10 Eylül 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

10 Eylül 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| c'b'tide. Kayseri hattına nazır ev- 1 " birinde bulunup gözünün ha bildiği manzarayı seyreden kim- ÇS Ankaranın nasıl bir hummalı “yetle büyümekte ve şenlenmekte İti “8ğunu ihata eder, Vaktiyle kurak- l;: Mezarlıktan mürekkep olan va- Tauntaka her gün yeni bir inşe- b © temellenmesi İle canlanıyor. Bu kada marrraranın değişmesi için b ay değil hafta bile kâfidir. Cebe- ânesinden Yenişehire ve İ-- “na kadar olan saha inşsatm vü- "tirdiği kordonla az zamanda Men kuşanacaktır. '“ıaı Cebeci hattının eski Anka- İ tratında kalan vasl boşluk beledi- Kttafından ya spor sahası, yahut haline konacaktır. Eğer beledi - k"fıuıu veçhile burayı bir bi sene- Park haline getirecek olursa .*Fhrk eski ve yeni şehri birbirine Heden çok güzü Ve ço skihi bir © olacaktır. yeeri hattı — üzerinde bulunan b Yaş Banliyö hattı —Cuma günleri *t işlektir. Şehir halkının bir kıs- ,, Gazi çiftliğinin ağaçları altına a- k “tderken bir kısmı da Kayaşa ka - İi Uzanarak — orada dereboyundaki Slıklar arasında — istirahat gününü kiriyor. * Ankaranın yamaçlığı olan Et- Yazı geçirmektedirler. Nisbe - Mahdut bir krsım halk hiç olmaz- — bir hafta kadar işinden ayrıla- ler — Kızılcahamama açılmışlar, 'da orman havası almaktadırlar. Velhasıl Anadolu gölünün ortasın- h tttis olunmuş sun'? bir şehir diye h kalem adamlarının - tavsife kal - Vikları Ankara nakil vasrtaları ile yarım saat ormanlığa ise iki taat mesafede bulunan ve aha- bnun her türlü nimetlerinden 'e edebilen bir şehirdir. W bir şehir ki, — bütün medeni ı—mı kendinde toplamakta ve gar- İn eh Büzel beldeleri ile rekabete ha- ;w | Arfiye hayatı sürmek istiyenlere İ &a dır. h Afkaraya eski kalenin yıkak etek- sinerek ve — Yenişehrin itrik riyasına garkolmuş muntaka- MA arkasımı çevirerek bakan kimse V! mütereddi — şarkı yaşatmağa defa savlet eden ya köhnemiş :î“ı yahut prejüdi zebunu bir fert kbunu meydana kor. Yükselen me- Ne 'etin âbidesine göz koyarak ley - ğ ve baykuşlara mesken vazife- gören onlarca asırlık kalenin ş%h_m' olduğu kaya parçaları ara - İ kovuklardan yülkselen küf ve ."Eı lük kokusunu ciğerlerine dol - k istiyenler yalnız eski Türki » ..'hâ'ıyı gözünde bir pertevslizle ecnebi muhabirleri değildir. :;“’ımdı teceddüde ve tekâmüle Sebepsiz buuz besliyenler an - Nöğ tesirinden kendini kurtaramı - her memlekette tesadüf edilir. ti ebedi bir hüsran hayatı ge- h $8 yürüyen, ilerliyen hakikati kı ğa mahküm olan bu bet - b , Medent Ankaranın saçtı - ı." deryası böylelerinin gözlerini an ruhlarını tazip edebilir. . Âncak Ankara, onların bozuk zih- ni — tatmin için hareketinde W üçük bir inbiraf yapmağı hatır ve * getirmez. Ankara ilerliyor, ş::: sene, her ay, hattâ her gün &,* Yolunda dev adımları ile yol W’.“IVEH onu takip edemiyen bed- al HABER daimi 0İuıyuculaı'ına ’ik VAKIT arkadaşımız bü- bir gezinti tertip etmiş- 14 Eylül Cuma günü ya- % olan bu gezintiye ER daimi okuyucularma Taaj sart kartı hâmil bulu- % Ar çok kolaylıkla iştirak m::!m eceklerdir. Bu okuyu- ızm bu gezintiye işti- b GĞemee!eri için VAKIT e!% ârmd:m yalnız yedi a- © sahip bulunmaları kâ- VÜ byidi ider Yeni kitaplara bir bakış ve ne suretle kavuşabilir? Yazan: Pr. Mustafa Santur Şehrimizin çok dağımık olması do- layısiyle satılığa — çıkarılan sütlerin muntazaman — ve bir usül dairesinde kontrol edilmesi imkânsız değilse bi- le çok güç bir iştir. Şehrin dört bir ta- rafından istihsal edilen sütlerin kimyevi ve bilhassa bakteriyoloji — muayenesi hem büyük bir masrafı mucip olur 've hem de kaçakçılık için yeni bir çığır açar, Belediyemizin bu muayene hak- kında gösterdiği hüsnüniyet ve iyi bir neticeye varmak için yaptığı fedakâr- lığı inkâr etmek güneşi el ile kapama- ga çalışmaktır. Bundan evvelki makalemizde şeh- rimizde satılan sütlerin — içilmiyecek kadar bulaşık ve pis olduğunu ve bir | çok hastalıkların — noktai — azimetini teşkil eylediğini göstermiştik. İrtan - bul şehrinde sütlerin şeraitini değiş - trmek için alımması lâzım gelen ted- birleri aşağıda gösteriyoruz. Bu usu- lü madde madde göstereceğiz ve faal belediyemizden bu meseleyi ciddiyet- le nazarı dikkate almasını rica edece. ğiz, Aşağıdaki maddeleri bir emir şek- linde 1srar etmekle yakın bir zaman- da şehrimizde iyi süt bulmak müm - kün olacaktır. MADDE 1 — Halkın iyi süt iç - mesi için sütün sıhhi kontrolünü temin edecek olan hususi bir - hıfzissıhha servisi tesis edilmiştir. (Tesis edilen kontrol ihtiyaridir). Süt veren hay « vanları, sütlerini kontrol ettirmek İs- tiyen inekhaneler belediyeye bir isti « da ile müracaat edecek ve icap eden kontrol yapıldıktan sonra ellerine bir şahadetname verilecek — ve bu sütler için halkın mazarı dikkati celbedile - cektir. MADDE 2 — Hayvanlarının — ve sütlerinin kontrol edilmesini istida ile talep eden inekhaneler, hususi hıfzıs- sıhha servisi tarafından rmuayene edi- lecek ve derin tetkikattan sonra müs- tedinin İstediği kabul edilecektir. MADDE 3 — İnekhanenin verdi- ği istida kabul edilmek için aşağıdaki şeraite malik olması lâzımdır: A » İnek ahırlarının belediye heyeti baytariye ve tıbbiyesinin — ve hususi hıfzıssıhha servisinin gösterdiği şe - raite uyğun olması, hastalıktan şüp - heli olan ve ahıra yeni getirilmiş bu- Tunan hayvanlar için bir karantinaha- ne bulunması; B - Süt inekleri tamamiyle hali sıh- hatte olması şarttır. Ahır içinde hiç bir veremli inek olmamalıdır. Süt i - neklerinin alacağı gıda hususi hıfzıs- sıhha servisinin göstereceği formüle tamamen uygun olmalıdır. İnekhane- de bülünan ineklerin hepsi — mezkür servis tarafından — senede iki defa tüberkülin tecrübesine tâbi — tutulmalı- dır. Bu tecrübeyi yapmazdan — evvel hususi servis, — inekhanede bulunan ineklerin eşkâlini gösteren bir defter yapacaktır. — Deftere geçen ineklerin boynuzlarına ateşle marka konulacak ve bu markanmı altına iki boynuz uç- larının arasındaki mesafeyi — gösterir bir adet yazılacaktır. Birinci maddede gösterilen şerait altında inekhane tesis etmek - istiyen- ler bir defter tutmağa ve bu deftere süt İneklerinin numaraları ve hattâ i- simlerini yazmağa mecburdurlar, Ser- vis baytarı her vizitesinde bu deftere hayvanların vaziyeti sıhhiyelerini, tag- diyelerini, ve ahırın — sıhhi vaziyetini kaydedecek ve fikri ne olduğunu da gösterecektir. Vizitelerden sonra her bir ahır için bir rapor tanzim edecek ve hususi hıfzissihha servisinin şefi- ne verecektir. Tüberkülin tecrübesine müsbet cevap verenler artık — sürüde kalmıyacaklarından derhal ahırı ter - ketmeleri lâzımdır. anlaşılanlar derhal tecrit edilecekler ve 5 - 10 gün sonra ikinci bir tüber- külin tecrübesine tabi tutulacaklar - dır. Bu ikinci tecrübe için tatbik edi- lecek usul alışkanlık yımyıgık - lan bir teknik olacaktır. C « Ahıra yeni girczek olan hay- vanlar karantinehaneye girecek, bay- Şüpheli olduğu | tar tarafından muayene — edilecek ve nibayet 8 gün içinde tüberkülin tec. rübesine tabi tutulacaktır. Baytar ra- poru ile ineğin her bakımdan tam hali sıhhatte olduğu anlaşılmadan bu i - nekler müşterek ahıra konulamaz ve sütleri satılamaz. Her yeni gelen hay- van için baytarın haberdar — edilmesi lâzımdır. Süt veren ineklerin her has- talığında servis baytarı derhal haber- dar edilmelidir. Ç - Her 6 ayda bir tüberkülin tec- rübesinden maada servis baytarı inek ahırlarını ve hayvanları her 3 ayda bir muayene edecek, — inakhanedeki deftere fikrini kaydedecek ve bir ra - porla keyfiyeti servisin şefime bildire- cektir. D - İnekhane sahibinin: ahırın te- mizliği, hayvanların bakılması, sağıl - masi, tımarlanması için istihdam et « tikleri adamların — sari bir hastalıkla malâl olmamaları lüzımdır. İnekhane- | nin şefi müstahdemininin her hasta - lığını sıihhiye müdüriyetine — bildir - mekle muvazzaftır. Her yeni gelen u- şak Sıhhiye — müdüriyeti tarafından muayene edilir. H - Sıhhiye müdüriyetinin doktor- ları hiç olmazsa 3 ayda bir defa inek- hanenin bütün müstahdemlerini mua- yene edecekler, ve müdüriyete vere - cekleri mufassal bir raporla — onların tıhhi vaziyetlerini, ne dereceye kadar temiz olduklarını, yattıkları yerleri, içilen suyun sıhhi olup olmadığımı bil- direceklerdir. MADDE 4 — İnekhane — sahibi vereceği hususi bir senetle hilesiz ve tam ve bu emirnamenin 3 üncü mad- desinde musarrah hıfzrssıhha şeraiti - ne malik olan bir süt satacağını, sat- tığı sütler içinde başka bir inekhane- den gelme tüt olmıyacağını — taahhüt edecektir. MADDE 5 — Yapılan sıhhi vazi - yetler, tüberkülin tecrübesi, ve üçün- e maddenin 2. 3, ve 6 mcı fikrala - rında gösterilen masraflar belediye - nin sütten ber litre başına alacağı bir veya iki kuruş vergi ile temin edile - cektir. Berlinde yapılan bir otomobil yarı- gına iştirak eden Edit Friş — ismindeki genç ve güzel bir kız, kara orman tepe- sine giden yolu çıkarken, devrilen oto- mobilin altında kalmış, feci surette can vermiştir. Resim, bu ölüm yarışı baş- Tarken alınmıştır. Zavallı kız, gülüyor... 'Ât üzerindeki İaz, on üç yaşında ve Bibi Potoki isminde bir Viyanalı- dır.. Yapılan bir yarışta birinci gel - miş, gümüşten bir kupa almıştır. Ka- dınlar atlı sporda da ilerliyorlar! | galır. MADDE 6 — Bütün bu muamele- ler yapıldıktan yani Sıhhiye müdüri- yeti ile hususi hıfzışsıhha — vervisinin raporları tanzim edildikten ve yukarı- da izah edilen şartlar vücut bulduk » tan sonra inekhane sahibi aşağıdaki ibareyi istimale hak kazanır: “Hususi Hıfrıssıhha servisinin ve Sıhhiye Müdüriyetinin koöntrolü —altın. da Süthane.,, Bu ibare İle süthane İstediği rek - lâmı yapabilir, şu şartla ki, bu ibare- | den hiç bir harf değiştiremez. MADDE 7 — Bu şahadetname »- şağıda gösterilen sebeplerden hususi hıfzışsıhha servisinin ve sıhhiye mü - düriyetinin talebi üzerine geri alına- bilir: A - Süt satışı veya süthanedeki süt ineklerinin sıhhatleri bu emirnamede gösterilen şartla uygun olmazsa; B « Salâhiyettar memurlar sütler- de hile olduğu ve yahut sütün kali- tesi bozuk olduğunu anlarlarsa. — Veri- len şahadetnamenin geri alındığı süt- haneye tebliğ edildikten 3 gün sonra bu hususta yapılan reklâmlar durma- hdır. MADDE 8 — Altıncı maddede gösterilen şerait dahilinde hak kazan- madan, resmi şahadetnameyi haiz süt namı ile bir süt satmak yasaktır, MADDE 9 — Hususi hıfzıssıhha servisinde mevcut veya belediyenin diğer kimya ve bakteriyoloji lâbara - tavarları, hususi hıfzıssıhha servisi - nâin kontrolü altında olan sütleri mu- ayene etmekle mükelleftir. Bu süt nümuneleri her ay alına - cak, kimyevi ve baktriyoloji muaye - neleri yapılacaktır. Nümune alma gü- nü gayri muayyen olacaktır. . MADDE 10 — Bu — emirnameye muhalif hareket kanuni takibatı icap ettirir. MADDE 11 — Hususi Hıfzıssh » ha servisi, belediye ve vilüyet baytar müdüniyeti, sıhhiye müdüriyeti, bele- diye kimya ve bakteriyoloji lâboratu- varı kendilerine isabet eden — vazife dahilinde bu emrirnamenin - tatbikine memurdur. Yüksek fiatte: iyi süt, ucuzdur. Fa. kat kötü bir süt fiati ne olursa olsun pahalıdır. Bu çok açık — hakikat çok defa halk tarafından bilinmez. Bula- şık bir süt pastörize edilerek iyi, ve fiati uygun bir süt olabilir mi? Pastö- rizasyon taraftarları bunun mümkün olduğunu zannederler. “The veteri- nary Record” — baytari gazetesinde “Menton” ve “Steele - Rodger” — bir çok sebeplerden dolayı bu fikre teu- haliftirler: Pastörizosyon —ile sütün krem miktarı pek çok azalır. Bu usul ile sütte hikemi bir takım tagayyür - Jer olduğu için bu mayli çok tsitma - mak tarafına gidilir; — şu suretle ki, tek bir pastörizasyona — tabi tutulan veremli süt virüsiyyetini mubafaza e- der. Bu pastörizasyon, süt içerisinde tabii olarak bulunan ve mikropları it. V4f ve imha etmek hassasına malik o- lan “ — Streptococcus Lactius — ” ü tahrip eder ve bundan kurtulan mik- roplar serbestçe neşvünema bulur, ço- Bundan başka pastörizosyan sütteki “Antiscorbut” — Vitamin — “C” yi tahrip eder. Pastörizosyon — sporlu | mikropları öldürmez. Bilâkis pastöri- zasyon — tam olarak yapılmamış ise mikropların daha çabuk çoğalmasını temin eder. Bunun içindir ki, bu usul: (göz boyayıcı) bir uşuldür. , En iyi süt, sıhhatte olan bir inek- ten alınan, iyi şerajt altında toplanan, sağıldıktan sonra — hemen soğudulan | ve derhal tevzi edilen süttür. Bir çok mücllifler İngilterede pastörize sütün menedilmesini tavsiye ediyor. Bu mü- Vellifler sütün Standard'ını şöyle ka - , bul ediyor: Her santimetre mikâpta 100.000 bakteriden fazla olmıyacak, bir santimetre mikâbın yüzde birinde | koli basil bulunmıyacak ve muayyen miktarda da şahmi maddeler buluna- caktır, takılmış bulunuyor. Aktör Ve müelliş Her tiyatro eserinde, aktörlerin yüzüne geçirilen maskeyi aşağı indi - zerek hakikate varabilmek için, gece- nin yirmi dördünü beklemeğe lüzum olmadığını zannediyorum. Günün her hanği bir saati, usta bir okuyucu tarafından, bir altın miyarına vurulmuş kadar, her piye - sin bakik! mahiyetini meydana çıkar- 'mıya dalma küfi gelecektir. Nahit Sırrı Bey yeni bir kitabmın (Muharrir; piyes, Hâkimiyeti Milli - ye matbaası, 1934) son yapraklarına yazmaktan kendisini — alamadığı bir hâşiyede, bir türlü sahneye konula - mıyan eserinin talihsizliğinden şik4 « yet ediyor.. Her tiyatro eseri, çak kereler, sah- meye konulmak — için yazılmıştır. Bunu teslim ederim; hiç değilse, bu fantezi arzu, — her tiyatro müellifine cazip gözükmüştür. Fakat, her hangi bir sahne eseri için bunun bir kazanç yahut bir muvaffakiyetsizlik olabile - ceğini düşünemiyorum. Piyes ve ak- tör, daima isimleri yanyana geçtikle- ri halde, ikisi tamamen ayrı ayrı şey- lerdir. Ve hiç bir vakit, usta bir ak- tör, muvâlfakiyetini —iyi bir piyese borçlu olmadığı gibi, kötü bir piyes te usta bir aktör elinde gene hiç bir şey kazanmamıştır. Daha sonra vaka- ların — gözle — görülemiyecek — ka - dar uzak olan hayaletlerinden — tecrit edilmiş bir roman okuyucusu, düşün- telerinde onu hakikate getirebilmek |- çin nasıl kendi kendine mücadele e- diyorsa, piyes için de bunu yapabi - lirt. H Piyesi, aktörle müellifin yarı ya- rıya paylaşacakları bir sanat eseri ol- mak Üzere telâkki eden İngiliz ro - mancısı Arnold Bened, — bit bakıma göre, bu iddiasmı gözle görülen bir hakikat üzerine tesbit etmiştir. Fa - kat, netice itibariylee meseleye yeni bir unsur köyamamıştır. Bilâkis, iyi ve (ena tarafları iki insan Üzerine ay- rılabilen bir sanat, tam olarak; varlı- ğından yarı yarıya kaybetmiş bir va- ziyette bulunuyor. Bu (übrla, hiç hakikt sanat adamı, kendi eseri üs - tünde bir başkasının yaşamasına ta - haramül edemediği içindir ki, sahne eserleri, edebi eserler arasında, dai - ma ikinci plânda kalmışlar, yahut ta- mamiyle istihkar eylemişlerdir. Haki- kat şudur ki, sahne, eserletine itima- dr olmryan müelliflerin aktörden bek- ledikleri yardırmdır!. Tiyatronun, bu - gün, edebi eserler arasındaki mevki « inden süratle sıyrılarak, bütün dün- yada başaşağı giden, ve yerini, sine « ma gibi bir fanteziye terkedişinin ha- kiki sebeplerini de burada aramalıyız. Nahit Sırrı Beyin kitabına gelince Ge, muharrir tipinde birbirine karışan istihsa ile hakikatin, — sahneye çıkar çıkmaz, bu kitapta olduğundan daha ters, yahut, kendi. düşüncelerine da - ha uyğun bir gekil alabileceğini ümit etmiyorum, Cevat Sezaiyi bir ılu mevzuu ©- larak intihap eden müellif, kitabın- da onu hakikate getirir getirmer, tu- haf bir istirap duüuymüştur. Bununla beraber, katiyen geriye dönmek lâ - zım geldiği halde bunu da yapamadı - ğını görüyoruz. Kendi fikirlerini &ıkı bir zabtürapt altında bulunduramıyan müellifler, dalma, eserlerinin hakikt mihverini başka bir mevzuun eli ve baskısı altında bulmuşlardır. Bu, bir isabet olmuş olabilir. Yazmak istedik- lerinin tamamiyle zıddını yazan, ya - hut, meydana getirdikleri tipin hiç bir vakit — hareketlerine — karışamıyarak kendisini doğrudan doğruya ona bı » takmış müellifler sayısızdır. Ve bir » gokları, hayatlarında bunu itiraf et » miştir. Fakat Nahit Sırrı Beyin kita- bıtda, iş böyle olmamış, — şahısların #erbest bir şekilde ilerlemek istedikleri yol ile, müellifin — götürmek istediği nihayet, karmakarışık bir boğuşma i- çinde kalmıştır. Zannetmiyorum ki, bu kitabın iyi veya fena tarafları sahneye geldikle- Tİ zaman birdenbir değişsinler!. Kaldı ki, “Muharrir" kitabı, amatör bir takım genç kumpanyaların — oltalarına, hiç bir vakit müellifin işitip menedemi- yeceği kadar, gizli bir yem olarak ta Kenan Hulüsi

Bu sayıdan diğer sayfalar: