16 Ekim 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

16 Ekim 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

j İktibaslar Lotinin evi Loti'nin evinde bir arap ve bir Türk salonu Geçenlörde Pierre Loti'nin © evini ziyaret edem Marie - Edi eh de Bonnevwil - Dauban anla, or “Roche Fort sözlerinin hu- dudu içinde, eski vilâyet hali- mi en çok muhafaza eden ve © diğer Fransız vilâyetlerine hiç benzemiyen bir kasabadır. Lo- © ti sokağından girerek, 102 nu- maralı evin önünde durdum. İhtiyar bir kadın kapıyı açtı: — Paristen mi geliyorsu- muz? dedi, Oo müsaade aldınız mı? O halde buyurunuz. . Bu müsaadeyi Pariste ve- ren Loti'nin oğlu Samul Lo- ti - Vimud bana vermişti. İçeriye girerken kadının siv © ri sakallı kocası da geldi. — Elli dört sene hizmetin- de bulumnuştuk, dedi. Ta Çin “de amiral Courbet'nin emri al- tında müharebe ettiğim zaman danberi. Loti'nin evi.. Burada ne se- © yahatlerin, ne © heyecanların mahsulü var. Dar bahçede dı- varlar fikri ve hissi sarmış gi diyor. Ortada, içine o damla damla su akan bavuzdan kü- > çük küçük o fabailer. ilik güneşe ısınmağa çılayorlar. Hurma ağacı Loti'nin dik tiği hurma ağacıdır. Sadık hiz metçi anlatıyor : — Bu küçük kaplumbağala rı seyahatlarından birinden © getirdi içlerinde en yaşlısı yet- mişliktir. Cezairden gelmiştir. İsmi de Selimadır . Küçük bir salona (| giriyo- ruz. Burası bir Britanyalı ba- rkçınım izbesi.. o Dıvarda, ta- © vanda balık ağları var. Büyük bir koridordan hususi dairelere gidiyoruz. Burası Loti'nin an- nesinin salonu: “Kurmızı sa 1on!,, Loti burada gençliğini geçirmiş. Her tarafta ağır kar mızı kadife var. Piyanonun üs tünde üç yağlı boyalı portre gö lan. büyük kardeşi doktor ve zabiti Gustave'nin res erk e Loti'nin bir hemşi- resi. Bir de Romanya kraliçe si Elisabeth'in Loti'nin altın- da el yazısı ile annesine gön- derdiği iki resmi.,, Her tarafta şark halıları a- yak seslerine mâni oluyor. Kırmızı salondan geniş ve aydınlık başka bir salona geçi yoruz. Bur 'On dördüncü Lui salonu,, . Her taraf açık mai ipekle örtülmüş. Yemek salonunu da geçtikten sonra biricik üst ka ta çıkıyoruz. Sağda okurunu vustai bir salon. Köşede kuy- ruklu bir piyano var. Mozarı ve Şopeni çok seven Loti'nin hayaletini bu piyanoya otur- muş, istiğrak içinde (o çeliyor zannettim . Hizmetçi ağır bir kapıyı aç tı. Sanki bir ğlemden başka bir âleme geçtim. Burası bir cami.. Cami değil de, İstan- bulda bir türbe! Loti İstanbu- lu düşünmek ve hayalinde can İsddırmak için bep boraya ka: panırmış. o Dıvarlarda âyet ler var. Heri cadelerle örtülmüş. Methalde küçük küçük işlemeli terlikler bir sıraya dizilmiş duruyör. Be ri tarafta şimdi suyu akmıyan bir şadırvan! Solda Mekke is tikametinde bir o mihrap! İki şamdan arasına konmuş kürsü nün üstünde açık bir Kuran nazarı dikkati celbediyor. Bir tarafta da avizel, peklilerle örtülü iki türbe! Bu türbeler de zeytin yağlı kandil ler bâl& yanıyor, Lati'nin evinde bundan baş ka “ayrıca bir Arap salonu, bir Türk salonu, bir Çin salonu, bir de Japon salonu vi ü tün bu salonların ber uzak memeleketlerden getiri- len eşya ile doludur. Denebilir ki burası bir ev değil, bir müze de değil, fakat bir &lemdir. & Loti işte böyle bir âlemin içinde yaşıyordu. — Lotinin evindeki fürbe Iktısat Vekâleti Balıkçılık işleri müfettişliğinden: 8 Teşrinievvel tarihinde akdi mirkarrer yağ ve levazmatı bahriye ve gaz münakasamızın bazı esbabı idariyeye binaen mahihalin 20 inci salı günü saat 10 buçuğa tehir edildiği ilân olunur. (3042 kıymetli sec | Birinci sahifeden geçen yazılar m Murahhaslar konferans neticeleri ni nikbinlikle (Başı birinci sahifede) linde fotograflar almmıştır. Murahkhaslar kimlerdir Yunan murahhas heyeti şu zevattan mürekkeptir: M. Pâpanastasiu sabık başve killerden, cümhuriyetperverler ittihadı reisi, M. Papadoplos, kâtibi umumi, M. Bakalbaşi, sabık nâzır, Merkuris, sabık nâ zer (Atina belediye reisinin oğ- hadur) Bensis Dr, ve Darülfü- nun müderrisi, M. Sideris sa- bik sosyalist meb'uslardan, M. Simonides Yunan üzümcüler birliği umumi kâtibi, M. Papaz oğlu kâtip, M. Lâskarides Yu- man hava müşavirlerinden Ma- dam Tanopulo Yunan kadnlar cemiyeti mümessili, M. Kiryozi belediyesi, mü ü, M. Psalti M. Lihnor matbuat mümes: M. Kasimatis dava vekili. Murahhaslardan o Profesör Spiropulos ve müşavirlerden M. Zivulos cumartesi günü İtal ya vapuru ile geleceklerdir. Heyet reisinin beyanalı Yunan heyeti ahbasası reisi cümhuriyetçi, işçi ve çift- çi fırkası reisi M. Papa Anas- tasiu dün akşam, kendisile gö rüşen gazetecilere kısaca şu be yanatta bulunmuştur: — İstanbula ilk defn geliyo rum, ne güzel memleket... Gös terilen bu samimi hüsnü kabul den çok mütehassisim. İki mil- let arasında başlamış olan ya- kmlık ve tesis olunan rabıta; göreceksiniz ki ebedi kalacak- tır... Balkan konferansı, bu müna sebetleri takviyeye bir sebep o lacaktır.,, Diğer bir murahhas ne diyor? Murahhaslardan Profesör M. Yensis ihtisasatmı şu keli. melerle ifade etmiştir: — Kırk iki sene evvel bir de fa buraya gelmiştim. Bu tarih ten sonra İstanbula dört seya- | hatim var. Şehri gayet iyi bili | rim, Konferans ve Balkan Bir- liği hakkında büyük ümitler besliyorum. Bu, gayet güzel bir fikirdir. O kadar güzel ki Yunanistanda bu fikre bütün millet iştirak etmektedir. Teşebbüs, henüz ilk safha- sında olmakla beraber, yakın- da Balkan milletleri için çok iyi neticeler vereceğine eminim. Heyet kâtibi umumisi'de nikbin Yunan heyeti kâtibi umumisi (Başı birinci sahifede) didi işlerinin milletler arasmda müsavat esasına müstenit ol- ması için her milletin kendi murahhasları üzerinde mües- sir olması teklif olumuyordu. Bu fikir de diğerleri tarafın- dan kabul edildi. Ve Fransız teklifi gibi bir neticeye iktiran etmedi . Hihat işlerinin kat'i surette hal linin mevsimi benüz gelmemiş tir. Her millet esaslı bir tarzı halle gitmekten siyasi bir ta- kum mülâhazalarla içtinap et- mektedir. Yapılan şey: Bu fik rin milletler camiası arasında bir adım daha inkişafını te- min etmemesidir. Konseyin | heyeti umumiyece kabul edi- len maruzatı şu esaslar içinde hülâsa edilebilir . 2 şubat 932 tarihinde tah- didi teslihat konferansında tes lihatın tahdidi için her mem- Teketin Parlamentolar gurupv ir, | riri, M. Ore İ tabii ve dostane olduğunu, Yu Bükreş konferansında tahdidi teslihat meselesi Görülüyor ki: Hafp ve tes- | dini karşılıyorlar M. Papadop!os da demiştir ki: ! — Balkan Birliği fikrinin ilk | mürevviçleri arasındayım, İs- | tikbal hakkında büyük imanım | vardır. Türk - Yunan dostluğu bu teşebbüsün muvaffakıyetin- | de büyük âmil olacaktır. Bütün Balkan milletleri, bu fikrin mu vaffakıyeti için çalıştıkları tak dirde gaye, pek çabuk tahak- kuk edecek, parlak neticeler alı | nacaktır.,, Gelen gazeteciler Heyetle beraber gelen Yu- Ban gazetecileri şunlardıri'M. Kronyotakis sabık meb'us, mat buat cemiyeti reisi M. Likmos Pattis gazetesi muharriri, M. Kolitidis Akropolis gazetesi muharriti, M. Kokinos ve refi- kası, M, Bastias Pröya muhar- olos İmera gaze- tesi muharriri, M. Kolekotani Eleftros Antropos © muharriri, M. Vasilâki İlyadis, M. Mosko pulos matbuat müdür muavini, M. Kaloyerikos umum Yunan gazeteleri mümessili, M. Leru- ios Katimerini muharriri, Yunan gazetecileri ile birlik te Amerika gazetelerinin Avru pa muhabiri M. Christo P. Pa- pazoğlu ve refikası şehrimize gelmiştir. Bir Arnavut murahhasıda geldi Ankara vapuru ile gelenler a rasnda Arnavut murahhaslarm dan M. Leoindi, Paci Bey de vardır. Bu zat, Arnavutluk Maarif nezareti sabrlt müfettişi umumi lerindendir. ' Rahatsız büunan oğlunu © Atirâda hastahaneye yatırmış ve kendisi Yunan mu rahhaslarile birlikte şehrimize gelmiştir. Arnavutluğun diğer murah- | hasları da birkaç güne kadar şehrimize geleceklerdir. Arma- vutluk murahhas heyeti Meh- met Bey Koniçe riyaset etmek- tedir. M. Leonidi Paci Bey muhar ririmize beyanalında Arnavut- luğun komşularile münasebatı goslavya ile mevcut bazı ihti- lâfların haline (çalışıldığını, Türkiyeye gelmekten çok mem nun olduğunu söylemiştir. Yunan heyeti murahhasası reisi M. Papanastasiu bugün saat dokuzda İstanbul gazete- leri mümessillerini kabul ede- rek beyanatta bulunacaktır. kendi murahhasları üzerinde müessir olacaktır. Bu maksada vasıl olmak için, 1 — 1927 de Paris'te kabul edilen ameli çarei halin tatbi- kinin istenilmesini, | 2 — Halen mevcut tesliha. | tın artık tezyit edilmesini . 3 — Kabul edilecek bir nis- pet dahilinde teslihatm tahdi- 4 — Tahtelbahir, hava ve kimya harbinin ve sari hasta - lıklar saçan mikroplar harbinin men'ini 5 — Azami on bin tondan fazla gemiler inşasma müsaa de olunmamasını - Kendi murahhaslarından te. min etmektir. Resmi bir veci- be temin etmekten ziyade te- menni mahiyetinde olan bu e- sasların Parlamentolar kanalı vasıtasile 2 şubat 932 deki kon ferans üzerinde ne gibi bir te - sir göstereceğini artık zama! layin edecektir , Necip ALİ İsmet Pşayı | İstikbal (Başı 1 inci sahifede) larla dahi sönmemiş bir hissi temsil eder. Zir Tkoyi ve sonra da Kossutc'in Türkiyede Imalâm olan kabulda istifadele rinden beri acı tekmil hatıralar silinmiitir. Macarlar o zaman-- dan beri Türkleri kardeş addet mektedir. Macar milleti “çalı- nan mntakaları tekrar elde e- den şark kardeşini hayranlıkla takdir edecektir. Türk misafirler vatanlarına av | detlerinde Macar milletinin bu hayranlığını bu kardeşlik hissi yatını nakletsinler onlar kendi. İerini Budapeştedeki ikametle- ri csnasında kendi nezdlerinde gibi duymuş olmalıdırlar ve bu rada daima böyle olacaklardır. Kardeş milletler PEŞTE, 14 A.A. — (Geçikmiş- tir. Başvekil Hazretleri parlamento- yu ziyaretinte reisin nutkuna cevap verirken; Yüksek Macar ricalinin gösterdiği muhabbetten dolayı mem nuniyet ve teşekkürlerini bildirmiş ve demiştir kiz Bir kandan olduğumuzu, samimi kardeşlik hislerile bağlı balunduğu- muzu, tarihin güç zamanlarında bi- İ le unutmadık. Müşkül devirlerde bi mize kalbi ve semimi hisleri- zi izhar için vesile bulmuştuk. En son vesikalar, en © s6n taharri göstermiştir ki; rlermız beşeriyetin "en eski rkıdır ve en kadim mede niyetlerin bizzat vaz olmuştur. Böyle bir ırkın kardeş milletleri el- bette dünyanın her yerinde kuvvet- il ve beşeriyete dalma (en yüksek hizmetleri ifaya namzet mevkiinde- dir. İnkişaf ve sulbün, sulh O içinde milletlerimize beşeriyete minnetle- rinden azami derecede istifade ga- yemizdir. Buradan en eski rabıtalar İn bağlı olduğumuz Macar milleti- ne iz deha ziyade artmış olarak ayrılacağız. Millet vekillerine, Macar mille- deceğiz. Macar milletine biyik oldu dar da Behiç Beyle teşrifat müdürü Beyler tarafından teşyi | olunmuş” tur, Refikaları Hanrmefendiye bü- ketlor takdim edilmiştir. İstansyon- larda muzika ve asker misafirleri selimlamıştır. Recep B. in Konferansı (Başı 1 inci sahifede) Recep Bey yarın (bugün) Darülfünun konferans salonun da Cümhuriyet Halk fırkası programnın izahı üzerinde bü- yük bir konferans verecektir. Recep Bey bu konferansta fır- ka programımızın esaslarmı ve anavasıflarını, iktısat prensiple rimizi anlatacaktır, Fırka umu mi kâtibi konferansının sonun da bu konferansın faidesini şü- mulleştirmek için hazır bulu. nan zevatı hasbuhüle davet ede cektir. Recep Bey bu yolda derme yan edilecek fikirleri 'dinleye- cek ve cevaplarını - verecektir.. Recep Bey İsmet Paşanm avdetini müteakıp Başvekili müzle görüştükten sonra Balı- kesir tarikile İzmire gidecek ve Uşak, Kütahya ve vakit bulur- sa Aydın vilâyetlerinde bir tet kik seyahati yapacak, halk ile hasbuhalde bulunacaktır. C. H. F. Tstanbal vilâyeti idare di bugün öğleden sonra saat on beş te Beyazıtta Darülfünun konferans salonunda umuma açık olmak üze re bir konfearas Konferansın mevzuu fırkamızın böyük programının izahıdır. Arka- daşlara arzmmalümat olunur. Tahran Sefirimiz Mezunen şehrimize gelmiş bulunuyor Tahran sefirimiz Hüsrev B. Hariciye vekâletinden vâkiolan davet üzerine şehrimize gelmiş tir. Hüsrev Bey biraz rahatsız ulunduğundan tedavi edilmek tedir. Bir haftaya kadar Anka- raya gitmesi mukarrerdir. İİ e ünekin ükmel Altı kişi sandalcılar kâhyasını yaraladılar Ali, Osmün, Cemil Ahmet, Akdf ve AK Osman isminde 6 sandeler ile eski sandalcılar kâhyası Rasim reis arasında sandalcilar kâhyalığı yüzünden bir & münaferet “ atmış. Bu altı kişi ile Rasim reis evvelki akşam Cibalide karşılaşmışlar ve hemen kavgaya tutuşmuşlardır. Bu altı kişiden üçü bıçak, brovning ve negant tabancalarla caki kâhyanm üzerine hücum etmişler ve adamı başından, kolundan vücudunun mu telif yerlerinden yaralamışlardır. Mecruh Rasim bastaneye kaldı- rılmış, carihlerden Cemil yakalan. mış, firar eden diğer beşinin der destine ül edilmiştir. Dünyanın adamı bir Çok kimseler dünyanın en zengin adamının bir Amerika- lr olduğunu zannederler. Halk buki dünyanın en zengin ada- mı, ne Amerikalı, ne Fransız, ne İngilizdir. Haşırömon Mit- sui isminde bir Japondur . Bu adam yeni zenginlerden de değildir. Serveti dün veya evvelki gün o kazanmamışlır. Belki de bu muazzam serveti üç asırlık mesainin mahsulü- dür . Modern milyarderlerin spe- külâsyon © yaparak, (&yahut| cür'etkârane bir teşebbüse gi- rişerek zengin olduklarını gör düğümüz için, belki Japonya- mn üç asırda biriken serveti ne hayret ederiz. Halbuki bu bir tek adamın sahip olduğu milyarları tam on iki nesil çalışarak biriktir- Japonyada satılan, satım a- lınan, nakledilen ne varsa, hep sinin üstünde M. B. K, işareti gö ir. Bu üç harfin ifade et tiği Japonca mana şudur: Mit sui Bussan Kaizhe, Tercümesi de: Mitsui tica- ret kumpanyası. Ayrıca bir Mitsui bankası, bir Mitsui inşaat müessesesi, | bir Mitsui antrepo kumpanya sı da mevcuttur. Bütün bu şir ketlerin başında bugün bükü- met içinde hükümet kuvvetini haiz ticaret kralı Hoşirömen Mitsui bulunuyor . Mikado insanlarının üzerin de hükümran bulunuyor. Mit- soi sülâlesi ise çaya, kâğıda, ğe, sellüloit ve, bahri inşa- ata, hülâsa bir kelime ile Japon ticnret ve sanayiine hâkimdir. Garpte Roçilt ismi serve - tin sembolidir. Halbuki Japon ya bu rolü, Mitsuiifa eder. Şu farkla ki, Japonya'nın Sem beli Roçilt gibi yeni di Ve üç xe Bu harikülâde muvaffakıye.! dem ir müessesedir . Hayatim zehrolurdu j eger Bromural komprimeleri olmasaydı! iy Sinirlerim gerginmi? Bromural! —.. l Brormnurai! .,. Bir bardak su içerisinde alınan bu zararsız pi ilaç gergin sinirleri teskin eder. Gudwigshafen a.Rh.,Almanya) Knoll AG. Kumpanya &ının Bromural'ı çeyrek asırdanberi halkın aradığı muhtaç olduğu bir ilaçtır. 10 ve 20 komprimelik tüpler içerisindediş ve hı ki ln | Sandalcıların sabık idare mem. ru Rizeli Kör Mustafa ile kahvesi Rizeli İsmail evvelki gece Mahmu- diye caddesinde fırancelacı fırın ö nünde durmakta olan Osman kâh: yayı tabanca ile yaralamışlardır. Bunlardan Kör Mustafa yakalan mış, İsmail kaçmıştır. Boyle şaka olur mu? Bakırköyünde İstanbul caddesin de oturan 18 yaşmda Şükrü Hasan ile arkadaşı Yakup şakalaşırken Yakıp masılıs Şükrüyü kaba etim | yaralamış, kaçmıştır. 4 Meme almmış, Yakubun aras masına başlanılmıştır. en me Japondur tin temelini kuran da bir kar İ dındır . 1600 dn işe başlıyan bu katl dının ismi Şuho idi ve Tokup | Mitsui isminde bir prensle ev- | lenmişti. Bu kadın, paranm | her noktadan en emin istinat” gâh olduğunu © anlamış ve iŞ bayatına atılmıştı . Evvelâ rehin mukabilinde ikrazatta bulunmak için bir mü. essese açtı. Bu işte muvaffak olunca bir şarap imalâthanesi vücude getirdi ve reklâm için kocasmın ünvanından da istifa de ederek “Prens Şigo mamü lâtı,, ismini kullandı. Tokup karısma sekiz çocuk bırakarak kırk yaşında öldü . Üç erkek kardeşten o Haşi- Top annesinin vefatında iş başi na geçti. Ve mevcut teşkilâf tevsi etti. Ve üç büyük şehir” de üç müessese daha açtı. O 28 mandan itibaren Mitsui firma" si Japon ticaret âcminde kuv* vetiin histettirmeğe başlamış * hu. 1 Tabanca ile cerh | i / . Haşirop Mitswi * Japonya> daki ticaret usullerinde bir in kılâp vücude getirdi. 1687 de saraym mutemedi oldu. Son* ra bir banka tesis etti. Bu ba ka imparatora sıkıntılı zaman larda para da vermiştir. Japof yada ilk defa olarak çek kull# nan Haşiroptur . Haşirop'tan © sonra işlerin tedviri Haşirömen — ele almif bulunuyor. Dünyanm bu ef zengin adamı şimdi seksen yö şındadır. Günde © on beş sasi çalışır. Japonyadaki mücase, sesenin dünyanın her tarafın” da şubeleri vardır . Avrupaya seyabatlerindii kırk yaşmdaki oğlu da ken: ne refakat (o etmektedir. Oğlu. Avrupa ve Amerika Darülfü nunlarında tahsil etmiştir. Bs” basma son derece hürmeti vaf dır. Ahiren Tokyoda açıla Mitsui bankası son derece m8 Uykusuzmuyum ? ulan Kİİ HİR. lense kusi si İNİ ll Gİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: