27 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

27 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 MAYIS — 1938 Hayata dair e . Acemi topçu ÜNKÜ “Bombardıman” 1 oku- mMuşsunuzdur: Kara Davut ba. na kıymak istemiş. Fakat barutu mu çoktur? hesabmı mi bilmez? nedir? bataryalarını ateşlemiş, ateşlemiş a . ma nişan almağa unutmuş. Ben nerde- yimi o toplarmi nereye çevirmiş! Bizim taraftan gürültüsü bile duyul. muyor, Geçen hafta Akşam'da, tekrardan çe- kinenleri pek sevmediğimi söylemiş” tim. Kara' Davut o yazıyı bizzat mı hecelemiş yoksa bir ökuyandan mı dinlemiş? bilmem. Nasıl etmişse et. miş, anlamamış. Ben, bir söyledikleri. ni bir daha söylemek istemiyenlerden bahsetmiştim. Fikir dediğin insanda âriyet bir şey değildir ki bir söyleniş- te eskisin, uzaklaşsın gitsin! İnandı. ğımız, hak bildiğimiz, yayılmasını faydalı bulduğumuz fikirleri dalma tekrar etmemiz lâzımdır. Zaten bizde öyle bir şey varsa onu İster istemez, farkına varsak da varmasak da, dai- ma söyler dururuz, Kara Davut ise bo- hi, sanatkârları taklide davetle itti. ham ediyor... Al giymedim ki alma. yım!... Ama gelelim şu taklid meselesine. Tanrı'nın taklid etsin diye yarattığı insan, ne yaparsa yapsın, ne kadar ça: lışırsa çalışsın, taklidden kurtulamaz. Şahsiyeti olan adamida istese bile taklid edemez; taklid edeyim derken yepyeni eyler yaratır, kendini söy- ler. Sanatte yeni demek, şahsi demek. tir, sahih, mevcud bir heyecanm mah. Sulü demektir. Herkes heyecanlarınm sahih olduğunu sanır; sanır ama çok kimse' #ldânir. Sanatkâr taklid edip “tmediğini, original olup olmadığını düşünmeden #afiyetle, işine imanla ça- lışmalıdır, Ne çıkarsa bahtıma... Kara Davut afi keser gibi, bedii ka. nun kesiyor: “San'atte en büyük kıy- met, avyel söylemekte ve en her. kesten önce başarmaktadır. Bunun burasında en ufak bir tereddild caiz değildir.,, Evvel söylemek de ne de. mek? Sanatkâr, mevzuuna ne kadar Bağlanirsa bağlansm, hattâ mevzmuna bağlanabildiği nisbette, kendini söy- ler. Buffon: “Üslüb, insanın ta kendi. sidir. demiş; bizde bu fikir, daha can- N olarak: “Het yiğitin bir yoğurt yi- Yişi vardır.. diye ifade edilmiş. Şahsi, e Salar in değil, yiyişte. - & İlk oturan kim Olursa olsun, er son gelenin yiyişi de -bittabi bir yiğitse . yine en evvel'dir, Yine en iyi'dir. Böyle binlerce en ep- Vel, yüz binlerce en iyi olur; çilnkü sa. hâtte hiçbir eser, kendinden evvelki, veya sonrakileri ifna iü kmde edemez, lü. Kara Davut beni falakaya yıkmak. tan, “tslahr nefs edirciye değin icra- YI sanatten men” edilmem Tizumun- yani Bunlara omuz silk- bir Mösün ri m geldi, dayanamadım: . ye: “Oooh! hi diye Başlıyor. Övoh!... Bizim “Oh ete değil, Frengin “Oooh?” 1... Kara Vut taklid istemez, hele Frenk, v », Anglo.Sakson taklidine hi e Frengin manası o Sünda Edebi laz me Sar. İk yatı - Cedide'cileri taklid . s2 herkese benzemiyeyim Üye "taktir lid” kelimesine d Müha var ve; öne le başka bir Irtihal li mektebi profesörlerinden bra. e! ve Ziraat bankası şeflerinden Ce, babası istatistik idareyi umumiye. *l eski müdürü M. e emişi. ehmet Behiç Erbek dün Mülkiye sakala ie bügün Maçkada Teşvikiye ka. tırlara iselindeki apartımanından kal A ine Bamazı Teşvikiye camiinde Cu- ikta, ie müleakip kılındıktan sonra kali a #aat 13 te hareket edecek Şir. Psg, Yriye vapırile Beykozdaki aile ): İü defnedilecektir. ar bedellerinin dir, Kızılaya teberr namesindeki ricası o cümlesinden-! Yaz sebze ve meyvaları birden bollaştı ve bir ti giln içinde epey ucuzladı. Birkaç gün evvel seksen Kuruşa satılan çileği mak mümkündür. Kiraz da birden bollaşan ve ucuzlıyan meyvalar arasındadır. ŞEHİRDE ve MEMLEKETTE Memur vaziyetindeki enn mimarların dileği Doktor ve avukatlar gibi hariçte İş görmelerine müsaade istiyorlar Mimarlar Ankaraya göndermek Ü- zere İlç kişilik bir heyet seçmişlerdir. Ankaraya hareket etmiş olan bu he . yet, devlet müesseseleriyle belediye - ler veya bunlarm sermayesile kurul. müş müesseselerde çalışan mimarları temsil etmektedir. Büyük millet meclisinde mimarlık ve mühendislik kan: zaran memur vaziyetinde olan mim; ve mühendisler hariçte başka bir iş kabul edemiyecek ve yapamıyacaklar- dir. Halbuki mimarlar, memur olan salr meslek erbabı; ve meselâ doktor- lar ve hukukçuların mesai zamanları haricinde iş yapmalarına nasıl müsa. ; Devlet hizmetindeki Yaşlı müstahdimler Bu sene işlerinden çıkarılırken tazminat alacaklar Her sen olduğu gibi, bu sene de devlet hizmetinde, devlete bağlı mües- seselerde veya devlet sermayesile ku. rulmuş yerlerde çalışan altmış yaşı. nı geçmiş veya sıhhatleri daimi gekil, de bozulmuş olanların Okadro huriei çikarılmaları için alâkadar makamls- ra emir gelmiştir. Bunun için bütün bu nevi yaşlıların vazifelerine nihâyet verileceği bildirilmiştir. Yalnız bu sene ilk defa kadro harici bırakılacak olan bu nevi memur, müs- tahdem ve işçiler için iş kanununun hükümlerinin tatbiki icab etmektedir. Bundan dolayı verilen emir mucibinos iş kanununun 13 üncü maddesi hü. kümlerine uyularak çıkarılacaklars alıştıkları müddet kadar işten çıkar. wa müddeti verilmektedir. Bu müddet bir haftadan dört haftaya kadar uza. maktadır. Ayrıca bilümum işçiler hakkında, beş seneden fazla olan herbir tam iş senesi İçin ayrıca on beş günlük üc- ret tutarında tazminat verilmesi iktı- z& ettiğinden çıkarılacaklara bu taz. minat verilecektir. Kabul edilen bu esaslara göre, kad. ro harici bırakılmaları Iktıza edenler haziran başımdan itibaren ikramiye - Terini alıp işten ayrılacaklardır. ade ediliyor ve bu memleketin menfa. atlerine daha uygun görülüyorsa mi, marların da mesai zamanları haricin- de iş kabul etmelerinin memleketin i- marı noklasından muvafık olacağı ka- naatindedirler. Mimarlar verilecek böyle bir müsa. adeyle hem bu meslek erbabının koru. nacağını, hem de imar işlerinin daha süratli yeceğini öne sürmektedir. ler. Yeni şilepleri- mizin ilk seferleri İngiltereye maden taşıyacaklar Yeni satmalınan Bakır ve Demir şi. lepleri ilk seferlerini İngiltereye yapa- caklardır, Yeni şileplerimiz bu ilk se- ferlerinde İngiltereye krom ve bakır gibi madenlerimizi taşıyacaktır. Londrada bulunan heyetimizin İn. giliz maliyecileriyle yaptıkları anlaş. malar üzere bize açılan krediye karşı. lık olarak bu memlekete tütün ve ma, den gatmamız takârrür etmiştir. Tütün satışları İngiliz fabrikaları tarafından önümüzdeki mevsim içinde ve 938 rekoltesinden yapılacaktır. Maden ihracatımıza gelince, yapılan anlaşmaya göre, İngiliz maden en - düstrisi müesseseleri aralarında birle- gerek madenlerimizi işletmek husu . sunda Türk hükümetiyle iş birliği ya. racaklardır. Bu süretle yakın bir ati- de maden istihsalâtımız birkaç misli ortacaktır. O zamana kadar faal vazi- yete gelmiş olan maderlerimizden İn. giliz sanayii için sipariş alınmış olân. Iarmın bu iki vapurumuzla nakliyatı. na başlanacaktır, Bakır ve Demir va- purları bu seferlerinde Yunan, Fran- siz ve İtalyan limanlarma da uğrıys. taktır. Şileplerimiz. dönüş seferlerinde de hükümet ve Karabük çelik ve demir fabrikaları için Avrupaya sipariş e . dilmiş olan malzemeyi getirecekler. dir, Ton ton amca kazazede kam hazırlıkları Çadır tedarikinde müşkülât çıktı Mekteplerin tatil zamanı yaklaştığı için kamp hazırlıkları başlamıştır. Bu sene gehrimizde açılacak mektep kamp lariyle kütrür bakanlığı resen meşgul olmaktadır. Birkaç senedenbe beler, tatil aylarında açılan kamplar- dan talebelerin çok istifade ettikleri, bi göstermiştir. Bu itibarla bu sene kamp açması mecburi olanlardan bag. ka diğer bütün mekteplerin de birer buçuk ay kamp kurmaları emredilmiş. tir. Bunun Üzerine hususi mektepler de şehrin mlisait yerlerinde kamplar kurmak için faaliyete geçmişlerdir. Hususi ve İlkmekteplerin açacakları bu kamplar maarif müdürlüğü tara - fından kontrol eğilecek ve ucuğ tari- feli olac dh için talebe den yalnız yemek ve diğer bazı zaru, Tİ masraflar alımacaktır. Bu seneki kamplarda, kamp stajmı görmüş mu. allimler vazife göreceklerdir. Vekâlet kâmpların esas itibariyle a- çık ve iyi havalı yerlerde, bilhassa ço- vuklarm deniz banyo ve sporlarından istifade edebilmeleri için kumsal ve sahil mahallerde kurulmasını karar - Jaştırmıştır. Yalnız açık hava kampları için faz. Ja çâdırâ ihtiyaç vardır, Yapılan bir hesaba üre, yalnız İstanbul mektep. lerinin çadır ihtiyacı 2000 den fazla- dır. Maarifin elinde çadır yoktur. Bu- Dun ordudan ve Hilâliahmerden teda. riki düşünülmektedir. Fakat Kırşehir felâketi dolayi e bu mmtakaya 5 binden fazla çadır gönderilmiştir. Bu itibarla bu sene çadır tedarikinde müşkülât çıkmıştır. Bunun için resmi mektepler bu sene kamplarını mek . teplerde yapacaklardır. ni Japon Elçiliği müsteşarı Japonyanın Ankara sefareti müste. garı M. Terazi dün Almanyadan geh. rimize gelmiştir. M. Terazi, Japonyanm Varşova se. firine refakat etmektedir. Bu iki Japon diplomatı, birkaç gün Sonra Ankaraya gidecekler, bundan sonrâ Varşova sefiri Polonyaya döne- cektir, ——. Muğla ve Marmariste üç zelzele oldu Muğla, 26 (A.A.) — Dün sabah saat 4 de Muğla ve Marmaris'te biri hafif saat 15 te ve saat 4,90 da İkisi şiddetli olmak üzere Üç yer sarsıntısı olmuştur. Haber'den Tarihe Sanat tarihi Burhan Ümid Toprağa Her işin ustası, cevherini, doğar . ken, kendisi getirir. Öbür ustalarm ancak tecrübelerinden istifade eder, İnsanların bir kısmı da artist do « Zarlar, Fakat sanat eserlerini tani , mak, bu arada resimden, anlamak, ni“ hayet düzgün bir çizgi çizebilmek, bir kroki, Bir desen yapmak, münevvefa- damın bilgileri arasma girer. Bence, bir sebilin, bir çeşmenin, bir hanın, bir köprünün yahut karsısm . daki bir insanın iki üç kalemle resmi- ni yapamıyan münevver adamın bu aczini hiçbir zaman mazur göremeyiz. Bugün, meselâ Francois Bacon'im tefekkür tarihindeki rolünü bilmiyen bir okumuş adama bilmem münevver diyebilir miyiz? Fakat Düreni, Van Dyek'i, Rodin'i, Titien'i tanımıyanla. rımız pek'çoktur. Bunun içindir ki bu gün münevver bildiklerimizin çoğu va ri münevverdir, İnsanlığın sanat ©8 « reyanlarına karşı utanmadan duyulan bu lâkaydi, tefekkür hayatımızda kı. sır ve bayağı eserler halinde ümid've- riyor; Garb sanatının tedrisini yalnız gü. xel sanatlar skademisinin ihtisası çer- çevesine bırakmamız doğru değildir. Öyle sanıyorum, güzel sanatlar aka- Gemisinin profesörleri, bir zaman için orta okul öğretmeni olmak mecburi . yetinde kalıyorlardı. Orta mekteplerimizdeki resim dersi nihayet 15 yaşına kadar bir çocuk €- line bir hareket kabiliyeti verir. Onun sanat bilgisi, zevki üzerinde“ hiçbir gey yapamaz. Çocüğu da düşündür . mekten çok uzaktır. Liselerimizde bir, güzel sandtlar terihi dersi, Türk in kılâbının kültür proğramına uygun bir çalışma sahasi olacaktır. Haftalık mecmualar gençlerimize bilgiye dayanarak sanat © terbiyesi vermekten çok âcizdir. Güsel sanatlar, bu mecmualarda sadece sayfaları süs lemek şeklinde anlaşılmıştır. Memle,' ketimizde bir tek sanat mecmuası vars dır, Genç ressam ve heykeltraşların çıkardığı bu mecmuayı kaç muharri. rimizin ve kaç öğretmenin aldıklarını, almiyorlarsa niçin almadıklarını me. rak etmekteyim, Zira ben, azami elli münevverimiz müstesna, üst tarafını bu mecmuaya pek âlâ muhtaç kimse ler sanıyorum. Roman kütüphanemizi açalım, Klâ- sik tabiriyle cidden “rengin” teşbihler buluruz. Fakat, bir tarlayı anlatırken G, Sand'ın kaleminden çıkan satırlarm çeşidine hiçbirisinde raslamayız. Eski Servetifünun, memleketimizde bir edebiyat mektebi kurarken, koca man sayfalarından birkaçını sık sık “Sanayii nefiseden bir tablo,, İşareti ile resme ayırmıştı. Lâkin, bu resim. lerin altına bazan bir şiir yazarak hes yecanını İzhar eden Servetifünun nes li, ilâve edelim ki, bu tablo kopyala. Tı evvelâ meciüsnin bir süsü telâk, ki etmişti. Ressamdan bahsedilmemiş, ressamın mensup olduğu sanat mek« tebi mütalea edilmemiş, daha ziyade göze hoş görünen bir tablo, okuyucu. lara edibane tafsilât ile sunulmuştur. Reşat Ekrem KOÇU

Bu sayıdan diğer sayfalar: