21 Aralık 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

21 Aralık 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 İLKKÂNUN — 1935 Aşk ööyle Birimam k. zıymış.. Çocuk duğunu, takuny- ile sokakta ge zerek, çeşmede; testiyi (o doldure rak, sakız çiğ niyerek geçirmi, Yegâne süs pa maklarına sürd ğü kına iken, a man yarabbi s6 ra birdenbire b. derece lükse n- sal alıştı? Fahrünnisa, gci zaman git za man, mubitimin en mükemmel ka dını oldu. Acaba ben onun niçin hoşuna gittim? niçin beni terrih etti?.. 100 bin liram olduğunu, kendisile evlenmek istediğimi söyledim. Gülümseyerek dedi ki: " Bir kadının ancak bu kei) altında mesut olabileceğini sanıyo rüm. Fakat daha evvelden habe vereyim ki , ben çok açık elliyim Avuçla para sarfetmekten hoşla- nirim. Abdal gibi cevap verdim: — Sizin bütün arzularınızı tat“ min şimek, benim de en büyük zev kim olacaktır. © Gülümsiyerek : Öyleyse anlaştık! - dedi. Bir kaç zaman sonra , Belediye memürluğunda nikâhımız kıyıldı. # Pahrünnisa aklımı abşımdan ve paralarımı cüzdanımdı.n aldı, Nem var nem yoksa onun uğru- na sarfettim. Dükkânlarım, Banka daki eshamım, nakdi param, hatta oturduğumuz ev, birer birer elim- den çıktı. Bereket versin , mesleğimden hayli kazanıyordum. Lâkin, bu, Fahrünnisayı tatmin için kâfide gildi. , Bir gün yanıma yaklaştı: — Güzelim! - dedi. - dinimizde nikâh helâldır, talâk da... Bu şera- it altında ayrılmak bizim için en çıkar yoldur. Ben, parasız yaşıya- mam... Ne yapalım, elimde değil Etrafımı mutlaka lüks sarmalı. Balık, sudan çıkarılmca nefes ala" biliyor mu? Ben de öyleyim... Ba- na hürriyetimi ver; çok rica ede- rim... Vallahi şuna emin ol ki seni seviyorum.... Seve seve senden ayrı lıyorum, cicim! Beni öyle muhabbetli bir öpü- cükle öptü ki, razı oldum... Ayrıldık gitti... » İB unun üzerine çok iztirap çek tim, azizim... Çalışmak beni tesell i ediyordu Fahrünnisanın aşkını ancak sabah tan akşama kadar didinerek unuta biliyorum, Adanalı zengin bir tüc- <carla evlenmişti. Birlikte Avrupı seyahatine çıktıklarını, Niste, Mon tekarloda para savurduklarını işi diyordum.. Hangi erkek arzularına mukx- vemet edebilecekti ki?.. Ona tekrar kavuşmamak ümit sizliğile deli gibi çalıştım. Yeniden Zengin oldum... Hem bu sefer daha Bez yüz bin liram oldu. olur işte.. Bu parayı bitmez tükenmez bir ha zine sanıyordum... Muhitimde kadınlar kaynaş yordu. Gelip geçici metreslerim ©- luyordu. Fakat hiç biri, hiç biri, o nun yerini tutamıyordu. Nihayet uslu akıllı bir kadınla evlendim Bir gün, yazıhanemde harıl ha: rl çalışıyordum. — Bir hanım sizi görmek isti yor! - dediler, ' — Şimdi meşgulüm... Başka bir zaman gelsin!.. - diye haber yol ladım.... Fakat, uşağım bir yana iğildi. Kapı kanadı arkasına vurdu! SN EE Tefrika numarası: 100 Yazan: (Vâ-Nü) Hasan, ağaçlar arasında saklanarak, Geçen kısımların hülâsası dâli adada, Hesen, Jldyaya, denize nasıl atıldığını anlatıyor: “Bundan sonraki kısmını bilmi- yorum... Asi gemi nereye gitti?... i Düşes di Piti ne oldu?... Fakat, muhakkak olan bir şey varsa, o da, tam on beş gün, aç, susuz, deniz üzerinde bağlı kaldım... Fırtma* larla boğazlaştım.. Deniz kuşları üezrimde acı feryatlar çıkararak uçtu. çektiğim için bayılmam, hakiımda hayırlı oldu... İşte, siz, beni kurtardmız...,, Lidya, üç hafta kadar, delikan- Iyı adeta tedavi etti, Ona bol yu- murta, yemiş yedirdi. Tamamile Fahrünisanm sesi: — Ben geldim... Sana tekrar geldim... — Bana mı?.. Sen mi?... Hayran, şaşkın baktım... . Öyle güzeldi ki... Hatıralar, çağlayanlar halinde coştu, taştı... Sanki, hava birdenbire değişti. Kışın ortasın dan baharın en çiçekli, en kuşlu bir mevsimine girdim... Hakikatı, açıktan açığa söyle: — Adanalı kocam iflâs etti.. Ta- bii talâk kararı aldım... Şimdi sen büyük para kazanmışsın diye duy dum... Birlikte pek mesut oluruz — Çılgınlık! - diye haykırdım ben evliyim. — Bilâkis pek akıllılık! - diye tatlı ve mukavemet kırıcı bir gü lümsemeyle cevap verdi. - şimdi a: uk , karımla geçinmezsin!.. Mesu- olamazsın... Ayrıl cicim! Büyülenmiş gibi ona bakıyor. dum.. — İmkân: yek... - diye inledim. — Güçlüğü bile yok.. - dedi. Onun iradesi önünde bir çocuk gibi âciz kaldım. Yazdırdığı mek tubu karıma yolladım. Onunla kaç: tık. Arkamızdan, Avukatlarım bo- şanma davamı benim aleyhimde o- larak gördüler, bitirdiler. Fahrü- nisa ile tekrar evlendim. Fakat bu saadet ancak iki sene sürdü. Bitmez tükenmez sandığın: yeni servetim de eriyince Fahrü nisa gene beni terketti. wi Şimdi, forsa gibi çalışıyorum. üçüncü servetimi yaratmağa çalı | şıyorum. İ İçini çekti: — Maksadımı tabii... — Anladım.. Bu sefer, paranız. ihtiyarlığınızı düşünerek biriktire- ceksiniz.... — Hayır... Onu tekrar almak için servet yapıyorum. Nakleden ; Hatice Süreyya anlryamadını « açıldığı zaman, gönş Tez, orldıracak gibi İızıyor- du. — Benim milletimin, ırkımın fe Vâketini mucip oldunuz... - diyerek Lidyaya düşmancasına bakıyordu. Lâkin bu muhavereler kapan da iki insan gibi karşı karşıya geçtikleri vakit, delikanlmn gü- zelliğine doyamadan seve seve bakıyordu. Gözetleme Bir gün Lidya, adanm pek uzak bir köşesine doğru yalnızca yürü" yordu. Orada soyundu. Denize girdi. Yıkanmağa başladı. Hasan, onun halinden öteden beri şüphelinyordu. Kızı, gizlice takip etti, olduğundan şüphelenmiyordu. Lâ kin onun bir takım esrarı olacağı- nı tahmin ediyordu. Fakat Anitann kızı soyunduk- ça, Hızırm evlâtlığı hayrete düş” tü... Omuzlarma kadar dökülen sır- ma saçlar... Kabarık ve dik iki göğüs... Sülün gibi bir vücut.. Hasanın aklı başından gitti: — Nasıl oldu da şimdiye kadar bunun kızolduğunu farkedeme. dim... * diye kendi kendine şaştı. Adetleri, akşama kadar adanm muhtelif yerlerinde dolaşmak, ak- şam üstü tam grup zamanı, en te pedeki kayalrkta yola çıkmaktı. Biribirlerile irtibatı ancak böyle temin ediyorlardı. O gün Hasan, kayaların üzeri- ne tırmanırken, vücudunda bir gariplik hissetti. Tüyleri kabarı- yor, vücudu titriyordu: — Yoksa onu seviyor muyum ?- diye düşündü. b Kayalıklara vardığı zaman, ar- kadaşmı orada buldu. : Bahriyeli | elbiselerini arkı sıkıya giymişti.) Beyaz dişlerini göstererek biri. birlerine gülümsediler, İkisi de ye mişlerin en gözetlerini koparmış, ötekini hatırlayarak hediye getir- mişti, Gülüşerek bunlar: yediler. Hasan, birdenbire: — Ben size bir şey söyliyeze- | Zim., * dedi. — Nedir? — Bir sır... — Kime dair?... — Size dair. Hafifçe, ürpererek önüne bak- tı, Elini derhal, cebindeki yüzüğe götürdü: : Hayır... Yüzük kendinde sak İydı. Esrarının bundan faş olma- sına imkân yoktu. — Söyleyi — Siz, kadınımız... Genç kız, birdenbire ayağa! kalktı. — Nereden biliyorsunuz?.. — Gözlerimle gördüm... Fakat bunda çekinecek bir şey yok... Ba- kımız... Sizinle ne iyi arkadaşız... Ne iyi geçiniyöruz... Bundan sonra daha fazla anlaşıp uyuşabileceğiz demektir... Hasan, uzun uzun anlattı Öy- İe tatlı konuşuyordu ki, Lidya, bü- denize giren kızı gözetledi. Kalbinde bir aşkın doğduğunu hissetmişti ) Kadın olduğuna bin şahit lâzımdı. tün vüzedile, delikanlıya değru cezbolduğunu hissediyordu. Fakat: “— İmkânı yok... O bir Türk... diye kendisini tuttu... Hasana fazla cesaret verici bir söz söylemedi, bir harekette bulun | madı... Fakat, güzel hava, güzel yemiş» ler, tabiatın orlasınla yapayalnız bir hayat, gençleri; ebediyen biri» birlerinden uzak tu'abilir mi? İki akşam sonrayfı. Hasan, Lidyanm yanma, daha | büyük bir dostlukla yaklaştı. Genç kızın gözlerinde #nnis bir tatldık sezdi... Ansızm, iki dudek birleşti.. Bi- ribirlerine sarıldılar... Öpüştüler,, Fakat birdenbire Lidya: “— Ben sukut mu ediyorum... » diye düşündü. . Bir Türkle öpüş- mek.. Bu, havsalanm alamayacağı bir günahtır... Hattâ beni emelim den vazgeçirmeğe kadar sürükli- yecek olan bir günal... Oynayan kayalar Asabiyetle delikanlıyı itti; ken- dinden uzaklaştmırak istedi... O kadar şiddetle itti ki, Hasanm eli muhtelif kayalara çarptı ve sırt Jn dayadığı kaya cynadı. İ (Devamı var) Birinciye bir saat, ikinciye bir büyük bisküvi üçüncüye br cam uçlu müre' . Bugünkü bulmacamız üşüyena. yağına geçirmek için çorabını almaya giden bir kutup seyyahının şaşırmasıdır. Hangi yoldan bir türlü çorabina Hangi yoldan gitmelidiy ki muradını kavuşsun, yolunu gittiyse kavuşamamıştır. Doğru bulanlardan birinciden : 3 üncüye kadar yukardaki hediyeleri. miz, 4 üncüden 200 üncüye kadar da muhtelif hediyeler verilecektir. HABER ÇOCUK SAYIFASI Bilmece kuponu 2112-95 İ #UPON 342 21 12.935 Kepli kalem | Kuponumuzu kesip cevabınıza ek, lemeyi unutmayınız. Cerap omüddeti 15 gündür. Gecikmeyiniz, AKŞAM POSTASI IDARE EVI Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : Istanbul 214 Telgraf adresi: istanöyl HABER Yazı işleri tetcfonu : 24872 igarevelân . <24330 İLÂN TARİFESİ Ticaret ilanlarının satırı 12,50 Resmi ilanların 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaa

Bu sayıdan diğer sayfalar: