16 Mart 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

16 Mart 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mean 18 MART — 1987 Gelenbevi mektebinde müsamere İd ie orta okulunda geçen gün talebeler tarafından çok güzel a 'âmere verilmiştir. Müsamerede (Kahraman) ve (Çapanoğlu) Ni temsil edilmiş, musiki parçaları çalmmış ve söylenilmiştir. uallimlerin terfi listesi İ Sabahat Zehra, Adalet, Nazmiye, Be Üsküdar 5 ten Tahir, Ye Yü haa, Tacide, Fatma Ruvey Ke > Mediha, Üsküdar 7 den a ya Meraiye, iha 7 tliştü; Rasime, pe © dan Hariinlirre İ Ma Ziya, Fatma Servet, Kâmlle | ai mide Hacer, Vecihe, Meklika, | yu iv >mer Vasfi, Uak'iğar den Bö a Zehra; Camiye, Pitlne Şükriye, a Vakiiar 28 (en ZeynelAhi İh ŞİR, Üsicildat 24 tenisin! & ğer Üskildar 25 ten Avn!, Er My dar 25 dan Ralf, Üekildar 27 a Adı, met Sıtkı, mine LA Mösyyet, Rabia, Fatma Wika, yi ii — Naci, 4s Vecdi, Hatice b, "atma, ös r 79dan Ri lar 20 dan Fer Asin e Sasda, Bfahi, rsi Mar, Ünküder 32 den Şehriban, Şadı Vet Neğh dar 33 ibra » Üsküdar 94 ten Mustafa Lütfi, Talaş, Üsküdar 35 ten Safiye, Fus | yy Ahmet Ekrem, Ahter, Kadriya, | Kayı» Yatmu Mihriban, Üsküdar 36 | Se, Kıymet, Uskügar 39 dan Ces 4g, © Semiha, Dursun Kadriye, Us Hamdi, Eminle Mükerrem, Meh ise Mükerrem, Cemaliye, Üs- Gülizar, İhsan, (o Üsküdar 37 « Pünt, Ayşe, Müzeyyen, Usküdar,! Nani hami, Hatice Zahide, Meliye, | İ?e, Üzktder 40 tan Ayşe Ada s1 den Sabiha, Ferruh, Saadet Haklar 42 den Lütfiyo, Melih Naciye; Üsküdar 44 Hâyri, Usküdar 45 ten Falka, Dak Muazzez, Sade, Süleyman, Gar 48 ânn Humdi, Hacer, U» tü Vasri Demisi, Saime, Makbule Shan Latrı, Üsküdar 48 den Ne * Şeliriban, Şükriy , Si tar 40 den KA ehime, Nü Bü, vve Balmâ, UsUküdar 50 den , raniy kaç şe köyü Nuri, Yü Safiye, Akbabe Ahmet Be | Z Remzi, Çekme köyü Vesile, © köylü Saime, Kuçullu köyü HA <A birinsiden Mustafs, Riza, Ças İğ My, Perbat, Ahmet Hulüst, Hadım « Çar Sabahat, Çatalcn İzzettin köyü il gn Kestaneli köyü Muharrem Berg köyü Rüştü, Çatalen çakal a hi, Örmanir Emine, Sıvas İhsan, kaç den Yara Hüssü, Alatun Feyzullah, Yk Knaj ri Ayazma Osman Nurf, İmira wv Kun Tekin, Büyükçekmece Ahmet 4 Mi, 8 Halit, Süleyman, Polayek ö yek Kk, saca Zehra, oBalayanburmu », Bay Buklalı Osman, Dayahatun Aya, orna İsmafi Hakkı, Hncrmaşlı > Adem Fahri, Ekşinou Yegüne, dan a a ayy, üç Mustafa Rahmi, Kar Yfik Tekin, Melihat, Meserret, Osman Zeki X *, AEESİ Selim 'ikri, k Al Şükrü, Muhtar, Pendik, Kâzm, Sadettin, Salâhaddin, | Hakkı, Nilüfer, Maltepe 2 den , Kartal Soğuncık köy E pEŞEF Lİ / ie ya Küçeden Nerip Yakup, Aki üc ene Turhan Hulüsi, No hire Bağı, ak ehiret İhsan, Ağv o | Ğ dj TL, met Cevdi | den Ce | vaedâin, Ambarbdan Saliha, Ayas köyünden M den Pürahim Sunt, Afeliha, Tse | ket, Nuri, Farık, Saadet, Bakırköy 2 den Dündar Atiye, Balurköy 3 ten Fatma, Senilba, Fikret, Ba kırköy 4 ten Kemal, Safra köyünden Meh Müşerref, Şamlar © köyünden Eşrel, Halkalıdan Şaban, Mahmutbey köyün le Reviyat, Kalltriye köyünden 74 fon köyünden (o Bedia, Çift haddin, Firuz köyünden Ha ri Cemal, Silivri 2 den Ah limpaşadan Eşref, Said, Fatma, »vver, Yalovadan Sadriye, Korkaldan ire, Çatalcağan Sadık, Fenerden Abâtlr ivri ortaköyden Mustafa Kâzım, eden Kevide, Ayşe, Yalov n Tevfik, Nazmiye, Çaçık köyi İsmet, Sadiye; Yalova Elmalık — kö haan, Boğancrktarn Ali Haydar, Safran kö yünden, Necip, Akköy'den Nig: lova Ka n İbrahim Zihni, Yenicuma Adalet, Kâadıçıflıkten İhsan, san Hilmi, Si met Veysi 70 ilkmektep o musllirinin terfileri eylülden muteber olduğuna göre, maaş 7a4 mi 0 tarihten almaları icap etmekte dir. Halbuki belediyenin 938 bütçesinde bu BA alt tahsisat yoktur. Tasarnef edilen fa llardm tuhsinat varsa terfi aden musl'mle rin çaki bakları da veriletektir. önümüzdeki eylülde aldik *ile tertileri Mamigelen ük | ide 310, olarak tesbit » te yakmda Maarif ve Sultanahmet Bi-| rinci Sulh Hukuk mahkemesinden : Sultanahmet Birinci sulh hukuk Mahkemesinden: Abdullah OAli, Münevver, Ayşe, Mustafa, Haşim, Ahmet ve Mürüvve. tin şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları İstanbulda Küçükpgzat sem- tinde Hoca Gıyasettin mahallesinin Hacıkadın sokağında 402 İütük 363 ada, 18 parsel ve eski 79, yeni 87 nu. maralı 104,50 metre murabba; ve ev« safı vaziyet zaptında yazılı kârgir fırı. nm izalei şüyuu zımnında füruhtu ta- karrür etmiş ve müzayedeye vazolun. muştur. Heyeti umumiyesinin kıymeti muhammenesi “2250,, iki bin iki yüz elli Jiradır. Birinci açık arttırma 21-4. 937 tarihine müsadif çarşamba günü saat on dörtten on âltıya kadar icra | kılınacaktır. Kıymeti muhammenesinin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde ogün ihalei katiyesi yapılacaktır. Bulmadığı takdirde ensön arttıranın taahhüdü baki kalmak üzereon beş İ gün müddetle temdit edilerek ikinci açık arttırması 6.5-937 tarihine müsa dif perşembe günü saat on dörtten on altıya kadar icra olunacak ve o günen çok arttırana ihale edilecektir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâ- kadarların işbu gayri menkul üzerin. deki haklarını hususiyle faiz ve masa- rife dair olan iddiaların: evrakı müsbi- telerile yirmi gün içinde bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicil, İerile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacaklardır. Müterakim vergiler borçları nisbetinde hissedarlara, tellâliye ve vakıflar ka- nunu mucibince verilmesi lâzımgelen yirmi senelik taviz bedeli ve ihale pulu ve tapu masrafları müşteriye aittir. Arttırma şartnamesi işbu ilân tari- hinden it'baren malıkeme divanhanesi. ne talik kılınmıştır. Talip olanların “- min edi buçuk nispetinde pey akçesini ha; —— KN YE Söz söylemek sanatı Pam 2 mn ve e rt edi. alk m Bk İK ie Önemi vi eli Herkes hatip olabilir, Takat... Esaslı ve metot dahilinde ciddi çalışmak şartile YAZAN: ERTUĞRUL MUHSİN ramızda çok iyi yazı yazanlar var, çok iyi resim yapanlar var, çok iyi çalgı çalanlar var da çok iyi söz söyliyenler yok.. Yahut da bunların ade- di yok denecek kadar az.. Yazı yazmak istiyenler nihayet edebiyat fakültesi- ne, resim yapmayı sevenler Güzel Sanatlar Akademisi ne, musiki öğrenmek istiyenler de konservatuvara gi debilirler.. Fakat «öz söylemeyi kısaca öğreten bir ki- tap bile yok.. Ben bunun için “Aristote,, dan, “Fabius Ouintili- anus,, dan bugüne kadar (söz söylemek sanatı) hak kmda en pratik usulleri gösteren H. N. Casson'un her kese lüzumlu olan bu kitabmı tercümeye karar verdim. Bu bir kitap değil, iyi söz söylemek sanatinin bü- tün bilgilerini öğreten bir mektep, bir tahsil devr: Binlerce iş adamları, meb'uslar avukatlar, muallim- ) bunlardan birçoğu muvaffakıyetlerini bu kitaba borçlu olduklarını da alenen sövle---ardir. Birçok bilgili ve muktedir kimseler, söz söyliye- i medikleri için hayatta muva.akıyet kazanamamışlar- ç dir. mev Kendilerindeki bu eksiklik onları; meclisi idare iç- timalarında, parlâmentoda, mahkemede, sınıfta ve umumi toplantılarda fena bir hatip, tesirsiz bir adam iine düşürmüş, gayet kolaylıkla elde edebilecek - İeri muvaffakıyetlerden, mevkilerden, mühim kuvvet” lerden mahrum etmiştir. İyi söz söyliyen bir adam kendimuhitinde, kendi meslektaşları arasında muhakkak elebaşı olur, öteki arkadaşlarına önderlik eder. Böyle bir adama her top- lanış, her dava, her ders, kendini iyi göstermek, yeni ler, halkla temas eden kimseler bu kitabı almışlar ve Birinci ders Heyecan, korku, utangaçlık Nohtu 1: Heyecan öyle çekinilecek kadar ciddi bir şey değildir. N iyi hatipler, en iyi söz söylü E yenler de yeni başladıkları za- man heyecan, korku duydular, utan. dılar, çekindiler. Dizraeli ilk nutuk- larında hiç muvaffak olamadı. De. moşten, Curran, Sheridan ve daha bunlar gibi birçok, bugün meşhur ha- tip diye tanınmış, kimseler de başlan- gıçta heyecan ve korku duydular, Fakat siz bugün duyduğunuz he. İ yecanı, bugünkü korkunuzu ve kud- retinizi ölçmiye kalkmamalısınız. Bu kitabi okuyup bitirdikten söz söyle. me 'sanatini öğreridikten sonra bi- günle o gün arasındaki farkı ölçme. lisiniz, Herkes ilk başladığı herhan- gi bir sporda acemidir, Denizde yüz- meyi ilk tecrübe ettiğiniz zaman kendinizi güçlükle su üstünde tutabi. liyordunuz değil mi? Boksa başladı- ğıniz zaman ilkönce adamakıllı dayak yediniz. Bisiklete binmeğe — kalkınca hemen yere yuvarlandınız. Bütün bunlardan daha tabii hiçbir şey ola. maz. Biz bugün ne biliyorsak onların hepsini muhakkak evvelâ öğrendik, ondan sonra tatbika kalktık, Daha küçilk çocükken yürümeyi öğrendik. Yemek yemeyi, giyinmeyi, elhasıl bu- gün bize gayet kolay ve gayet basit görünen be varsa onları, öğrenmeden evvel yapamıyorduk. “İnsan hatip doğar, güzel söz söy. lemek öğrenilmez,, derler. U iddiada pek az hakikat var- dır.. Ama çok az. Muhakkak ve doğru olan bir şey varsa herkes; ba- zi şeyleri gayet çabuk, bazı şeyleri de gayet yavaş öğrenir. Esasen bi. zim içinde bazı şeyleri yapmak gayet kolaydır, bazıları da pek güç... Tıpkı | bunun gibi, bazı kimseler çok kısa bir zaman zarfında gayet iyi hatip olur- Jar, bazıları da uzun müddet çalışıp çabaladıktan sonra ancak şöyle böy. le bir hatip olurlar. Bu zeki, hattâ dahi dediğimiz kim- geler de ayni yoldan geçmeye mecbur. dur. Onların da çalışmadan, öğren- meden, tecrübe etmeden her şeyi ya- pabildik'erini zannetmek, her zaman düştüğümüz hatalardan biri olur. Verdi birrmusiki dehaşıdır. Fakat bu. na rağmen ders almıya, armoni kai- delerini öğrenmeye mecburdu. En güzel sesli muganniye Melba da ta. gannide dehâ idi. Fakat doğru, dü- rüst taganni etmeden evvel senelerce şan dersi almaya mecburdu. Turner o gün ve saatte İstanbulda Eminönünde Gülbenkyan hanında Sultanabmet bi- rinci sulh hukuk mahk başk 'ta- betine 937.7 numara ile müracaatları de dâhi bir ressamdı. Fakat evvelâ çizgi çizmeyi, resim yapm Umumiyetle daht dediği leğinde teferrüd eğen adam, istidadı olduğu sahada birçok seneler çali- şan, tahsil tetebbü eden kimsedir, Dünya onu tahsil ve tetebbü müdde- Meşhur Romalı hatip Çiçeron Fransız ihtilâli devrinin meşhur hatibi Danton ti zarfında görmez Ancak muvaffak olduktan sonra, çalışmasının meyva. larını verdikten sonra görür, değeri- nin büyüklüğü karşısmda ona dahi der. Fakat bu dehâ gökten dürmüş değildir. Uzun yılların, tükenmez ça. lişmanın mahsulüdür. Her şeyde asıl dikkat edilecek nok- | ta, başlangıçtaki muvaffak xlik. ten yılmamak ve bunu kat'i bi, bet ve daimi bir netice telâkki etme- mektedir. Emin olmalısınız ve kendi kendinize katiyetle telkinde bulunma. lısmız ki siz şimdikinden çok daha iyi söz söyliyeb'lirsiniz. Hattâ muayyen bir gayeyle çalışacak olursanız pek iyi bir hatip olabilirsiniz. Bunun için hemen, simdiye kadir siz de köklermiş olan düşüncenizi de, giştiriniz. Kendi kendinizin cesareti- ni kıracağınıza, bilâkis muvaffak ola» cağn Sizi dinliyenlerin yeni muvaffakıyet kazanmak için bir fırsat olur. İyi söz söyliyen bir hatip, efkârrumumiye denen en büyük kudreti de kendi tarafıma çeker. E.M. l karşısında (nasıl söz söyliyeceğim) diye sıkılacağınız, boş yere heyecana ! kapılacağınız yerde böyle dinleyiciler hatiplik kudretinizi deneyin, her top. | Jantıyı bir tecrübe meydanı . addedin Biz size, bu heyecanın bütün bütün önüne geçeceğinizi vadetmiyoruz. Bu İ nokta yanlış anlaşılmasın. Çünkü bu bir mizaç meselesidir. Ve mizaç öyle çabuk çabuk değişmez. Fakat bu mi- zaca hâkim olmak, ondan nasıl İsti- fade edilir, bunu öğrenmek kabildir. Birçok meşhur hatipler ve aklör. lerde dinleyicilerin ve seyircilerin önüne çıkmadan evvel sinirlidirler. Fakat sinirleriyle öyle güleşmişlerdir Xi, heyecanlarma öyle hâkim olmayı öğrenmişlerdir ki bu dan çülarâ, hiçbir zaman yarı yolda bırakâcak ha. dar muvaffakıyetsizlik getirmez. Nokta 2: Heyecan biraz da vücut işidir. bulmak fırsatından istifade ederek EYECAN; diş ağrısı, akrın ağ- risı gibi muayyen birkaç duy» guya benzer. İnsan diz bağlarmın çözüldüğünü; ağzının ve gırtlağınm kuruduğunu duyar. Kalbi vurmaya başlar. İçimize rahatsızlık, sıkıntı gi. bi garip bir his girer, Bütün bu hisler gayet tebildir. Bunların hiçbirinde bir . fevkalâdelik yoktur. Çünkü bu saydıklarımız kor- kunun muhtelif birkaç arazından baş- ka bir çey değildir. Her tecrübesiz asker ilk muharebeye girdiği zaman işte bunları duyar, Fakat muharebe, ye onuncu defa girdiği zaman bütün bu korkuları yenmiştir. Çünkü' bir kaç tecrübe atlatmıştır. Heyecarın en çok sebebi; acemiliği ve becerik. sizliği şulurumuzda kat'iyetle idrak- ten başka bir şey değildir. Ve acemi, İ beceriksiz olduğumuz da muhakkak ve doğrudur. Herhangi bir işte acemi olanlar kendilerine güvenemezler. Söz söylemeyi öğrenmemiş olan bir kimse de pek tabil olarak nasıl dura» cağını, nasıl nefes alacağını, ellerini nasil kullanacağını, #esini nasi ç- karacâğını bilemez. Fakât bunları öğrendikten sonra yâvaş yavâş bu acemilik duygusu kaybolur, (Devama g ie Salıya) Mülga Galata İthalât gümrüğünün 405305 No. ve 13-10.36 tari: depozit makbuzu kaybolmuştur. Yenisini ala. cağımdan ht olmadığın: ilân ede tim. Konstantin Karayani Calata Havyar Han No. 22 A Uzun e müddettenberi LON- DRA bizahanesinde seanslarına devam eden Bayan HAMİYET rahatsızlık hasebile bir müddet için istirahat edeceklerdir. MÜDİRİYET

Bu sayıdan diğer sayfalar: