15 Temmuz 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

15 Temmuz 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yahudi hicretihak- kında resmi tebliğ . çıktı.. Kadında Aradığımız (Baş tarafı 5 inci sayıfada) nihayet ondan da ayrıldım. Bu hal hep böyle devam etti. Konyada “Geçimsiz!,, diye adım çıkmıştı. İstanbula geldim. Bu se-| fer hayalimde orta boylu sarışm, tıknaz bir kadın tipi vardı. Um - duklarımı onda bulacağımı umu- yordum., Böyle birisini bulmakta zorluk çekmedim. Fakir ve kenar bir mahalleden imiş, babası da a- rabacılık yapıyormuş. Bundan ba pa ne? Ben babasile evlenecek değildim ya.. Nişanlandık. Güzel ve heyecan : günler yaşadık. Bütün ümitleri- mi evlilik günlerine saklryordum. Onunla evlendim. Hep ayni şey.. Konyadakilerden biraz farklı idi, fakat bu fark o kadar az ki hiç te beni kandırmadı. Babam bu haberi aldığı zaman kahrından ölmüştü. Artık tama - mile hür bulunuyordum. Yeni ka- rımla beraber Konyaya gittim. Herkesin parmağı ağzında kalmış tı, Hepsi de: — Ne güzel kız! İstanbul kız - ları hep böyle mi olur? Diyorlardı. Gözüm onun güzelliğinde de- Yildi. Hâlâ, evlilikte - umduğum saadeti bulamamıştım. Bütün ev- liler gibi ben de bir kaç ay sonra: —Bu mu? Bunun için mi evlen- dim? Diye kendi kendime soruyor- dum. Ondan da ayrıldım. Daha son- ra çakır gözlü, kumral ve şişman| bir dulla; sporcu, sert bakışlı, ne güzel ne çirkin, erkek yürüyüşlü bir daktilografla evlendim, Zeh radan evvelki karım iri yarı, — iz- bandut gibi fakat bebek yüzlü, penbe yanaklı, yirmi beş yaşların- da bir paşa kızı idi. O da, diğer- lerinden vücutça fazla — olmasına| rağmen, bana umduklarımı vere- medi. Nihayet son karımı, bir barda tanıdım. Böylesini görmemiştim. Esmerlerden hiç hoşlanmadığım halde bu habeş güzeline bayağı tutuldum. (Yalova) da seninle görüştüğümüz zaman ne kadar şen olduğumu gördün! — Hah! En sonra aradığımı buldum. İşte! Şimdiye kadar gör- düğüm ve tanıdığım kadınlara hiç benzemiyor. Umduklarımdan bun da vardır. Kıvırcık saçlar; uzun kirpikle- tin arasındaki kara gözler; gözle- rinin ışıldar gibi görünen akları; güzel, sevimli yüzü, — bembeyaz dişleri ve hele o süzgün, kıvır kı - vır vücudu: Çevik, sert, dayanıklı ve oynak. Onu da bıraktım, azizim! Ne yapayım? Eşimi bulamadım. Siz dayanıyorsunuz? Bıktığınız — hal- de, evli kalmak size zor gelmiyor. Fakat ben yapamıyorum bunu: İn kâr etme! Hepiniz benim içimde- ki fırtımyı yaşıyorsunuz? Yalan w? Evli olanların hepsi de bir a- rabayı çeken çift hayvan gibidir- ler: Koşumlar olmasa hemen ay- rılıp gideceklerdir. ... Vakit epeyce olmuştu. Vapur Kalkmak üzere idi, Ayağa — kalk- tım. Merdivenden ayrılırken Nec- mi yavaş sesle şöyle diyordu: ]aponyada, zırhlılarla beraber insanlar da hazırlanıyor| Bugünkü atletizm Japonya'da, bir mali rezalet yüzünden Saito kabinesi- nin sukut ederek, onun yerine Amiral Okadonun Başvekil olduğunu yazmıştık. Yeni Hükümet Rcisi, Japonya'nın deniz kuvvetleri ci- hetinden Amerika ve İngiltere ile müsavi olmasını öteden- beri istemekle meşhurdur. Diğer cihetten, Japonya, dünya Canavarın resmini alabılecekler mi? | denizlerinin nufuz, mıntakalarına ayrılmasını talep ediyor. Binaenaleyh uzak Şark İmparatorluğunun - denizcilikte kuvvetleneceği, donanmasını arttıracağı vakidir. Yukarıki resim, yüksek tahsilini bitirmiş Japon gençlerinden, donanmanın inkişaf edecek kısmında ihtiyat zabiti sıfatile çalışmak üzere ayrılanları gösteriyor. şimdidi : "Skoçyada göründüğü söylenen cana- var muhasara altına alındı! “Skoçyada görünen çanavar,, hâdisesi artık bir neticeye varmak üzeredir. Canavar ya ölecek, yahut ebedi bir hayata nail olacak! Diğer bir tabirle, kendisinin hakikaten tarih tabii âleminca ma lâm ve tasnifi mümkün bir mah - lâük mu veya sadece bir hayalden mi ibaret olduğu anlaşılacak... Bir müddet evvel Skoçyada gö- rüldüğünü yazdığımız ve — boyu, eşkâli hakkında muhtelif rivayet- ler dönen garip mahlâkun abloka altına alınması kararlaşmıştır. Bir sigorta şirketi sermayedar- larından, ayni zamanda tanınmış — Henüz ümidimi kesmiş de - ğgilim! Atinanım kadınlarını met- hediyorlar. Hele Mısır kadınları, bambaşka — şeylermiş. Bakalım hangisinde kalırım. — Zavallı! Dedim. Boşuna yo- ruluyorsun! Herşeyde olduğu gibi bunda da, umduğunu aramıyacak sın, bulduğuna şükür edeceksin! Senin aradığını şimdiye kadar kim bulmuş?Önümüze renk renk, çeşit çeşit sayısız kutular koymuş lar.Bunların birinde bir tılısım var mış ve bize o, anlatılması kabil ol- mıyan saadeti verecekmiş. Gözü- müze kestirdiğimizi alryoruz, açı-| yoruz. Fakat bulamıyoruz. Çünkü yok. Çünkü aradığımız şeyi büyü- te büyüte bir hayal şekline — sok- muş bulunuyoruz, Yazan: Kadir Can bir tabiat âlimi olan — Sir Sohard Mavnten Skoçyada, canavarın gö- rüldüğü söylenen Nes gölüne 20 kişi ile giderek her birini yevmiye İngiliz lirası maaşlı birer vazife ye tayin etmiştir. 20 adam gözçü- lük yapacaktır. Müteşebbis tabiat âliminin, bu hareketi şahsi bir infialden çıkmış ve “her ne pahasma olursa olsun bu işin hakikatini meydana koya- cağım, bu şeyin ne olduğunu dün- yaya bildireceğim,, demektedir. Gölün uzunluğu 20 mil ve en geniş yeri 2,5 mildir. Canavarın görüldüğü iddia edi- len bu mıntakanın etrafına 20 a - dam birer fotoğraf makinesile di- zilecek ve sabahın sekizinden ak- şamın altısına kadar — acnavarın çıkmasmı bekliyeceklerdir. Sonra ayrıca bir otomobil de, bütün gölün etrafını daima dola - şarak fotoğrafçıların vazifeleri ba şında bulunup bulunmadığın tes- pit edecektir. Bu böylece bir ay kadar devam ettikten sonra, eeğr canavar deni- len şeyin çıkıp resmini almak müm kün olmuşsa bırakıp — gidecekler ve ona göre tahkikat — yapılacak, yoksa, işin en doğru tarafın yani “canavar hikâyesi,, nin sadece bir vehimden ibaret olduğu anlaşıla- caktır. Heyet, canavara doğru hare- ket etmiştir. Pariste milli Fransız bay- ramı nasıl geçti ? Paris, 14 (A.A.) — Halk balo- larının ve Paris cadde ve sekakla- rının lâmbaları söner sönmez, Pa- ris halkı ananavi 14 temmuz res- mi geçidini seyretmek için akın akın Şanzelizeye doğru gidiyor- | du. Hava serindi. v Saat 8. 30 da askeri kıtatın ge- çeceği yol boyunca azim halk kit- leleri birikmiş idi. Reisicumhur M. Lebrun, İnvalides'te tecemmü etmiş olan kıtaatı teftiş etmiş ve müsabakaları Yugoslav, Rumen, Arnavut at* letlerixin iştirakile cuma günü ya* pılan Balkan atletizm müsabaka * larınım nihat kısmı bugün Tak* sim stadında yapılacaktır, 1934 mevsimi için yapılan prog" ramın en son kısmımı teşkil edecek olan bugünkü müsabakalarla ha" rici temas kapanmış olacaktır. Zağrepte yapılacak Balkan 0 * yunlarının çok yaklaştığı şu sıra * da atletlerimizin azami kudretleri hakkında kuvvetli bir fikir daha verecek olan bugünkü müsabaka “ larda şayanı dikkat derecelerin el* de edilmesi lâzımdır. Hepimizin bütün dikkatini üze- rine çeviren müsabakalardan biri bugün Semih ile Yugoslav Bura * doviçin yüz metrelik yarışıdır. Haf talardan beri formünü ayni zaman üzerinde muhafaza eden Semilh, bugün atletizm hayatı için yeni bir galebe için yarışacaktır. Saniyenin onda biri bizi aldat- mazsa parlak bir derecenin tutul- masr mutlaka lâzımdır.. Şayanı dikkat müsabakalardan biri de uzun atlamada Tevfik ile | Buradoviçin mücadelesi olacaktır. Sofyada 6.85 gibi bir mesafeyi at- lıyan Yugoslav atlet bu derece ile Türkiye rekorunun fevkinde bur lunuyor... Sırık atlamada Türkiye toprak* Yarmda şimdiye kadar hiç görüf miyen bir mesafenin nasıl aşıldı” ıını_bep beraber seyredeceğiz. Heyecanınm azami dereceye çır kacağı müsabakalardan biri de İs- veç bayrağı koşusudur.. 100, 200, 300, 400 şeklinde ©- lan bu yarışta 400 metreyi Arna- vut atlet Gogo, 300 metreyi Ro- manyalı Virjil, 200 metreyi Arnar vut Yala, 100 metreyi de Yugoslay Buradoviç koşacaktır. Müsabakalar: 800, 1500 ve İs- veç bayrak koşusiyle uzun ve sı" rıkla atlama ve disk atmadan iba* rettir. Müsabakalara tam üç bu” çukta başlnacktır. ömer Besimi ——— bunda bilhassa Romanya başve” kili M. Tataresco ile Faş sultanı ve maiyeti, Mereşal Petain, M. Fietri Ceneral Denain ve Ceneral Wey” gand bulunmuştur. Bundan sonra gerek ana vatan ve gerek müstemlekât kıtaatınıf geçit resmi başlamış ve bu kıtaâ$ halk tarafından mütemadiyen a kışlanmıştır. Geçidin hitamınd$ Belçika ihtiyat zabitleri, beraber” lerinde Fransız ihtiyat zabitleri o” duğu ve önlerinde bir müstemlek? piyade taburu bulunduğu halde 8* lay halinde takızafere gitmişler” dir. M. Lebrun ile zevcesi, resmi g” çitte hazır bulunmuş olan zevat şerefine bir ziyafet vermişlerdir" Öğleden sonra Komedi Fraf” sez ile Operada meccani temsille? verilmiştir. Bugün her cadde V” sokağı milli bayraklarla donatıl” mış olan Pariste ve eyılede!d muazzam tezahürler yapılmış “* halk baloları tekrar canlanmıştı"

Bu sayıdan diğer sayfalar: