26 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

26 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADINLAR İÇİN Güzelliğinizi bozmadan Şahst görünüşü evin düzenini ayni derecde titizlikle korumak, ev kadını için güçtür. Ekseriya bi- risi için ötekinden fedakârlık yap: mak zarureti hissedilir, Halbuki nasıl davranılacağını bilince; şık- Irktan ve güzellikten hiç bir feda kârlık yapılmakszın da ev işleri; görülebilir. İşe mutfaktan başlıyalım: Ye- mek pişirmek işi güzel görünüşe zararlıdır. Ocaktan yahut soba dan çıkan sıcaklık yüzünüzü kı- zartır, mesamelerinizi açar, hele pişmekte olan yemeğin tadına bakmak sizi şişmanlatır, Bütün bu zorlukları yenmek için mutfak i- şine başlamadan evvel yüzünüze krem yerine, pudra esas üzerin- den yapılmış bir losyon sürünüz. Bu losyon tebahhur eder, deriyi serinletir ve geriye pudralı bir yüz bırakır. Mutfak işleri tabiatiyle burun uclarını kızartır. Süslenmek iste- diğiniz zamanlarda hususi burun kremleri vardır ki pudradan evvel bundan sürülünce bütün kırmızı- lıkları gizler. Yemek pişirilirken tadına bak mak huyundan mümkün olduğu kadar vazgeçmek. Bulaşık yıkamak, ufak tefek çamaşır yıkamaları yapmak elle- rinizi ve kollarınızın güzelliğini harap eder. Fakat bunun da ça- resi var. Çamaşıra ve bulaşığa' başlamadan evvel el ve kollarını za zeytin yağı sürmek faydalıdır. Zeytin yağını sürdükten sonra, fazlasını bir bezle kurutun, işiniz! bitince bir el losyonu kullanın, haftada bir kere de el ve kolları- nıza, beyazlatıcı kremle, güzel! bir masaj yapın. l Bu cins kremler piyasamızda yardır ve ucuzdurlar, Sürülmeleri de kolaydır. El ve kollarınızı sıcak suda bol sabunla yıkarsınız, ada- makıllı kuruladıktan sonra krem- le güzelce oğarsınız, bunu yirmi dakika kadar böylece bırakır ve steak gu İle temizlenirsiniz. Eller sertleşiyorsa, yağsız kremle uğus.| turun ve beş dakika sonra silin. Yok, elleriniz sadece kızarmışsa, yapabilirsiniz! ev işleri iyi el losyonu ile hafif bir masaj yapm. Süpürmek, toz almak, odayı yerleştirmek, saçlarınızı tozla dol- durur ve yüzünüze kirli ve bula- şrk bir görünüş verir. Bu işlerden sonra daima tertemiz yıkanmak lâzımdır. Süpürge işlerinden evvel saçlarınızı güzelce fırçaladıktan sonra bir yemeni, yahut başörtü- süyle sıkı sıkıya ve dışarıda saç bırakmaksızın bağlamalısınız. İş bititkten ve ellerinizle yüzünüzü temizce yıkadıktan, tırnaklarını zın içine biriken kirleri törpünün ucuyla ayıkladıktan sonra başör- tünüzü çözüp tarak ve baş fırçası) kullanmalısınız. Haftada bir defa da yüzünü- zü, beyazlatıcı kremle uğuşturun. Bunların piyasada hazırları ve çok iyileri var. Kremler cins cins- tir. Yağlı derilere kullanılacak kremle kuru derilere mahsus o©- lanlar ayrı ayrıdır. Satın alırken bu noktaya dikkat etmeniz lâzım- dır. Ev kadını bu söylediğimiz tedbirleri yapmazsa yüz, el ve kollarının güzelliğini muhafazı edemez. Çok geçmeden kendi kendinden tiksinmeğe başlar, Doktor a Hayatın neşesi dinç olmaktır. HORMOBİN Tabletleri Yorgun vücutları dinçleştirir iktidarsızlığı Bel gevşekliğini giderir, oyaşamak (o neşesin iade eder. Eczanelerde bulu bur. İstanbulda fiati 18O Kr. Tafsilât için Galata Posta "di kutusu 1255 Göz Hekimin Dr. Şükrü Ertan Babsâli, Ankara caddesi No, G0 Telefon: 22568 | Salı günleri mecesnendir.. | | “| delikanlı pek az vardır gibi geli - : Müsellâh kıt'alar: Gözleri rimelli, İ nun önünde toplanan beyaz keten | HABER — Akşam Postası 26 HAZIRAN — 1935 Adadaharp nasıl oldu? Cepheye sevkiyat - tanklar - akıncı müfrezeler - tayyareler / Güzelliğin, zarafetin, huzur ve sükünun yatağı sayılan Büyüke - dada, nihayet bir, muharebe döndü. Fakat, böyle harb dostlar başı- na... Hani Büyükadada yapılanı gibi bir harba gönüllü gitmiyecek yor bana.. Eğer böyle bir asker kaçağı bulunursa ya aklı yoktur, yahut, kılıbıklığı — aşırı dereceyi | bulmuş bir evlidir. Neyse.. Biz başımızdan geçen $u gazayı anlatalım.. Köprüden (odokuz kırk beşte kalkan vapurla Büyükadaya git - tik. Daha vapurdan çıkar çıkmaz harbin arifesini andıran fevkalâde bir faaliyetle karşıalştık. İstanbuldan yardımcı gönderil- miş polis müfrezeleri yollarda öte- | ye beriye koşuşuyor.. Yaya kaldı- rımlara tel örgüler geriliyor.. Fa - kat, bu tel örgü sizin bildiğiniz gibi harplerde düşman hücumu - nu kesmek için kullanılan dikenli tel örgülerden değildir. e Bunlar bir milimetre kalnılığında âdi tel lerdir. Ve harb alayının geçeceği yollarda halkm toplanarak iz- diham olmaması için sıra ile yaya kaldırımların kenarlarında ağaç » larm arasina gerilmektedir. İskelenin sol tarafmdaki mey - danlıkta tanklar hazırlanıyor. — Adaya tankları nereden gö » türmüşler. O canım asfalt yolla - rm altı üştüne gelmiştir, diyecek - siniz, acele etmeyiniz.. o Hârpten bahsediyordum ki ağız alışkınlığı ile tank dedim. Hakikatta, bunlar, adanın şık bayanlarını sabah, ak- şam Tur yolunda dolaştıran lâstik tekerlekli cicili bicili sepet araba » larıdır. Hepsi tekerleklerine kadar çeşit çeşit çiçeklerle donatılıyor .. Bu hazırlık devam (ederken, cepheye harıl harıl cephane nak « lediliyor. Evet; cephane: Adanm giçek bahçelerinden o koparılmış kucak kucak (o karanfielir, güller, hanımelleri..... Cephe: Yat klüp ile Splandid - palas arasındaki saha... İskele başından Dadılar çam - lığına kadar olan (o saha müsellâh kıtalar tarafından işgal edilmiş .. parmakları manikürlü, O saçları permanatlı dekolte (| tuvaletler içinde her biri canlı” birer bahar | olan güzel bayanlar ve saçları bri| yantinden parıl parıl yanan beyaz keten elbiseli şık baylar. Ajanslar, İtalyan « Habeş har « binin, Habeşistanda yağmurların yağma mevsimi olduğu için geri kaldığını yazıyorlardı. Ayni hal Büyükadadaki harb için de vu » kua geldi. Sabahleyin hava bulanıktı.. Va- kit vakit de yağmur çiseliyordu .. Onun için öğleden sonraya kadar hiç bir hareket görülmedi.. Yalnız seferberlik hazırlıklarına hararet- le devam olundu. | Saat beş.. Büyükada karakolu- elbiseleriyle polisler akmci müf- | rezeler halinde yollara dağıldı «| lar ve geçit yerlerini tuttular, | Harbi idare edecek olan erkânı harb heyeti ve jüri azaları Yat klüp önünde toplandı. o Bunların içinde mütekaid general ve sayın saylav Şükrü Naili de var. Bir ağacın üzerine konulmuş o- Jan hoparlörle harbin ( başladığı ilân edildi. Yaya kaldırımlarını doldurmuş balk tabakaları dalgalandı. Otel « lerin balkonlarını, pencerelerini, doldurmuş olan insan kalabalığı üzerinde ipek mendillerden mü- rekkeb bayraklar göründü. o Ve en güzel badem kremleriyle o- vulmuş, yumuşatılmış manikürlü, ufacık ellerden başka bir şey ol- mayan mitralyözlerle (o karşılıklı müthiş bir karanfil ateşi açıldı ... Göz gözü görmüyor.. Hava ve yer al, pembe, beyaz: karanfillerden görünmüyor Kimse siperde de - gil. Herkes kahraman ve herkes meydanda.. Hele o karanfil Ode» metlerine göğüs geren delikanlı - ların cesaretine diyecek yok.. Mü- dafaada mütemadiyen ateş eden asker bayanların nişancılığına da parmak isırmak lâzım.. o Ortalık çiçek, koku, kahkaha içinde... İşte harbin Otambu mahşeri! anmda bataryalar, tanklar cephe- ye geliyor ve harbin resmigeçit ta- rafı başlıyor.. . Renk renk karanfillerden ya - pılmış kocaman bir tayyare.. İçin- de sari saçlı güzel bir kız.. Etra - fa boyuna çiçekten bombalarmı yağdırıyor.. Yanımda bizim gazetecilerin piri olan"Nalband oğlu Hıfzı du- ruyor. Tayyareyi ve kızı görünce, hemen mendilini çıkardı. — Ne oluyorsun, üstad?, — Aman birader, gaz maske - mizi unuttuk.. o Neolurneolmaz bari ağzımı burnumu mendille tı- kayayım, Dilber tayayreci bizi gördü. A- cımış olacak ki dokunmadan geç- ti. Fakat ileride kendisini tebes- sümle seyreden genç bir bahriye zabitini görünce hiddetle eğildi .. Ve kırmızı ateş gülünden bir gaz bombasını kaldırdığı gibi gencin kafasına indirdi.. o Tabit zavallı gözümüzün önünde şehid oldu !.. Tayyeryi diğer bir tannesi daha takib etti. Ondan s#onra gene gül- lerden ve karanfillerden yapılmış şık birev geçirildi.Bunu bahçıvan esnafının mor patlıcanları, yeşil salatalıkları, tohüma kaçmış ka » baklarr, sırrklarda sallanan çi- çekli arabası takib etti, Alay devam ediyor; yerdekiler » le arabadakiler araşında faşıla « sız çiçek ateşi devam ediyor . Yalnız, elleri, ooraklr, başları kırmızı örtülü minimini köylü dil- berlerinin bulunduğu başaklarla süslü, bir öküz arabası geçerken karanfil ateşine fasıla verildi ve Türk köyünün ve Türk köylüşü - nün senbolü olan bu kafile alkış” lardan şarapnellerle karşılandı . Önümdeki iki genç konuşuyor: — Etraftaki kokuya bak! — Zehirli gaz mı attılar.. Tüylerim diken diken olmuş, | insiyaki bir surette etrafı koklu- yorum: Nefis bir karanfil.. Etrafımda bu emsalsiz savaşın kahraman - ları dolaşıyor. Hepsi yarı çıplak.. Fakat mahrumiyetten, hırpalan - maktan değil, modadan.... Hepsi ter, barut yerine (esans kokuyor.. İnsan böyle bir orduda ölünceye kadar emirberlik yapa - bilir, l Sığmdığımız yer çiçek sergisi. Başımızı gözümüzü kaza, kader kurşunlarmdan sakınmadan dola» şıyoruz... 4 Renk renk karanfiller, güller, ortancalar, limon çiçekleri, kırmı. zı renkli mnik mimolular, tatlı mavi renkli kinevyalar, rengârenk susamlar, kapalı gelinciği andı - ran rosilyalar, karanfile benzeyen petonyalar.. Daha bir sürü ismini bilmediğim çiçekler.. Çiçekçiliğin, güzel san'atlarm en güzeli, ve en zevklisi olduğunu bu minnacık sergi isbat ediyor. Bir sergiyi dolaşırken (tanıdık bir bayan karşımıza çikti... Bileği sarılı, kolu boynuna asılı: — Geçmiş olsun. Yaralandınız mı? —Evet, Tur yolunda şimendi » ferden düştüm.. Büyükadada şimendifer.. Anla » dınızya.. Korku içinde tekran.sor düm: —Şimendiferden mi düştünüz? — Evet... — Hayretimi diğer bir bayan teskin etti: — Bizim buradaki şimendiferi- miz kuzgumt siyah bir merkeptir . Adanın en fazla koşan hayvanı odur.. Bir de Marikamız vardır. Ona da rağbet edenler çoktur. Dört ayaklı şimendiferden dü- şen bayana: —Geçmiş olsun, dedikten son » ra harbin neticesini ilân eden he parlörü dinlemeğe başladım : — 16 numaralı araba birinci, 12 numaralı ikinci, 17 numaralı üçüncü 2 numaralı 4 üncü, 11 un- maral; beşinci... Birinciye 50 lira ikinciye 25 lira üçüncüye 20 lira.. Mükâfat kazananlara bayraklar veriliyor. . Kazananlar paraları Tayyare Cemiyetine hediye etti - ler. Bir alkış tufanr., Muzika sesleri, kahkahalar. £ Dışarı çıkıyorum... Harb bitmiş artık.. Sokaklar çi» çeklerden bir halı ile örtülmüş .. Etrafa mes'ud bir sulh havaşı hâ- kim... Kolları ve göğüsleri çiçek « lerle dolu gençler kolkola dola » şıyorlar. 5. A. Gökpınar i Doktor Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye mütehassıst Urolague — Operatewm Babrâli caddesi Meserret ote- li 88 numarada her gün öğl sonra saat ikiden sekize kadar. EZER AAA SKALA

Bu sayıdan diğer sayfalar: