17 Mart 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

17 Mart 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| f f F | | ç 1 ıli b ASRIN ÜMDESİ *MİLLİYET,TİR I7 MART 1929 BUGÜNKÜ HAVA Dün hararct azemi 4 derece asgari sihe derece İdi. Bügün hava açık olacak ve hafil poyraz esecektir. FIKRA MEHMET EMİN BEY *Türk Sazı, şalri Meh- met Emin Beyin, İstanbul Türk Ocağında bir ulu ozan gibi takdis ve tes'it edildiği günün üstünden onaltı, on- yedi yıl geçti. Herşeyin ve herkesin o kadar çabuk unutulduğu bu memlekette Mehmet Emin Bey hâlâ o günün çelenğini Züzel ihti- yar başının üzerinde, ter taze taşımaktadır. İlk gençlik Sazını eline verseler gene ©o günkü coşkun şevk ile terennüm edecek ve dehrin selinden çıkan velvçle onun hiç bir nağmesini boğmiya- caktır. İspatını mı - istiyor- sunuz; İşte uzun bir süküt- tan sonra bize verdiği iki coşkun eser: “Mustafa Ke- mal,, Wle “Dante ye,,... Belli ki şair tepelerde dolaşıyor ve her zaman ihti- yarların — nefesini — tıkıyan İrtifa, ona ezeli bir bahar sarhoşluğu ile şarkılar söy- letiyor, ve başının üstündeki saf, berrak hava onun sesi ile bir billurdan kubbe gibi * — çınlıyor. Mehmet Emin Bey bu lııvveti. bu gençliği nereden K vı nasıl buluyor? Şüphesiz ki onun kullandığı saz bir parça eskimiştir. Şüphesiz ki bedli zevklerimizde “Türk Sazı,, nın çıktığı günden beri 'epice şeyler — değişmiştir. Şüphesiz ki “Ziya Gök Alp,in “Kızıl — Elma,sında — halis Türkçenin — bedline daha şuurlu bir tarzda - erdik. Fakat bütün bu Ssan'at ve edebiyat — kayfaşmalarının fevkinde bir Mehmet Emin Nyiı eseri var ki bize dalma ayni tesirle munis gelmekten bir an hali kalmıyor. — Bunün sirrini nafile ne şunda, ne bunda arayınız. - Bunun sırri bizzat şalrin Kalbinde dir. Onun dehası kal- bidir. San'at şekilleri eskiyor, zevkler r, bedli te- Jakkilerin hayatı bir mevsim sürmiyor, Takat kalp dalma bir yaşta, bir çağda kalıyor. Anın — içindir ki kudretleri yalnız san'atlarına dayanan “nice şöbretli şairlerden artık hiç bahsedilmez oldu, nice nice elmas gibi İşlenmiş mıs- ra'lar hatızalardan — silindi, 'Mllll 'et, im edebi tefrikası 2 " Köy hekimi Köyün bütün kızları güneşle beraber toplanıyor, ihtiyar ka- dınların yanında mevsiminc gö- re koçan toplamağa, odun kes- meğe, tarla çapalamağa, I:'î' savurma; z l (Asiye nine) lnlyün €en cesur ve gözü pek kadını — çiftesi, yanında hıhuqlı bu se- y kafilesime vimli rençper alüha- fızlık eder, güzel sesli kızlar bir “ağızdan şarkılar söyler ve mola verdikleri zaman (Hafız hanım ) genç kızlara fal bakar, maniler söylerdi. (Tosun) onbaşının (i—_)[ si de bu kafileye h"llİ*- kızları onu biraz Knduınd:ıı daha yaşlı kızlar varken un) onları lııııkııp Kömsü lanmıştı. Ba-i (* lakln kalpten ıelıp kılbo giden sesler yılları ve asırları hiçe sayan bir ebediyetle yaşayıp duruüyor. Nailil Kadim den hiç birşey hatırlıyormusunuz ? — Hayır değil mi? Lakin, mutlak Fuzuliden beş on mısra ez- berinizdedir. Fransada Heredlanın sene- lerini artık Kiç kimse teren- nüm etmiyor, buna mukabil Musset bütün genç aşıkların göz yaşları ile bir batıar çi- menliği gibi nemlidir. Yakup Kadri ——————— FELEK Elbet duymuşunuzdur; bun- dan bir iki ay evel, Fransada bir * Gazet dö Fran , kepa- zeliği oldu. Madam Hano isminde ssrseri bir kadının tesis ettiği bu gazete Fransada bir çok safdilleri aldatarak milyonlar - dolandırmıştı. —Bu dolandırıcılık o kadar vasi bir şebekeye istinat ediyordu ki, iş meydana çıkıpta adliye topla- Mağa başladığı zaman bir çok ileri gelen ricalin - methaldar olduğu anlaşıldı. Bu meydanda sabık nazırlardan Mösyö Kloç ta ftevkif edildi, bu zat Kla- manso kabinesinde Maliye na- zırlığı etmişti. Tevkifine takad- düm eden günlerden birinde M. Kloç karısile beraber bir Piizal, ııikaye., acıdığımız oraya giden genç- lerin mağlübiyet elemleri ve Istangul fütbolunun da haksız olarak mağlup mevkiine düş- mesidir , FELEK —————————— KULAK KIN/ATIRI Çatlat ta ver !.. Komşırlardan — birinin — ötebert işlerine bakan — bir - kadıncağız vardır. Hizmet ettiği allenin — adeta efradından sayılabilir. Bu sebepten de çok defa, çarşıda pazarda on paralık bir. fark için satıcılarla kavga ettiği olur. Dün.bu kadıncağızın bir tuhaf- dığını anlattılar: Dükküna girmiş, Bakmış — sepet sepet — yamurta, Sormüş : — Şir taraftakilerin danesi altı kürüş, şu tataftakilerin de ülç buçuk kutuş.. Cevabını vermişter. —Peki, demiş, onlar niçin altı kuruş ta bunlar üç buçuk kuruş? Biraz çatlak ta ondan !.. —Yaaal.. Öyleyse bana on tane kadar çatlat ta ver olmaz mı? KULAK MİSAFİRİ Hukuki bahis İNGİLİZ İN'I'İHABI VEKADINLAR Geçen günkü gazeceler İngilterede yakında olacak teştil ve umumi imihabat için mücadele hazırlıklarına başlandığını haber veriyordu. Bu intihaplarda Iki cihet var, ki, bir taraftan kukuku esasiye, ve bilhasıa İngiliz bukuku esasiyesi diger taraf- tan hey'eti içtimaiyenin, ve bilhassa hagiliz bey'eti içtimsiyesinin, bu gün- kü inkılabi ahvali noktel nazarindan bakılınca. yepyeni ve çok mühim birer hadiseye delâlet eder oldukları mücevherci dükkânına gider, 60,000 İranklık bir inci ger- danlık seçerler, M. Kloç ger- danlığın bedelini vermek için bir çek yazar, fakat yanlışlıkla 70,000 yerine - 100.000 frank yazar. Mücevhercl çeki alır ve 40,000 frangını iade eder. Sonra anlaşılır ki çekin muka- bili bankada mevcut değilmiş ve M. Kloç o yanlışlığı kasten ve 40,000 frangı almak için yapmış. Bir sabik Maliye na- zarından da ancak böyle hü- nerler beklenebilirdi , İzmir-İstanbul! Bir kaç senedir Istanbulda bir spor itiyadı teessüs etti: , Bayramda - s$por seyahüti yap- mak. Bu çok iyi bir şey. Başka zamanlarda meşgale ve intikal şeraiti bu kadar müşait olma- dığından dolayı bayram tercih ediliyor. Bu defa da istanbul kulüplerinden Süleymaniye ku- dübü Beşiktaştan da bir iki oyuncu alarak İzmire gitmışti. İzmirden gelen bir delgrafa nazaran bu giden takım orada yenilmiş , ve işin fenası ora Matbuatı bunu — bir Istanbul muhtelit takımı diye göster- mişler. Blr kaç senedir Türkiye ve Istaubul futbolunun başında muttasıl mağldbiyet kaydettir- mede artık ihtisas peyda etmiş olan ikt maruf spor âliminin müştereken yaptıkları bu İzmir seyahatınden galebe elde etme- leri biraz garij o!urılıı bizim Bürhan Cahit muhtarın kızı (Hatice) ge- çen kazımda on sekizine bas- mıştı. Babası onu alacak - deli- kanlıya neler neler — vermiye- cekti, Bu ağırlıklar içinde köyün meşhur sarı ineği, bir sürü da- var, tamam on iki parça bakır takımı vardı. Bunlar olmasa bi- le (Hatice)nin boynundaki hir sıra beşi birarada yeterdi. Son- ya imamın Zehrast (Emine) den dahamı az güzeldi? Sonra imamın (Zehra) di. Onun ne keskin çatık kaşla: rı ne uzun İepiska saçları vardı. (Bademli) nin bütün de- dikodusu bukadar - cıktı. ardı.| (Tosun) gibi bağbahçe sa-| hibi bir delikanlı lıııııı kızı| görülür 1 İnzilterede kadınların ilk def's olmak üzere reyi am usu- İüne göre intihabata İşdrik edecek olmaları ; 2 — kadın müntahiplerin miktarlarının erkeklerinkirden epeyce Çök Olması. Bu hal İngiltere tarihine, şimdiye kadar emsali kaydolunma- miş bir hadise - sıfatiyle yazılacaktır; filvaki, memleketin — “Kıraliyeti müt- tahide, ile Londranın onbin İngilizle idare eder olduğu yüzlerle milyon nu- fosu hevi Büyük Britanya mun - teşrit, idari ve, hususen, siyasi idarestine hakim olanların ” tayinleri işine kadınların böyle mühim - bir ekseriyetle, - on İki milyon erkek müntahibin Karşısına — ondört milyon kişilik bir muazzam ordu halinde Çıkmak — süretirle - İngilterede bu zamana kadar misli görülmemiş bir şeydir.Müntahibelerin müntahiplerden hayli yüksek nisbette çokluğunun delâletiyle de anlaşıları içelma! hadise - erkek nufusla kadın nufus arassın da bir iki cins aleyhinde mevcut ehemmiyetli nisbetsizlik, - bir buçuk milyon raddesindeki “işsizleri, azal- tamamak, banları yıllardan: beri laşe etmek ve belki daha — yıllarca izşe etmek mecburiyetinde bulunmak gibi gülleler içinde olan İngiliz -hüküme: tini düşündürecek, esaslı tetbirler ici- hazına sevkedecek mühim hadisat tandır. Kadınları intihap edici olmaklıkta adetçe erkekler üstün olmaları neti- cesini veren * intihabi ıslâbat , en ziyade Mr. Boldvin ( Baldıuvin ) in nüfuzunun — eseridir. — Her — kesin pek büyük merakla vukuunu — ve | Süreti vereyanını bekleyip görmek dilediği bu gercekten nazan dikkarlğğ calip tecrübenin memleket hakkında hayırlı olacağına, kadınların basiretle hareket, nazarda ve hükümde isabet edecekletine ilmadı. olduğunu Mi Baldvrin beyan etmişci: |si on sekiz yaşında bir de- likanlı iken (Emine) yi ta- nıyordu. O zaman genç kız sekiz, dokuz yaşında bir şe- ydi. Fakat kendi akranı kızlar arasımda o kadar ay- rılıyordu ki o yaşta bile de- İlikanlıların hoşuna zidiyor du. Harp donuııı (Tosun) (Emine) yi tekrar ıbrdüıd zaman geçen dört ıe_na_ım bu kızı nasıl yetiştirdiğine hayrette kaldı. On üç yaşı- na bâsan (Emine) nekadar * şerpilmiş, güzelleşmişti. Ve delikanlı gittikçe rüyalarna karışan genç kızı derhal al- mağa karar veı'ı'li7 Söz ke- sildi, nişan oldu. | Harp tılsımlı bir. girdap olacağına güvenir olmamış olsaydı, tabif bu ıslâhatın vücüde gelmesinde nafiz olmazdı. Mr. Baldwin-in bu “yayırlı,, tabi- Tinden — kaşdenliği — mana, başında bulunduğu muhafazakâr. fırkaya rey verme 'manasıdır.. Büş vekil geçen Kinunusani — iptidalarında İrat ettiği bir nutukta memleketi smele fırka- sından (Labour Tazty) sakınmaklığa dâvet etmiş ; socialistliği reddet | eyen millileşdirilmesi tasavvuronu, tehak- kük etiirecek oluma, — İngilterenin iktisiden ve tcereten ihyası yine gecikecektir. demlişrir. “Vine geci kecektir,, çünkü 1926-da yaptırılan omumi ratili İşgalin sanayide ve alelâmum Müamelarta açtığı rahneyi Kapamak için iki yıl emek — sarfına mecburiyet hasıl — olmuştur Bu bir. bakikatır, fakat bana öyle geliyor ki kadınlardan ençok Teyin — amele fırkasının — namzet - leri tarafından kazanılacağı hususunda bu fırha retsi Me. Makdonald ( Mac- Donald ) in izhar ettiği kansat esas- sız değildir. Kadınların rey hakkına sahip oldukları memlekederde görül müştür Ki halkın. içdmel mvkt ve zenginlik irbariyle, üst tabakalarında bulunan — silelere mensüp — kadınlar Intihap işlerine pek de alâka göster- miyorlar, mücadelelere girmek zah metine — katlanmiyorlarr bu hususta gayret orta sinifta bile Tâyıkiyle gö- Tülmiyor; asıl aşağı şınıflardan, hele amele sınıfına - gerek doğrudan doğ- ruva, gerek allelerinin erkekleri do- layisiyle - mensup — kadınlar intihap işlerinde — fanliyet gösteriyorlar. Bu halin başlıca Üç sebebi vardır: © — İngikere — işçilerin — miktarı, umum pufus Miktarına nisbeten, her yerde- kinden azladır. velngilterede - işçi- lik Avrupanın bütün memleketlerin- dekinden zordur, meşakkadlidır, zica Tağiltere kömürçıkaran Avtupa mem- leketlerinin birincisidir, mader işciliği ise emsali arasında'en güç, enzahmetli olandır; 2 — bir memlekerre âhalinin kadın kısmı erkek kısmından Çok fazla olunca, erkeksiz. çok kadın kalmak zararidir. bunların çoğu, geçinebilmek için çalışmağa , işcilik etmeğe mec- burdur; 3 derece Avam, ve bil- hassa İşci tahakasında kadınlar, umu- miyet itibarile, erkeklerinin güster- dikleri yola giderler, bu — slelamya denecek süret ve derecedeki' inkıyat üst tıbakadaki kudanlarda. o süret ve derecede vakt ölmaz. Ve , işte, bu aşağı sınıf, bu mihnet çeken sınıf : bu bir buçuk milyonu hükümete avuç açmış halde — senelerdenberi bulunan , ve belki daha senelerce bulunacak olan bu zavallı İnsanlar könservatör Mr. Baldwin-in sözlerini ne dinlerler, ne anlarlar; “memleke- tin yüksek menfaatleti, Onlarca mu- amma gibi bir İaftır: aZ çalışmaktık daha insaniyetlice çalıştınlmaklık; ha yatı, umdukları, diledikleti suret ve denecede relahla olmasa Bile , hiç olmazsa, daha az mihnetle geçirmek lğe medar olabilecek miktarda bir ücret almaklık ç şunlar ki — başlıca emelleridir, onları kendilerine vededen Mr. Mac Donald-ı dinlerler , ve sözlerini anlarlar. İste bu mülâhazalardan dolayı bana öyle geliyor ki önümüzdeki İngilta intihabatı umuümiyesinden “Labour Party, daha küvvetlenmiş halde gıkacaktır. Bu mutalâamı arzederken “Liberal,, leri unutmuyorum; hatta, değil unut- mak, onları kendilerine ihmal naza riyle bakılabilir bir fırkanın adamları gödİ telâkki etmiyorum; amele fırkası erkâni - burada arzu tafsilini — zait bülduğum bir parlamento vaz'iyetinin hudusiyle - hükümet başına geçebil- miş oldukları zaman, - tabir eizse - hükümetetlikte —nasıl — beceriksizlik göstermiş, olduklarını; meselâ Fransa- da, hattâ en adi bir. işte, hükümet parlamentoya bir teklifinin kabul olunmadığını görünce, bu keyfiyet | bü fırka bükümet mevkiine geçipte, | sarih bir ademi programından anlaşılan niyetini, banka | beraber, onu böyle sayanl idmat — olmamakla istifa etmeği demokrasla çığrındaki hükü- met idaresinin esaş kaldelerinden Saydıkları halde, demokrat idarece Fransaran, — “ağabeyi,, — değil, - belki “ağa babası, olan İngilterenin o cibana nümune olan Parllanenı, de, - pek Kisa bir vaktiçinde tam dokuz defa tekliflerinin reddolunduğunu görme- kle — beraber, — hükümet — başında tutuninak — cesaretini, — hati — sali- hiyetini — kendilerinde — görebilmiş bulunduklarını unutmuyorum; — fakat, ynuculmaması daha lüzumle olan iki şey daha var ki onları hiç unutmadı- Zim için bu mütalaayı arzedebildim: 1 derece— Şimdiki konservatör vükela hey'etine selef olan “Labour Party, kabinesi hükümet başına dk defa geçmiştiz bu yolda açemi idi; bu ace milik, ve bundan çıkan beceriksizlik, zeval yokmu tutmuştur; 2 decece — Liberal firkasındaki — buhtan — henüz, esasiyle, temamiyle, zail olmuş değil- dir, bundan başka, “Tüberal, ler ara- larında * Liberalism,, meslekine taraf- tar kalanlar bulunmakla beraber, kadın lara İntihap hakkının, bu hak erkeklere ne derecede - verilmişse 0 derecede verilmesi — yolundaki — teşebbüslerin müvatfakiyetle neticelenmesine çalı- şanlara layıkıyle yardım — etmemişler, bu işde çok- gevşek davranmışlardır. Bakalım, ne — olacak? Her - halde, önümüzdeki teşrif ve umumi İngiliz intihabatı İngilterenin, hususen dahili siyasetinin ne yolda cereyan edebile- cek olduğu hakkında bize açık ve doğru bir fikir verecektir. 10 mart 1920 — Alımet Reşit Darüllünmn Bakuk Fakâltesinde - Bukakt esatiye hocası ııııı“ a Romatizma 2 Romatizmalıların kanlarında ekşi- lik ziyade olduğu için en çok İtina edecekleri şey mümkün olduğu kadar eksi: şeyler yememektir. Limon iyidir. Tedbiri ekii Dana, — Közü, piliç gibi gene hayvanların eti ile Dbaş, deri, paça reisulla akaamı hayvaniye rumatiz- malılara eyi gelmez. Av — hayvanatının öyledir. Mahanlari hayvaniyeden sük, yo- Kört, vyümarta müvafıktır. HBZ Dr. Muhittin Tuhumuda Neşriyat huyıtı dare Dabiliye vekâleri tarafından her ay neşrolunan İdare “mecaimasının 10 uncu sayısı kiymetli mündericat ile çıkmıştır. Yeni tayinler, karar ve tamimlerden — beahseden — mecmusdu. İstanbulun idaresi ve Emanetle Vilâyetin tevhidi ünvanlı - mühüm bir tetkik makalesi de vardır. Çocuk haftası 23 Nisanda başlar Kıra çıkmışlardı.. Hayli gez- dikten sönra yoruldular ve acık- ular. Sami bey dedi ki: — Şurda küçük bir lokanta var, girelim mi ? Naciye kabul etti: — Girelim. Girdiler, oturdular, Lokanta- nn sahibi, eski bir kurt, gelen- lerin ne cins müşteri oldukla- rını kayradı. Mübalâgalı bir me- zaketle hemen kaçtı: — Buyursunlar efendim, em- redin, efendim, kendi evinizde gibi hareket edin efendim.. Sami bey evliydi Avkattı. “Arada sırada bir Iş bahane edip, yanına — Nciye gibi bir yavru alıp gezmeye çıkıardı. İşte ogün de böyle bir ka- çamak yapmıştı. Keyli de üstün- deydi. — Oh! dedi, burası hem gü- zel, hem de rahatli. Şu karşı manzaranin letafetine bak.. 'e sözü kesti: l karnım zil çalıyot. — Ne güzel de konuşuyor- AA a Lokantanın sahibi gene yak- laştı: ” — Emredin efendim. — Ne varsa getir.. Yemekler — geldi. — Karınları doydu. Kahveleri ısmarladılar. Naciye sordu : — Evli misin sen ? — Şey.. evet.. — Aşkolsun... — karına ediyorsun haf — Evet — Bunu anlamıştım zaten. — Güzel yemek yedik değil. mi? — Sahi.. ben memnunum. — Ben de.. — Rahatına bak.. evinde çbı hareket et. — Çok zahatım, evimde " ol- madığım kadar. Lokanta sahibi, pişkin bir ta- vurla, dükkânın ta öbür ucuna çekilldi. Arkasını döndü.Uyukla- mağa başladı.Sanki bu halile de, Evinizde gibi hareket ediniz, diyordu. Filyaki Sami beyle Nuciye, evlerinde imişler gibi davranmağa İhanet afettir. Cana kıyar, refaha| kıyar, saadete kıyar, fakat Onun en vahşi bir leııetl: kıydığı şey genç ni rım masum ve bakir hülya- larıdır. Eşi harbe giden hiç bir genç kız yoktur ki gözlerni yumduğu zaman göğsünde “|altun başlı, gül dudaklı bir görmesin. (Bıdınıli) köyünün ma-| tı vi gözlü, narin kızı (Emi- ne) kış güneşi gibi vücudu- nu isıtmadan kaybettiği ağladı. Köyde onun gibi ni- şan olup kalmış başka kız-| lar da vardı. Dört yıl süren büyük muharebeden koca- ları geri gelmiyen on beş gibi insanları kendine - çe- i-| ken takat ve tahammül yet- mez, yaşında dullarla beraber çok|çağırdı, şeker veriyordu. gelüp (Antalya) ya geçen bir vali hanımı (Bademli) köyünde konakladı. kızlar herhangi bir yolcu- dan haber almak için daima bu geçiti gözlerlerdi. Atlı ji mu- hafazasında bir hanımın geldiğini görünce yavaş ya- vaş sokuldular. Hanım efendi sevimli bir tecessüsle etrafına topla- nan alâka- dar oldu. Yanmdaki küçük el çantasını açarak — onları Genç kızlar çekinerek, sü- zülerek, utanarak yaklaş- tılar. Hanrmefendi hepsine " Busırada (İsparta) dan| Gençibir hadi: Beytendi, küçük hanımın be- linden, koluyla kuşak aldı.Küçük banım, hazımsızlığın tevlir etiği Tesele se/davi bir şekil vermek için, buşma beyfendinin omuzu- na dayadı. İşi tam kekâya dökmüşlerdi ki, lokantanın kapısı açıldı, İçe- riye Sami beyin kansı girdi. — Seni ahlâksız senil. İşin var haL İşte işinin ne olduğunu anladım. On beş gündür. peşini birakmıyorum. Bu gün nihayet yakaladım.. Seni rezil seni . ederim, rezalete... ! Sami beyi yumruklayor, to- katlıyordu.. Hıncını iyice aldık- tan sonra kemali azaemetle, gel- diği gibi gitti.. Naciye gülmemek için kendini güç zaptediyordu: — Vah yavrum vahl. Ona ne yapalim bir şeydir oldu. Bu aralık Jokanta sahibi yak laştı, masayı toplamak istedi. Sami bey dedi ki: — Hakkın varmış.. Şimdi oldu işte.. Sahlden evimde gibiyim.. Kendimi evimde zannettim. Selâmi İzzet Nakleden — İlân Havayıcı - beyiiyeden olan - bir maddenin reklâmini yapmak — üzre 90-30 yaş arasında müstalt bir ha- yama Ariyaç vardır. Meaş dolgundur. Taliplerin Sultan Hamamda Mesadet hanında 19 numaraya müracaatları. Darülaceze müdiriyetinden - Kanca — balta — kova 8 8 40 Yukarıda yazılı üç kalem le- vazımtı itfalyenin mubayaası ka- palı zarf usüliyle 11 Nisan 020 Perşembe günü saat on dörtte münakasası dera edilecektir. Talip- lerin yüzde yedi buçuk nisbetin de teminat akçeleriyle ve teklif. nameleriyle Darül'acezeye müra- caatları, & b Darül'acezeyo muktazı 30 ton tüvenan kömürünün kapalı zarf Dsuliyle — münakasası 929 Çarşamba günü saat on dört- te icra edilecektir. Taliplerin te- minat akçeleriyle ve teklifname- - |kadın hali, hareketi, hatta rafında çevre olmuşlar, ha-| çehresinin rengi, lıdqlır yran, memnun fevkalâde|nın değişikliği ile arkadaş- genç kadma bakıyorlardı. (Emine) aralarında idi. Fakat o ne sokuldu, ne şe- ker aldı, ne de hayret ve tecessüs gösterdi. g:ıhı - Kıı. sen de gelsene, baktılar. (Emine) kızardı, sıkıldı, hatta hiddetlenir gi- birer avuç badem şekeri verdi. Yanaklarını ıık..ı, çe- toplanır, dertleşir, maniler nelerini “olşadı, bi oldu. — Gel kızım gel, bak ne k ve iptilâ tanımaz ıöyler,_:(al bakar avunur- q_ıtıfl_l'lıbir hınnıun bu il- se seyreder gibilarından ayrılan bu kızla meşgul olmak istedi, araba- dan atladı. Yaklaştı, (Emi- Oteki kızlar söylediler. — Nıqınlııı muharebeye lh mazik el (Emine) nin yüzünü sevdi. —Nişanlın muharebeden gelinceye kadar bo.ııiııılo ©-

Bu sayıdan diğer sayfalar: