May 11, 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

May 11, 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 MAYIS — 1935 - Şehicde gezintiler” HABER — Akşam Postamı |Bir taç etrafında kopan Tırtına ! Viyanada bulunan bir taca dört Istanbulda sebze, meyve ve çiçeklerle kuşların piyasası devlet talip çıkıyor Son günlerde bütün siyasi me- selelerden ayrı olmak üzere Avru- pada yeni bir münakaşa — daha a- çılmıştır. Bu münakaşa ne silâh- Yugoslavya hükümeti — şimdi Sen Jermen — muahedesinin eski imparatorun mirasları hükümleri- ne istinat ederek tacın aslen Sırp- yanın ileri sürdüğü birçok fikirleri tasvip ettikten sonra Erdil arazi- sinin aslen kendisinin olup burada yaşıyanların asırlardanberi halis lanmak meselesile ne de Alman-| larm olduğunu ve iadesi lâzımgel-| Macar olduğunu, binaenaleyh ta- ya hava kuvvetlerile — alâkadar- | diğini ileri sürüyor. «m da Macaristana ait olması lâ- dır. ş zımgeldiğini söylemektedir. Münakaşa edilen şey yalnız bir Bu münakaşalar üzerine Avus- taçtır, turyada bir heyet bu taç üstünde Okuyucularımıza, gene - bir si- yasi mesele karşısımda kalmadık- larını temin etmek için, bunun nc uzun uzadıya tetkikler yapmış, ve neticede şu kararı vermişti: Krymetine baha biçilmez dere- | İspanya tahtı,ne — Avusturya ve ' cede fevkalâde olan bu taç, kat'iy- Baharda sur hari cinden bir görünüş Habsburg haneranile ne de başka yen Sırp yapısı — değildir. Halis Kaç gündür herkesi sokaklar-| kes daha henüz uykudayken: bir taht ve post meselesile alâka- , Türk yapısıdır. Ve 1600 senesinde da palto ile gezdiren soğuklar, bu gün yarın kesilir de havalar ısına- €Cak olursa siz, seyredin o vakit “Kiraz kurtlua, dut tatlı,, “Kiraz kurtlu, dut tatlı!,, Diye durmadan öterek insanın dar olmadığmı söyliyelim, | Münakaşaya mevzu olan bu taç, şimdilik sadece Viyananm hazinr İstanbulda yapılmıştır. Bu suretle bunun kral Lazarın tacı olmasma maddeten imkân yoktur. ağların, bahçelerin, kırların, or-| sabah uykusunu didikliyen geve- '“_ü“'i"de duran eski ve — antikı Taç o kadar İ_m!uk bîrmıh"uel- manların halini! Geçen Perşembe| ze, bücür kuş da hep birden cur- bir taçtır. 4 le yıpılmq_m ki fevkalâde müzey- başlayıp hiç durmamacasına tam| cunaya başlarlar. Tacımn ilk talibi Yugoslavyadır. Dört devlet arasında münakaşa yen ve süslü olduğu halde — hiçbir Yirmi dört saat yağan yağmurdan sonra yaşlığını muhafaza eden toprak; sıcaklar başlar başlamaz | bütün ot, çiçek, zerzevat ve mey-| vaları âdeta körükler gibi fışkır- tacak, gürbüzleştirecek, büyüte- tektir. Söylendiğine göre bu yıl| kiraz, erik, dut, kayısı, şeftali gibi| "M_!yvılır ve bakla, enginar, se- Mizotu, kabak, domatez, bamya patlıcan, biber gibi zerzevatlar pek bol olacaktır. Hele ilk yaz Meyvalarının en güzel kokulusu Vesn.yürek ferahlandırıcısı olan | çileğesbu sene doymıyan — kalmı- yacaktır. Mübarek zaten geçen yıl da pek çoktu; fakat boğazın çi- lek mıntakalarında oturanların söylediklerine göre bu yıl geçen yıldan daha çok fazla olacaktır. Tabil, bu bolluk karşısında bütün Mmeyva ve sebzeler ucuz da ola- Saktır. Meselâ henüz İstanbul kır- larından tek bir tane koparılmadı- & halde Maltepe, Kartal, Pendik taraflarından gelen taze baklanın kilosu bugün perakende olarak al- t kuruşa kadar satılmaktadır ki gün, yarm İstanbul - tarlaları ğ kesmeğe başlayımca kimbi- lir bu bahar sebzenin kilosu daha Te kadar ucuzlıyacaktır? Bu yıl marul da geçen - yıllar- çok boldur. Hele son yağmur Marulları pek fazla büyütmüştür. _0710 ki bugün sıcak görmediği için henüz göbeksizleri birer kilo- Ya yaklaşan bu marullar yarın bir Scak görürlerse ağırlık cihetin- jln her biri ikişer buçuk, üçer ki- *Yu bulacaktır! Bir haftadır havalar bu derece Sicak gittiği halde hemen her ta- mavi salkımlar, leylâklar Yabani papatyeler açmıştır. Fa- ,"!. henüz akasyalar, güller, sarı kımlar, kokulu papatyeler pek aşlardır. — İstanbulda *oğuktan henüz bülbüller de öt- g yeni Küflüçıkı sokak 19 numaralı; 'a, on on beş gün önce bu- AvA gelmiş olan kırlangıçlar da de, Meydana çıkamıyor, küıo-! Yütler titreşerek pîneldt!'rl leri 17 Fakat, şu muhakkak ki el-; & rındadır; bugün yırm: İt kuil başlar başlamaz bülbüt”! Angıcı da, çüş dedesi de ve; dut dallarına konup her- * valar bu kadar soğuk gittiği | ğuktan yuvalarından çıkmadıkla- Kelebeklere ne dersiniz? Ha. ve geçen yıl Bursa ovalarında Kar- tallara dört başı mamur tırpan a- tan koskoca leyleklerle o insafsız piliç hırsızları çaylaklar bile 30- rı halde bostanlar, bahçeler, ye- şillikli yangın yerleri, kaç gündür. beyaz kelebekten geçilmiyor. Ga- liba bu sene İstanbula kelebex yağmış ve gene galiba bu seneki kelebekler, kendi süt kardeşleri, sayılan pervanelerin aksine olırnklW ateş ışık, alev yerine soğuk, Tu- tubet; rüzgârdan hoşlanıyorlar. İşte bu da dünyada yeni tabiat değişikliklerine küçücük, mini mi- ni bir örnek! Dünyadaki yeni tabiat değişik -! likleri! Bu da ne demek? diyecek- siniz. Ne bileyim ben?. Bakıyo- rum, Tanrının günü gazetelerde mevsimler, havalar, bilmem neler dolayısıyle bir “tabiat değişikli ği,, tabiridir gidiyor. Fakat, daha yirmi, yirmi beş yıl önce bir Hı- dırellezde İstanbula sulu kar yağ- dığmı sonra gene vaktiyle İstan- bulda olsun, Anadoluda — olsun kıpkırmızı kirazların üstüne bem- beyaz ve lâpa lâpa karların yağ- dığını herkes nasıl unutur? Tabiat değişikliği! İşte, alım size hakiki bir tabiat değişikliği: Bahar dendi miydi çoluk, ço- cuk ne soğuk dinliyor, ne ayaz...' Bazı evlerde dairelerde sobala yanarken onlar, işte resimde gör düğünüz gibi çayırların ortasm? başlar açık, ayaklar çıplak - inc birer ceketle fink atıyorlar! Gezgin Haberci 'LEYTETTTTE EEŞETURMNUACIR £ Satılık Hane Beyoğlu, Tarlabaşı endduindv:; 34 - 36 numaralı bir bab yedi odalı,? f kârgir hane ve altındaki bir. babi dükkân elven fiyatla ııuııkuı-.( Evi görmek istiyenlerin — Beyoğlu; Tarlabaşı — caddesi eski Margirit; haneye müracaat etmeleri. : ESEEEEEZ TESTEEESESİTEİ EAEENMSEMANAÜTAARERUZztz . DOKTOR Kemal özsan Ürolog — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Ekselsiyor — mağazası yanında. Her gün öğleden sonra 2.den 8- e kadar.. Tel: 41235 Yugoslavya hükümeti bunun Sırp Kralı Lazara ait olduğunu ve Kos- va muharebesi esnasında Türkle- rienoGl rin eline geçtiğini, — Türklerin de 1389 senesinde ele geçirdikleri bu tacı evvelâ Edirneye, oradan da İstanbula götürdüklerini, Istanbul saray hazineesinde uzun müddet kaldıktan sonra 1604 — senesinde birinci Ahmet — tarafından Erdil Beği Setefan Boceskoya hediye e- dilen taç olduğunu iddia etmekte- dir. Bu suretle aslen bir Srrp kralma ait olan bu tacın, tekrar — Yugos- lavya hükümetine iadesi lüzrmge- leceğini ileri sürmektedir. Avusturya tarihçilerine naza- ran ise ayni tac 1606 — senesinde meşru bir verasetle Stefan Boces- kodan Habsburg sülüâlesine men- sup 2 inci Matiye geçmiştir. O za- mandanberi de Viyana saray ha- zineesinde kalmıştır. 1882 de Milân Obrenoviç kra! olduktan sonra, bir istida ile A- vusturya imparatoru birinci Frans Josefe müracaat — ederek bu tacı | istemiştir. İmparatorun her ne ka- dar Kral Obreoviçe itimadı var- sa da bu meselede itimadını gös- ayandıran kıymetli tac 'Tacın üçüncü talibi Romanya- dır. Romanya hükümeti halen eski Erdil arazisinin sahibi- olduğunu, ve Osmanlı padişahları tarafın- dan bu tacın Erdil hükümetine hediye edildiğini, ve bir memleke- te ait olan bir tacın hanedan vası- tasile bile olsa başka bir memle- kete geçemiyeceğini ileri sürüyor. Tacın Habsburglar — tarafından gaspedildiğini iddia ederek bunu geri istiyor. Dördüncü talipse Macaristan- dır Macaristan hükümeti, Roman: Yepyeni bir yerinde lehim ve kaynak yoktur. Bu asırda bu derece sanatkârane iş yapabilmek ancak Türklere has bir kabiliyet ve sanat eseridir, Binaenaleyh tacın Yugoslav id diaları da meşru miras taamülleri ne zıttır; buda dinlenemez. Binaenaleyh taç bulunduğu Viya- na müzesinde rahat rahat —dura- — bilir.,, Ne dersiniz? Kıymetine — baha biçilmiyecek kadar güzel ve mü- kemmel olan bu taca bir de biz ta- Tip olalım mı M.S. termemiş, ve tacı kendisine gön- | Londrada son zamantarda moda olan yeni bir şapka modeli: Yuka- dermekten çekinmiştir. Taç da| rıdaki resimlerde görülen şapkaların ikisi de aynidir, yalnız giyiliş böylece Viyana sarayında kalmış-| şekilleri değişmiştir. Bu model şapkalar arkası öne getirildiği zaman Tibet'te moda Her memleheltie, her yerdi başka bir şekil almaktadır. HaF Cdi öğöt GüÜşRÜNCÜNLer. Medent memcereterae OU POyie Oluuğu gibi, Afrika içlerinde vahşi kabileler arasında da böyledir. Değişen şey yalnız süsün nevi ve şeklidir. İşte bir misal: Asyada Tibet'te kadınlar arasında saç ve şapka modası bu sene resimde görüldüğü şekildedir

Bu sayıdan diğer sayfalar: