24 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

24 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AD Kaki P t ;'ra f Küçük Odet'in annesi, oturdukları ev Baştan başa muamma ! Çocuğu öldürdiüm Diyor. Halbuki tahkikat onun masum olduğunu gösteriyor ve kırda kızcağını m öldürüldüğü yer... ediyorum : Onu öldürdüm ! »..q,Hayır, hayır katil ben değilim âzh b'mzı'ym bir cinâyet » Fransada, Paris civa- * Aradan dört ay geç - 'Ieı-,' k » €hn mahir Fransız de- e "'"vaıîmğ“m“ çözmeye — bir iç 'iT ak olamadılar. Ödek yt eylülünün 24 üncü gü- “tbe “d"ktdlx bir küçük çocuk, b a .qn:hx)")r b TU .:fr. hafşaytn. kayboldu. Aradan &ğ ua © Beçti. Polisin bütün ğ%y Tağmen çocuğun ne ol - N, y Bün k'. Bittiği anlaşılamadı. | “h:"*iı.., İlilerden - birisi, tüfeği- np A K ülmiş, kırda avlanmıya 'N,.G“k birdenbire aci acr _—'ıı,,ğö'm Bir toprak yığrır Wp , Hü fiyor, bağırıyordu. HLt VÜK köpeğin - bulumdüğü kip YIğMM bir köşesinde Bir çocuk eli gördü. Hü- y Bi &dt ve; Di N küctk Odett Bi Sürtg Odett.. V » 'k,î', İN wd"'îm süratiyle köye 3“1_' ah Köşşiy Rilesi, akrabaları ve T'M-ı 'P geldiler, Polis de ye- vlf.("'iıığı k.—ldım,ı xt âr, Küçük cesedi “AValı "!î Y*—'ığ;,lkuçuk boğulmuş!.. Yaptar ©| Bu cinayeti hangi aBtar k lzYlkılırıdı. Sorguya çe- devam eden sor- üğü _:l"“f'e gördü- faşıldı. ea ftcm altında öldür- & aldım. Tarlalar bulduğun: liZ ye- eee'klz anaş Ö kiğ ’mmş:: İ & "Ad._! W Yüi Jurdan Binı, küçük kızı görmediğini, öldür « mediğini iddia ediyor... — Mümkün değil!.. Nâsıl ölür bu?.. Bir kere itiraf ettikten sonra?.. Hakikaâten bir gün sonra Jurdan, sorgu hükimi tarafından serbest bı- rakıldı. | Fikirler ikiye ayrıldı. Bir kısım halk: — Jurdan katildir!... Bir kısmı da: —- Hayır! Delinin sözine İnanıl - maz. Jurdan masumdur, O, ne söyle- diğini bilmiyor... Diyorlardı. Garibi şu ki, bu sonun- sularm başında biszat, öldürülen kı- zın babası Jan Loran bulunuyordu. Hattâ: — Eğer Jurdan itham olunursa kendisini kurtarmak için elimden ge- leni yapacağım... Diyordu. Bir beyet tarafmdan yapılan kegif ve muayene kat'iydi. Küçük kızın a- vucunda bulunan saçlar, Jurdanm saçı değildi. Otopsi netlcesi de le- hinde çıkmıştı. Zira çocuk, mektebe gitmezden evvel büyük bir bardak süt- lü kahve içmişti. Eğer, saat T buçukla 8 arasında öldürülmüş olsaydı, mide- sinde &lt eserleri bulunması lâzımge- lirdi. Halbuki mide tamamiyle boştu. Adif tabib, cinayetin saat 10 buçuğa doğru yapıldığını kat'iyetle tayin edi- yordu. O zamansa, Jurdan çoktan hastâneye dönmüş bulunuyordu. Birçok kimseler: — Bu zavallı adamm sözlerine e- bemmiyet vermek doğru değildir. Ne söylediğini bilmiyor. Zaten her zaman kendi kendini itham eder. Yapmadığı geyleri üzerine alır... Diyortardı. Küçük kızım annesi ise Jurdanın suçlu olduğuna kanidi: — Eğer Jurdan kizıma tosadlif et- momiş olsaydı, çantasmdaki şişoden haberi olmaması lâzımgelirdi!.. Diyor ve iddiasma göyle devam edi. yordu: — Jurdan, itiraflarında stit şişe - sinden bahsetti. Halbuki şişe çantası- nin içindeydi. Çantayı alıp açmadık- tan sonra içinde şişe bulunduğu nası! anlaşılır?. Mösyö Loran, değildi. — Masum bir adamı beyhude 1t . ham etme - diyordu. Mesele gittikçe karışıyor Madam Loran, o sabah, görümcesi- karısının - fikrinde Stan Laurel cıplaklâr” » cemiyetine mensup! Meşhurkomik çorap değiştirir gibi karı değiştiriyor Hollywood'dan gelen haberlere gö- re»Laurel'in evvelki karısı Misi Vir- elnya Laurel meşhuür komikle yine mahkemelik olmuştur. « Madam Laurel mahkenieye verdiği istidasında şöyle demektedir: "Geçen Eylül eşyalarımı toplamak için Laurel'in apartımmünina gitmiş « tim. Girmeden evv$i pencereden şöy- le bir içeri baktim, Bir de ne göreyim: Leurel, anadan. doğma çırçıplak oda- da Üç aşağı beş yukarı dolağıyordu. Bu arada gözüme bir de kadın ilişti. Onun da'sırtımda bir rob dö gşambr- dan başka bir şey yoktu. Bu sırada 1- şıklar söndürüldü ve ben de daha fazla bir şey göremedim.., Madam Vircinya, bu istidayı, Latı- rel'in kendisi aleyhine açtığı davaya mukabil vermiştir. Laurel mahkeme- ye müracaatla Vircinyanm yeni karı- sıyla kendisini mütemadiyen rahatsız ettiğinden şikâyet etmiş ve bunun ö- nüne geçilmesini istemişti. Madam Vircinya istidasında hakla- rındaki talâk kararınım 24 birincikâ- nun 1936 tarihinde verildiğini, halbu- ki o tarihten sonra Lawrel ile. kendi- sinin yine karı koca olarak yaşadık- Tarınt iddia etmekte ve talâk kararı- nın iptal edilmesini istemektedir. Laurel'in yeni karısı, Vera Şuvalua adında güzel bir Rus muganniyesidir. Laurel'in bu son karısıyla geçirdiği bal ayı, filmlerinde olduğu kadar ka- rışık ve gülünç olmuştur. Laurel bu Rus dilberiyle , evlenir evlenmez bal ayını geçirmek için Ari- zonada büyük bir otele gitmiş, fakat eski karısının da ayni otelde olduğunu görünce ne yapacağını şaşırmıştır. Ö- telin diğer müşterileri Laurel için pek sıkıntılı olan bu vaziyetle yakından ©- lâkadar olmuşlar ve Laurel'e ecel terleri döktüren birçok gülünç sah - nelere şahit olmuşlardır. Bütün dünyada pek sevilen bu ko- miğin kadınlara kargı büyük bir zaafı ni yemeğe bekliyor ve onun içit bir tatlı hazırlamak- istiyordu. Mektebi- ne gitmek Üzere çıkan küçük > Odet, çantasındaki boş süt şişesini, doldur - mak için amcasma bırakacaktı. Bu - nun için de yolunu değiştirmek 'mec - buriyetindeydi. Eğer, herhangi zaman ki gibi arkadaşlarıyla beraber gitmiş olsaydı, şüphesiz başıma bu felüket gelmiyecekti. Ölüme doğru Zavallı küçük Ödet fena bir adama tesadüf etti. Hayatını kaybetti. Çocu- ğun, bu adama, evinin 400 metre iler- sinde tesadüif ettiği muhakkak. Küçük, çantası koltuğunda, tarla- vardır. Bu sön aldığı Rus-artisti, o- nun tamam beşinci karısıdır. Laurel eski karısı için: —— Eğer beni rahat brrakmazsa na- fakasmı keseceğim! diyor. * Sabık mdam Laürel ise onun için göyle demiştir: — Laurel iyi çocuktur. 'Yalnız bir kusuru var. Çorap değiştirir gibi ka- rı değiştirmek merakında, lar arasından geçiyordu. Orada öldü- rüldü. Fakat, öldüren kim?., Polisler; şimdi siyah bir otomobil ile vak'a' mahallinde durdukları görü- len bir kadın ve -erkeği arıyorlar, Fakat bulamıyorlar, Çocuğun katlinden birkaç gün son- ra ailesine - gönderilen, izmasız bir mektupta kendisinin hayatta bulundu- ğu . yazılıyor, yakında gönderileceği söyleniyordu. Bu mektubu yazan kina? Böyle yazmaktan maksatları ne... Zabıta, bütün araştırmalarına rağ- men İşin içinden çıkamıyor. Küçük Odeti, mademki Jurdan öl- dürmedi, © halde öldüren kim?... — Haberin deniz ve maocera romanı: 64 Yazan: Ali Rıza Seyti nişan koy, çocuk; başımıza büyük işler, çok kü- tü güçlükler gelecektir. Çünkü gemi için göne bir gülon yağ alamadan gidiyorum. — En sonra can yarışı yapmağa mocbur olacağız.. — Sizi böyle düşündüren nedir? — Ne mi? Aklırm ve muhakemem! Hükümet gemileri bizi bu İngilterenin bir llmanmdan, ya- kın — Rularından izleomeğo — başlayacak. Belki yırhlıya girmemiz için müsaade edecekler; lâkin iş do bundan sonra başlayacak. Fakat — elimize yağ geçlrenek olursak kendilerini sakınsiınlar.. — Yağ bulamazsak? Diye sordum, O omuzlarını kaldırd ve cevap vermedi.. Ancak bir dakika sonra gene sordu: — Sancak kıç omuzluğunda uzun bir vapur Börüyor musun? Ben oraya bakarak bir şey görmediğimi söy leyince: bi — Gel, küçük dedi, aşağıda biraz şarap içe- m,.. Kaptanm küçük kamarasına girdiğimiz vâ- kit bardaklara şampanya doldurdu: — Haydi yarm duyacağımız susuzlüğün çere- tine içelim! O şimdi büyük bir neşe içinde şarabı hafif bira İmiş gibi içiyordu.. — Şimdi her vakit nasip — olmıyacak büyük bir vaziyet kargısında bulunuyoruz, çocuk! Be- nim aslan gemi bütün Avrupaya karşı ve tek bir adam da bütün beşeriyete karşı! Oh, çocuk.. Eğer aklımda şu yağ sıkımtısı olmasa — coşkunluktan kalkıp oynayacağım geliyor.. Yağımız — olursa, karşı karşıya döğüşsek de sersemler bize ellerini bile dokunduramazlar.. Eğer şimaldeki yuvamız dan çıkmamış olsaydık bu yağsızlık belâsına düş- mezdik; lâkin aldırma; bu da oyunun bir cilve- sidir, bon son kozuma kadar oynıyanacğım.. Bu gece kaptan Blak ile masanın — başında daha birçok şeyler konuştuk, lâkin kendi mazisin den, yahut gemisinden hiç konuşmadığı İçin en sonra benim uykum geldi, — uyuklamağa başla: arm... Bir aralık kaptanın yavaşça üstüme doğru fanilâ örtüp gazı kıstığımı gördüm. meğğni Çok yorgun olduğumdan en az on — İki saat uyumuş olmalıyım. Ertesi gün uyandığım zaman öğleyi geçmişti, Başımın üstündeki — kaportadan içeri güneşin ışıkları dökülüyor, masanım üzerin- de öğle yemeği hazır bulunuyordu, Kamarada Blak yoktu. Güverteye çiktım. O, köprü üstünde sabırerzlikla dolaşmakta idi, — Ufukta hiç kara yoktu; lâkin ta uzaklarda, köpüklü — dalgaların arkasında birkaç gemi teknesi farkolunmaktaye görünüyor, dı. Kaptan Blak elindeki deniz dürbününü sık sık bunlardan birine çevirip bakmakta idi. Bu tek- ne uzun bir vapurdu. İskelo — omuzluğumuzdan birkaç mil uzakta bulunuyor, İki bacası, üç direği olduğu görünüyordu. Kaptanın bu tekneden şüp- helenmekte olduğunu anladım. Yanına vardığım vakit yavaşça bana dodi ki: — Görüyor musun şu gemiyi? Dilini tut, hiç bir şey söyleme! Bu tekne, yolcu vapuru lolığına konmuş bir İngiliz kruvazörüdür ve Southamton Hmanından çıktı.. Bu söz bana kaptan Blakın verebileceği en büyük müjdeydi. Kendimitutmağa — çalışarak yüreğimde duyduğum büyük sevinci ona anlat- madım, Arkamızdaki tekneyoe dikkatle bakmağa başladım. Harp gemlisinin kılığı o kadar ustaca doğiştirilmişti ki, işi bilmiyenlerin onu atlantik postalarından biri sanmamalarının imkânı yoktu. Köprü üzerinde gemiye kumanda oden “Gök gürültüsü Con,, kaptanın Stbırsız, asab! hareket- lerinin ve o gemiye çok sık bakmasınm tarkma varmıştı, bir aralık yanıma gelörek yavaşça sor- du: — Kaptana ne oluyor? Geceleyin çok mu ç- H.. Onu bu halde hiç görmemiştim... Haydat dün geceki acı hâdiseyi büsbütün u- nutmuş görünüyordu, ihtimal o zaman çok sarhoş olduğu için İşi pek hayal moyal hatırlamaktaydı. Biraz durduktan sonra geno fısıldadı: (Devam; var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: