11 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

11 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A at Müdürü Hasan im Us 5) “İDARE EVİ» Istanbul Ankara caddesi Penis kete; İünsteri 114. Tekgral miresi? basta HABER » işleri telefonu: 23872 gb TE e eli e 920 » m 5 40338 Hâdiseler, fikirler Milli âbideler aramama O 5 STANBUL adliye sarayının ba. İİ gınidan geçen hâdise, şehir £- meselesinin yeniden münakaşa edilme. sine vesile olmuştur. Biz bu davada es- kidenberi iki ifrat, ve bir tek de hal garesi görüyoruz. İfratlardan biri, İ- mâr ve yeni hayat ihtiyaçlarını hiç dü. günmeksizin, mazinin bütün hatırala- rını muhafaza etmek merakıdır; diğe- ri mazi hatıralarına hiç kiymet ver. meksizin, yeni imar plânlarını tatbik etmek arzusudur. Hal çaresi de şudur: Milli ve tarihi Abideleri tasnif ve tes- bit etmek! Tarih, bizim toprağımızm en büyük hazinesidir. Kat kat medeniyetlerin üstünde oturuyoruz. Bu hazneyi yal. Biz turistik istifadeler değil, milli ve beynelmilel araştırmalar, tetkikler, ci. Banşilmul Mim ve sanat namına müda- faa etmeğe mecburuz. Fakat her eskice gey, bir kıymet midir? Bir gehrin her taraftan hava- gını kesen bir $ur, son harabe duvar parçasına kadar korunmak mı lâzım. dir? Evet veya hayir: Bu süalin müs pet menfi cevabları, milf ve tarihi &- bideleri ile meşhur memleketlerde çok. ten verilmiştir. Bizde de bunu tayin etmek vazifesi Kültür Bekanlığına dü- güyor. Herhangi bir eserin &bideler İiste- © sine alınması için bir takım miyarlar, “ve bâzı mes'uliyetler vardır: Tesbit 0. Tünan her &bide için bütçede bir de masraf fasli açmak lâzımgelir. Çün- kü onu sadece belediye imarcılarının elinden değil, zamanım tahribinden de kurtarmak Ogerektir. Eğer ölçü pek geniş tutulacak olursa, pek zen- gin memleketlerin bile başaramıya. cakları bir külfet altına girmiş oluruz. Eğer bir &bidenin gerçekten milli ve tarihi değeri varsa, imar plânınm hiçbir zarureti onun feda edilmesine gebeb teşkil etmez. Mazisiz gehir ve memleketlerin, bir küçük tarih hatıra- 8: icad etmek için ne sıkıntılara uğra- dıklarını bir defa tasavvur ediniz. Sonra insanlar yeni samanm öldürücü yeknasaklığından süratle yorulmakla, kendilerini tabiat ve tarihin teselli kucağına atmaktadırlar. İmar edilmiş olan, fakat mazisi kıymetlendirilme . miş olan İstanbul ve Küçükasya, bir gün, dünyanın en cazib seyahat hede- fi olabilir. Türkiyede iyi bir plân, ge- hircilik, tabiat ve tarih zaruret ve i. Cablarını telif eden plân demektir. Eski eserlerden henüz yaşamakta 0- Tarlarmı devam ettirmek için - bunu bilhassa kendimiz için söylüyoruz, Şünkü hem hududsuz masraf yapama. yız, hem de yaşamakta olan eski eser- leri en çok olan memleketlerdeniz - bina'yı vazifelendirmek lâzımdır, Kül. tür Bakanlığı eski İstanbul zncdrese- erinden bir kısmını Üniversitenin muhtelif ihtiyay'arma göre tam'r ve yeni vazifelere tahsis etmiş olmakla, hakiköten pek hayırlı bir harekette bulundu. İstanbul d.şında bugüne ka- dar harab olup gideceğinde şiiphe cl. mıyan bazı binalar dahi, böyle vazi- felendirilmek suretile kurtarılmışlar - dır. Eğer dediğimiz tasnif ve tesbit İşi süratle bitirilirse, her yeni mesele ile bir daha tekrarlanan münakaşalar or. tadan Kalkar ve maziyi, bizim imar davâmıza müşkülüt çıkaran bir ölüler tahakkümü değil, memleketin en yük- Bek kazanç kaynaklarından birini teş- kil eden bir işletme mevzuu olarak görmeğe başlarız. F.R. ATAY RE | fi Yalancı Hapishane kaç- kını “Pijama, yakalandı / En emin yer, polis karakolunun cıvarıymış! İngilterede, uzun müddetlenberi â- Tanan bir hapisbane kaçkımı nihayet yakalanmıştır. “Pijama” ismiyle ma- ruf olan Cön Del adındaki bu mahbus il marcılığı ile milli ve tarihi âbideler | a mek üzere çıkarıldığı esnada kaçmış tir. Apandisit olan mahpus, hastalığı kendisinin muhakkak bir hastaneye yatmasını icab ettirecek derecededir. Hakikaten, bir müddet sonra Con ma,, buradan ikinci defa olarak tekrar kaçiyor. Bu gün nihayet tutulan “Pi- jama,, Con Del, başından geçenleri kendisi şöyle anlatmaktadır: *“Tecriibelerimle ispat etmişimdir ki, kaçan bir adam için en emin yer, polis karakolunun civarıdır. Çünkü, oralarda bulunmıyacağı düştincesiyle polis, kendine yakm olan yerleri hiç araştırmaz. Keçtığım #ıman derhal böyle bir yere saklandım, Fakat, bir yandan da hastalığım sıkıştırıyordu, Bir hasta- neye yatsam orada yakalanacağım süphesizdi. O zaman cezam daha faz- lalaşacaktı, İyisi mi, gideyim kendim teslim olayım dedim ve teslim oldum. “Fakat, âmeliyattan sonra hastane. den kaçmak zor bir şey: olmadı. Bir gün, hastabakıcı kapıya doğru gitti. Ğİ zaman, hemen pencereden atladım ve kaçtım. “Bundan sonre, derhal İngiltereden çıkmanın yolunu buldum, Parlse git- tim. Pariste gayet serbest yaşadım. Çünkü beni İngilterede ârtyorlatdı. Parist3 aranmak ihtimeli kuvvetle. nindi, İsğinyinii Yolunut (ullum, İg- panyada bu günlerde, işini bilen için çok kârlı bir yer, Her türlü ticarette büyük kâr var, Birisiyle beraber, çok kârit bir işe başlamıştım. Fakat, şi cabi, cenubi Afrikaya, TJöhannesburga gitmek icab ediyordu. “Oraya gittim. Oradan da İngilte- reye gelmek icab etti, Londraya gel- diğim zaman da yakayı ele verdim e Heykelin saç - duvaleti/ amam. Heykel kadınım saç M5 e ları daimi ondüleli dir, fakat gene Üze- rinde biraz oyna . mıya lüzum gürül - müştür. Çünkü bu heykel, Ingiliz k geldilderi zaman on larr ilk karşılıya . cak olan Fransız çehrelerimlen biri- ni teşkil etmekte. dir. Parisin büyük bir meydanda bulu. nan bu heykel, Fransayı temsil e . i diyor. Fransa, İngiliz kral ve kraliçesi gi- | bi büyük misafirlerinin karşısına çıkara. cağı bu heykeli yenibaştarı temizlemkte ve parlatmaktadır, — — ki ... .Harp akadem'si Harp Akademisi son sını! talebesi ya. rın 25 gün devam etmek üzere Şile ve Adapazarı mıntakasında harp tatbikatı yapacaktır. Bu yıl orduya katılacak genç erkânı. harpler bu tatbikattan sonra imtihana tâbi tutulacaklardır. Pazar günü sabah saat 9 da Harp Aka. demisi tatbikat için araba vapurile De. küdara 1150 at, iki kamyon, o üç araba geçirilecektir. Tatbikatta mektepten alâkadar profe- sörlerden maada birçok generallerin ha. zır bulunacağı da söylenmektedir. Del kendisi gelerek teslim oluyor ve | hastaneye yatırılıyor. Fakat “Pija . | HABER — Aksam postam ordukle li gi rimiz Dans ettiği için mektepten koğulmuş! Dün manastırda okuyordu; bugün Holivudun yolunu tutmak üzeredir Bu garib hâdi- se İngilterede ol muştur. Kızın ko. ğZulduğu mektep bir manastırdı r. Mirabel ismindeki kızm kabahati de bir o müsamerede bedif raksetmesi ve bunun için bir az çıplak bir kıya- fette sahneye çık. masıdır. Mirabel Muller, dini tedrisat ya - pan ve bir manas- tıra bağlı bir mek. tepte okumakta- dır. 18 yaşlarında, güzel bir kızdır. Kızm anpesi, çocuk küçük yaştayken ölmüş ve ölürken kocasma: — Evlâdımı manastıra yazdır, ora. da okusun, büyüsün, diye vasiyette bu Tunmuştur, Mirabel'in babası beden terbiyesi muallimidir, Kızını bir sporcu olarak yetiştirmek hevesindedir, Fakat, çok sevdiği karısınm vasiyetine rlayet e. diyor ve Mirabel'i manastıra yazdıri- yor. Bununla beraber, kızmı, mümkün olduğu nispette, yine kendisinin iste- diği gibi yetiştirmeye çalışıyor. Mi. rabel, tatil günlerinde, babasının yani- na geldiği zaman, Mister Müller, kt. zma beden Wareketleri, bedii rakıslar öğretmektedir. Kızı vücudu, bu id - ifan ve bareketlerle gayet endamlı ve sağlam olarak inkişaf etmiştir. Kızı, o müsameredeki role çıkaran da yine babasıdır. Bir hayır müesse- sesli tarafından tertib edilen bu müsa. merede mister Muller oyunları tanzim vazifesini üzerine almıştır, 'Temsil e- dilecek şarkılı ve danslı bir oyundaki rolü de kızma vermekten kendisini nada, yaptıkları bir hata üzerine, tasfi. maktan menedilmişlerdir. menedemiyor. Mirabel'in de o sırada birkaç günlük İzni vardır. Bu müddet zarfında bâbası kızına, oynıyacaği 0. yunu öğretiyor, Müsamere günü Mirabel, hakikaten rolüne yakışır bir şekilde sahneye çi- kıyor ve oyunda çok muvaffak ölu - yor. Ertesi gün, Mirabel mektebe gitmek Üzere hazırlanırken, babasma bir mek. tup geliyor. Mektup, manastır müdürlüğünden ve şu şekilde yazılmıştır; “Kızınız, mektebimiş ddab ve âdâ- tna mugayir bir şekilde oyun oyna. muştır. Bundan dolayı, meklepten kay- dını silmek mecburiyeti karşısında bu- Tunuyoruz.,, fi Mister Muller mektubu derhal kızı. na gösteriyor. Mirabel, müteessir olu- yor. Çünkü, oyunu ve sahneyi #ev. mekle beraber, mektebine karşı da bir sevgi beslemektedir. Senelerdenberi orada yetişmiş, büylümlştür. Fakat, bubası bu hâdiseden dolayı bilâkis çok memnundur. Çünkü şimdi artık kızını kendi istediği gekilde ye- tiştirebileöektir, Mirabel de, babasmın sözleri üzeri- De, bu vaziyetin hakikaten kendi Je hinde olduğunu teslim etmiştir. Esa- sen sanate karşı olan sevgisine ma . nastırın mâni olduğunu anlıyarak mü. tesssir bulunuyordu. Mirabel bugün, sinema artisti olmak arzusundadır. Bulunduğu bir beyanat- ta diyor ki: “— Sinema beni daima meşgul et. miştir; Benim gibi, arkadaşların. 'da, hep sinçmayı- severiz we artist olmak isteriz, Ben, bugün bu nöliteden meh- nunum, Önümde büyük bir istikbal a. çıldığın görüyorum. Manastır hayatından kurtularak si- nema artisti olmuş birçok genç kızlar vardır. Bunların arasma yakında Mi. rabel'in de katılacağı anlaşılıyor. Bel. ki bir gün Mirabel Muller ismi en meş- hur artistler arasmda yer alacaktır, iki kardeş tayyareci Şeyla ve Mabel gi Gias ismindeki bu iki genç kız kar. deştir ve ikiside tayyarecidir . Tahsillerini bera » ber yaparak tayya- reciliğe giren iki Wi kardeş, ayni za. manda muvallak ol muşlar ve, biribir - lerile rekabete giriş mekten ise beraber çalışmayı kabul et. mişlerdir. İki kardeş son ola- rak bir hava müsa, bakasına o girmiş. lerdir. Fakat, mü - sabaka başladığı es ye edilmişler ve bir müddet sefer yap. Az zamanda büyük muvaffakiyet ka. zanarak herkesin takdirine mazhar olan bu genç kadın tayyarecilerin bu cezaları birçok kişiyi müteessir etmiştir. Atlet olmaları lâzımmış / Feşist Partisi idare erkânı imtihandan geçirilecekler Taymis gazetesinin Roma muhabiri bildiriyor; Faşist partisi idare erkânı hakkm. daki yeni nizamnameye göre, bunların yalnız tam bir faşist ve iyi bir idare- ci olmaları artık kâfi değildir, ayni zamanda atlet olmaları lâzımdır. Nizamnamedeki yeni hükme göre parti idare heyetinde ve vilâyet mer- kezlerinde çalışanların bir atlama, binicilik ve yüzme imtihanmdan geç- meleri lâzımdır. (İmtihanda Hendek. lerden, tanklardan, st üzerinden atla. ma tecrübeleri yapılacaktır), Bu kararı tefsir eden gazeteler bu- nun alımmasma İki sebeb gösteriyor- lar, Birincisi, faşizmin sağlam kafa İle beraber sağlam vücut istemesi; &- kincisi de bu Âmirlerin İtalyan genç. iiğini yetiştirecek bedeni kabiliyette olmalarıdır. . Da AMMA. 2 “yi HAZİRAN — 1938 Sabah gayeleleri. me du ? KURUN Türk milleti saygı ister di vE US, Alman gazetelerinin, Türk « İngiliz mali anlaşması — karşısında yaptıkları neşriyatian bahsediyor. Malâm olduğu üzere, Almanlar, bu (o anlaşmanın kendi menafatlerine aykırı olduğu konun Hindedirler, Başmaharrir, şöyle diyor; “Alman gazeteleri bilirler ki bugünkü Türkiye Almanyanın müttefiki olarak y- muml harpte mağlüp olan ve dağılan Oş- manlhı imparatorluğundan bambaşka bir milli büviyettir. Bu milli hüviyet, Lozanda İngiltere başta olduğu halde Versay mua“ bedesinde imzası bulunan bülün muhurip devletler ile hukuk müsavatı esası üzerine sulh yapmıştır. Siyasi, iklisadi mali istik- Miline tamamiyle sahip olan yeni Türkiye İngilizler ile yaptığı anlaşmanın bir ayni m Almanlarla yapabilirdi.İşlerine geliyorsa Almanlar da Türkiye ile böyle bir mall anlaşmaya girişebilirlerdi, Nitekim bun dan sonra da bu irakri kapısı kapanmış değildir. Şu halde Türkler ile İngilizler s- rasında yapılan sali anlaşmanın Alman- ya için zararlı olması nedendir? Türkiye ile dost geçinmek, bahusus İş yapmak istiyen memleketler şunu iyice zi“ hinlerine yerleştirmelidir ki Türk (top. faklarında hiçbir memlekete ve (millete mafi$us bir menfaat yoktur. Türkiyede yal nız Törk menfaati vardır. Bu esası Ian mak ve Türk menfatine hürmet etmek şar. tiledir ki herhangi bir memleket müstakil Türkiye ile muamelede o bulunabilir. Ba suretle yapılan muameleden dolayı da baş ka bir memleketin “Türkiyede menfaalim bozuldu,, diye sızlanmağa asla hakkı yok Mrs TAN Antioche bir hayva ismi midir? M ZEKERİYA yaziyor! . “Son gelen Paris « Sair gazelesi Fran © sanın Halay meselesinde Türkiyeye kafa tutmasına kiziyör ve soruyordu; “Fransız vatandaşı daha Hatay nerede. dir? İskendetun veya © Antakya şehirleri yeryüzünde var midir? Bunların bile fars kınıla değildir. Fransanın ve Fransız va- tandaşının hayatında .bir karınen kadar kıymetli olmıyan bir yer için Türkiye ile dostluğumuzu bozmağa o değer mi? Verin Türklerin istediğini ve halledin şu, ihti Mh, 7 “Ru düşünüş, Fransız vatandaşın MHüşü- nüşüdür: Her işte en doğruyu “gören, en doğru düşünen vatandaşın fikri, Hattâ gazetelerden biri Fransızlar ara- #inda bir anket yapmış, onlara (sorduğu sual şudur: — Antioche (Antakya) nedir? Aldığı cevaplar Fransa hükümetini utan dıracak kadar gülünçtür. Kimisi bunu ilk devirlerde yaşıyan dev cüsseli hayvanlar dan biri sanmış, kimi bir hayvan olduğu- nu bilmekle beraber ne vakit ve (nerede yaşadığını kestiremediğini söylemiş. Bu anketi neşreden gazete ilâve ediyor? “Fransız vatandaşı hâlâ bir o hayvan mı, yoksa bir şehir mi olduğunu bilmediği bu yer için mi Türlerle harbedecektir.,, Fransız vatandaşı için bir Hatay mese lesi yoktur. Fokat Fransa hükümeti için bir Hatay meselesi vardır. Çünkü o emper Yelisi olmaktan kurtulamamıştır, Her em- peryalist devlet gibi onun da başka top raklarda gözü vardır. Bugüne kadar Fransa hükümeti halkı” nın duygusuna ve görüşüne tercüman ol- mak İstemediği için Halay meseleşi uza” mış ve İki terafı da bayt! üzmüştür. ömer Havyam'ın rü- bâlleri ve ingilizler Büyük İran şairi Ömer OHayyamın rubailerini ingilizceye tercüme eden FitE- Geraldın bugün 55 inci ölüm yıldönümü kutlulanıyor. Fitz Geraldın arkadaşı Kavel, şarkt8 İran ve Arap kültürünü tetkik ederken. ona rubailerin el yazması bir nüshasıni göndermiş ve kendisine bu şark şairini tanıtmıştı. Fitz Gerald da iranlıca bilir di. Kendisini Ömer Hayyamı tetkike v& terek rubailerini fhgilizceye tercüme €& ti. On dokuzuncu asır İngilteresine bu $İ# irler yabancı gelmemiş, bilâkis Sadi! temleketinden güzel bir gül kokusu #© tirmiştir. Bu şark havası İngilizleri teshir etmiş ve Fitz Geraldım çok muvafz fak tercümesi derhal lâyık olan rağbe Hayaymm bütün Avrupaca tanınma: .yardım etmiştir. Bugün, İngiliz edebiy#” tinda Ömer Hayyamın tercümesi ile DA” h başma bir yer alan Fitz Gerald dâ* eseri ile kendisine büyük bir edebi âbİİ © dikmiştir. ai e ale kN

Bu sayıdan diğer sayfalar: