4 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

4 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Eylul 1939 CUMHURÎYET HABE R 1 Hâdlseler arasında Ateş ortasında ümid ° çinden harbleri çıkanrsanız tarihin »ahifeleri bomboş kalır. Istatistik bize, Milâddan evvel 1496 dan, Milâddan sonra 1861 tarihine kadar geçen 3358 yıl içinde 224 sulh senesi ve 3130 harb senesi geçtiğini haber veriyor. Her on üç harb senesine bir sulh »enesi düşer. Son üç asır içinde, yalnız Avrupada, üç yüzden fazla harb olduğunu da biliyoruz. Or> talama, her sene bir tane! Büyük Harbdenberi geçen yirmi bir seneye tam bir sulh devri diyebilir mi8İniz? Bu müddet içinde otuza yakın harb ve ihtilâl oldu. Azgın bir silâhlanma yanşı ve hergün, ayaklarının ucuna basarak değil, kılıcını sakırdata şakırdata yaklasan bir dünya harbine hazırlığın çelik atmosferi içinde insanları barut kokularile aksırtan bu yirmi bir sene, bir sulh devresinden ziyade, sırtısıra bütün banş ve uzlaşma teşebbüslerini iflâs ettiren, kudurmuş ve gözleri kanlı bir mütarekedir: Milletler arasında birlik arayan Cenevre »arayı, bir yüzile, bacasından fesad DÜsküren bir nif ak ocağı, bir yüzile de tsviçreye turist çeken bir festival eğlencesi haline geldi; silâhsızlanma konferansı, benzeri görülmedik bir silâhlanma yarışına çevrildi; kollektif emnîyet, emniyetsizlikten başka bir şey yumurtlamadı. Uç gün evvel başhyan harb sanki 1918 in devamıdır; sanki bütün Yirminci asır boyunca sürecektir ve aradaki yirmi bir yıllık fasıla, daha amansız bir kavgaya tutusmak için zarurî bir yorgunluk ve Amerikada akisler D Çemberlayn'in dün söylediği nutuk, yeni dünyada tamamen tasvib edildi Vaşington 3 (a.a.) Çemberlayn'in nutkunun Amerika radyolan tarafmdan neşredilmesi saatinden, yani bura saatile geceyarısından itibaren, Beyaz Saray, Hariciye ve bütün halk, birbiri ardma yapılan radyo neşriyatile devamlı bir surette Londra, Paris, Varşova ve Berlindeki vaziyeti büyük alâka ile ukib eylemektedir. Çemberlayn'in Hitler hakkmda, nasyonal sosyalizm rejimi hakkmda ve Almanyanın hakikî niyetleri bahsinde oütün dünyayı aldatmak için Alman hükumetinin Polonyaya, Fransa ve îngiltereye karşı kullandığı usuller hakkmda kullandığı kelimeler, burada tamamile tasvib cdilmektedir. Bütün radyolar, îngiliz Kralınm ve Fransız Başvekili Daladye'nin beyanatını neşreyliyecektir. Bütün Amerika Birleşik devletelrinin son saatleri, Avrupa havâdislerini bekliyerek ve dinliyerek geçirdiği söylenebilir. Cazetelerin ilk hususî tabiları sokaklarda satılmaktadır. letleri arasındaki tesanüdü göstermektedir. Alâkadar mahfillerde hududlarda muayyen bir plân dairesinde emniyet tedbirleri alınmaya devam edildiği beyan edilmektedir. Japon ordusu Yazan: ANDRE DUBOSCQ Almanya tarafmdan yırtılan antikomintern paktın takviyesi akamete uğradıktan sonra, Japon kabinesinin istifası ve askerler namına, Almanya ve îtalya ile ittifak cihetini iltizam eden Harbiye Nazın General İtagaki'nin iktidardan çekilişi, Japon ordusundan bahsetmeyi elzem kılan, günün en mühim hâdiseleridir. Ordunun hedefini hulâsaten, mihvere tam ijtirak tabirile ifade edebiliriz. Ordu, uzun müddet, uzlaşmaya yanaşmamıj; sonra, bir iki gün içinde, Hariciye Nazınnm bulduğu bir formülü kabul etmişti. Bu formül, Japonyanın, melhuz bir askerî ittifaka girmesini, yalnız Sovyet Rusyaya karşı yapılacak bir ittifaka inhisar ettiriyordu. Bunun haricinde, Japonyanın Almanyaya ve îtalyaya karşı alacağı taahhüdler, onlann veva kendisinin menafii haleldar olmamak şartile ve üç taraflı bir istişare yapılmak kaydile muteber oîacaktı. Gerçi askerler, günü gelince, askerî bir kabinenin, bugünkü kabine tarafından kabul edilen taahhüdlere bambaşka kıymetler izafe edebileceğini müdriktiler. Bununla beraber, kendi mütalealarıne muhalif noktai nazar karşısmda, gene boyun iğmekten hâli kalmıyorlardı. Niçin? Çünkü bütün memleketin, Nazırlann, bahriyenin, diplomatlar ekseriyetinin ve iş mehafilinin, Ingiltere, Fransa ve Birleşik Amerika ile bozuşmak istemedikleri için, kendi fikirlerini tasvib etmediklerini hissediyorlardı. Bilhassa iş mahfillerinin, Japonya ile totaliter devletler arasında tam bir ittifak akdine mâni olmak hususundaki tesiri, ötedenberi çok kuvvetli olmuştur. Bir milletin ef'ali üzerinde müessir muhtelif sebebler nekadar kuvvetli olursa olsun, malî ve iktısadî endişeler, o milletin hayatından kolay kolay silinip çıkarılamaz. Çindeki muhasamahn sürüp gitmesinden mustarib olan Japon milleti, bu muhasamatın daha başka mıntakalara sirayet etmesini istemiyor. Aklıbaşmda Japonlar, iki sene süren harb neticesinde kâfi derecede yıpranan ordunun, yeni düşmanların taze kuvvetleri karşısına çıkamıyacaklarını müdriktir. Hulâsa, askerler, önce uzlaşmazlıgı ve inadı elden bıraktılar; sonra da, mümessilleri, kabinedeki arkadaşlarile beraber iktidar mevkiini terke mecbur oîdu. Şu hale göre, şimdi bir dereceye kadar vaziyete hâkimdirler. Bu da, memleket kendilerile beraber olduğu ve geniş bir sahaya yayılmış olan bir duyguya istinad edebildikleri ve Imparator kendi taraflarında bulunduğu müddetçe devam edecektir. Memleket, hareketlerini tasvib etmediği anda ve kendileri, fazla olarak, meşru iktidar mevkiini zorla ele geçirmek istedikleri takdirde, Imparator, tasvibkâr olmaktan çıkar. 1935 senesinde, Tokyo'da, kendisine sorduğum suallere cevaben Kont Makino «İmparatorun tasvibi lâhik olmadıkça hiç birşey yapılamaz» cevabını vermişti. 5 " muhavere, Japonların, Çahar'da ileri hareketine gectikleri günün ferdasında cereyan edivordu. Ekselâns, askerlerin ne dereceye kadar ileri gidecekleri Avrupada merak ediliyor. Mançuko, Çahar, yarın da şimalî Çin mi? Mösyö, imparatorun tasvibi lâhik olmad'kça hiç birşey yapılamaz. Mançuko işi, gazetelerin yazdığı gibi, genc subaylardan dolayı yapılmış değildir. Çinde gitgide artan Japon aleyhtarlığından ve mallarımıza karşı yapılan boykotajdan artık milletin sabrı tükenmişti. Çahar meselesine gelince, bu da, Çinin Tang Ku mütarekesini tatbık etmemesile izah olunabilir. öyle olsun. Fakat, Çahar'ı kötü bir komşuluktan kurtarmak bahanesüe Japonlar nüfuzlarını şimalî Çine yayarlarsa, o zaman başka devletlerle karşılaşacaklarına göre... Mösyö, imparatorun tasvibi lâhik olmadıkça, hiç birşey yapılamaz. Işte Japon ordusu budur. Bir idare unsuru olmaktan ziyade Japon siyasetinin bir vasıtası. Tezad mı diyeceîîiniz? Hiç değil. Bugün mer'î kanunu esasinin tarihi olan 1890 senesindenberi, Impardtor, bütün askerî kuvvetlerin başkumandanlığını ifa etmektedir. Bu itibarla, Harbiye /e Bahriye Nazırlanle, hükumete değil, doğrudan doğruya İmparatora merbutturlar. Askerî noktai nazardan, hükumetin rolii sadece yüksek askerî makamatla Imparator arasında bir irtibat vasıtası olmaktan ibarettir. Ordu ile bahriyenin, hükumete karşı haiz oldukları bu müstakil vaziyet, arasıra mülkî ricalin sözlerile askerî makamatın icraatı arasındaki ahenksizliği izaha kâfidir. Fakat, ordunun hakikî rolü itibarile asıl aldanılması ve askerlerin devîet içinde devlet vaziyetine sahib oldnklan zannedilmemesi icab eden nokta buradadır. Japonyada askerler bir Parti değildir. Hükumet kudreti etrafında, hususî mahiyette ve devamlı bir hava idame ederler. Nüfuzları, hal ve vaziyete göre, az veya çok kendiıri hissettirmekle beraber, Japonva üzerinde hâkim olan İmparatorun â'; otoritesine asla muhaîif durum alamaz^ar. İHEM NALINA MIH1NA Türkün vakur sükuneti vrupadan gelen bütün Türk ve ecnebi diplomatları, bütün yurddaşlar ve yabancılar, memleketimizde gördükleri vakur sükunetten, soğukkanhhktan hayranlık ve takdirle bahsedjyorlar. Harbe giren memleketlerdeki heyecanı tabiî görmek lâzım gelir. Yurdunun mukadderatından başka kendi malı, canı, çoluğunun çocuğunun hayatı tehlikede bulunan insanların heyecanlanmamalarına imkân var midır? Fakat,^Avrupada, heyecan umumidir; harbe girmiyen memleketler bile telâş içindedir. Yıllarca harbetmeden, seferberlik yapmadan rahat yaşamış Holanda gibi memleketler dahi, umumî seferberlik ilân ediyorlar. Memleketimiz ise tam bir sükun içindedir. Istanbulun manzarası, Avrupadan buraya gelenlere emniyet ve huzur veriyor. Türkiye halkı, tam bir soğukkanlıhkla vakayi ve hadisatın seyircisidir. Bu sükunet, duygu;uzluktan, kayıdsızlıktan, vurdumduymazLktan mı ileri geliyor? Asla! Avrupada başlıyan facianın ehemmiyetini müdrikiz. Bu memleket halkı, genc Cumhuriyet neülleri müstesna, harbin ne olduğunu pek yi bilirler. Içimizde 93 denilen 187778 Rus harbini görmüş olanlar dahi vardır. Orta yaşlı nesiller ise, 1911 de başlıyan ve 1923 te imzalanan Lozan sulhuna kadar süren îtalya harbi, Balkanlar harbi, Büyük Harb, Istiklâl Harbi gibi dört mücadtlenin şahidi olmuşlardır. Biz, harbin ne olduğunu biliriz; onun için itidal ve sükurumuz, hissizlikten veya bilgisizlikten değil; kahraman, merd Türkün sakin ve telâşsız seciyesinden, kuvvetine emin olmasmdan ve kararını vermiş bulunmasından ileri geliyor. Telâş, tereddüd ve kararsızlıktan doğar. Beynelmilel Kızılhaç cemiyetinin müracaati Cenevre 3 (a.a.) • Beynelmilel Cenevre Kızılhaç komitesi harb halinde bulunan hükumetlere ve Kızılhaç cemiyetlerine yardım teklifinde bulunmuştur. Kanada Kızılhaçt Toront 3 (a.a.) Kanada Kızılhaç teşkilâtı reisi Norman Sommerville, bu teşkilâtın muhtelif servislerini Kanada Başvekilinin emrine amade bulundurmak üzere seferber hale getirdiğini beyan etmiştir. Mumaileyh, diğer cihetten binlerce gönüllü yazıldığmı söylemiştir. lsviçrede muharibler lehine propağanda memnu Ruzvelt ordu erkânile görüfta Vaşington 3 (a.a.) Ruzvelt, dün ordu ve donanmanm yüksek zabitlerile görüşmüştür. Bahriye Müsteşan Edison, mülâkatta hazır bulunmuştur. Bitaraf kalanlar Kaunas 3 (a.a.) Litvanya, Letonya ve Estonya'nın bitarajhk beyannameleri yapılan bir istişareyi müteakıb neşredilmiştir. Bu beyannameler Baitık dev Millî Şefin doğduğu ev Müze haline getirilecek Tırhan ve Konya vapurolan tarihî binada ta ları şehrimize gelirken geri döndüler mir işleri bitti îzmir (Hususî) Millî Şef înönünün Medine yokuşunda doğdukları tarihî evin müze haline ifrağ edileceğini haber vermiştim. Bu ev belediyece, asıl şekline halel gelmiyecek şekilde tamir ettirilmiş ve tamiratı bitmiştir. Ebedî Şef Atatürkün valideleri Bayan Zübeydenin ICarş^yaka, Soğukkuyuda meydana getirilmekte olan makberleri de teşçir edilmiş ve bir park içme alınmiştır. Buradaki inşaat ve te^çir işleri de tamatnlanmıştır. Diğer inşaat Belediyenin yaptırmakta olduğu çocuk fıastanesi inşaatının 85 bin liralık kısmı ilerlemiştir. Belediye Reisi Çocuk hastanesi inşaatına giderek tetkik eylemiştir. Reis bilâhare garaj santrale giderek 90 bin liralık ikinci inşaat kısmını görmüştür. Belediye yanm m.lyon liraya mal olacak hâl santralinin 375 bin liralık kısmını ekslitmiye çıkarmıştır. Münhal meb'usluklar için dün intihab yaoıldı Ankara 3 (a.a.) Boş olan Edirne, Isparta ve Trabzon meb'usluklarma 3 eylul pazar günü yapılan intihabata Parti nam7edleri Trabzon Belediye reisi Temel Yüksel, Isparta C. H. P. Halkevler reisi Remzi Ünlü ve Edirne C. H. P. ve Belediye reisi Şerif Bilgen ittifakla seçilmişlerdir Kanuna göre hazırlanan nizamname mer'iyette... Memleketimizdeki ttalyan Bankası memurları gitmiyorlar Ankara 3 (a.a.) Bazı gazeteler, Türkiyedeki İtalyan Bankaları memurlannm memleketlerine dönmeğe hazırlandıklan ve belki de bu Bankalann kapanacağı hakkmda bir haber neşretmiştir. Anadolu ajansının yaptığı tahkikata nazaran bu haberlerin asıl ve esası yoktur. Geri kalan cezaları affedilen mahkumlar Ankara 3 (Telefonla) Çocu$u nu boğarak öldiirmek suçundan bes sene ağır hapis cezasma mahkum ve Malatya hapisanesinde mahpus bulunan Mehmed kız: EÜfe ile adam öldürmek suçuıdan sekiz sene dört ay ağır hapis cezasına mahkum ve Malatya hapisanesinde mahpus bulunan Osman oğlu Mehmed Arıkanın sifa bulmıyacak şekilde hastalık ve ma'uliveîicrine binaen geri kalan ceza'arının affı Vekiller Hevetin« tasvib olunmuştur. Cenevre 3 (a.a.) îsviçre tam bitaraflığını ilân etmiştir. Hükumet silâh ve cepane ihracını menettiği gibı muharibler lehinde propağanda yapılmasmı da menetmiştir. Hükumet gazetelere ihtiyath davranmalarım tavsiye eylemektedir. Bununla beraber gazetelerin başmakaleleri hemen ?'na devresidir. ekseriyetle îngilterenin, Fransanın ve PoBcyle olmamasını dilemek, boş bir lonyanın lehinde bulunmakta ve «Al Havlin peşinde sulh dilenmek olmaz. manyanm son tecavüzünü» takbih ctmek Bu h>rbin sirayet hududlannı darlastedir. tırmak ve zamanını kısaltmak şansı hâlâ var. Fakat bu büyük, bu güzel şans, artık, harbe giren değil, girmiy n milletlerin elinde var. Onlar sulh istc'ılerinde samimî iseler, atesin dört yanînı sımsıkı bir banş seddile çevirerek, harbin daha fazla sirayetini de, yıllarca devamım da önliyebilirler. Bir ayağı cehenneme dalan dünya sulhunun gövdesini ve geri kalan uzuvlannı kurtarmak imkânı hâlâ vardır. Bütün tarih bu imkânın sayısız delillerile ızmir 3 (Telefonla) Bugün In dolup taşıyor. öyle olmasaydı insan giliz bandıralı Hartriyon vapurile Kös zürriyetinin kökü çoktan kurur, gider tenceden 139 Mıısevi geldi. îki günden ve bi'^'nkü m^^sniyetin yermdfi çokberi Tekirdağında bulunmakta olan va tan »""er eserdi. pur, muntazam pasaportlu Alman, RuPEYAM1 SAFA men ve Macar tebaalı kadınlı erkekli bir kafileyi Filistine götürmektedir. Doğum Zabıta, Musevilerin karaya çıkmalaPeyami Safanın dün sabah bir erkek rını yasak etti. Kömür getiren Akddğ, îkbal ve Tan vapurları, kömürlerini bo evlâdı dünyaya gelmiştir. Arkadaşımızı saltmadan îstanbula hareket emrini al tebrik eder ve çocuğunun uzun bir ömür dılarsa da ikinci bir emirle tekrar limana içinde bahtiyar olmasmı dileriz. döndüler. Anafarta vapuru Antalyaya 60 mil mesafede iken geri dönme emrini alarak limana geldi. Mersinden gelen Tırhan vaDuru da Anafarta ile beraber, yo'cu alarak İstanbula hareket ederken burada kaldı. Konya vapuru limanımıza ugramadan İstanbula gitti. Polonya bandıralı Levan vapurile îngiliz ve Fransız vapurları, Yunan sularına hareket ettiler. Budapeşte 3 (a.a.) Resmî Gazetede Başvekil Telek.'nın millete hitaben bir teyannamesi intişar etmiştir. Başvekil, bir çok memleketlerde bitaraflar da dahil olmak üzere asayişin, istihsal temadismi ve normal hayatın temini için hususî tedbirler alınmış olduğuna işsret ettıkten sonra diyor ki: « Bittabi Macar hükumeti de icab eden tedb.rleri almaktadır. Macar milietinin haftalardanberi gösterdiği sükuAnkara 3 (Telefonla) Radyoloü, r:et ve soğukkanlılığı muhafaza için hüradyom ve elektrikle tedavi ve fiziyotra kumet, normal h&yatı bozabilecek her oi müesseseîeri hakkindaki kanun nnuci şeyi menetmeğe karar vermiştir. Bu bince hazırlanan nizamname mer'iyele cümleden olarak toplantı hakkı tahdid edildiği g.bi aşayişi muhil hareketlerde girmi'tir. bulunanlarm derhal hepsedilmesi gazeAdi sreçen kanun röntgen suaı vas'îasile teshis, tedavn ve yahud radvom, rad telere sansür konulması bazı levazırmn musaderesi ve gerek endüstriyel gerek yom emanasyonu. radvom mürekke'iat; tcaret ve madenlerde mesai saatleri ve hertürlü elek'rik a'etlerile tedavi yaptahdıdatmm kaldırılması takarrür etmak için acılacak miiesseselerle 'edavi miştir. maksadile küsad ediVr<»k her nevi fizi Ayrıca, ileride başka tedb.rler ahnavotraDİ mües?ese'erin: Sıhhive Vekâletincaktır» den hususî izin almağa mecbur tutmak tadır. Sıhhiye Vekâ'etî Icanunun bu hükmünü yerine geîirmek için bir bevannirr<e ^azırlam's ve a'sVadarlara göndçrmi?h'r (Baştarafi 1 inci sahifede) Sıhhiye âmir'er bu beyannameleri m'j essese s"h'b'erin'> doMurtarak on bes ""in retle ^îman İtalyar dostluğunun sarsıl'"cıVrlç Shhıye Vekâletine gönderecek ması gibi telâkki edilmemesi lâzım geldi 5:r,i tebarüz e»irrr°ktedirler. lerdir. INIIMIIIIMMIıiMM İzmir limanında bekleşen gemiler Macaristan da bitaraf kalıyor Başvekil, yeniden alman tedbirleri anlattı Elektrikle tedavi müesseseleri Sekinetimizin bir sebebi de, ayni zamanda bir Millî Kahraman da olan Millî Şefimizin, vatanın mukadderatını, millî menfaatlerimize en uygun şekilde idare ettiğine ve öyle idare edeceğine olan imaMançuko hâdiseleri memkketin ve nımızdır. hükumetin tensibile yapılmış ve ImpaMillî Şefin 17 yıl evvel, zaferlere koşrator tarafmdan, tabiatile inkâr edilme urduğu kahraman Türk ordusu, hududmişti. Mançuko meselesinin devamı olan larda, yurdun nigehbanı ve müdafiidir. Obugünkü şimalî Çin işinde, vaziyet 1931 nun keskin süngülerinin arkasında, bütün ve 1935 senelerinin aynidir. Iş sürünce kuvvetimiz, bütün varlığımızla kendimizi mede kalıp da, memleket, askerlerin müdafaava hazırız. Kuvvetimize güvenimaksadlarını anlamamaya; muhasama yoruz, Sükunetimizin, soğukkanhlığımızın Çin haricine sıçramak istidadı gösterip de saikı bir kelime ile millî imanımızdır. hükumet askerlere muhalefet etmeğe; askerlerin itilâfgirizliği meşru hükumet kuvvetine karşı gelip de Imparator, bu hareketi tasvib etmemeğe başlayıpcıya kadar, bu hal böyle devam etmiştir. Şimdi, askerlere hadleri bildirilmistir diyebilir, hatta daha ileri de gidebiliriz. Meiji'den ilham alan ihtilâîci temayüllerine rağmen, sınıf mücadelelerine aleyhtar olan imparatora karşı besledikleri tazim hissi ve zaptettikleri araziyi, tröstlerin yardımile ekonomik «urette inkişaf ettirmek hususundaki arzulan, onları durdurmuştur. Fakat, diğer taraftan, Japon milletinin Bursa (Hususî) Bursa hsvalisi cevaskerlere karşı ayaklanacağını tahayyül eden Avrupalılar, unutuyorlar ki Japon her itıbarile dünyada en zengin kromu yada ordu, halk kütlelerine çok yakmdır. veren mıntakadır. Şunu da ehemmiyetle Ve orduya pek çok subay verea fakir sı kaydetmek lâzımdır ki dünyada işlenmekte olan en eski krom madeni Bursa nıflar, bilhassa köylerdeki yok;ul halk, ve Kütahya arasındaki Dağardı mevkiorduyu, egoist sermayedarlara karşı bir ındedir. Bu zengin damarlan ihtiva ekoruyucu telâkki etmektedir. den mmtaka Uludağm cenub tarafmda Gerçi Japonya, hali hazırdaki hâdise Kütahyadan 50 ilâ 75 kilometre mesalerin tevlid edeceği içtimaî birtakır» deği fede bulunmaktadır. Halihazırda işliyen şikliklere maruz kalacaktır. Fakat Japon beş ocak vardır. Fakat daha bir çok yeryada yekdiğerini tevzin eden kuvvetleı lerde istikşafı yapılmış, fakat henüz işvardır ve Avrupalılar, yaptıklan hesab letilmesine başlanmamış krom cevherlarda, umumiyetle bu kuvvetleri hesaba leri mevcuttur. Bundan başka Bursa havalisınde manganez, linyıt, kömür ve katmazlar. simli kurşun madenleri olduğu söylenAndre Duboscq mektedir. Bursa Vilâyetinde istihsal ediler krom madeni Her sene 210 bin ton krom ihrac ediliyor Gönende işlenen feci bir cinayet Bir adam, bıçakla arkadaşmı öldürdü Şilede yapılacak yeni mektebler İnşaat masrafına Vilâyet de yardım edecek Şile (Hususî) Bu sene \azanizm otuza yakın köyünde bir mekteb faaliyeti başlamış bulunmaktadır. Köyu mektebe kavuşturma hareketi bütün muh.tte, köylerde derin bir memnuniyet uyandırmıştır. Mekteb yapan köylerin isitnîerini bildirivorum: Uvezli, Kömürlük, Alacah. Kervansaray, Gökmasal, Kurfalı. Karabevü, Hiciz, îsa, Şuaybh, Soğullu, Çataklı, Değirmençayırı, Hasanlı, Yay'ah, Osmanköy, Yazımanavır, Darlık, Ahmedli, Karaca, Imrenli, Sofular, Kurna, Doğandıh, Orucoğlu. Bıçkıdere, Ulupe! t köyleri. Köylüler bu mektebleri köy bütçelerine koydukları para ve imeceüerle yapmakla beraber Vilâyetin vardimlarma da mazhar olmaktad tlar. Mimar Şem seddin geçenlerde mektebleria faali yetini bırer birer gözden geçirmiftir. Silede elektrik işi Şüe (Hususi) Şile, geceleri ıss'Z bir diyara ben7emektedir. Yollar Varanlık ve kasvetlidir. Bu gÜ7el ve zümriıd diyart aydınlatılmak için İstanbul B?'ediyesi fen heyetinden elektrik işine aid projenin bir an evvel bir neticeve ba£ lanması Şilelilerce dört gözle bekîen mektedir. Gönen (Hususî) Tuzakçı köyünden Mehmed oğlu Ahmedlc ayni köyden AIi oğlu İsmail arasında tarlaya hayvan sokulma meselesinden bir kavga çıkmıştır. İki arkadaş kahvede oturarlarken Ahmed, ekilmiş olan tarlaya kanun mucibince hayvan sokulamıvacag'nı söylemiş, ismail buna itiraz ederek yanmda taşıdığı 30 santim uzunluğundaki bir bıJapon sefiri Romadan çağırıldı çakla Ahmedi omzundan yaraiamış ve L ndra 3 (a.a.) Romadaki Japon ciğerlere kadar giren bıçak zavallıyı hebü'ük elçisi Şiratori geri çağırılmıştır. men öldürmüştür. Katil yakalanmıştır. Domei (Japon) aiansı, elçinin sıhhî esIşin en hazin tarafı, katilin henüz 13 bab dolayısile çekildiğini bildirmektedir. yaşında bir çocuk olmasıdır. Bu itibarla E«as itibarile Şiratori Japonyanın mihfankı mümeyyiz olup olmadığmı tayin ver devletlerile askerî ittifak yapmasına taraftar olmakla tanmmış Japon erkânın hususunda Bandırma memleket hastanesine sevkedilmiştir, dandır. Harbin İtalyada bırakhsfi akisler îşlemekte olan beş ocak Türk Maadin şirketi tarafmdan işletilmektedir. Bunîardan Dağardı madeni senede on sekiz b.n ton krom vermektedir. Krom nispetleri toprakta yüzde elli dörttür. Bu topraktan çıkan madenler cevherin yüksek nispetinden dolayı hiç yıkanmadan doğruca ihraç olunmaktadır Maamafih Dağardı mevkiinde 70 senedenberi işlemekte olan bir fabrika mevcuttur. Bu fabrikaya civar Kozluca, îshaklar, Kocayatak ocaklanndan hava hattile gelen ve derecesi yüzde kırk sekiz olan maden cürufundan temizletilerek ve derecesi bu surttle yükseltilerek piyasaya sevkedilmsktedir. Dünyada istihsal edilen beş yüz bin ton krorr madeninin iki yüz on bin tonu Türkiyeden ihrac edilmektedir Tonu y;rmi sekiz, otuz veyahud otuz beş liraya kadar satılan krom bilhassa dünyada Ferro Krom imalinde kullanılmaktadır. Bundan başka boya sanayiinde krom madeninden geniş mikyasta irtifadeler temin olunmaktadır. Türkive madencıliğinin istikbali geniştir. Yeni yapılmakta olan tesisat vt yetiştirilen elemanlarla yakın bir atide dünyada hatın sayılır maden istihsal eden b^r memleket olmamız kuvvetle muhtemeldir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: