13 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

13 Ağustos 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 AĞUSTOS — 1995 Loyd Corc'a gör HABER — Akşin Postası Dünya vaziyeti ne halde Silâhsızlanmadan vazgeçildi, şimdi silâhlanmayı yola koymıya uğraşıyorlar - Hitlerin açığa vurduğu korkunç hakikat - Sovyetlerin Baltık filosu, Alman tehlikesi kar- Şısında - bu vaziyette sovyetlerin kararı- Uluslar Kurumu su alan bir teknedir! Musolini, Hitlerin fırsattan istifade edebileceğini düşünseydi Habeş teşebbüsüne girişmezdi! Yazan: Loyd Corc Hükümetler, silâhsızlanmaya karşı gösterir gibi oldukları ilgiyi (alâka -! Yı) büsbütün kaybettiler. Şimdi, si - lâhlanmayı bir yola koymağa uğrayı- Yorlar. Hitlerin meydan alışı, durumun in- kişafına yaradı. Ulusları çetin haki - katlerle karşılaşmağa sevketti, Hitler, sahneye gelmezden (önce, bir süküt siyasasır vardı ki, hakikati, aldanmakta olan halkın gözlerinden saklıyordu. Silâhsızlanma yolunda büyük çe -| kişmeler oldu. Devlet adamları yolcu. | uklar yaptı, konuştu ve bu meseleyi müşavere etti, Silâhları azaltmak için en İyi metodu bulma (yolunda bazan Amerika, bazan Avrupa tekliflerde bu lundu. Fakat uzun çekişmelerin sonunda bütün bu teklifler geri alındı ve ye- rine yenileri konuldu. Ucu bucağı gelmiyen O toplantılar yeniden başladı. Konferanslar, tâli komisyonlar, talikler ve tekrar top - lanmalar.... Şüphesiz bunların hepsi, bir hiçle neticelendi. Fakat harbi ya «| pan korkunç ve pahalı silâhların a - zaltılması için pek büyük bir gayret sarfedildiği tesirini bıraktılar, Esasında bunlar hep sahte, hep her kesi inandırmak için (o yapılmış şey — lerdi. Üzerinde (diplomasinin müjde erici meleklerinin sulh veiyi niyet #arkılarını dinlediğimiz sağnenin ar » dında, kesip biçen ve yıkan makine - ler yapılıp duruyor ve ilerletiliyordu. Silâhsızlanma konferanslarının ya- Dıldığı müddet içinde silâhlar, yüzde altmış arttı. Hitlerin meziyeti şu ki, hareketleri. nin mümeyyiz vasfı olan sade fakat Zorlu bir açıklıkla hakikati herkes - ten saklıyan mukavvadan duvarı yirt- tı. Ve onun çıplak vahsetini dünyaya gösterdi, | Korkunç bir hakikat, Hitler, doğruyu açıktan açığa söy-| ledi. Karada, denizde ve havada deh - Set vasıtalarını — arttırmak icin neler | Yaptığını anlattı. . Avrupa ürkmüştü. Sonra Hitler, çok'az kişilerin bil- diği bir şeyi daha © meydana koydu: Ürken ulusların ne yapıp ettiklerini anlattı, Sir Con Simon Berline gittiği za - man Hitler ona : “.- Siz Alman hava filosunu küçük | görmeyin,, dedi. | Ve yeni mecburt hizmetle hazırlan - Muş ordusunun gücünü, bütün tefer - Yuatiyle anlattı. o Yaptığı ve yapmak niyetinde olduğu harp gemilerinin in- celiklerini ortaya (koydu. Hitler bu €srarlıpiyesin son perdesini kapat - makla çok doğru hareket etmiş olu - Yordu. Şimdi mevkiimizi tayin edebiliyo - Tuz. Bunların hepsi işe yarar, Gö - Tüşmek ve anlaşmak için bundan da- ha emin temel olamaz. Bu, İngiliz - Alman deniz misakının hakiki mana. sidir, Fakat bu durum, faydasız olmamak la beraber, silâhsızlanma için bir ted- bir de değildir. Fransa, İtalya ve İn- Zilereyi daha çok harp gemisi yap - Mağa sevkedecektir. Alman gemileri, sürat, techizat ve Mermiden yana son model olacaklar - dir. Bütün dünya © yüzündeki ami - Taller, kendi teknelerinin, bu yeni ge- miler dolayısiyle işe yaramaz bir mev kle leri sürecektir, bu su - retle, onlar da en modern tahrip â - letleriyle yeni gemiler istiyeceklerdir. İngiliz . Alman deniz o misakı ile silâh yarışına yeni bir hız verilmiştir. Fransa ve İtalyanın, bize karşı can - ları sıkılmasına sebep budur, Versay muahedesinin bozulmasını tasdik de- mek olan bir muahedenin Almanlar -| la ve kendilerinin arkasında yapılma- sını elbette istemezler. Fakat bunların daha göze çarpan bi#iitirazları var. Ellerindeki para - yı daha ziyade kara ve hava silâhla- rma harcamak istiyorlar, Şimdiki iki taraflı anlaşma, Fransa ve İtalyayı, deniz kuvvetlerini milyonlar harcamağa cektir. Loyd Core söylev söylerken Bu sırada Rusya ne yapıyor? Al - manyanın yeni denizaltı filosu, Sov - yet birliğinin Baltık denizindeki ge - mileri için doğrudan doğruya bir teh- likedir. Bu vaziyette bir harp sıra - sında limandan ayrılan her Rus ge - misi, çaresiz batar! Sovyet cumhuriyet, gemilerinin sey rüseferine refakat (etmek ve onları korumak üzere yeni bir torpido muh - ribi filosu meydana getirecek midir? İşitiyorum ki, Sovyetler bu tehlike- nin önüne geçmek için en İyi yol, ye - ni bir Sovyet deniz filosu vücude ge- tirmekte olduğu kanaatinde değildir- ler. Grap cephesindeki tayyarelerinin sayısını fazlalaştrmak o niyetindedir. ler. Bu süretle Alman denizaltı gemi- lerinin yapabileceği tahribata karşı - lk olmak Üzere Alman © şehirlerini bombardıman edebilme vaziyetine gelmek istiyorlar, Ne manzara! Fakat bu, Avrupanın bugünkü du- ilerletmek üzere | mecbur ede -| | den bir kaçı; rumunu gösterir, oÇirkin bir tabiat hali. Ve bu yarışan vahşetleri yatış - tırmak için çabucak bir şey yapılmaz- sa, İnsan nevi, tufandanberi en kötü zaman içinde demektir. Nasıl mı kurtarılacak? Uluslar kurumu sızan bir teknedir. Ve suları aşamıyor, Son tecrübele - riyle o Kadar yıpratık bir hale gelmiş- tir ki yükselen sular üzerinde güçlük- le batmadan durabiliyor. Şimdi ufuk- ta eni konu görülen o felâketin önüne geçmek için bir şey yapılamaz mı? Siyasa adamlarmın o müşterek bir gayreti daha olursa, daha vakit var demektir. Fakat heyhat! Bu kiyaset, bu ida- re kudreti nerden gelecek? Dünyayı yakım bir felâketten kur - tarmak üzere idare adamlarımızın e- linde daha vakit olduğuna, ama çok az vakit olduğuna niçin hükmediyo - rum? İşte, büyük uluslar arasında haki » ki bir ihtilâfın henüz meydan almı - yacağına beni inandıran düşünceler - Son harpte galip gelen devletlerin Almanyanın silâhlanmasma karşı şid detli stiel (askeri) tedbirler almağa kalkışması tehlikesi vardı. Fakat bun- lar görürler ki, Almanya, muvaffak olmak ümidiyle kendisine saldıracak herhatgi uluslar sayısına veya gru - puna karşı emin (bulunacak kadar Almanyanın silâhlanmasina Fran - Sanın, İtalyanın ve Rusyanm muva.- fakat etmesinin sebebi budur. Streza konferansı, Hitlere yeni bir ordu, deniz ve hava kuvveti teşkil et- mek plânlarını terkettirmek üzere kor ku salmak için tertip o olunmuşza- vallı bir blöfdü. Hitler buna aldırmadı. Bu tehdi - din biricik tesiri, Hitlerin, hazırlık - larını daha çabuklaştırması ve teksif etmesi oldu. Streza “misakçıları,, Hit- lerin muafiyetiyle saldıracak kadar kuvvetli olduğu kanaatine geldiler, Diğer taraftan Alman başbakanı bi- liyor ki, tetavüzi bir harbe girişecek vaziyette değildirler. Orduları yetiş. tirilememiştir. Techizatı tamam de - ğildir. Almanyanın varabildiği yerleri teş - | kil eden hudutlarda son yıllar içinde alınmış olan büyük müdafaa terti - batını yıkacak kuvvette bir ordu vü - eude getirebilmesi için seneler ister. | Hitlerin, ilerisi için bu “çeşit bir plân kurmuş Olduğunu farzetmeğe hakkım yok... Hitler, Almanyanın içeri kuvveti - ni ekonomik ve finansal (o alanlarda Ciktisadi ve mali sahalarda) tamam - lamak istiyor. Bu epey zaman süre - cektir. Çünkü Almanyanın tükenişi, bu büyük memleketi, modern şartlar içinde büyük bir harp idaresi için e-| saslı vasıtalardan mahrum eden bir zaafa düşlürdü. İşte bu sebeplerden, hemen birden- bire Harp olma (o tehlikesi, — benim görüşüme göre — hes; haricidir. Senyor Musolininin de hesabı bu - yolda olduğu görülüyor, Musulini, Hitlerin fırsattan isti » fade ederek Bavyera alplarını geçip Brenner geçidi Üzerine © yürümesini mümkün görseydi, Habeşistan teşeb- bülsüine girişmezdi sanırım, Fena techiz edilmiş ve zayıf Habeş ordularmı, Afrikaya gönderdiği ve hâlâ göntlermekte olduğu büyük kuv- vetleriyle kolayca (o altedebileceği 8 - #üdü, tabiatiyle kendisine verilmiş o- labilir. iyi bir halde zaten silâhlanmıştır. | »» Loyd Corç bu yazısını, büyük or - dusu olan ulusları yanlış yola götü - rada gene yenildi Ankara, 1l — Şehrimizde bu- lunan Macar amatör Uypeşt takı- mının Gençler Birliği ile yaptığı ve3 - 5 mağlüp olduğu ilk maçın tafsilâtı şudur: Oyun Gençler Birliğinin üstün oyunuyla başlamış, ve on altıncı dakikada Niyazinin bir kafa vu - ruşuyla ilk gol olmuştur. Bundan sonra her iki tarafın zaman zaman Üstün oynamaları - na rağmen birçok fırsatlar kaçmış ve başka gol olmadan haftayım 0-1 Gençler Birliğinin üstünlü - güyle bitmiştir. İkinci: haftayımın ilk dakika - sında Gençler Birliği Küçük Ali- nin ayağıyle ikinci, ve 12 nci da - kikada gene Niyazinin ayağıyle ü- çüncü gollerini atmışlardır. Bu üç golden sonra üstünlük Macarlara geçmiş, 17 nci dakika- da birinci, biraz sonra da ikinci gollerini yapmışlardır. Bundan sonra 24 üncü dakika- | da Gençler dördüncü, 27 nci da - kikada Macarlar üçüncü ve oyu - nun sonlarına doğru Gençler be - şinci gollerini de atmışlar, ve o - yun bu şekilde 5 - 3 Gençler Bir- liğinin galebesiyle bitmiştir. | Bu oyunda Gençler Birliği çok güzel oynamıştır. ei vu “ Feneryılmazın bayramı Feneryılmazın bayrami pazar günü Rami alanında büyük bir intizam i - çinde yapıldı. Sahn erkenden büyük bir halk ta « bakasiyle çevrilmişti. Bayrama öğle « den evvel saat 11 de eğlenceli yarış - larla başlandı.Bilhassa yaşlılar aras n da yapılan bayrak yarışları çök eğke, celi oldu. Kulüp başkanı Sabri yaş - lılar arasında çabukluğuyla ve çevik « iyle iyi derece aldı. ant tam 1,30 da yüzlerce genç is - tiklâl ve camhuriyet marşlarını, ku « lüp başkaptanı Talât Özışık Yılma « zın dördüncü yılını ve bayramını kut- lulayan bir söylev verdi. Ve geçit res- mine başlandı. Yılmazlı atletler, futbolcular, Rami idman gençleri ve Eyüp idman Rami bisikletçileri çok muntazam ve seyir - cilerin takdirini kazanan bir varlıkla halkı selâmlıyarak (ogüzel bir geçit resmi yaptılar ve candan alkışlandı - lar. Atletizm yarışlarına geçildi. Yüksek atlamada İstefanos (o 1,55 ile birinci, Ahmet Cevat 150 ile ikinci, Sinan &- çüncü geldiler. 100 metrede Abdül birinci, Sinan # kinci, Ahmet Cevat üçüncü.. 400 met'- rede Hikmet birinci, Sinan ikinci, A- ristik üçüncü, 1500 metrede Koço bi- rinci, Süleyman ikinci Ramazan ü - çüncü, 3000 metrede Koço birinci,-Sü leyman ikinci geldiler. Derece alanlara (törenle armağan verildi. Genç ve B takımları 2.2 be rabere kaldılar.. Rami - Feneryılmaz arasında yapılan birinci takımlar ma- çmda Feneryılmaz 0 - 4 Rami takımı. nı yendi.. Ve bayrama gelen halk gü « zel bir gün ve spor hareketleri seyre derek sevinçle ayrıldılar. k. Resmimiz Fransız - Yugoslao yüzü cülerinin su topundan evvel yaptıkları 200 metre sürat yarışının başlamasını gösteriğor. Su topunda Yugoslavlar Fransızları yendiler Pariste -Towrelles havuzlarında Frasa ile Yugoslavya arasında yapı « lan su topu maçında Yugoslavlar İki. ye karşı üç ile galip gelmişlerdir. İşin gâribine bakınız ki bundan bir hafta evvel her iki takım — arasında yapılan maçla Fransa beş - sıfır ga”- lip gelmişti. uyu anlatarak bitirmekte ve 1914 de Almanyanın da böyle büyük ve kuv -| vetli orduya dayanarak büyük harbe giriştiğine işaret etmektedir. Buna benzer bir hal de 1599 da İn - gilizlerin Boer o harbinde olmuştur. Süel müşavirler İngilterenin çok İyi techiz edilmiş ordulariyle, Boer ba- şıbozuklarımı silip süpüreceğini sanı - yorlardı. Bunu hatırı sayılır bir gali - biyet haline ( koyabilmek için üç yıl uğraştılar ve mevcut olandan üç mis- li daha fazla kuvvet getirntek icabet. ti.“ Loyd Corç Habeşlerin ayni sebatı gösterip gösteremiyeceğini düşünü - yor ve bu memleketin o sarplığmı ve nüfusunun çokluğunu dikkate alarak ne olursa olsun,, İtalyanın bu yeri Kolayca fethedemiyeceğini söylüyor. “Habeşistan, Avrupa durumuna bir ————— ren işte bü “üstünlük sevdası,, oldu -| başka tesir de yapabilir. Bugün bütün dünya yüzünde hiçbir memleket yok ki, İtalyanın Habeşistana hücumunu hoş görsün, “1899 da biz İngilizlerin, cenubi Of- rika cumurluklarının istiklâlini boz - mak yolunda hiçbir dostumuz. yoktu. Avrupa ve Amerika katiyyen aley - himizde idi. “Senyor Musolini de memleketini, ayni betbaht vaziyete sokuyor. Muso- lininin seferi devam ettiği'müddetçe, zayıf memleketten yana evrensel (â - lemşumül) bir sempati kardeşliği ola- caktır... Loyd Corç, bu hava içerisinde, ü « Tusları biribirinden ayıran bugünkü zıttiyetlerin, — menfur bir hata karşı sında — mavakkâten “müşterek bir infinle,, döneceğini ve nihayet:'Habe- şistanın, Avrupa mağduriyetini biraz geciktireceğini kestirmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: