30 Eylül 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 24

30 Eylül 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Demaison buna muvaffak olmş ve sırf bn kıymetinden dolayı mükâfatı almıştır. Fransa Akademi azasından Camille yullian diyor k: “Fransa edebiyatı şimdi yal- nızbir şeyi takdir ediyor. Ede- biyattaki köhneliği Üslup kudreti, meyüu kıymeti, Fransa edebiyat yıkanı .. tez seçmesi tarihin de çok kuvvetli misal- lerle sıralanmış bulunuyor. Edebiyatı eskilikten kurta- rip, yeni ufuklara doğru yol verenler en büyük ve en kıy- metli vazifeyi görmüs olanlar- dır., Hikmet Şevki Gelecek sayımızda Tevleller ne zeman cilalı kullanır, Mahmut Esat Bey Bemar apr AR vi Hayat On beş günde bir çıkan ilim. Felsefe ve san'at mecmuası idarehanesi Ankara Maarif Eminliği yanındaki daire Abone: Seneliği 375 Kuruş. Mesul Müdürü: Faruk Nafız Gazi Ankarada Büyük halâskârımız, bir kaç aylık istirahatten sonra, İstan- buldan Ankaraya avdet buyur- dular. İstanbulu şereflendirdikle- ri zaman Ankara, bu ayrılıktan müteessir, boş ve sessiz kalmış gibi idi. Bu hafta aynı hüzün Ankaradan İstanbula intikal etti. Havanın müsaadesizliğini is- ihfaf eden coşkun ve kesif bir kalabalık sabahleyin yollara dü- külmüştü. Gazi, irade ve kud- çetin bütün çizgileri tecelli eden dünyanın en güze en se- vimli çehresi ile, uzaktan gö- ründü . Alkışlar , göz yaşları , sevinç sesleri ve heyecanlı ne- fesler, Onu, o anda bağrına basmak istiyordu. O Ankara, Gaziye kavuş , uştu. Her seyahalında memlekete veni bir hamle kazandıan Reisi- cum hurumuz bu defa da İstan bula bir sayfiye ve memlekete de bir imar aşkı kazandırmıştır. Yalva Gaz'nin bu hususta mey- dana getirdiği güzel bir ör- nektir. Ankara Darülfünunu Hakimiyeti Milliye gazete - sinin geçen günkü nüshasında müstakbel Ankara Darülfünunu hakkında bir mülâhaza vardı. Bu mülâhazanın dikkate şayan bazı noktalarını kaydediyoruz: “Avrupa hükümetlerin nhç birini tanımıyoruz ki devlet mer- kezinde bir darüllünunu ol- masın. Asya ve Amerika'da da gf. ms eli d a A ya HAYAT EN Gi ZE ESRİIYAT darülfünuna malik olan her mem-. leket, bu yüksek müesseseyi kurmak için ilk önce merkele- rini düşünmüştür. Bizim bunlar- dan ayrılmamıza hiç bir sebep yoktur; ne bina, ne vesait noksanı artık Ankara için mev- zubahs olamaz. u hususta hiç bir imkânsızlığı akla getirmi- yoruz. İslasiyon civarında Gazi Mu- allim Mektebi, muazzam br bina halinde yükseldi. Bu mek- tep önümüzdeki s neden itiba- ren ilk ve orta muallim yetiş - tir. cektir. İstanbul'da da Da- rülfünunun Edeb yat ve Fen Fakülteleri vardır ki gayeleri hemen hemen yalnız İse mu- allimi çıkarmaktır, ve bunların mü'lavimleri Yı ksk Muallim Mektebinin leyli. talebesitir . Müderrisleri muayyen, talebesi leyli olan bir müeesesenin bu binaya naklinde ne gibi müşkü- lât varittir, bilmiyoruz. Gazi Muallim * Mektebine bu şekil verildikten sonra, artık, heyb: il bir bina karşısında “acaba bu-.. | nu en faydalı bi: sure te istis- mar için ne yapmalıyız?, diye uzun uzun düşünmeğe de lü zum kalmıyacaktır. Öyle ümit ediyoruz ki bu büyük eseri muvaffakıyetle ba- şarmak şereli Cümhuriyet Maa- rifinin genç ve hamleci mümes- sili Cemal Hüsnü Beye ait ola: caktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: