21 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

21 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ORMANIN KİZİ Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta görmemiş orman Tarında geçen aşk ve kah ramanlık, heyecan, esrar ve tetkik maNo: 3Söymmmm Yazan: Rıza Şekib mezm Aslanlı adam Fakih Ali ile Selimi oğlunun nereye gittiğini söyle- diği için serbest bırakmıştı — Yaklaş bir şey yapmaz.. — Gelmenizi dört gözle Bekli - yorduk. Bu köyde — bulunanların hemen hepsi günahsızdır. Oğlunu- zu kaçıran Kral Medkyonun mai - yetinden biridir. Reis Mofyoya ge- tirdiler ve oda onu alıp Medkyoya gönderdi. İsterseniz ben ve arka - daşım size yardım ederiz. — Yardımınız için teşekkür e. derim.. Fakat siz burada nasıl e- luyor da bulunuyorsunuz.. — Biz buraya ticaret için gel - miştik.. Bir başkanın — iftirasiyle Mofyoya esir düştük.. Bugüne ka - dar bir kulübede hapsedilmiş bu- lunuyorduk. — © balde nasıl çıktır — Nöbetçilerimiz, — kabahatsiz olduklarmı size söylemem için ser- best bıraktılar.. Arkadaşım - hâlâ kulübede kapalıdır.. — Hangi kulübedesiniz?. — Gerimizde kalan kulübelerin yirmincisinde.. . Aslanlı adam Fakih Aliyi öne düşürerek kulübeye doğru yürüdü- ler, Giderlerken Aslanlı adam soru- yordu?. — Size iftira eden kimdir? — Vehab adında biri.. Seyahate beraber çıkmıştık.. Mofyoya bü - zapettirdikten tün mallarımı baş - 'umw ettirdi.. — $imdi nerede bu Vehab?. — Reis Mofyo ile oğlunuzu Kral Medkyoya gönderdi.. — Mofyonun Medkyoya gittiği- ni iyice biliyor musun?, — Kulübenin önünden asker - leriyle geçerken gördük.. Oğlunuz da aralarındaydı. Yerlilerin Medk. yoya gittiğini söylüyorlar. — Ben sordum sakladılar. — Korkularındandır. Ben de onlardan olsaydım başka türlü mü hareket ederdim sanki?, Aslanlı adam Fakih — Aliye ce- vab vermedi.. Fakat bu susuşunda ona hak veren bir eda vardı.. Yavuzun aslanlariyle filleri ge- ride kalmışlardı. Hepsi de yerle - rinden bir adım bile uzaklaşmak isteği göstermiyorlar, Aslanlı ada- mın dönüşünü bekliyorlardı. Fakih Ali kulübenin önüne gel- dikleri zgman; — İşte, dedi, arkadaşrm burada kapalı.. İçeride yerli nöbetçiler - den de dört kişi var, Aslanlı adam kulübenin kapısı- na yaklaşarak durdu ve Niyata Ni- yam diliyle: — Açın kapıyı, diye bağırdı. Kapı bir an içinde gıcırtılarla a- çıldı... Niyam Niyamlı nöbetçiler kar - şılarında bir aslan derisine bürün- müş, beykel vücudlu beyaz renkli Aslanlı adamı görünce, dilleri do laşarak bir kelime bile söylemek imkânını bulamadılar. Selim, Aslanlı adama yaklaştı . Yavuz Fakih Aliye onu işaret ede- rek: — Arkadaşmız bu mu?, Diye sordu. — Evet,. Arkadaşım.. Adı Se - limdir.. Yavuz elini uzatarak Selimin o- muzundan yakaladı ve sarstı.. Sonra: — Dışarı çıkım..... dedi. — , Selimle Fakih Ali Aslanlı ada - mın bu sözünü hemen yerine getir- mişlerdi. Dışarıya çıkmca Yavuz, Kulübenin kapısımı nöbetçilerin ü- zerine kapadı ve: — Ben emir vermeden — kimse kulübedn çıkmayacaktır.. Kim bu- nu dinlemezse kendisinin - param parça edildiğnii görecektir. Aslanlı adam bunu söyledikten sonra Selimle Fakih Alinin arası - na girerek onları kendisini sabır - sızlıkla bekliyen hayvanlarının ya- nına getirdi: — Haydi, dedi, — isterseniz be- nimle beraber gelin.. — İsterseniz istediğiniz yere gidin.. Size ser bestsiniz.. Bana — oğlumun nereye götürüldüğünü haber veren benim dostumdur.. Onlara zararım do - kunmaz, , Fakih Ali beklediğine nihayet kavuşmuştu.. Fakat onun Aslanlı adamdan beklediği yalnız bu ka - dar değildi. O, kendisinin zapt - edilen eşyalariyle hayvanlarmı ve kulübeye kapatıldıklarını tahmin ettiği adamlarını kurtarmak arzu- sundaydı.. — Sizden, dedi, bir şey daha iı- teyeceğim.. Bu bize en büyük dostluk olacaktır.. Mof . yo bütün eşyalarımla hayvanları « mı ve bu arada adamlarımı da aldı, Bunların bir yerde kapalı ol- duklnrını sanıyorum.. Bize bunları bulmamız için yardım eder misi - niz?. — Size yardım etmek isterdim. Fakat kaybedecek vaktim — yok.. Bunu siz elde edebilirsiniz.. Size yardım için ancak hayvanlarım - dan birisini bırakabilirim. — O da biraz hasta olan (Ağa) dır. O, si- zin işinizi gördükten sonra orma - na döner. Bizimle gelmemesi ken- disi için daha iyi olacak. — Buna da teşekkür — ederiz.. Kulübeleri açmada bize yardım e- der, Aslanlı adam Ağa dediği filini çağırdı. Ve ona Fakif Alinin ar kasından gitmesini işaret etti, Selimle Fakih Ali Aslanlı adam- dan ayrılırken Ağa da Fakih Aliyi takib ediyordu. Fakih Ali yalnız hayvanları eşya sını ve adamlarını yeniden ele geçirmekle kalmadı. Korkuların - fiın kulübelerinden çıkmaya ce » saret edemeyen yerlilerin fildişi darbelerine — uğrayarak içeride mevcud olanlarının hepsini hay » vanlarının sırtına yükledi ve öğle vakti yaklaşırken yükünü tutmuş olduğu halde köyden ayrıldı. 15 dostça MEDKYONUN BAYRAMI Haşmetlâ — Kral Medkyonun bayramı vardı.. Reis Mofyonun getirdiği Aslanlı hükümdarın oğlu Süleyman karşısında idi. Hokkabaz tavırlariyle neş'esini göstermekten zevk duyan Medkyo, sihirbaz Kifonun şaklabanlıkları karşısında Marayı affettiğini söy- lemiş ve onu Kata ile evlendirme - ye karar verdğini bildirmişti. (Devamı var) 21 HAZİRAN — 1935 Yazı makinesi satıcısı iken aktör olan adam Bir telefon konıışmasuîd—dn sonra nasıl meşhur ve zengin oldn? — ALLO!... Altyanını hemen söylemiyelim.. Fakat böyle bir seslo başlıyan bir telefon konuşması bir adamı milyonlarca liraya götürmüştür. Talihin, bazan bir telefonun i- çinden sesleneceğini düşünmek lâzımdır. Bir telefon konuşmasının milyo- ner ettiği adam, bütün dünyaca çok iyi tanınmış tiyatro ve sinema aktörü Varner Bakster'dir. Varner Bakster'e, bugün bir mektup yazmak icap etse, buna adres olarak yalnız “Amerikada Varner Bakster,, demek yetişir.. Postacı hemen bulur, kendisine verir. Hattâ daha ileri giderek bir zarfın üzerine bir defa — yalnız Baksterin resmini — koymak bile kâfi gelmiştir... Bu hale gelinciye kadar türlü sıkmtılar çeken, Varner Bakster'i bir başka kimseyle karıştırmaları- na hiç imkân yoktur, denebilir. . . * Fakat, bu tepeye nasıl çıktı?.. Kendisini milyoner eden meşhur telefon konuşmasına gelmeden ön ce, bu Amerikalı aktörün geçirdi- ği hayat pek meraklıdır. Az çok büyüdüğü vakit bir ya- zt makinesi kumpanyasında çalış- mağa başlamış, sonra — buranın gezgin satıcısı olmuştu. Fakat gö- zü tiyatrodaydı.. Kolombus'da bu- kınduğu sıralarda bir tiyatronun kapısı eşiğini adetâ aşmdırıyor - du.. Nihayet, birçok tiyatro me - raklılarının iş almasına sebep olan meşhur fırsat başgösterdi. Şu - meyker ismindeki tanınmış dan - söz ve şarkıcının gene danseden ve şarkı söyliyen erkek arkadaşı bir akşam düşüp ayağımı kırmıştı. Şumeyker Varner Baksterin dur- madan gidip geldiği tiyatroda nu- maralarını gösteriyordu. Fırsat bu | fırsat... Bakster işe talip oldu. çük bir tecrübeden sonra işe bap ladılar. 'Tam dört ay böyle dansör ola- rak sahnede göründü.. LA Filmlerinin birçoğunu gördü - ğümüz Varner Bakster, sonra ha- kiki temsil hayatmma girmiş, önce haftada elli liradan ücret almağa başlamıştır. Daha sonra ücreti 70 liraya çıkmıştır. Fakat Bakster için bu para hiç- W. 1914 de Holiyuda gitti. Sine- mada İş ararken gene tiyatroya gi- rebilmiş ve annesini de yanma ça- gırarak, uzun müddet çok sıkmtı- l1 bir hayat uçımı.lermr .. » Fakat bu sırada şimdiki mil - yonlarına ortak olan karısnı seç - miştir. Girdiği tiyatroda Vunfred Bray son isimli kıza raslamıştır. Dört yıl bu kızla beraber ça - lışmışlar, sonra Nevyorkta evlen - mişlerdir.. Bu vakit çalıştığı tiyatro kum- nuyordu. lşlerın berbatlığı son haddine varmıştı. Bakster tekrar Holivuda dön- dü. Ve bu defa film dünyasında ilk işini aldr. İyi roller oynadı, fakat hakiki muvâffikryete henüz varamamıştı. Daha parlak rolleri başka ak- törlere kaptırmıştı... Bundan sonra Varner Bakster bir daha Nevyorka gelmiş, tekrar Holivuda dönmüş, — bir küçük ev satın almış, hakiki muvaffakiyete erme fırsatlarını araştırmış, niha- yet umutsuzluğa düşerek sinema- dan da, tiyatrodan da vazgeçerek başka işe başvurmağa karar ver- miştir. Satıcılık işinde ustalığı vardı. Böylece, zaten kendisine birkaç defa teklif edilmiş olan otomobil satıcılığı yapmağı düşündü... — Ne yapacağım, diyordu.. İs- tediğim mevkie varmadıktan son- ra ne yapacağım? Bir gün şapkasını aldı. Evinin bahçe kapısmı açtı. Bahçeyi dışa- rıya doğru yarı yürümü;, yürüme- mişti ki odasından doğru telefon zilinin çalındığını işitti. İçinden: — Off.. diyordu. Kimbilir kim- dir.. Cevap vermesem ne olur? Bir kaç adım yürüdü. Zil gene çaldı. Bakster bu defa nasrisa tekrar geri döndü ve telefon başmna gele- rek kulaklığı kulağına yerleştir- di. — Allo! Mister Bakster mi? — Evet.. No istiyorsunuz? — Burası Foks stüdyosu.. Dur- madan geliniz? ..» Bakster telefonu kapatmadan bu çağırmanın sebebini de öğren- mek istedi. Şu cevabı verdiler: — Hemen geliniz... “Eski Ari- Ku kendisini beğindi. Ve kü-| zond,, filmindeki baş erkek rolür nü sizinle bir deneyeceğiz.. Tuhaf şey! Varner Bakster bu rol için Raul Valş isimli bir aktörün önceden seçilmiş olduğunu bilivordu. Bu film çok büyük bir filmdi. Acaba bu adam niçin oynamıyordu? Dü- şüncelerle gitti. Tecrübesi yapıl- dı. Kendisini yüksek, pek yüksek bir parayla aldılar. İşe başladı. Ve öğrendi ki, kendisinden önce- ki aktör Raul Valş bir otomobil hâdisesinde yüzünün üzerinde kı- rılan camlar dolayısiyle bütün gü- zelliğini, gençlik görünüşünü kay- ! betmiş, mahvolmuştur... Giriş, © girlş... Varner Bakster, ardıarası ke- silmiyen mektuplar almağa başla- dı. Kimi kendisini Fransız, kimi Meksikalr zannediyordu. Halbu- ki bu esmer genç adam, halis A. merikalıdır. Doğrusunu ararsa- nız, baba tarafından İngiliz, ana tarafından Skoçtur, ... Kendisine mektup gönderenler panyası da Nevyorka gelmiş bulu-! arasında iki Londralı genç kızın- kiler pek meraklıdır.Rut Blekbörn Dorati Fovset isimli bu iki kız tam dört yıl Varner Bakstez ile arka- daşça mektuplaşmışlar, — birçok mevzular üzerinde münakaşalar yapmışlardır. Bu kızlar şimdi en mesut daki- kalarını yaşıyorlar. San'atini çok beğendikleri Amerikalı artist Var- ner Baksterin yanıma gitmek fır- satını bulmuşlardır. Birçok Av- rupalılar gibi, parasınır. bir kıs- mını biriktirerek hayatında bir de- fa olsun seyahat etmeği düşünen bu iki kız, lâzım geldiği kadar pa- ra elde edince, Amerikaya git- mişler ve Varner Baksteri, bu dört senelik mektup arkadaşını gör- müşlerdir. Varner Bakster onlara bir öğ- le yemeği vermiş, sonra alıp stüd- yoya götürerek, henüz çevirmekte yursauyes çe UruyY a nönpıo seyrettirmiştir... ... | .. .. B Köylünün çarık giymemesi için çare aranıyor Hükümetin deri sanayiini ge * nişletmek ve korumak üzere bazı tedbirler alacağı söylenmektedir. Bu iş için şimdilik başlıca deri ve sınaf müstahselâtın nakliyat tari felerini ucuzlatmak, hükümetçe satın almacak derilerin yerli malı olmasınm tercihini temin etmek ve ham deri istihlâkini azaltmak ve köylünün çarık giymesinin önü” ne geçmek işlerile uğraşılacaktır. Sümer Bank bir senedenberi köylüye ucuz ayakkabr temini işi- le uğraşmaktadır. Celâ! Bayarın Rusya seyahatinde kendisine re * fakat edecek olan Sümer Bank Genel Direktörü — Nurullah Esat Rusyada bu iş üzerinde tetkikatta bulunacaktır. Ayrıca ucuz elbise- lerin daha ziyade ucuzlaması işi* le de uğraşılacaktır. — Afyon meselesi Müsteşarlar komisyonu afyon ticaretinin son durumu hakkmda görüşmeler yapmak üzere topla - nacaktır. Bu toplantıda iç ve dıt afyon ticaretimizde görülen bütün yolsuzluklarm ortadan kalkmas! için ne gibi tedbirler alımması lâ* zımgeleceği tesbit edilecek ve bir rapor halinde Bakanlar Heyetin€ verilecektir. Uyuşturücu maddeler İnhisar!

Bu sayıdan diğer sayfalar: