2 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

2 Temmuz 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fenerbahçe - Güneş sporcuları -Romanya yolunda İki maç yapmak için geçen hafta Rommanyaya hareket eden Fenerbahçe — Güneş muhteliti - nin seyahat ve maçları hakkında, kafiledeki — arkadaşımızdan ilk mektubu aldık. Sporcularımızın halini — çok güzel anlatan bu mektubu me- rakla okuyacaksınız. | Köstence, 27 (Hususi) — İs- tanbuldan ayrıldık... Boğazdan çıkınca vapur sallanmağa başla - dı. Kimsede renk yok... Bir tara- fa uzanmış yatıyorlar. Yalnız ben, Hüsamettin, Necip Şahin, Rasih dolaşıyoruz... Fakat Rasihin dolaştığı yerler hep vapurun tenha tarafları.. Or- tada bir türlü görünmüyor.. Ali| Rızanın hali acınacak gibi.. Onu görünce acımamak kabil değil.. Zavallı bem beyaz olmuş, güver tede yatıyor.. Arada sırada: — Bu dakikada ölüme bile ra- zıyım. ; Diye mırıldamıyor... — Fikrette | de hal yok.. Ekmek yenirse de- niz tutmazmış. Oturduğu yerden ondan bundan ekmek istiyor... —| Reşat kendine mi baksın.. Ka -| rısına mı? Şaşırmış bir halde... | Bu sırada öğle yemeği için| kampana çaldı. Ali Rıza: | — Allah beni aç öldürse lokma yemem, diye haykırdı. Rizanin bu sözleri, — herkesin| ağzında... Deniz gittikçe artıyor Uzananlar çoğalmakta... Necip Xahin hiç şüphe yok ki ka filenin en neşeli adamı. Herkesle ahbap... Herkesle alay - ediyor... Hele Hüsamettinin — bütün yol - €ular bu halde iken elinde pasta Bu da bir | kutusile dolaşması hayret edile - cek şey... Pis boğazlık bu kadar olür... Deniz akşama kadar böyle de- vam etti. Ortalık kararınca ka - maralara giden yok. Çünkü sağ- lam girenler yıkılıp çıkıyor . Necip gene gülüyor. Güldürü - yor.. Fikret bir gün de diz çök- müş oturuyor. Esat her nedense çok yorgun.. Onun her halde bir düşüncesi, düşündüğü var.. Güneşli Reşat, zaman zaman Ali Rızayı geçiyor.. Bedii de do- laşıyor. Fakat bitik bir halde... Niyazi vapura girdi yattı. Onu Köstencede ayakta gördük.. Hiç bir yemek kaçırmayan antrenör Var... Gece saat 11 olmuştu. Sadun Galip te bülbüller | arasıma ka- | rıştı... Bundan sonra deniz en son tesirini Necibin üzerinde yap- U... Zavallı Necip... Herkesle alay eden, eğlenen Necip ne hale gel- di... O Ali Rızayı da geçti.. Fakat ona acıyan yok... O herkesin ha- line gülüyordu.. Şimdi herkes ©- nun haline gülüyor... Necip, bu halde sabaha kadar gitti... geldi... Nihayet: — Ah bir Köstenceye çıksam toprağını öpeceğim dedi.. Sabah saat 6 da Köstenceye çıktık. Tren kaçtı. Akşam 4 trenine kaldık. Saat (4) te Bükreşe hareket — edece- giz. M. KEMAL baŞkâ' bir dalma Dalma sporuna çalışanlara çok fay- SiZE düşünerek dünyanın meş’şur atlayıedlarından — Pete Deş- jardinin muhtelif dal Bdi rini resimlerile birlikte bir kaç defa bilditmiştik. Bugün de (tepe öne, sı) Pike Dive dedikleri atlamayı gög. teriyoruz. Burada eller ayak — parmaklarına dokunuyor, baş. yukarıdadır. Bu dal- mada yüksekten atlama esastır. Yok- sa gövdenin bu vaziyet için iki bük- lüm olması ve tekrar — açılması için vakit ve mesafe yoktur. Yaylı atlama tahtasının denizden — yüksekliği iki metre olacak ve gövde suya girerken vücut açılacaktır. Bu denemeyi yapacak vücudun atlama tahtasından yukarı- yüzücüler A yalnız| atlamanın bir yay h atlama tahta - sından yapılarak Üzce T-0f gerk - tır. Çünkü böyle - ce âdI bir t> dan yapılacak at* da olduğu — za- man bükülüp aç Ç 'k Jacağını — akılda şlk tutmalıdır. r !ğî ö lamada daha yük> E— ” seklere çıkılır. FM 1 anenaleyh bu En son atlamayı mümkün olduğu da azami yüksekliğe varınca kalçalar dan itibaren ileriye doğru eeei eeei DKB l Pete Desjarden yazıda uzun uzun anlattığımız - dalışı yaparken kadar kuvvetle yapmız. Vücut hava: bükülün, İleri doğru uzatacağınız kollarmızın ucu ayak parmaklarınıza değecek su- rette hacaklarınızı yukarıya doğru çe kin, Fakat haşmızı kollarınızın arasına düşecek biçimde aşağıya — eğmeyin; baş yukarıda tutulmalıdır. Eller ayak Jara dokununca kat'i bir vaziyet alın sonra çabukça kollarımızı başınızın yu karısma atın; ayni zamanda sırtınızı geriye doğru kavisleştirin ve bacakları nızı vücudunuzla ayni hatta duracak gekilde geriniz. — Böylece denize varınca fdi bir plon jonla suya girersiniz.. 29 haziran 1923 te geniş ve — dört köşe omuzlu, demir gibi kuvvetli ve kocaman elli, iri ayaklarma postal - lar geçirmiş yağız — yüzlü bir köylü servet aramak için üçüncü mevki va- gondan Parise iniyordu. Pirene dağlarında senelerce odun - culuk etmiş, balta kullanmakta bü - yük maharet kazanmış İspanyol Pau- lino Uzcuduru idi. Kendisinde büyük bir istidat gören arkadaşlarının tav- siyesi üzerine boks şampiyonu olmak için Parise geliyordu.. Bundan tam oön iki sene sonra ya- ni 23 haziran — 1935 te gene — ayni Panlino bu sefer sırtında en yüksek bir terziden yaptırılmış — mükemmel bir kostüm olduğu halde 1923 te onu Parise getiren trenin arkasına takıl - | mış yataklı vagondan İniyordu... Ka - vuştuğu servet ve saadet onu tama - mile değiştirmişti. On iki — sene ev- vel elinde bavul nereye gideceğini bil- miyerek şaşkın şaşkın garda do - laşan Paulinonun yanına gitmek ve kendisile görüşmek için müsaade al -ı | mak lâzım idi. rekoru Diş 4 * K6 A Yakında Berlinde meşhur Alman boksörü ve Avrupa şampilyonu cutlu adamı, Pari Suvar gazetesi sporişleri şefile bulacaksınız. Parisin en büyük gazeteleri ken - disile mülâkat — yapmak ve ağzından çıkacak kelimeleri büyük — puntolu harflerle spor sahifelerine geçirmek için gara muharrirler göndermişler - di. Fotoğrafçılar iyi bir — vaziyette resmini almak için etrafında pervane gibi dolaşıyorlardı... Paulino, Sehmelling ile temmuz bi- dayetinde intikam maçı yapmak için Berline gidiyordu, Trenin Paris ga - rında yarım saat kadar durmasın * dan istifade ederek bu mühim — maç hakkındaki düşüncelerini anlamak Ü- zere kendisile görüşmeğe koşmuş o - lan gazetecileri nihayet kabul ede - bilmiş ve demiştir ki: Hiç bir vakit kendimi bu kadar iyi bulmadım. İleridenberi o kadar — iyi antrendman yaptım ki vücudumda bir 2 H — Makks Sehmeling'le bir karşılaşma yapacak o* | lan oduncu boksör Paolino evvelsi gün Paristen geçerken şehirde bir kaç saat kalmıştır. Yukarda sağda bu dev vü- | görüşürken görüyorsu sunuz. ğ Sağda da, bu İspanyol doksörüyle yapacağı maça çok munlazam hazırlan makta olan Şimeling'i idman yaparken ğ Oduncu boksör Paulino — Beni düşürecek daha anasından | — doğmamıştır, diyor dirhem yağ kalmadı. — Elbiselerimi bakın ne kadar bol. Vücudum tam mile sinir ve adale, Eskiden yüz kiloe| gelirken şimdi 92 kilo geliyorum. — Kimler ile antrenöman yapa: sınız? — Maiyetimde iki tane — antrenör götürüyorum, Berlinde açık — havadı müsabaka gününe kadar her gün| antrenöman yapacağım, ğ — Sehimelling - sizi çok — geçme den nakavt edeceğinden dem vuru - yor. Paulino bu söz üzerine kahkahalar| ile gülmüş ve demiştir ki: — Emin olunuz. Ringte — beni yu » varlıyacak bu boksör daha anasından doğmamıştır. ğ Kurnazca hareket etmek istiyor bi durmasın. Onun yumruklarına sarsılmadan tahammül edecek kudığ mukavemette olduğum gibi, sol kro 4 şemin de kendisini pek arkadaşça ok- şayacağını hatırlatırım.., Daha fazla görüşmeğe vakit kal ğ Mamış bu son sözü üzerine tren de | hareket etmiştir. | Yekoru — | Fransada otomobil yarışlarında Alman markaları büyük bir muvaffakiyet kazandı! Saatte vasati olarak 7 kilometre 267 524 kilemetre olan Paris ile Stras - bourg arasındaki — mesafe üzerinde bir yürüyüş Müsabakası yapılmış ve bunu ikinci defa olmak — üzere Ro - meus kazanmıştır. Bu mesafeyi TI saat 53 dakika ve 55 saniyede kaletmeğe muvaffak ol - | | ' | müuş olan Romeus bu süretle vasati ©- Jarak saatte 7 kilo 267 metre yürümüş oluyor ki — Mütehasasıslar tarafından | beyan edildiğine göre bu derece ha - rikulâdedir. Ve kırılması ihtimali de hemen hemen yok gibidir, SPOR POSTASI Sporcuların yegâne mecmuasıdır. | İ Fransa otomobilcilik klübü ta- rafından her sene olduğu gibi bu sene dahi yapılan uluslararası oto- mobil yarışı büyük bir alâka ile takip edilmiş ve Alman markala- rının kahir galibiyetiyle sona er- miştir. Ne garip tesadüftür ki Fran- sızların son derce ehemmiyet ver- dikleri ve her sene kendi toprak- larında tertip ettikleri bu yarışlar- da Fransızlar bu sene dahi mevcu- diyet gösterememişler ve dügük, derece almışlardır. ö Mercedös Benz otcae'Sili ile birinciliği her sene hemen hemen inhisarına almış olan Alman Ka- rakiola kazanmıştır. Bu seneki ya- rışta da Alman Mercedös—Benz markası büyük bir muvaffakiyet elde etmiştir. İkinciliği gene Mer cedös—Benz otomobili ile yarışa iştirak etmiş olan Alman Brauc- hitseh almıştır. Alman markalarından sonra İtalyan markaları nazarı dikkati celbetmiştir. Yarış 450 kilometre üzerine ter- tib edilmiştir ki bu suretle müsa- bakanın yapıldığı pisti 36 defa devretmek lâzımgeliyordu. Yirminci tura kadar Alman Fagioli başta gidiyordu. Ve saatle vasati olarak 131 kilometreyi bu- huyordu. Bundan sonra Karakiola başa geçmiş ve müsabakanın sonuna kadar birinciliği elden bırakma- Mıştır. Yarış neticesi aşağıda bildiril- mektedir: Mesafe 450 kilometre üzerine; Birinci Karakiola: 3 saat 36 | dakika 3 saniye 3—10 (vasati 125 kilemetre) otomobil Mercedös — Benz Ikinci Brauchitsek: 3 saat 36 dakika 4 saniye 5—10 (otomobil Mercedös — Benz) ğ Üçüncü Zehender: 3 şaat 51 dakika 44 saniye otomobil (Mç' serati) —- Dördüncü Fagioli: 3 saat dakika 15 saniye

Bu sayıdan diğer sayfalar: