20 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

20 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 20 Nisan 1938 ( Tarihi roman: 69 Şehir ve Memleket Haberlerl 1 Hafif atlatılan deniz kazası Yazan: M. TURHAN TAN Müddeiumumî, suçlunun Vali, halkm damgalara Bir yelkenli 53 numarah « Çok oldun Nakilci. Bir gün de sen bizim dikkat etmesini diliyor Şirket vapuruna bindirdi idamını taleb etti Bir müddet evvel Sirkeci istasyonu buyruğumuzla yürümelisin!» diyordu Et komisyonu dün de toplanarak son Dün sabah Köprüde tehlikeli bir şeVe mühim birşey hatırlamış gibi dostunun koluna yapıştı: Sabahtanberi içim içime sığmıyor, gözümde kızgmlıktan şimşekler çakıyor. Lâkin Hünkâr Delisi araya girdi, yeni işler çrkardı, en önemli maslahatı unut turdu. Şimdi mademki başbaşayız. Ca ıumı sıkan kaziyyeyi de görüşmeliyiz. Karakulak Bekir, hergün yeni bir iş yaratan ele avuca sığmaz dostunun korkunclaşan yüzüne bakarken o, izah etti: Cebecibaşı Ali itini kasdediyorum. Herif düğünüme gelmedi, armağan da yollamadı. Bu kepazece durumla ne demek istendiğini anladın, değil mi?.. O teres, Hünkâra sırtını dayayıp ocağa kafa tutmak istiyor. Hünkârın da bir yandan Cebecilere, bir yandan Topçulara bel bağlamaga, onların gücile bize göz dagı vcrmege yeltendiği de belli. Onun için sen paçalan sıvayacaksın, Cebecilere Salamondan alıp beş on kese akçe dağıtacaksın, Alinin ayagmı ne pahasma olursa olsun kaydıracaksm. Bunu yapmazsak Hünkârın eline silâh vermiş, kellemizi tehlikeye düşürmüş oluruz. An ladın, degil mi?.. Öyleyse durma, koş. [Yatsıdan sonra da buraya gel, kına gecesi eğlencelerinde bulun!... dı. Iste o sırada Gülhaneli Hüseyin de birkaç hizmetkârla beraber kapı önünde göründü ve Nakilciye yanaşarak ku lagına birseyler fısıldadı. Korkunc zorba derin bir dikkatle onu dinliyordu, bir yandan da gülümsüyordu. Delikanlı sözünü bitirince iri elile onun omuzlarını okşadı: Kutuyu, dedi, odaya bırak da atlan. Gelini hamama götür. Bu alayın başbugluğu sana yakışır! Hüseyin, ertesi gece Sehere verilecek yüzgörümlüğünü getirmişti. Hâlâ yüre ğinde yer tutan o güzeller güzelinin boynuna Nakilcinin elile takılacak gerdan lığı kendi kucağmda taşımasından duy dugu eza çok büyüktü. Gerçi Seherin aylardanberi bu zalim adama her sckılde hizmet ettiğini ve onun her meramına ram olduğunu biliyordu. Fakat sevgilisini rakibine bir kat daha yaklaştıracak vasıtaları kendi elile hazırlamaktaki acılık o hakikati düşünmekle de hazmolunamı yacak kadar büyüktü. Onun için bir kö şeye çekilip ağlamak, yüreğindeki elem kmlcımlarını gözyaşile söndürmek isü yordu. Nakilcinin verdiği emir bu dü şüncesini de suya düşürdü ve toy âşık, kartal ağzında kalan sevgilisini o ağza Karakulak bu işin başka bir yoldaşa daha temiz surette sunmak için hamama yiiklenmesini teklif edecek oldu. Fakat götürmek külfetine de katlanmak zoruncesaret edemedi. lki zorba ayni seviyede da kaldı. gibi göründükleri ve birbirlerine karşı üsSeherin şu düğünden iğrendiğine, hatünlük iddiasında bulunmadıkları halde Nakilci daima ayaktaşlarınm âmiri ve mama giderken ağladığına, gerdeğe so hâkimi durumunda kalıyordu. Onlar ga kulurken baygınlıklar geçireceğine, Na rib bir manzume teşkil ediyorlardı, arala kilci ile başbaşa kalırken hep kendini dünnda bariz bir eşitlik belirtiyorlardı. Lâ şüneceğine imanı vardı. Bu imandan kurkin manzumenin mihveri Nakilci olup bu tulsa ve Seherin her kahra sırf kendisine üstünlük de ona işlek zekâsmdan geli yakın bulunmak düşüncesile tahammül yordu. Yaşayışta ve gösterişte biri öbü ettiğine inanmasa belki bu kadar mustaründen geri kalmıyan zorbalann iş çıkar rib olmıyacaktı. Lâkin bu iman, Seher mak ve iş başarmak bahsinde Nakilciye için taşıdığı aşkla muvazi surette benliğitekaddüm hakkı vermeleri, ocak ustala ne hâkim bulunuyordu. Nilüferin sık sık nnm fitne uyandıracaklan zaman son sö sunduğu aşk, Deli Serifenin arasıra tatzü Nakilciye bırakmalan, saray ve Ba tırdığı o çılçm zevk Sehere bağlılığmı bıali ricalinin ocağa taalluk eden işlerde nasıl sarsmıyorsa Nakilcinin o aziz sevilkin NakiJciyi hatırlamaları da hep Q fa giliye nikâhsız ve nikâhlı olarak tasarruf sid zekâdan ileri geliyordu. etmesi de o sevgiyi azaltamıyordu. ÇünBu noktayı tasrih edişimizin sebebi o kü Seherin kendisini herşeyden üstün tudevir zorbaları arasındaki mütekabil mü tan bir aşk mazlumu, bir aşk kurbanı olnasebetleri bir nebze aydmlatmak kay duğuna inanıyordu. gusudur. Onlar müsavi haklara, müsavi Onun için yüreği yana yana, idraki nüfuz ve kudrete malik bir heyet gibi sarsıla sarsıla atlandı, sevgilisini hamama görünüyorlardı. Bir biçimde giyinirlerdi, götürecek alayın başında bulunmaga habir biçimde yaşarlardı, hatta bir biçimde zırlandı. Deli Şerife onun gelişini görür konuşurlardı. Birinin diğeri üzerinde ta görmez mücessem neşe kesilmişti. Her erhakküm göstermesine imkân yoktu. Ocak kege bir kelime çimdiği fırlatarak köşe ortalarını da adeta müsavi nisbette pay köşe dolaşıyordu, Hüseynin izini taras laşmışlardı. Herbiri ayni sayıda orta üze sud ediyordu. Delikanlının alaya istirak rinde nüfuz sahibiydi. Fakat Nakilci bu edeceğini anlar anlamaz Nakilcinin yaheyetin ruhu idi. Ötekiler itiraf etme nına sokuldu: seler dahi onun bu hususiyetini kabul Artık, dedi, bana izin. Biraz da etmek ıstırarmda kalıyorlardı. O gün de kadın yüzü göreyim. Sabahtanberi erkek Karakulak Bekir, içten gelen isteksizliğikokusu almaktan içime bulantı geldi. ne rağmen Nekilciye boyun eğmekten Nakilci, kendine iyi şeyler hatırlattı geri kalamadı. Hacı Halilden gasbolu ğından dolayı ona teşekkür etti ve sordu: nan paranm düğünlere sarfolunmasına rı Hamama mı gideceksin, bacı? za gösterdiği gibi Cebeciler işini yüklen Canım şimdilik öyle istiyor. Yolda mege de razı oldu. Lâkin homur homur homurdanmaktan da kendini alamadı. cayar mıyım, bilmem? Yaver gibi beraberinde getirdiği muhte Cayma, cayma. Gelinle bile git, lif ortalara mensub beş altı Yeniçeriyi ar güzel güzel çim. Gece de bize gel. Beradma takarak evden ayrılırken için için ber dem tutalım, saz dinliyelim. (Arkası var) söyleniyordu, «çok oldun Nakilci. Bir gün de sen bizim buyruğumuzla yürümelisin!» diyordu. Nakilci ise en yakın dostlanndan birini kızdırdığından bihaber, konuklannm yanına dönmüştü. Sen şen konuşuyordu, o gece yapılacak eğlenceler üzerinde mülâhaza yürütüyordu. Topkapıdaki Gül sümle Mahmudu getirtmek için adamlar yolladığı gibi Nilüferle topçu Mustafa için bir ev bulunup ertesi geceye kadar mükemmel surette düşenmesini de emretmiş bulunuyordu. Bu meyanda Seherin hamama gitmesini biraz geri bıraktırmıştı. Çünkü Gülsümle Nilüferin de gelin sıfatile ona yoldaş olmalarını arzu edi yordu. Deli Serife bütün bu isler görülürken erkeklerin yanında kalmıstı. O, derin bir ihtiyacla Hüseynini görmek istiyordu. Fakat uğrunda bu kaday zahmetlere katlandığı güzel delikanlı ortada yoktu. Acaba neredeydi?.. Zeki deli için bu meçhulü bir sualle halletmek pek kolay ol makla beraber herhangi bir kuşkulanmaya meydan vermemek düşüncesile Hü sevnin adını dile alamıyordu, yüreğini elile bastıra bastıra sevgilisinin doğmasını bekliyordu. Topkapıdan getirtilen çiftlere Nakil cinin büyük ikramı müjdelendikten ve sevgilisine kavuşturulan Mahmud selâm Iıkta alıkonulup Gülsüm hamam alayına istirak ettirilmek üzere hareme gönderildikten sonra bütün misafirler avluya inmişlerdi, o alayı seyre hazırlanmışlar » Karakulak evden ayrılırken: Hamalların kâtibini Et meselesi ve öldüren hamal Valinin beyanatı Siyasî icmal Orta Avrupa * * ütün Avrupayı ve hatta dün yayı endişe içinde bırakan Ak deniz ve Yakınşarka aid lngiliz Italyan zıddiyetinin Roma muahedesile bertaraf ohnası üzerine, politika âleminin gözleri orta Avrupaya çevrilmiştir. Almanyada ve Avusturyada ayni zamanda müracaat edilen reyiâmla bu iki Al man memleketinin birleşmesine aid son muamele de yapılmıştır. Büyük ve küçük devletler ise Viyanadaki sefaretlerini il ga ettiklerini bildirmek ve buradaki konsoloslan için berat istemek suretile Avusturyanm ilhakını reyiâmdan evvel filen tanımışlardı. Orta Avrupanın ve Tunanm anahtarını teşkil eden Avusturyanın mukadderatı bir anda halledilikten sonra Çekoslovakya ile Macaristanm vaziyetleri ne olacağı sualleri politika âleminin zıhnini ciddî olarak işgal etmektedir. Çekoslovakyanm en mühim yerleri yani Südet dağlık arazisi, Bohemya ovası, Moravya eyaleti üç tarahan büyük Al manyanın hududları içinde adeta mahsur halde kalmıştır. Silizya, Slovakya ve Karpat Ruten yurdu gibi diğer, eczası da Çeklere siyasî ve ırkî noktadan düşman bulunan Lehistan ve Macaristan devletlerinin hududları arasındadır. Bir müstatil teşkil eden Çekoslovak yanın ancak şark yani Rutenlerle meskun kısmmın hududu Romanyanın Umumî Harbin sonunda Avusturya Imparator luğundan tevarüs ettiği Bukovina'ya muttasıldır. Bu suretle Çekoslovakyanm askerî ve siyasî mevkii zâfa uğradığmdan nüfusunun yansmdan ziyadesini teşkil eden yabancı ırklar yani Almanlar, Ma carlar, Lehler ve hatta Çeklere ırkan yakın Slovaklar ve Rutenler hep birden idarî muhtariyet istemişlerdir. Yekvücud olan Çek Almanlan Çekoslovakya kabinesinin yani iş başında bu lunan Çek partileri hükumetinin vadet tiği kültür işlerine ve memuriyetlere aid müsaadeleri kâfi görmeyıp reddettiler ve parlâmentodan nümayişkârane bir surette aynldılar. Çek hükumeti bunlan memnun etmekten henüz ümid kesmediğinden müsaadelerini gündengüne genişletmek tedir. Lâkin Almanların istadiği îsviçredeki Almanlar gibi kendi kendılerini idare için, geniş ye tam idarî, siyasî muhtariyet olduğuna nazaran Çek hükumetinin yap tığı ve yapabileceğ: müsaadeler ne Südet 'ATrha'nlarınî ne de büyük Almanyayı memnun etmekten çok uzaktır. Çekoslovakyanm Sovyet Rusya ile karşılıklı yardım muahedesi ile bağlı kalmakta ısrar eylemesi üzeıine Almanya ayni zamanda umumî politika ve askerî emniyet noktasından dahı komşusundan gayrimemnundur. Bu hoşnudsuzluk ve itimadsızlığın uzun müddet sürüp gitme sine imkân olmadığından Almanya, üç buçuk milyon Almanın hukukunu müdafaa ve kendi emniyetini muhafaza iddiasile Çekoslovakya ile er geç kat'î hesab görecektir. İşte bu hal bütün politika âlemini meşgul etmektedir. Macaristana gelince, lilvaki büyük bir devletin yakın komşusu olmak hiçbir küçük devletin işine gelmez. Fakat Macaristanm Almanya ile göreceği bir hesabı olmadığından ve bilâkis ıktısadî cihetten kendisine muhtac olduğu gibi siyasî e mellerinin tahakkukunda dahi bu büyük devletten müessir yardım umduğundaa yeni komşusuna çabuk alışmaktadır. Macaristan, her şeyden evvel dahilî politikasını Almanyadaki esaslara uydu ruyor. Almanyada olduğu gibi Macaristanda dahi Yahudi ekalliyeti ancak kendi nüfusu nisbetinde devlet memuriyet lerine, iktısad ve kültür hizmetlerine istirak edebilecektir. Şu kadar var ki bu nisbeti umumî nüfusun yüzde yirmisi gibi geniş bir mikyasta tayin etmiştir. Macaristandaki hükumet partisinin lideri Kont Bethlen son beyanatında de miştir ki: « Avusturyamn Almanyaııa iltihakı ile Çekosloüakya çember içine alımp Küçük îtilâf dağılmışt:r. Bunun neiicesi ola~ ak Romanya ile Yugoslavuanm Maca ristana karşı olan poUtikalan fyı7eşecefe/ır. Tuna havzasındaki işlevn ueniden tanzıminde Berlin Roma mihüeri mühim bir rol oumuacakhr.» Bu sözler Macaristanm Almanya ile komşu olmakla kendi siyasî emelleri hakkında büyük neticeler bekledigini gösteriyor. Macarlar Tuna ovasına yerleştik leri gündenberi gerek Lâtinlere, gerek, Slâvlara karşı daima Almanlarla beraber hareket etmiş olduklarından bu defaki komşuluğun da eski işbirliğini devam ettireceğine Macar devlet adamları emin görünüyorlar. hamallar kâtibi Hasanı, kendisini işinden çıkarttığına muğber olarak Tahtakalede bıçakla öldüren hamal Yusufun muhakemesine dün Ağırcezada devam edilmiştir. Dünkü celsede Müddeiumumî, iddiasını okumuş, suçlunun müdafaa yollu söylediği sözlerin uydurma olduğunu, kâtib Hasanı taammüden ve hiçbir tahrik ve tesir altında kalmadan öldürdüğünün sabit bulunduğunu söylemiş. suçlu Yusufun Türk ceza kanununun 450 nci maddesinin dördüncü bendine göre cezalandırılmasmı istemiştir. İddia makamının tayin ettiği madde idam cezasıdır. İddianameyi müteakib suçluya bir diyeceği olup olmadığı so rulmuş ve bunu müteakib muhakeme karar için başka bir güne talik edilmiştir. ŞEHÎR tSLERl Fakirler için hamamlar kiralanacak Belediye, muayyen yerlerde birkaç hamam kiralıyarak buralarda yalnız fakirlerin yıkanmasını temin edecektir. Bu karann hazirandan itibaren tatbi kına geçilecektir. Yeni yapılacak olan Bebek îstinye asfalt yolu üzerindeki sahanın Boyacıköyünden Boğaza giden kısmmın da sahilden geçirilmesine karar verilmiş ve istikamet haritasında bu suretle tadilât yapıknıştı. Burada bulunan yalı sahibleri yalılarmın kesildiği veya yıkıldığı takdirde yerlerine konulamıyacağım ve halbuki bunlarm Boğazm ziyneti ol duğunu ileri sürerek Balta limanından itibaren yolun arka kısımdan geçiril mesi hususunda bir mazbata ile alâkadar makamlara müracaat etmişlerdir. Bebek tstinye asfaltı Lâğvedilecek şube yoktur Hazirandan itibaren yedi belediye şubesinin lâğvedileceği hakkında bir gazetenin verdiği haber doğru değildir. Yalnız yekdiğerine yakın olan bazı tahsil ve tahakkuk şubelerinin birleştiril mesi etrafmda tasavvurlar vardır. Bu, hususta tetkikat devam etmektedir. Hangi şubelerin tevhidi muvafık ola cağı tesbit edildikten sonra kat'î bir karar verilecektir. îlkmekteblerde 31 mayıs akşamı derslere nihayet verilecektir. Köy mekteb lerinde ders kesimi, mayıs başmdadır. KÜLTÜR İSLER! Mekteblerin ders kesimleri Konya Gedikli mektebine alınacak çocuklar Konya Gedikli Erbaş Hazırlama orta okuluna almacak köylü çocuk sayısının arttırüması kararlaştınlmıştır. Kayıd ve kabul muamelesi, 1 mayıstan 20 hazirana kadar sürecektir. Köy mekteblerini bitirenlerden 14 yaşmı ücmal edenler tercihan alınacaklardır. Büyükdere Tayyare istasyonu Hükumetçe satın alınan Büyükdere Tayyare istasyonu tamir edilmektedir. Burada spor tayyareleri için bir yer vücude getirileceği gibi ileride İstan bul Bükreş ve Karadeniz servisi ya pacak tayyareler için de istifade edilecektir. Bu bayanlar kimlermiş? MÜTEFERRİK Deniz Nakliyat müdürü Bir müddettenberi şehrimizde bulu Hayvanatı Koruma Ce nan Umumî Deniz nakliyatı müdürü Ayet Altuğ, bazı tetkikler yapmak üzemiyeti reisile azası ara re dün Bursaya gitmiştir. MAÜYEDE smda bir ihtilâf mı çıktı? Muamele vergisinde yapılaIstanbul, Hayvanları Koruma cemiyeti azalarından mürekkeb bir bayan he yetinin gecen gün Belediye Reisi Muhiddin Üstündağı ziyaret ederek kedilerin itIâfı işinin kendilerine verilmesini istediklerini yazmış ve bu bayanlann resimlerini koymuştuk. Bu heyet Belediyeye geldiği zaman cemiyet reisinin rahatsız bulunduğunu beyan ederek kendilerinin bir heyet halinde müracaate karar verdiklerini söylemişlerdir. Heyetin böyle kendi başına hareket etmesi, cemiyet reisinin canmı sıkmış ve bu yüzden reisle heyet arasmda ihtilâf çıkmıştır. Yakında kurumun kongresi toplanacak, bu meseleyi müzakere ede cektir. Dün cemiyetten şu mektub gönderil miştir: «Resimleri gazetenizde çıkan ve kendilerini cemiyetin murahhaslan diye takdim eden şahıslar hıçbir suretle cemiyetimiz murahhası değildirler. Cemiyetimiz heyeti idaresi bu şahıslara bu gibi bir müracaatte bulunmalarına dair hiçbir suretle salâhıyet vermemiştir. Ya pılan ziyaret tamamen şahsidir. Malumatımız haricinde<iir.> vaziyet üzerinde tetkikat yapmıştır. Belediye ile Kasablar şirketinin müştereken kurduğu şirketin piyasaya çıkar makta olduğu kesim hayvanatımn miktarı, günden güne artmaktadır. Şirketin faaliyete geçmesi henüz pek kısa bir zaman olmasına rağmen çok iyi neticeler vemekte olduğu görülmüştür. Bu netice karşısında toptan satışlara da azamî fiat konulması hakkında tetkiklere başlanmıştır. Yakında bunun da tatbikma geçilecektir. Belediye reisinin beyanatı < Geçen mart başlangıcmdan itibaren et fiatlarmda temin ettiğimiz ucuzluğun sebeb olduğu istihlâk fazlalığı devam etmektedir. Bu fazlalık nisan ajnnda yüzde on beş olarak tesbit edilmiştir. Önümüzdeki yaz ayları içinde daha büyük bir ucuzluk temin ederek muhterem halkımızın bu mühim gıda maddesini daha kolaylıkla tedarik im kânını bulacağından şüphe etmiyo rum. Bugünkü istihlâk fazlalığı ve taleb "genisliği karşısında hayvan müvaredatı, ihtiyacı güçlükle karşılamaktadır. Esasen normal senelerde de, bu aylar içinde İstanbulda et fiatı kasablık hayvan arzının daralmasmdan dolayı biraz yükselirdi. Bu sene havaların fazla serin ve yağmurlu gitmesi, bu aylar içinde İstanbulun ihtiyacını geniş mikyasta karşılıyan Izmir mallarının piyasada bolkşmamasma sebeb olduğu gibi, piyasaya çıkarılması lâzım gelen kuzu miktarının da azalmasına sebeb ol muştur. Piyasayı tanzim ve günün icablarına uygun bir hale getirmek için daima normal yollardan yürümeği tercih et tik ve muhtelif mmtakalardan kasablık hayvan satm alarak piyasaya arzet meğe başladık. Aldığımız yeni ve müessir tedbirlerle piyasaya satacağımız hayvan miktarı, gün geçtikçe artmak tadır. Gerek ayaktan, gerek kesilmiş olarak Belediye namına satışa çıkardığımız ve çıkaracağımız kasablık hayvanları, her şeyden önce, perakendeci ka sablara veriyoruz ve bu suretle harekete devam edecjeğiz. .l.mart tarihmde ilân etmiş olduğumuz azamî fiatlar değişmemiştir. Yarından itibaren, Bele diyenhv getirdiği karaman koyünlan nm etini biraz daha ucuzlatarak pera kendecilere kilosunu otuz beş kurustan veriyoruz. İlân olunan azamî fiat 40 kuruş olduğuna nazaran perakendeci ye beş kuruş bir fark bırakıyoruz de mektir ki, perakendecinin bu farkla şimdilik iktifa etmesi lâzımdır. Doğru dan doğruya ve tercihan perakendeciye satmamız ve arada bu farkı bırakma mız, şehrimizde münhasıran koyun eti mevzuu üzerinde son günlerde göze carpan sıkıntıh vaziyeti kökünden halle decektir. Etlerin üzerine cinslerini gösteren damgalar muntazaman vurulmaktadır. Muhterem halkımızın et alırken cinsler üzerinde çok dikkatli olmalanm ve tesadüf edecekleri hileleri derhal ilk Belediye zabıtası memuruna haber vermelerini rica ederim. Bugün sureti mah susada davet ettiğim Kaza Kaymakamlarma bu mevzular etrafmda yeniden talimat verdim. Vezin itibarile az miktarda et satmakta nazlanan kasablar da bize haber verilmelidir. Belediyemiz, gerek istihsal mıntakalarından hayvan tedarik etmek ve yahut buraya getirilen canlı hayvanları ilk elden satın alarak ucuz bir fiat üzerinden satışa arzetmek suretile büyük fedakârlıklarda bulunuyor. Bütün dikkat ve gayretimizle bu fedakârlığın tamamen müstehliklere aksetmesini te mine çalışacağız. Bu intikali güçleşti recek hiçbir sebeb tanımayız.» kil gösteren, fakat hafif atlatılan bir kaza olmuştur. Sabah 10.30 da Şirketi Hayriyenin Boğaziçi iskelesinde 11,20 postasım yapmak üzere yolcularını almakta olan 53 numarah vapura o sırada rıhtıma kum getirmiş olan bir yelkenli, manevra yapamıyarak bindirmiştir. Yelkenlinin ucundaki baston, vapurun baş tarafmdaki kamara pencerelerile tahlisiye vesaitini ve kısmen de güverteyi hasara uğratmış ve muhakkak bir kaza bu suretle atîatılmıstır. Şirketi Hayriyenin zararı Liman Fen heyetin ce tesbit edilmiş ve yelkenlinin sahibi bu zararı ödemistir 53 numara süratle tamir edilerek dün akşam saat 16,30 da tekrar servise çıkmıştır. DENİZ tSLERl Deniz Ticaret müdürünün teftişleri Şehrimizden Ankaraya ve oradan da Mersine gitmiş olan Deniz Ticaret müdürü Müfid Necdet limanlan teftiş ederek dün İzmire gelmiştir. Deniz Ticaret müdürü İzmirden yarın şehrimize gelecektir. Akayın ilkbahar tarifesi Akay idaresinin yeni ilkbahar tarifesinin tatbikma bu sabahtan itibaren başlanmaktadır. 45 gün müddetle de vam edecek olan bu tarifeyi yaz tarifesi takib edecektir. Yeni tarife ile bilhassa Yalova postaları takviye edilmektedir. 20 nisandan itibaren her gün sabahlan 9,30 da Köprüden Yalovaya bir vapur kalkacak, ayni vapur akşam saat 17 de dönecektir. Bu seferler 16 mayıstan itibaren günde iki defaya çıkarılacaktır. Bu suretle Yalovaya cumartesi günü gidip pazartesi gönü dönmek kabil olacaktır. Şirketi Hayriye ile Akay idaresi arasında yapılan anlaşma mucibince 11 hazirandan itibaren Adalar ve Yalovaya araba vapuru seferleri de başlıya caktır. CEMtYETLERÜE Bahçivanlarm seçimi Bahçivanlar cemiyeti idare heyetin^n seçimi de cîün yapılmış* neyetin nısıf azası değişmiştir. Fırıncıların idare heyeti istifa etti Fırmcılar cemiyeti idare heyeti istifa etmiştir. Heyeti böyle bir karara sevkeden şeyin cemiyetin esaslannı hazırladığı Fırıncılar şirketinin teşekkülüne imkân vermek için olduğu söylenımek tedir. Firarî bir hırsız tutuldu Hırsızlık suçile zabıta nezarethane sinde iken firar eden Üsküdarlı Arab namile maruf Mustafa, evvelki gün, Üsküdarda Ahçıbaşı mahallesi Hakimiyeti milliye caddesinde Çerkeşli Kadrinin dört taşile bir çift kundurasını ve Ba labanda 57 numarah dükkânda marangoz Karniğin bazı eşyalarını çalarken suçüstü yakalanmıştır. Ankara tstanbul arasmda yeni demiryolu Ankaradan verilen bir habere göre. îstanbulla Ankara arasmda yeni bir şimendifer hattı daha tesis edilecektir. Bu hat, Adapazarı Bolu Kızılcahamam yolile İstanbula vâsıl olacak ve bu suretle Ankara tstanbul yolculuğu sekiz saate inecektir. Ayrıca Nafıa programımızda Ankara ile İstanbul arasında bir asfalt şose inşası da vardır. Maliye Vekâleti. hükumetin göster diği lüzum üzerine muamele vergisi kanununu tekrar ele aknıştır. Yeni malî senenin başından evvel bitirümesine çalışılan tetkikler için Maliye Vekâle tinde bir komisyon teşkil edilmiştir. Vekâlet, muamele vergisi kanununda bazı tadilât yapmak üzere geçen sene bir tetkik yaptırmış ve bir proje hazırla • mıştı. Bu projede bilhassa kanunun sanayiden alman vergilere müteallik kısmmda değişiklik yapılmıştı. Bu kere teşkil edilen komisyonun tetkikleri ilerileyince buradaki sanayici lerden mürekkeb bir heyet, Ankaraya gidecektir. cak değişiklikler Eczacılar Birliğinin senelik kongresi Pazar günü Parmakkapıda sustalı çakı ile Süleymanı vuran Ahmedle kavgaya istirak eden Adil ve Alinin sorguları dün birinci sulh cezada yapılmıştır. Sorgu esnasmda Ahmed vak'ayı an latmış, Ali de Süleymanı Ahmedin vurduğunu söylemiştir. Sorguyu müteakib üç suçlu da tevkif edilmiştir. ADUYEDE Uçü de tevkif edildi Müharrem Feyzi TOGAY Dünkü kongrede bulunanlardan bir grup Türkiye Eczacılar Birliği senelik kongresini dün Cağaloğlundaki Etıbba Odasında akdetmiştir. Kongre, eczacı Nail Halidin riyaseti altında in'ikad etmiş ve idare heyetinin yühk raporu okunarak kabul edilmi§tir. Bundan sonra büyüklerimize tazim telgrafları çekilmesins karar verilmiş, geçen yılın hesab bilânçosu okunarak tasdik ve cemiyet azasından valide*i ölen Tugge neral Eyüb Sabriye heyeti umumiye namına beyanı taziyet edilmijtir. Bilâhare Alâeddin, Hamdi, Cemıl murakıb heyeti olarak seçildi. Yeni idare heyetine seçilenler şunlar dir: Asaf, Hüseyin Hüsnü, Ismet Somer, Mahmud Cevad, Nizameddin, Hulki, Niyazi, Eyüb Sabri, Mustafa Hamdi, Hasan Derman.

Bu sayıdan diğer sayfalar: