Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—ŞUNDAN HABER — Akşam Posfatr BUNDAN Gzelliği İngiltere ve Avrupa plâjlarını ziyaret edenler burada moda diye kullanılmakta olan şeylere artık şaşmıyorlar. Avuç içi kadar mayolar, bol paçalı kadın pijamaları, kutru bir buçuk metrelik güneş şapkalar:. omuzlardan aşağıya sarkan porta: tif çadırlar hiç kımsemn gözüne batmıyor. Ancak ara sıra kumların ara- sından insanın gözüne muhakkak hatan%ış a;% kendine çeken yepyeni bir şey çıkıveriyor, herke- si arkasından sürüklüyor. İşte fo- toğrafını gördüğünüz şu güzel kı- zın taşıdığı şemsiye bu cinstendir. Bu şeffaf şemsiyey: icap eden- ler bir altın madeni bulmuş olduk larımı sanıyorlar. Buna şemsiye demiyelim, çünkü güneş — ışığına engel olamamaktadır, - Şemsiye öy bir nesneden yapılmıştır ki gü neşin ültra viyole şuaından bazısı bundan geçerek taşıyanın derisi ne nüfuz edebilmektedir. Halbu ki pencere camından geçmezler. Şemsiyenin bir faydası: Deris' yosu yapmak istiyen kadınlaradır: ' Ve bunların derilı-:ri beyazlığını müuhafaza etmektedir. -— Almanların içtiği bira Almanyanın 1934 yılında a| - kollü içkilere harcadığı — para 3.042,000.000 marktır. Adam ba şına harcanan şarap miktarı yıl. 'da 4 litre olup bunun karşılığı 4 mark 40 feniktir. — Aynı yılda harcanan bira mik tarı 34 milyon hektolitre olup tu- adam başına 51,8 litre bira düş- mekte ve bedeli 33 mark 80 finiğ' bulmağtadır. Böylelikle Alman : yada adam başma yılda 0,814 lit- re alkol ve 2.32 litre de alkollü iç.- kiler düşmektedir. Misır ardasunda asker kaçakları İskenderiyede çıkarı 'Larefor:- | me,, gâazetesinin yazdığına göre, Misir ordusunda asker kaçakları.- Ren sarzısı şıldan yıla artmekta- dır. Harbiye nazaretinin bir teb. liğine nazaran asker kaçaklarının sayısı bu yıl 18.455 kisiyi bulmuş, bu şuala: | gizlemiyen / şemsiyeler icat edildi bunlardan ancak 528 ini yakala. mak mümkün olabilm'stir. Geçen sene kaçaklar 17.208 kişiydi. Yal.- nız Kahiredeki asker kaçakları 12.198 kişidir. Almanyadan Yahudi akını Almanyadan Yahudı akmınrı derecesini anlatmak için bir mi - sal veriyoruz: Yeni rejime ka- dar Almanyadaki Yahudi dok - torların sayısı 6.488 & varıyordı: Ve Almanyada 50,000 voktora nis bet edilirse yüzde 13 Yahudi dok- toru bulunmakta idi. Sadece Be- linde 3.000 Yahudi döktor vardı ki bunların müşteriler: daha çol: zengin sınıftandı. — Nasyonal sosyalizm başa geç t'kten sonra yapılan tavaş sonu - cunda 1934 de Almanyadan çı - kan Yahudi doktorlariın sayısı 598 dir. Durum böyla devam e- derse, birkaç yıl sonra Almanya- da Yahudi doöktor kalmıyacak de- mektir. Yaşı üç, ağırlığı altmiş beş kilo Birleşmiş Ameri- ka cümhuriyetleri- ı nin — Massaçüset ği beyliğinde Gluçes- - ter şehrinde yaşı- yan Jozef Randaz- yaşındadır, fakat ağırlığı altmış beş kilodur. Rakam oyunları Meraklılar için rakam oyunları hayli eğlencelidir. Asağıda gör- düğünüz beş takım saşılar gerek toplandıkları, gerekse zarb:dil- dikleri zaman yekünlar ıynı ra- kamları ihtiva eder: 949 — 18 - 243 — 27 ' 26342 —265 47--2 — 49 497--2 —499 81 72 526 9x9 24X3 263 x2 47Xx2 94 497x2 — 994 Irlanda at yarışlarının geliri İrlandanın iklimi ve sıhhi du- VÜŞ l rumç! hasta yurtlarına Lüyük biri önem verdirmekte ve sosyal ku- Köpek balığının ağzından kurtarılan çocuk Fakir ve cesur bir gemicıye servet temin etti. Averların bazı kere ayılar, kurtlar, ve saire vahşi hayvanlar- la nasıl boğuştuklarını masal ve- ya hatıra şeklinde elbet okumuş, veya dinlemişsinizdir. Fakat aşa- gıda anlatacağımız şey masal, ve- ya hikâye değil, sırf hakikattir.! Ve bundan on, on beş gün evvel Japonyada Formoz adasının Ân- king limanında cereyan etmiştir. Hâdise aynen şudur: O gün bir Çin vapuru Anking limanına demir atmıştı. Biraz son- ra sıhhiye memurlarını ve Japon polisini taşıyan iki motör vapura yanaşmış, içindekiler de vapura çıkmıştı. Polisler yolcuların pa - saportlarını tetkik ederlerken dok- torlar da yolcuları gözlen geçiri- yorlardı. Bu esnada yukarı güvertede bir feryat koptu. Herkes o tarafa doğ- ru koştuğu zaman denizde yedi sekiz yaşında sarışın bir çocuğun çırpınmakta olduğunu gördüler. Çocuk vapurun güvertesinde oy - narken her nasılsa müvazenesin! kaybetmiş, denize yuvarlanmıştı. Adı Vladmir olan bu çocuk| Fransada yerleşerek zengin olmuş bir beyaz Rusun oğluşdu. Zengin Rus yaz tatilini bir se- yahatte geçirmeği tercih etmiş, ve buralâara gelmişti. Ayni vapurla Saygona gidecek, oradan da baş- ka bir npıırltâî"rım#ı dönecek- ti. * Seyyahm biricik oğlu Vladmir vapurda herkes tarafından çok se- viliyordu. Hattâ gülmez yüzlü Çinli tayfalar bile bu mavi gözlü, sarı saçlı çocuğu okşarlarken yüz- lerinin hatları değişiyor, ve insa- za adIr çocuk üç! “doktorlar da vardır. rumları hasta yurtlarına yardım i- çin harekete getirmekteldir. Bu arada İrlanda hasta yurtla- rı için yapılan at koşu'arı piyango biletlerinden alınan para 1934 so. nuna kâadar 224.009.000 doları bulmuştu. Bundan 38 000.000 da. ları hasta yurtlarına verilmiştir. Işçi kazalarına karşı Londrada son zamanlarda fab- rika işçilerinin kazalara karşı ko- runulması gayesiyle büyük bir mü- ze kurulmuştur. 1934 yılında sadete Londrada 688 işçi kaza dolayısiyle ölmüş ve 112,572 işçi de yaralanmıştı. Bun- lara verilen tazminat yekünu 10 milyon doları geçmekteydi. Bu kazalar dolayısiyle adli tahkikatı ve hekim paraları da buna katılır- sa senelik masrafın 45 milyon do- ları bulmakta olduğu görülür. Müzede kazaların sebepleri, karşı gelme tedbirleri ve buna benzer şeyler canlı bir şekilde gös.| terilmektedir. Sıtmanın zararlirrı Şu hâdise bize sıtma mücade- lesinin önemini anlatıyor: Seylar. adasında çıkan sıtma salgınında 250.000 kişi hastalığa tutulmuş ve bundan yalnız bir bölgede 4.000 kişi ölmüştür. Bunların arasında Hastalığa tutulanlara yardım için Hindistan- dan 50 doktorluk bir grup yola çıkmıştır. “bir çığlık ortıl xsg'%î h&â | cuğun etrafında bir 'ki defa do -| -beline doladı. sonra da küçük Vladmir sağ salim na gülümsedikleri hissini veriyor- du. Küçük Vladmiri en çok se- venlerden biri de gemini kaptanı idi. İhtiyar Çinli kaptan ekseriya bu sarışm zeki çocukla kaptan köp rüsüne çıkar, orada Leraberce do- mino oynarlar, çay içerlerdi. İşte annesiyle babasının üzeri- ne tirtir titredikleri, ve bütün ge- mi tarafından çok sevilen 'bu sa- rışın, mavi gözlü çocuk her nasılsa | üst güverteden denize düşmüştü. Çocuğun oldukça dalgalı olan de- nizde çırpındığını gören birçok kimseler çığlıklar - koparıyorlar- drı. Annesi de manzarayı görün- ce bayılmıştı. Bu esnada bir dalga lîer nuıl— sa küçük Vladmiri vapura yaklaş- tırmış, ve küçük çocuk can havliy- le merdivenlerden sarkan zenciri kavramıştı. Bunu gövenler derin bir nefes aldılar. Çünkü bu suret- le çocuk derhal boğulmaktan kur- tulmuştu. Şimdi bir tayfanm sür: atle denize atlaması, ve gemiden atılacak olan bir iple çocuğu bağ- laması, lâzım geliyordu. Çocuğu seven tayfalır birbir - leriyle adetâ yarışır gibi ıür'"ıtle soyundular ve denize atlımı& için hazırlandılar. Fakat tam bu ıırı.dı ıkincî ve birincisine nisbetle daha !ıd letle bullak etti: myle _ılemıde bulunan küçük Vladmirin iki metre berisindeki sular birdenbire karışmış;, evvelâ| bir karaltı belirmiş, sonra da üç metre boyunda müth'ş bir köpek balığı kendisini gösterm'şti. Bu anda denize atlamak bu müthiş köpek balığıma. yem ol -| mak demekti. Köpek balığı ço - laştıktan sonra çocuğu kapmak ve| yutmak için yavaş yavaş denizde sırt:üstü dönmeğe basladı. Güver- tede bulunan halk çığlıklar kopa- rıyordu. Çok sevdikleri küçük ço- cuğun köpek balığı tarafından na- sıl parçalanacağını görmemek i- çin bir çokları gözlerin? yumarak geri çekilmişlerdi. İşte tam bu esnada ınanılmm cak bir şey oldu. ' Tam manasiyle inanılmıyacak bir hâdise! Köpek balığının çıktığını görür görmez limanda bulunan küçük bir balıkçı kayığı sür'atle vaka ye- rine yanaşmtşı. Ve balık, çocuğu vapurun güvertesine çıkmış bulü- nuyordu. | Fakat bu esnada denizde tüy. ler ürpertici müthiş bir ' mücadela başladı. Ayvinı kâaçirildiğinr gö- ren iri köpek balığı bu sefer Japon balıkçısına hücum ediyordu. İlk geçişte balıkçıya şiddetli bir kuy- ruk darbesi vurdu.. Ve balıkçintri bir metre kadar havaya frladığı görüldü. Cesur Japon havada müvazene- sini bozmamağa muvaffak olmuş, yalnız dişlerinin arasında bulunanı sivri bıçağı sağ eline slmıştı. Kö- -pek balığı bu sefer balıkçıyı yut« mak için sırt üstü dönmüş bir ha!- de hücum etti. Korkuaç ağzı, iri (dişleri tamamiyle meydana çık. mıştı. ) Balıkçı hiç istifini boımı.ıyor « du. Yalnız, balık tam kendi hizas sına geldiği vakit şiddetle kendi- sini geri atmış, elindeki sivri bı- —çağı da köpek balığmm — beyan gövdesine saplamıştı. 4 Balık, arkasında kandan kır « mızı bir iz bırakarak uzaklaştı. Sonrâ tekrar dönerek büyük bir " hiddet ve dehşetle Japon balıkçı» /smmın üstüne yenıden hilcuma kalk. . Japon lıılıkçmbuufer da ayni manevrayı yaptı. Ve deniz içinde olduğu İııldo lıpımyollamı mdw ede bıralmı bir ma- A Ceti nevra ile kendisini geri atı. -Ayni zamanda keskin uçlua bıçağını is kinci defa köpek balığımnım ıırtı—ı : na sapladı. İkinci bir kan seli ortalığı ktp_ kızıl bir renge boyadı. Beş dakika sonra da köpek balığı — sırt yüzü dönmüş, bir halde derizde görüm- dü, Kanatlarını ve kuyruğunu ya- vaş yavaş sallryarak can çekışıyo ra du. Japon balıkçısı bunun üzerine yeniden bu müthiş balrğa yaklaştı. Elindeki keskin bıçağı birkaç ke- re daha. balığın muühtelif yerleri- ne sapladı. ) Artık müthiş canavar bir leş haline gelmişti. Gem'ci kayığına bindi ve köpek balığını kuyruğuna bir ip bağladığı gibi kendisini şid- detle alkışlıyan vapurdakileri be- yaz dişleriyle selâmlıyarak uzak- laştı. Japon gemici bir müddet sonra hayatını kurtardığı çocuğun ba- basından büyük bir para aldı. kapmak için sırt üstü dönüp beyaz karnı görünür görünme? - balıkçı kendisini suya atmıştı. 5 Köpek balığı yanı baştna bir cismin suya düştüğünü görünce küçük çocuğa hücumden vazgeçti Neriye doğru bir müddet uzaklaş-| İf Denize atırlan adam fakir bir: Japon balıkçısı idi. — Hâlâ gemil - merdiveninin zincirine - yapışmış olduğu halde duran çecuğa doğru maharetle yüzüyor, ve ağzında siv ri bir bıçak tutuyordu. Bu esnada gemiden bir ip atmışlardı. Cesur gemici ipi sür'atle küçük çocuğun Ve birkaç saniye — Şarlok Holmes Büyük Hikâye -Bir arada 210 Sayıfa Fiatı 40 kuruş Ankara caddesinde “ Vakit, kütüphanesi