4 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

4 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tn KUçUk hikâye A Eylul 1939 Yeşil yorgan Ahmed Hidayet RADVO Yüzme ve atletizm şampiyonası \ r Fakat biz bu işleri yeni haber aldık. Havalar çok şükür tekrar açtı.. Neydi, Köyde epey evlere girmiş.. Birçok yatako on, on beş gündür ardı arkası kesilmiyen yağmurlar.. Şehirdekiler neyse amma, larda yatmış.. Şadan Beyinki, Hamlacıdoğrusu yazlıklarda olanlara müthiş bir zadelerinki, Halet Hanımınki başta olmak melânkoli çöktürüyordu. Bir taraftan üzere.. İstanbula indiğimiz bir gece hain harb gürültüsü.. Vaktinde havadis almak bizim köşkü de ziyarette kusur etmemiş.. merakı.. Sinirlerine hâkim olamıyanların Hmzır Şadiye ona sigaralar mı içirmemiş, mandaline likörleri mi vermemiş.. Sorma çoğu vakitsiz İstanbula indiler. Amma, bizim Sami Bey iradesine hâ ym.. Zehır olsun.. Gözüne, dizine dur kim insanlardandır. Ne yağmurlar, ne d sun.. Arif, nihayet her yerde takib ettiği < Türkiye atletizm şampiyonası dün sodünyanın geçirmekte olduğu kararsızlı usule bizde de basvurmuş.. Yatağımıza na ermiştir. hem de pis ayakkabılanm çıkarmadan gir onu Yeşilköyde deniz kenarındaki köş Müsabakalara iştiraki icab eden Iz miş.. Tabiî farkında değiliz.. Bu lânet akünden kıpırdatamadı. Hafta arası: damın artığı o yatakla yorgan arasmda mir takımı, masrafı on beş gün evvel gön Şu son güzel günlerden istifade et derilmiş olduğu halde malum olmıyan bümiyerek, belki günlerce yattık. ille bize gel! bir sebebden dolayı gelmemiştir. Efendisi Necib Bey, ancak rezalet ayDiye dayattı. Gazeteyi mesajlar, ajan Müsabakalar az bir seyirci küllesi telgraflan, harb haberleri doldurduğu içi: yuka çıktıktan sonra bu haini kovmuş. O fantezi ve magazin yazılarile meşgul olan da sade efendisine değil, yemeklerini ye önünde yapılmış, 1500 metrede Maksud bana fazla iş kalmamıştı. Kalktım, gittim diği, içkilerini içriği, yataklannda yattığı Rızanın tesis ettiği yeni rekor istisna ediDoğrusunu söyliyeyim, niyetim geceyi d bütün mahalle erkânma karşı nankörlük lecek olursa dereceler umumiyet itiba orada geçirmekti. Yatılı misafirlikte hiç d ederek hovardalık maceralarını, rasgelene rile diişük olmuştur. rahat edemem. Fakat soluk soluğa son baştanaşağı anlatmış. Biz de bahçıvan Müsabakalardan sonra derece alan attrene yetişip geceyarısına yakm istanbula Şabandan işittik. Tabiî hemen Şadiyeyi letlere madalyalar verilmiştir. de defledik. dönmek gözümde büyüyordu. Blakan oyunlarının vaziyeti henüz Beni, Arifin, Yeşilköydeki bu hizmet malum olmadığı için atletlerimizin bir Yemekler Allah için pek nefisti. Taz< ve kocaman bir istakoz.. Patatesli piliç kı çüer Don Juan'ının çapkınlık sergüzeştle kaç güne kadar kampa girmesi düşüniilzartması, zeytinyağlı patlıcan ve bibe rinden ziyade yatak yorgan meselesi işga mekte ise de bu vaziyet pek ümidli bir dolması, muska böreği, yassı kadayıfı le başlamıştı. şekilde değildir. Sami hikâyesini bitirip üzerimde ne tekavun, karpuz, üzüm, şeftali, armud.. Müsabakalarda alınan dereceler şudur: sir yaptığını anlamak için intizar halinde Arada da eski bir Sotem şarabı.. 200 Melih (îstanbul) 22.7, Naz Patricia Morrison «Yoldan çıkmış Peşteden hediye gelmiş sigaralan da bir sükut devresi geçirirken ben de derin mi (İstanbul) 23.8, Hüseyin (îstanbul). kadının kokusu» filminde yakıp koltuklara kurulunca hazmı taam derin düşünüyordum. Zıhnimde, mera 400 Gören (İstanbul) 51.4, Zare Paristen yazıhyor: çene kuvvetile kolaylaşhrma teşebbüsüne mımı pek belli etmeden merakımı yatıştı(İstanbul) 52.9, Galib (îstanbul). Amerikah film âmilleri bazan, orijiracak bir cevab almama yardım edecek bir giriştik. Benim dedikoduya biraz me1500 Rıza Maksud (İstanbul) nal eserler vücude getirelim, derken birraklı olduğumu bilirler. Sami Beyin hanı sual hazırhyordum. 4.7 «yeni rekor». Receb (İstanbul) takım tuhaflıklara ve garibliklere düşümı hemen sordu: Sami Bey birden gözlerimin içine baka4.15.2, Adnan (Ankara). yorlar. «Mister Bob'a dayanılmaz!» filrak hikâyesinin noksan kalmış tarafını ta Ne var, ne yok bakalım! 400 maniah Melih (îstanbul) mi de öyle olmuş. Filim âmili ve rejimamlamak istiyen bir tavır takındı: Beylik cevablardan birini verdim: Hem, biliyor musun, dedi, çapkın 57.9, Neriman (istanbul) 62, Ali (İs sör vodvil ile müzikhol komedisi arası Vallahi çoktanberi kimseyi gördü yeni bir eser yaratmak isterken hiçbir ğüm yok.. Sizde birşeyler varsa anlatın! en ziyade bizim Şadiye ile ipekli yeşil yor tanbul). Gülle Arat (îstanbul) 14,04, A janra uymıyan birşey meydana çıkarmış. Belki söz sözü açar da ufaktefek bir şey ganımızı beğenmiş! teş (îstanbul) 13,66, Şerif (İstanbul) Mister Bob bir rövü direktörüdür. MüO vakit dayanamadım: ler bulurum!. essesesinin baş yıldızmı seviyor. Fakat Yatak, dedim, birşey değil.. Üze 11,96. O zaman Sami Bey atıldı: rinde çarşaf vardı.. Fakat yorganı herhalÜç adım Abdurrahman (istanbul) Mister Bob öyle aşk işlerinde becerikli Aman, dedi, gayet enteresan bir hâdise.. Hem belki sana da mevzu çıkar!. de ya yakmış, yahud satmıssınızdır. Çün 13,90, Fethi (İstanbul) 13,74, Padro bir insan değildir. Onun için sevgılisinin kıskanclığmı tahrik maksadile yüksek sıSonra kanapede doğrularak anlatmaya kü herif ayakkabılarile yüzü astarı demi (istanbul) 13,72 1/2. nıftan bir kadınla flört yapmaya kalkırerek her tarafına sarılmış, sürünmüş olbaşladı: Disk Arat (İstanbul) 39,62, Ayor. İyi ama, kadının kocası da uykuda Efendim bu yaz köyümüzde müt a gerek!. teş (İstanbul) 31,70. Arkadaşımın cevab vermesine meydan hiş bir şaki, bir haydut türedi.. Amma, bı Yüksek îermen (îstanbul) 1,78, değil... O zatla Mister Bob arasında uçaklı, tüfekli bir şaki değil.. Civanmızda salmadan kansı boş bulunup atıldı: Polyos (îstanbul) 1,74 1/2, Ömer zun mücadeleler cereyan ediyor, neticede Mister Bob tehlikeli işlere girişmek A.. îçimiz rahat eder mi hiç.. Ya (Ankara) 1,70. ki genc, ihtiyar kadın hizmetçileri baştan tense sevgilisine avdet etmeyi tercih edicıkaran iriyarı ve yakışıklı bir uşak.. :ağı attınp yüzünü değiştirttik.Yeşil ipekli Sırıkla atlama Muhiddin (Ankayor ve sükuna, rahata gene ancak orada Caokın Arif.. Bir yerde bey, hanım misa forgana gelince, onu da misafir takjmma ra) 3,50, Viçapulos (îstanbul) 3,40, kavuşuyor. fir'iğe gitmeğe görsün.. Hemen Arif arka âve ettik.. Halid (îstanbul) 3,12. kapıdan içeriye.. Evdeki hizmetçi Fatma Hiç sesimi çıkarmadım, fakat binbir ısEğer mevzu, bazı bekîenmedik vak'a4 x 1 0 0 bayrak Kırmızı takım mı, Ayse mi, Marıka mı, Katina mı, Sür rara rağmen her müşkülü göze aldım. Oralar, eğlenceli sahneler, nükteli sözler ve (Muzaffer, Gören, Nazmi, Fikret) 45 pikjni, Hayganoş mu, Liza mı, Raşel mi, da gece kalmaya razı olamadım. Nefes Beyaz takım (Haluk, Neriman, Ci orijinikl^hareketlerle süslenmiş olsaydı, herhangisi ise.. Mubareği karşılıyor, sof nefese 9,50 trenine yetiştim. bizi belki daha fazla alâkadar edcrdi. had, Ziya) 46,4 ralar kuruluyor, içkiler, mezeler.. Vur pat Sizin de aklınızda olsun Sami Beye gilasm, çal oynasın eğlenceler.. En sonunda Serseniz sakın gece kalmayın.. Arifin ar Yüzme şampiyonası da bitti fa (Kocaeli) 11.56.4 Türkiye yüzme bırıncılıklerinin ıkıncı herif sızıyor.. Hem de nerede.. Beyle ha ğı yeşil yorganla örtünüp yatmak tehli 3 Ali Nejad Nevzad Nihad nımın karyolasında, o canım pufla yatak ;esi var!. günü müsabakalarına dün de Beşiktaş ha(Ankara) ta.. Ahmed Hidayet vuzile Galasarayın Bebekteki denizcilik Tramplen atlama lokalinde devam edilmiştir. 1 Fahri (İstanbul) 138.42 puvanla Şeref havuzunda sabahleyin yapılan 2 Sabri (İzmir) 113.30 puvanla seçmelerden sonra öğleden sonrada final 3 Bülend (Ankara) 104.90. pu müsabakaları yapılmış ve neticede birinci, ikinci ve üçüncü gelenlere federasyon ta vanla. Su topu rafından kupa ve madalyalar verilmiştir. Su topunda îstanbul Ankarayı 1 1 0 , Dünkü müsabakalarda alınan teknik Kocaeli İçeli 64 mağlub etmişler ve bu neticeler şunlardır: suretle dört bölge aras nda yapılan su topu 200 metre serbest: müsabakalarmda İstanbul birinci, Ankara 1 Vedad (İstanbul) 2.39.2 ikinci, Kocaeli üçüncü, İcel de dördüncü 2 Ali (Ankara) 2.54 olmuşlardır. Umumî tasnifte İstanbul 125 3 Cemal (Kocaeli) puvanla birinci, Kocaeli 65 puvanla ikin100 metre sırtüstü ci, Ankara da 48 puvanla üçüncü olmuş1 Saffan (İstanbul) 1.25 lardır. 2 H a k k ı (Balıkesir) 1.28.4 îzmirdeki maç 3 Mehmed (İzmir) İzmir 3 (Telefonla) Bugiin An1500 metre kara İstanbul takımlan arasında yapılan 1 İsmail (İstanbul) 24.20.4 futbol maçını 4 3 Ankara takımı ka2 Sadeddin (Trabzon) 25.53,1 zanmıstır. 3 Mustafa (Ankara) Süleymaniye kulübünün 4X200 bayrak yıldönümü 1 Saffan Vedad İsmail Mahmud Almanyada bulunan talebelerimiz memlekete dönüvorlar. Dün de bir (İstanbul) 10.40 Sülevmanive kulübünün 29 uncu yıldökafile ekspresle şehrimize gelmiştir. Yukarıdaki resimde bu gencleri bir 2 Yusuf Rifat Mehmed Musta numıı 17 *>vlnlr)e vamlacaktır. arada göriryorsunuz. Pariste gösterilmekte olan yeni filmler aksamki program ) TurMye Radyodlfüzyoo Postalan DALGA UZUNLUĞÜ 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31.70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. 12,30 program, 12,35 Türk müziği (Pl.)13 memleket saaî ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri 13,1514 muzık ıkarışık program) 19 program 19,05 müzik (senfonik plâklar) 19,30 Türk muziği: Fasıl heyeti 20,15 konuşma 20,30 memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri20,50 Türk müziği: Okuyanlar: Mefharet Sağnak, Necmi Rıza Ahıskan. Çalanlar: Vecihe Daryal, Reşad Erer, Cevdet Kozan. 1 Tamburî Cemil: Huseynî şarkı (Gormek Ister gözlerim), 2 Asım Bey: Hicaj şarkı (Her zahmı ciğersuza devakâr aranılmaz). 3 Hicaz türkü (Yürü dilber yürü). 4 Halk türküsü (İnce çayır biçilü mi'). 5 Tamburî Cemil: Kürdilihicazkâı peşrevi. 6 Tamburî Cemil: Kürdilihicazkâr şarkı (Defi naleş eylerim). 7 Lem'i! Kürdilihicazkâr şarkı (Bir kendi gibi zalımi sevmiş). 8 Lem'i: Kürdilihicazkâ] şaki (Sazın gibi sinem dahi). 9 Suphj Ziya: Kürdilihicazkâr şarkı (Bahçenizd» bir gül oLsam). 10 VasO: Kürdilihicazkâı saz semaisi. 21,30 konuşma (doktorun saati) 21,45 neş'eli plâklar R. 21,50 müzik konuşması (Cevad Memduh) 22 0! müzik (kuçük orkestra Şef: Necib Aş • km) 23 son ajans haberleri, ziraat, esham ve tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 23,20 muzik (cazband Pl.) 23,5524 yarınki program. Türkiye birinciliklerini «Mister Bob'a dayanılmaz!» Dorothy Lamour'un, İstanbul mıntakası «Yoldan çıkmış kadının kokusu» ise Patricia kazandı Morrison isminde yeni bir artistin eseridir Dorothy Lamour «Mister Bob'a dayanılmaz !: filminde Edvvard Arnold gibi büyük bir aktör bile bütün gayretine rağmen eseri bariz bir muvaffakiyete sürükliyemiyor. Bereket versin Dorothy Lamour'un güzelliğine... Yalnız ne var ki o da daima «Ormanlar Perisi» olarak rol oynamaya aîışmış olduğu için bu tesirden kendini bir türlü kurlaramıyor. Birkaç kızla bir zenci artistin güzel danslaı filmin en güzel sahneleridir. ( ASKERLÎK İŞLERİ 335 doğumluların yoklamasî f Almanyadaki talebelerimizin memlekete avdeti J Fatih Askerlik subesinden: 335 doğumlularla bunlarla muameleye tâbi eratuı yoklamaları l eylul 939 gününden itibaren cuma, pazartesi, çarşamba günleri yapılacağı evvelce ilâr. edilmişti. Bu günlerin değiştirilmesi zarureti hasıl olduğundan yoklama günlerinin ayın çift günlerinde (yanı eylulun ikinci, dördüncü, altıncı, sekizincl günleri şeklinde) birinciteşrin sonuna kadar Fatih Askerlik şubesl binasında devam edeceginden alâkadar Gelelim «Yoldan çıkmış kadının ko ların bugünlerde müracaatleri ilân olunur, kusu» na... Bir güzellik enstitüsünde çaÖLÜM lışan genc bir kızda müşterilerden biri gayet büyük bir istidad keşfediyor. ÇünNablıs Mutasarrıfı merhum Rüştü Pakü ona güzel bir koku süründüğü ve pa şanm damadı ve gümrük muhafaza kohah bir kürk giydiği gün rasgeliyor. Kı mutanlı^ı b rinci şube âmiri Süleyman zın o mutavazı yaşayıştan çıkıp bir ma Bonevahn babası, diş tabibi Hüsamedceraya atılmasına sebeb oluyor. Kız, mü din Sunolun kayınbabası gümrük genel esseseyi soymak istiyen bir hırsızla tanı müfettişlerinden mütekaid kudemayı şmca onu kibar bir gangster yapmaya muharriririnden Bay Mustafa Nuri Bokalkışıyor ve evleniyorlar. Birlikte birçok neval vefat etmiştir. Cenazesi bugiin öğişler yapıyorlar. Fakat bir milyarderi ka le vakt: Üsküdarda Selimiyede Şerifkuyusu sokağında 21 No. lu evinden kaldıçırmak teşebbüsüne giriştikleri zaman nlarak S«limiye camiinde namazı kıpolisler tarafından yakalanıyorlar. Mace Imıp Karacaahmedde aile kabristanına raperest kadın rolünü Holivud'da yeni defnedfîecektir. Ailesine sabır dileriz. yükselmeye başlıyan Patricia Morrison ve gangster rolünü de yeni bir jönprömiye, J. Carol Naish güzel oynuyorlar. Filim iyi idare edilmiş olmasına rağmen alelâde bir eser olmaktan ileri gidememiştir. Çünkü sürükleyici değildir. Fakat Patricia Morrison cidden güzel bir kadındır ve şimdiye kadar Amerikahların bize takdim etmiş oldukları «Fermansız Ege Tiyatrosu Temsilleri kadın» tiplerinden büsbütün ayrı tarzda NUREDDİN GENCDUR ve arkadaşlan bir şahsiyettir. Fikrimizi hulâsa etmek a4 eylul pazartesi akşamı zım gelirse «Yoldan çıkmış kadının koKasımpaşa YAVUZ sinemasmda kusu» hoşça bir saat geçirmek için seyN A L A R I N GÜNAH1 edilecek bir eserdir, diyebiliriz. Miçe Pençef varyetesi c r ARKA SOKAK VIVIANE ROMANCE | PİERRE FRESNAY Raşid Rıza E. Sadi Tek TİYATROSU Bu gece (Üsküdarda) Bağlarbaşı Halede, Çarşamba (Bakırköyde) Miltiyadide (Saçlarından utan), yarın gece (Suadiyede) Şenyolda (Beşde gelen), Perşembe (Te. pebaşında) Gaip aramyor İstanbul Maarif Müdürlüğünden: Evüb 37 nci oVul öğretmeni Numan Aylâ izinsiz olarak vazifesini terketmiş olduğundan Vılâvet Kültür yasav kurulunun 28/VI/939 gün ve 375 214 numaralı kararıle müstafi addedilmiş ve mecburî hizmetini bitirmemiş olmasmdan dolavı aa ayrıca takibat vapılması karar altına almmıştır. İkametgâhmın mechul bulunması dolayısile kevfivet ilânen tebliğ olunur. (6944) at etmeye çalışırsamz nekadar sevine cektir. Artık gece gündüz ağlıyarak, kalbinden şikâyet etmiyeceği ise muhakkaktır. Genc kız derin bir ıstırab içinde inledi: Zavallı anneciğim, kalbinden şikâyeti mi var? Siz hastalanahdanberi evet. De min muayene ettim. Simdilik korkulacak birşey yok. Fakat daima böyle heyecan ve ıstırab içinde yaşamakta devam ederse ilerisi için tehlrkelidir. Gayet tabiî bir tavırla yalan söylüyordu. Bu yalanın elinde simdilik tek silâh olduğuna ve vereceği iyi neticeden emindi. Hakikaten öyle oldu. Genc kız hiçbir sey söylemedi. Mütevekkil bir hali vardı. Dışarıda ayak sesleri duyuldu. Biraz sonra kapı açıldı. Eşikte Naciye Hanım göründü. Süti elile getirmisti, sevine içinde tıtriyordu. Genc adam derhal ayağa kalktı, onun elinden sütü aldı: Geliniz, dedi. Kızınız sizi görmek istedi. Sütü genc kıza getirerek uzattı. Nur başını kaldırdı. Gözleri tekrar kıvılcımlanmıs, yüzü isyankâr bir mana almıstı. Fakat gözleri annesinin gözlerile karşılaşmca yüzü biraz düzeldi. Elini uzattı. Bardağı aldı. Ağır ağır içmeye başladı. Bu sırada heyecan ve sevine içinde kalan Naciye Hanım bir iskemleye çöker gibi oturdu. Gözlerinde büyük bir mana parlayarak genc adama bakıyordu. Galib gayet sakindi. Genc kız sütü bilirince bardağı elinden aldı, komedinin üzerine koydu ve gitmeye hazırlanarak: Yarın gene geleceğim, dedi. Hem babamla da konuştnak istiyorum. Nur Hanım da buradan gitmek, kırlarda, tenha bir yerde bir müddet başını dinlen dirmek istiyor. Ben de bu arzuyu ;ok muvafık buldum. Derhal müsaid bir yer aratnalıyız. Meselâ Mecidiye köyü ta t rafları hiç de fena değil. Orada Bal mumcu Çiftliğine doğru kirahk yerler olduğunu söylediler. Cevab beklemiyerek kapıya dogru yürüdü, orada durdu. Gülümseyerek ikisini de tekrar selâmladı. Simdi sol yanağındaki yara izi daha bariz bir şeklde görünüyor ve odanın loşluğu içinde zekâ, enerji dolu gözleri sevimli bir tebessüm içinde parhyordu. Eğilerek annesinî ve. genc kızı selâmladı. Çıkıp gitti. (.Arkası var) Edebî roman : 10 Perdeleri açayım mı? Burası çok karanhk; dışarıda öyle güzel güneş var ki deniz pırıl pırıl yanıyor... Bunu söyler söylemez genc kızın şiddetli bir titreme icinde kaldığını, gözle rini garib bir şekilde kırpıştırmaya başladığını gördü. Hata işlediğini anladı. Derhal dudaklarında müşfik bir tebes süm belirerek telâsla devam etti: Sizin karanhktan hoşlandıâın:z belli. Böyle olduğuna göre de perdeler kapalı kalabilir. Fakat anlamak istediği şeyler vardı. Israrla tekrar ettı: Perdeler acılırsa içerisi keskin bir ziya dalgası altında kalacak. Ben zan nediyorum ki bu size, hayatla irtibatı tekrar tesis arzusu verecektir. Tabiati bazan bütün sinir ilâclarından daha kuvvetli bir ilâc oîarak alabiliriz. Mavi bir semanın altında uçsuz bucaksız bir tabiat ortasında en büyük kederleri, felâketleri nazarımızda küçültmeye yardım ede Yazan : Peride Celâl cek neler bulabiliriz. Orada herşey bize sanki yaşamdyı. sevmeyi öğretmek için yaratılmıstır. Bir açıkhavaya çıktığım zaman kendi hesabıma daima biraz daha mes'ud, biraz daha pervasız ve lâkayd olduSumu hissederim. Mademki netıce ölümdür ve hayat k'.sadır.. Niçin onu iyi kullanmasını bilmiyelim. Genc kız onun sözlerini duymamışü bıle.. Kcndı kendıne konusur gibi mırıldandı: Deniz pırıltılar içinde öyle mi? Deniz!. Yüzü vahşi bir mana alarak, birdenbire sesini yükseltip baaırdı: Nefret edivorum denizden!. Galıb biraz saşırdı. Bununla beraber gayet sakin duruyordu. Kendi kendine «denizden neden nefıet ediyor? diye düsündü. Evvelâ bunu anlamamız lâzım Odanın kapısı acılmıstı. Gülis kal fa korkak, çekingen adımlarla içeri gir di. Galib sahte bir neş'e ile ona doğru başmı çevirdi: Kalfa, kücükhanrma süt getir, dedi. Hanımefendiye de haber ver. Lut fen biraz buraya gelsinler.. Kalfa havret içinde gözlerini açıp kapadı ve telâsla çıkıp gitti. O gider gitmez Galib genc kıza döndü. Birdenbire ciddiieşerek: Buradar. gitmek ister misiniz, dedi. Genc kız gözleri bir noktaya takılı hareketsiz duruyordu. Doktor onun kendisini işitmediğini anladı, sesini biraz daha yükselterek tekrar etti: Buradan gitmek ister misiniz? Meselâ deniz olmıyan bir yere.. Mademki denizden nefret ediyorsunuz.. Yemyesil kırlar, tenha, gürültüsüz bir köy fena mı? Genc kız ürperdi, dönüp ona baktı. Genc adam bu bakislann altında heyecanlanmaktan kendini alamadı. Meselenin zannettiğinden çok daha mühim oldusunu keşfeder gibi oluyordu. Kızın gözleri ateş gibi yanıyor, derinlerinde sonsuz bir ıstırabın gölgeleri kaynaşıyordu. Galib eğildi, elini onun yorganın Ü7erinde duran elinin üzerine koydu. Bana itımad ediniz, dedi. Herşey geçecek, herşeyi unutacaksınız. Size yardım edeceğim, size her şekilde faydalı olmava çalısacağım. Genc kızın dudaklarında zehir gibi bir tebessüm beîirdi: Hiçbir yere gitmek istemiyorum. Beni burada kendi halime bırakmalarını istiyorum. Benimle uğraşmasınlar. Siz de benimle mesgul olmayınız. Dünyanın öteki ucuna gitsem gtne iyi olmama imkân yoktur. Annenizi düşününüz. Onun, hem de sizin yüzünüzden ölmesini ister misiniz? Onun için fedakârlık yapmanız lâzım. Bu benim elimde mi? Hiç olmazsa kendinıze mümkün olduğu kadar hâkim olmalı ve sizden istenen bazı şeyleri sükunetle kabul etmelisiniz. Hem büyük bir fedakârlıkta bulunacak da değilsiniz. Buradan gitmemi istiyen annem midir? Anneniz yalnız sizin iyi oltnanızı düsünüyor. Eğer siz buradan gitmek istediğinizi ona söyler, ve kapıdan gire cekleri yastıklarla karşılamaktan vazgecerek getirilen seyleri elinizden geldiği kadar yemeye ve yapılan tavsiyelere ita

Bu sayıdan diğer sayfalar: