19 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

19 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 EYLÜ — 1935 Benim götlişü Son çıkan beş eser Bu son zamanlarda biribiri ar - kasından birkaç önemli kitap çık- tı. Hepsini de okuyucularrma ây - rı ayrı tavsiye ediyorum: al Şair ve romancı Şüküfe Nihal'i, bu sefer, bir mütetebbi olarak kar. şımızda görüyoruz. Filhakika o - nun, muallim ve cemiyetçi olmak noktasından fikriyatın sanat dı - sındaki kısımlariyle de alâkası vardır, Fakat busefer, ileriye doğru bir adrm daha atmıştır: Finlandiya üzerine bir tetkik e. seri yazmış. 109 sayfalı olan bu eserin ismi de Finlandiya'dır. Şüküfe Nihal; bu ırkdaş mem - leketinde geçirdiği üç günle mev- zua giriyor. Sonra Finlandiyanın sosyal evrimini, edebiyatını, top- rağmı, hükümetini, parlâmento » sunu, maarifini, kadınlarını, Türk lerini, âlimlerini, tiyatrosunu, mu- sikisini, işçiler sendikasını, eko - nomik durumunu, hülâsa bütün| Finlandiyayı anlatıyor, —>— Kıymetli edebiyat mütetebbii Burhan Toprak (eski Burhan U . mit) Oscare Wilde'e dair yazılan! ii kıymetli tenkidi ve İngili edibinin DE PROFUNDİS'ini, çok Avrupai bir cilt içinde ve çok Avrupalı bir ruhla bize nakledi - İ yor. | Sİ Sadri Etem ictimat hilgileri sa. hasında olgunlaştıktan sonra, debiyata sapmış ve burada Büyükt YARI ŞAKA İ hikâyeler mecmuasını bir mevcudiyet göstermiş bir mü- nevverimizdir. Her genç evvelâ şiir ve hikâye yazar, sonra gazete. ci olur, iktrsat mütetebbii olur. O, bunun tamamiyle aksini yapmış - tır. En büyük hususiyeti burada - dır. Bu sebeple, Sadi Etem'in eser- lerinde büyük değerler vardır: Yetişkin ve pişkin bir dimağın mahsülleri... Arkadaşımız, bu sefer de, ede- biyata Bay Virgül ismiyle, küçük veriyor, Bunlarm her birinde ayrı bir tat, ayrı bir tuz, ayrı bir tez bulacaksı- HIZ... Ga — İstanbul Şehir Tiyatrosu aktör- lerinden M. Kemal Küçük on iki tabloluk Çmar isimli eserini kitap halinde bastırmıştır. Kemal Küçük, böylelikle, yal - nız büyük bir aktör değil, büyük bir piyes mubatriri olduğunu da bir kere daha gösteriyor. ii Kuleli askeri lisesi fransızca öğretmeni piyade yarbayı M. Ali Uluergüven (Fransızcada sigalar ve zamanlar), (Fransızcada cüm- leler ve ibareler) ismiyle iki kitap yazmıştır. Her münevver bir ecnebi dil öğrenmelidir. Ecnebi dil bilmiyen edebiyatta da, ilimde de muvaf - fak olamaz. Bu sebeple, edebiyat ve tetebbü eserlerinin altında bu- nu da zikretmeyi yersiz bulma - Dünya haritasında şaşılacak bir MEğiŞik Mi Üstünde yaşa - makta olduğumuz | İ şu kocaman top * rak yuvarlağı, yüz — binlerce yıl! önce sık sık için « | den gelen patla - malar, üstünde o - | lan çöküntülerle yıkılır, o sarsılır, | Yeryüzünün bi - çimi tanınmaz de- recede değiş Bilginlerin söz lerine bakılırsa, dünyamız yaşlandık” ça bu deli fisekliği o bırakmış, daha ağır başlı olmuştur. Zaten artık öyle (Atiântis) gibi koca kıtaların deniz dibine batması, deniz diplerinin Hi - malâya yüksekliklerine fırlaması, A- merika ülkelerinin Avrupadan ayrılıp uzaklaşması gibi o hoppalıklara çok . tandır rastlamıyorduk. Fakat 17 Eylül tarihli İstanbul ga- “Eyy yy yyl Bir noktaya dikkat Evve!& cânan sonra can değil, evvelâ can sonra nânan! Festival ve olimpiyatlar münasebe - tiyle şehrimize yabancılar geldi geleli İstanbul sokaklarının yüzü güldü. Sabah akşam caddeler sulanıyor. Mi- safirlere, misefirseverlik göstermek, onları temiz sokaklarda dolaştırmak, şehrin pisliğini ile karşı örtmek iyi, güzel, âlâ ama,biraz da şehirliyi dü - şünsek olmaz mı? Belediyemiz, ma - demki şehrin büyük yollarını temiz tutabiliyor, suluyabiliyor, yabancılar ! gelince: Evveld ennan sonra can de - miş. Doğrusunun: evvelâ cam sonr derken doğrusunun: evvelâ can soni canan? olduğunu unutmasın?.,, l i DA © / SG N ei v , LU3 Gaş,i Van asy'e vak İvana Va Dünyanın değişmiş şeklini gösteren harita zetelerinden birinin ilk sayfasındaki bir haritaya bakmen yüreğimiz “hop,, diye yerinden sıçradı! Mısırdan başlı. yarak, batıya doğru yıldız Afrikasını büyük bir bilgiçlikle göstermek üzere basılan bu haritadan anlaşıldığına gö” re, oynak dünya eski tabiatinden vaz- geçmemiş, gene toprak yüzünü değiş tirmek işine — yalnız artık gürültü - süz — çalışmakta bulunmuştur. Bize yeni oynadığı oyun ise Trablusgarbın batısındaki koca Tunus ülkesini yutup Cezayiri öteden alarak 'Traplusgarba Yapıştırmasıdır. Biz kendi hesabımıza dünya anamızın — mademki kafasına koymuştu — bu işi sessizce, çoluğu çocuğu korkutmadan © yapmış olma - sma sevindik. Bundan başka bütün insanların ba şnrda bir çok arsrulusal (o mesellerin bulunduğu şu sırada İtalya ile Fran - sa devletleri arasmda bir asırdan be- ri uzayıp giden “Tunus meselesi, ken- diliğinden yol olmasından dolayı, u - Vuslar cemiyetini de tebrik etmeği u- nutmamalıyız.. Şimdi okuyucularımızla beraber bi- zim de öğrenmek (istediğimiz bir iş varsa şudur: Acaba o Tunus da eski HABER — Akşam Postası | Bilediye | harekete e Seyyahların gözü önündeki çirkin man” zaralar kaldırılacak İki gün evvel “Şehrin dertleri,, sütununda yazmıştık: “İstanbulu gezmeğe gelen seyyahların aldık. .larr fotoğraflara, bunların aley - himizde propaganda vesikası teş- kil etmelerine mâni olmak bakı - mından dikkat etmek gerektir.,, Belediye turizm şubesi evvel - den tahmin bile edilemiyen bu gi- bi hallerin önüne geçmek için ted- birler almağa karar vermiş bulun- maktadır. Seyyahların bilhassa fotoğraf - larını aldıkları çirkin vaziyetler arasında meselâ Sultanahmet ca - miinin önünde köfte pişirenler ve buraya kurulan pazar yeri ile ca- miin son cemaat yerinde öğle uy- kusu çekenler, Küçük Ayasofya camiinin kapısı dibinde birisi ta - rafmdan bilinmez nasıl kurulan rafmdan fotoğrafları alınan kar - puz ve kavun sergisi ve birisine yatak vazifesi o gördüğü anlaşı - lan st minder, Edirnekapı cami » inde o civar halkmm müteaddit şikâyetlerine rağmen yer bulmuş olan birtakım mıskacı ve üfürük - güler bulunmaktadır. Belediyenin vaziyeti farkedip bunlarla mücadeleye geçmesi pek yerinde olacaktır. e Tramvay tarjfeleri değiştirilmedi Tramvay tarifesi komisyonu toplanmış, raporunu Bayındırlık Bakanlığına göndermişti. Bakan « lık şimdiki tarifeyi birinci kânun nihayetine kadar aynen tasdik et. miştir. Belediyenin Karaağaçtaki 80 - ğuk hava depolarmdan iki yüz bin liraya yakm kazanç vergisi istenmiş, belediye buna itiraz ede. rek depoların vergiye tâbi tutula- mıyacağını ileri sürmüştü. Finans Bakanlığı bu iddiayı ye- rinde görmemiş ve Devlet Şürasm. da belediye aleyhine bir dava aç - mıştır. Bu dava Devlet Şürasında tetkik edilmek üzeredir. iyki Yarın gelecek seyyahlar Yarın Milvoki isimli bir sey: yah vapuru 250 Alman sey yahı ge- tirecektir, Seyyahlar ayın 24 tincü akşamı gideceklerdir. ve son gelen seyyah kafilesi ta - |” rn es alamıyacak Bonoların değerini korumak için böyle bir tedbir düşünülüyor Pinans Bakanlığı gayri mübadil bonalarının kıymetten düşmesinin ö nüne geçmek için yeni bir takım ted - birler almak üzeredir. Bakanlık şim- di gayri mübadil cemiyeti tavrafından gayri mübadillerin müşkül tör vazi - yetten kurdarılması için dilekçeyi gözden geçirmektec'ir. Gayri mübadil bonolarının bugünkü hale gelmesinin başlı mes'ulleinden biri de bizzat gayri mübadiller adde- dilmektedir, Bonoların mütemadiyen satılması ve bu suretle bunların bir takım muhtekirler eline geçmesi bu - günkü durumu doğurmuştur. Şimdi satışa çıkarılan emlâkin talipleri el- Liman inhisarının deniz vasıtaları satılacak Tasfiye edilmekte olan liman işleri inhisarma ait bütün deniz vesaiti önümüzdeki ayın 22 sinde limanda satılacaktır. Bu satıla - cak deniz vasıtaları birçok romor- kör, kayık çekici ve gezinti mo- törleri, makineli ,mekinesiz ma- çonalar, su dubaları, kayıklar ve saireden mürekkeptir. Memleke- timizde böyle yüzlerce parçadan mürekkep deniz vasıtasının satıl ması ilk defa görülmektedir. . ——— ; Bulgaristana gönder- diğimiz yumurtalar Dışişleri Bakanlığı Bulgar $ı- nrrlarında durdurularak baytariye kâğıdı istenen Türk yumurtaların- dan baytariye kâğıdı istenmemesi için Bulgar hükümeti (nezdinde teşebbüste bulunmuştur. Bulgar hükümeti bu teşebbüse henüz bir ceyap vermemiştir. yy yg 1935 Genel Nüfus Sayımı 20 llikteşrin PAZAR Eskiden devletler ulus | için değil, usuller devlet için kaidesi hâkim iken, devletler sayıma önem vermezlerdi.Ka ziye tersine döndüğü zamandan beri devletler sayım gibi ulusa iyi hizmet yollarımı gösteren işlere başvurmağa başlamışlardır. Başvekâlet Statistik Umum Müdürlüğü gö uderilen | lerinde bonolar bulunan gayri muba- diller değil, onların haricinde bulu * nanlar olmaktadır. Şimdiye kadar dört milyon Jiralık emlâk satılmıştır. Daha satılacak on milyon liralığa yakın emlâk vardır, Halbuki geri kalan bonoların hiçbir vakit sekiz milyon liralıktan fazla ol- madığı tahmin edilmektedir. İlgili makamlarda söylendiğine gö- re bonoları kıymetten düşürmemek ve bunların gayri mübadillerden başka kimselerin ellerine (geçmesine mâni olmak için bonoların satışının men'i, bunun için de emlâk alacakların mu - hakkak gayri mübadil olması şartı mın konulması düşünülmektedir. Tramvayların basa- maklarını örtmek işe yaramadı Tramvay kazalarının önüne geç. mek için bazı tramvaylarm kapt- ları değiştirilerek basamakların ü: zerleri örtülmüştü. Altı aydanberi tecrübe edilen bu usulün kazaları önlemek bakımından pek fazla bir faydası olmadığı anlaşılmıştır. Bundan sonra kapılar bu şekilde değiştirilmiyecektir. Tramvay sosyetesi İle yapıla » cak yeni mukavelede kapıların o . tomatik olarak kapanması mese . lesi halledilecektir. : akin Dördüncü Tıp kongresinde Sovyetler de bulunacak Dördüncü Tıb kongresi Anka. rada birinci teşrinin yedinci günü büyük törenle açılacaktır, Kong - renin hazırlıkları devami ediyor. Kongre münasebetiyle #ç gün sü- recek bir de ilâç sergisi açılacak” tr. Bu seneki tıb kongresine Sov yet Rusyadan da üç profesör işti rak edecektir. Bu profesörler sağ- lık bakanlığı tarafından davet edi. leceklerdir. e Yeni bir resim sergisi Ressam İhap Hulüsi ve Melek Celâl, Beyoğlunda Mısır apartı - manının birinci katında eylülün 21 inci günü saat on beşte bir afiş, resim ve heykel sergisi açacaklar- dır. Sergiyi İlbay Muhittin Üstün- dağın açması muhtemeldir. Veşreeiler biçki ve gi eee Veznecilerde Türk Kadınları Biçki ve diğe mekte- |( binden bu yl mezun olan on dört talebeye dilk diplo - “arihin (Atlantisi) gibi büsbütün yok »u oldu, yoksa hâlâ yeryüzünün bir bucağmda duruyor mu?. maları verilmiştir. Ayni zamanda talebe bu sew? yap - tıkları eserlerden mürekkep bir de güzel sergi cçynıştır, Mezun olan talebenin adları şunlardır; Şükran, Nazan. gösleriyor, Nermin, Nilüfer, Servet, Muhlise, Sabiha, Hayriye, Melâhat, Zinnure, Kâmile; Ayşe, Mecidc, Nebaat, Resimlerimiz mezun talebelerle sergiden bir köşeyi

Bu sayıdan diğer sayfalar: