23 Şubat 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

23 Şubat 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Şubat 1938 CTJMHURİYET tktısadî harekctler AT TETKIKLERI Yazan: CELÂL ESAD ARSEVEN İki yeni hattımız Cumhuriyet demiryolları, on beş Cumhuriyet yılı içinde hemen bütün hedef lerine ulaşmış veya bu hcdefe doğru yaklaşmış bulunuyor. Bu sene bu şuurlu şimendifer politikamızın ikinci bir merhaleya girdiğini gördük. Millî hududlanmız içinde devamlı ve ölçülü inkişaf seyrini takib eden bu hatl^r, şımdı bu hududla rın dışına komşu ve kardeş memleketle rin demıryollarıle birleşmek üzere ilerli yor. Bu ilerleyiş, yalnız Cumhuriyet demıryolculuğunun bir zafrri değil, ayni zamanda memleket iktısadiyatının kal kınmasına işarettır. Ispanyada son vaziyete PENCERESİNDEN Cüce umumî bir bakış Franco, TerueFde kazandığı muvaffakiyeti sür'atle devam ettiremezse, harb daha uzun müddet devam edecektir üce Simon mınimini cürmünden hiç umulmıyan bir ataklık gösterdi ve ağır bir cürüm olan bu gafıl hamleden dolayı malıkemeye düştü. Belki suçu sabit olup rnahkum olacak. Belki mazur görülüp serbest bırakılacak. Fakat muhakeme neticesi ne olursa olsun minimini adamın kazandıği şöhret boyundan çok yüksektır. Uzun bir zaman bu ktsa adamın adı dıllerde nrezecek ve yaptığ: iş bir hayli müddet konuşulacaktır. Işte ben bile sanki başka yazılacak şey yokmus sibi onu fıkrama mevzu yapıyorum. Nasıl vapmıyay.m kı kendısınm muhakeme edilirken savurmıya yelten diği nüktede bir zamanlar cücelere hü kümdarlann niçin kıymet verdikleri de adeta tebarüz ediyor! Gerçi cücelere eski padisahların, krallar:n, prenslerm yüz vermeleri her şeyden önce onların insan minyatürü olmalanndandır. Malum olduğu uzere tabıat bir çok hayvanlann minyatür'erini de yaratmi'tır. Meselâ kedı kaplanın, kertenkele tırnsahın, fare domuzun küçültülmüş ör neklerıdır. Daha böyle bilınen ve bilin nnyen birçok mınyatür hayvanlar var dır. Lâkin minyatürler iç'nde yalnız in sanınki maddi ve manevî bütün vasıf larda aslile iştirakini, ittıhadını muhafaza etmek şartile gene insandır ve hususi yeti eb'adında bulunan küçüklükten ibarettır. Bunun ıçın insan minyatürlerı başka bir zümre olarak tanınmamış ve ken dileri sadece «cüce» adıle vasıflandırıl ' mıştır. Lâkin cüceler şahıslarında bir tezad Slemı belırttıklen ıçın daıma hoşa git mişler ve büyük adamlarla omuzdaşca » sına yaşamışlardır. Tezad âlemi dediğim şey onların küçük kafalarma büyük ze kâların, küçük ağızlarına büyük sözlerin, küçük ellerine büyük işlerin sığmasıdır. Fran'a, Ingıitere, eski Mısır, eski Hind, eski Iran saraylannda cücelere yaptırılan maskaralıkların haddi, hesabı yoktur. Tarihî roman yazan muharrirlerden çoğu bu cücelerın mınimini kalblenne koca koca aşklar yerleştirmekte de bu sebeblenıahzur görmemişlerdir. Cücelerın Osmanlı sarayındaki du rumlan resmî bir mahiypt ifade ederdi. Onlar eelişigüzel soytarı olmaktan çok fazla bir şeydiler. Gerçi dilsizler gibi Sadrıazamların huzura çıkmaları sırasmda pddışahların yanında yer almazlardı. Rikâb günlerinde de hükümdara refakat etmezlerdi. Fakat içlerinden, okur yazar olanlar Enderunda kütübhane memurlu ğu ve dirayetçe üstünlük gösterenleri hastane zabitliği yaparlardı. Boyca bosça pek müstesna, yani pek minimini bulunanlan müsahibhğe tayin olunurdu ki bu vaz'.fe, saray mensublarının hasretle tahayyül eyledikleri bir nimetti. Ben, simdi kitab olarak basılmakta bulunan «Cinci Hoca» tefrikasında bir saray cücesine sarayda nekadar yüz verildığını ve o cücenın nasıl acıklı bir akıbete ugradığını tasvir etmiştim. Rahmetli Cevdet Paşa da Lçüncü Selimin katlini, Dördüncü Mustafanm tahttan indirilip yerine İkinci Mehmedin geçirilişini hikâye ederken Mustafa adlı bir saray cücesînin Alemdar Mustafa Paşa tarafmdan ölüme mahkum edilişini anlatıyor. De Serli vak'anüvis bu münasebetle cüce Mustafa hakkında «sıfrızaid» tabirini kullanıyor ki gerçekten zarif buluştur. Lâkin ibrete ve dikkate değer nokta o mini mini adamın Üçüncü Selimi öldü renlerle elbirliği yapması ve Topkapı sarayının altı üstüne gelirken köşeden kö şeye koşup cürmüne sığmıyan işler başarmasıdır. Işte bir kanlı faaliyet' Cevdet Paşanır. (sıfrızaid) dediği cüceye sıfın tüketmek gibi bir akıbet hazırladı ve komprime adamın üzerine kaş göz işlenmiş bir elmaya benzeyen küçücük başı sengi ib»et denilen taşın üstüne konularak halka seyrettirildi. Sinanın şahsseri: Selimiye Bu muazzam mabedin inşa şekli Sinanın sade mimar değil, ayni zamanda üstad bir şehirci oldugunu da göstermektedir 4 .1ıı,,i,ı,)e: Bugün Etnigrafya müzesi olan Mektebi Sibyan Işte Selimiye, Mimar Sinanın şaheseri. Kronolojik sıraya bakarsanız bundan evvel Muradiye ve Beyazıd camilerini görmek lâzımdı. Fakat onlar biraz uzakta olduğu için sonraya bırak.yoruz. Camiin şeklini size tarife hacet yok. Görüyorsunuz. Büyük merkezî bir kubbe etrafında dört minare. Süleymaniyeye hiç benzemiyor değil mi? Elbet Tezkeietülbünyanda filân okumuşsunuzdur. Mimar Sinan İstanbuldaki Şehzade camii için çıraklık, Süleymaniye için kalfalık ve bu cami için ustalık eserirridir, demiş. Bu itibarla klâsik Türk üslubunun en yüksek eseri sayılmak icab eder. Vakıâ plânının sekiz köşeli olması ve kubbenin böyle bir plân üstüne yapılması inşa bakımından bir harika ise de gerek içinin Selimiye: Mimberi ve gerek dışınm güzellik ve nısbetlerı buleymaniye camiinin kâbma kat'iyyen va < e mimar değil ayni zamanda en üstad * bir şehırcioldugunu da aöstermekted4r, Şehirlerin en yüksek yerlerine yapılaBence güzellik itibarile Sinanın şah.e! »caL abidelerin şehir siluetı ile birlikte tetseri bu değil, Süleymaniyedir. '" kik edilerek ona göre ressamane bir göBâkmız şu dört uzun minare kubbeyi rünüş husule getirecek surette inşa edilmenasıl boğmuş ve çukurda bırakmıştır. Sülı*ri bugünkü mimarî ve şehirciliğin müleymaniyede minarelerin kubbeden uzakhim bir bahsini teşkil etmektedir. Bu bata olması onun semaya doğru yükselir gikımdan tetkik edılecek olursa Süleyma bi görünmesine sebeb olmuştur. niye camii yanına yapılan yüksek bina Selimiyenin inşa ve estetik kıymetleri Kırın ne büyük bir bedii cinayet olduğu hakkında bir fıkir edinebilmek için üsta görülür. Profesör Bruno Taut'ıın bu hususa dair Die Stadtkrone (1) isimli intişar eden almanca bir kitabda bu «şehir tacları» hakkında mufassal malumat ve mütaleat vardır. Profesör kıtabında Sinanın Selimiye camiini de şehir taclarına bir misal oîarak göstermektedir. Çok tesekküre sayandir kı Edırnede Mımar Sinanın bu tacmı bozan ve sonradan mşa olunan saat kulesinin, altındaki eski kale kısmı muhafaza edilmek üzere, yıkılması için karar verılmi'Mr. Gördünüz mü yıkılacak şeyleri. Bunları akla getırmeyıp de Yenıcamı kemeri ,. . i , . . ı ı gıbi Türk mımarısının sıv kemer inşaa Selimiye: Iç avlu cumîe kapısı , ,. . . , . Lnda yegane bir enmu'.ecını yıkmaga <m bu camii yaparken ne gibi şeyler dü kalkıstığımız, hatta böyle birşey hatıra şündüğünü tetkik edip anlamak lâzımdır. getirdiğimiz ve eazete sütunlarına geçirMimar Sinan burada başlıca iki mühim d;§imiz icin Edirnelilerden sıkılmahyız. (1) BrunoTaut : D;e Statdkrone. 1919. saikin tesiri altında bulunmuştur. Birincisi Süleymaniye ve Ayasofya kubbelerinden daha büyük bir kubbe Otobüs davaları inşa etmek ve bu kubbeyi nisbeten kolay Otobüs meselesi dolayısile Sabur Saolan dört köşe bir plân üstüne oturtmayıp mi tarafmdan bir sabah gazetesi alev sekiz köşeli bir plâna oturtmak suretile hine açılan hakaret davasına dün asbütün mimarlan hayrette bırakacak bir liye birinci cezada devam edildi. Geçen celsede suclu vekili bu dava teknik kuvveti göstermek. nın diğerlerile tevhidini istemişti. Her Ikincisi Edirne şehrinin en yüksek iki davada alâka ve münasebet görülbir tepesine inşa edeceği bu abide ile şehdü. Dünkü davanın da d'serlerile tevre bir tac giydirmek. hiden rüvetire karar verilerek muha Işte Selimiyenin mınarelerı kubbesme keme talik edildi. yakm olarak toplu bir halde yapılmasını intac eden sebebler bundan doğmuştur. Bulgar konsolosunun çayı Hiç şüphesiz ki Mimar Sinan da bu Bulgar konsolosu doktor Slıvensky kubbe etrafında yükselecek minarelerin ve refikası, dün akşam. Maçkada Gö kubbeyi boğacağını ve ona Süleymani zem apartımanmdaki evlerinde bir cay yede o'duğu gıbi semaya doğru suud e zivafeti vermMerdir. Bu zivafete îs konsolo^ba^eler erkânile den serbest bir vaziyet vermıyeceğini dü tanbuldaki gazetecilfcr ve konsolosla refikasının şünmüştür. Minareleri kubbeye yakm f yapmakla böyl* cesim bir kubbenin tek do=: ları davetli idi. Doktor Slivenskv ile ref'kası davet nik ihtiyaclarını tatmın etmış yanı onları lilerine güzel bir ak^am geçirtmişlerdir birer dayanma ayağı olarak kullanmış ve bu minarelerle kubbeyi yanyana ya Emmönü Halk°vi, dil, tarih parak ona bir tac şekli vermıştir. ve edebiyat kongrresi Filhakika bu şekil İstarbuldaki Sü Eminörü Halkevi, dil. tarih ve edebileymaniye kadar ahenkli bir mimarî tervat şubesi kongresi dün toplanmış ve kib olamamışsa da Sinanın düşündüğü iki vıllık Tiesai raporu okunduktan soniki esasa tamamüe muvahk bulunduğun ra. ıdare heyetinin faaliveti takdir edidan bir şaheserdir Bu sebeble Süleyma lerek senme gecilmis, secim sonunda niye ve Selimiyede ayn ayn teknik ve sube reisliğine eski reis Haüd Bavrı ve güzellikler vardır ve bu 'k: eser Türk mi 'dare a7alarına Naki Tezel ile Ed°bu r at marisinin en yüksek eserlerini teskıl eder. Fakülteçi docentlerinden Enver Ziva Hele bulunduğu tepeye göre Edırnenin Karal, Sabri Esad Siyavu'gil ve Sababir tacmı teşkil etmesi Mimar Sinanın sa haddin Rahmi seçilmişlerdir. N Görünüşte Iraka giden demiryolu, Dıyarbekirden başlıyarak Sinan Bişri Garzan Cizre üzerinden Irak demiryolüe Türk demiryollarını birleştirecek 291 kilometroluk bir hattır. Fakat bu hattın Lcndra Hindıstan transit yolunun eksik kalan parçasını tamamlıyacağı, adeta bu o : z'ncirin bir halkasını teşkil deceği düşü nüîürse işın ehemmıyeti kendılığinden tezahür eder . Kezalik, İrana giden de rrnryolumuz da Diyarbekir Tatvan SEV1L Van • Katur üzerinden geçerek şark vı * lâyetlerini kalkındıracaktır. Bu hat; kardeş Iranın Avrupaya ve Akdeniz yolile bütün dünyaya en kısa yoldan iltisakını Teruel ve havalisinde son vaziyeti gösterir harita ternin edecektir. Bu itibarla yeni hatla Ispanyanın şarkında Aragon yayla de şehrin varoşlarına inrnişlerdir. r'mız, göründüğünden büsbütün başka husının Akdenize doğru uzanan bir kolu Şehirle muvasalası kesilen hükumetçi susiyetler taşımaktadır. nun sonunda bulunan Teruel; bu menı kuvvetler dahi sokaklarda siperler kazıp Bizi şu yazıyı yazmağa sevkeden se lekette bir buçuk senedenberi devam muhasara ve müdafaaya hazırlanmışlar beb, bir Iraklı tüccarla yaptığımız konuş eden dahilî harbin, Madridden sonra, dır. Şehrin cenubu şarkisi şimdıden Franma oldu.Cumhuriyet hükumetımizin ya bütün dünyava fevkalâde heyecan veren kccuların eline düsmüştür. Artık Teruel pıcıhğı sayesınde başanlan bu işleri on en kanlı ve devamlı boğuşmalarına sahne askerî noktadan bükuvve General Fran lar, bir kardeş samimiyet ve gururu, tam olmuştur. ko'nun eline düşmüş sayıUbılır. Bu harebir tüccar görüşjle takdir ediyor ve al General Franco, daha harbin bidaye kâtı General Franko bizzat idare etmiştir. kışlıyorlar. Teruel muharebelerinde parlak zafertinde sevkulceyş bakımından çok mühim Türkiyenin, şarkı garbla birleştirecek olan bu mevkii ele geçirmiş ve 25 kilo lcrden ziyade iki taraftan birinin manen şu en kısa ve iktısadî yol üzerindeki ça metro uzunluğunda ve üç kilometro ar bıtab düşmesi hâkim olmuştur. Lşmalan şüphesiz ki bundan sonra da zında düsman cephesi içıne kama gibı soTeruel tekrar Franko'nun eline düş dcst komşulanmız tarafmdan memnuni kulmuş ve düşmanın kuvvetleri tarafın mekle beraber burada iki buçuk ay devam yetle takib olunacaktır. dan her cihetten ihata edılmiş bir dar ko eden harbin hükumetçiler için büvük fayridorun müntehasında olup müdafaası dası olmamış değildır. General Franko şiF. G. güç olduğu halde Teruel'i muhafaza et malî Ispanyadaki Basklar'la meskun eyamiştı. Çünkü cumhurıyetçilere son dar letleri ele geçirdıkten sonıa Akdeniz cepbeyi indirmek zamanı geldiği vakit, Ak hesıne tahşıd ettiği kuvvetlerle sol cenah deniz mailesinin içine sokulmuş olan Te hukumeti cephesine şiddetle yüklenece ruel koridorundan taarruza geçmeği dü ğınden Barselone'dakiler çok endişe edıyorlardı. şünmüştü. Hükumetcilerin Teruel'de yaptıkları Burası Valencia'dan altmış kilometro baskınla bu büyük taarruzun derhal yauzaktadır. Kuvvetli bir taarruzla burava sarkmak mümkündür. Onun için cumhu pıimasına mâni clmuşlardır. Bu suretle bir riyetçiler; Teruel'den ansızın bir taarruza bıiyük felâketten kurtulmuşlardır. Bugünkü vaziyete gelince, gerek Baruğrayıp gafil avlanmamak üzere hüku Noterlikte sahte vekâletname tanzi • rhet merkezini Madridden Valancia'ya selona hükumeti gerek General Franco • minden suçlu olarak Hasan Tahsin ve nakletmiş oldukları halde daha sonra silâh altındaki kuvvetlerinin yarımşar Abdullah isminde iki kişi yakalanmıştır. Katalonya'nın merkezi Barselona'ya milyondan fazla oldugunu iddia ediyorDün Sultanahmed birinci sulhcezada göçetmişlerdi. laf. Fakat hakikati halde Franco'nun r açık sorguları yapılan suçlulardan Ha Franco taarruza hazırlanırken hüku ku\ vetleri biraz fazladır. §u kadar var ki san Tahsin şunları söylemiştir: met milisleri bir kar tipisi esnasında bir Franco daıma taarruz harbi yaptığından « Abdullah, bana geldi.. Kardeşi baskın yaparak evvelâ Teruel koridorunu daha ziyade insan harcetmektedır. nin karısı Vehıbenin ıskân müdürlüğün kesmış ve daha sonra şehri almıştır. Teşkılât ıtıbarıle Franco'nun ordusu de istihkakı olan 1740 liranm ahzü kabGeneral Franco bu darbeyi hazmet daha mükemmel olduğundan efradını zına salâhiyet veren bir vekâletname ge memiş ve buraya tekrar hâkim olmağı daha iyi korumaktadır. Lâkin mecbur tırdı. Bu vekâletname ile iskâna giderek kendisine siyasî ve askerî bir şeref me olduğu harb usulü çok askere malolmakbonoları aldım. Paranın bir kısmını ban selesi yapmıştır. Cumhuriyetçiler hüku tadır. kadan, bir kısmını da bonoları piyasaya meti de kendi varhğını müdafaa için TeAncak son zamanlarda General Fransatmak suretile aldım. Abdullaha Vali ruel'i bırakmamağa çalışmıştır. co mümkün mertebe az kuvvetle büyük Bu harekât birçok devreye ayrılabüir. neticeler elde etmek usulünü bulmuştur. de kıraathanesinde evvelâ beş yüz lira verdım. Mütebakısinı de noter huzurun Birinci devre Noelden on gün önce cum Faslı müslümanlar, ecnebi lejyonu, Nada vereceğimi söyledim. Istanbul Altmcı huriyet hükumeti kuvvetlerinin koridora varre'liler gibi tecrübeli ve cengâver Noterliği huzurunda bakiyye bin iki yüz baskın şeklinde yaptıkları hücumla baş kıt'alar Franco ordusunun kıymetini çok kırk lirayı da teslim ettim. Beş yüz lirayı lar. Bu hücum neticesinde Teruel şehrı artırmaktadır. Fakat muhariblik ruhu verirken yanımda çahşan Fazlı ve Kara General Franco'nun cephesinden tefrık daha ziyade hükumetçiler tarafında görülmektedir. Bunların daima müdafaa bet de kahvede idiler. îhtiyatî bir tedbir edılmiş ve muhasara altına alınmıstı. İkinci devre General Franco'nun mu vaziyetinde bulunmalan bu ruhu kuvvetolarak Abdullahtan iki bin liralık bir kabil hücumile başlar. Bu taarruz bida lendırmiştir. sened aldım.» yette muvaffak olrauş ve sonradan sön Sol cenah hükumeti tarafında eski îsReis Reşid sordu: müstü. Bu mukabıl taarruz Teruel şeh panya ordusu zabitanından pek az adam Nasıl olur da Vehfbenin vekâlet rini müdafaa eden garnizonu kurtaramabulunması, bu tarafın teşkil ettiği yeni namesine istinaden parayı Abdullaha mıstı. Neticede şehirdeki General Franorduların modern tarzda olmasını kolayverdin ? co'nun kuvvetleri teslim olmuşru. laştırmaktadır. Çünkü ecnebi zabitler İs Abdullah, Vehibenin akrabasıdır. Üçüncü devre uzun müddet devam et panyanm eski askerî usullerine riayete Esasen işi bana getiren de Abdullahtır. mistir. Garnizon teslim olmakla beraber lüzum görmemektedırler. Vehıbe. Istanbula hiç gelmemistir. Bi korıdor üzerınde mücadelenın arkası kesılDiğer taraftan Franco'nun tarafı halâhare kendi^ini Yunanistanda gördüm. memisti. Harb, bir müddet ileri geri dalvacılıkta ve topçulukta hükumetçılere Bana verdikleri vekâletnamede fotoğ galandıktan sonra harb sahnesi daha zirafını gördüğüm Vehibe ile Yunanistan yade simale kaymıs ve Alfambra kale karşı büyük tefevvuk sahibıdır. Bidayette Franco tayyarelerinin ve da sördüğüm Vehibenin ayni kadın ol sine dayanmıstı. Burada sol cenah hü alıyordu. madığmı ve benzemediğini düşüneme kumetinin kuvvetleri General Franco'nun toplannın çoğunu haricden Şımdı dahilî mamulât ordunun ihtiyacını dim.» Saragossa ile olan muvasala hattma tatemin etmektedir. Fakat Barselona taraReis tekrar sordu: arruz etmisti. fı haricden külliyetli tayyare ve top al Bu vekâletnameyi sana AbdullaFakat bu taarruz tam hedefin önünde dığı takdırde Franco'nun istihsalâtı kâhın getirdiğini bilen var mi? ıflâs etmiştı. Bununla beraber hükumet fi gelmiyecektir. Kardeşim, kâtibim Karabet ve çiler Sierra Palomera'ya yerleştirdikleri Iaşe meselesine gelince Franco'nun eskiden Altmcı noterde çalışan Ahmed topcu kuvvetlerile S'ngra'da ana yolu avaziyeti çok iyidir. Elinde geniş ziraat tes altına alarak General Franco'nun bilirler. arazisi vardır. İaşeye mecbur olduğu nüDiğer suçlu Abdullah da şunları Teruel havalisindeki kuvvetlerine levazım fusun da kesafeti azdır. Alman zabitlerı naklini tehlikede bırakmıslardı. söyledi: iaşe işini mükemmel teşkılâtlandırmışlar Franko'nun levazım kurvetleri ancak Bu vekâletname tanziminden ve d.r. seceleri keçi yollarndan geçebilivorlardı. paralann alınmasından hiç haberim yokBarselona hükumeti tarafı erzak iti Bu tazyikten kurtulmak üzere şubatm betur. Tahsin, Yunanıstandaki malı sat şinde milliyetçıler Sierra Palomera dağı barıle sıkıntı çekiyor. Sıvil ahali yiyecek mak için bana vekâletname vermisti. n:n iici yanına çifte bir hücum yapmışlar cihetinden muzayakadadır. Boş mide en Buna kanşık benden mevzuubahs iki dır. Bu hücumlar hedeflerine varmış ve sağlam maneviyatı bile kırdığmı Almanbin liralık senedi aldı. Bu hususta mu bijtün dağ Frankocuların eline düşmüş lar Umumî Harbde tecrübe etmislerdi. kavelemiz de vardır. Eğer Barselcna hükumeti ıaşe isini tür. Burada hükumetcilerin mühim bir Sorguyu müteakıb her iki suçlu da kuvvetinin muvasalası kesilmiştir. Bununla düzeltmiyecek olursa vaziyeti fena olatevkif edilmi=lerdir. beraber hükumetçiler mdhallî çıkıntmın caktır. îşte iki tarafın askerî vaziyeti ve kaidesini zaptettikten sonra müdebbirane ahvali. Hastanede öldü davranıp daha ziyade il.*r!emeğe kalkış Eğer Franco Teruel'de elde ettiği zaBeşiktaşta bir apartımanda hizmet mamışlardı. Bu suretle dördüncü devre ferin arkasmı getirip süratie Akdenize çilik yapan Nimet, apartımanın balko kapanmıştır. inecek olursa îspanya harbi çabuk netinunu temizlerken ayağı kayarak sokağa Bundan sonra besinci ve son devre baş celenecektir. Aksi takdirde harb gene udüşmüş ve ağır surette yaralanmıştır. Iamıştır. Frankocu kuvvetlerin kısmı kül zıyacaktır. Çünkü makinelitüfeğin temin Nimet, kaldırıldığı Beyoğlu Belediye lisi şarka doğru ilerleyip Teruel şehrini ge ettiği mukavemet kudretı taarruzları sık hastanesinde ölmüştür. ride bırakmışlar, müteaddid müfrezeleri sık akim bırakıyor. f İki sahtekârhk suçlusu Adliyede Dünkü sorgudan sonra tevkif olundular Af. TURHAN TAN Ereğli açıklarmda bir mayin görüldü Anfares isimli vapur, dün Deniz Ticaret rnüdürlüğüne EreŞli açıklarmda bir mayin gördüğünü bildirmiştir. Ka radeniz sahil postaiarını yapanların rotası ü^erinde bulunan bu mayin, bütün çemilere Emektar bir maarifcimîzi daha kaybettik Fatih orta okul francızca öğretmeni Suphinin babası mülga Maarif Nezareti Yüksek Tedrisat sube müdürü kırk iki senelik muallim Bay Sabri maale=pf hayata veda etmiştir. Hilmiyeti ve tevazuu ile herkese kendini sevdiren çok haluk ve hayırperver bir zattı. Cenaze namazı bugünkü çarşamba günü Ak sarayda Valide camiinde kılındıktan sonra Merkezefendideki aile makberine defnedilecektir. Kendisine karşı son vazifeyi yapmak üzere kendisini tanıyanlarm cenaze merasimine gelmeleri rica olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: