25 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

25 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postasr Yıldızın davası davayı kaybetti tesbii & RElliz si ne na artısti Angela Joy: hı'f;enlu rde başlangıcını yazdı- IZ ve Fngilterede çok büyük & uya ndırmış olan bir lort ve n“"! &l trisi — davası üç gün ni Ta Si ama aktrisinin aleyhine iCeley di, ha, doğrusu sinema aktrisi | Yayı | kaybetti. * Va , okuyucularımızın da ha-| hd olduxunı göre, 28 yaşın- İt sinema aktrisi olan Angela _ıq'ıü &, 24 yaşında ve evli bulu trt Revelstok arasındadır. ah 9!'. bu İngiliz lordu, ea N'ne evlenme sözü sinema vermiş, Ü tutmamış... Ve başkasile S Miş... tÜr, 2, davayı bu yüzden açmış ©n> Svanın üç günlük dinlenme ts ;n Bönra, lort Revelstok ı:,'km— £ çıkmıştır. thakeme masarifi sinema ak-| ©e yüklenmiştir. a uhakemenin son ve karar ve | | _'“ telsesinde sinema aktris? . hi “ Vekili, lort Revelstoka baz: l Eulur sorduğu sırada, şunları i Sürmüştür: hx Mektupları samimiyetle mi İştınız ? ““Evet, bir dereceye kadar... Mıı Jays için : İı Ayatınızın bir parçası olma-| | nek : ladığını,, yazarken ne de- * lılemışhnız’ *'ll. © demek istediğimi bir türlü| lYIcıgım L"'t Revelstok, kızi tanıdığı larda henüz 21 yaşından a- ;:ıd“ı'm için, kanun — naza - &n bir (sagir) sayılarak bulun- Tet her hangi vaidin bir kıy - © ıyacağı söyleniyordu. Z müdafaa vekili sordu: . 1932 senesinde Mis Joysu & Sörmediğiniz doğru mu hin Öof b Ngiliz sinema artisti irlord aleyhine açtığı | sında gülüşmeler) ; 8 sampiyonu iHMaks Bavr (gaz müfettişi) piyesini aynadığı sıralarda tiyatroya hiç gidip kendi sini aramıyor mıydınız? — Gaz müfettişi denen oyumu biç görmedim. — Sahne kapısı dışında yahut| sokakta kendisini hiç beklemedi- | ? niz mi? Bundan sonra, Lordun - vekili söz alarak bu davanın hem hak sız, hem eza verici mahiyette ol- duğunu ve para hevesile nçılrlııı- vı söylemiştir. Va hâkim demiştir ki: “Bir erkek bir kadına: — Sen şimdiye kadar mekle, ona evlenme sözü vermiş olamaz. Ayni şekilde bir da bir erkeğe: kadın — Sen en çok takdire lâyik, ha ! şa gider, sevilecek — erkeksin — demekle bir evlenme vadine gi - rişmiş sayılmaz. Bunlar, — isbata yarıyacak unsurlardır. Fşkat her iki taraf arasında belli başlı bir | taahhüt ortaya konduğunu anla - tamazlar.,, Hakim bundan sonra, erkekle kızın birbirlerile — tanışma şart . İarını açarak, bunların müstakbel bir hayat arkadaşı seçmeğe yarar | mahiyette olmadığma işaret et - | miş ve o zaman yirmi dört yaşın- da olan tecrübeli — sinema akte . | ristinin karşısında — 19 yaşındaki delikanlıyı göz önünde canlandır- mıştır, 24 yaşında bulunan kız, ayni zamanda İngiltere güzellik krali- çesi de olmuştu. Hakim demiştir ki: “Sevenler ve mektuplar gön - derenler var, Bu mektuplar, bu mahkemenin serin ışığı — altında çok başka bir manzara gösteri - yor. İttiham edenin vekili okuduğu| zaman bir şiir gibi geliyor. İtti - ham edilenin vekili okuduğu va - kit saçma sapan bir şey hissini vermektedir. (Dinleyiciler ara - l Fakat 1931 ağustosuna kadar, yani lort Revelstok'a hâlâ bir ço- cuk gözile bakıldığı zamanlarda gönderilen mektuplarda evlen - meye dair bir kayıt yoktur. “Bu çeşit tutulmalar, tecrübe - | nizle sabittir ki, çabucak — soğur, | geçer... Sanırım ki, çok az kimse- | ler, aşklarından bahsettiği ilk ka.! dınla evlenirler..,, | Lort Revelstok, muhakemesi es ı nasında karısı ile bu!unınıııtıır telgrat ı Pat Srak yazmıştık. Bir sütüd yoda barut dolu tecrübe fişekleri- İ — Hayır, asla... ; gördü /9 ğüm kızların en güzelisin, — devl | bunlar marul için neler söylüyor ' lar. | elan Sultanhamamlı Bayan Şekü- | mısaklı yahni, kurufasu!ya, pala- | di bu yemyeşil, körpecik marul. | lar adetâ bir süpürge g!ti temiz. ; ler ve insanın içini sanki yelpaze " nun için ben bu mevsimde çoak ma- Marul anketi! “Sekiz marul yedim, dişimin kovuğunda bile kalmadı,, Marul, marul, marul... Yüz pa: radan tutunuz da beşi çeyreğe ka- dar her tarafta öbek öbek göbek- Ki marul... Küfede marul... Tablada mn- Çocuklar Bayrampaşada marul şenliği yapıyorlar rul... marul.., Çuvalda marul... Arabada Hattâ kayıkta, sandalda yığın yığın marul... Son yıllarda marula rağbetin çok arttığını biliyorduk amma, bu yıl marula — düşkünlük her yıl- dan fazladır. Mübarek de bu yıl inadına o kadar bol, o kadar ucuz ki, hani, neredeyse çocuklar ma halle aralarında top yerine ma - rullara şüt çekecek, marullarla fri- kik atacaklar... Marulun asıl zevki, asıl safası onu gidip yerinde yemekmiş... — Yedikulede mi? Diyeceksiniz ? Yedikule de, E- yüpsultan bahçeleri de, Lango, Kasımpaşa, Ortaköy bostanları da marul safası için bu yıl karm- ca yuvası gibi kaynıyorsa da bun- ların en cıvcıvlı, en — sunturlusu Bayrampaşa bahçeleridir. Cuma, pazar, hattâ cumartesi günleri bir külah tuzunu kapan soluğu Bay- rampaşada alıyor: — Marul çok şifalı, çok hasi. yetli şeydir! Diyip yanaşıyor oradaki marul tarlalarına.. Artık: — Gelsin marul, gitsin marul! Düşünün bir kere, yüzlerce in-| sanın hep bir ağızdan hatır da hu tur morul yemesini! | Ben geçen cuzgn, Bayram paşa da marul safası yapanlardan bir-| kaç kişi ile konuştum, bakınız, Elli, elli beşlik bir. hatuncağız renin sözleri: — Maraul, midenin panzehiridir. Altı ay kış hep nuhutlu yahni, sar: mut, torik balıkları, pas'.zma, su cuk ve ağır hamurişleri gibi şeyler ile yorulup paslanan mideleri şirı ile serinletir gibi serinleştirir. O. rul yerim! sini göstererek) temizlik yapıyo- rum içerde... Nasıl ki evde tahta, cam, masa siliyor da temizlik ya | pryorum, bu da tıpkısı öyle... | Karagümrükte hamallık falan yapan pehlivan Ahmedin fikri: — Vallâ ağabey, ben malüm a..| Bir oturuşta üçyüz dirhem ekmek, yarım kilo pirzola, bir büyük ta. bak pilav, iki yüz elli gram tahin helvası yiyince pek karnım doy- duğunu anlamam! Zaten seksen, yüz, yüz yirmi kilo yükü de hiç yorulmadan taşımak başka ütrlü kabil değildir. Tanrıya şükür gen-| cim, gücüm kuvvetim yerinde..| Taşı sıksam suyunu çıkarırım. Ha- ni istersen bir yumrukta bir eşeği sırtüstü yere deviririm. Onun içta marul denilen bu yeşillikten —ne kadar yersem benim dişimin ko- vuğunda bile kalmaz. Nah, işte| sabahdanberi , şunun şurasında | Çünkim marul şifalı bir ağaç » tır! — Ağaç mı? — Ağaç ya, baksan a.. Kökü var, yaprakları var! — Amma dalları yok! — Dalları da olsaydı, bezin ço- cuklar hep onların üstüne çıkar - lardı! Cibalili Turan ne diyor: — Marulun üstüne annem tuz ekti... Ya! istemem ben, acı oldu. Ben şekerlisini isterim ! Turanın annesi yanlarında s»- yulmamış duran yarım düzine ma- rulu göstererek: — Sen, şimdi tuzlusunu ye de... Akşama bunların üzerine de evde şeker eker, öyle yeriz! Marul için son sözü Gedikpaşa h şapka tamircisi Bay Mizrahi söyledi: yedi yaşında Bayan Marul tarlası kenarında boyuna marul yiyenler! 7, 8 marul sıpıttım bana mısın| bile demedim? Nedir ki, işte mü-, raklı bir marul kompetaniyim, lâ. barek öğle sıcağında insanın içi-| ni serinletiyor!.. 'Tekirsaraylı altmış, altmış beş- lik Bayan Raşelin sözleri: — Maraul, çiroz ilan iyi kaçıyor. Hele bezin çocuklar için bu za- manlarda çiroz iylan marul yemiş yibidir, ç — Sen yemez misin marul? Ağzını göstererek: — Dişim yok, dişim olsa ber çocuklardan daha çok yiyeceğim! — Bunca yıldır ;ı&':i ilen me kin şu mübarek sebzelerin hangi- si erkek, hangisi dişidir? Hâlâ nır hâlâ bir türlü ayırt edemiyorum ! Sordum: — Ay, marulun erkeği, di lur mu? Gizlice kulağıma eğildi: — Aldırmaaaa... dedi. Belki sı- zin gazetacıların gulağına gider de bu lâf, bir de bunun için anket açarlar! — Gezgin Haberci — luk 4 saat sürmüş, vasati sürat saatle 90 — kilametreyi Rober Kronfeld adlı bir Avusturyalı beş beygirlik bir motörle ışlı yen çok hafif bir tayyare icat etmiştir. Avusturyalı tayyareci bu tay- yare ile Manş denizini aşarak Londradan Parise uçmuştur. Bu yolcu- bulmuştur. Kırk, kırk beşlik, Salma Tom-| Fenzin masrafı ancak 3,5 liradır. Bu tayyareye (Hava motosikleti) adı verilmiştir . ruklu Angeliki ne diyor: | — Marul ne zaman ki yiyöce-, Resmimizde Avusturyalı muctle ğim, anlıyorum ki o zaman (mide- karısı tayyareyi muayene ederler- aMası üzerine yaralanan — boksör, resmimizde, hastahaneden! İ uçuş esnasında görülüyor. tedavi esnasında görülmektedir. ken, aşağıda da küçüik tayyare

Bu sayıdan diğer sayfalar: