21 Şubat 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

21 Şubat 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2566 Zar olurmu yat oreneğ Deme ki: «uymadı evdeki kesap» Keseler bu kadar dar olurmu ya? Erbapsan lokmanı it ağzından Kap Kazanmak babında ar olur mu ya? Şaşkınlıktan sakın, benzeme kaza, Kaptırma kendini esen poyraza, Açıkta kalıp ta düşme ayaza, Deme hava lodos kar olur mu ya? Ayıyı vurmadan postunu satma, Vara yoğa kızıp keşını çatma, Dostuna gü enip sırt üstü yatma, Ne de oisa eldir yar olur mu ya? Bahtın bile bazı bükülür kolu, Sen boş atarsın da o çıkar dolu, Tavlada kurnazça atmalı pulu, «dubara » girmedik zar olurmuva ? M.S. MMM IKEIMEANE L KCIN IMEKEIKEIKE Mübalagalı haberler vermiyelim CG 3ME IKLA IN IAMA I “ÜKEE İN0 İN IK İK KI OK ©e İ İ/1l M A e İki günevel bir Şi ei ci gi gazete şu havadisi 'du: b -ıl'âulşle Balat arasında lopmklvke:;ı:ı'ığt aşladı, bütün o civardaki ehali içindedi. — bir çok evler bımluln:lştırh ıFmrku T c Yankü gazeteler işi doğrulttular: Toprağın filan kaydığı yok. Sade kesme kaya tarafında büyük ve eski bir duvar yıkıldı.» Mübalagalı haberler vermiyelim. Bahsi kazanmış Mektepte: | miz daha çok sarkaca- Muallim — O ğlum, | ğiz diye.. kardeşin bu gün niye Eececel mektebe gelmeldi.. —Ece si, höcafendi, 'Talebe — Biraz Ta- | benden fazla sarkarak hatsız da, bahsi o kazandı. — Hastalığı ne? —Somnra,, — Bahse tutuştuk. —Sonrası pencereden ştü, başı yarıldı, ya- n halka mah <. MİLLİYET, —PERŞEMBE 21 ŞUBAT ğ;E vvel zamm iDünxayı bı;rabeı; dolaşalım! İYETEİŞER Macaristan krallığı Eski Türk cihangir- z lerinden Temirlengin Maca ris- adını dünyada işitmi- tan umumi ktan Tümizlenk harpten evel yen yoktur. Temirlenk, uklür a zamanında ne Arabis- İneibE tanı ne Acemistanı bı- luğunun i- rakmış, zaptetmediği daresi altin. memleket kalmamıştı. da idi. Harp 'Temirlenk, Acemis- ten sonra tanda Şiraz kasabasına ayrıldı ve bir çok takallübat geçirdi. Nihayet muvakkat bir krallik idaresi teessüs etti. Fakat kralı yoktur. Hukümet naibi kral vazifesiniifaediyor. Hukümeti asıl idare eden ( Âli meclis)tir. Bu âli meclisin 'azasının bir kısmı Hukümet tara- fından, bir kısmı da (Meb'usan meclişi ) tara- findan intihap olunuyor. Erazisinin büyüklüğü 91 bin kilometre mu- rabbadır. Halbuki harpten evel bu memleket çak bü- yüktü. Çekoslovakyaya, Romanyaya, Yugos- lavyaya, Romanyaya terkettiği mıktar aşağı yukarı şimdiki erazisinin üç mislidir. Nüfusu 8 milyona yakındır. Merkezi yukarıda parlemento binasını gördüğünüz (Buda - Peşte ) girmişti. Orada kendi- sine Hafız Şirazi ismin- deki büyükAcemşairin- den bahsetmişler. Ara- tıp buldurarak huzuru- na kabul etmiş. Hafiz Şiraziyi çektiği sefalet tesirile yüzü sapsarı bir halde görünce: —EyHafız, demiş, ben Buhara ile Semerkandı almak için âlemi birbi- rine geçirdim. Sen ise sevdiğinin yanağındaki bir bene (Hafızın meş- şehridir. n Bevtini oku_x-ar:ık » â:g—mwı—_m—.'w:m#x:::_ Semerkandile Bahara-! Büyük adamlar ğ Üğr ee 3eee0 TTT A meru yı bağışlıyorsun: Be Bilü hladuyeş behşem Semerkandi. Buharara Hafiz başını eğerek, bir müddet düşünceye daldıktan sonra: —Ya Emir demiş, beni bu hale getiren ni celp etti, üç sene ka- dar onun himayesile yaşadı. Fakt o öldük- ten sonra kendisine (Damat İbrahim) pa- şa gibi daha büyük yaptığım bu çeşit sefa- bir hami buldu. hetlerdir. Saz ve söz o esnade aLrüe kemal devrini bul- muştu, her yerde âlem- ler, lâle eylenceleri yopılıyordu. Onun için öhengâmeye (lâle devri) denildi. Nedim 1143 hicri tari- hinde yobazların ca- hil ve mütaassap serserilerin ayaklanıp öteye beriye hücümlnrı esnasında diger- mü- nevver ve maruf insan- larla beraber öldürül- dü. Nedimin şiirlerinden bir çoğu bestelenip bu ande bile bir çok saz alemlerinde şarkı ve gazel şeklinde okunu- yor. Vaktile «tenasüh» denilen bir mezhep yarmışki bu mezhep adamları öldükten son- ra başkalarının kah- bına girip tekrar dün- yaya gelir dive itikat ederlermiş. Bir gün bu tenasühçülerden birine tanıdıklarından biri latife maksadile; — Bana yüzlira ver- sene demiş dünvaya öbür gelişimde faizile birlikte veririm. Tenasühçü herif gülmüş. —İyi ama demiş, evvela öbür gelişinde insan geleceğine dair bana bir kefil ver. Olurki maymun veya köpek suretine girer- sinde bi.in yüz lira gürültüye gider. çe YENİ nn Türkçe dersleri ğ İbrahim Necmi Bey ğ Bu kitaptar! bir tane alıp 7 | okuyun. Daha y:;nıın:ı gelk- wğ meden okuyup yazmağı ka- ? Şair Nedim Şair Nedim türk zev- kındeki inceliğin ve za- rafetin en mükemmel bir nümunesidir. Şark halılarında, 0y- ma sadeflerinde bütün dünyanın hayretini toplayan ince ve zarif nakışlar ne ise Nedimin! şiirlerindeki incelik te odur. Nedim iki asır evel İs- tanbulda yaşamış ve yaşadığı devrin haya- tını bütün teferrüatiyle şiirlerinde göstermiştir. Nedim o hassasiyetile hangi millet arasında yetişmiş olsaydı şayanı iftihar addedilirdi. Nedimin hangi senede doğmuş olduğu kaf’i— | yetle bilinemiyor. Fa- kat aşağı yukarı bun- dan 250 sene evel doğ- muş ve iki yüz sene evel ölmüştür. Nedimin asıl ismi (Mehmet) aile ismi de (Kara Çelebi zade) dir. (Nedim) lakabını şiir iu_ln'urilı'ı birlikte öğrenecek- | yazmaya başladıktan ğxuııı lııı!ııLın daha knLıy sonra 'almiştır. j belleten kitap yoktur. Düye Ş — Nediminşiirle düm. düymadım . demeyin ibleğe; Utanmadan... Fakirin birinin evine hırsız girmiş. Aşağı yukarı köşeyi bucağı araştırıp hiç bir şey bulamayarak mütces- sirane giderken ev sa- hibi görmüş: — kuzum kardeşim, zahmet olmazsa sokak kapısını çekiver. * Hırsız bu lafi duyün- ca: — Maşallah Beyim, sizden çok - istifadem olmuş gibi bir de utan- | madan benden hizmet rindeki aA peşanın nazarı dikkati-| Bakalım bulabilecek misiniz? İşler daha çabuk görülecek | Dahiliye vekâletinin emri F.şîkiden devlet dairelerinde, kalemlerde nargile tokurtusu ve kahve höpürtüsü ara- sında, gel keyfim gel, bir hoşça vakıt pecerdi, Yakınaa darrelerde işte böyle manzaruar göreceğiz. Makine çabukluğu ile iş gören Ha- nım ve Bey memurlara rasgeleceğiz. Ş ) | Kıraat Selâm k2aideleri Arkadaş arasında belki şapka çıkarılmadan selâmla- şılabilir. Fakat karşısındakinin şap- kasını çıkarmaya davrandığı görüldüğü dakikada hemen l'(î(tiıîrld de şapkasını çıkarma- Baş açıkken selâm ancak baş eğmesile verilir. Yalnız zabitler ve askerler başlıkla- rını muhafaza ettikleri yerler- de temenna ile selâm verir- ler. Kasketlerini çıkarmazlar Açık baş selâmları tıpkı | sivillerinki gibidir. Hörmetettiğiniz insanların yanına ve kalabalık meclis- lere şapkayla girilmez. Buradaki köşkleri boş zan. netmeyim. — Bir sahibi var. Fa- kat binden gö- Üğ zükmüyor. Ne- Eği reye saklanmış, bulün!

Bu sayıdan diğer sayfalar: