18 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

18 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Heceleri tutacak baş ve diş ağrılarına arı evinizde dalma birkaç kaşe GRiPİN bulundurmayı unutmayınız in öğ kısa zam snlbe dokunmadan, mideyi ve böbrekleri yormadan da ve en kat'i şekilde keser. PARDNAY a ı resmini buraya asıyor? düşün.) | 24 ceşi geldi. ». Fakat genç kadının resmini dikkat, le gözden geçirince hakikati anladı | — Bu Luiz değil! Annesinin genç - lik resmi dedi. 4 Bu esnada Fransuva dö Monmoran si odaya girerek delikanlının, Jan dö| Piyenin resmi karşısında kendinden; geçmiş olarak durduğunu gördü. Gön) lerini hir duman bürüdü. Hemen Par-| dayanın yanına giderek elimi omuzu.) na koydu. Şövalye dalgınlıktan uya. narak birdenbire sıçradı ve: : — Kusurumu ( affediniz Marşal! sözlerini kekeledi. — Bu kadına mı bakıyordunuz? — Evet. — Şüphesiz, çok güzel, tapılacak derscede güzel (o buluyorsunuz değil mi? — Çokdoğru Monsenyi : muhterem kadın dikkatimi kadar güzeldir. — Ruhunuz henüz hayaller ile uğ- raştığı için hayatınızda o böyle güzeli bir kadına rastlamış olsaydım mes'nt| olurdum diye düşünüyordunuz değil mi? Marşalın son derece bir heyecan içinde bulunduğu görülüyordu. Par - dayana bakmaktan vazgeçerek göz - lerini resme çevirdi. Pardayan yeisle karışık bir tatlılık Ma; — Muhterem Marşal düşüncemi pek iyi anladınız hakikaten bu güzel masum görünüşlü kadını sevmek, tap- mak, hayatımı yolunda feda etmek i. gin ona rastlamağı düşünüyordum. Ya hot bu kadın olmasa bile meselâ kız kardeşine veya kızına rastlamağı dü. şünüyordum... Gördüğünüz yeisimin Bu asil ve çekecek çalınan metoşiti m boş duru Taşra Bakkal Ve Toptancılarına Aşağıda yazılı bilümüm TURAN mamulâtını serin ve muntazam tedarik etmeniz için doğrudan doğruya TURAN fabrikası bayilerine veyahut yazıhanelerine müracaatımız menfaatiniz iktizasındandır. YEMEK YAĞLARI Rafine zeytinyağı Susam yağı Pamuk yağı ve diğer salata yağları SADE YAĞLAR ; Kokozin Turyağ Turgarin vet diğer sert yağlar BEZİR YAĞLARI: TIRAŞ SABUNLARI: İngiliz kaynamış açık İngiliz kaynamış koyu Türk çift kaynamış Tışaş kremi TURAN Türkiye vağ ve mamulâtı Istanbul Şirketi kutusu S22. Telgraf; ESTOVA-Istanbu!. Tel;:24442- ANTAR sebebine gelince böyle yüksek bir ka - dının benim gibi bir serseriye gönül verememesidir. Marşalın dudaklarında acı bir gü. lümseme belirdi: — Delikanlı, pek ziyade hoşuma gi. diyorsunuz, Bu Kolinyinin sizi met . hetmesinden değil, sizde gördüğüm serbestlik, saflık ve temiz kalplilik . ten ileri geliyor. Bana hakiki bir em, niyet veriyorsunuz. Pardayan, Marşalın dikkatini çe . ken bir heyecanla: — Mosenyör, hakkımda pek büyük bir Tâtufta bulunuyorsunuz. Sözleri , nizin sizin gibi yüksek fikirler sahibi bir kimseye lâyık olacak bir nezaket . ten başka bir manaya gelebilecelğni düşünmem bile, Eğer böyle olmadığı. nı bilseydim esassız Ümitlere düşer miydim? sözlerini söyledi. Acaba bu ümitler ne idi? o Marşal bunların, delikanlının söylemek iste . diği şeylerle alâkalı olduğunu sandı. Marşal demin başladığı sözüne de- vam etti: — Bu emniyetim o kadar hakikidir ki bundan dolayı size hir hikâye anla. tacağım. Bunu uzun senelerdenberi kimseye söylememiştim. Bu hikâyeyi söyliyerek biraz ferahlayacğımı sanı. yorum. Siz benim için bir yabancısı « nız, fakat bana öyle geliyor ki eğer bir oğlum bulunmuş olsaydı mutlaka size benzemesini istiyecektim. Pardayan tuhaf bir helecan ve hayretle: — Monsenyör! diye bağırdı. — Hoşunuza giden şu resmin kar sısına oturunuz. Pardayan itaat etti. Ve Marşalın da arkasını resme çevirerek oturdu , gunu gördü ve: TURAN - YAĞI fabrikaları » Sirkeci, TURAN - İZMİR Nur ÇAMAŞIR SABUNLARI Zeytinyağdan yapılmış MARSILYA DEVE ARAB ve diğer cinsler, TURSAL çamaşır tozu HURMA sabunu ECE temizleme tozu TUYALET SABUNLARI: TURAN banyo sabunu Rozamri . Fatma - Verda ve İlâçlı sabunları TUVALET MAMULATIMIZ: Piksatif, Zeytinyağlı sam - puan, krem (Baroniz: Gü - zellik yağı v.s, sanayii Limited Han 3-14, Pos PARDAYANLAR ————— ii... — Pekâlâ, şimdi, kralr esir ettik- ten sonra ona nasıl muamele edelim dersiniz? — Şevketmaap, hakikaten en na - zik nokta burasıdır. Kral dalgın dalgın bakmağa baş - ladı. Acaba bu sırada düşündüğü is - tikbalinde neler görüyordu. Fransa krallığı tacmı mı? Yoksa bir felâket uçurumu mu? Belki de sadaktin bir timsali olan karşısındakine sadık gö” rünmeli çarelerini araştırıyordu? Her ne ise, yüzündeki hilekârlık birdenbire kayboldu. Gururla karışık bir hüzünle: — Muhterem Murşal, babam An - tuvan dö Bourbon tarafından, ve doğ. rudan doğruya Sen Lui dedikleri do - kuzuncu Luinin altınet oğlu Roberir sülâlesindenim. Bu sebeple asıl Fran sa hi sim, bunun için hükümet işlerine ka . rışmak hakkımdır ve eğer bir gün Fransa kralı olmağı düşünürsem bile bu fikrim meşrudur. Fakat Yalvalar| Allahın lütfü eseri olarak tahtta bu - Vunuyorlar, Burbonların saltanat sür meleri kaderde varsa düşüncem Tan. rının İradesine hiç bir suretle karşı gelmemektir. Bu bakımdan sizin fik . rinize yaklaştığımı zannediyorüm Dük dedi, — Şevketmaap, maksatlarınızın doğruluğundan şüphelenmediğim gibi bu hususta fazla bir şey de öğrenmiş olmıyorum, Yalnız kralımın aleyhine hiç bir işe girişmiyeceğimi tekrarlı -| yorum, — Size lizrmgelen teminatı verdim ümdar hanedanından bir pren-| zannederim. Şarlın tahtında gözüm yok. Yeğenim istediği (Okadar, yani! Katerin dö Mediçi gibi annesi olan! bir kral ne kadar saltanat sürebilirse| zı o kadar saltanat sürsün, Fakat Şarlın tahtına göz dikmediğimiz halde o biz- den ne istiyor? Sen Jermen sulhünün tersine olarak Hügnolar niçin zulüm görüyor. Neden tazyik olunuyorlar? Kiliseye ibadet için gidenlerle gitmi yenler niçin ayrılıyorlar? Artık bun. lara bir son vermek lâzım. Lâkin biz harbe devam etmek kudretinde olma- dığımız için muharebe ile kazanımı * yacağımız şeyi iyilikle kazanmalıyız, Bunun için de şimdi sizinle görüştü. güm gibi kral ilede konuşmaklığım lâzimgelmez mi? Söyleyiniz Dük ve krahiele geçirmek için çalısmamız meşru bir hareket değil mi? Emin o . lunuz ki kendisine hiç bir fenalığımız. dokunmıyacaktır. Hattâ şartlarımız kabul veya reddetmekte bile o serbest bulunacaktır, Maksadım onunla ele'e vererek konuşmaktır. Kralın bu suretle sözü değiştirmesi Kolinyinin çok hoşuna gitmişti. — Şimdi, bu şartlar içinde size gü- venebilir miyim? — Kralı elde etmek İçin mi şevket « maap,? Siz açıkça söylediniz. Bende öyle cevap vereceğim ; burada tek ba , şıma yalınızım. Siz İse kalnbalıksımız. Bununla beraber hattâ ölümümden bi, le korkum olmadığı için o vicdanımın emrine uyarak açıkça söyliyeceğim, Koliayi bir adım ilerliyerek; — Dük, burada benim misafirimsi. niz. Her ne söylemiş olsanız buradan bir kılımıza dokunulmadan çıkacak « sınız. Şimdi söyleyiniz, dedi, — Söylemek istediğim şey budur, Buraya davetimi icap ettiren maksa, dı ve bu maksada dair konuşulanla - rı unutacağım. Bunlara dar kimseye bir şey söylemiyeceğim. o Çünkü hâ - kimlerin karşısına çıkmak, onlara dert

Bu sayıdan diğer sayfalar: