11 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

11 Ağustos 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

larile Vapurci ŞIRKETI İstanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925 Trabzon yolu GÜNEYSU vapuru 13 Ağur tos SALI günü saat 20 de Ri zeye kadar urcluuk Bu hafta Te pebaşı (Belediye Tiyatrosu: Per » şembe, cuma, cu - akşamları 21 de (DELİ DO UÜ) 3 perde ope ret. Yazan: Ek. rem Reşit, beste - liyen Cemal Reşit. a e Değeri O Pey Parası Lira K. kk. 471 42 3 3 625 00 46 88 107 17 07 55 14 00 08 S5 214 25 16 05 166 67 12 45 225 0 16 90 674 87 m 55 istanbul Evkaf Müdürlüğü ilânları Çenberlitaşda tavukpazarında Hü - seyin ağa mahallesinde çilingirler sokağında 34 - 40 No, lı iki dükkâ- nın 12/28 payı. (1282) Şişlide kâğıthane caddesinde eski 12 yeni 62 sayılı üstünde iki odası bulunan kahvehanenin 1/4 pa * yı, (3023) Bahçekapıda Hobyar mahallesinde yıldız hamamı caddesinde 3/6 sa- yılı zahire borsası üzerindeki kü » tüphane altındaki ardiye mağaza - sm 27/540 payı. (9369) Yemişde ahıçelebi mahallesinde yu murtacılar sokağında mülk maa ge- dik 282 sayılr dükkânm 1/7 pa - yı. (1095) Yemişde babıcaferide ahıçelebi ma- hallesinde yumurtacılar caddesinde eski 316 yeni 80 sayılı kârgir dük - kânın 1/7 payı. (10521) Üsküdarda selâmi ali efendi ma - hallesinde ce sokağında eski 191 yeni 193 sayılı fırının 40/120 pa- yı. (46) © Çarşiyıkebirde hakâklarda 35 sayılı dükkâm yarı payı. (3155) Üsküdar icadiye mahallesinde ha - ALANA a ra Baar Şişli Etfal hastanesinde | me yg, vw Bu uk ramye;i | SATILIK KOTRA . * Gürültüsüz ve İbtizazsiz SE «* Bütünal . . 4,50 boyunda her takımiyle bir Kazanmak için Tayyare Piyango Bileti Alıyorsunuz shhalinızı Kazanmak için de bir KELVİNATOR alınız İdeal soğuk hava dolöbi en sıcak memleketlere mahsus olarak yapılmışdır » Asgari Elekirik Sarfiyatı Fiyatı 180 liradan itibaren Tediyat 18 ay vade Nureddin ve Şkl, Ankara Satış yerleri : A, Vetler İzmir Sahibinin Sesi Merkezi Beyoglu Gele Sari) KELEPİR BOSTAN Çapada Çukurbostan (meydanında Yukarda yaztlı paylı mağa çıkarılmışdır. Üst at 15 de Komisyonda yapılacakdır. | mam sokağında 31 bulunan evin 1/3 payı. (s8) mallar dört hafta ara ile açık arttır ermesi 19 — 8 — 935 Pazartesi günü sa- steklilerin 947,5 pey pata - mahlölât kalerine gelmeleri, 28 SERSERTLER YATAGI Heyecanından kendisini Kay | betmek derecelerine gelen Jiyet: — Hayır, hayır. Söyleyiniz.. Bana bakmayınız.. Sizi dinlemeğe çalışacağım. dedi. — Sonra.. Gebe kaldım, Bir ço- cuğum dünyaya geldi.. Ve o gün. O felâketli ve sevinçli gün, sevdi. ğim adamın ihanetini öğrendim.. Az kalsm ölecektim. Ölmedim. Ve eğer çocuğum yanımda olsaydı pek mesut olarak yaşıyacaktım. * Jiyet kalbi çarparak: 1 — Bu çocuk öldü mü? diye sor- du Marjantin cevap vermedi. Hattâ bu soruyu duymamıştı b” le... Gittikçe artan bir heyecanla sö- xe başladı: — Bilir misiniz, bu adamın is- mi nedir? — Söyleyiniz.. Oh, söyleyiniz" — Onun ismi Fransuva idi ki, sonradan Fransa kralı oldu. Bir baygınlık geçirmek derece. Terine gelen Jiyet: — Babam! diye düşündü. — Çocuğuma gelince. Onun bir “kr- olduğunu size söylemiş miy- € Onu taparcasına seviyor. dura. Dinleyiniz.. Bu şeyler Bluva- da geçiyordu. — Bluvada mı?.. — Evet!.. Bir gün kızım orta- dan kayboldu, Nasıl?.. Bunu bil. miyorum.. Sonra, uzun bir zamar #onra, onu Mant'ta gördüklerini! duydum. sayılı bahçesi tl J yene saat (4130) Bir ölü gibi sararan Jiyet: — Mant'ta mı? diye haykırdı. —.. Onu bir adamın, biçimsiz bir canavarın götürdüğünü söy- lediler.. Ötesini artık hatırlamıyo- rum. , Jiyetin dudaklarından boğuk bir sevinç çığlığı fırladı: — Anne!. Anne.. İşte kızın be- nimi.. diye bağırmak istedi.. Fakat boğazından bir ses çık madı. Kollarımı uzatmağa çalıştı. Fakat kuvvetinin kesildiğini hissetti, — Yarabbi.. Sana çok şükür.. O annemdir!... diye mırıldandı. Marjantin hemen yatağından fırlıyarak kızımı kollarının arast- na aldı. p Genç kızını bu son sözleri, hikâ- yeyi dinlerken kapıldığı heyecan Jiyetin kendi kızı olduğuna şüphe bırakmamıştı. Kızcağız, annesinin tatlı okşa- yışı içinde gözlerini açtı, Yavaşça: — Anne! dedi. Marjantin gülerek ve hıçkıra- rak: — Sensin ha!,. Sensin öyle mi!. Ah, buna emin olamıyorum. Ne kadar da güzelsin.. Ne kadar da büyümüşsün.. Yarabbi.. Aradan birçok zaman geçmiş öyle mi?.. Düşün, seni tekrar göreceğimi dü- sündüğüm zaman kucağıma ala- mütahassısı doktor C. Halk Fırkası sirasinda kız li. sesi karşısında 32 numarada. Mus- leri saat 15 ten 18 e kadarğ| aya gg sarpiyole satılacaktır. Görmek isti. Göz | Rıfat Ahmed Gözberk “enler: Moda, Cafer ağa mahal lesi Şifa sokak Karamüselli Kot. racı Bay Mustafaya, ya da: Gala- tasaray 265 No. terzi Turguda İ başvurmaları. (4618) i tramvay istasyonuna üç dakika me - safede 5000 metre omurabbamda bir bostan çok ehven fiyatla (o satılıktır. Çap mucibince cephesi 175 metredir. Her şekilde ifraza elverişlidir. İçinde eşcarı müsmire mevcuttur. Bostana bitişik 29/2 No, haneye müracaat, bir nümunesiydi. Jiyete karşı o- lan kıskançirğına dair bir söz söy. lemediği gibi, tam tersins (bilâ- kis) Jiyetle Fransuvanın aşklarını himaye eder gibi görünüyordu. Bundan sonra kralın zihninde kendi hakkında bir şüphe kalmr: yacaktı. 7 Artık kralın ufak tefek heves lerine göz yuman şefkatli bir met res olmağa karar vermişti. »... Marjantin Jiyetin küçük odasına götürülmüştü. Şatonun cerrahı, yaralı kadının göğsünün sağ tarafındaki yarayı muayene etti, Nedimeler utanarak dışarıya çıkmışlarsa da Jiyet cerraha yar: dım etmek için odada kalmıştı. Cerrah: ” — Bu da yüksek madamların bir kaprisi! diye mırıldandı. Yarayı muayene ettikten sonra* — Zannedersem basta, birkaç güne kadar ayağa kalkacaktır. dedi. Sonra tekrar muayene devam etti. Bir taraftan da kendisine yar. dım eden Jiyete: — Başını biraz kaldırınız.. Hah “işte öyle... Oldu. durunuz. gibi sözler : Nihayet yara Y sarıldı ve Marjantin de gö açtı. Şaşkın ve tereddütle dolu ba. kışlarını Jiyete çevirdi. — Zavallı kadın.. Nasılsınız? — İyi. Pek iyiyim. Ömrümde)| j SERSERİLER YATAĞI 25 amman bu kadar iyi olduğumu hatırlamı- yorum... Gözlerini Jiyetten ayırmıyor. du, Cerrah: — İşte, buda bitti. Eğer sargı lara dokunulmaz ve rahat duru- lursa az zamanda iyileşeceğine söz veririm, dedi. Sonra odadan çıktı. diyet etrafına bakındığı zaman odada Marjantinle kendisinden başka kimsenin bulunmadığın gördü. Kapıyı kapayıp gülümsiyerek Marjantinin yanma oturdu. Marjantin: — Neredeyim? diye sordu. Jiyet tatlı bir sesle: — Fontenblö şatosunda.. ceva: bını verdi. Marjantin titredi: “ — Şato!.. Ha, evet, Fransa kra İının şatosunda, değil mi? — Evet madam.. Bu suretle yavaş sesle, ve heye- canlarını belli etmeden konuşu- yorlardı. Bununla beraber her ikisi de birbirlerinin seslerinde derin ve gizli bir titreyişin bulunduğunu farkediyorlardı. Nöbetçinin kurşunu zavallı ka» * dının deliliğini almış gibiydi. Aklının yerinde olduğunu tu. haf bir srzıyla anlıyordu. Düşün- melerindeki aydınlık, intizam ve Forma; 28

Bu sayıdan diğer sayfalar: