24 Aralık 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

24 Aralık 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Abdullahın i | P | A 'H AB E N RR ŞiLA KOKTEYL HAZIRLA MAGA BAŞLA Dı FAKAT İÇERİSİNE GiZLiCE BİR ŞEYLER KE AMR zi NASI TAYYARE VOL&UL, BEN, Bir, sEY İÇM. Uğu EYimi... ? BIRAZ. ÖNDE Re KİMSECİKİ SALLANIYORSAK Ea DOKYUNA MIYAC, SAKTIR.. SER. BEST MAHACAĞIZ İ 5 f HAVADA COK Buy, İERLENİMME KUKE VAR. TLU. MARONININ AN SONRA ÖNÜ r Zay My AÇIKTIR AYYARESINI GÖR / KURTULA MEK KABILOLMA- Yom» J BİRŞEYH ZIRLA gA- ; rn i 1 kli MARONINİN TAYYARESİ BuLu l , in TLAR ARASINDA İLERLİYORDU... AMA Boğazım vAlMIDEM PARŞALANI BUYURUNUZ-BEĞE | NIYOR .YİMDATİ YOR e ÖLÜ YORUM. Lİ NE GEĞİNİZ1UM RIM... TEŞENKOR EDER.) İ ASEM EVO z İ| GÜZEL GÖZLER!- NIZIN ŞEREFİ. İNE e il «ediyorlar. Fakat. bu ewliselerini e may SİLANIN KOKTEYLİ HER NEDENSE ON LARA OOKUN MUŞTU... Polis hafiyesi X:9 yahut Dekster ( ıslahıhal etmiş bir haydut olan Mişelden bir mektup alıyor, Bir haydudun Nev- yorkta bulunan Prens Abdullahın milyonlar (değerindeki hazinesini çalmak üzere olduğunu haber vermektedir. Fa . kat Maroninin adamları Mişeli (öldürüyorlar. Ve sırlarını biler Miselin kız kardeşi Şilâyı da takip etmeğe koyuluyor. lar. X:9 Prens Abdullahı haydutların elinden kurtarmayı kararlaşlırıyor. Bunun için haydut kıyafetine girip onlarla beraber çalışmağa başlıyor. Fakat Şilânm hizmetçisi Mari aptallıkla X:9 w ele veriyor. X:9 kaçıyor. Prens Abdullah da bu sırada mücevherat kolleksiyo - nunu teşhir etmeğe karar vermiştir. Polisler bundan endişe # PARDAYANIN —— m ÖLÜMU belli etmek, istemiyorlar, Halbuki Maroni Prens Abdullahm vekilhareı olan Aliyi de elde etmiştir. Şimdi X:9 u ortadan kaldırmak çarelerini a . raştırıyor. Oturduğu evin altına bomba koyarak onu havaya uçuru- yorlar. X:9 yanmda şişman Jorjla birlikte (paraşütle evin üstünden atlıyarak ölümden kurtuluyor. Fakat (kendisini ölmüş gibi bildirerek haydutları kandırıyor. Bu esnada haydutlar bir tuzakla hem Şilâyı, hem şişman Jorju, hem de Şilâyı muhafaza eden polis hafiyesi Bili Mon- kov çiftliğine celp etmişler. Ve her üçünü de yakalayıp bir odaya hapsetmişlerdi. X:9 da uzaktan uzağa kendilerini takip etmiş olduğun. dan o da meyve satan bir satıcı kıyafetine girerek üç kişinin hapsedilmiş olduğu eve gelmişti. Tki muhafız hırsız X:9u EE İİ dö > PİLOTU BAYILAN TA. YYARENİN AXıderi Bu OLUR..! tanıyamadıklarmdan hiylesine aldanıyorlar. X:9 bir ham. lede ikisini de yumrukla yere sererek Şilâ, şişman Jorj ve Bili kurtarıyor. Bundan sonra Maroninin de içinde bulunduğu hırsızla rın otomobilini kovalıyor. Fakat Maroni kaçmağa muvaffak oluyor. Hattâ atılan kurşunlardan Bil de yaralanıyor ve hasinaneye kaldırılıyor. Şimdi Şilâ kardeşi Mişelin eski arkadaşlarmdan o Smit isminde bir haydudun sözlerine kapılarak onu ıslahıhâl et - miş zannediyor. Ve Maroniyi tutmak icin birlikte plAn hazır. lıyorlar. Halbuki Smit Maron'nin adamıdır. Ve bü vasıta ile Maroni X:9 ile gişman Jorjü esir etmeğe ve bir eve hapsetmeğe muvaffak olarak Prens Abdullahm hazinesini soymak için hareket ediyor; PARDAYANIN ÖLÜMÜ 6 — Errinize İtaat edeceğim Ma. dam. Ve onun kurtulması için sonuna kadar itaatte bulunacağım. Kraliçe memnun bir tavırla ba şımı salladı. — Haydi git kızım; senin ve kon. tun saadetini istediğimi unutma! Alis kımıldanmadan duruyordu. Halinden, duygularile mücadele ettiği belli idi. Gözlerini yere eğerek yüzü. ğüyle oynar (o görünüyorsa da rengi pek sarârmıştı, Ara sıra (asabi bir Ürperiş bütün vücudunu sarstyordu, — E, ne düşünüyorsun Alis? — Affedersiniz Madam, Ben... Ha. yır, bir şey yok. Katerin genç kızm elinden tuta. rak gözlerini onun gözlerine dikti ve: — Ne imiş bakalım, söyliyecek bir sözün mü var? dedi, — Hayır. — Dinle, kontia aramızda geçen konuşmayı duymadığmna emin misin? — Size yemin ederim madam. Kraliçe Alisi pek iyi o tanıyordu. Besinin en ufak bir titreyişi bile ona malümdu. Genç kızın ifadesinden doğ ru söylediğini anladı. Bununla bera. ber, Alis de yavaş yavaş kendisine ge. Yiyordu, Artık kanaat getiren Katerin çekilmesi için tekrar ( işaret edince, — Kont, Katerinin oğludur. A - caba kraliçe bunu biliyor mu? Bunu konta söylemeli miyim. Kraliçeye ha. ber vermeli miyim? Bereket versin ki, tam zamanmda kendimi zaptedebil - dim, Yoksa az kalsın bu kelime ağ - zımdan kaçıyordu. Aralarında geçen sözleri dinlemediğime ne kadar ap. tallık ettim. Acaba ne konuştular. Ha- fızam çok kuvvetli olduğu için aldan. mama inikân yoktur. Sen Jermende, Navar kraliçesi beni koğduğu gün de Deoda ile görüşmüştü. Ne söyledikle - rini duyduğum için sözleri hâlâ ku - lağımdadır. Kont: — Gaddar oKaferin dö Mediçinin annem olduğunu öğrendiğim gün ni. çin kederimden ölmedim? demişti, A. caba bunu bildiğimi kendisine söyle - mek lâzım mr? Katerin, Deodanın ken di oğlu olduğunu acaba biliyor mu? Eğer bunu konta söylersem belki duy. gularında bir değişiklik hasıl olur. Meselenin her tarafını uzun uza . dıya inceledi, düşündü, taşındı, niha- yet şuna karar verdi; — Hiç bir şey söylemiyeceğim. E- Zer Katerine, kont senin o oğlundur. dersem o muhukkak onu öldürmeğe kalkışır — Alisle evlen! Fakat bu evleniş beni, senin için (korkutuyor. Fakat kalplerinizde o kadar büyük bir aşk var ki, sizi biribirinizden ayırmak ei. nayeti, biriribirinizle evlendirmek ci. nayetinden daha büyüktür. — O zamandanberi tekrar Alisi görmediniz mi? — Hayır madam, şimdi onu gö - rürsem, bana öyle geliyor ki ilk sözlin den, ilk hareketinden cinayetini anlı. yacağım. Bununla beraber Alissiz de yaşıyamıyacağım, Ondan uzakta ge. çen her sanivem acı ve ıstrap dolu - dur. — Demin cinayetten bahsediyordu. nuz. Böyle esassız, boş şüphelere ka. pılmaktan kendinizi koruyunuz. Beni dinleyiniz Kont, bundan on sekiz gün evvel, Alis dö Lüksün ne olduğunu an. Jayabilmek için sizden bir ay izin iste. miştim, Fakat incelemelerimi umdu - fumdan daha çabuk bitirdim. Şimdi vadettiğim gibi bu vaziyeti size söy Jiyeceğim. Alis dö Ltiiks saf, masum, sevilmeğe ve sizin gibi bir adamın âş. kına lâyık bir kızdır. Fakat. Kont dö Mariyyak bu “fakat, ke. Dimesini duymadı. Katerinin, o Alisin masumluğuna dair söylediği o sözler bu talisiz gence son dereceye (o varan bir sevincin tesirile ağlatarak, hıçkır- tarak diz çöktürmüştü. — Çıldırdınız mı Mösyö? sözünü homurdandı, Ayni saniye de Mariyyak da aya- ğa kalktı. Fakat kraliçenin yüzü ge- ne eski haline gelmişti. — Ah Kont. Ne kadar tatlı o. Tursa olsur, beni pek korkulu bir he. yecana düşürdünlz. oDüşününüz ki, sörünüzü duymuş olsaydılar Fransa kralının annesinin namusu mahvola. caktı, dedi. — Oh, ne kadar nankörüm. Maş - metpenah, beni affediniz. Duyguları. na yenilen şu zavallı çocuğu affediniz, — Susunuz Kont! Eğer kalbiniz. den, hakkımda hasıl ettiğiniz düşün - ceyi çıkararak yerine sevgi ve, urun zaman şiddetle acı çeken bir kadına herkesin göstereceği hir omerhamet hissini verebildimse ne mutlu! Artık bunların hepsini unutunuz. Kimseye bir şey söylemeyiniz. — Emin olunuz, kimseye bir şey söylemiyeceğim. — Dünyada hiç kimseye buna dair bir kelime bile açmıyacaksınız değil mi? > — Evet, madam. — Ne Alise ne de Navar kraliçe. sine.. Anlıyor musunuz? — Yemin ederim madam, — Vaktile de, bütün görüşmeleri. l kendisini heyecana uğratan kısa bir a. —7. Hemen kraliçenin ellerini tuttu.) mizi gizli tutacağmıza dair yemin et. l cıdan kurtularak, genç kız bir reve - İLK FELAKET Dudaklarınn arasmda : tiğinizi hatırlıyorsunuz değil mi7 rans yapıp çıktı, — Anne, anneciğim. kelimeleri — Bir daha yemin ediyorum Kaş. Gizli merdivenler ve koirdorlar - dan geçerek eğlence salonlarına uğ - ramadan Luvrdan çıkıp Lâhaş soka - #mdaki evine vardı. Eve girince, dirseklerini bir ma- saya darayıp basını elleri arasına a. larak düşünmeğe başladı: Şimdi, Katerin dö Mediçinin ya . nından çıktıktan sonra nişan töreni - nin en civcivli zamanımı yaşıyan eğ - lence salonlarma doğru gideceğiz. Kont dö Mariyyak da mes'ul ve şen olarak bu salonlara doğru gidiyor du, döküldü. Katerin, önünde diz çöken Konta müthiş bir bakış fırlattı. Sonra bu ba. kışını anlatılmaz bir dehşetle ibadet odasının içinde dolaştırdı. Ava3a kal karak elini kurtardı, Geriye çekilip boğuk bir sesle; metpenah. Bunun üzerine kraliçe sakinleşe- rek islediği zaman yüzüne bir şiddet veren hüznünden kurtuldu. Hâlâ he. yecan içinde bulunan Kont ise karşı. sında kendisini toplamafa çalışarak sessiz bir halde duruyordu. Die

Bu sayıdan diğer sayfalar: