20 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

20 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Nisan 1939 HfidiseSer arasında Hesab ve istek Büyük davalar Amerika harb takdirinde T nasıl plân kullanacak? Amerika iktisadiyatı tehdid edilirse borsaların kapatılması ihtimali Vaşington 19 (a.a.) Reisicumhur Auzvelt, Amerika borsalarının kontrolu ile alâkadar mütehassısları ve nazırları tophyarak Avrupada bir harb çıktığı takdirde tatbik olunacak plânın tespitile meşgul olmuştur. Derpiş edilen tedbirler arasmda, te mevvücat şiddetli olursa ve Amerikan ekonomisini tehdid ederse kambiyonun kontrolu ve hatta borsaların kapatılması da vardır. var silâh ve cepane sevkiyatına ambargo koymaktan ibaret olacaktır. Pittman, ayni «Cansh and Carry» prensipine müstenid yeni bir madde kabul ettirmeğe uğraştığmı söylemiştir. Muma ileyh Amerika ile Japonya arasındaki ti caretin bazı takyidatına tâbi tutulmasını istemek tasavvurundadır. Çünkü Pittman, Çin topraklarının tamamiyetini temin eden 9 devlet muahedesinin Japonya tarafından ihlâl edildiği kanaatindedir. Bitaraflık kanununun tadili Mesajı tasvib edenler Vaşington 19 (a.a.) Amerika memleketlerinden Ruzvelt mesajına şim diye kadar cevab vermemiş olan yegâne devlet Honduras idi. Bu memleket de Ruzvelt'in teklifine iştirak ettiğini bildir miştir. Vaşington 19 (a.a.) Bitaraflık kanununun tadili için teşekkül eden tahkikat komisyonunda beyanatta bulunan âyandan Borah, Amerika ile muahedelerini ihlâl eden devletlere karşı iktısadî sahada zecrî tedbirler alındığı takdirde bunun Amerika tarafmdan yapılmış bir harb hareketi mahiyetini alacağını söy lemistir. tngiliz hükümdarlarının ziyareti Kanun temdid edilmiyecektir Vaşington 19 (a.a.) Âyandan Pittman, 30 nisan 1939 da hükümsüz kalacak olan bitaraflık kanununun Cash Carry «parasını peşin verip naklediniz.» maddesinin yapılan tahminlerin hilâfına Panama kanalı genişletilecek olarak 60 gün temdid edilmiyeceğini beVaşington 19 (a.a.) Kongrenin yan etmiştir. deniz ticaret komisyonu, Panama kanalı1 mayıs 1935 ten itibaren halihazırdaki kanun mucibince harb halinde Ameri nın genişletilmesi ve ıslahı için 277 mil ka hükumetinin alabileceği yegâne tedbir, yon dolarlık bir tahsisat kabul etmiştir. iMNimlNllımilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllMllllMl MIIMI Londra 19 (a.a.) Kral ve Krali çenin Amerikaya 7 hazirandan 11 hazi rana kadar resmî ziyarette bulunacakları ve bu müddet zarfında Ruzvelt'in davetlisi sıfatile Amerika hükumetinin misafiri olacakları dün Bickinkham sarayından resmen bildirilmiştir. Almanyanın yeni 1 urkıye elçısı Hitler'in 50 nci doğum yıldönümü Berlin gazeteleri dostane Almanyada dün gece tezahürat başladı neşriyatta bulunuyorlar Berlin 19 (a.a.) Von Papen'in Ankara büyük elçiliğine tayinini mevzuu bahseden Völkischer Beobahter diyor ki: «Von Papen Ankaraya, Almanyanın büyük elçisi olarak gidiyor. Von Papen Türkiyeyi çok iyi tanır, bu tanıması bir turist sıfatile değil, Büyük Harbde Türk milletile teşriki mesai etmiş olan bir adam sıfatiledir. 1917 de binbaşı olan von Papen, General von Sanders'in kumandası altında bulunan dördüncü Türk ordusunun erkânıharbiye reisliğini yapmıştır. Von Papen'in şimdi Ankaraya göndeTİlmesi, Hitler'in genc Almanya ile genc Türkiye arasında dostluk münasebetleri nin devamına ne derece büyük bir ehemmiyet verdiğini ispat eder.» Berlin 19 (Hususî) Hitlerin 50 nci yıldönümü münasebetile yapılacak me rasime iştirak etmek üzere Berline gelen ecnebi heyetler bugün meçhul asker abidesine çelenkler koymuşlardır. Hitler'in 50 nci doğum günü merasimine geceyarısında başlanmıştır. Bütün Almanyada muazzam tezahürat yapıl maktadır. arihin dört yol ağzındayız. Her yolun başında bir ok işareti var; fakat altında ne kilometresi, ne istikameti yazılı. Kararlarını çoktan vermiş milletler, nereye ve nekadar gideceklerini biliyor, tereddüdsüz yürüyorlar: Tek yol, te kmillet, tek şeref, tek parti, tek ideoloji, tek politika. Sivilleri büe ordu nizamında, çelik sütunlara muvazi, iğrilmeden ve yalpa vurmadan, ilerliyorlar. Kararlarını verememiş milletler, daha doğrusu bütün ideolojileri bu kararı habire münakaşa etmekten, yani kararsızlıktan başka birşey olmıyan milletler, şaşkm, dört yana bakınıyorlar: Müşavere, muhavere, muhabere, müzakere, müdavele, mükâleme, mubahase. Kiminin ordusu bile henüz başıbozuk nizamında, her ânı bir piyango gibi çekerek, tesadüften alacağı emri bekliyor. Tereddüd zekânın şanmdan, fakat iradenin perişanlığmdandır. Tereddüd etmiyen ilim küstah, fakat kararını vermiyen aksiyon da yatalaktır. Büyük iş günlerinde zekâ, hürriyetini iradeye teslim eder. İş disiplininin münakaşa hürriyetini tepelediği günler, bugünlerdir. Bir adım, bin nazariyenin zaferini kazanır. Çünkü, zihindeki istişareden evvel doğan, içten gelme her karar safhasında olduğu gibi, zekânın aradıgını irade çoktan bulmuştur. Tarih malumdan meçhule doğru bir gidiş. Fakat bu meçhulü insan zekâsı keşfetmez, insan iradesi yaratır. İstikbal bir keşif değil, bir icad eseridir. l»tikbali keşfetmek? Falcılık. Istikbali yaratmak? Deha. İnsan istikbalin istediği gibi olmaz; istikbal insanın istediği gibi olur. Her işin başı istek ve irade. Bunu kim Türk milleti kadar bilir? îstiklâl Harbinde Türk zekâsı, Türk iradesinin yaveri değil de âmiri olsaydı ne tereddüdlere düşecektik! Bütün kat'î ve ihtimalî hesablar aleyhimizde idi. Bu ihtimalî hesablara, topyekun, talih demiyor muyuz? Atatürk, Ismet İnönüne: «Mületin makus talihini yendiniz!» dediği gün, en makul düşüncenin hesablarını altüst eden bir irade harikasını kasdetmiş oluyordu. Hele hesab da iradeyi tekid ederse ne mutlu, ne mutlu! Almanya, Polonya'dan ne istiyor? Yazan: S. B. Polonyalılar, Münih'in arifesinde ve ferdasında, bir tek şey hatırlıyorlardı. Prag, yirmi sene evvel, Teçen'deki zengin kömür madenlerinin işgali emrini vermiş; ve Polonyalıların protestolanna rağmen, bunlar ışgal edılmışti. Almanya ses çıkarmadı. Bir gün olup bütün bunların kendisine avdet edeceğini bılıyor du. Polonya, ayni zamanda, Avrupanın en mükemmel ormanlarından bırıne sa hib bulunmaktadır ki, bu nokta dahi, her sene haricden küllıyetlı tahta ithal eden Almanya için fevkalâde mühimdir. Polonyanın 19,850,000 kök meyva ağacına sahıb bır memleket oluşu da Almanlan lâkayd bırakamıyacak bir vaziyettir. Polonya, mevaş: bakımından da çok zengindir. Polonyanın pamukçuluk sanayii tak riben 1,537,250 iğ ve 46,400 tezgâh; yün sanayii 391,500 iğ, 15 tezgâh, keten sanayii 18,000 iğ, 263 tezgâh; jüt sanayii 27,300 iğ, 1705 tezgâh; kendir sanayii 2360 iğ, 55 tezgâh; ipek sanayii de 1610 tezgâhtır. Senevî 30,000,000 ton kömür istihsal ettıkten başka, bu kömür madenlerine yakın noktalarda demir madenlerine de sahib bulunan Polonya, Alman demir sanayıınin arttırılması noktasından da ayrıca ehemmiyet arzeder. Fransız Hariciye Nazırmın beyanatı Bone, Türkiyenin Hatayı cebren işgal etmiyecegını soyledı {.Bastaran 1 tnct sahttede'\ Sonra, nasıl Fransız ve ingiliz hüku metlerinin son haftalar içinde gayretler sarfettıklerıni ve sulh teşkılâtı vücude getirmeğe çalıştıklarını anlatmış, bu gayretlerın daha şımdıden mes'ud netıceler vermiş olduğunu söylemiş ve Fransız hüku metinin teşebbüslerini bildirmiştir. Polonya hakkında demiştir ki: « Fransa, Polonya Fransız ittifa kını ötedenberi siyasetinin esaslarından biri olarak tavsif etmiştir. İngiltere ile Polonyanın karşılıklı yardım taahhüdlerini teyid etmelerinden dolayı derin bir se vinç duymaktayım. Bu yardım şartlarını Fransa hükumeti tamamile tasvib eder.» Bonnet, Fransanın Yunanistana ve Romanyaya verdiği garantileri hatırlat mış ve ayni günde İngilterenin de bu iki dost memlekete yardım etmek azmini izbar edebilmiş olmasından dolayı beyani memnuniyet eylemiştir. Hariciye Nazırı, Polonya ile Romanya arasında karşılıklı emniyeti garanti için yapılmakta olan müzakerelerden bahsetmiştir. Bonnet, Fransanın Türkiye ile de daima daha dostane münasebetlerde bulunmak hususundaki arzu ve ümidlerini iz har eylemiştir. Nihayet, Sovyetler Birliğile inkisaf eden müzakerelere temas ederek Fransanın, bir tecavüz takdirinde Rusyanın komşu devletlere yardımını tamin için yaptığı tekliflerin tetkik edilmekte olduğunu ve memnuniyeti mucib bir neticeve varılmasının muhtemel olduğunu söylemiştir. Bonnet, netice olarak, bugünkü vazi yetin çok vahim kararsızlıklarını gizleme miş ve Fransanın, Imparatorluğun her köşesinin himayesinı temin için icab eden bütün ihtiyat tedbirlerin alınmış olduğunu bildirmiştir. Son haftalar müzakerelerinin hiç kimse aleyhine müteveccih yegâne hedefin sulhun muhafazası bulunduğunu ilâve etmiş ve nihayet Roosevelt'e mesajından dolayı Fransanın şükran hislerine tercü man olmuştur. Bonnet. bu izahatı verdikten «onra, kendisinden sorulan birçok suallere ce vaplar vermiştir. Dantzig hakkında, bazı yalan haber erin tehlikesi üzerine encümenin nazarı dikkatini celbetmiştir. ^ürkiye hakkında, Bonnet, Türk hükumetinin Hatayı cebren işgal etmek niyetindf olmadığına dair teminat vermiş Iduğunv söylemiştir. Sovyetîer Birliği hakkında. Rusyanın Polonya \r Romanyaya karşı girişeccği taahhüdlerin şümulü hakkında şimdiden birşey söylemege imkân olmadığını ve maamafih müzakerelerin basit bir hava paktından çok daha geniş esaslar üzerinde cereyan etmekte oldu?unu kaydetmiştir. Mareşal Petain'in îspanyadaki vazifesinden çekilmek arzusunu gösterdiği hakkındaki haberleri tekzilî etmiş ve İspanya hakkında demiştir kıî «Ihtilâfın bizzat nasyonalist mnkamat İspanyanın melhuz bir Avrupa harbine girmesi imkânsız olduğunu beyan edi yorlar.» Burgos mehafiline göre Ispanyanm ntikomintern paktına iltihakını Ispanyanm mihver siyasetine iltihakı demek ıleğildir. w • • •• 1 1* Polonya, ÇekoSlovakyanın parça lanmasına göz yummakla, kendi emniyet unsurlarından birini mahvetmiş oluyor du. Bunu, Münih'in ertesi günü anladı. İmhasına yardım ettiği şeyin yerini doldurmak üzere, Macaristanla müşterek bir hudud istedi. Berlin buna şıddetle muhalefet etti ve ancak, Çekya ile Slovakyayı ilhak ettiği gün, bu arzunun isafına müsaade ettı. Bugün müşterek hudud temin edil miştir. Fakat ne Macaristan, ne Lehistan buna rağmen kendilerini Alman istilâ smdan masun göremiyorlar. M. Hitler'in istediği «hayatî saha» ya, ikisi de dahil. Polonya, Almanyadan çok fazla petNazi şeflerinin plânlarında, her iki mem rol istihsal eden, hatta Avrupadaki petleket de, Almanyanın iktısadî mütemmi rol müstahsilleri meyanında Romanya mi olarak gösterilmiştiı. dan sonra gelen bir memlekettir. Çinko Üçüncü Reich ile uzun müddet dos ıhracatı sahasında Amerıkadan sonra ikintane münasebetler idatne eden Polonya ci gelmekte ve dünya çinko müstahsilleri nihayet, maruz bulunduğu tehlikeyi an meyanında dördüncülüğü ihraz etmekteladı. Ama, Almanlar Memel'e yerleşip dir. Kadmium ihracatı da, Avrupa is Danzig'i istirdad tehdidinde bulunduk tihsalâtının ^r 14 ü nispetindedir. tan sonra. Ancak, Almanlar, Polonyanın nasyoÇekoSlovakya, Almanya için bir ha nalıst ekonomi sahasındaki bütün zaferyatî saha değildi. Burası, gıda maddele lerıne rağmen onun zayıf noktasını bulri bakımından harice müftekar bir sanayi makta gecikmemışlerdir. 1928 de esas memleketiydi. ÇekoSlovakyayı parçala itibarile karaya münhasır bulunan Polonmak, en mühim ve en zengin kısmını il ya ticareti gitgide denize intikal etmiş ve c hak etmek suretile onu müdafaasız bı on sene evvel yalnız t 34 ü denız tarirakmak istiyordu. Almanya asıl fütuha kile vaki olan alışveriş, bugün % 72 ye tına belki şimdi başlıyacaktır. ÇekoSlo çıkmıştır. Işte Polonyanın zayıf noktası vakyanın parçalanması bir hazırlıktan budur. Varşova, Baltık Karadeniz muibaretti. Cermenlerin, iktısadî manzume vasalasını Vistül ve Prut yollarile temine içine almak istedikleri asıl ziraat memle karar vermiş ve Romanya ile anlaşarak ketleridir. Bu ziraat memleketleri arasın kıbaştan faalıyete gecmış bulunduğu bır da en mühimlerinden ve bu itibarla en sırada Almanya Memel'e yeıleşerek, Pofazla tehlikeye maruz olanlarından biri lonyanın Niemen yolunu kapatıyor ve Vistül mahrecini de tıkamak için gene de Polonyadır. ayni zamanı intihab ediyor. PolonyalılaSimdi, Polonyanın, neden dolayı Almanyayı fazla alâkadar ettiğini gözden rın elinde yalnız Gdynia kalacak, fakat yarın Almanya koridoru da isgal ederse, geçirelim: bu yegâne liman da bütün manasnv kay1 Evvelâ, Polonya, esas itibarile bir ziraat memleketidır ve bu bakımdan, betmiş olacaktır. Almanya için ıdeal bır hayatî sahadır. 2 Zeriyatın verimi, Alman ziraat mütehassıslarının temin edeceği derece den çok uzaktır. 3 Leh nüfusu durmadan artmaktadır. Bu da, Polonyanın, durmadan inkişaf eden bir pazar olduğuna delildir. 4 Polonya endüstrisinin terakkisi Alman menafiine muğayirdir. Almanlar, Polonyayı işgalden ziya de, onun iktısadî mekanizmasını ele geçirmek arzusundadırlar. Romanya için olduğu gibi, Almanyanın hedefi, Polonya ziraatini ıslah ve idare ederek, onu büyük Almanyanın hem satıcısı, hem alıcısı vaziyetine getirmektir. Bunu yapmak için de, Polonyalıların siyasî değil, fa kat iktısadî nasyonalizmini kırmak lâ zımdır. Nasyonalizm, Polonya iktısadiyatının başlıca mümeyyiz vasfıdır. On senedenberi, bu nasyonalizm, Almanyayı Polonya pazarlarından uzaklaştırmıştır. 1924 te, Almanya, Polonya ihracatının % 43 ünü alıyor, ve Polonyaya fc 34 nispetinde ihracat yapıyordu. Bugün, ihracatta ^c 16 yı ancak buluyor, ithalâtta c'c 14 ü tutatnıyor. Almanlarm şarka doğru yürüyüş plânı güzergâhında bulunan öteki memle ketler, Alman ticaretinin sıkleti altında her sene biraz daha fazla ezildikleri halde, Polonya, bu Alman tazyıkından, aheste fakat saburane sıyrılıyordu. On sene müddetle, bu kudretli komşusuna karşı, ekonomi harblerinin en çetinile mu zafferane döğüştü. Meselâ Gdynia, büyük Alman limanlarının, bu meyanda serbest liman olan Danzig'in ötedenberi oynadığı mutavassıt rolü ortadan kaldırmak maksadile vücude gelmiştır. Gdynia, Polonyanın en muazzam eserlerinden biri ve Alman menafiine en fazla zarar verenidir. 1934 te, Gdynia limanı tahmil ve tahliye işleri 10,000 tondan ibaret bir ra kamla ifade ediliyordu. 1938 de bu rakam 9 milyon tonu tecavüz etmiş, Danzig çok geride kalmıştır. Bugün, bu Polonya limanı, Baltık denizinin, Stokholm ve Kopenhag'dan daha mühim bir limanıdır. Almanya, iste bu vaziyeti sayesinde Varşova üzerinde tazyik icra etmekte dir. ' PEYAMt SAFA Doktor Göbbels'in nutku Bir neşriyat davası Davete icabet etmeyen doktor mes'ul olur mu? Ankara 19 (Telefonla) Ankara asliye ceza mahkemesinde bu pazartesi günü şayanı dikkat bir neşriyat davası göülecektir. Mevzuun enteresan tarafı, bir dokto run hastaya çağırıldığı zaman bu davete icabet mecburiyetinde olup olmadığının da bu dava vesilesile münakaşa edilecrk ılmasıdır. Davanın sebebi oldukça hazindir. İktısad Vekâleti müdürlerinden Asaf Bora, İskenderunda serbest liman mıntakasınm tespiti için yaptığı seyahatin dönüşünde Ankarada hastalanmış ve o ge:e doktor Neşet Naciye haber gönderilmiştir. Doktor, başka bir doktor çağırılmasını ve kendisinin gelemiyeceğini bil dirmiştir. Bunun üzerine diğer bir doktor bulunmuş ve hastaya yanlış olarak zatürie teşhisi konulmuştur. Halbuki Asaf Boranın doğrudan doğruya zehirlenerek lldüğü anlaşılmıştır. Bu feci akıbetin tesirile Asaf Boranın kardeşi Rıdvan Bora, İstanbulda bir gazeteye şikâyet mektubu göndermiştir ki, davanın açılmasına sebeb de bu neşriyattır. Davacı doktor on bin lira tazminat istemektedir. Dava edilen tarafların vekii avukat Nejad Savdır. Muhakemenin :ereyanı bir doktorun bu kabil davetlere icabet mecburiyetinde olup olmadığının izharına vesile olacağından Ankaradaki tababet mehafilinde ehemmiyetle takib :dılecektir. S. B. Millî Şefin portresi Ankara 19 (Telefonla) Millî Şef Ismet İnönünün ressam Çallı ve Feyhaman tarafmdan ayrı ayrı yapılan por treleri Parti umumî idare heyetince tetkik edilmiş ve her ikisinin de muvaffak olduğu görülmüştür. Her iki ressama da 6250 şer lira verilmiştir. Tablolar, ya kında Almanyada renkli olarak teksir edilecektir. Toprak Mahsulleri Of isi Umum Müdürlüğü Berlin 19 (a.a.) Propaganda Nazırı Göbbels, Hitler'in ellinci doğum yıldönümü münasebetile resmî nutuklar silsilesini açarak radyoda söylediği bir nutukta Avrupadaki yeni nizamm en kuvvetli garantisi Hitler olduğunu kaydettikten sonra Hitler'in muslihane elde ettiği fütuhah zikretmiş ve Avrupanın eski sistemile Almanyanın Avrupada tesis ettiği yeni sistemi mukayese etmiştir. Göbbels, bir millet ne yaptığını bilir ve kendisine büyük vazife verilirse, o milletin katlanmıyacağı fedakârlık olamıyacağını söylemiş ve demiştir ki: « Bu vazife şu kelimede münde miçtir: Tek bir millet, tek bir Almanya, tek bir Führer.» Nihayet Göbbels demokrasilerin bedhahlığını tebarüz ettirmiş ve bunların artık sonlarınm geldiğini beyan etmiştir. Balkan Antantı öldü mü? İBaşmakaleden devam \ lerle yaratılmıştı. Atatürk gibi, Kral Aleksandr gibi çok uzağı gören yüksek ahsiyetler Balkanlılar arasında bugünkü antantm temellerini atarken, ileride bu temeller üzerinde dış tehlikelere de korkusuz ve tereddüdsüz göğüs gerebılecek 60 70 milyonluk, benliğini müdrik, mütecanis ve olgun bir kütlenin yükseleceğını de şüphesız görüyorlardı. Atatürkün ve Kral Aleksandı'ın istikbale aid bulunan kuvvetli görüşleri bugün de bütün ihtişam ve şaşaasile önümüzdedir. İçinde yaşadığımız buhranın doğurduğu korkunc fakat geçici kara bulutlara bakarak yarından ümidi kesmek tarihî zaruretleri anlamamak olur. İlk Balkan Antantı 1453 ten evvel kurulmuştu. İstanbulun zaptile varlığını bilfiil dünyaya ilân eden birinci antant, Osmanlı İmparatorluğu ismi altında tam dört yüz sene yaşadı. Bu dört yüz sene, Imparatorluğun ağır yükünü doğrudan doğruya omuzlarında tasıyan Türkler için belki fazla ezici geçti. Fakat yarımadanm diğer ırkları ve halkları son elli altmış senelik tarihlerile mukayese ettikleri zaman bu dört yüz seneyi daima tahassürle anıyorlar. Çünkü devrin bütün geri şartlarına rağmen o dört yüz sene zarfında içtimaî, iktısadî varlıkları bugüne nazaran büyük bir emniyet altında bulunuyordu. Atatürk, Kral Aleksandr ve daha birkaç ileri görüşlü adam Balkan hakikatini bütün açıkhğile kavradılar. Şimalden ve garbdan muazzam kuvvetlerle çevrilmiş bulunan bu yarımada halkları, eğer millî ve iktısadî istiklâllerini korumak niyetindeyseler tekrar bu sefer kendi arzularile birleşmeye mecburdular. Işte, Balkan efkârıumumiyesini bu esas fikre hazırlamak gayesiledir ki Balkan Antantı meydana getirildi. Yakın zamana kadar birbirile boğazlaşmış altmış yetmiş milyonluk bir kütleyi üç beş sene içinde bırlik duygusuna alışhrtnak kolay birşey değildi. Bununla beraber o duygu günden güne ümid edilmedik bir hızla halk tabakalan arasına yayılmakta, kök salmaktadır. Şimdi, dünyanm bir harb tehlikesi karşısında titrediği bir sırada henüz rüşeym halinde bulunan Balkan Antan Ankara 19 (Telefonla) Hamza Osmanın Afyonda meb'us seçilmesi üze rine açılan Toprak Mahsulleri Ofisi umum müdürlüğüne Ofis ikinci müdür lerinden Sakir Turali tayîn edildi. CUMHURİYET Şakir Turali, Af yon İnhisannda ve Toprak Mahsulleri Ofısi teşekkülünde değeTÎÎ hizmetleri görülmüş kıymetli bir idarecimizdir. Yeni vazifesinde muvaffakiyetler di Berlin 19 (a.a.) Vatana ihanet leriz. suçundan mahkutn olan 25 yaşında HerAnkara birinci hukuk mah man ve 20 yaşında Hertwig bu sabah idam edilmişlerdir. kemesi lâğvedildi Ankara 19 (Telefonla) Ankarada ahkâmı şahsiye işlerine bakmakta olan birinc: hukuk mahkemesinin lâğvine karar veriimiştir. Bu mahkemenin ye rine iki münferid hâkimin tayini derpiş ednlmektedir. Münferid hâkimlerden biri ,münhasıran boşanma davalarile mesgul olacaktır. Diğeri de talâk işleri haricindeki ahkâmı şahsiyeye baka caktır. Berlinde iki casus idam edildi Elâzığ ortamektebinde çirkin bir hâdise Elâzığ 19 (Hususî) Bugün ortamektebde çirkin bir hâdise olmuş, riya ziye muallimi Hasana, eksik numara alan 60 talebe tecavüzde bulunmak istemiştir. ,Fena not alanların müşterek olarak ha reket etmelerinde müşevvik rolü oynıvan altı talebeye, derhal mecburî tasdikname verilmiştir. Tahkikata devam olunmaktadır. tının birdenbire büyüyüp hayata atılabileceğini ümid etmek boş olur. Fırtına kopacak, yahud bulutlar kendiliğinden dağılacak, fakat herhalde bu vaziyet ebediyen böyle sürmiyecektır. Ortalık tekrar normal bir havaya kavuştuğu zaman, Balkan Antantının da tabiî inkişafına devam edeceğini ve kıvamını bulduktan sonra tarihî bir zaruret olarak kendini dünyaya tanıtacağını söylemekte hata yoktur. Realist Türkiye, dünya sulhuna sonsuz hizmetleri dokunacak olan bu vaziyetin yakın bir zamanda tahakkukunu temenni ederken çok samimidir; çünkü millî istiklâlini korumak için böyle bir antanta en az muhtac Balkanlı devlet odur. İngilterede de bir Alman casus yakalandı ingilterede bir Alman casusu yakalandı Londra 19 (a.a.) Kelly isminde bir amele çalışmakta olduğu bir devlet fabrikasınm gizli plânlarını bir ecnebi devlete satmak cürmünden dolayı tevkif edilmiştir. Kelly'nin Liverpul'daki Alman kon solosile münasebatta bulunduğu ve ahi C. H. P. Umumî idare heyeti ren Holanda yolile Almanyaya gittiği tespit edilmiştir. Kelly, Almanyadan döazalığı nüşünde, bir bankaya müracaatle, Al Ankara 19 (Telefonla) Cumhuriyet manyadan kendisine gönderilen paralan Halk Partisinın açık bulunan umumî idare heyeti azahğına Erzuırumdan alırken tevkif edilmiştir. meb'us seçilen İskender Artun. genbaş Ticaret Vekilinin teşekkürü Ankara 19 (a.a.) Ticaret Vekili kur kararile tayin edilmiştir. İskender, umumî idare heyetinin bugünkü içti Cezmi Erçin, Vekâletin uhdesine tev dii üzerine tebrık etmek ve muvaffaki maında bulunmuştur. Remzi Güresten açılan azalığa seçil yet temennisinde bulunmak suretile şimis olan İskender Artun. Parti umumî fahen ve tahriren taltif eyliyen zevata idare heyetinin muhasebe işlerini idare teşekkürlerinin iblâğına Anadolu ajansını tavsit buyurmuşlardır edecektir. Tataresko, Parise döndü Paris 19 (a.a.) Romanya büyük el;isi Tataresko sekiz gündenberi bulunduğu Bükreşten bu sabah Parise gelmiştir. Öğleden sonra da Hariciye Na zırı Bonnet'yi zivaret evlemiştir. Tekzib edilen bir haber Atina 19 (a.a.) Atına ajansı, Yunanistana otuz İngiliz tayyaresinin geldiği hakkında yabancı kavnaklardan veri Polonya Avrupanın ikinci derecede len haberi valanlamaktadır. çavdar, üçüncü derecede arpa ve yulaf müstahsilidir. Almanlar için fevkalâde Ticaret Mektebi Profemühim diğer bir nokta da, Polonyanın, sörlerinden patatesçilikte ikinciliği ihraz etmesidir. BAY ALi RAGIB VAR General Mustafa hafidelerinden Bu ziraat Almanların eline geçecek olurBAYAN GUNEŞ YUKSELEN sa, Almanyada cari usuller sayesinde, on sene içinde bir misli artacaktır. ile evlenmişlerdir. NADİR NADİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: