14 Temmuz 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

14 Temmuz 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meclisin tarihi celsesi | Twmwrmotper fa (Başı 1 inci sahitede) dim, Yalnız on bir ay belediye reis- liğim vardır. Bir de burada aranıza > girmek bahtiyarlığını kazanmışım» ar, 5 Matbuat hürdür fakat, kimsenin faziletine dokunmamak ve en mu- kaddes olan devlet rejimine devlet otoritesine zarar Be nl il a; m Hükümetimiz başında bulunan zat ve arkadaşları ve bütün Meclis ne ya pıp yapacağız matbüat: fazilete irca için icap eden kanunu — yapacı Acai B.(Mağla) — Muhte rem arkadaşlarım; matbuat meselesi mevzubahs olduğu zaman hayatınız otuz bu kadar senelik müddetini, ya- ni hayatını onun uğruna vakfetmiş bir arkadaşınızın da bir iki söz söy- lemesini fazla saymazsısınız — diye ümit ettim ve bu ümitlen cesaret ve kuvvet alarak bu kürsüye gelmeğe bir vazife bildim. Bir hakikat Matbuatın ehemmiyetini cümleniz takdir ediyorsunuz. Bunda şüphem yoktur. Buna sarih ifadelerle ve — idelillerle vakıf bulunuyoruz. Fi in matbuatın çok büyük olam kıy: met ve ehemmiyetini anlamak için onun bir an yok olduğunu farzetmek kâfidir o zaman etrafınızı karanlık * bir muhitin, âdetâ bir adem deryası- nın kapladığını hissedeceksiniz bu kadar alıştıktan sonra yele ia olup gittiğini bilmemek ve insanla ven eler dülyüümekte olduğundan habersiz kalmak bu ora içinde dehşet verici bir sü N iönlınaz Ağırlıkları alımda bel ezilmek ve boğulmak dim. e Bu itibarla matbuat bugün her milletin hayatında ve tekâmü- Tande elzemiyet derecesini ha m medeni bir tesis olmak mevikini bi- hatikin işgal ve muhafaza ediyor ve zannolunur ki kaybetmek şöyle dur. sun, bilâkis artırıp gidecektir. Hal böyle iken şimdi bize olduğu gibi bazı memleketlerde zaman zaman matbuattan çok acı şikâyetler yapıl. dığı da görülmüştür medeniyetin bir çok faydalı yüksek müessesesi, dimek zaman zaman emniyete ve insaniyete zaralar da getirebilir, raplar da verebilir. Maattocssüf da bir hakikattır. Çünkü insanlığın daima mütekâmil bu ön kuvvetli mü essesesi bazi mületler için, daha doğ rusu bazı milletlerin bazı hayat dev- celeri için iki tazafıda keskin bir kı- Uç mahiyetini haizdir. Böyle bir kı- 16 onu kullanmayi bilmiyen naehil sllerse kazalar ika ederek cemiyetin istrabını mucip olabilir. Meselâ 31 mart hâdisesinde çok yakin bir tarih olmak üzere kendi memleketimizi göz önüne alarak hatırlıyabiliriz ki, Şeyh Sait isyanında, Menemen irti- camda matbuatın oynadaığı meşum rolleri pek iyi fark eden vatandaşlar rını çok haklı bir iğbirar ve infial ile matbuat aleyhdarlığında çok ileri gittikleri görülebilmiştir. 31 mart hâdisesini hareket ordusu bastırdı. Bastırmaya bilirdi. O za- manı Türk tarihi başka cereyanlar içinde yürüyerek belki bambaşka safi alarda biterdi Menemen hâdisesi Mürettep, umumi ve irticai Şeyh Sa- it isyanını Türk milletinin daima ak- keselim ile beraber giden kahraman- lığı bertaraf etti, Aksi takdirde şim- di bu memlekette yalnız ci tin değil, hattâ müstakil Türklüğün yerinde yeller esebilir, şanlı bir var- İn sefil bir zillet ve esaret; ettiği görülürdü. Menemen hâdiseci behemehal yükselmek azminde bulu. ğu yerde bastırılmış savlet oldu. Ancak bütün milletçe haysiyet ve menfaatine mutabık mu- vaffakiyetlerle bertaraf edilmiş olan bu hüdiselerin her biri Türk milleti- ne maddi ve manevi büyük ziyanla- ra mal olmustur. Yok yere masum bir tek millet ferdinin ve bir kuruş millet parasının ziyanını çekemiye- cek kadar temiz fıtratlı olan vatan. daşlar bahsettiğimiz hâdiselerdeki ziyanın insanca yüzlere, binlere ve servetçe milyonlara mai olduğunu gördükten sonra matbuatın o işlerde oynadığı meşum ruhlara lânet eder- ken şüphesiz bilhâssa o an için pek mazür ve çünkü gayri ihtiyari ve kendilerini alamamışlardır. Bu pek masvr ve çünkü gayri ihtiyari ve gayri kabil içtinap olan lâgala. ra göre matbuatı öyle alabildiğine bir serbestlikle hareket edemiyecek ik çenbere koymalıdır. Bu verici bazı hâdiseler * önünde axi vuhterem arkadaşla” etmi bu türlü mübalâgalara düşmek ten tahzir etmek hissvatma 28940 bulunyorum. Tedbirlerin lu orta böyle şiddetlileri bana çocukluğuma sit küçük bir maceracığı hatırlattı, Bahçemizdeki ağaçlardan birinde he Büz uçmağa başlamış bir kuş yavru su görerek takip etmiştim. Nihayet bir dalın üzerinde onu ur Korkudan çırpınmalarile ben çocuğu da helecanlara uğratan kuş yavrusu elimde iken ağaçtan inemiyeceletim. onu usul ile kuşağımın bir kenarma yerleştirerek ağaçtan indim ve iner inmez hemen yavruyu çıkardım am- ma, heyhat ki, zavailıcık #raşmda şöyle böyle bir tazyikten in MİLLİYET o SALI 14 TEMMUZ 1931 ve beliki biraz da havasızlıktan ölüp gitmişti, Her şeyin içinde olduğu gibi Efendiler; alelıtlak fona değildir, bilâkis hal kaide olarak olunabilir ki, matbuat alelıtlak dir.Mutlak surette iyi olan her şeyin içinde olduğu gibi matbuatta dahi zaman zaman, tıpkı güzel bir çiçek tarlasına karışan yabani, muzır hat- &â zehirli otlar kabilinden fena unsur larda bulunabilir. Bu fena unsurla- rın mazarratlarını izale ederken alel #tlak iyi olan matbuatın çok kuvvetli faydalarında her ha meydan vermemek nazarı dikkate alınacak bir vazifedir. Bunu yalnız mesleğinin menfeatini düşünen bir gazeteci (olarak değil, belki gazetecilikteki rusuh ve tecrü- besini milletin yüksek menfeatlerine büdim kılmak isteyen bir mebus ola rak Heyeti celilenize arzediyorum. Yüz karası mahlâklar Bu sözlerime bakılarak çok sev diğim matbuat mesleğimde yüz ka- rası olan bazı mahlüklara karşı mü- samahakâr hareket etmek istediğine bükmedil ini rica ederim. Mat faydalarından mümkün olduğu kadar fı im için bu medeni tesisin feyzini ve sefasını ihlâl edebileceklere karşı mânasız hasım olmakta beni belki ön safta bulacaksınız. Hakikaten bu yüz den memleketin çektiği ıstıraplar ve ziyanlara geçirdiği tehlikelere artık ukmaksızın bu güzel neticeyi temin etmeninse daima elde bulunduğuna kaniim. Gazetecilik tariki ile Efendiler; otuz bu kadar senelik matbuat hayatımda gazetecilik tari- ki ile yapılabilen iyiliklerin ve fena- lıkların pek çok misallerini görmü- gümdür. ik namma bizzat kendi kalemimle istihsal ettiğimi zannetti- ğim bazı neticeler derece derece ha- | yatımın hakikaten pürüssüz iftihar vesileleridir.Bunların bir tanesini zik retmekliğime müsaadenizi istirham edeceğim. Umumi harp başlamıştı, bilâhara galibiyetle biten müdafaası ile kendi başına dünya tarihini teklip etmiş olanÇanakkale çoksıktşık vazi | yette idi, orada atacağımız fişeklerin | kapsollarını Almanyadan kaçak ola İl rak getirebiliyorduk, henz Romanya harbe girmemişti. Bir tarihçe Fakat Sırbistan merkezi Avrupa ile irtibatımızı kesen bir hâil olarak ortada duruyordu, Sırbistan cephesi yarılarak merkezi Avrupa ile ittisali mizin temini siz :n görünüyordu.Bu açık hakikatı o zamanın merkezi y- mumisine söylediğim © ve Sırbistan cephesi yarılmak üzere müttefikleri. mizin tazyıkını teklif ettiğim zaman (böyle bir hareket Türk mertliğile nasıl telif olanabilecek) tereddütle rile karşılaşmıştım. Arkadaşlarımı ikna edemiyen sözlere badel bu va- dide şiddetli makalelerimin müttefik lerimizi icbar ettiğini görmekle bah tiyar oldum. 15 . 23 gün gibi kısa bir fasıla zar fında Sırbistan cephesi yarılmış, Av- rapa ils doğru muvasalamiz temin olumuş, Çanakkleye ceplerde ve ba- vullarda kaçak eşya olarak değil, bel ki vağonlarla ve trenlerle yardım ye- tiştirmeğe imkân hâsıl olmutur. Namaslu matbuat esası Küçük büyük böyle misalleri te- addüt ettirebilecek ayni zamanda yir mi senelik mebus olan otuz bu kadar il ir gazeteci o vatanda- #inızm, ve bütün bu gazetecilik ha. yatımda Türkiyede namuslu bir mat buat bulunduğunu daima gör- düm. bu müddet zarfında mes leğim içinde karışan fenalar ve fona lıklar da zaman zaman her sağlam bünyeye arız olmağa çalışan ve yı nükseden hastalıklar mahiyetini haiz olmuştur. Matbuat bünyemiz esasen sağlabıdır, ve bu sağlamlıka esasen gayet temiz özlü hamur olan Türk milletinin sağlamlığına dayanır. Bu esaslar elde iken fenalıkları hattâ ko laylıkla bertaraf etmeğe imkân bu- lunacağını kabul etmekiğimizde ha- ta yoktur diyorum. Efkârı umumiye nin bakkile tenviri meselesi yalnız terettüp eden değildir. Matbuit kadar dahi, belki daha ziyade efkârı umumiyeyi tenvir | r yüce tepedir. Buradan millete hitap olunur, ve yalnız bura da değil her vesile ile her yerde sık sık tekrar olunacak bu hitaplarla mil let daima üzerinde o yürünülmekte olan yolların en doğrusu hakında ir şat edilmiş olur. Bizde yanlışlık mu halif ünvanı verilen ve hakikaten müzevirden başka bir şöy olmıyan Barı gazetelerin son zamanlarda her kesi sinirlendirme taşkınlıkları bu günkü istizah ile şu heyecanlı içti iman saik olmuş bulunuyor.İnkilâben ve inkilâp fırkasının müdafii bir za- zeteci olarak hiyanet matbuntımın hezeyanlarile mücadeleye girmiş ba- landuğumu muhterem arkadaşlarım- la bütün millet biliyor.Naçiz şahsım. dan bahsetmek için değil, belki ye. güne silâhları tezvir ve ifsat olan bu gazetelerin neşriyatındaki mahi- yetindeki anlatmak gazetenin başmdaki müseccel vatan haininin güya ağır ittiham olmak ü- bu kürsi edecek zere bana tevcih ettiği isnatlarm €n belli başlılarına huzurumzda ve Büyük Millet huzurunda bir iki keli- me İle temas etmek isterim. Bu va- rakparede o müseceel vatan haininin sekiz on gün musırran tekrar ettiği ne göre ben milyonlar sahibi bir ka vunum, Milyonları da galiba gayri meşru el çabulduklarile toplamışım dır, Delil olarak sayı 1— Beyoğlundaki zinosu binası beni 400 bin liraya almışım. 2 — Bomonti fabrikası benim dir. 3— Zınızal ormanlarını ben almı- şım, Ve saire ve saire, Biraz tevkkkuf Şeret ve namusun zerrelerinden mahrum olan bu herifler benim mil- yonlara malik bir karun olduğumun / bu suretle delillerini vererek efkâre urumiyeye şunu demek ister ler. - Hattâ isterleri fazla - diyorlar: İşte Cümhuriyet Halk Firkasından bir adam ki on sene evvel beş parası yoktu. Şmdi milyonlara malik. Tabii diğerleri de bep böyle; Halbuki dört tarafta millet açlıktan kırılıyor. Şimdi bu efsaneler üzerinde biraz tevakkuf edelim: ürkuvaz ge ya 250 ya binası olduğunu hepiniz bilirsi- pamus ve şerefimle temin ederim ki ben bu dakikada dahi bu binanın sahibi kim olduğunu bilmi- yorum, O kadar yazdıkları ve söyle- dikleri halde hattâ tekzip etmek için bile tahkika lüzum görmedim. Bana elin binası beni alâkadar odec: şey görünmedi ve hâlâda gö: mektedir. Bomonti fabrikasını veçli bir şirköte ait olduğunu bilirim. Sermayesi inhvilâtla temin olunan ve galiba ekseri cshamı muayyen bir ailenin malı olan bir şirkettir. Aran- sa borsada satılan aksiyoları bulu” nur belki, Bu fabrikanın biz tek alesi yonuna dahi malik olmadığımı söy- lersem şaşarsınız tabii, Zıngal orman şirketine gelince, bu © sermayesinin İ pek büyük ekseriyeti Belçikalılar ta- rafından konulan bir Türk © anonim şirketidir. Ormanlar Sinop * Vilâye- timizin Ayancık kazasındadır o taraf lc arkadaşlar veya gelip geçerken uğ ramış görmüş olanlar bilirlerki “ bu şirketle ilk defa olarak Türkiyede bü yük bir orman fennin en son tesisa- ilmeğe çalışıyor ve pek ya kım bir atide senevi yüz bin metreyi geçen en büyük randumanile işleme- ğede başlıyacaktır. Şirket “şimdiye kadar beş milyon liradan fazla mas raf ihtiyar eylemiştir ançak.iyin aze mmeti ilk tahminlere mutabikçıkma. bir santim bile temettu verilmemiş. tir. Ve bu hal bizzarure bir imüddet daha böyle devam edecektir. Meclisi idare azalığı Buşirkette Meclisi idare âzâs, Olanca alâka ve tekayyüdüm her meclisi idarenin vazifesi öyle olmak lâzım geldiği üzere memleketimizde böyle büyük bir iş vücuda getirmek işin emniyetle şimdiye kadar beş milyonu döken alâkadarların, hakla. rınin ve menfoatlerinin ve binaena. leyh emniyetlerinin mahfüziyetleri, me itina etmekten ibaret olmuştur. Cümhuriyet Hükümetine dahi şirket için ciddiyet ve azameti nisbetinde her türlü salâhiyeti göstermekten ha li kalmamıştır ve kalmıyor. Bütün ülmasil vaziyetlerde olduğ ibi bu şirket muvacehesinde örter diği , pek samimi bayırhahlık İş Hükümetinin ebedi bin bir şerefinden birini gerek Hükümetin gösterdiği itina ve ihtimam işin ser mâyedarlardan daha çok evvel ve daha fazla esasen memleketimize te min etmekte olduğu ciddi ve yüksek menfeatten ileri geliyor. Bir mamure Efendiler; düne kadar bir köy ha- linde hu İnan Ayancık — kasabamız. bu orman işletme şirketiniz tesisatı yüzünden bu #in kuytu bir köşesinde bir Avrupa lı mamure halini almış ve eğer hal. kumız çalışmasını bilirse nesillerde devam edecek refahı ve servetin bü- tün cihabıne şimdiden kazanmaş'ölu yor. Ve arkadaşlarıma baber vere. yimki bönim bu şirkette dahi bügü- ne kadar bir tek aksiyonluk bile alâ- kam yoktur. Olsa ne dürüm olurdü ne cinayet, Fakat işte millet kürsü. sünden alenen söyliyorum ki yoktür efendiler, yok, Anlıyamıyacakları işler Çarpık kafalıların, mülevves seciye. lerin ve mel'un vatan hainlerini ebediyyen anlıyaraıyacakları bu işle Cümhuriyet Halk Fırkasma men: | sup her ferdin fahrile, şerefle, büyük zevkle seve seve yapacağı ve niha- yet muvaffakiyetle başaracağı mem | leket hizmetleridir. Peki efehdiler, benim servetim yokmudur? Bu fakırımı ma ilân edi. yorum? Hayır efendiler, benim serve tim vardır, ve aciz muarızlarının hav salalarma sığmıyacak kadar büyük hazineler halinde, Bendeki büyük Servet hazineleri evvelâ Cümhüriyet Halk fırkası erkân ve efradının hep sinde bulunan ideal hazinesidir ki biz onun üstüne kurularak memle- ket ve milleti daima yeni, surlu ufuk lara götürmek için ferih ve fahur çalışır gideriz İdealist bir meslek adamı olarak bu memlekette matbuatçılığı son tekâmül devresine götüren gayreti- min eseri İstanbulda o Cümhuriyet müessesatı halinde bir abide gibi di- kilmiş bulunuyor. Fakat söyliyorum ki maddi ve manevi kıymeti yüksek diğer bir hazine olan bu servetin bu gün için yarı parası hâlü peyderpey ödemekte olduğum borcum olsa da bana göre aslti gam değildir. Çünkü memlekete şimdiye kadar benim yap tıklarımdan daha büyük hizmetler görecek olan bu müesseteyi benden sonra ve benden daha kuvvetle ida- re edecek Türk vatandaşlarını he- men hemen yetiştirmiş bulunyor- alim gibi çalışarak vatana dört tane Türk çocuğu ihda ediyorum ki; om- larda benim izlerimde yürüyecek sonuncu ve en büyük servet hazine- mi teşkil ederler, Bulanık suda Muhterem arkadaşlarım; Büyük Meclis heheyacanla mâtbuat mesele sini tetkike sevk eden sebepler bazı müzevir ve hain insanların bulanık suda balık avlamak üzere bir kıs- sini şimdi arzettiğim yolda tama- men yalan ve dolana maüstenit, hay- siyetşiken, hürmetsiz ve hattâ mille- tin mukaddesatına taarruz şekillerin deki neşriyatından ibarettir, Benim gördüğüme nazaran bunlara cür'et veren vaziyet ise güya mevcut ka- nunların tatbikatta samus ve haysi- yeti, inkilâp ve mukaddesatı muha- fazaya kâfiteminat teşkil edememek te olması zannıdır. Bu zan doğru mudur? Bence ceza itibarile kamun- larda kâfi hudut mevzu ve movcut- tur. Yalnız usulde sür'at noksanı var dır. Maahaza iş madamki bir vesile ile tekrar ele alınmış bulunyor, ceza ları ve usulleri günün gösterdiği ih- tiyaçlara cevap verecek bir matbuat kanunu tanzimile bu mesele kökün. den halledilmiş olur. Korkaklar Hain olan korkaktır, Her bangi bir hezeyanı müteakip pençesi yaka sında olduğunu bilecek, hain bir yaz mak için on kere yüz kere düşüne- cek ve hattâ sizi temin ederim ki nihayet gazete çıkarmaktan ürkerek selâmeti köşesinde oturmakta araya caktır. Bir maksat uğrunda her be. lâya rağmen serar ile çalışacak olan lar yalnız idenlist insanlardır. Hac in kalplerin ve kafaların ebedi bir husran ile mahrum. oldukları şeyde bu ulvi idenl hasisadır. Tekmil oluna cak bu kanunu teminatın yanı başın da hsinlere nefretle mukabele ve mu amele edecek olan Türk milletinin merdane tezahürleri gelir ki bu da hiyanct ve cinayet erbabına karşı vatan selâmetinin fili teminatını teş kil eder (Alkışlar). Ali Saip Beyin beyanatı Ali Saip Bey (Urfa) — Muhte- rem arkadaşlar; benden evvel söz söyliyen hatip arkadaşlarım matbuat hakkında kâfi derecede Heyeti Celi lenizi tenvir ettiler. Onu söylemiyeceğim. 10-12 senedenberi matbuat kanunu nu tadilil uğraşan bir arkadaşınız sıfatile arzediyorum ki, bu gün ko- nuşmakta olan meselede matbuat kanunu veya matbuat işi yoktur. Meselâ gazeteci kılığına giren ve meşrutiyet devrinin İieyiş Vahdeti sine, Suit Mollasına, Refi Cevadına İ benzeyen beş altı seeserinin (Bravo sesleri) her ne bahasına olursa olsun gemi azıya alarak, Yalan ve öftirn tertip ederek efkârı teşvişle acaba rejimi, Cümhuriyeti yıkabilir miyiz sihabma düşmeleridir. İşte bir müd. | dettenberi bufikirle çalışan ve matbu € hürriyetinin arkasına gizlenen yle bir kaç serseri türemiştir. Ban lar rojimi kuranlar, müdafan eden. i leri yıkmak istiyorlar, İ rejimi müdafaa eden, re ©, şerefi ne tecavüzler yaparak ortalığı ted hişederek, terrör yaparak vaziyete hâkim olmak istiyorlar. Efendiler; Sait Molla ve arkadaş ları da böyle yapmışlardı. Onlar da sureti haktan görünerek fırsat gel. zan ve tahmin ederek yazıla- in ile hainlere hareket borusu çalıp “En büyük servet hazinesi, | am elde etmeğe | çalışırlardı. anların yaptığı da aynen budur. Ya zdarile, neşriyatlarile halkın efkârını teşviş ederek terrör yapmak, gaze- teleri susturmak ve harekete geç- mök, Bunların istedikleri Efendiler; tarih bir tekerrürdür. Onlar meşrutiyeti yıkmak istiyorlar. l dı, bunlar Cümhuriyeti yıkmak isti. yorlar (Yıkamazlar sesleri). Efendiler; mütarekeden bugüne kadar müteaddit kanlı hâdiselere şahit olduk. Çerkes Etem hiyanet Giderken bütün avenesini birlikte gö türemedi. Fakat o zaman Çerkeş Etemin bıraktığı hain arkadaşları bir iş değildi, İşte efendiler; bunla- rin içerisinde kalanların başında ola rak hainane hareket eden Arif Oruç bunun bir misalidir. Pusu kuranlar Efendiler; tarikati salâhiyeler, İzmirde vatan için pusu kuranlar Menemen hâdisesini yapanlar acaba tamamile yakayı ee Efendiler, bunlar tamamen yakayı ele verdiler, ancak bunların bir kıs- mı tecziye edildi. En hainleri dışar- da kaldı. İşte Menemen hâdisesile alâkadar olupta, hüdiseden bir kaç gün evvel firar edip ismi Menemende geçimi İ yen Abdülkadir Kemali de bunun misalidir. Şimdi fırsat bekliyorlar. Bunlardan İstanbulda Arif Oruç Zekeriyya, Ahmet Kadri, — İzmirde Zeynel Besim, İsmail Hakkı, Sırrı zamanı gelmiştir zannediyorlar. Fırteat gelmiştir. zannediyorlar. Yazılarile, hareketlerle © hainleri inlerinden çıkarark meşrutiyet namı nı vererek bir muhalefet fırkası yap- mağa çalışıyorlar. İşte asıl konuşula cak ve tedbir alınacak mesele bu- dur. Efendiler; bunlar devri sabıkta yaptıkları gibi hemen bir harekete geçerek vaziyete hâkim olacakları Bı zannediyorlar. Akıllarına şaşarım Fakat, Gazinin memlekete ve vatana verdiği ruh © kadar yüksek ve ulvi- dir ki her hangi bir hiyanct halinde Hükümet kuvvetleri harekete geçme den evvel memleket, vatan çocukları ne yapacakları kendileri bilir ve va- zifesini derhal yapar. Ne sannediyorlar? Efendiler; İzmirde Sırrı denilen bir gazeteci vardır. Bundan bir gün evvel gelen gazetesinde (İsmi kirye Sarrıdır sesleri). demiştir ki «Efendi ler, beyler, Paşalar hazaratı! çekili. niz, millet sizden nefret ediyorn. İşte efendiler; Meclise, Meclisin gahsiyeti maneviyesine ve reislerimi 20 taarruz ediyor. — Bu adam nasıl oluyor da hâli gazete çıkarıyor? Gazetelerin tesiri Muhterem arkadaşlarım; gazete lerin tesirini daha fazla izah edilmek için Şeyh Sait isyanında Şeyh Saide sormuştum bana dedi Gazete- lerin yazılarından cüret aldım. Gaze telerin yazılarından hükümet yoktur. zannettim, Onun için isyan ettim» O halde sen gazetecileri nasıl ta- mıyorsun diye sordum. «Yaşını, ba- şini almış, âli tahsil görmüş, saçını sakalın: bu uğurda ağartmış adam- lar zannediyordum» dedi, Ondan sonra bir kaçını gör. düm, Gülerek gazeteciler bunlar mı imiş dedi. Gazetelerin hariçteki neş- riyatıam tesirlerini hepimiz biliriz, hepiniz bilirsiniz. İşte bu yazıları okuyan efkârr umumiye bunları ha- kikaten memlekete nafi adamlar zan eder, Kimler? Eğer müsaade ederseniz bunların kim olduğunu bir defa efikir: millete vaziyetlerini ve şahsiyetlerini tahlil edelim. (Faydalı olur sesleri). Ben gerçi şahsiyata girmek istemem. Fa. kat efkârı umumiye görsün. Hiyanet ve fenalık edenler kimlerdir onu bir defn Şaha görmüş olsun. Muhterem arkadaşlar; Arif Oruç ben, Anadoluya geçtim, harbe işti. rak ettim diyor. Evet gelmiş; nasl gelmiş biliyor musunuz? İstanbul düşman işçali altıma girer girmez Gazinin açtığı kurtuluş bayrağımı- zn altına girmek vatana hizmet et- mek için Anadoluya müteveccihem bir kafile çıkmış. Arif Oruç bunlar. verdiler mi? | Cenup vilâyetlerimiz- den: Cebelibereket kiza â CEBELİBEREKET — Ce belibereket vilâyeti Suriye ile hemhudut olduğundan dolayı ehemmiyet ve nezaketi mevki- iyesi vardır. Vali Ziya Bey bu- rasını büyük bir vukuf ile idare eylemektedir. Dört kaza 10 na- hiye ve 303 köyden ibaret olan bu vilâyetin havası ve iklimi mutedil, manzarası güzel, kuv- vei inbatiyesi fevkalâde iyi, mahrukat ve mahsultı mebzul olduğundan arazinin kıymeti yüksektir. Asayiş Vilâyetin asayişinde bir fena lık yoktur. Ancak hayvan hır- sızlığı her kesi bizar eylemek- tedir. Kaza ve nahiyelere kadar telefon hatları yaplan çı günlerde tasarruf maksa İ iandarma kamyonları lâğvedil- miştir ki bunda isabet olmamış tır, Çünkü evvelkine nisbetle şimdi masrafın 10 misli artaca ğına şüphe yoktur. Varidat Vilâyetin Oumum varidatı 423,900 liradır. Bu paradan merkezi hükümete de irsalât ya pılmaktadır. Borçtan yalnız üç kişi mevkuf vardır. Sıhhat işleri Vilâyetin sıhhati umumiyesi iyidir. Burada hastahane olma dığından Ceyhandaki mahut hastahane buraya naklolunmuş tur. Ümit olunur ki kaza mer- kezinde ihmal edilmiş olan şu hastahane merkezi vilâyette bir devrei tekâmüle mazhar o- İur, Sıtma mücadelesi sayesin- de hastalık çok azalmıştır. Sıh hiye vekili muhtereminin sıtma mücadelesine verdiği ehemmi. yet ve elde eylediği muvaffa- | kıyet mucibi şükran olmakta- I dır. Buralarda verem, firengi ve drahom yoktur. Merkezde eczahane varsa da ne belediye- de ve ne de hükümette bir ta- bip yoktur. Su ve lâğam Şehre 7/4 kilometroda “Ha- raz,, namile güzel bir su vardır. Ahali kuyu ve dere sularını içerler. Her yer gibi burada da lâğım ve mecra yoktur, Kuyu usulü caridir. Çarşı ve pazarı Osmaniyenin çarşı ve pazarı küçük ise de şirindir, Otel ola- rak yeni bir otel mevcuttur ve burada istirahat kabildir. Ben bu otele geldiğim zaman haylı- ca bir kalabalık vardı. Meğerse bir tulüat kumpanyası buraya misafir olmuş! Bunların arka- sında dolaşanlar otelde en çok kalabalık yapıyorlardı. Bunla- rm içinde Ceyhandanberi abayı yakıp ve parasını kaptırıp ta gelen delikanlılar oda vardı. Bunlar her gece aşna fişna için oteli tavaf eylediklerinden di- ğer müşteriler azap içinde ka- İyor ve şikâyet ediyorlardı. Kumpanya efradı her gece müt hiş küfürlerle kavgalar yaptık- ları ve aralarında kat'iyyen im tizaç bulunmadığı için burada biç bir muvaffakiyet temin e- demeyecekleri © anlaşılıyordu. | Ve netekim de öyle oldu! İki Cebelibereketten bir manzara da para var zannile arkalarına düş- | gün içinde darma dağınık ol- müş Kandireye yakın bir mahalde bunlarla buluşmuş. (Devami var) | duklarımdan otel bir devrei isti rahate kavuştul © N Manzarası cidden güzel şehirleri- mizden biri de Cebeliberekettir. Tiyatroyu seyir için ön sıra da benim için ihzar eyledikler yerde oturdum. Kızlar kanto lar söylüyorlardı. Şöyle bir et rafrma bakındım.. Memleketi gençleri hep kafayı tutmuşlar zilzurna sarhoş olmuşlar! Bi takımı da ceplerinden çıkardıl ları şişeleri kahve fincanları, boşaltarak içiyorlar ve yüksel perdelerden şakalaşıp inzarı u mumiyeyi üzerlerine celbedi yorlardı. Bir aralık şakalar ka kaya çevrildiğinden on beş likanlı biribirine girdiler, Ki altta, kimisi üstte bir bo. ğuşmadır başladı. Sopalar, ka falara tak tak iniyor, pekmez. ler akıyordu. Polis bunları ayı ramadı, nihayet seyirciler için deki jandarmalar müddei umu minin emrile bu haşarı çocuk ları yakalayıp kaarkola götür. düler. UUmumun eğlencesin mahsus olan bir mahalli mey. haneye çevirerek herkesin hu. zur ve rahatını ihlâl eden bu esnaf ve tuhafiyeci delikanlrla; bilmelidirler ki yaptıkları har ket gençlik namına çok ayıp bir cürüm olduğu gibi emle. ketleri hesabına da yüz kızarte cak bir hâdisedir. Hattâ işitti ğime göre herhangi bir mektep müsameresinde bu gibi çirkin vukuat melhuz olduğundan po lis ve jandarmalar ikame edil. seri imiş! Nekadar ayıp şey! . Belediye Belediyenin varidatı 17, lira kadar cüz'i bir şeydir, İri iyesi mezbahası ve doktoru yek tur. Yalnız Fevziye Hanım is- minde muktedir ve çalışkan bir «besi vardır. Belediye mücedde ten altı köprü yaptırmış ve irat olarak ta 7 dükkân yaptırmış- tır. ğ Fıstık ve portakal Vali Ziya Beyin himmetile yabani ağaçlara iki seneden be- ri fıstık aşısı yaptırılmaktadır. Dahil vilâyette şimdiye kadar 20,000 aşı yapılmış ve iyi meti- celer alımmıştır. Ziraat müdürü Ali Bey hastalık olan mahaller- de tedavi ile meşgul olmakta- dır. Şimdiye kadar 16,000 ağaç temizlenmiş ve kurtarılmıştır. Gazi Hazretlerinin bizzat müca' deleyi görüp memnun oldukla- rını işittim. Ziraat müdürü Ali Beyin takdir ve sitayişlere lâ- yık olan vatanperverane gayre tini bizzat gördüm ve işittim. Mumaileyh sezavarı taltif ve şayanı mükâfat fen adamları: Maarif Vilâyette 90 ilk ve merkezde de hususi ii tarafından ikmal olunan bir İk. mal mektebi mevcuttur. Barem kanunu mucibince 24 muallim vekili açığa çıkarılmış olduğun dan bunların yerine muallim te i dariki müşkül olacaktır. Şu hal de geriye doğru bir adım atıl mış oluyor! Millet mekteplerin İ de şimdiye kadar 2976 kişi oku | muştur, Bahçe kazasında mual erin mayıs nın verilemediğini işittim, Mu- allimlerimize sıkıntı çektirilmse meşini rica ederiz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: