10 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

10 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası i, TÜR masada Zehra, başını, saçları “eki Çorbanın içine girecek kadar Sömüşti. Annesile babası arasın- © atışmda da bu tavrı takınırdı. : dört yaşmda idi; bu atışmalardan İk En değildi; çünkü çok bağırıyor- kı, vE Du yavrucukla alâkadar olmu- Babanı; in | ii doymazsın, diyordu, isteklerin İk, *tmez. Sen bir mühendisle evlenece bir milyoner bulsan daha iyi eder| 1 Allah aşkına, Zekâi, bunları neye “Yorsun Seçtiğim İnsan sensin, ve Wi. Ve seni seviyorum. e yumuşatmağa © beyhude ça- esra âra sıra anasına babasına bak: “8 Babasını kızdığı zamanlar daha buluyordu. Annesine çıkışırken, İİ bobasını seyrediyordu. Halbuki, 4! gg Skışan annesi idi. Ünakaşa babanın yazıhanesine git- Satine kadar devam etti, Adamın kadar çok sıkıldı ki, her zaman RU halde, bu dsfa çocuğunu öpme- Bitti, Shra derhal kendisini terkedilmiş tocuk zannetti. Can sıkıntısını gider a İçin yeni bir oyun icat etmek niyeti Partmanda döndü. dolaştı. Büyük $ “ÜİN perukasının tutkalı erimişti iy, klarından bir çoğu © kırılmıştı! Ön. hal karşısında azap duydu. yet, saat dörtte Fatma teyze ile| , #kadaşı geldiler. Fatma teyze her inde şeker getirirdi. e Arkadaşı da Socuk hikâyesi bilirid, & arak Zehrayı oyun oynamağa | < ettiler. Üç kadın başbaşa vermiş, Penbesi taftalardan, balo için sırma- EĞİ, selerden, kadife kumaşlardan bah İİ yorlardı. #htirasla — talâffuz edilen iş ölimeler birer tılsım, birer ser gibi i, kadın, kadın ve çaplı olarak iç,Zehra da bu konuşmaları derin Mike ile dinlemekte idi. Kehdisini * elbiselerle baloya gider bir halde ) Ky ediyordu. 3 uşma istikametini değiştirmişti. n lerin sadakatsizliklerinden demvu | İk fa başlandı. Zehra, bu yorucu ve | z konuşmaya son vermek Üzere K amazlık düşündü ve annesine: pa dedi, bebekleri nasıl iyi e- il Ulu Zehra, yavrum, görüyorsun ki ko- “Yoruz, Bizi rahat (bırak. Haydi, z oyna! iyi güzel ortaya atılan sualler şa. «dikat neticelere varıyordu. Zehra » iya: “Ne kadar da zeki! Her anlıyor!,, diye bahsedilirken, bu: | ihmal ediliyordu. il hn derhal ayağa kalktı ve kadınla- m. ru koşarak: İk, Anne, diye bağırdı, boğazıma iğne | f & kadın çığlığı basarak yerlerinden ç ia Zehra: “Çabuk, (ağzını aç! iz N Su içmek ister misin? Ağrıyor 7 asıl yuttun? İğne kalın (Omıydı, İL, Dİ2., sualleri karşısında o şaşkına Düştü, ra söylenenleri yapıyor, öksürü - ye kürüyor, küiçük penbe dilini gös- hi. Herkesin alâkasını kamçıla- e Annesinin kucağındaydı, şam, ne yapayım! — < Kocana telefon et, dedi. ye Evet, iyi akıl ettin. Bir çaresini 2 gra, Annesinin rlık kurağında, tele- Ma, 4 ağırarak konuşan Fatma teyze- ii, “ekli? Evet, çok korkunç! Zehra, Ten ga. Yok canım, işini bırakma! aca yapacağımızdan fazlasını tâ, ğilsin. Gider, doktor Hikme- İyi, eririz. Sana da haber yollarız., 0 ni dinliyordu. ille uzun mesafeler katettiler. Me e bir iki adamı çiğneme teh- n yay ati. Fatma teyze de “Çocuk tu, ayle! işimiz acele,, diye $0- m gelince, Zehra Dok- Küp larına ve emirlerine itaat et, İha İK dilinin görülebilmesi için ağ- Yt ğin #okulmasma da (o tahammül teyze: — Ah, ne tatir çocuk, diyordu. Dört yaşında olsun da bu kadar akıllı, bu ka- dar itaatli olsun! Böyle çocuk görme- dim. Ne ii Dokto — Hiçbir şey görmüyorum, dedi. Bel- ki rontgen iğnenin nerede (olduğunu meydana çikaracak. Doktor (Nizamiye gidin. Derhal rontgene soksun. Gene sokaklarda... Otomobil köşeleri müthiş sarsıntılar yaparak dönüyordu. Zehra, müthiş bir neşe içindeydi. Fakat, gizliyordu. Annesi: — Fatma teyze, dikkat ediyor musun, Giyordu, Zehranın gözleri ne kadar da büyümüş! — Üzülme! Yüzünün rengi yerinde. Hiçbir şeyi yok. Zehra, rontgen mütehassısının mua- yenehanesinde küçük bir heyecan geçi: di: i yoruyor, me de ağlıyor. .... Gece çok sıkıcı geçti, Fatma teyze ve arkadaşı gitmişlerdi. Zehra, büyük kol- tuğa oturmuş, annesini ve babasını sey- rediyordu. Vakit müthiş bir sıkıntı için- de geçiyordu. Havada tuhaf bir ağırlık vardır, Zehra: — Karnım acıktı, dedi. İ Ten teh amca | şarap deposunu nasıl keşfetti — Hakikaten sabahtanberi (bir şey yemedi. Zekâi, ne ders.ni bir şeyler ye- dirsek mi? — Bunu ne diye bana soruyorsun? Doktora sor. Bir şey söylemedi mi? — Hiç bir şey hatırlamıyorum. Çok heyecank ve telâşlı idim. — Zaten her aman öylesindir. Çocu ğun sıhabtile alâkadar olduğun bir gü-! nü görmedim ki, — Zekâj çok garipsin, rica ederim, beni üzme! Ne kadar üzüntü içinde ol- duğumu bir bilsen! — Anne, niçin ağlıyorsun? Ben iğne falan yutmadım ki. — Nel — Net Bu iki hayret feryadı önünde Zehra| gözkapaklarını indirdi.Du yduklar: hay| ret karşısında nefes almağı bile unut- muşlardı. Çocuklarının iğne yutmayışın dan âzâp mi duysun, yoksa sevinsinler mi? Babası! — İnsanın böyle bir muhayyileey sa- p olması korkunç bir şey! dedi. — Muhayyile! Yalan söylemek arzu- su, evet! Manto paramı da doktora ver- dim. Biribirlerine bakışlar, © gülüştüler, ve biribirlerinin kucağına atıldılar. Bu sırada Zehra, mutpakta pişen makarna- yı üstünden tatmak için dışarı çıktı. Nuh CEM Valfsız makine Amerikanın İndianopolis şehrinde şoförlük yapan bir genç Petrol yakan Valfsız bir otomobil makinesi Oicatet miştir. John W. Yenkins adındaki bu şo förün yaptığı makinede makin pis- tonu hem dahilt iştilai hem de o ekzost işini görmektedir. Makine çok beğenil- miştir, Erkekler kendinizi kollayınız (Varşovadan bildiriliyor) Vilma şehrinin sayfiyelerinden olan Pohulankadaki yerli kadınlar, mıntaka- nın ahlâkını korumak için bir cemiyet tesis etmişlerdir. Cemiyetin ele aldığı ilk iş, iki defa evlenmiş olan bir erkeğin üçüncü bir defa daha evlenmesi hâdi- sesidir. Koruma cemiyeti üçüncü defa evlen- miş erkeklerin hayatını tahkik için 6- tuz kadın tayin etmişlerdir. Bunlar ka- rt ile kocanın evine gitmişler; hayatları nı tetkik edecek yerde gelini kendi ba- basının evine dönmeğe ve güveyi de tek rar ikinci karısını almağa kandırmak i- çin uğraşmışlardır. Teşebbüslerinde muvaffak olamayın- ca da gelini zorla evden çıkararak gü- veyi adamakıllı dövmüşler ve evdeki bü tün mobilyasını parça parça etmişler- dir. Polis tahkikata girişmiştir. AKSAM POSTASI DARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: İstanbul 214 Telgraf adresi; İstanbul MABER Yazı işleri telofonu : 23872 idarevenân ,* * 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Fenebi Sensei 1400Kr. 27004r. s Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Besıldığı yer (VAKIT) matbaası ; rihi islâm,, adlı kitabının on üçüncü kazaskerliğine getirmek istiyor bunun İ sonra Baki tekatide sevkedildi, Ze- İ Terbiyei İslâm, LI 5 my üeİARİNİ Yazan : Niyazi Ahmet 344 yıl evvel! bugün Istanbullular Okmeydanına duaya çıktılar Maksat veba salgınından kurtulmaktı 1592 yılı 10 eylül günü, 344 sene evvel bugün, hemen bütün İstanbul ahalisi ikiye ayrılmış, boyunları bü- kük, yüzleri solgun, gözleri korku- dan dışarı fırlamış bir halde yürü- yorlardı: Bir kısım halk Ök meyda- nna, bir kısmı da Alem dağına git- mekte idi. O devirde en büyük müsabakala- rın yapıldığı Ok meydanı ile, en parlak eğlencelere sahne olan Alem; dağırda ne vardı?, Buraya gidenle- rin vaziyetleri onların ne eğlenmek, ne do müsabaka yapmak sevdasında olmatıklarını anlatıyordu. İçlerinde milleti idare edenlerin en büyükleri bulunan binlerce in- san, şehrin en yüksek yerlerinde hastalıktan kurtulmak için dua ede- ceklerdi. Veba, Istanbulu kas'p kavuru- yor, her gün sayısız insan mezarlık-| lara taşmıyordu. Burada bu vak'ayı kaydetmekten bir maksadımız da, felâket getiren hâdiseler karşısında vak'aların na- sıl tefsir edildiğini işaret etmektir. Yangın, hastalık, zelzele senele- | rinde vukua gelen siyasi, iktisadi bü- tün hâdiseler uğursuzluklara atfedi- lir, Osmanlı tarihinde bu gibi vak'a- lar pek çoktur. Veba yılında olan hâdiselerin en enteresanını yazıyorum: | Anadolu kazaskeri bulunan şair Baki hakkında şikâyetler oluyordu. Şik#yetleri müftü Bostanzade yapı: yordu, Bu adam kardeşini Anadolu | için de Bakinin ayağını kaydırma ğa uğraşıyordu. Baki bunları duyun ca kendini tutamamış, müftğnün ve kardeşinin aleyhinde (o söylenm başlamıştı. Rostanzade Bakinin &- leyhindeki sözlerini duyunca: — Eğer Baki mesnedinde kalırsa ben de istifa ederim. Diye ayak di- redi, Baki, vaziyeti sadrazamla, padi- | şahın hocasına anlattı. Onlar da| padisahı haberdar edince müftü az) ledildi. Yerine Zekeriya Efendi ta-| yin edildi. Koca şair, intikamını ak mıştı, Kendisi üleyhinde söz söyle- nirken şimdi başa geçmişti, O sene terfi ettirilerek (Okendisine Rumeli kazaskerliği verildi ve Bestanzade- nin kardeşi azledildi. Bu vak'a, taunün etrafı kavurduğu günlerde olmuştu. çok Kimse: — Garaiptendir. hayrolur... diyordu. Vaziyet büyle kalmadı; üç ay kasıp Bir Elbet encamı keriya Efendi bir gün padişahım e- lini öpmeğe gelmişti, Diz çöktü, ba- şını eğdi. Fakat ne o. Zekeriyu e fendi vazifesini yapamıyordu. Sende- lemeğe başladı. Bacakları titredi ve olduğu yere çöküverdi. “Allâmei asır,, ölmüştü. Yerine tekrar Rostanzade ikinci! defa şeyhislâmlığa getirilince, hak onunmuş, dendi. Bir izah Bazı okuyucularım, peygamberin doğuş ü guston olm. Bu fikirde bulunanlar, hleri yi lından yanılmaktadırlar. “Kanunu Muhammedi, ile (o “Ruhulislâim muharriri o İslâm ülemasından ve şak meseleleri cemi- “ta -| ve yeti azasından Seyyid Emir 4 sahifesinde aynen şöyle yazar: “Hazreti Amine zevcinin vefatından bir kaç gün sonra yani tarihi milâ- dın 570 inci senesi ağustosunun 29 uncu günü Fahri Aleme valde olmak bahtiyarlığına mazhar olmuş ve bu mevludu necibe büyük pederleri ta- rafından Muhammet ismi verilmiş- tir.,, “Günü Gününe Tarih, sütunla- rında okuduğunuz vak'aların hepsi milâdi yıllar göz önünde tutularak yazılmaktadır. Muhammet Peygamber doğduğu gün ağustosun 29 uncu günü idi ve yıl milâdın 570 yılı idi. Hicri yıl larla yapılan hesapların milâdiye uymaması milâdi yılların yanlış ol duğunu anlatmaz, N, Herkes dönüp 1 Bu sene Amerikada sıcakları bahane ederek sokaklarda yalnız mayolarla do- laşan kızlar çok görüldü ama, İngiltere de geçen haftaya kadar böylelerine hiç tesadüf edilmemişti. Halbuki geçen haf ta Bridlingtonda bu kızcağız güneş ışi- ğından istifade için sokağa bu o kılıkla çıkarak, kızlara yol açmak istemiştir. Sokaklarda herkes bakmış içlerinden kendisini kıskananlar da bulunmuştur. Sarışın erkekler esmer Kızlarla evlenmeli mi? (Nevyorktan bildiriliyor) Evlilik ahengini tetkik ve tahlil için üç yüz tane evli çift kendilerini yedi önüp dönüp ona sene sürecek bir müşahede altma aldir- muşlardır. Bu müşahedeleri konnektiküt devlet kollejinden doktor 9. Loveli Kel- Iy idare edecektir. Doktor iki senedenbe ridir 200 karı kocayı müşahede altında bulundurmaktadır. Doktor Kelly hangi tiplerin biribirine daha uygun geleceklerini ve sarışın er» keklerin esmer kadmlarla evlenmeleris nin doğru olup olmadığını araştıracak ve bu sualin cevabını bulmaya çalışa « caktır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: