bir sosyeteKÂZIM NAMİ DURU ve diğer taraftan ihtisaM korunmus olur. ahvordu. Ekalliyet mekteblerinde cisinde ^2 senenin mütemadî ve ikincisin Bence mektebler hakkinda yürütü^en ten Fakat onu istiyen milletlerin hırsı da de mütekatı olmasıdır. îstenirse lise için için yaşıyordu. Osmanlıhk zihniyeti türkçe tedrisatı leri büsbütün 10 seneye indirerek bu son kidlerle hosnudsuzluğun çoğu bu tek Türklüğün meziyetlerini sendelettiği deBir gazetede ecnebi ve ekalliyet iki sınıf yüksek mekteblere bağlanabilir. mekteb ve tek programdan ileri geliyor. virlerde o sinsi hırslar açığa çıktı, güzel SALİH MURAD mekteblerinde talebenin iyi yetişmedi Nitekim üniversitede bir P. C. N. sınıfı Istanbulu gasbetmek hulyalan bütün Avğine dair neşredilen bazı yazıların doğrupada meydan aldı. Lâkin Türklükle ru olmadığı anlaşılmıştır. Alâkadarla îstanbul o kadar kaynaşmış, o kadar birÎNHtSARLARDA rın söyledıklerine göre ecnebi ve ekalbirinden ayrılmaz olmuştu ki sayısız siliyet mekteblerindeki talebelerin türkyaset entrikaları değil, Ayastafanosa kaçeleri meselesi zamanla halledilmekte İnhisarlarda memur imtihanı İnhisarlar idaresme alınacak memurdar gelen istilâ orduları bile o özbirliğidir. Bu mekteblerdeki çocuklar gittikların imtihanları dün icra edilmiştir. çe mükemmel surette türkçe öğren ni sökemedi. Bu emelle dünyanın en mektedirler. Hatta bunlarm birçokları tmtihana yüzden fazla gene ıştirak etkorkunç donanmaları harekete geçirildi, nın Türk mekteblerine muadil derece miştir. Talıblerin arasında birçok ka yetmiş iki millet içinden devşirilmiş asde türkçe öğrendikleri bu sene verilen dınlar da bulunmakta idi. kerlerden mürekkeb ordular karaya çıDördüncü citdi de çıktı. Fiatt karıldı, tüyler ürpertici hücumlar yapılraporlardan anlaşılmıştır. İmtihan evrakı bugünlerde tetkik e dilecek ve kazananlar içinden ihtiyac 50 karuştur. Beşinci ve so dı, aylarca uğraşıldı. Harb vasıtalarının Maarif Vekili Ankaraya nisbetinde memur alınacaktır. Bunlarnuncu cild basılmaktadır. en mükemmeline sahib olan bu orduladöndü dan bir kısmı mülhakata gönderilecek4 cildden mürekkeb olan bu nn Gelibolu yarımadasmı hallaç pamuMaarif Vekili Saffet Arıkan evvelki lerdir kıymetli eser memleketin siyasî. ğuna çevirip İstanbula ulaşmaları asakşam Ankaraya dönmüştür. Vekil, biriçtimaî, fikrî hayatmın 40 yıllık VİLÂYETTE kerlik bakımından harb fenni bakımıncanh bir levhasıdır. Baştanbasa kaç gün sonra tekrar şehrimize gele cazib bir hakikî roman hükmünde dan mümkün görünüyordu. Bütün düncektir. Valiler Vakıf işlerile olmakla beraber birçok parçaları ya bu imkânı gözönünde tutup İstanbuDün Sirkecide çarpışan tramvayla araba hâdiseden sonra müstakil birer hikâye gibidir. alâkadar olacak lun Türklükten aynlması gibi müstesna Dün, öğleden sonra Sirkecide Vezirc amisi önündeki kavisten geçen 1665 bir tarih hâdisesini seyre hazırlanmıştı. Valilerin Vakıf işlerile daha yakın OKIJYUNIJZ! Tek bir Türk, bütün bu hesabları altüst riumaralı yük arabasına vatman Şakirin ideresindeki Aksaray Taksim tramdan alâkadar olmaları lüzumu vilâyetvayı çarpmıştır. Bu çarpışmada tramvay hasara uğramıştır. lere tebliğ edilmiştir. etti, bütün o ümidleri suya düşürdü, istilâ ordusunu Çanakkale sırtlarında paGerçi, kışm bile burada kökyüzü bep miştin gene. Göğsüne ayni çiçekleri tak kendi kendime Saniham, niçin, artık be ravraya çevirdi. îstanbul işte o büyük rak, hava ılıktır. Tertemiz mavi bir se mıştm. Beni burada kıskanclıktan gebert ni sevmiyor diye soruyorum. Evet, Sa Türkün celâdeti, hamaseti, dehası sa ma gözlerime gülüyor. Geceleri yıldız mek mi istiyorsun? Biliyorum ki bana bu niha, niçin beni sevmiyorsun artık, niçin, yesinde mukadder gibi görünen bir tehlara, aya baktıkça seni düşünüyorum. dala ve gülünc olduğumu söyliyeceksin. nıçin? likeden kurtulmuştu, gene Türk kalmıştı. Oh, sevgili Sanihacığım, bilsen neka Benim güzel aşk çiçeğim, bu kış günlerur Süphesiz, hakkın var. Fakat unutma ki Düşmanlar mağlub olmuşlar, mahçub de, kasvetli ve karanlık îstanbulda ne ben herşeyden evvel ben im ve ıstırab dar derdliyim, nekadar bedbahtım. Ha5yaptığım düşünüyorum. çekiyorum. Bilhassa geceleri, işsiz ve yal ta beynimin içinde, ne acı, ne zıd fikirler olmuşlar, lâkin meyus olmamışlardı. Harb günlerinde donanmalarile, ordula"Cumhurivet,. n» tefrikai' Abidln Daver DAV'ER Saniha, sen, beni oynattığm gibi talih nız kalınca hicran, yüreğimi dişliyor, ısr dolaştığını, çarpıştığını tasavvur edemezrile elde edemedikleri îstanbulu mütareÇok mustaribim Saniha. Ümidsizlik sun. Akşam yemeğinden sonra, erkenden ve mukadderatı da, pambe avcunun için* rıyor, parçalıyor. Uykularım, ikide birde sin. Hayatımda, hiç bir zaman bu kadar mustarib ve ümidsiz olmamıştım. Beni te ke devrinde ve büyük Türkün uzakta içinde yese kapılarak bir delilik y^paca yatağıma yattığım zaman, nasıl bunal de oynatacak kudrette bir kadınsm. Bir fena rüyalar ve kâbuslarla kesiliyor. O zağım, sonra pişman olacaksm... dığımı tasavvur edemezsin... Oyle mah yolunu bulup ta senin hatırına ve hatıra" man kollarımı, sana uzatıyorum, fakat selli eden tek bir düşünce var: Yakında bulunmasından istifade ederek gasbetmek öieceğim ve ıstırabım da, toprağın altında istiyorlardı. 16 mart 1920 de yapılan bir Kilis 25 şubat zunum ki, öyle kederliyim ki mahzun aş* na hürmeten artık se\Tneğe başladığım bu sen beni görmüyorsun; smokinli, frakh erkekler arasındasın, onların sana söyle benimle beraber çürüyecek. hamle, o emelin tahakkukuna doğru atıSevgili Sanihacığım, sevimli, fakat ha kmı şimdi görsen ne diyeceğini şaşınrsın. güneş diyarına gelemez misin? Payas 29 nisan lan ilk adım oldu ve îstanbul esir edildi. Büyük ve güzel, âşık ruhunu coşturan dikleri ve benim asker kafamm bir türlü zın mektubunu saadetten ve sevincden Ercümendin şimdi derdli oldu. Kendı Payasa iade edildim. Buraya gelin Dost ta, düsman da biliyordu ki bu esaağhya ağlıya belki yüz defa okudum. kendime, gülünc, saçma sapan sualler so bu sıcak güneşin altında seni sevmeği, icad edemediği güzel sözlere, zarif komplimanlara cilveli ve işvekâr cevablar ve ce sevincden ve kederden deli olacağı retin sonu Türklükten ebediyen uzakBütün kederlerimi bütün acılarımı unut ruyorum, garib, delice hulyalara dahyo nekadar çok isterdim. rıyorsun. Ben, böyle sözler bulamam anr mi sanıyordum. Kasabaya gelir gelmez, laşmak olacaktır. Yalnız dost ta, düşman Kilis 10 nisan tum. Mektub yazmayışından beni artık rum. Bir kâbus gibi bastıran melâlden Pırlanta nasıl senin eteğinin etrafınâa sevmediğine, beni unuttuğuna kat'iyetle kendimi kurtarmak için hiçbir şey yapaBeni affet. Bir aydan fazla oluyor kı ma Saniha, hiçbir zaman, hiç kimse, seni, dolaşırsa, ben de îstanbul lokantasmın da bilmiyordu ki Istanbulu Çanakkalede hükmetmiştim... sana mektub yazamadım. Mıntaka de benim sevdiğim gibi, benim sevdiğim kamıyorum. ve otelin etrafında öyle dolaştım. Asker kurtaran büyük Türk ayni celâdeti gene Şimdi, sana yazdığım acı sitemlerden. En fena şey, kendi kendimi tekrar top ğıştirdik. Kaçakçı çeteleri kovaladık. Fa dar sevmemiştir ve sevemıyecektır. Sani mahfilin, vaktile senin oturduğun sallanır gösterecek, İstanbulu esirlikten kurtarazalim sözlerden dolayı teessüften ve piş Uyıp sinirlerimi çeliklendirmek arzusunu kat asıl sebeb bunlar değil; elime geçen ha, Sanihacığım, sen de bır zaman, beni koltuğunda oturup sallandım. Portakal caktır. Kırk iki ay ve yirmi gün süren manhktan ölüyorum. Ben, îstanbulda i duymayışımdır. Halbuki böyle manevî bir gazetede, senin Perapalasta verilen scvdin. Hergün, acı bir zevkle, kederli ve şeftali ağaclarını gördüm. Mimoza heyecanlı bir mücadele devresinden sonken böyle delilikler, budalalıklar yap bir hamle, benim gibi bir askere yaraşan tayyare balosunda çekilmiş bir resmini bır sevincle o güzel mektublannı tekrar ları kokladım. Kumsala gittim, oturdu ra bu umulmıyan mucize tahakkuk etti, gördüm. Kolların, omuzların çıplaktı. okuyorum. Onların kâğıdlan hâlâ senin ğun kayayı buldum, onu okşadım. mış, geçen yazın bitip tükenmek bilmez en akıllıca harekettir. îstanbul gene büyük Türkün dehası saaylarında azab halini alan bir sabırsız Görüyor musun sevgilim, sana bu mek Balodaki yüzlerce erkeğin, senin çıplak kokunu muhafaza ediyor; fakat asıl gü Burada birkaç gün istirahat edeceğim yesinde ikinci ve ebedî kurtuluşa erdi. lıkla beklediğim mezuniyet günlerimi, sa tubu yazmak bile bana ümid ve cesaret omuzlannı gördükleri yetişmiyormuş gi zel kokuları, sevgi ve aşk sözlerindedir. deniz havası alarak kendimi tedavi edena sitem etmekle, seni kıskanmakla ber verdi. Şimdi, şu anda gülmek, şarkı söy bi binlerce kişi de gazetedeki resmini sey Zamanla öteki kokular uçacak, fakat bu ceğim. Sıtma tutuyor beni... Bir, bu ek~ îşte 6 teşrinievvel gününün tarih bakıbad ermiştim. lemek, aklıma gelen her deliliği yapmak redecek. Dikkat ettim. O mahud Pera • sözlerin ruhuma yayılan kokusu ebediyen sikti. İki fikri bir araya getiremiyorum. mından manası!.. okudukça palas ziyafetinde giydiğin tuvaleti giy •yaşıyacaktır. Mektublannı Buradaki hayatımı anlatmamı istiyor istiyorum. M. TURHAN TAN lATkası varl Alman pamuk dairesi Bu vasıta ile, rejim bakımından halk ve genclik reisi şehrimize geldi terbiyesini muvaff akivetle başarmak imkânı vardır Merkezi Bremende bulunan Almanya Sinemanın rolü Pamuklarımız üzerinde tetkikat Kültür üzerinde 11 İstanbulun kurtuluşu a Sistemin ağırlık merkezi olan orta tahsil İki safhalımı, üç safhalımı olsa daha muvafıktır ve bunlara göre ne neticeler alnır? D El ve ev işleri sergisi için Nümuneler Ankaraya gönderilmive başlandı Tramvayla arabanın çarpışması KIRKYIL Üstad Halid Ziya Uşaklıgilin halıraları Yarım Adam

Bu sayıdan diğer sayfalar: