4 Ocak 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

4 Ocak 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hi > 5) ! tk Milliyet ASRIN UMDESİ “MİLLİYET.TİR. EVEL 1029 ÜNKÜ HAVA hararet 16 en az Iİ sa Iodos ve “buludlu Zenginlik mes'elesi Zengin olmak, rahat yaşamak beşeriyetin başlıca yayelerinden © ve arzularından biridir . Fakat “ görüyorum ki zenginlik mes'ele- © sinde bizim pek yanlış bir ma- zariyemiz var, Biz istiyoruçki çabucak zenkin olalım, Her yeni ir iş tatan, rcart bir müessesenin başma geçen ne yapıp Yapıp “iki gün içinde servet sahibi olmak için çalışıyor. Kısa za- “manda çok para:bu, servet “ ilmi noktai nazarından çok 'kat ve çok sakim bir mazariyedir. | Saltanat İdaresi zamanında “ktisat ve ticaret İşlerinden pek © uzak kalmıştık. Umumi harp ise servet yapmak hususunda bize çok fena dersler verdi, çok be- Fbat numuneler gösterdi. Harp esnasında hokkabazlıkla para © yapan, zengin olan kaç kişi acaba servetlerini bu güne ka - © dar idameye muvaffak olabil - mişlerdir. Bu derslerden bazılarımız bi- © mem niçin mütenebbih olmak istemiyorlar? . ... Geçen gün ev için öte beri almağa çıkmıştım. Bir Türk mağazasına uğradım. Verilen fiatlar fahişe benziyordu. Ora ©. dan çıktım, biraz ötedeki mu seviye girdim. Fiatlarda yüzde on beş, hatta bazılarında yirmi kadar bir fark görmiyeyim mi? Mecburen museviden alış veriş ettim. Bu farkın sebep ve menşel şüdu: Oradâ mağaza açan Türk, ni- hayet bir sene zarfında koydu- © ğu sermayenin birkaç yüz mislini elde etmeğe kurar ver- muştir. Diğer tarallan rakibi “wlan musevi servete tedricen yapacaktır. Böyle emin esaslara iptina “ eden zenginlikler hic bir zaman sarsılmaz. Halbuki fazla tamaa, Aykırı hırsa istinat ettirilen ser- vetler ise daima tehlikeye ma: ruzdür. : . İstanbuldaki Karamanlı bak- kallardan olsun İbret atmalı değilmiyiz? Bunlar vaktile Ka- ramandan gelip işe çiraklıkla başlayarak tedricen işi büyüt müşlermiş. Yaptıkları, uzun sene lerin çalışma çabalama mabşu- © llüdür, beşer, onar paralık kaza- ıçların terakümüdür. İşte böyle servetleri değme buhran, değme © Gsarsintı. yıkamaz. Tacirlermize. esnaflarımıza, © kâr, ve kisip peşinde koşan her Türk müteşebbisine tavsiyem iri teşel iy © — — Zengie olmak için aman acele etmiyelim. Bu . işlerde © Sabır ye tecnni her yerden ziya- de lüzımdir. © DANKARA DÜSÜNDÜKLERİMİZ: TÜRKÇEDİR Köşe minderine yaslanip çu- buğunu tüttüren köhne Osmanlı. dikesi, cahil Osmanlı, tarihe karıştı. Bu günkü Türkiye ile bu Türkün eski osmanli ve eski osmanlı ülkesile alâkası yoktur. Osmanlı devleti cahildi, tembel- di, idarcsizdi. Halkı bu cehale- nin zincirine raptetmişti. İd ki pasli bir mucesisenin bağla- rına hapsedilen halk benliğini kaybetmişti ,” İnkilap, kudretli bir devletin ciradina benliğini kazandırdı. Türkiye ve Türk meydana çıktı, Azimli, Imanlı meikure sahibi türkün İrfanına et büyük rehakâr inkılabı vazitesiydi.Türk Arapça oğren- mefnişti.Öğrenemezdi.Busa lüzum da yoktu. İnkılap Türke hayat veren elini uzattı,Arap harlarını avucunda yuğurdu, sonra silip attı, O harfler ashna avdet eti. ve Türk, dilini öğrenmek için Türk harllerine koştu. Bu gün okuyup yazdığımız harfler yeni değildir . Türkün bu güne kadar harfi yoktu ki, bu günkü harfler yeni olsun . Türk halaskârının saye- sinde yeni harfe kavuştu . Ka- vuşuncaya kadar harfleri yeniy- di . Bugun artık yemi harfimiz yoktur , . Sadece harflerimiz, alfebemiz, gramerimiz vardır . Millet mektepleri müdavimle- ri yeni harflere değil, Türkçeye çalışıyorlar. Arap harflerile bin bir türlü şekle giren, bin bir şive alan Türkçeyi doğru ve pürüzsüz okuyup yazmaya çalı- şıyorlar. Öğrenmeğe çalıştığımız, oku- yüp yazdığımız yeni harfler deyil Türkçedir. FELEK KEDİLER GİBİ Yapılan pir istatistiğe nazaren Istanbulda en çok evlenme mü- amelesi şubat ayında olmuş. Alel'amum izdiyaç kareketleri bu aylarda çoğalıyor, kedilerde de öyle değil mi? BİR MUADELE! var, bir de bizler yani halk var, Şirket su vermiyor, halk su istiyor Emanet te -şirkele çıkışı" yor, hatta mukavelesini feshet- | mek istiyor; Buna rağmen halk | su istiyor, şirket e vermiyor, Emanet emrediyor, ve her biri oldukları yerde duruyorlar. Bu muvazene parlaktır. ÇOCUĞUN SUALİ ? — Baba gazozun kimisi açi- haca köpürüyor, kimisi köpür- müyor, neden ? -- Şişe çok sallanırsa köpü- rür ! — Biz hergün tramvayda sallanıyoruz ama hiç köpürmü - yoruz ! Manda mı? Altın madeni mi? Çatalca köylerinden birinde tuhaf bir vak'a olmuş Halil ağa isminde bir köylünün künt yemeye alışmış bir mandası varmış. — (Kırtasiye metaklısı olduğuna göre yaşlı bir şey olmalı) ağa biriktirdiği Yangın nasıl söner? Büyük binalarda, sinema ve tiyatrolarda yangın söndürme vasıtaları bulunacak »Gazeteler- —Ne yapıyorsun canım, ortalığı suya boğdun ? Ne bir kaç altını kat kat kânda sarıp ahırın derunündeki kova- ya saklamış. Kâat tiryakisi manda da küatları yerken altınları da işkembesine indi- rmiş. Halil ağa işin farkına varınca yatağı mandanın ardi- na sermiş ve bir müddet intizardan sonra altınları der- deste başlamış yalnız Uç tanesi halâ meydanda olmadığından Halil ağa yeni maden dama- rından ayrılamamaktadır. Altın yumurtalı tavuk diye bir efsane tezek yaralı. Do- rusu Halil ağanın mandası yine iyi hayvandış ki yuttu - gunun © kısmı Azamını geri vermiş, ne mandalar var ki böyle hazmı güç bir şey yu- ttuktan sonra ardında kimseyi dolaştırmaz, tepör. FELEK ————— mEŞRİYAT HAYATI Resimli muhit Ahmet Cevet B. arkadaşımız taralından neşredilmekte olan resimli Mühit mecmuası her nushasında yeni bir terakki adı- mı atmaktadır. Ayda bir defa çıkan bu melis mecmuanın mün- dericatı cidden vahdet İçinde bir tenevvu göstermektedir. Hi- küye, tiyatro, şlir, hatırat, kadı- nlara, ey hayatına ait maldmat, ilmi bahisler bu güzel ve itinalı mecmuaya herkes için ihtiyaca uyan bir nefise namı verilebilir. Muhitin bu defa çıkan mushası büyük Gaziye, Başvekile alt hatıraları, bazı şiirlerle müta - addit (hikâyeleri, o yazımızın tarihine ait ilmi malâmatı cami- dir. Büyük bir gayret ve ieda- kârlıkla neşredilen bu güzel mecmuayı tebrik, muvaffakıyet- inin devamını temenni ederiz. amam “Bu vasıl » Suzanın ya” © ona gidip o da yanlıvacak, hiç olmazsa kendine münasip bir haftalık bağlalaraktı. Cemalin © indinde Suzan bunu yapmağa © weeburdu. İcabında evi soyar, > dahada lâzımgelirse herifi de * inotresini de temizleyi verir, > olur biterdi. Sürünmek canma tak demişti , Bueziyetli yaşa- yış, nasıl olsa, onu bir gün “böyle bir cinayet işlemeğe sevkedecekli . Balki ablası bu zarureti, anlar da, kendisini il olmaktan karurdu Tariş hareketi evelden tes- “pit olunmustu. Evi. bulmağa “muvaffak olursa, gündüzün derek - ki Şakir orada mev- cuk olmasın - kapıyı çalacak , izmetgiyle har çağırtacak. “a. tok lafedecekfi, « Bana. “göyn'ilan ne koparsa uçlan, olayi göreve yoksa başına yım ş elimde alamaz. Şii e Pes Tak ke MİLLİYETİN EDEBİ TEFRİKASI No 1€ ei PASTIRMA YAZI ele geçirdikten sonra da, bunu baftalığa bağlıyarak, geriye dönecekti. z En azı, haftada on lira umu. yordu. Bu iratla gül gibi ya- şıyacak. o kahveden bu kalı- veye, o meyhaneden bu mey- haneye , dolaşacak, kumarın oynayacak, esrarını, içecek, kopukluktan - kurtulup. kalan» torlar sırasına geçecekti. Fakat bu parlak emeller tehahhuku — geciktikçe yeciki- yordu, onları tesi elinenin çaresine bakmaliydi. İşte bu gere, Cemal, döşe- ğihin içinde yene bunu düşün- mekte idi, Şerbetçi Hamdinin belki beşinci defa tekerrür eden ihtarina kızdı. yattığı yerden başım kaldırdı ve en galiz kü- fürleri savurdu. Hamdı bu şütüum: sil lâkavdane karşıladı. — Un, ne olüyorsun, saloz. > varsa, böyle di- lini. yutmuş ispinoz gibi dü- şünmeyle mi dağıtacaksın? gene dalgada mısın yoksa? Cemal , derdini arkadaşın- dan gizlem Ne olur ne © maz ihtiyat ediyordu. Pelki iş cinayete kadar varırsa, kendi- sini ele verorek bir sırdaş bü- Tupdurmaklan, çekinmişti, Se- sini çıkarmadı. Fakat Hamdı bir daha israr edince artık kettimluğunu muhafıza ede- medi. Birazda , derfme orlak edinmek ihtiyacını duvüyordü. — Ah, camına yandığım! dedi; bu kafa ile dalga mi o- lür ? Öyle biçimsiz bir işe'sar- sardım ki sorma, — ye oldü? manlar mi bastın? seri kolav kolay man- dopsiye gelmezsin ama... bilâder.. öylesi değil. — Ya? — Sana ağnatlıramam ki. — Hırboya bak be! Neden ağnattıramiyormuşuu? Herkes anlayışı kıt enayimi? Ulan, iki yıl daha mekteple h... ğü sıksay- dım hafız oluyordum. Sen be- nim surratıma bakıp da, göz- cep aynası , burunumu parsın beyim; baksaha tutuşan tütuşanak. Askeri bahis FRANSIZ BÜYÜK SAHRA DEMİR YOLU Fransızların Afrika şimalindeki müstemlekelerile | Alrikt” garbındaki müstemlekelerini birleştircek ve Bü- vük Sahrayı kesip geçecek olan mu azzam demir yolu ağları ön yıl sonfa bitecektir. Bu demir Yolu" yelmz Franciz teknik ve değsin “parlak bir eseri “olarak kalamıyor “avr: 48- manda cinsi beşerin muazzam mu- vaffakıyetlerinden birisini teşkil edi” yor. Bu muazzam teşebbüs, cilânın bir kadisesidir. Orun seköri ve siyasi ehemiyeti ise bilhassa mühimdir. Bu teşebbüs synszamanda Fransa için, halkın ruhunu ve maneviyatı yükselten hir propagunda' menbardır. Maltmdurkt, sirmuli « Afrikadaki Fransız müstemlekleri, Büyük . sahra bir düşman ol sarmış olan bie arpteki — Firamsız. müstemleklerinden «ayrılmıştır. - Bu de ler bu ateşli kunşelenizin- den geçerek simeldeki Kırayaz Afri- ve anlar kadını gürpdekine birleştirmekle. her kisi üzerindeki Firânsex hakimiyetini kuvverlendirmiş oluyom, çünkü ından sönme Fasta çıkacak; bir yan, Senegal ve Gineden “getireceği kari yüzlü askerlerle batırmak Fran saya mümkün olacaktır. Ba demir yolu sayesinde, Frmisnm «Büyük Fransız Afrikası» nı vifuzu Ku vetlenecektir. Bu mühim teşebbüsün en mühim noktası ise Fransanın bir harp yap ması düşünülünce canlanır. Malüm- Fransızlar dur ki Cizan müttetikleri vaziyette idiler, 09 lerine © hilkim — olduklanödan Harhinde garbi Alrikadan asker getirmekte Fransız- lar gtiçlük © çekmemişlerdi. “Halbuki gelecek bir harta Franâa” Yalnız başına kalacak oluna sesba vaziyeti bu hususta (yene müpair “ölür mu? “Tabidir ki hayır. Deniz “küvvetleri Fransâninkinden “daha #aflolân bir devlet bile, gine ködezi “Atamtik kucu Denizi ve Akdeni aptesane mandalı sandın galiba. Bu kafadır, atam baba. tuz kahağı değil. Daha senin aki nn eremiyeöeği neler var ki apçet hisahiyle dutarını bir çırpıda — söyleviveririm ,- evel Allah 9 San hele de “bakalım da ç anlayıp anlamadığımı sonra farkında olursuri,. Enayi pilâkisi ! — Darılma, vah! — Darılmadım.. Hadi. öt! Senin “anlayacağın: Kız kardaşırmı arıyorum. - Ayt senin kız kâdaşın mi var? — Var, yal — Evli mi? — Değil, — Kız m? - 0 da değil. — Esnaf öyleyse, Nerede, Feridiyede, filan m? — Değil, hel — Ulan; işte şimdi sana hak verdim; Sahiden de anla- ılacak. gibi değil. Evli rsi. yok.. Kızımı, yok. Sermaye mi, oda yok; ey nedir o halde? — Birinin aftosu. şema Tolan Fransız askert nakliyanını tehdit eder ve bözar, (Çünkü zamanımızın (denizaltı, de- niz tayyaresi, mayin gibi) yeni deniz. silahları karşısında bu gibi uzun de- viz yollan üzerinde pürüzsüz bir em- niyet kumük mümkün değildir. Binâenaleyh bu. demir yolu ağı, Avrupa Fransasının dahi siyasi ve askeri emniyetini artırmak itibarile gerek Fransa ve gerekse diğer Avru” pa devletleri için manasız değildir. Bu demir yolu olmayınca, Senegah gibi gerbi Afrikadaki lerden celbedilecek renkli birlikler evvelemirde Gine körfezi kıyılannda Dakar ve Senluvi (Salnl- Loüls) — lmanlarında toplanacaklar, vapurlara bindirilip, haftalarca — demir © yolu | seyahat yaparak — Marsiiyaya . çıkarılacaklar. Hem de nasil bir yoldan? Ha zalf bir düşmanın bile teülikeye koyacağı bir yoldu! Halbuki Büyük“ * demir yolu ağları, büyük Francız At ondan sonra tikasının tam göbeğinden geçiyor. kara deil börün kavgacılarını dah çabuk Airike, -Umanlarında ta yabilir. Bıtradan da Marsilyaşa kdar ancak yirmi dörr ssatlik bir demir arık bir insan, hayvam, ziraat ve Samast m bâlarındarı isimde imknımı vı Bu dernir yollarını, masraf yapmanın daha derin bir manası da vardır; Eransa, Avrupada İngilteresiz. olarak ta bir harbe hazırlanıyor. Kime| karşı? Bahtına him çıkursa; Almanya #4 alya oni, Belki de İngiltere mi? yünü hazırlığı kuvvetlidir. Riz, elianşumul bir eheramiyeti Olan bu demir" yollarından okuyucu- larımız > haberlemeği faydasız. bul- madık. CİNOĞLU ıınu peşin desene! Kim bu herif? Şakir bey isminde birirsi. Karıyı temelli ei tütüyor, yoksa bir yere kapatmışda arada bir mi uğruyor? — Temelli. — Bu, geçmişe yandığı- mın karısı hiç seni arayıp sör- mayo mu? Şimdiye kadar ben arayıp sormadım ki —Nelen? Aranızda bir vay- geçti mi, vardır, — Yek! Bizim moruk, poşin evden onu tüydürdü, izini kaybettik, Ben valla, ne yalan söyleyim, herhangi bir çeşme yalağında kıkırdamış gitmiştir. diyordum, -meğerleyim yağlı kuyruk © vakalanış, Dünya böyledir. Kimine hayhay, ki- mine vayvay! Ben burada t- tün balığı gibi nargile dumanı içinde uyumağa, çabalayi, Hamm kuştüyü yastıkta yan gelip yatsın. İkimizde, halbuki bir ana duğurdu. — O senden büyük mü? Mabadi var ii panayır e yerinde Muhartir: Alions Seşee (J Niste panayır © kurulmuştu. Mosena meydanı, * Mab-Mahon htm barakalarla doluydu. Do- laşıyordum. Dört ayaklı iskemlede oturan bir maskara, çığırtkanlık bir ediyordu. Gecenin berrak: ve yıl- dızlı olmasına tağmen. açmıştı, Yaklaşım. Di Geliniz, © giri Esrarengiz. u gi müz. İliklerinize kadar slândığınız halde kav gibi kupükuru kalı caksınız. Geliniz. giriniz" esraren- çiz yağmuru görünüz. İçeri © girmek iki “meteliktir. girğim. kendimi sık bir ormanda buldum. İnsan boğuluyordu Biri: Hava fırtınılış dedi. niz; görü Diger biri ilave ett; kükürt Kokuyor, - şeytanın © gazebine ugrayacagız! Uzakta bir uğulmu, mavi bir © Şimşek, bir yerde, bir seyleri tuz buz ediyor. Yağmur yapraklarda Gamlalanıyor. Bizi apaclar koruyordu. Fakat birdenbire, ormanın seyrek ağaçlı bir yerinden geçmek lâzım geldi; Iptidal bir köprü sel gibi akan bir derenin üstüne bacak germişti. Yağmura hükmedet barakanın sihibi, haykırıyordu: Yürüyünüz. yürüyünüz.. İki hamleyle köprüyü aştım, ağaçların alna sığındım. Ama bardaklardan boşanırcasına yağan ur, iliklerime kadar işledi. Sağnak durdu Sular, dallardan damlıyordu. İlahi Dir. serhiiğe büründük. Islak kum kokusu etrafa yayıldı Bitti. Çıkıyorlar. Elbiselerinde hiç bir yağmur alameti yok. Gayri ihtiyar elimi şapkoma ge- ürip. muayene edince, balk gül- mekten katıldı, Ogust dilini . çıkar rın selam verdi. Çıkum; gene dolaşmağa başlı: dim, Bu Iki katkı bir atlı kaon- cayg. be ordu. İlk ka iskeletler ; şarkıyordu. Bunlar sa- hici. iskelet değlidi, fakat apkı iskelere benzeyen şeylerdi. İnsan kemikleri şeklinde ince çelikten yapılmış kafesler tasavvur ediniz. Bunlar ne işe yarar diye sor- dum. Bir genç kız cevap verdi: * Vucudu muhafaza eder. Nediye?, “ Bu kuleslerden birine girer siniz; çelikler kemiklerinizi sıkar, vücudunuz : yüğrulur, çelikleşir, Fzilecek olursunuz, hayatımıza biç bir şey olmaz. — Ezildikten sonra ha? — Evet Eylenceli bir şey mi bu? İnsan çarpıntıya, heycana oğ- Tayo a Yirmi “senim verdim. Bir rom beni çelik kafese soktu, Çelik bir mağfer şakaklarımı sıka, kollarım çelik kapanlar sıkıştı, bucuklarım çelikleşti. Ka sıklarıma, karnıma,göğsüme çelik çenberler dolandı. Kımıldıyamı- yördnm. Öte yanda garsonlar, dahu başkalarına çelik kafesleri geçirmekle meşguldüler. Bu işle- fini bitirdikten sonra açıldılar ve haykırdılar :. “Felâkete doğru maş marş Bulunduğumuz kat cehennemi bir hızla mihveri üstünde dön- meye ve yükselmeye başladı. Üstümüzdeki kat aym hızla dönerek — alçaltyordu. İki katın arasında ezilccektk. Korku, pençesini gırtlağıma daladı. İl Alton: Seşe 1876 senesi, kânunu seninin 20 uncu günü Nant şehrinde doğdu. Früydün iddialarım o, 1904 de yazılariyle Ortaya atmış, ruyaların, kâbuslü rın manasıza” heyecanlarını, kor- kularinı- Şoursuzluğu etild etmis ından di “w a Da ai e kendilerinden — F€ç mişler, “haykırıyorlardı.. “Yetişir: Arak yetişiri,, Kadınlar, Dört tarafımızdan mengeneye işiyordük. Kadınlar syatlarla can kurtaran istiyor- lardı. Esrafta halk gülmekten kire Tiyördu. Harici ber türlü şuura laks- yıtum: Yalnız vucudumun ber an biraz daha sıkıştığını hissedi- yordum.Kulaklarım uğulduyordu, içinde cehennem gibi bir dteş yanıyordu; kanım gözlerimden fışkıracaktı, dudaklarımdan İlşke- racaktı; damarlarım patlayacakü; kemiklerim bin bir parça olata- kn. Kendimi kaybettim. Uyandığım zaman “baktım, siyah kelim Kitagöğsümün üstü- ne çıkmış yatıyor. * Nakleden Selâmi İzzet Kadikö; Hale Tiyatrosu L HANIM Cuma günü saat 3 de. DARÜLBEDAYİ Tepe başı tiyatrosunda bü gün saat 15-30 da ve akşamı saat 21-30 da RUR Yapı Adamlar 4 perde müterrecimi: | Hatit Fahri FERAH SİNEMADA Yolcu ilaveten Namus Arıca mükemmel - Varyete numaraları. Naşit bey temsilleri Bu gün Gündüz ve akşâmi Gündüzlaltun arayıcılar) 8 perde Gece ( yılan izi ) komedi 4 perde Raks - varyete - Üzküdar Orman miüamelat memür- toğundan: müsadere emvelinden oluş Kadıköy, Ezenköy ve Kısıklı civarında mahfuz iki bin altmış yedi kilo meşe kömüriyle elli yedi çeki elli kilo meşe hâtabı, on iki çeki ikiyiz Yirmi bey kilo tüahiut hatap ve Üsküdar İske- lesinde irk bir adet beş metre üçyüz lat memurluğuna mürucunda Şevmi ihaleye müsadıf 15 könünu sani 920 sah günü © sasc on Üsküdar Kazasındaki komisyonda ce'minat ak. Şeletiyle hazır bulünmaları. m — Feyoğlu civarında tamamen düz 100) metro Arz ve 150 mere sanlık ve ya kıralık ARSA ARANIYOR Fin yakın iramvay istasyonuna 10 dakikadan fazla bir mezalede olma- malıdır. Alâkadaranın Galata Posta nesi 90 numaralı Kutu adresine tah. riren müracaatları. “ Liseler Mübayaat komisyo- nundan: eu art mektebinin 1881 lira 21 kuruş bedel keşifli tamiratı Kânunu- saninin 20 nci Pözer günü saacon alda ihalesi dora kılınmak üzre ka- palı zörf usulile' münakesaya konul. muştur. Taliplertnin gersiti anlamak we mahallen görülmek üzre mektep, idaresine ye tekliinamelerin tevdii o

Bu sayıdan diğer sayfalar: