29 Aralık 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

29 Aralık 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Unutkanlığ HABER — Akşam postası BİR JAPON ALIMI YAPTIĞI TETKİKLER NETİCESİNDE BU HALİN BAŞLICA SEBEBİNİ ANLATIYOR Unutkanlık havanın sinirlere tesirinden olur! Bu sebepledirki bazı günler unutkan olur, bazı günler ise olmayız Niçin Ekseriya şemsiyemizi kaybederiz ? Bu sualin de ilmi bir cevabı olduğu anlaşılıyor ! Şemsiye taşıyan hemen O herkes bunu muhafaza etmenin ne kadar güç olduğunu bilir. Tünelde, dükkânlarda, tren ve otomobillerde #rk sık kaybe dilen eşyadan birisi de şemsiyedir. Insanlar niçin başka (şeylerden daha ziyade şemsiyelerini unuturlar? Sebepsiz hiç bir şey olmaz ve Japon - ların meşhur meteoroloji bilgin den doktor K, Hisazuka şemsiyelerin niçin unutulmakta olduklarının sebe. bini bulduğunu söylemektedir. Bu zata göre: Şemsiyenin unutul masına en büyük sebep, insânı unut kan yapıcı bir havada taşınmasından ileri gelmektedir. Yani ağır bir hava tazyikinin bulunduğu yağmurlu, sıcak #4hufratip günlerde kullanıldığından dır. vi ama diyeceksinir bu böyle ise ni çin bir kadın söylediğimiz günlerde «l çantasını bırakmaz da şemsiyesini unutur? Yahut bir erkek evrak çanta. sını yanımdan âyırmaz da şemsiyesi » ” ni bırakıp gider.? Esbabı şudur: el çantasını yanından ayırmaz da hava ister, açık, isterse kapalı daima yanımda taşır. Erkeğin el çan. tası da öyledir. Şemsiyenin taşınması ise ancak hava şartlarına bağlıdır ve bu havalar umumiyetle insanım dikka. tini mühim bir surette eksilten mahi - yettedir. Profesör Hisazuka bazı zünlerde Tokyo tramvay kumpanyası “bulun - muş eşya dairesi,nin unuttukları eş - yayı almak için gelmiş (insanlarla aklım tıklım tıkışık olduğunu ve bazı günlerde ise oraya hiç kimsenin uğ - ramadığını görmüştür. Meseleyi az da ha inceleyince görmüştür ki bazı gün. Terde kondöktörler arabalarda unu - tulmuş eşyayı toplamağa © yetişecek vakit bulamamakta, başka © günlerde ise, heçbir şey unutulmamaktadır. mn aay409g Dyelaui 13) “A0sojorg yanmea incelemelerini Yokohama ve diğer şehirlere de uzatarak ayni şart. ların orada da bulunduğunu görmüş. tür. Profesör aldığı neticeleri o tasnif edince şemsiyelerin diğer unutulmuş eşya yekünunun iki misline vardığım anlamıştır. Buradan bir ip ucu yaka. Iyarak yolcuların en ziyade unutkan oldukları günleri araştırmağa koyul- muştur. Her şehirde en çok unutkan. hğim “barometrik tazyiklerin yüksek olduğunu,, yani “ağır haralı,, günler. de vukubulduğunu meydana çıkar - miştir, 'Tazyikin ve rütubetin normal, hayvanım açık, serin yahut soğuk oldu. fu günlerde daha az eşya unutulmak. tadır. Demek ki hava insanı unutkan yapabilmektedir. Havanın sinir ve (o beyinlerimize nasıl tesir ettiğine dair bu keşif yeni olmakla beraber eskidenberi hissedi - legelmekte idi. Meselâ Roma impara - toru Sezarm karısı OKalpurnia öl Çünkü bir kadın * olsun * em SOLDA: Belçika krali çesi Astrid in ölümüne se- bep olan kazada otomobi- lin enkazı... Diyorlar ki ha. va şartlarının tesiriyle o lan bir anlık dikkatsizlik daha böyle binlerce kaza: ya sebep olmaktadır. gün Senatoya giderken karısı ona başına bir felâket geleceğini göyliyerek oraya gitmemesini söylemişti. Kadının deiği çıktı. Ba “Hissikablelvuku,, un o günkü hava şeraitinden ileri geldiği iddia olunuyor. dürüleceği gün kocasını dışarıya çık- maktan menetmeğe kalkışmıştı. İngil. tere bankası hava şartlarmın kötü ol. duğu bazı günlerde memurlarının yan lışlık yapmamaları için (defterlerde mühim işler gördürmemektedir. Son zamanlarda Kanadalı bir hâ- kim biribiri aleyhine boşanma dava sı açmış karı ve kocalara istidalarını havalar soğuyuncaya kadar geri al . malarını söylemişti. o Nevyorkun hu - kuk hâkimlerinden birisi de ayni şe. kilde hareket etmiştir. Fakat bu, havanın sıcak yahut râ. tip olması meselesi değil, daha ziyade hava tazyiki işidir. Umumiyetle çok zeki sayılan kollej ve üniversite pro - feşörleri sicak yahut rütubetin alça - ıp yükseldiği günlerde pek O dalgın olmaktadırlar. Hava değişikliklerinden küçük kız lar, erkek çocuklar kadar müteessir olmazlar. Buna mukabil kadınlar er. keklerden daha çok hassastırlar. Tuhaf değilmidir ki kızmış bir a- dam kendini kızdıranı tahammül e - dilmiyecek kadar sıcak bir günde vur. maz da soğuk bir günde vurur, Diğer taraftan ise kadınların yaz sıcağında daha atak olduklarını polis kayıtla - rından görüyoruz, Hele bu ataklık a- ğusfos ayında en vüksek (derecesini bulmaktadır. Çekoslovakyanın Karlsbad şehrin den doktor Arnold Rolând “akıl nok .. sanlıkları,, adlı kitabında dalgmlığn sadece aldırış etmemezlikten ileri gel diğini söylemektedir. Dalgın bir profesörün evden çı - karken karısının siparişlerini unut - masına sebep karısının çene çalması. na dikkat edeceğine sanatını ve lâbu- ratuvarmı düşünmesidir. Siparişler onun üstünde hiç bir tesir yapmamış. tır. İşte bunun için eve dönerken zih. ni başka şeylerle meşguldür ve karı - smm sözlerini unutmuştur. Bunun ne. ticesi çok ehemmiyetli değildir. Pro. fesörün karısı böyle şeylere alışık ol duğundan kocasını Sadece azarlar, me sele de böylece kapanmış olur. Fakat lokomotif sürücüsü, tram- vay vatmanı yahut eczanede reçete - leri yapan çırak vazife başında dal - gınlık gösterirse bunun neticesi de ö Tüm olabilir. Ancak havanın bu adam lar üstünde de tesiri vardır. Yalnız sıcaklık pek o kadar kö. tü değildir, Ancak sıcağın rütubetli olmaması lâzımdır. Lâburatuvarlarda yapılan fenni tecrübeler göstermiştir ki akıl sıcak havada daha O çabuk ve daha doğru çalışmaktadır. Deniz seviyesinde hava (| tazyiki, yüksek olan yerlerden daha çoktur. Fakat deniz seviyesinde olan hükü - metlerin hava tesirleri dolayısile si —' nirlerine mahküm olarak kötü karar. lar ve kanunlar çıkaracağı hükmü ve- rilmemelidir! Çünkü sinirleri bozan Ani hava değişiklikleridir, yoksa dai. mi şartlar değildir. Havanm insanlar üstünde yapmak ta olduğu aksülâmelden başka ğın sebebi anlaşıldı Büyük bir demir yolunan intiha istasyonunda “bulunmuş eşya dairesinde,, göze en çok çarpan şey unutulmuş şemsiyelerdir . Hamam böceği, böceklerin en zekisidir. Yaşadığı muhiti iyice öğrenir ve bu bil, sayesinde rahatça yaşar. Hava şart. larının tesirini anlamak üzere yapılan bir tecrübede bu böcek bir buz kutusuna konduğu zaman hafızasını tamamiyle kay- betmiştir. hayvanlar üstünde de nasıl tesir ettiği! incelenmiştir. İ Dektor C. Oyle'nin yaptığı bir tec. rübede beyaz fare doğumlarının sicak ve rütubetli bir muhitte o eksilmekte olduğu ve devamlı soğuk havada art. tığı anlaşılmıştır. Doktor en müessir cinsi temasların ve en çok yavru do- Zurmaların sıçanları soğuk (o muhitte tutmakla elde edilebileceğini görmüş. tür. Nitekim taşra ve köy ebeleri do Zumların kışin arttığını bilirler. * Diğer taraftan böceklerin en Ze- kişi olan hamamböceği barometreye pek aldırış etmez.0, rütubetli sıcaklığı sever, Kuru havalarda bedbahttır, So. &uklarda ise aklen (harap ve perişan! olur. Eğer dört saat kadar buz kutu. sunun üstüne oturtulacak olursa bils| diklerinin yarısını unutur,yeni bir şey öğrenmekte çok yavaslaşır. Hamam bö | ceğinin zekâsını soğuk ve cak! tecrübelerinden geçirmiş olan Ameri. | kada Klark üniversitesinden doktor Valter S, Hunter'dir. Hamamböceği insanları soymak işinde ( sıçanlardan sonra böceklerin en kurnazıdır. Hamamböceği yaşayabilmek için en beyinlisi ve kurnazı olan insanla. rin mallarını çalabilecek kadar ku nazlık göstermek mecburiyetinde idi Bu küçücük hayvan insan oğlunun tuzaklarından ve ayaklarmdan kur - talabilmek için kuvvetli o hafızalı, muhakemeli çok (keskin bir müşal olmalıydı. Dikkatsiz ve çok işlek lokantala rın mutfaklarında hamamböceği ken disine kimsenin ilişemiyeceğini öğ - renmiştir. Buralarda geceli gündüz . lü durmadan hırsızlık ederler. Fakat ev kadınlarının kendilerini koraladık ları yerlerde ise, akınlarını ancak ge- celeri her yerden el ve ayak çekildik.! İ ten sonra yaparlar. Bunlar bir apartı. mann muhtelif kat ve dairelerinde oturanların huy ve âdetlerini öğren - diklerinden kendilerini muhite hemen uyduruverirler. © Bunlar uzun bir tecrübe değirme. ninden geçmiş olduklarmdan, olup bi. teceği derhal hatırlarlar ve ona göre harekette hiç vakit kaybetmezler. Doktor Hunter en zeki hamambö ceklerinden bazılarmı iki saat için bir buz dolabına koymuş ve bunların ze. kâ bakımından birinci sıradan son su raya düştüklerini görmüştür. Buz üstünde saatlerce Okalınrş hamamböcekleri öyle aptallağıkı. dır ki eskiden bildikleri şeyleFin ya rısından fazlasını ounutmaktadırlar, 'Tam kırk sekiz saat (içinde yeni hiç bir şey öğrenemezler. Bundan Sonra ise zekâları yavaş yavaş geriye gelir, Bunlar en akıllı işlerini rütubetli ve sıcak havada yaparlar, Demek ki insanlar İle hamamböceği (büsbütün farklıdır. N ii İnsanlar, çok eski zamanlardanberi kendi kuvvetlerile uçmak İçin büyük bir arzu duyarlar. Tayparölerin çök terakki ettiği bu zamanda bile bu ar. zu eksilmiş değildir. Resimde gördüğünüz &let Nevyork da bir mühendis tarafından icüt edil. miştir ve yakında resmi surette tec. rübesi yapılacaktır. Bu âletin gizli yapılan hususi tecrübelerde muvaffas kiyelle uçtuğu söylenmektedir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: