4 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

4 Nisan 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ | | | A AAA ' “Oynadım, kaybet- Ağrı: HABER — Akşam Fostası Âğrısız a tim; şimdi beni kur- şuna dizebilirsiniz! | ş | Bu sözleri söyliyen Fransızların ! yakaladığı. bir casus kadındır Fas hapishanelerinden hifinde kendisine bir müdafaa vekili seç mesi söylenen kadın acı ACı güld omuzlarını silkti ve: — Oynadım, kaybettim, Şim. beni kurşuna dizsinler, hiç olmaz sa bu eğlenceli hayatı daha faz! uzatmamış olurlar! Demişti.. Bu genç kadın, bir. casustur hem de geçen gün Fransanı! Brest şehrinde tevkif edilmiş ola sarışın Liliane Oswold'dan çol daha tehlikeli bir casus... Muzik hollerde İröne de — Sir vens, İröne de Versi, Lavha Ha Bir g'bi uydurma adlarla pek ço! alkış toplamış olan bu güzel ka dını Parisl Pariste sırasiyle bar kadınlığı 1 kabare dansözlüğü yapmışlı. İröne de Versi ayak takımın- dan bir. kadın değildi. Bilâkiz yüksek kültürü olan, iyi tahsil gör müş bir kızdı. Hele genç zabitler onun arkadaşlığını büyük bir he- yecanla arardı. Birçok seyahatler yapmıştı. 28 Kânunusani 1900 de doğmuş ol- duğu ve tahsilini bitirdiği Riga-| dan, bir maliye mücssesesinde)| daktilo olarak çalıştığı Berlinden, baştan başa gezip dolaştığı İtal- yadan, İngilizlerin Akdenizdeki Maltasından, muzik hollerde ilk Muvaffakiyetini kazanmış oldu - Paristen, İs; a gendiği Sevil PNT LAŞ lara mensup zabitleri sevmeğe baş lamış olduğu Cezayirden bahsedip dururdu. İşte bu sebeple ayrı ayrı altı. dil konuşmasına ve bunların hep-! sini yazıp okumasına kimse şaş- mamıştı. Letonce, almanca, ingi- lizce, italyanca, fransızca — ve is- pâanyolcayı mükemmel konuşuyor du. 1930 yılındanberi bu Marlen Ditrih taklidi olan kadn İröne de Versi namı altında Fasta yaşıyor. du. Fez şehrinde kocaman iki ye lanla numaralar yapmıştı. - İstira-| hat etmek üzere birkaç gün için| sahneden çekilmiş ve yılınlınml laboratuvarında alakoymak üzere | bir doktora teslim etmişti. Fakat yılanların bulunduğu - sandıkları | fareler kemirdiğinden bunlar dı-| şarıya çıkarak laboratuvarda bur lunan Hint domuzlarını “Kobay,, yutmaş ve başlarını aldıkları gibi sIVIŞIP gitmişlerdi. Yılanları ya- kalamak için Faşs şehrinde büyük bir takip heyeti teşkil edildiğin - den hâdisenin dedikodusu sekiz gün kadar sürmüş, bu da artistin şöhretini artırmıştı. 'Tiyatro sahipleri ona bütün Şi- mali Afrika şehirlerinde konturat- lar teklif ettiler. O, hepsini red- detti, Cenupta, askeri harekâtın sahnelerine yakın yerlerde, Lej'yo nerlerin çöle gidip gelirken gürül- tülü bir surette eğlendikleri küçü- €ük kabarelerde çalışmağ! tercih ediyordu. İröne de Vere'nin bu acaip me- 'Polislerin şüphesini uyandır-| 'dt. Fakat dostları arasında büyük Sasmurlar da bulunduğundan, ta- Mbat tale; Yüf pleri hep hasır altı edili- rin pek çoğu tanır ilükkne - | yük bir kalabalıkla ceylan avla- meliyatın çaresini bulqg _a_da—m Bir fırıncının oğlu olan Sir Simpson klorformu İnsanlığa en büyük hizmeti e- den doktor kimdir biliyor musu - nuz? Bu adam bir fırıncının ye - linci oğlu Sir James Simpson'dur. Ademoğlunun hastalık yüzünden şektiği istırap, acı, ağrı ve sızıları görmemek, duymamak için bir va-” kitler az kalsın doktorluktan bile vaz geçiyordu. Dünyaya ne mutlu vi, istirabı görmemek için gözle - “ini kapayacağıma, ağrıları işitme- nek için kulaklarını tıkayacağına sunlara çare aramağa koyuldu.Klo ©formu buldu ve acı duyurmak - sızın kesip biçmeği imkân dahili - ve soktu.. On altıncı yüz yılın başlangıç - arında operatörlerden ve ameli - vatlardan bahsedildiğini görüyo - ruz. Demek ki Avrupa memle - ketlerindeki cerrahlık mektepleri- nin sayesinde bu işlerde epey ileri , gidilmişti. O günler kendini ame- İren de Versi ı İröne de Versir”n her geçtiği şe- liyata teslim etmek gerçekten bü - yük bir kahramanlıktı; operatörün satır ve bıçakları derde çare bula- hirdeLejiyon alaylarından firarlar mazsa, zamanın saçma sapan ilâç- çoğalıyordu. Kaçanların hepsi de Almandı. | Kadının büyük cazibesi ve za-| bitler arasında devşirdiği arkadaş- lar yüzünden bu firar hâdisesiyle | kendisinin alâkasını gözden kaçı- rıyordu. 1934 yılında Taza şehrine gi- dip yerleşti. Orada çok sevildi ginden gayet iyi karşılandı. Ak- şamları bulunduğu kabared& : ka- bul resimleri yapıyor; gündüzleri Faslıların yaşadığı mintakalarda otomobil gezintilerine çıkıyor, bü- rına çıkıyordu. | İşte bu sıralarda Ljiyon yüz- başılarından biri, adamlarından birinin söylediği sözleri büyük bir| merakla dinledi. İröne de Versi kıtasını bırakıp kaçması için ona b'n frank teklif etmişti. Tuzak kuruldu. Numara- sı zaptedilmiş olan bir bin frank- lık cebinde olduğu halde Lejiyon neferi yolculuk hazırlıklarını ya-- parken İröne ile birlikte yakalan- dılar. İröne otomobili lulukeni bir İng'lizin çok acele Tanger| şehrine gitmek istediğini — söyle: mişti. Halbuki o gün Taza şeh- rinde hiç bir İngiliz yolcu yoktu. | Iröne de Versi tabii tevkif edildi. Derhal yapılan tahkikat bu genç kadının sergüzeştlerle dolu haya: tını meydana çıkardı. Asıl ismi İröne von Zivers olınl İröne de Versi Berlinde çalışmak- | ta olduğu maliye — müessesesinin zat işleri müdürü tarafından Al - man casus teşkilâtı şeflerine tak - dim edilmişti. Müessesede iken müdür kendisine aşk bağlariyle bağlanmıştı. Aldığı ilk vazife: Paris civa- rına gidip Fransızların yeni bir makineli tüfeğine dair malümat, toplamaktı. Bu vazifeyi büyük bir muvaffakiyetle başarmıştı. Sonra İtalyaya gönderildi — ve kendisini kullanan şeflerini bu va-| zifesinde de memnun bıraktı. Malta adasında — İngilizlerin Entellicens Servisi ile pençeleşti. Sonradan yakılan birçok vesika - Jar elde etti. Cezayire geçti. Buradan da Fa. | yonlara girmiş olan Almanları ka- larını yutarak ölümü beklemekten başka yapacak bir iş yoktu. Karaca tırnağı, tavuk - kursağı ağaç biti suyu, sedef tozu, yaban domuzu dişi, güvercin kanı, insan sidiği, örümcek ağı, yılan derisi yengeç bacağı, bunların hepsi en çok kullanılan ilâçlardandı ve bü- tün doktorlar bu Hiâçlar üzerine and içerdi. On dokuzuncu yüz yılım - baş - langıcında Joseflistler adlı İngiliz kimyageri ilk antiseptik (muzadı taaffün) ilâçları buldu ve herkese kullandırttı., Bu adamın buluşu hastahaneleri kangren ve buna mümasil facia - lardan temziledi. O günlerde ope- ratörlerin çalışma şartları ger - çekten çok iptidai idi. Doktorlar yırtık pırtık ve kanla kirli önlük - ler giyiyorlardı ki, böyle üstü başr olan bir kasabın dükkânına bugün hiç bir müşteri girmez... Lister çok şiddetli muhalefeti ne karşı temizleme mücadelesine (Asid karbolik) kullanmakla baş lamış ve bir kaç sene zarfında bü - tün dokteslara bunun faydalarını anlatmıştı. James Simpson ise kloroformu bularak bunu büyük bir cesaretle kullanması sayesinde dünyaya en büyük bir hizmeti yaptı. Simpson 7 Haziran 1811 de doğdu bir fırın cının yedinci oğlu idi. Doktorluk tahsil'ne atıldı. 1832 yılında Edinburg Üniversitesinden doktorluk şahadetnamesini aldı ve senede elli İngiliz lirası maaşla meşhur patoloji muallimi doktor Jon — Tompsonun muavinliğine tayin edildi. Doktor Smipson ma- aşını biriktirdi ve 1835 yılında se- yahate çıkarak Fransa ve İngilte- renin bütün hastahanelerini do- laştı. En büyük üzüntüsü masanın üs- tüne iplerle bağlanan hastaların bıçak altında çırpınmaları * ve acı sa gitti. Burada başlıca işi Leji- çırmak ve bunlara sahte evrak te-| min etmekti. Tanger şehrinde birçok çırkl ortakları bulur.duğu sanıldığından sıkı takibat yapılmaktadır. | | #im paramzla aşağı yukarı ilk kullanan doktordu! Döktor Simpson bizzat kendinde telâşa Doktor James Simpson acı feryatları idi. Yüreği bu facialar karşısında o- kadar parçalanmıştı ki doktorluk - tan vaz geçmek için kendine baş- Dünyanırî en zengin çifti S Şu gördüğünüz yeni evli Amerika- lılar şimdiki halde dünyanın en zen- gin karı kocasıdır. Mösyö ve Madam Kromvell'in servetleri bir buçuk mil- yar frangı tecatüz etmekledir. (Ri- | 120 milyon | lira) delikanlı tüccardır. Gelin de A- merika tütün kralının kızıdır. Bugün- lerde Fransanın Kan şehrinde bal ay- Vlarını geçirmektedirler, etrafındakileri tecrübelerle vaptığı düşürdü. ka bir iş aramağa başladı. Fakat mesleğini de bir türlü bırakamı - yordu. Bayıltıcı ilâçlar aramağa koyul- du. Eteri ilk kullananlardan biri kendisidir. Kendişinden evvel A. merikalı bir dişçi bir defa kullan- mıştı. Eter istimali doktorlukta büyük bir ilerleme kaydetmişti. Kendi- sine de büyük bir şöhret kazandır- du. Bunun üzerine doktor Simp - son İngiltere kraliçesinin doktor - luğuna tayin edildi. Tayini dola- yısile gelen tebrik — mektuplarına verdiği cevapta: *“Kraliçenin iltifatları beni oka- dar alâkadar etmiyor. Bu hafta bir kadına (Sülfürik eter) koklatmak " suretiyle ağrılarını dindirmekli - ğim bana çok daha değerli görü - nüyor,, diye yazmıştı. Kendisi iş ve tecrübelerinden bir an için olsun vazgeçmedi. Günün birinde kimyagerlerden birisi ona kloroformdan bahsetti . Doktorun kütüphanesinde masası- Unın üstünde kloroform dolu şişe vardı , Bir gece üç muaviniyle birlikte sütüphanesinde otururken: — Haydi, şunu kendimiz bir tecrübe edelim... Dedi.. Dört — kişi kloroformu koklayınca, bayıldılar ve ölü gibi yerlere serildiler.. Ayılınca doktor en büyük sevinci — duydu, çünkü çoktandır aramakta olduğu çare - yi bulmuştu.. O günlerde böyle - bir nesneyi kullanmak, büyük — bir cesarete bağlı idi ve doktor Simpson da yıl- maz bir adamdı.. Bir kaç gün son- ra Edinburg kral hastahanesinde kloroformu üç muhtelif ameli- yatta tecrübe ettirmeğe muvaffak oldu. Doktorların gösterdiği en azgın muhalefetine karşı doktor Simp - ton yaptığı bütün — ameliyatlarda kloroformu kullanmağa başladı . Hele papaslar bu yeni ilâca “Şey- tan tuzağı,, damgasını vurmuşlar - dı. Ancak Simpson Âdem oğlunun istirap ve acı feryatlarını papas « lardan çok daha fazla dinlemişti . Bilgiye karşı kazan kaldıran şum ağızlara hiç aldırmadı ve büyük keşfi bütün İngiltereyi fethettiği gibi en kısa bir zaman zarfında da Avrupayı kapladı.. AHMET EKREM

Bu sayıdan diğer sayfalar: